İŞ HAYATINDA STANDARTLAR - Ünite 7: İş Davranış ve Etik Standartları Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 7: İş Davranış ve Etik Standartları

Etik

Etik kelimesinin tanımına yönelik çok sayıda farklı görüş açısı vardır. Günümüzdeki anlayış ve kullanımıyla kişi ya da grubun neyin doğru, neyin yanlış olduğu ile ilgili olarak davranışlarını yönlendiren ahlaki değerler ve ilkeleri içeren kurallar topluluğuna etik denir. Etik konusundaki yaklaşımları temel olarak normatif ve betimleyici etik olarak ikiye ayırmak mümkündür. Normatif etik, nasıl davranılması gerektiği üzerinde dururken, betimleyici etik insanların halihazırda nasıl davrandıkları ve bunların nedenleri üzerinde durur. Etik davranışta konu ise çoğunlukla neyin doğru, neyin yanlış olduğuna ilişkin sorulardır. Bireyin etik davranışlarını belirleyen unsurlar aşağıdaki gibi sıralanabilir:

  • Bireyin ahlaki gelişim düzeyi,
  • Ahlaki davranışı yönlendiren şartlar,
  • Bireyin yaşı, aile çevresi ve ekonomik durumu,
  • Normlar ve görgü kuralları
  • Toplumsal kültür ve değerler

Ayrıca evrensel etik ilkelerin varlığından bahsedebilmek için genel olarak bütün toplumlarda üç temel unsurun üst düzeyde var olması gerekir. Bunlar;

  • İnsan kalitesi,
  • Sistem kalitesi
  • Yönetim kalitesidir.

İnsan davranışlarını yönlendiren alanları üç grupta incelemek mümkündür. Bunlar;

  • Kanun ve yasalar alanı
  • Özgür seçim alanı
  • Etik alandır.

Kanun ve yasalar alanı ile Özgür seçim alanı arasında Etik alanın yer aldığını unutmamak gerekir. ( Sf:179,Şekil 7.1 )

Bu temel üç alan çeşitli mesleklerde kendini değişik biçimlerde ifade edebilir. Örneğin AICPA ( The American Institute of CPAs-Amerikan Yeminli Mali Müşavirler Enstitüsü) tarafından gözler önüne serilen muhasebe etik kurallarında bireylerin davranışlarını etkileyen alanlar daha etraflıca ortaya konmuştur. ( Sf:180, Şekil 7.2 )

Etik standartların uygulandıkları alanlar etki alanlarına göre kişisel etik, meslek etiği, iş etiği, toplumsal etik ve global etik uygulama alanlarına ayrılır.

Kişisel etik, gerçeğin ve doğrunun sadece zekadan değil bireyin kendisinden geldiğini savunur ve bireyin karşılaştığı durumlarda doğru ve yanlı kararlar vermesini kendi vicdanı ile ilişkili olduğunu açıklar.

Meslek etiği, iş yaşamındaki davranışları yönlendirebilen ve onlara kılavuz gibi rehberlik eden etik prensip ve standartların toplamına meslek etiği denir. Verimliliğin artması, kalitenin yükselmesi için meslek etiği gereklidir. Bir mesleği temsil eden bireyin yaptıkları, aynı zamanda diğer meslektaşlarını da yakından ilgilendirir. Çünkü herhangi bir birey tarafından ilgili mesleği kötüleyecek davranış ve eylemler o mesleği yapan herkesi dolaylı veya dolaysız etkileyecektir. Sonuçta toplumun gözünden düşmüş bir meslek, gelişme potansiyelini de kaybederek mesleği temsil edenlere yarar sağlayamaz hale gelir. Böylelikle mesleki etik kuralların amaç ve hedefleri belirlenmelidir. Bu amaç ve hedefler; ilgili mesleğin kapsamına giren personelin ve birimlerin performansı, hareket ve davranışları ile ilgili merkeze ve birime özgü standartları belirlemektir.

İş etiği, iş dünyasındaki sorunları inceler ve davranışlara kılavuzluk etmek üzere kuralların eksikliklerini düzeltmeye ve geliştirmeye çalışır. Etik gibi, iş etiği de “normatif” ve “betimleyici” olarak ikiye ayrılır. Normatif iş etiği, iş etiğine uygun kararların ve eylemlerin neler olması gerektiğini irdeler. Betimleyici iş etiği ise iş dünyasındaki ilişkilerin ahlaki yönünü ve problemlerini inceler ve ortaya koyar.

Toplumsal etik, bir toplumun örf ve adet, gelenek, kültür, dini inanışlar, değer yargıları ve hukuk sistemini bünyesinde barındıran kabul görüş iyi-kötü, doğru-yanlış yargılardır. Toplumun gelenekleri ve kültüründen kaynaklanan toplumsal etik, bireylerin oluşturduğu toplumun etiğini etkilemektedir.

Global etik, dünyadaki tüm insanları kapsayan etik duyarlılığı ve sorumluluğu ifade eder.Tüm insanlığı ilgilendiren global etik bireyin gerçekleştirdiği eylemlerde kendisini görevli ve sorumlu hissetmesini sağlar. Küreselleşme sonucunda uluslararası şirketler farklı ülkelerde faaliyet göstermektedirler ve bunun sonucunda çok uluslu bireylerin çalıştığı şirketlerde farklı kültür anlayışları yüzünden çatışmalar meydana gelmektedir. Bu durumdan ötürü uluslararası şirketlerin bireysel olarak global etik kurallar oluşturmaları yanında, global etik standartlar oluşturulması ve uygulanması konusunda Avrupa Birliği, Dünya Ticaret Örgütü, Asya Pasifik Ekonomik İş Birliği Forumu gibi önemli kuruluşlar çalışmalar yapmaktadırlar.

Etik Liderlik

Etik lider standartları oluşturur, dile getirir, anlaşılmasını sağlar, uygulama konusunda destekler, bu konuda ilgilileri sorumlu tutar ve etik davranışlarıyla rol model teşkil eder. Rol model olarak çalışanlarını doğruluk, dürüstlük, güvenilirlik vb. olgular çerçevesinde yönlendirirler. Etik davranışlara önem gösteren ve sergileyen liderler, çalışanların haklarını dikkate aldıklarından ve adil davrandıklarından ötürü çalışanların kurumsal/örgütsel bağlılığı üzerinde olumlu etkiler bırakmaktadırlar. Liderlerin etik kodlara bağlı şekilde hareket etmesi kendi itibarlarını da yönetmelerini etkin kılmaktadır. Etik değerlere bağlı liderler, kurumlar, işletmeler toplumun saygısını, güvenini kazanır ve kriz durumlarından en az hasarla ve en kısa sürede çıkabilir. Etik liderlik son senelerde büyük firmaların bünyesinde meydana gelen etik skandallarla ön plana çıkmıştır. Enron ve Worldcom gibi büyük firmalarda meydana gelen bu skandallar ortak yönetim ve liderin etik sorumluluğunun tartışılmasına yol açmıştır.

Etik Standartlar

Etik standartlar, her ülke ve toplumda farklılık gösteren ve iş dünyasının belirsizliklerini en düşük düzeye indirerek işletmelerin giriştiği faaliyetlerde birey ve topluma zarar vermeyecek iş görmeleri için yol gösteren kurallar bütünüdür. İşletmelerde etik standart ve davranışların oluşabilmesi, temelde iki unsura bağlıdır: yöneticilerin kişiliği ve kurumsal kültür. Her yönetici kendi kişisel ihtiyaçları, ailesi ve dinsel değerleri gibi özelliklerine göre hareket ederler. Bu özellikler kişinin etik davranışlarını yönlendirebilmektedir. İşletmelerin kurumsal kültürü, çalışanların davranışlarını ve karar almalarını etkileyen diğer önemli faktördür. Olgun bir kültüre sahip işletmelerde çalışanlar yönetim kadrosunun onaylamadığı ilke ve davranışları bilirler ve etik olmayan hiçbir eyleme katılmazlar.

Bilgili ve eğitimli kamuoyu, sosyal baskılar, medyanın olayları sürekli takip etmesi, işletmelerin duyarlılığı, hükümet düzenlemeleri, yasalar ve mahkemeler etik standartlara katkı yapan faktörlerden bazılarıdır.

Toplumun standartlarının çok düşük olması, düşük kalite, aşırı niceliksel istekler, şirket politikaları, mevcut ekonomik koşullar, başarıya ilişkin stres, açgözlülük, başarının ölçüsü olarak parayı görme ve paraya tapma ve bireyin bencilliği etik standartlara olumsuz etki yapan faktörlerden bazılarıdır.

Hizmet Kalitesi Standartları

Kalite kavramına herkes farklı anlamlar yükleyebilir. Müşterilerin, hizmet sağlayıcılarının, üreticilerin ve çalışanların kalite anlayışları farklı olabilir. Bir yaklaşıma göre kalite, gerçek ve algılanan olarak ikiye ayrılır. Gerçek kalite, bir işletmenin yerine getirmek üzere yola çıktığı hedeflere varmasıdır. Algılanan kalite ise müşterinin beklediği kaliteyi almasıdır. Ürün veya hizmetin işletmenin belirlediği şart ve hedeflere uymasının bir önemi yoktur çünkü eğer ilgili ürün veya hizmet müşteri açısından yetersiz ise düşük kaliteli bir algılama kaçınılmazdır. Kalite gibi hizmet kalitesinin de kesin ve net tanımı yapmak çok zordur. Somut bir takım ölçütlerle değerlendirilebilecek ürün kalitesine nazaran hizmet kalitesi daha karmaşık ve çok daha fazla bileşenden oluşan bir kavramdır. Bu bağlamda incelendiğinde hizmet kalitesi temelde on bileşenden oluşur. Bunlar: güvenilirlik, duyarlılık/karşılık vermek, yeterlilik, erişebilirlik, nezaket, iletişim, itibar, güvenlik ve müşteriyi bilmek ve anlamak ve fiziksel varlıklardır.

Hizmetler için kalite standartları oluşturmak mal ve ürünlerden çok daha zordur ancak buna rağmen hizmetin nitelik ve niceliğine göre belirli kalite standartları geliştirilebilir. Her ne kadar müşteriye ayrılan zaman veya müşteri bekleme süreleri gibi niceliksel ölçütler hizmet kalitesi değerlendirmede kullanılsa da insanların davranışlarına standart getirmek pek mümkün değildir. Ancak Sağlık Bakanlığı, “ Sağlıkta Kalitenin Geliştirilmesi ve Değerlendirilmesine Dair Yönetmelik” hazırlamıştır. Hasta ve çalışan odaklı hizmetler başlığı altında hastaların, hastane tarafından sunulan hizmetlere etkin bir şekilde ulaşabilmeleri hususunda gerekli tedbirlerin alınmasını sağlamak amacıyla “ hizmete erişim standartları “ geliştirilmiştir.

İnternet Etiği

İnternet başlangıçta akademik ve askeri çevreler tarafından kullanılmıştır. 1990’lı yıllarda internet kullanımı yaygınlaşmıştır ve bunun sonucunda internet iş alanında da kullanılmaya başlanmıştır. Zaman içerisinde internet hayatın her alanına girmiş ve insanlara yeni fırsatlar sunmaya başlamıştır. Ancak bu fırsatlar her zaman iyi yönde kullanılmamaktadır. Kötü niyetli insanların varlığı internet ortamının kötüye kullanılmasına yol açmıştır. İnternet kullanılırken ortaya çıkabilecek etik kaygılardan ötürü organizasyon bir dizi önlemler almaları gerekmektedir.

İnternette iletişimde bulunurken uygun ya da uygunsuz davranışları belirleyen kurallara internet görgü kuralları(İng. netiquette) denir. Günümüzde internet etiğinin oluşturulmasına yönelik çabalar devam etmekle birlikte belirli bir standart henüz oluşmuş değildir. Bu konudaki ilk çalışma IETF’nin ( Internet Engineering Task Force ) tarafından 1995 yılının Ekim ayında yayınlanan “ resmi olmayan netiquette kılavuzudur. Bu kılavuzda yalnızca büyük ve küçük harfleri birlikte kullanın, yalnızca büyük harf kullanırsanız karşı taraf sanki bağırıyormuşsunuz gibi anlaşılır, göndereceğiniz mesajın konu başlığında içeriği ile ilgili bir ifade yer alsın, eğer bir kişi ile anlaşmazlığa düşerseniz grup üzerinden değil doğrudan birbirinize e-posta göndererek sorunlarını çözün gibi basit ve anlaşılır uyarılar ve kurallar bulunmaktadır.

Ancak internet etiği ile ilgili kaygılar devam etmektedir çükü küresel boyutta bir iletişim ağı olan interneti tek bir merkezden kontrol etmek güçtür. Bu yüzden de mahremiyet ihlalleri, fikri mülkiyet haklarının ihlali ve siber suçlar gibi bazı etik kaygılar da varlığını korumaktadır. Bireylerin, devletin ve diğer kişilerin müdahalesinden muaf olan ve kişilik haklarına bağlı olan tüm unsurların bütününe verilen bir kavram olan mahremiyet internette en büyük tehdit altında olan haklardan bir tanesidir. Her bireyin kuşkusuz mahremiyet hakkı vardır. İnternet üzerinden bireylerin mahremiyet hakkı, kişisel verilerin istismarı ve kişisel iletişime izinsiz giriş ile ihlal edilebilmektedir. Resmi kurumlar ve özel kurumlar çeşitli amaçlarla kişisel verileri toplamaktadır. Bunlara örnek hastaneler ve bankalar verilebilir. Söz konusu toplumların hiçbir şekilde topladıkları kişisel verileri açıklanan amaçlar dışında paylaşmamaları ve gizli tutmaları gerekmektedir. Ancak insanlar yine de kendilerine ait özel verilerin toplanmasından ötürü endişe duymaktadırlar.

Ayrıca, internetin gelişmesiyle hayatımıza siber suç kavramı diye yeni bir kavram girmiştir. Bu kavram kısaca, bilgisayar ve ağ sistemleri kullanılarak işlenen suçlar diye tanımlanabilir. Siber suçlar iki gruba ayrılmaktadır. Birinci grup, dolandırıcılık, hakaret, devlet aleyhine yürütülen faaliyetler ve pornografik yayınlardır. Bu suçların özelliği, mevcut hukuk sisteminde tanımlanmış ve belirli yaptırım kurallarına bağlanmış suçlar olmalarıdır. İkinci siber suçlar grubundaki suçlar ise mevcut hukuk sisteminde tanımlanmamış ve yalnızca internete özgü eylemsel suçlardır. Bu tür suçlara örnek; başkasına ait bilgisayar sistemlerine izinsiz girişler ve ağ sistemini tahrip etmek için virüs bulaştırmak verilebilir.