İDARE HUKUKUNA GİRİŞ - Ünite 2: Kamu Görevlileri Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 2: Kamu Görevlileri

Ünite 2: Kamu Görevlileri

Kamu Görevlileri Kavramı

İdârenin insan unsurunu oluşturan kamu görevlileri, kamu

personeli olarak da adlandırılmaktadır. Kamu görevlilerini

geniş ve dar anlamlarıyla ele aldığımızda, geniş anlamda

kamu görevlileri kavramı kamu kesiminde çalışan herkesi

kapsar. Örneğin, Cumhurbaşkanı, bakanlar, milletvekilleri,

belediye başkanları, belediye meclis üyeleri, il genel

meclisi üyeleri, ihtiyar meclisi üyeleri, muhtarlar,

hâkimler, subaylar, doktorlar, öğretmenler, hizmetliler

geniş anlamda kamu görevlileridir.

Dar anlamda kamu görevlisi ise devletin siyasal yapısını

oluşturan görevliler dışında kalan ve kamu hukuku

rejimine tâbi, aslî ve sürekli görevleri yürüten gerçek

kişileri ifade eder. Bunlar; hâkimler, subaylar, doktorlar,

öğretmenler, hizmetliler gibi çeşitli hukuki statülerde

bulunan sivil ve asker tüm kamu görevlileridir.

Kamu Görevlilerinin Çeşitli Açılardan

Sınıflandırılması

Geniş anlamdaki kamu görevlilerinin yedi açıdan

sınıflandırılması mümkündür. Bu sınıflama;

• Göreve alınmaları,

• Ücret,

• Süre,

• Aslî ve yardımcı olmaları,

• Uygulanan hukuk dalları ,

• Anayasa ve Devlet Memurları Kanunu itibariyle

yapılır.

Sözleşmeli personel; özel bir meslek bilgisine ve

uzmanlığa gerek gösteren, geçici işlerde ve zorunlu

durumlara özgü olmak üzere kullanılan kamu personelidir.

Devlet Memurluğu ve Memurluk Mesleği

Anayasanın 128. maddesi “Devletin, kamu iktisadî

teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idâre

esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu

hizmetlerinin gerektirdiği aslî ve sürekli görevler,

memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür.”

hükmünü içerir.

Anayasanın bu hükmünde yer alan “genel idâre esasları”

kamu yetkisi, kamu kudreti kullanarak hizmet görmeyi

ifade eder.

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4. maddesinde de

“Mevcut kuruluş biçimine bakılmaksızın, devlet ve diğer

kamu tüzel kişilerince genel idâre esaslarına göre

yürütülen aslî ve sürekli kamu hizmetlerini ifa ile

görevlendirilenler memurdur.” ifadesiyle devlet

memurluğu tanımlanmıştır.

5237 sayılı Türk Ceza Kanununda da memur kavramı

yerine “kamu görevlisi” kavramına yer verildiği

görülmektedir.

Günümüzde memur ile idâre arasındaki ilişki hizmetin

gereklerine göre yasalar tarafından belirlenmektedir.

Memur-işçi ayrımı bağlamında kamu kesimindeki

hizmetlerin üçe ayrılması mümkündür. Bunlar;

  1. Asli ve sürekli hizmetler,

  2. Yardımcı hizmetler ve

  3. İşçiler tarafından görülen hizmetlerdir.

İdârenin aslî ve sürekli kamu hizmetleri ancak memurlar

ve diğer kamu görevlileri tarafından yürütülebilir. Bu tür

hizmetler, özel hukuk kurallarına göre çalıştırılan işçilere

gördürülemez. Yardımcı hizmetlerin mutlaka memurlar

eliyle yürütülmesi zorunlu değildir.

Memurluk mesleğinin;

• Genel memurluk ve

• İstisnai memurluk olarak ikiye ayrılması

mümkündür.

İstisnai memurlukların dışında kalan tüm memurluklar

genel memurluktur. İdârî açıdan özellik taşıyan bazı

hizmetlere, yine idârî sebeplerle ana personel rejimine

bağlı kalınmaksızın memur atanabilme imkânı sağlayan

kadrolara “istisnai memurluklar” adı verilmektedir.

İstisnai memurluk genel memurluk kadrolarına göre daha

az güvencelidir.

Kişiler bilgi ve yeteneklerine göre belli bir düzeyde

memurluk mesleğine girerler. Memurluğun bir meslek

olarak kabul edilmesi için, memurların tarafsız olması ve

memurların siyasal partilere girmesinin yasaklanması gibi

bazı şartların sağlanması gerekir.

İdâre tarafından kullanılacak görevliler; hem sayıları

yönünden hem de nitelikleri açısından yasama organının

denetimi altındadır. Bir kurumun kullanacağı görevlilerin

sayısı “kadro” ile belli olur.

Bu bağlamda kadro, kamu hizmetlerinin yürütülmesini

sağlamak üzere memurun atandığı belirli yetki, hak, ödev

ve sorumlulukla donatılmış görev yeri olarak

tanımlanmaktadır.

Kadro genellikle iki yoldan saptanır:

• Birinci yol yasa çıkarmaktır.

• İkinci yol ise idârî karar almaktır.

Kuruluşun belirlenen amacına ulaşabilmesi için ihtiyaç

duyulan personel sayısının nitelikleri itibariyle

belirlenmesi, personelin temin edilmesi, muhafazası ve

geliştirilmesini içeren bir süreç de “norm kadro”yu ifade

eder.

Memurluk mesleğinin;

• Sınıflandırma ilkesi,

• Kariyer ilkesi ve

• Liyakat ilkesi olmak üzere üç temel ilkesi

bulunmaktadır.

Sınıflandırma ilkesi, devlet memurlarının görevlerinin

gerektirdiği niteliklere ve mesleklere göre sınıflara

ayırmaktır.

HUK103U-İDÂRE HUKUKUNA GİRİŞ

Ünite 2: Kamu Görevlileri

2

Kariyer ilkesi, devlet memurlarına yaptıkları hizmet için

lüzumlu bilgilere ve yetişme şartlarına uygun şekilde

sınıflar içinde en yüksek derecelere kadar ilerleme imkânı

sağlamaktır.

Liyakat ilkesi ise, kamu hizmet ve görevlerine girmeyi,

sınıflar içinde ilerleme ve yükselmeyi, görevin sona

erdirilmesini liyakat sistemine dayandırmayı ve bu

sistemin eşit imkânlarla uygulanmasında devlet

memurlarına güvence sağlamayı ifade eder.

İdâre memur alırken üç temel ilkeye uymalıdır. Bunlar;

• Serbestlik,

• Eşitlik ve

• Görevin gerektirdiği niteliklerin dışında başka bir

nitelik aranmamasıdır.

Serbestlik ilkesi, memur olmanın kişinin isteğine bağlı

olması, hiç kimsenin isteği dışında memur olmaya

zorlanamamasıdır.

Eşitlik ilkesi, memurluğa girişte görevin gerektirdiği

nitelikler dışında bir ayrım yapılmayarak aynı hukuki

durumda olanlara aynı hukuki işlemlerin uygulanmasıdır.

Kamu hizmetlerinin iyi bir biçimde yürütülebilmesi için

memur alımına, genel koşulların yanında özel koşullar da

konabilir. Genel koşullar vatandaşlık, yaş, öğrenim

durumu, kamu haklarından kısıtlı bulunmamak ile

mahkûmiyet, askerlik ve sağlık gibi koşullardır.

Saydığımız koşullar yanında Anayasaya aykırı olmamak

koşuluyla özel koşulların aranması da mümkündür.

Yurttaşların kamu hizmetlerinin yürütülmesine katılımını

sağlayan haklara kamu hakları denir.

Memur ihtiyacının nasıl ortaya çıktığı konusunda da iki

durum söz konusudur. Bunlardan;

• Birincisi yeni bir kamu hizmetinin kurulması

veya yürütülmekte olan bir hizmetin

genişletilmesi sonucu yeni kadrolara ihtiyaç

duyulmasıdır.

• Diğeri ise emeklilik, ayrılma, ölüm, yükselme

gibi nedenlerle kadroların boşalmasıdır.

Memuriyete alımda liyakat ve kariyer ilkelerinin

gerçekleştirilmesini sağlayacak araç ise sınavdır. Sınavlar;

• Yeterlilik ve

• Yarışma sınavı olarak ikiye ayrılır

Devlet Personel Başkanlığına verilen memur alım yetkisi

ÖSYM’ye sınav yaptırılarak kullanılmaktadır.

Aday Memur, ilk defa Devlet memurluğuna atanacaklar

için uygulanan merkezi sınavı kazanarak temel, hazırlayıcı

eğitim ve staja tabi tutulmak üzere kamu kurum ve

kuruluşlarına atananları belirtir.

Adaylık süresini başarıyla tamamlayan adaylar asil memur

olarak atanır. Bir kimsenin bir göreve atanması, “atama”

denen bir idârî işlemle olur. Atama idârenin tek yanlı

iradesi ile hukuki sonuçlar doğuran, kurucu, yenilik

doğurucu, icraî -idâri işlemdir.

Asli Memur: Adaylık süresi içinde temel, hazırlayıcı

eğitim ve staj dönemlerinde başarılı olup ve bu süre içinde

disiplin cezası almayarak memurluğa hak kazanandır.

Aynı yerde göreve başlayanların atama emrinin

kendilerine duyurulduğu günü izleyen gün, başka yerdeki

göreve atananların ise 15 gün içinde görev yerine hareket

etmeleri ve yol süresini izleyen gün işe başlamaları

gerekir. Memurlara yollukları verilmeden atama emri

bildirilmez. İlk kez ya da yeniden göreve atananlardan

belge ile kanıtlanabilir zorlayıcı bir neden olmaksızın

süresi içinde göreve başlamayanların atama işlemi

bozulur.

Memurlara hizmetle ilgili bilgileri veren, beceri

kazanmasını sağlayan eğitimler verilmektedir. Bu eğitim

kurumsal ve kurumlar arası düzeyde verilmektedir.

Memurların çeşitli ödev ve yükümlülükleri bulunmaktadır.

Bunlar, Anayasa, yasa ve devlete bağlılık, kişisel olarak ve

kesintisiz hizmet (işbaşında bulunma) borcu, emirlere

uyma ve hukuka aykırı emir, tarafsızlık yükümlülüğü, mal

bildiriminde bulunma yükümlülüğü, uyumlu giyinme,

davranış ve işbirliği yükümlülüğü, görev yerinde oturma

yükümlülüğü, resmî belge, araç ve gereçleri geri verme

yükümlülüğü şeklindedir.

Memurlara konan yasaklar ise, başka görev alma yasağı,

toplu eylemlerde bulunma, birlikte çekilme ve grev yasağı,

ticaret ve kazanç getirici faaliyetlerde bulunma yasağı,

hediye ve çıkar sağlama yasağı, siyasal partilere girme

yasağı, kitle iletişim araçlarına bilgi veya demeç verme ve

gizli bilgileri açıklama yasağı, ayrıldığı kuruma karşı

görev alma yasağı şeklinde olabilmektedir.

Grev, toplu iş sözleşmesinin yapılması sırasında

uyuşmazlık çıktığında işçilerin topluca çalışmayarak iş

yerinde faaliyeti durdurmak veya önemli ölçüde aksatmak

amacı ile aralarında anlaşarak ya da bir kuruluşun aynı

amaçla çalışmaları için verdiği karara uyarak işi

bırakmalarıdır.

Memurların Değerlendirilmesi

Değerlendirme, memurun görevinde başarılı olup

olmadığı konusunda bir yargıya varma işlemidir.

Değerlendirme bir yandan memurla ilgili birçok kararın

alınmasında bir araç olarak kullanılmakta, diğer yandan da

memura kendi durumunu belirleme, aksayan yönlerini

düzeltme olanağı sağlamaktadır.

657 sayılı Kanuna göre memurlar, Türkiye Cumhuriyeti

kimlik numarası esas alınarak personel bilgi sistemine

kaydolunur ve her memur için bir özlük dosyası tutulur.

Memurların başarı derecelerinin ölçülmesi amacıyla, her

türlü durumlarının işlendiği dosyaya özlük dosyası adı

verilir.

HUK103U-İDÂRE HUKUKUNA GİRİŞ

Ünite 2: Kamu Görevlileri

3

657 sayılı Kanunun 125. maddesinde devlet memurlarına

verilebilecek disiplin cezaları öngörülmüştür. Disiplin

cezası, mevzuatın öngördüğü düzen kurallarına uymama

hâlinde uygulanan ve kamu görevlerinin gereği gibi

görülebilmesi için görevliler hakkında uygulanan

cezalardır. Bu cezalar aşağıdaki gibidir:

a. Uyarma,

b. Kınama,

c. Aylıktan kesme,

d. Kademe ilerlemesinin durdurulması,

e. Devlet memurluğundan çıkarma.

Uyarma, memura görevinde ve davranışlarında daha

dikkatli olması gerektiğinin yazı ile bildirilmesi

şeklindedir.

Kınama, memura görevinde ve davranışlarında kusurlu

olduğunun yazı ile bildirilmesidir.

Aylıktan kesme, memurun brüt aylığından 1/30 ile 1/8

arasında kesinti yapılmasıdır.

Kademe ilerlemesinin durdurulması, fiilin ağırlık

derecesine göre memurun, bulunduğu kademede

ilerlemesinin 13 yıl durdurulmasıdır.

Devlet memurluğundan çıkarma, bir daha devlet

memurluğuna atanmamak üzere memurluktan çıkarmaktır.

Disiplin cezalarına karşı memur;

• İdârî ve

• Yargısal olmak üzere iki tür başvuru yoluna

başvurma imkanına sahiptir.

Görev ve unvanında değişiklik olmaksızın memurun

belirli bir hizmet süresi ve yeteneğini göstermesi hâlinde

aylıkça ilerlemesi de kademe ilerlemesi olarak

adlandırılmaktadır.

Derece yükselmesi ise memurun, bulunduğu hiyerarşi

içinde ilerlemesi ve bulunduğu dereceden bir üst dereceye

geçmesidir. Buna “rütbe yükselmesi” veya “dikey

yükselme” de denir.

Kişisel kusur, hizmetle ve görevle doğrudan doğruya ya da

dolaylı hiçbir ilgisi olmayan, hukukun kamu görevlisi

olsun ya da olmasın herkese yüklediği genel ödevlere

aykırı eylem ve davranışlardır.

Memurun hizmet etme hak ve yükümlülüğünde kısıtlama

yapan iki durum vardır. Bunlar;

• Kadro açığı ve

• Görevden uzaklaştırma durumlarıdır.

“Kadro açığı” terimiyle kadrosu kaldırılan fakat

memurluk statüsünden henüz çıkarılmamış bulunan

memurların durumu anlatılır. Bu durum, genellikle boş

olmayan bir kadronun kaldırılmasıyla ortaya çıkar.

Memurların ceza veya disiplin soruşturması ile karşı

karşıya kalmaları durumunda, görevi başında kalmalarında

sakınca bulunması hâllerinde uygulanan geçici önlemlere

görevden uzaklaştırma adı verilmektedir.

Devlet Memurları Kanununda memurluğu sona erdiren

nedenler aşağıdaki gibi sıralanmıştır:

• Çekilme,

• Çekilmiş sayılma,

• Çıkarılma,

• Memur olmanın koşullarında eksiklik,

• Bağdaşmazlık,

• Emeklilik,

• Ölüm.

Kamu Görevlileri Hakkında Ceza Soruşturması

Ceza hukuku bağlamında kamu görevlileri özel bir konum

içindedirler. Kamu görevlisi olmak ceza hukukunda

ağırlatıcı nedenler arasında kabul edilmiş, bir suçun

mağdurunun ya da failinin kamu görevlisi olması halinde

failin daha ağır bir ceza ile cezalandırılması

öngörülmüştür.

Kamu görevlilerinin suç işlemeleri halinde üç farklı

biçimde ceza soruşturması yapılabilir. Bunlar;

• Genel hükümlere göre yapılan ceza soruşturması;

• 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması,

Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununa

göre yapılan ceza soruşturması;

• 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu

Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanuna

göre ceza soruşturmasıdır.

4483 sayılı Kanun kapsamına giren bir suç işlediği iddia

edilen memur veya diğer kamu görevlileri hakkında

Cumhuriyet savcısı tarafından soruşturma yapılabilmesi

için yetkili idârî merciden izin alınması gerekir. Buna

“izin sistemi ”denir.

Kamu Görevlilerinin Emeklilikleri

Emeklilik, belli bir yaşa gelmiş veya belli bir hizmet

süresini doldurmuş bulunan kamu görevlisinin, kamu

görevlisi statüsünden çıkarılıp emeklilik statüsüne

sokulması olarak ifade edilmektedir.

Kamu görevlilerinin emeklilerine ve hak sahiplerine

sağlanan haklar şunlardır:

• Yaşlılık aylığı (emekli aylığı),

• Malûllük, görev malûllüğü ve harp malûllüğü

aylıkları,

• Hak sahiplerine bağlanan aylıklar,

• Evlenme ve cenaze ödeneği,

• Emekli ikramiyesi,

• Toptan ödeme ve ihya.

Malûllük, bir kimsenin bir dış etki, hastalık veya kaza

sonucunda çalışma gücünü kısmen veya tamamen

yitirmesidir.