İCRA İFLAS HUKUKU - Ünite 3: Haciz, Borcun Taksitle Ödenmesi, İhtiyati Haciz Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 3: Haciz, Borcun Taksitle Ödenmesi, İhtiyati Haciz

Giriş

Borçlu, alacaklının icra takibini başlatıp kendisine ödeme emri gönderilmesi üzerine, borcu kabul edip ödeyebilir. Borçlu aleyhine yapılan takibin kesinleşmesine karşın borç ödenmediğinde, borçlunun mallarının haczi söz konusu olur. Hakkında icra takibi kesinleşen borçlu, borcunu ödemek isteyebilir. Borcun tamamını ödediğinde takip son bulur. Borçlu borcunun tamamını ödeyemiyorsa taksitle ödeme olanağına da sahiptir. Alacaklı, borçlusunun borcunu zamanında ödeyeceğinden emin olmadığında, ilk önce borçlunun mallarına ihtiyati haciz koydurabilir.

Haciz

Borçlu, ödeme emrini aldıktan sonra, borcu kabul edip ödeyebilir. Bu durumda takibe devam edilerek borçlunun malları haczedilemez. Ancak, borçlu ödeme emrine itiraz etmez ya da itiraz ettikten sonra, bu itirazın hükümden düşürülmesi sebebiyle takip kesinleşir ve borçlu borcunu öderse, yine haciz yapılmaz. Takibin kesinleşmesine rağmen borç ödenmez ise takibin bir sonraki aşaması olan borçlunun mallarının haczi söz konusu olacaktır. Haczin amacı, borçlunun mallarını paraya çevirerek alacaklıyı tatmin etmektir. Bunun dışında hacizli malların alacaklıya devri söz konusu olamaz.

Haciz, para alacaklarının ödenmesini sağlamak için, icra dairesi tarafından, borçluya ait mal ve haklara hukuken el konulması şeklinde tanımlanabilir. Bu tanımdan hareketle haciz, para alacaklarının ödenmesini sağlamaya yöneliktir; ancak borçlunun malvarlığı üzerinde uygulanabilir; borçluya ait olan ve paraya çevrilmesi mümkün olan mal ve haklar üzerinde uygulanabilir; haciz işlemi icra organı olan icra dairesi tarafından gerçekleştirilir; haczin geçerliliği için, kural olarak, borçlunun malvarlığına fiilen el koyma gerekmeyip hukuken el koyma yeterlidir.

Kanunda haciz denildiğinde öncelikle, takip prosedüründe takibin kesinleşmesinden sonra satıştan önceki aşamayı ifade eden ve satış talep etme imkânı veren kesin haciz akla gelir. Kanunda, kesin haciz içerisinde, ayrıca; hacze iştirak söz konusu olduğunda belirli şartlarda uygulanan ilave haciz ve satış aşamasında satılan malların alacağı karşılamaması halinde uygulanan tamamlama haczi de düzenlenmiştir.

Kesin haciz dışında, itirazın geçici kaldırılması aşamasında söz konusu olan ve kesin hacze dönüşmedikçe satış hakkı vermeyen geçici haciz; kesin hacze dönüşmedikçe satış imkânı vermeyen, takip hukuku içerisinde para alacakları için kabul edilmiş bir geçici hukuki koruma olan ihtiyati haciz şeklinde iki haciz türü daha bulunmaktadır.

Kesin haciz isteyebilmek için takip kesinleşmiş olmalıdır. Ancak, takibin kesinleşmesinden sonra da icra dairesi haczi, kendiliğinden uygulayamaz, alacaklının talebi gerekir.

Alacaklı haczi, ödeme emrinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde istemelidir. Şayet ödeme emrine itiraz söz konusu ise, alacaklının icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını talep ettiği veya iptal davası açtığı tarihten itibaren bu kararların kesinleşmesine kadar geçen zaman veya icra dairesinde taraflar taksit sözleşmesi yapmışlarsa, taksit sözleşmesinin ihlâline kadar geçen zaman bu sürenin hesabında dikkate alınmaz. Alacaklı süresinde haciz istemez veya haciz talebini geri aldıktan sonra, bir yıllık süre içinde yenilemezse, takip dosyası işlemden kaldırılır. Burada sadece dosya işlemden kaldırılır, icra takibi son bulmaz.

Haciz için yetkili icra dairesi, takibin yapıldığı icra dairesidir. Fakat haczedilecek mallar, takibin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yerden başka bir yerde ise, yetkili icra dairesi, malların bulunduğu yerin icra dairesine bu konuda yazı yazar. Mallar o yer icra dairesi tarafından haczedilir ve hacze ilişkin şikâyetler istinabe olunan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesine yapılır.

İcra müdürü, haciz talebinden itibaren üç gün içinde haczi yapmalıdır. Borçlu, haciz sırasında malların bulunduğu yerde ise, haciz huzurunda yapılır.

İcra müdürü, haczedilecek malı görüp inceler ve malın haczedilip haczedilmeyeceğine karar verir, haczi kabil malları haczeder, haczedeceği malların kıymetini takdir eder ve bu konuda gerekirse bilirkişiye başvurur.

Borçlu haciz sırasında, talep edilirse kilitli yerleri açmaya ve mallarını göstermeye mecburdur. Bu yerler icabında zorla açtırılır. İcra müdürü, borçlunun üzerinde altın, gümüş, para, kıymetli evrak ve diğer kıymetli şeyleri sakladığını anlar ve borçlu bunları vermemekte direnirse, şahsına karşı zor kullanabilir.

İcra müdürü, taşınır ve taşınmaz malların haczi söz konusu olduğunda mahallinde bir haciz tutanağı tutar. Tutanakta nelerin bulunması gerektiği İİK’nun 102. maddesinde belirtilmiştir.

Haczin konusunu borçlunun haczi kabil taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki alacakları ve diğer parasal malvarlığı değerleri oluşturur. Borçlunun tüm malvarlığı değil, kıymet takdirine göre, sadece borcu karşılayan mallar haczedilir. Borçlunun mallarının ancak alacağın kendisi ve faizi ile giderleri karşılayan miktarı haczedilebilir; daha fazlası haczedilmez.

Haciz yaparken, tarafların menfaatinin dengelenmesi, alacaklının alacağına ulaşması sağlanırken, borçlunun da menfaatlerinin mümkün olduğunca korunması gerekir . Bu hüküm ve hacizle ilgili diğer hükümler dikkate alındığında, haciz yapılırken belirli bir sıraya uyulması gerektiği sonucuna varılabilir ki, buna hacizde tertip (sıra) denir.

Borçlunun parasal değeri olmayan ve paraya çevrilemeyen şeyleri haczedilemez. Ancak, parasal değeri olan malvarlığına dâhil her şeyin haczi de mümkün değildir. Kanun koyucu bir takım sosyal düşüncelerle, özellikle borçlunun ve ailesinin yaşaması ve ekonomik varlığını devam ettirmesi, tamamen topluma muhtaç hale gelip toplumsal dengenin bozulmaması için, borçlunun bazı mal ve haklarının tamamının veya bir kısmının haczedilemeyeceğini kabul etmiştir. Kıymetli şeylerin dışında haczedilen diğer taşınır mallara mutlaka icra müdürü tarafından fiilen el konulması gerekmez; bunlara hukuken el konulması, başka bir deyişle sadece haciz işlemi yeterlidir. Bu mallar istenildiği zaman verilmek şartıyla hacizden sonra geçici olarak alacaklının muvafakati ile borçlunun veya kabulü halinde üçüncü kişinin elinde bırakılabilir. Taşınmaz malların haczinin de taşınmazın bulunduğu yerde yapılması gerekir. Bu tutanağın nasıl düzenleneceği İİK’nun 102. maddesinde belirtilmiştir. Ayrıca icra dairesi, taşınmazın haczedildiğini ve haczin ne miktar alacak için konulduğunu ve alacaklının adı ile adresini tapu sicil memurluğuna bildirir. Haciz tapu siciline şerh verilir. Borçlunun malları gibi intifa hakkı ve sahip olduğu hissesi de haczedilebilir. Borçlunun üçüncü kişilerdeki mal ve alacaklarının haczi genel olarak İİK’nun 89. maddesinde düzenlenmiştir. İcra müdürü, alacaklının talebi ile borçlunun üçüncü kişideki alacağını haczedip bunu haciz tutanağına geçirir ve borçluya bildirilir, böylece borçlunun üçüncü kişideki alacağı haczedilmiş olur.

Alacaklı, hacizden sonra haczedilen malların satılmasını isteyebilir ve bu satış sonucu elde edilen paradan alacağını alır.

Borçluya karşı takip yapılmış ve borçlunun haczedilen malları alacağı karşılıyorsa bu durumda hacze iştirak sorunu çıkmayacaktır. Ancak, borçluya karşı birden fazla alacaklının talebi söz konusu ise ve özellikle bu alacaklılar borçluya karşı takibe başlamışlar ve borçlunun haczedilen malları tüm takip yapan alacaklıların alacaklarını karşılamıyorsa ve hacze iştirakin de şartları oluşmuşsa, hacze iştirak prosedürünün işletilmesi gerekir. Hacze iştirak etmek isteyen alacaklı, ancak ilk haciz üzerine satılan malın bedeli icra veznesine girinceye kadar bu talepte bulunabilir; bu tarihten sonra hacze iştirak mümkün değildir. Süre şartı hem adî, hem de imtiyazlı iştirakte geçerlidir.

Borcun Taksitle Ödenmesi

Hakkındaki icra takibi kesinleşince borçlu borcunu ödemek isteyebilir. Şayet borcunu tamamen öderse takip son bulur, takibin diğer aşamalarına geçilmez. Borçlu borcunu ödemek istemekle birlikte tamamını ödeyemeyebilir. Bu durumda borçlunun borcunu, taksitle ödemesi mümkündür. Borçlu, hacizden önce veya hacizden sonra borcunu taksitle ödeyebilir. Her iki durumda da taksitlendirme, satışa engel olur.

Alacaklı ile borçlu, takipte henüz haciz uygulanmadan taksitlendirme konusunda anlaşma yapabilirler. Şayet alacaklı ve borçlu icra dairesinde bir araya gelir veya haciz sırasında bu konuda anlaşırlarsa, bu durum tutanağa geçirilir ve tutanağın altı alacaklı, borçlu ve icra müdürünce imzalanır, bu şekilde taksit anlaşması yapılmış olur. Bunun dışında borçlunun taksitlendirme teklifini icra müdürü bir muhtıra ile alacaklıya bildirir, alacaklı anlaşmayı kabul ederse, bu durumda da taksit anlaşması yapılmış olur. Taraflar, taksitlendirme konusunda anlaşabilecekleri gibi borcun tamamının ileri bir tarihte ödenmesi konusunda da anlaşabilirler.

Borçlunun mallarının haczinden sonra da tarafların taksitle ödeme anlaşması yapmaları mümkündür. Ancak hacizden sonra taksitlendirme bazı özellikler gösterir. Hacizden sonra yapılan taksit anlaşmasını ikiye ayırmak gerekir. Şayet borçlunun taksitlendirme teklifi İİK’nun 111. maddesindeki şartları taşıyorsa, alacaklının bu konudaki rızası aranmadan taksitlendirme yapılacaktır. Borçlunun teklifi İİK’nun 111. maddesindeki şartları taşımıyorsa, bu durumda yukarıda hacizden önce taksitlendirmeye ilişkin anlatılan hususlar aynen geçerli olacak, alacaklı bu teklifi kabul ederse taksit anlaşması yapılacaktır.

İhtiyati Haciz

İhtiyati haciz, para alacaklarına ilişkin mevcut veya müstakbel takibin sonucunun güvence altına alınması için mahkeme kararı ile borçlunun malvarlığına el konulmasını sağlayan geçici bir hukukî korumadır.

İhtiyati haciz talep edebilmek için alacağın para alacağı olması gerekir. İhtiyati haciz, para alacakları veya para olarak talep edilebilen alacaklar için düzenlenmiştir. İhtiyati haciz talep edebilmek için bu açıdan para alacağının kaynağının ve alacağın bağlı olduğu belgenin önemi yoktur.

İhtiyati haciz talep edebilmek için ayrıca alacağın rehinle teminat altına alınmamış olması gerekir.

İhtiyati hacze karar verebilmek için ihtiyati hacze esas teşkil edecek bir alacağın bulunması yeterli değildir. Kanunda ayrıca ihtiyati hacze karar verilebilmesi için bazı sebeplerin bulunması da aranmıştır. Bunlar, ihtiyati haczi genel olarak düzenleyen İcra ve İflâs Kanununun 257. maddesinde belirtilen ihtiyati haciz sebepleri ve diğer özel hükümler arasında yer alan ihtiyati haciz sebepleri olarak ele alınabilir. İcra ve İflâs Kanununun 257. maddesinde, ihtiyati haciz sebepleri borcun vadesinin gelip gelmediği dikkate alınarak düzenlenmiştir. Bir para borcu muaccel olmuş, vadesi gelmiş, buna rağmen borçlu borcunu ödememişse alacaklının ihtiyati haciz istemesi mümkündür. Muaccel olan alacaklar için ihtiyati haciz istenirken başka bir şarta gerek yokken, henüz muaccel olmamış, vadesi gelmemiş alacaklar için ihtiyati haciz istenebilmesi bir takım sebeplerin bulunmasına bağlanmıştır.

İhtiyati haciz bir dava değildir. İhtiyati haciz yargılamasında taraflar, ihtiyati haciz talep eden alacaklı ve karşı taraf olarak borçludur. İhtiyati hacizde görevli ve yetkili mahkeme konusunda genel hükümler uygulanır. Esasen icra mahkemesi, ihtiyati hacze karar veremez.

İhtiyati haciz bir dilekçe ile mahkemeden istenir. İhtiyati haciz yargılamasında karşı taraf dinlenmeden de, alacaklının talebi üzerine ihtiyati hacze karar verilmesi mümkündür.

İhtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren on gün içinde alacaklının ihtiyati haciz kararının icrasını istemesi gerekir. Alacaklı, on gün içinde ihtiyati haciz kararının icrasını istemezse, ihtiyati haciz kararı kendiliğinden kalkar ve daha sonra uygulanmaz.

İhtiyati haciz kararının icrası, ihtiyati haciz kararını veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinden istenmesi gerekir.

İhtiyati haczin kaldırılması için kanunda iki yol düzenlenmiştir. Bunlardan birisi itiraz, diğeri ise teminattır. Ancak ihtiyati haciz kararının gerçek anlamda kaldırılması itiraz üzerine mümkündür. Teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı tam olarak kalkmamakta, teminat üzerinde devam etmektedir.

İhtiyati hacizde, ihtiyati hacze karar verilirken borçlu dinlenmemişse, bu karara karşı ona itiraz imkânı tanınmıştır; borçlu dinlenerek ihtiyati haciz kararı verilmişse, daha sonra İİK’nun 265. maddesine dayanarak ihtiyati hacze itiraz edemez. Borçlu dışında, üçüncü kişiler de, ancak ihtiyati hacizle menfaatleri ihlâl edilmişse ihtiyati hacze itiraz edebilirler.

Borçlu, göstereceği teminat karşılığında da ihtiyati haczin kaldırılmasını sağlayabilir. Dava açılmadan önce veya sonra ve takipten önce bu talep, ihtiyati haciz kararını veren mahkemeye yöneltilir; ancak, takipten sonra icra mahkemesinden istenir.

Borçluya karşı dava açmadan veya takip yapmadan önce ihtiyati haciz kararı almış ve bu karara göre borçlunun mallarına haciz koydurmuş olan alacaklı, yedi gün içerisinde borçluya karşı takip talebinde bulunmalı veya dava açmalıdır. Alacaklının kanunda belirtilen sürelere uymaması, yani süresinde dava açıp takip yapmaması durumunda ihtiyati haciz, kendiliğinden hükümsüz hâle gelir ve ilgililer isterse gerekli yerlere bildirilir. Alacaklı, kanunda belirtilen sürede dava açar veya takip yapar ya da yukarıda belirtilen sürelerde gerekli yollara başvurursa, dava veya takip sonuna kadar ihtiyati haciz devam eder. Borçlu yapılan takipte ödeme emrine itiraz etmez ya da dava veya takipler sonunda alacaklı haklı çıkarsa, ihtiyati haciz kesinleşir ve hacizli malların satışı istenebilir.

İhtiyati haciz koyduran alacaklı, haksız çıkarsa, borçlunun ve üçüncü kişilerin haksız ihtiyati hacizden kaynaklanan zararlarını tazmin etmek zorundadır.