İLETİŞİM BİLGİSİ - Ünite 6: Kitle İletişimi Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 6: Kitle İletişimi

Ünite 6: Kitle İletişimi

Giriş

İnsanoğlunun yaşam tarihinde Sanayi Devrimi’nin çok önemli bir yeri vardır. Tarım Devrimi ile gerçekleşen köklü değişim ve dönüşüm, Sanayi Devrimi ile bir kez daha kendini göstererek yeni bir hayatın oluşmasını sağlamıştır.

Kitle kavramı bu tarihsel dönem içerisinde ortaya çıkar. Birbirine benzediği, aynı şeyleri düşünüp, aynı kararları aldıkları varsayılan ve toplumsal ilişkiler nedeniyle aralarında sıkı bağlar bulunmayan inşa topluluğudur. Kitlenin benzerliği sanayi tipi üretim biçimlerinden gelmektedir. Fabrika üretiminde nasıl her bir ürün birbirinin aynısıysa kitlenin de standart bir özellik gösterdiği belirtilmektedir.

Kitle Kavramı ve Kitle Toplumu

Kitle; aralarında güçlü iletişim ve etkileşim ilişkisi olmayan insanlardan oluşan bir topluluktur. Bu topluluk ünitede ayrıntılarıyla tartışılacak olan kitle iletişim araçları aracılığıyla kendilerini, çevrelerini ve giderek hayatı, yaşadıkları dünyayı anlamlandırmaya ve yorumlamaya başlarlar. Burada kullanılan “aracılığıyla” sözü son derece önemlidir, buradan şu sonuca varabiliriz: Kitle, başka bir kuruluşun göstermek istediği gerçeklik olgusu üzerinden bir anlam çıkartmaya çalışmaktadır. Yaşadığımız hayat ile bize gösterilen hayat birbirinden çok farklı olabilir ve biz, bunun farkında olmayabiliriz. Tıpkı ürettiği ürünün tamamı hakkında bir bilgiye sahip olmayan sanayi işçisi gibi.

Kitle toplumu oluşturan nedenleri ve toplumsal yapı özelliklerini aşağıdaki gibi maddeleştirmek mümkündür:

  • Kapitalist iş bölümünün geliştiği bir üretim sistemine sahiptir,

  • Büyük çaplı fabrikalarda meta üretimi yapılmaktadır,

  • Nüfusun şehirlerde yoğunlaştığı görülmektedir,

  • Karar alma mekanizması merkezîleşmektedir,

  • Biçimsel eşitlik sağlanmıştır,

  • Bireycilik ön plandadır,

  • Geleneksel bağ kurumları ya çözülmeye başlamış ya da tamamen ortadan kalkmıştır,

  • Yukarıdan yönetilen bir kitle ortaya çıkmıştır.

Kitle İletişimi

Günümüzde ise kitle iletişimi dediğimiz anda aklımıza ilk gelen olgu medya olgusudur. Bu algı son derece doğrudur çünkü medya; ekonomi, siyaset, kültür, eğlence, bilgi gibi gündelik yaşamımızın ayrılmaz parçalarını içinde bulundurur. Bu nedenle medyanın, dolayısıyla kitle iletişiminin, toplumla ilgisini incelemek 20. yüzyıl kuramcılarının en önemli işi olmuştur. Medyanın toplum ile bağını ortaya koyan başlıca üç geleneksel düşünce sistemi bulunmaktadır. 1960’lı yılların sonuna kadar temelleri atılan bu kuramlar, geçerliğini sürdürmektedir. Gelişen iletişim teknolojisi yeni düşünceleri beraberinde getirir ancak bu yeni düşünceler ayrıntılarına bakacağımız geleneksel düşünce sistemlerinin üzerine inşa edilirler.

Kitle iletişimi yaşamımızın her alanında bizimle beraberdir. Her an kitle iletişiminin etkilerine maruz kalmaktayız. Kitle iletişimi, evimizde, işimizde, gelişen teknoloji ile kullandığımız akıllı telefonlar ve tablet bilgisayarlarla yanı başımızdadır. Kitle iletişimi özel yaşantımıza davetsiz bir misafir gibi girer, zaman zaman çekici, alımlı zaman zaman da haddini aşan, itici özellikler gösterir. Kitle iletişimini nasıl değerlendirirsek değerlendirelim ona, hayatımızdan çıkartamayacağımız kadar bağımlı hâle geldik. Kitle iletişimi son derece güçlü olarak kabul edilmektedir; reklamlar aracılığıyla bizlere bir şeyler satın aldırır, kamuoyunun düşüncelerini biçimlendirir, bize bazı toplumları ya da kişileri sevdirir bazılarından nefret ettirir. Kitle iletişimi gücünü, onun gücünün her şeye yeteceğine ikna olmamızdan alır.

Kitle iletişim süreci anonim, heterojen bir alıcı kitlesine iletilerin gönderilmesi işidir. İletileri alan alıcılar çok büyük bir coğrafyaya yayılmış, sayılamayacak kadar fazla insandan oluşmaktadır. Kitleyi oluşturan bireyler toplumsal bir kurum aracılığıyla birbirlerine bağlı değillerdir. Bu nedenlerle;

  • Kitle kalabalık ve kamudan büyüktür.

  • Kitle dağınıktır, üyeleri birbirini tanımazlar. Aynı anda izleyicileri bir araya getiren kişi de kitleyi tanımaz.

  • Kitle, belirli amaçlar için bir araya gelip, birlikte eylemde bulunma yeteneğine sahip değildir.

  • Değişen sınırlar içinde kitleyi oluşturan birimler değişik yapılar gösterirler.

Kısa ve basitçe kitle iletişimi, önceden tasarlanmış çok yönlü iletinin, çok fazla sayıda insana dağıtımının kişisel olmayan yoludur. Bu tanımda önemli olan nokta kitle iletişiminin kişisel olmayan yollarla kendisini gerçekleştirdiğidir. Kısaca kitle iletişimi teknoloji ile aracılandırılmış bir iletişim biçimidir.

Kitle İletişimin Doğası

Kitle iletişiminin doğasında beş öğe bulunmaktadır. Bunlar;

  • Kitle iletişimi karmaşık ve biçimsel kuruluşlar tarafından üretilir,

  • Kitle iletişim kuruluşları çeşitli eşik bekçilerine (gatekeeper) sahiptir,

  • Kitle iletişim kuruluşlarının çalışmasını sağlamak çok büyük miktarda para gerektirir,

  • Kâr amaçlı kuruluşlardır,

  • Bu kuruluşlar rekabetin çok olduğu ortamlarda bulunurlar.

Kitle İletişim Araçları

Kitle iletişim araçları çok çeşitlilik göstermektedir. Kitle iletişim araçları toplumda etki, denetim ve yeniliklerin potansiyel araçları olarak birer güç kaynağıdır. Kitle iletişim araçları aşağıdaki gibi sıralanmaktadır:

Gazete

Gazetenin öncülünü araştırmak için Sezar Dönemi’nin Roma İmparatorluğuna gitmek gerekmektedir. Roma İmparatorluğunda senato kararları bal mumu tabletlere yazılarak şehir meydanına asılmaktaydı. Fethedilen topraklar, toplumsal olaylar, senato kararları, gladyatör dövüşlerinin sonuçları gibi konular bu tablette yazmaktaydı. Okuma bilen yurttaşlar bu tabletleri yüksek sesle okuyarak içeriğin, okuma bilmeyenler tarafından da öğrenilmesini sağlarlardı. Bu tablet Acta Diurna idi.

Kitle gazetelerinin ortaya çıkabilmesi için aşağıdaki şartların yerine getirilmesi gerekmekteydi:

  • Gazetelerin çok kısa zamanda, büyük miktarlarda ve düşük maliyetlerde basılması için matbaanın icat edilmesi gerekmekteydi,

  • Basını desteklemesi için yeterli sayıda insanın okuma bilmesi gerekmekteydi,

  • Kitle izleyicisi ortaya çıkmak zorundaydı.

Berelson, yaptığı görüşmelerde halka şu soruyu yöneltti: “Eğer gazeteler olmasaydı, ne olurdu?” Aldığı cevaplar günümüzde de geçerliliğini korumaktadır ve gazetelerin toplumsal işlevlerinin bir göstergesi olarak da son derece önemlidir:

  • Bilgi edinemeyecekleri için kamuoyunu ilgilendiren olaylar hakkında yorum yapma yeteneklerinde mahrum kalacaklardı,

  • Gündelik yaşam araçlarından yoksun olacaklardı,

  • Onları rahatlatan ve gündelik yaşamın sıkıcılığından kaçmalarını sağlayan bir araç olmayacaktı,

  • İnsanların ilgilerine yönelik haberler, öneri köşeleri gibi toplumsal bağlantıyı sağlayacak olgular olmayacaktı.

Çağımızdaki teknolojik gelişmeler, gazeteleri de İnternet ağı içine monte etmiştir. Dijital teknolojinin yardımıyla gazeteler, kişisel bilgisayarlar, cep telefonları ve diğer cihazlarda okunabilmesinin yanında herhangi bir araştırma için gazetenin eski sayılarına ulaşmak ya da bir anahtar kelime ile ilgili haberleri bulmak da çok kolaylaşmıştır.

Radyo

Radyonun elektromanyetik dalgalar aracılığıyla sesi yayması 1920’lere dayanır. Radyonun icadında James Clerk Maxwell, Henrich Hertz, Gulierra Marconi ve Lee De Forest’un çalışmalarının katkısı büyüktür. Radyonun teknik yapısıyla ilgili ilk icat, 1860 yılında telsizin babası olarak bilinen Maxwell tarafından yapılmıştır. Işık dalgalarına ek olarak elektromanyetik dalgaların varlığını ilk fark eden Maxwell’dir.

Aynı yıllarda Liverpool Üniversitesi’nde Oliver Lodge, Kronstadt Üniversitesi’nde Popoff elektromanyetik dalgaların kullanımını ilerleten çalışmalar yaptılar. Bu teknik buluşların ses aktarımında ilk kullanımını ise Marconi 1985 yılında gerçekleştirdi.

1907 yılında Forest’ın boşluk tüpünü (katot tüpü-üç elektrotlu lamba) bulması, radyonun teknik buluşlarına yeni bir boyut getirdi. Bu kendisine dalgalarla ulaşan insan sesini yeniden oluşturmayı sağlayan ve bunu telefona uyarlayan bir amplifikatördür. Buluşunu 1909 yılında Eyfel Kulesi’ne yerleştirdiği bir antenle denedi. Boşluk tüpü daha önce Ambrose Fleming’in bulduğu radyo lambalarının geliştirilmiş haliydi. Forest’ın geliştirdiği sesin aktarılmasında sürekli olarak kullanılabilen bu lambaların daha güçlü ve daha dayanıklı olması için Almanya’da AEG, Siemens, Telefunken gibi firmalar ar/ge çalışmaları yaptılar. Askerler bu buluşun deniz haberleşmesinde kullanımının önemli olacağını fark etmekte gecikmezler.

1970’li yıllarda kayıt teknolojisi analog kayıt sisteminden dijital kayıt sistemine geçti. Müzik endüstrisinin en önemli destekçilerinden bir olan radyo istasyonları da bu değişime kayıtsız kalmadı. Bu teknolojik değişim beraberinde yeni biçimleri de getirdi. Önce CD’ler plakların ve kasetlerin yerini almaya başladı.

Radyonun İnternetteki varlığı iki yolla kendini gösterir:

  • Birinci yol birçok radyo istasyonunun İnternet siteleri hazırlayarak sanal dünyadaki yerini almasıdır.

  • İkinci yol ise son yıllarda en çok kullanılan yoldur. Radyo istasyonu sinyalini sanal dünyaya gönderir, dinleyiciler ise yayını İnternet sitesinden ya da telefon ve tablet gibi cihazlara özel olarak hazırlanan uygulamaları indirerek dinleyebilirler.

Televizyon

En yaygın kitle iletişim aracı olarak kabul edilen televizyon, milyarlarca insan üzerinde önemli etkilere sahiptir. Düşünce biçimimizin şekillendirilmesinde, ürün ve hizmet satışının yaygınlaşmasında, toplumda geniş kabul gören davranış biçimlerinin kitleye öğretilmesinde, değerler sisteminin neler olduğunun gösterilmesinde, siyasetin etkisinin arttırılmasında son derece önemli işlevler üstlenmiştir.

Çok büyük bir ekonomisi ve siyasi gücü bulunan televizyon, bu özelliğinden dolayı her dönem üreticilerin ve siyaset insanlarının dikkatini çekmiş ve denetlenmesi, üzerinde kontrol mekanizması oluşturulması gereken bir kitle iletişim aracı olarak görülmüştür. Televizyonun toplumsal etkilerinin ortaya çıkartılabilmesi için birçok araştırma yapılmıştır.

Kullanımlar ve doyumlar kuramına göre televizyon şu işlevlere sahiptir:

  • Enformasyon, bilgi edinme ve uzlaşım elde etme isteği,

  • Duygusal ve zevke dayalı ihtiyaçların karşılanması,

  • Güven ve güvenirliğin güçlenmesi gibi kişisel ihtiyaçlar,

  • Aile ve arkadaşlarla irtibat kurma gibi sosyal ihtiyaçlar,

  • Oyalanma, kaçış gibi rahatlama ihtiyaçları.

İnternet

İnternet, geleneksel medyadan farklı bir kitle iletişim endüstrisi oluşturmuştur. Süreç içerisindeki parçaların tanımı değişerek ilişkiler değişmiştir. Örneğin geleneksel kitle iletişim sürecinde yer alan hiyerarşik bir kuruluşa dayalı olan kaynak unsuru değişmiştir.

İnternet ile birlikte tek bir kişi büyük bir kitle ile iletişime geçebilir ya da dünyanın farklı ülkelerinde yaşayan kullanıcılar ortak bir televizyon programı hazırlayabilir. Hayatımızın her alanında etkili olan İnternet ile ilgili tartışmalar genel olarak olumlu ve olumsuz etkiler üzerine yapılmaktadır. Bu tartışmaların ana noktaları şöyle özetlenebilir:

  • Gözetim: Bilgisayara bağlı olan İnternet sistemi, geleneksel medyada gerçekleşen gözetim tanımını değiştirmiştir. Herhangi bir olay gerçekleştiğinde, bu olayın tarafları ya da olayı yaşayan insanlar herkesin okuması için mesajlarını, görüntülerini ve yorumlarını İnternet üzerinden yayınlama şansına sahiptir. Geleneksel medyada olduğu gibi, neyin haberleştirileceğine ve neyin nasıl sunulması gerektiğine karar veren bir editör yoktur. Haber oluştuğunda haberin yayılmasını sağlayanlar kullanıcılar olmuştur.

  • Daha az eşik bekçisi: İstenmeyen malzemeyi sistem dışında tutan eşik bekçilerinin İnternet ile azalması bazı görüşlere göre olumludur; olaylar sansürsüzce verilmektedir, bazı görüşlere göre ise olumsuzdur; yanlış bilginin serbestçe insanlar arasında dolaşmasına neden olmaktadır.

  • İfade özgürlüğü: İnternetin doğası beraberinde ifade özgürlüğünü getirmektedir. İnternetin merkezî bir konuma sahip olmaması, açma kapama düğmesinin bulunmaması, İnternet üzerindeki denetimi ve kontrolü zorlaştırmaktadır.

  • Telif hakkı: Telif hakkı bir ürünü yaratan, yaratıcıların, o ürün üzerindeki maddi haklarının korunmasıdır. İnternet tartışmalarının merkezinde bu hakkın kullanıcılar tarafından ihlal edildiği konusu bulunmaktadır.

  • Mahremiyet: Geleneksel kitle medyasında mahremiyet belirli ölçütler içine alınmıştır. Köklü bir gelenekten geldiği için deneyim ve birikim insanların mahremiyetleri ile ilgili bazı problemleri ortadan kaldırmıştır. İnternetle birlikte bu sorunlar devam ederken yenileri de sürece dahil olmuştur.

Kitle İletişim Araçlarının Özellikleri ve İşlevleri

Kitle İletişimi ve Kitle İletişim Araçlarının Özellikleri

Bu özellikler şöyle sıralanabilir:

  • İzleyici kitle geniştir; sadece belirli bir gruba değil, yerel, bölgesel, ulusal, uluslararası topluluklara seslenir.

  • İzleyici kitle çeşitli toplumsal kümelerden gelen değişik niteliklere sahip insanlardan oluşan bir topluluktur.

  • Kitle iletişimi kamusaldır; içeriği herkese açıktır, üyelik esasına göre işlemez.

  • Kitle iletişim araçları kaynaktan uzakta bulunan, birbirlerinden de ayrı olarak konumlanmış çok sayıda insanla aynı anda ilişki kurabilir. Aynı andalık özelliği, coğrafi sınırları aşar.

  • Kitle iletişimi karmaşık biçimsel kurumları gerektirir; kamusal ve tecimsel yayın (özel kuruluşlar) kuruluşlarının düzenlenişinde toplumsal ve siyasi yapı gözetici ve belirleyicidir.

  • İletişimciyle izleyici kitle arasındaki ilişki kitlenin kişisel tanıklığı olmayan profesyonel iletişimci rolündeki kişiler aracılığıyla kurulur; gazeteci, reklamcı, editör, programcı, yapımcı gibi yayın mutfağında olan ve iletişim bilgilerini iletilebilir mesajlara dönüştüren karar vericiler, izleyici kitle tarafından tanınmadığı gibi sunucuların görünen kimlikleri ile gerçek kimlikleri arasında da farklılıklar vardır.

  • Kitle iletişiminde, iletişim geri döndürülmesi olanaksız bir biçimde tek yönlüdür ve izleyici kitlenin anında cevap verme olasılığı fiilen dışlanmaktadır; araçların doğaları karşılıklığa izin verecek şekilde planlanabileceği halde, bu akan iletişimin denetlenebilirliği ortadan kalkacağı için dışlanır.

  • Kitle iletişim araçlarının ürünleri fiziksel ve parasal anlamda halkın çoğunluğu için kolayca elde edilebilir ürünlerdir ancak elde edilebilirlik her zaman tam bir benimsenme değildir.

Kitle İletişim Araçlarının İşlevleri

Kitle iletişim araçlarının işlevleri şöyle özetlenebilir:

  • Toplumun ufkunu gözetler: Kitle iletişim araçları topluma bilmediği, gitmediği, görmediği yerler hakkında bilgi vererek, dolaysız yaşam ile gelişen insan bilgisinin dolaylı yaşam deneyimleri ile gelişmesini sağlar.

  • Dikkati odaklaştırır: Toplumdaki tehlikeler, olanaklar ve olaylar hakkında farklı kaynaklara kulak veren geleneksel toplumun kitle iletişim araçlarına yöneltilmesini sağlar. Ulusal kalkınma ve modernleşme gibi konular üzerine odaklanan bir kamuoyu yaratabilir.

Kitle iletişim araçlarının en önemli etkisi kendisini gündem koyma ve saptama işlevinde göstermektedir. Kitle iletişim araçları toplumları üzerinde yüzde yüz etkiye sahiptir, her şey kitle iletişim araçlarının söylediği ve belirlediği biçimde gerçekleşir diyemeyiz.

Yapılan araştırmalar göstermiştir ki kitle iletişim araçları yüzde yüz olmasa da toplumları çok büyük oranda etkiler ve bireylerin bilinçlerinin şekillenmesinde, tutum ve davranış geliştirmelerinde, gerektiğinde yeni tutumları ve davranış biçimlerini, düşünce biçimlerini oluşturmalarında önemli bir paya sahiptir.