İDARİ YARGI - Ünite 2: Yargı Yetkisi ve Yargı Düzenleri Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 2: Yargı Yetkisi ve Yargı Düzenleri
Giriş
Bireyler arasında ya da bireylerle devlet arasında çıkan uyuşmazlıkların çözümlenmesini sağlayan yargılama faaliyeti Anayasa’da bir yeki olarak düzenlenmiş ve bu yetkinin de bağımsız mahkemelerce kullanılacağı öngörülmüştür. Gerçekten de temel hak ve hürriyetlerin korunmasını sağlayan yargılama faaliyetinin bu amacına ulaşması için Anayasa’da mahkemelerin bağımsızlığını sağlamak üzere belli mekanizmalar öngörülmüştür. Buna göre; mahkemelerin bağımsızlığını sağlamak üzere hâkimlik ve savcılık teminatı öngörüldükten başka yasama ve yürütme organlarına karşı bağımsızlığını sağlamak amacıyla hâkim ve savcıların özlük işlerini düzenlemek üzere Hâkimler ve Savcılar Kurulu kurulmuştur. Yine mahkemelerin kuruluşunun, görev ve yetkilerinin yasa ile olacağının düzenlenmesi hatta yüksek mahkemelerin doğrudan Anayasa’da öngörülmesi de yargılama yetkisinin önemini ortaya koymaktadır.
Yargı Yetkisi
Anayasa’nın 9. maddesi, yargıyı bir devlet işlevi olarak düzenlemiş ve yargı yetkisinin, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılacağını belirtmiştir.
Yargı Bağımsızlığı
Yargı yetkisi, hukuk devletinin temel kurumlarından olduğu için, her türlü baskı ve etkiden uzak bir biçimde yürütülmelidir. Anayasa, yargı bağımsızlığını, iki ayrı maddede vurgulamıştır:
- 138. madde mahkemelerin bağımsızlığını düzenlerken;
- 139. maddede hâkimlik ve savcılık teminatı kurallaştırılmıştır
Anayasa’nın 138. maddesine göre, hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasa’ya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz.
Anayasa, hâkimlik ve savcılık teminatını 139. maddede şu şekilde düzenlemektedir:
- Hâkimler ve savcılar azlolunamaz, kendileri istemedikçe altmış beş yaşını bitirinceye kadar emekliye ayrılamaz;
- Bir mahkemenin veya kadronun kaldırılması sebebiyle de olsa aylık, ödenek ve diğer özlük haklarından yoksun kılınamaz.
Hâkimler ve Savcılar Kurulu
Yargının yasama ve yürütme organlarının etkisinde kalmalarının önlenmesi amacıyla, Hâkimler ve Savcılar Kurulu oluşturulmuştur. Bu Kurul, hâkim ve savcıları mesleğe kabul etme, atama ve nakletme, geçici yetki verme, yükselme ve birinci sınıfa ayırma, kadro dağıtma, meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında karar verme, disiplin cezası verme, görevden uzaklaştırma işlemlerini yapar. Adalet Bakanlığının, bir mahkemenin veya bir hâkimin veya savcının kadrosunun kaldırılması veya mahkemenin yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlar. Ayrıca yasalarla verilen diğer görevleri de yerine getirir.
Anayasa’nın 159. maddesine göre: Hâkimler ve Savcılar Kurulu, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kurulur ve görev yapar. Hâkimler ve Savcılar Kurulu on üç üyeden oluşur; iki daire halinde çalışır.
Kurulun Başkanı Adalet Bakanıdır. Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kurulun tabiî üyesidir.
Hâkim ve savcıların görevlerini; kanun ve diğer mevzuata (hâkimler için idari nitelikteki genelgelere) uygun olarak yapıp yapmadıklarını denetleme; görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında suç işleyip işlemediklerini, hal ve eylemlerinin sıfat ve görevleri icaplarına uyup uymadığını araştırma ve gerektiğinde haklarında inceleme ve soruşturma işlemleri, ilgili dairenin teklifi ve Hâkimler ve Savcılar Kurulu Başkanının oluru ile Kurul müfettişlerine yaptırılır. Kurul Başkanı Adalet Bakanı olduğu için Bakan önemli bir yetki kullanmaktadır.
Kurulun meslekten çıkarma cezasına ilişkin olanlar dışındaki kararlarına karşı yargı mercilerine başvurulamaz.
Mahkemelerin Kuruluşu ve Yargı Düzenleri
Anayasa’nın 142. maddesine göre, mahkemelerin kuruluş, görev ve yetkileri yasalarla düzenlenir. Ancak yüksek mahkemelerin kuruluşu Anayasayla düzenlenmiştir.
Doktrinde yargı çeşidi veya yargı kolu olarak adlandırılan yargı düzeni, hukuki nitelikleri bakımından bir bütün teşkil eden uyuşmazlıkların, ayrı bir yargılama usulüne tabi tutulmasını ifade etmektedir.
Yargı kolu kavramı, yüksek mahkemelerden hareketle de tanımlanmaktadır. Buna göre yargı kolu, “kararları aynı yüksek mahkemede temyiz edilen mahkemelerin oluşturduğu düzen olarak tanımlanabilir”.
Yüksek mahkeme, alt dereceli mahkemelerin kararlarını denetleyen ve kararlarına karşı başka mahkemeye başvurulamayan mahkemedir. Temyiz denilen bu denetim yolu, yargı düzeninde kararlar arasında uyum ve birlik sağlanmasına da yaramaktadır.
Temyiz, iki dereceli yargı sisteminde ilk derece mahkemelerince üç dereceli yargı sisteminde istinaf mercilerince verilen kararda usul ve hukuk kurallarına aykırılık bulunduğu iddiası ile kararın bozulması için yüksek dereceli mahkemeye yapılan başvurudur.
Anayasa’da şu üç yargı düzeni bulunmaktadır:
- Anayasa yargısı,
- Adli yargı,
- İdari yargı.
Adli ve idari yargı mercileri arasında görev ve hüküm uyuşmazlıkları çıktığında bu uyuşmazlıkları çözümlemek için Uyuşmazlık Mahkemesi kurulmuştur.
Görev uyuşmazlığı, adli ve idari yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz ya da görevli görmeleri halinde ortaya çıkan ve Uyuşmazlık Mahkemesince giderilecek uyuşmazlıktır.
Hüküm uyuşmazlığı, adli ve idari mercilerinden en az ikisi tarafından, görevle ilgili olmaksızın kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş, aynı konuya ve sebebe ilişkin, taraflarından en az biri aynı olan ve kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesi olanaksız bulunan hallerde ortaya çıkan ve Uyuşmazlık Mahkemesince giderilecek uyuşmazlıktır.
Anayasa Yargısı-Anayasa Mahkemesi
Kuruluşu
Anayasa yargısı esas olarak kanunların anayasaya uygunluğunun denetlenmesidir. Ülkemizde bu görevi, Anayasa Mahkemesi yapmaktadır.
Anayasa Mahkemesi on beş üyeden kurulur. Üç üyeyi Türkiye Büyük Millet Meclisi, kalan on iki üyeyi ise Cumhurbaşkanı seçer.
Anayasa Mahkemesi üyeleri on iki yıl için seçilirler. Bir kimse iki defa Anayasa Mahkemesi üyesi seçilemez. Anayasa Mahkemesi üyeleri altmış beş yaşını doldurunca emekliye ayrılırlar.
Anayasa Mahkemesi’nin Görevleri
Anayasa Mahkemesi’nin başlıca görevleri anayasa uygunluk denetimi yapmak, siyasi partilerin mali denetimini yapmak, kapatılma taleplerini karar bağlamak ve bazı parlamento kararlarını denetlemektir.
Anayasa Mahkemesi, kanunların, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün Anayasa’ya şekil ve esas bakımından uygunluğunu denetler. Anayasa değişikliklerini ise sadece şekil bakımından inceler ve denetler.
Ancak olağanüstü hallerde ve savaş hallerinde çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin şekil ve esas bakımından Anayasa’ya aykırılığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’nde dava açılamaz.
Anayasa Mahkemesi’nde doğrudan doğruya iptal davası açma hakkı, Cumhurbaşkanına, TBMM’nde en fazla üyeye sahip iki siyasi parti grubu ile TBMM üye tamsayısının en az beşte biri tutarındaki üyelere aittir.
Görülmekte olan bir davada, mahkeme uygulanacak bir kanun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükmünü Anayasa’ya aykırı bulursa ya da taraflardan birinin anayasaya aykırılık itirazının ciddi olduğu kanısına varırsa, Anayasa Mahkemesi’ne başvurabilir. Buna itiraz yolu denir.
Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanını, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanını, Cumhurbaşkanı yardımcılarını, bakanları, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay Başkan ve üyelerini, Başsavcılarını, Cumhuriyet Başsavcıvekilini, Hâkimler ve Savcılar Kurulu ve Sayıştay Başkan ve üyelerini görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan sıfatıyla yargılar. Ayrıca Genelkurmay Başkanı, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları da görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divanda yargılanırlar.
Yüce Divan kararlarına karşı yeniden inceleme başvurusu yapılabilir. Genel Kurulun yeniden inceleme sonucunda verdiği kararlar kesindir.
Anayasa Mahkemesi, milletvekilliğinin düşmesine ve yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi kararlarına karşı yapılan itirazları sonuçlandırır.
Milletvekilliğin düşmesi, Anayasa’nın 84. maddesinde sayılan istifa, kesin hüküm giyme, kısıtlanma, milletvekilliğiyle bağdaşmayan bir görev veya hizmeti sürdürmekte ısrar etme, devamsızlık nedenlerinden biriyle ya da Anayasa’nın 101. maddesine göre Cumhurbaşkanı seçilme nedeniyle milletvekilliğinin kendiliğinden ya da TBMM kararıyla sona ermesi halidir.
Yasama dokunulmazlığının kaldırılması, seçimden önce veya sonra suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili hakkında tutulma, sorgulanma, tutuklanma ve yargılanma işlemlerinin yapılabilmesi için TBMM tarafından alınan karardır.
Siyasal partilerin kapatılmalarına ilişkin davalar, Anayasa Mahkemesi’nde görülmektedir. Ayrıca siyasal partilerin gelir ve giderlerinin yasalara uygunluğunun denetimi de Anayasa Mahkemesi’nce yapılmaktadır.
Siyasi partiler, milletvekili ve mahalli idareler seçimleri yoluyla, tüzük ve programlarında belirlenen görüşleri doğrultusunda çalışmaları ve açık propagandaları ile milli iradenin oluşmasını sağlayarak demokratik bir Devlet ve toplum düzeni içinde ülkenin çağdaş medeniyet seviyesine ulaşması amacını güden ve ülke çapında faaliyet göstermek üzere teşkilatlanan tüzel kişiliğe sahip kuruluşlardır.
Herkes, Anayasa’da güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurabilir. Buna bireysel başvuru denir. Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır. Bireysel başvuruda, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurmazdan önce tüketilmesi gereken bir son iç hukuk yoludur.
Olağan kanun yolları, mahkemeler tarafından verilen nihai kararların kesinleşmesine engel olan istinaf ve temyiz kanun yollarıdır.
Adli Yargı-Yargıtay
Adli yargı ceza davalarının ve kişiler arasında çıkan hukuki uyuşmazlıkların çözümlendiği genel yargı düzenidir. Bu yargı düzeninin yüksek mahkemesi Yargıtay’dır.
Anayasa’nın 154. maddesine göre Yargıtay, adliye mahkemelerince verilen ve kanunun başka bir adli yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Kanunla gösterilen belli davalara da ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar.
Yargıtay üyeleri, birinci sınıfa ayrılmış adli yargı hâkim ve cumhuriyet savcıları ile bu meslekten sayılanlar arasından Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nca üye tamsayısının salt çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilir.
Adli yargı düzeni içindeki mahkemeler;
- Hukuk ve
- Ceza mahkemeleri olarak ikiye ayrılmaktadır.
Hukuk mahkemeleri, sulh hukuk ve asliye hukuk mahkemeleri ile özel kanunlarla kurulan diğer hukuk mahkemeleridir.
Bölge adliye mahkemeleri, Yargıtay’ın ağır iş yükünü hafifletecek, davaların daha çabuk sonuçlanmasını sağlayacak mahkemelerdir. Bölge adliye mahkemelerinin esas görevi, adli yargı ilk derece mahkemelerince verilen ve kesin olmayan hüküm ve kararlara karşı yapılacak başvuruları inceleyip karara bağlamaktır.
Bölge adliye mahkemeleri, hukuk ve ceza dairelerinden oluşur.
İdari Yargı-Danıştay
Yürütme ve idarenin hukuka aykırı işlemlerini iptal etmek; idari işlem ve eylemlerden zarar görenlerin zararlarının tazminini sağlamakla görevli yargı düzeni idari yargıdır. İdare ve vergi mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri idari yargı mercileridirler. İdari yargı düzeninin yüksek mahkemesi ise Danıştay’dır.
Danıştay, idari mahkemelerce verilen ve kanunun başka bir idari yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Kanunla gösterilen belli davalara da ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar.
Sayıştay
Sayıştay, merkezî yönetim bütçesi kapsamındaki kamu idareleri ile sosyal güvenlik kurumlarının bütün gelir ve giderleri ile mallarını Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetlemek, sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlamak ve kanunlarla verilen inceleme, denetleme ve hükme bağlama işlerini yapmakla görevlidir.
Kamusal kaynakların yasalara uygun ve verimli kullanılmasında Sayıştay denetimi önemli yer tutmaktadır.
Sayıştay’ın sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlaması;
- Bir başka anlatımla sorumluların mali sorumluluğunu tespit etmesi,
- Yargılamaya esas rapor hazırlanması,
- Yargılama ve temyiz olmak üzere üç aşamadan geçerek gerçekleşmektedir.
Uyuşmazlık Mahkemesi
Anayasa’nın 158. maddesine göre; Uyuşmazlık Mahkemesi adli ve idari yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözümlemeye yetkilidir.
2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 2. maddesine göre Uyuşmazlık Mahkemesi bir Başkan ile on iki asıl, on iki yedek üyeden kurulur. Uyuşmazlık Mahkemesi, hukuk ve ceza bölümlerine ayrılır. Hukuk uyuşmazlıkları Hukuk Bölümünde, ceza uyuşmazlıkları Ceza Bölümünde karara bağlanır. Her bölüm, bir Başkan ile altı asıl üyeden kurulur. Birlikte toplanan Hukuk ve Ceza Bölümleri, Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulunu teşkil ederler.
Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanı, Anayasa Mahkemesi’nce kendi asıl ve yedek üyeleri arasından seçilir. Bölümler ve Genel Kurul, Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanının Başkanlığı altında toplanır.