İLETİŞİM VE ALTERNATİF İLETİŞİM SİSTEMLERİ - Ünite 5: İletişim, Dil ve Konuşma Bozukluklarının Değerlendirilmesi Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 5: İletişim, Dil ve Konuşma Bozukluklarının Değerlendirilmesi
İletişim Bozukluklarında Değerlendirme Yöntemleri
Değerlendirme sürecinde bir grup uzman yer alır. Bu uzmanlar arasında Dil ve konuşma terapisti, Kulak burun boğaz uzmanı, nörolog, pediatri hekimleri, odyolog, fizyoterapist, psikolog, özel eğitim öğretmeni, çocuk gelişim uzmanları yer alabilir. Değerlendirmenin amaçları;
- Bireyin daha iyi olduğu ya da zorlandığı alanları belirleme,
- Yeni ortaya çıkan becerileri saptayabilme,
- Bir bozukluk varsa bozukluğun şiddeti ya da derecesini belirleme,
- Bozukluğun okul, iş, günlük yaşam üzerindeki etkisini inceleme,
- Başka uzmanlara yönlendirme gereksinimi olup olmadığını saptama ve gerekirse yönlendirme,
- Uygun müdahale programı, sıklığı ve uzunluğunu planlamadır.
Kapsamlı bir değerlendirmenin olması için mutlaka içermesi gereken prosedürler bulunmaktadır. Bunlar;
- Vaka öyküsü alma (tıbbi tanıları ve durumu, eğitim, sosyoekonomik düzey, kültürel ve dilsel özellikler gibi),
- Vaka ve ailesi ile görüşme,
- İşitme, görme, motor ve bilişsel durumla ilgili bilgileri gözden geçirme,
- Konuşma, sözel ve sözel olmayan dil ve iletişimin belirli yönlerinin standart ve/veya standart olmayan ölçümlerini gerçekleştirme,
- İletişim becerilerinin takip edilmesi için izleme değerlendirmeleri veya kontrol görüşmeleri yapmadır.
Formal Değerlendirme Yöntemleri
Dil ve konuşma bozukluklarının formal değerlendirmeleri normatif verilerin kullanıldığı standart testler ile yapılmaktadır. Norm referanslı testler denen bu testler, geliştirilme sürecinde geçerliği, güvenirliği ve standardizasyonu yapılmış testlerdir. Bu testlerde bireyin skorları daha önceden belirlenmiş norm değerleriyle karşılaştırılır. Karşılaştırmada kişinin performansı kendisiyle benzer belirli özellikleri taşıyan diğer kişilerin performansı ile karşılaştırılmış olur. Norm referanslı testlerin herkesin anlayabileceği kadar açık bir yönergesi ve puanlama şekli bulunur. Bunlar standartlaştırılmış testlerdir ve her birey aynı süreçlerden geçmelidir. Norm referanslı testlerin avantajlarından en önemlileri şunlardır:
- Bu testler nesneldir; uygulayan ya da uygulanan kişiden minimum etkilenir,
- Bireyin becerileri benzer bireylerden oluşmuş geniş bir grupla karşılaştırılabilir,
- Testler uygulamaya hazır olup, uygulaması hızlı ve pratiktir,
- Çoğu norm referanslı test birçok farklı meslek uzmanı tarafından da tanınmaktadır, böylece sonuçları başka kişilerce de yorumlanabilir,
- Testleri uygulamak ve puanlamak için üst düzey klinik deneyim ve becerisi gerekmez, çünkü uygulama ve yorumlama testin el kitabında açık ve ayrıntılı olarak yer alır,
- Değerlendirilen bireyle ilgili resmî kurumlara rapor yazarken ya da araştırmalarda sonuçları kullanırken norm referanslı testler daha güvenilir ve geçerli olduğu için tercih edilir.
Değerlendirmelerde norm referanslı standart testler kullanılırken ya da test sonuçlarını yorumlarken göz önünde bulundurulması gereken en önemli sınırlılıklar şunlardır:
- Norm referanslı testler bireyselleştirilemezler, yani her vakaya aynı şekilde uygulanması gerekir, kişiye özgü değişiklikler yapılamaz,
- Genellikle durağandırlar; bireyin ne bildiğini söyler ama nasıl öğrendiğini söylemezler,
- Testin uygulanması doğal ortamlarda ya da koşullarda olmaz ve genellikle içerikleri kişiler için hiç tanıdık değildir, bu yüzden gerçek durumu yansıtmayabilir,
- Tek bir test sadece belirli becerileri ölçer, diğer faktörler göz ardı edilir,
- Sonuçların geçerli ve güvenilir olması için tam olarak el kitabında anlatıldığı şekilde uygulanması gerekir,
- Test materyalleri sosyal, kültürel, dilsel farklılıkları olan popülasyonlar için uygun olmayabilir,
- Bir testten aynı puanı alan iki kişinin dil veya konuşma özellikleri aynı demek değildir.
Türkçe konuşan bireylerin dil ve konuşma değerlendirilmesinde kullanılan norm referanslı tarama ve tanılama testlerine örnek olarak Denver Gelişimsel Tarama Testi, Erken Dil Gelişimi Testi (TEDİL), Afazi Dil Değerlendirme Testi (ADD), Ankara Artikülasyon Testi (AAT), Okul Öncesi Dil Ölçeği, Erken Okuryazarlık Testi (EROT), Türkçe Sesletim ve Sesbilgisi Testi (SST), Türkçe İletişim Gelişimi Envanterleri (TİGE-I/II) verilebilir. Örnek olarak verilen bu testlerden ADD, AAT, SST ve EROT Türkçe için orijinal olarak geliştirilmiş; Denver Gelişimsel Tarama Testi, TEDİL, TİGE-I/II ve Okul Öncesi Dil Ölçeği ise yabancı dillerden dilimize uyarlanmış testlerdir.
İnformal Değerlendirme Yöntemleri
Ülkemizde dil ve konuşma terapisi alanının yeni gelişiyor olması sebebiyle formal değerlendirme araçlarının sayısı yeterli değildir. Bu noktada informal değerlendirme araçlarına başvurulmaktadır. Dil ve konuşma bozukluklarının değerlendirilmesinde kullanılan; ölçüt referanslı testler, dil-konuşma örneği alma, orofasiyel muayene, gözlem, görüşme, anket, kontrol listesi, değerlendirme ölçekleri, gelişim envanterleri, portfolyo ve dinamik değerlendirmeler informal değerlendirme yöntemleri arasındadır. Bu testlerden bazıları aşağıda kısaca açıklanmıştır.
Ölçüt referanslı/bağımlı testler ; bireyin performansını norm değerleri ile karşılaştırılmak yerine, önceden dil ve konuşma terapisti (DKT) tarafından belirlenen bir performans ölçütü ile karşılaştırarak belirler. Ölçüt referanslı testlerin avantajlarından bazıları şunlardır:
- Genellikle nesneldirler,
- Testin uygulanması genellikle pratiktir,
- Bu testler bireyselleştirilebilir,
- Vakanın belirli amaç ve beceriler doğrultusunda daha ayrıntılı değerlendirilmesini sağlar,
- Terapi hedeflerini belirlemede norm referanslı testlere göre daha kullanışlıdır,
- Performans değişimlerine daha duyarlıdır,
- Standart testlerin kullanışlı olmadığı sosyal, kültürel, dilsel farklılıkları olan popülasyonlar için daha uygundur (iki dilli bireyler, düşük sosyoekonomik düzeydeki bireyler gibi).
Değerlendirme ölçekleri; bir olgu, özellik, beceriyi tanımlayan ve yanıtlayan kişiden bunlara bir değer vermesini isteyen araçlardır. Bu değerler bazen var/yok şeklinde, bazen derecelendirme (bazen/ sık sık/her zaman ya da şiddetli/orta şiddetli/hafif) yapılacak şekilde olabilmektedir. Bazı ölçeklere ise bu özelliklerin şiddeti ya da sıklığını belirten sıralı puanlar içinden seçim yapılır.
Anketler; vakanın kendisi, ebeveynleri ya da yakınları tarafından yanıtlanacak sorulardan oluşur. Genellikle değerlendirme ölçeklerinden ya da kontrol listelerinden daha detaylı bilgi almak amacı ile uygulanır. ya da sıklığını belirten sıralı puanlar içinden seçim yapılır.
Gelişimsel envanterler; çocukların çeşitli becerilerle ilgili zaman içindeki fiziksel veya davranışsal değişimlerini takip etmeye yararlar. Farklı yaşlardaki çocukların iletişimsel özellikleri örneklenerek hazırlanır. Uygulanmaları çocukların gözlenmesi ya da ebeveynlere sorularak gerçekleştirilir.
Kontrol listeleri; genellikle evet/hayır formatında sorular sorarak vakaların belirli becerileri gösterip göstermediği bilgisini toplayan değerlendirme araçlarıdır. Dil gelişim alanlarının tümü (biçim, içerik, kullanım) ya da birkaçı ya da birindeki becerilerle ilgili olarak hazırlanabilir.
Portfolyo değerlendirmesi; iletişim bozukluğu olan çocuğun bir zaman dilimi içinde yapmış olduğu tüm etkinliklerin, çalışmaların, ürünlerin, performansların toplanıp bir araya getirilmesinden oluşan bir dosyanın incelenmesidir. Portfolyo içinde terapi ortamından, çocuğun ev, kreş ya da okulundan toplanabilecek her tür yazılı, işitsel ve görsel kayıt olabilir.
Dinamik değerlendirme; diğer tüm değerlendirme yöntemlerinden farklı olarak vakanın sadece ne yapabildiğinin değil, farklı müdahaleler yardımı ile öğrenme potansiyelinin belirlenmesi ile neler yapabileceğinin de değerlendirilmesini içerir.
Dil Bozukluklarının Değerlendirilmesi
Dil bozukluklarının ortaya çıkış zamanlarına göre gelişimsel ve edinilmiş olarak ikiye ayrılır. Dil becerilerini etkileyen pek çok faktör bulunduğundan; çocuklarda yetişkinlerde dil bozukluğu olan bireylerin özellikleri ve değerlendirilmeleri birbirinden farklılık gösterir.
Gelişimsel Dil Bozukluklarının Değerlendirilmesi
İlerideki gelişimin temeli olan hayatın ilk üç yılı özellikle çok önemlidir, bu yüzden de çocuklar bu yılları geçirmeden müdahale etmek gelecekleri açısından kritiktir. Küçük çocukları doğal ortamında, tanıdık oyuncaklar, insanlar ve rutinlerle değerlendirmek en idealidir. Üç yaşından sonra formal değerlendirmeler; değerlendirmelerde yer almalı bunun yanında eksik kalan yönleri telafi etmek için informal yöntemler de kullanılmaya devam edilmeli.
Çocuğun ebeveynleri veya bakıcısı çocuğun öyküsü ve şimdiki becerileri hakkında en iyi bilgi kaynağıdır. Çocuğun yanında yetişkinlerin de iletişim biçimleri de değerlendirilir ve çocuktan beklentiler buna göre değişebilir. Ebeveyn Davranışını Değerlendirme Ölçeği (EDDÖ) ve Çocuk Davranışını Değerlendirme Ölçeği (ÇDDÖ) , çocuk ve ebeveyn arasındaki etkileşimi, iletişimi hem çocuk hem yetişkine yönelik değerlendirmek amacıyla Türkçeye uyarlanmış olan iki değerlendirme ölçeğidir. Dil değerlendirmesi, çocuğun dil davranışlarında;
- Bir bozukluk ya da yetersizlik olup olmadığını,
- Varsa, bozukluğun özellikleri ve şiddeti ve
- Çocuk ile ailesini desteklemek için neler yapılması gerektiğini belirlemek amacıyla yapılan bir gözlem, görüşme ve ölçüm sürecidir.
Değerlendirilen çocuk hangi yaşta olursa olsun yaygın olarak kullanılan temel prosedürler şöyle sıralanmaktadır:
- İşitme ve görme ile ilgili değerlendirmeleri kontrol etme, yapılmamışsa yönlendirme,
- Önemli olabilecek tıbbi bilgileri alma (nörolojik, genetik vb.),
- Psikolojik durumla ilgili bilgileri alma (bilişsel işlevler ve zekâ testleri dahil),
- Anne-baba ve/veya bakıcı ile görüşme; onlar sorunu nasıl görüyor daha iyi anlama, çocuğun dil gelişimi ile ilgili bilgi alma, ailenin iletişim biçimlerini değerlendirme ve beklentilerini öğrenme.
Okul çağındaki çocuklar ve ergenler için ise değerlendirmeye genellikle aşağıdaki prosedürler eklenir:
- Okuldaki akademik başarısı hakkında bilgi edinme,
- Çocuğun yazı örneklerini inceleme,
- Değerlendirmede kullanılacak sözcük ya da cümle seçimi için ders kitaplarını inceleme,
- Çocuğun okulda ne gibi sorunlar yaşadığı ile ilgili öğretmen ve psikolojik danışman ile görüşme.
Aile görüşmelerinin amacı çocukla ilgili bilgi toplamak, aileyi bilgilendirmek ve gerekli ise yönlendirmektir. Bunun için vaka öyküsü alınır. Vaka öyküsünde;
- Vakaya ait kişisel bilgiler,
- Ailenin dil bozukluğuna dair tutumu,
- Doğum öncesi ve doğumla ilgili bilgiler;
- Çocuğun medikal öyküsü,
- Gelişimsel öykü,
- Önceki değerlendirme ve müdahaleler,
- Eğitim bilgileri sorulur.
Dil örneği ile dilin tüm bileşenleri, yani içerik (semantik), biçim (fonoloji, morfoloji ve sentaks) ve kullanım (pragmatik) becerileri incelenebilir. Özellikle sözcük dağarcığı, ortalama sözce uzunluğu ve çocuğun kullandığı morfemler ile ilgili ayrıntılı bilgi sağlamak amacıyla kullanılır. Ortalama Sözce Uzunluğu (OSU) çocuğun sentaktik ve morfolojik gelişiminin değerlendirilmesinde sıklıkla tercih edilen güvenilir bir ölçümdür. Gelişimsel dil bozukluklarının değerlendirilmesinde kullanılan norm referanslı testler: TEDİL, Peabody Resim Kelime Testi, Türkçe İfade Edici ve Alıcı Dil Testidir (TİFALDİ).
Edinilmiş Dil Bozukluklarının Değerlendirilmesi
Afazide Dil Değerlendirmesi: Değerlendirmenin amacı;
- Dil davranışlarının güçlü ve zayıf yönlerini tanımlamak,
- Mevcut sorunları belirlemek,
- Müdahale hedeflerini oluşturmak ve
- Dili anlama, üretme ve kullanmayı kolaylaştıracak faktörleri tanımlamaktır.
Afazi formal ve informal testlerle değerlendirilebilir; Vaka öyküsü, Duyusal problemler, Doğal dil örneği, Oral motor değerlendirme gibi. Afazi değerlendirmesinde incelenecek dil, konuşma ve iletişim becerileri şunlardır; Konuşma akıcılığı, Dil içeriğini anlama, Dilin biçimini anlama ve üretme, Tekrarlama, Adlandırma, Cümle ve daha uzun üretimler, Okuma, Yazma ve Otomatik konuşma.
Değerlendirme amaçları şunlardır; Afazi olup olmadığı tanısını koyma, Varsa afazi türü ve şiddetini belirleme, Terapi planlama, İyileşme sürecini yordama, Zamanla ilerlemeleri ölçme ve Terapi etkililiği ölçme.
Afazi tarama testleri, kapsamlı testlere göre daha kısa olarak bireyin dil ve iletişim hakkında ayrıntılı olmayan bilgiler verir. Bunlardan en bilinenleri Frenchay Afazi Tarama Testi (resim-şekil anlama, resim-hayvan ifade etme, okuma, yazma) ve Gülhane Afazi Testi-2 (okuduğunu anlama, oral-motor değerlendirme, otomatik konuşma, tekrarlama, adlandırma) ’dir (GAT-2). Türkçe konuşan afazili bireylerin değerlendirilmesinde kullanılan standardizasyonu, geçerlik ve güvenirlik çalışmaları yapılmış kapsamlı testler oldukça azdır. Bu testlerden ilki Afazi Dil Değerlendirme Testidir (ADD). Afazi dil değerlendirilmesinde spesifik testlere başvurulur. Dünyada en çok kullanılan spesifik testlere örnek olarak Boston Adlandırma Testi (Boston Naming Test) verilebilir.
Konuşma Bozukluklarının Değerlendirilmesi
Konuşma Sesi bozukluklarının Değerlendirilmesi
Konuşma sesi bozukluklarının değerlendirilme sürecinde;
- Vaka öyküsünün alınması,
- İlgisi olabilecek faktörlerin düşünülmesi (işitme engeli, medikal veya nörolojik faktörler, motor gelişim, dental sorunlar, cinsiyet),
- Konuşma değerlendirilmesi (formal ve informal testler),
- Ağız yüz muayenesi,
- İşitme taraması,
- Gerektiğinde dil değerlendirilmesi yapılmalıdır.
Konuşma Değerlendirilmesi: Ülkemizde konuşma sesi bozukluklarını değerlendirilmek için oluşturulmuş formal ve objektif testler aşağıda kısaca açıklanmıştır.
Ankara Artikülasyon Testi (AAT) : 2-12 yaş arası çocuklardaki sesletim bozukluklarını tarama amacıyla 2005 yılında Ege, Acarlar ve Turan tarafından geliştirilmiştir. Farklı pozisyonlarda toplam 91 ses test edilmektedir.
Sesletim Sesbilgisi Testi (SST) : 2-8 yaş arasındaki çocuklarla oluşturulan bir örneklem üzerinde standardizasyonu, geçerlik ve güvenirlik çalışması yapılan norma dayalı bir testtir. SST’nin üç ayrı alt testi vardır:
- Sesletim Alt Testi (SET): Bu alt testte Türkçedeki 24 sesbirimin sözcük içerisinde farklı konumlarda yer aldığı 93 resim-sözcük bulunmaktadır.
- İşitsel Ayırt Etme Alt Testi (İAT): Bu alt test sesletim veya fonolojik bozukluğu olan çocukların üretemedikleri sesbirimleri resim tanıma yoluyla işitsel-görsel olarak ayırt edebilmelerini ölçer.
- Sesbilgisel Analiz Alt Testi (SAT): Bu alt test ise çocukların üretebildikleri sesbirimleri dilin fonolojik kurallarına uygun şekilde kullanabilme becerilerini konuşma içerisinde ölçmektedir.
Ağız-Yüz Muayenesi: Bireyin konuşma seslerini bozabilecek diş, dudak, damak, yapıları ve hareketleri dil ve konuşma terapisti tarafından değerlendirilir.
İşitme Taraması: Odyologlar bireyde işitme kaybı olup olmadığını değerlendirmelidir.
Akıcılık Bozukluklarının Değerlendirilmesi
Akıcılık bozukluğu konuşmadaki akışın farklı bir hızla, ritimle ve seslerde, hecelerde ve sözcüklerde olabilecek tekrarlamalarla bozulmasıdır.
Kekemelik: Kekemelik sözcüklerde veya hecelerde görülen tekrarlamalar, ses uzatmaları ve sessiz duraksamalarla karakterize olmuş bir akıcılık bozukluğudur. Nedeni kesin olarak bilinmemektedir.
Kekemeliğin Değerlendirilmesi: Değerlendirmede, vaka öyküsü, kekemeliğin başlangıcı, ilerleyişi hakkında sorular sorulmalıdır. Stuttering Severity Instrument’in (SSI-4) 4. Versiyonu, Kekemelik Şiddetini Değerlendirme Aracı (KEŞİDA-4) olarak Türkçe’ye uyarlanmıştır ve kimi kliniklerde kullanılmaktadır. Bu aracın içerisinde kekemeliği olan bireyin geçmişine, kekemelik özelliklerine (şiddeti, süresi vs.) ve kekemeliğe eşlik eden davranışlara yönelik bilgiler elde edilir.
Hızlı-Bozuk Konuşma: Bu tür konuşmanın özellikleri; Artmış konuşma hızı, Yaygın akıcısılık, Monoton ses, Belirsiz konuşma, Binişik konuşma, Seslerin yerlerini değiştirme, Bozukluğun farkında olmama, Dikkat süresi azlığı, El yazısında bozulmalar, İfade güçlüğü, Ritim ve müzik yeteneğinde güçlük gibi durumlardır.
Hızlı-Bozuk Konuşmanın Değerlendirilmesi: Bu konuşma değerlendirmesindeki amaç, vakanın akıcılığı, hızı, sesletimi, dili ve farkındalığıyla ilgili bilgi edinmektir. Bunun için vaka öyküsü alınması gerekir.
Ses ve Rezonans Değerlendirilmesi
Ses bozuklukları şu şekilde sınıflandırılabilir:
- Nörojenik ses bozuklukları,
- Gırtlak ve sesi etkileyen sistemik bozukluklar,
- Fonksiyonel (ses kullanımına bağlı) ses bozuklukları,
- İdiopatik ses bozuklukları,
- Ses kıvrımlarındaki yapısal değişikliklerden kaynaklı ses bozuklukları.
Ses Bozukluklarının Değerlendirmesi: Ses değerlendirme süreci; Hasta/vaka öyküsünün alınması, Öznel (sübjektif) ve Nesnel (objektif) ölçümlerin kullanılmasıyla gerçekleştirilir.
Hasta/Vaka Öyküsünün Alınması: Vaka öyküsü değerlendirme sırasında takip edilecek yolu belirler, olası ayırıcı tanılara yönlendirir ve uygulanacak terapi ve tedavi yöntemlerine karar vermeye yardımcı olur.
Subjektif (Öznel) Ses Değerlendirmesi: Hasta tarafından doldurulan anketler arasında en yaygın olarak kullanılan anketler; Ses Handikap İndeksi (SHİ-VHI) ve Sesle İlgili Yaşam Kalitesi Ölçeğidir (V-RQOL).
Objektif (Nesnel) Ses Değerlendirmesi: Sesin özellikleri ve sesi oluşturan bileşenler bazı aletsel ölçümlerle değerlendirilmektedir. Larenksin görüntülenmesinde en sık kullanılan yöntemler;
- Rijit veya Fleksibl Endoskopi,
- Direkt Larengoskopi ve
- Videostroboskopi’dir.
Akustik Ses Analiz Programları: PRAAT, Dr. Speech, çok boyutlu ses analiz programı (MDVP-Multi Dimensional Voice Program) oldukça sık kullanılan akustik ses analiz programlarıdır.
Aerodinamik Ölçümler: Sesin aerodinamik analizi; sesleme esnasında havanın hacmi, akımı ve basıncındaki değişimlerin ölçümünü içerir. Bu parametrelerdeki değişiklikler, solunum ve larengeal performans hakkında bilgi verir.
Rezonans Bozukluklarının Değerlendirilmesi: Rezonans bozuklukların değerlendirmesinde aletsel ve aletsel olmayan bazı değerlendirme yöntemleri vardır:
- Nazometre: Rezonans ve velofarengeal mekanizmanın işlevinin akustik korelasyonunu ölçer. Konuşma esnasında ağız ve burun boşluğundan gelen akustik enerjiyi ölçerek burun boşluğundan gelen enerjiyi toplam akustik enerjiye böler ve 100 ile çarparak nazalite puanı adı verilen bir nesnel sonuç verir. Nazalite = N / (N + O) * 100
- Nazometre ile birlikte Nazometrik Değerlendirme Aracı (NADA) testi kullanılır.
- Nazofaringoskopi; burun boşluğundaki anatomik yapıları görme imkanı veren bir görüntüleme cihazı olup konuşma sırasında velofarengeal mekanizmayı gözlemleme ve analiz etme olanağı tanır.
Motor Konuşma Bozukluklarının Değerlendirilmesi
Konuşma üretimi birbiriyle bağlaşık etkileşim halindeki beş bileşenin düzenli ve koordineli bir şekilde çalışmasıyla gerçekleşir. Bu beş bileşen; solunum, sesleme, rezonans, sesletim ve prozodi dir.
Dizartri, merkezi ve/veya çevresel sinir sistemi ya da her iki sistemin de hasarına bağlı olarak konuşma üretimindeki kas kontrolünü etkileyen bir grup motor konuşma bozukluğudur. Konuşma apraksisi, istemli konuşma üretimi için gereken sıralı hareketlerin motor planlanması veya programlanmasındaki bir bozukluktan kaynaklanan motor konuşma bozukluğudur.
Motor konuşma bozukluklarının değerlendirmesi;
- Vaka öyküsünün alınması,
- Oral mekanizmanın değerlendirilmesi, • Konuşmanın değerlendirilmesi ve
- Karşılıklı konuşma veya yüksek sesle okumanın değerlendirilmesi süreçlerini içerir.
Vaka Öyküsünün Alınması: Vaka öyküsü; sağlık-gelişim öyküsüdür. Vaka öyküsünün alınması prosedürü bütün konuşma bozukluklarında uygulanan öykü alma prosedürüne benzer şekilde işlemektedir.
Oral Mekanizmanın Değerlendirilmesi (Ağız-Yüz Muayenesi): Muayene sırasında değerlendirilecek konuşma organları ve dikkat edilecek noktalar şunlardır:
- Çene açıklığı,
- Dudaklar (Simetri, hareket),
- Dil: Duruşu, büyüklüğü normal mi?
- Damak: Yumuşak damak hareketi yeterli mi?
- Gırtlak (Larenks): Öksürebiliyor mu, ses telleri ne durumda gibi sorulara yanıtlar aranır.
Konuşmanın Değerlendirilmesi: Motor konuşma bozukluklarında konuşmayı değerlendirirken SST, AAT gibi nesnel (objektif) sesletim testleri kullanılabilir. Böylelikle motor konuşma bozukluğu olan bireyin sadece sesletimi değerlendirilmez, aynı zamanda olası sesletim hataları belirlenir ve konuşma anlaşılırlığı değerlendirilir. Diadokokinezi; konuşma üretimi için sesletim organlarının doğru tekrarda ve hızlı bir şekilde hareket etme yeteneğidir.
Karşılıklı Konuşma veya Yüksek Sesle Okumanın Değerlendirilmesi: Karşılıklı konuşma veya okuma esnasında bir konuşma örneği elde edilir. Böyle bir konuşma örneği ile konuşma hızı, sözce uzunluğu, ses kalitesi, rezonans ve sesletim özellikleri de değerlendirilebilir.