İŞ ORTAMINDA PROTOKOL VE DAVRANIŞ KURALLARI - Ünite 7: Yönetsel Davranış Protokolü Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 7: Yönetsel Davranış Protokolü

Giriş

Protokolde, devleti ve kurumu temsil etmek; devletin ve kurumun onurunu ve saygısını korumak esastır. Kurumsal önde gelme düzeni içerisinde Anayasa ve yasalardaki kurallar ve sıralamalar öne çıkmaktadır. Bireysel öncelik ve sonralık sıralamasında üst unvan / rütbe ve kıdem esastır. Üst olan önde, kıdemli olan önce gelir. Dış ilişkilerde (karşılama, ağırlama, uğurlama, kabul, görüşme, ziyaret, ziyafet, telefonda konuşma, yazışma, imza vb. tüm iş, işlem ve eylemlerde) düzey eşitliği ve karşılıklılık esası söz konusudur.

Yöneticilerin yaşamlarında önemli bir yer tutan, iş ilişkileri nedeniyle öne çıkan ve uyulması gereken bir nitelik taşıyan protokol kuralları, kurumsal temsilin önemli bir boyutunu oluşturur. Bu nedenle her düzeydeki yöneticinin bu kuralları bilmesi ve özenle uygulaması gerekir. Protokol kuralları, diplomatik yaşam içerisinde; büyükelçi, konsolos ve ataşe için ne kadar önemli ve gerekli ise, kamusal yaşamda; her memur, şef, şube müdürü, ilçe/il ve bölge müdürü, daire başkanı, genel müdür, bakan yardımcısı ve bakan için de o kadar önemli ve gereklidir.

Örgüt Hiyerarşisi ve Protokol

Kurumlarda bir üstün, astan isteyeceği iki temel tutum ve davranış vardır. Bunlar:

  • Örgütsel kurallara ve örgütsel amaçlara bağlılık
  • İşe bağlılıktır.

Kurumlarda üstler, astlarından; örgütsel kurallara ve amaçlara bağlılık ile işe bağlılık konusunda tutum ve davranış geliştirmelerini beklerler. Bu beklenti karşısında üstlerin de uymaları gereken bazı protokol kuralları vardır. Bunlar aşağıdaki şekilde sıralanabilir:

  • Kurumlardaki pozisyonlarını düşünerek hareket etmeli, beceri, nezaket, örgütsel kurallara ve hedeflere bağlılık bakımından kendilerinden örnek alınacak insanlar olmalıdırlar.
  • Hiçbir zaman yetki ve sorumluluk devretmekten kaçınmamalı, kendisi sürekli yetkiyi kullanan, astları ise sorumluluk taşıyan insanlar konumunda olmamalıdır. Hem nezaket kuralı hem de çağdaş yönetim anlayışı gereği astların kararlara katılmasını sağlamalıdır.
  • Astlarına karşı adaletli davranmalı, çalışanların iş tatminini arttırmak ve örgütsel amaçlara bağlanmalarını sağlamak için onlara karşı sevgi ve saygı beslemelidir.
  • Astlarını kontrol adı altında sıkı bir disipline sokmamalıdır.
  • Çalışanları isteklendirerek çalıştırmalı, bunun için astlarını gerektiğinde takdir etmeli ve ödüllendirmelidirler.

İş Yaşamını Düzenleyen Kurallar

Uyum içinde birlikte çalışmayı sağlayan, iş tatmini ve verimliliğin temel koşulu nezaket, görgü ve protokol kurallarına uymaktır. İş yaşamında yazılı olmayan kurallar, iş ortamında çalışma barışının ve iş tatmininin temel koşuludur. İş yaşamındaki kurallar örgüt kültürünün parçasıdır ve aynı zamanda işyerinin görgü kuralıdır. Ancak şunu da unutmamak gerekir ki işyerinde uygun hatta gerekli olan bir davranış, başka bir ortamda hatalı sayılabilir. Örneğin, sosyal yaşamda bir odaya girerken içeri davet edilmişseniz, artık oturmak için yeniden izin istemeye gerek yoktur. Oysa yöneticinizin odasına girdiğinizde, içeri davet edilmiş bile olsanız, oturmadan önce izin istemek yöneticiye karşı saygı ve nezaketin gereğidir.

İş yaşamı ve sosyal yaşamda görgülü, nazik, zarif ve ölçülü olmanın koşulları ise şöyle sıralanabilir:

  1. Dengeli olmak
  2. Dürüst olmak
  3. Gerçekçi olmak
  4. Görgülü olmak

Karşılama ve Uğurlama

Karşılama, bir ziyaretçiye gösterilmesi gereken görgü ve protokol kurallarıdır. Karşılamada insanların yaşları, makamları ve sosyal statüleri gibi faktörler rol oynar. Protokolde karşılama ve uğurlamalar çok önemlidir. Kişiye verilen önem ve değeri gösterir. İlke olarak, resmi makamlarda üst konuklar ve şeref konukları dış kapıda, akran (eş düzey) konuklar iç kapıda (makam kapısında) karşılanmalı ve uğurlanmalıdır.

Karşılamada, makam sahibi (ev sahibi) olan, gelen konuğu uygun bir hitapla karşılar. Uğurlamada ise, en son ev sahibi, konuğa “Saygılar Beyefendi” der. Yani, konuk ayrılırken en son ev sahibine “Allahaısmarladık/Teşekkür ederim” der ve tokalaşarak ayrılır.

Karşılama ve uğurlamalarda askeri ve sivil zevat, rütbe ve protokoldeki yerlerine göre dizilirler. Dizilmede, töreni kabul eden şahsı, sağda görecek şekilde yer alır. Bu dizilmeler erkekler içindir.

Üstlerin araç veya uçak karşılanmalarında, büyükten küçüğe doğru dizilir, yani araçtan veya uçaktan inen büyükler, önce sıradakilerden en başta olanla; daha sonra da diğerleriyle tokalaşır. Uğurlamalarda ise önce son sıradakinden başlanır ve son olarak da en üst konumda olanla tokalaşılır.

Uçaklardan karşılama ve uğurlamalarda hava limanı ve alanlarında kullanılan özel mekânlar şöyledir:

  • Büyük Şeref Salonu
  • VIP
  • CIP

Karşılama ve uğurlamalarda özel mekân uygulamaları büyük hava alanlarında bulunmaktadır. Büyükşehirlerin tren garlarında ve otobüs terminallerinde karşılama ve uğurlamalarda kullanılan özel salonlar bulunmaktadır.

Cumhurbaşkanının tüm resmi törenlere teşriflerinde “Sayın Cumhurbaşkanı” demek suretiyle gelişleri yüksek sesle belirtilir.

Üst düzey yöneticiler, devlet adamları, ünlü bilim adamları, ünlü sanatçılar ve yazarlar ve eşleri otomobilden indikleri yerden karşılanır ve kabul yerine kadar refakat edilir. Refakatte, ev sahibi önden gider ve buyur eder. Ancak, önde refakatçi varsa veya bilinen bir yere giriliyorsa ev sahibi konuğun soluna geçerek refakat eder.

Üstler, ast konuklarını makam koltuğundan ayağa kalkarak “Hoş Geldiniz” diyerek, tokalaşır ve oturacakları yerleri göstererek ve “Buyurun” diyerek karşılarlar. Uğurlarken de aynı şekilde, ayağa kalkıp “Teşekkür ederim, iyi günler” diyerek, tokalaşarak uğurlarlar.

Davetlerde (resmi yemek ve kokteyllerde) ev sahibi ve eşi, birinci yardımcısı ve eşi, davetlileri salon girişinde karşılarlar. Uğurlamada ise, birinci yardımcı ve eşi salon çıkış kapısında bulunur (Ev sahibi salonda konuklarla ilgilenir ve vedalaşır). Ancak, şeref konuğunu ve üst konukları daima ev sahibi refakat ederek dış kapıdan (otomobilden) uğurlar.

Makamda Davranış Kuralları

Makam sahibi olarak yönetici, kendi makam odasına gelen üstlerine, akranlarına ve kabul ettiği konuklarına saygılı olmak, protokol ve nezaket kurallarına uygun davranmak zorundadır. Bir yöneticinin makamına kendi üstleri veya yaş, kıdem, protokol yönünden kendinden önde olan akranları (eşitleri) veya önemli zevat ya da önem verdiği kişiler geldiğinde, kendisi makam koltuğunda oturmamalı, konuk koltuğunda oturmalıdır. Aksi takdirde bu kişileri kendi astı durumuna koymuş ve saygısızlık etmiş olur. Ancak, bu kişileri kendi makam koltuğuna “Buyur” etmesi ve oturtması da doğru değildir; makam daima sahibine aittir.

Üstlerin, astları makamlarında ziyaret etmeleri, büyük bir nezakettir. Astları, ast konukları ve ilgilileri, makam koltuğundan ayağa kalkarak, “Hoş geldiniz” diyerek, tokalaşarak ve oturmaları için “buyur” ederek ve makam koltuğunda oturarak kabul etmek ve görüşmek uygundur. İçecek ikram etmek veya çikolata sunmak da nazik bir davranıştır. İlke olarak astlar/ast konuklar ve ilgililer önce oturtulmalı, sonra kendileriyle konuşulmalıdır. Ayakta tutulmamalıdırlar. Astlara emir ve direktifler daima makamda verilmeli; astların makamına/bürosuna denetim veya ziyaret için gidildiğinde kesinlikle kendilerine ve işlerine müdahale edilmemeli ve emir verilmemelidir. Astların biriminde daima dinleyici ve gözleyici kalınmalı, teşekkür etmeli, ancak sorunlar varsa bizzat makamda görüşülmeli ve gerekli emir ve direktifler makamda verilmelidir.

Makam sahibi, üst yönetici olsa da, daima ev sahibidir ve kabul ettiği her konuğa saygılı olmak, saygılı davranmak ve ikramda bulunmak zorundadır. Konuklara ikramda bulunurken önce konuğa, birden fazla konuk varsa en üstten ya da kadın konuktan başlayarak servis yapılmalı, en son makam sahibine sunulmalıdır. Konuk üst ise, kendisine ikramda bulunmak için “Ne içmeyi arzu edersiniz” diye sorulmalıdır. Makamda, üstlerle görüşme veya toplantı yaparken içeriye ast veya konuk kabul edilmemeli; acil ve zorunlu olmadıkça telefonla konuşulmamalı ve evrak imzalanmamalıdır. Zorunlu durumlarda üstten “izin” almak ve “özür dilemek” gerekir.

Üstlerle Protokol İlişkileri

Üstlerle ilişkilerde uyulması gereken protokol kurallarını şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Astlar, resmi ortamlarda protokol kurallarına uymak zorundadırlar.
  • Yöneticilere ve üstlere unvanlarıyla hitap edilir.
  • Makama girilince “saygılar” diyerek selamlamak ve ceketin önünü iliklemek gerekir.
  • Yönetici ve kadın el uzatmadıkça ast el uzatmaz, el uzatma hakkı üste ve kadına aittir.
  • Makama girince yönetici “buyurun” demedikçe oturmak doğru değildir. “Buyurun” denildiğinde oturulacak yer, gösterilen koltuktur. Yer gösterilmemişse üstün sol tarafına oturulur.
  • Üstün yanında ayak ayaküstüne atılmamalıdır.
  • Üst içecek ikram ederse ast kabul etmeli, içildikten sonra teşekkür edilmeli, ancak bardak veya fincan üstün masasına konulmamalıdır.
  • Üst hatır sorduğunda “teşekkür ederim” ya da “sağolun” denmeli üste hatır sorulmamalıdır.
  • Üst resmi olarak teşekkür ettiğinde “görevim” ya da “sağolun” denilmelidir. Sosyal yaşam adına teşekkür edilince “istirham ederim” denmeli, kesinlikle “rica ederim” denmemelidir. “Rica ederim” deme hakkı üste ait bulunmaktadır.
  • Üst ile konuşurken saygılı ve nazik olunmalı, üstü dinlerken yüz ve göz bölgesine bakılmalı ve başla hafif onay verilmelidir.
  • Üste telefon geldiğinde izin isteyerek dışarı çıkılmalı bitince tekrar içeri girilmelidir.
  • Ziyaret sırasında üstün konuşması yavaşlarsa, yeni konu açmazsa, başka bir işle meşgul olursa, asta “teşekkür ederim” derse, ayağa kalkarsa görüşmenin bittiği anlaşılmalı ve izin alınarak ayrılmalıdır.
  • Yönetici astın kalmasını istediği takdirde, bunu sözle ifade edebilir.
  • Makamdan çıkarken geri geri çıkılmamalı, kapıdan çıkarken yüz yöneticiye dönülmeli ve yönetici başla selamlanmalı, kapı hafifçe kapatılmalıdır.
  • Ast hiçbir zaman telefonla üstünü odasına çağırmamalıdır.
  • Üstlerle görüşmek için önceden randevu alınmalı, yanında konukları varken içeri girilmemelidir.
  • Resmi ortamda üst ile birlikte yürürken veya ayakta dururken ast daima üstün solunda yer almalıdır.
  • Üst düzey bir yönetici ile yürürken yarım adım sol geriden takip edilmeli, protokol düzeninde birden çok astın olduğu yerde üst daima orta merkezde yer almalıdır.
  • En kıdemli ast üstün sağında, ikinci ast üstün solunda olacak şekilde oturma düzeni oluşturulur.
  • Üst, astın odasına girince ast hemen ayağa kalkmalı ve yanına yaklaşarak onu selamlamalıdır.
  • Makamda ya da toplantıda, yönetici içeriye girince herkes ayağa kalkmalıdır.
  • Üst geldiğinde ast, makam koltuğunda oturmamalı, üstünü makam masası önüne oturtmamalı, konuk köşesine almalı ya da ziyaretçi koltuklarında karşılıklı oturmalıdırlar.
  • Üstün sırtı duvara, yüzü kapıya dönük olmalıdır.
  • Üstlere ikramda bulunurken “Ne içersiniz?” denmemelidir. “Ne emredersiniz?” diye sorulmalıdır.
  • Üstler ziyarette dış kapıda karşılanmalı ve uğurlanmalıdır.
  • Ast, arada yakınlık ve samimiyet olmadıkça üstlerini yemeğe davet etmemelidir. Üst davet ederse kabul etmeli, daha sonra kendisi davet etmelidir.
  • Ast kendi yöneticisini davet etmeden, başka bir üst yöneticiyi davet etmemelidir.
  • Ast, kendi yöneticisini ve üstlerini, iş arkadaşları ve meslektaşlarını, ilgililerin yanında eleştirilmemelidir.

Hitaplar

Kurum ve kuruluşlarda, kişiler arası ilişkilerde uyulması gereken kuralların başında hitaplar gelir. İnsanlar öncelikle karşıdakinin kendisiyle nasıl bir üslup ve ses tonuyla konuştuğuna bakar. Yönetici konumundaki kişilere mutlaka “bey” veya “hanım” diye hitap edilmeli, asla tek başına adıyla hitap edilmemelidir. Yöneticiden başkalarına bahsederken de aynı kurala uyulması gerekir. İnsanlara hitap ederken onların toplumsal statüleri, rol ve görevleri dikkate alınmalı, hitap etme sırasında asla unutulmaması gereken önemli bir kural, insanlara kendi adlarını içten bir ses tonuyla seslenmektir. Hiçbir ses insanlara kendi adının telaffuzu kadar sevimli değildir. Bu nedenle, hitap sırasında insanların adlarının hafızada olması, aynı zamanda onlara verilen önem ve değeri gösterir.

Karşıdakinin unvanı ve mesleği hakkında bilginizin olmaması durumunda ise hitaplarda “sayın”, “efendim”, “beyefendi” gibi toplumsal görgü kurallarına uygun sıfatların kullanılmasında bir sakınca yoktur. “Dayı”, ”teyze”, “amca”, “ağabey” gibi akrabalık ilişkileri çağrıştıran ifadeler kullanılmamalıdır. Hitap şekillerini aşağıdaki gibi özetleyebiliriz:

  • Sosyal ortamlarda üstlere daima unvanlarıyla hitap edilir. “Sayın Bakan”, “Sayın Rektör” gibi.
  • Kurumsal ve sosyal yaşamda unvanlar özelleştirilir. “Sayın Valim”, “Sayın Rektörüm” gibi.
  • Yarı resmi ve sosyal ortamlarda soyadlarının ve unvanlarının başına “sayın “getirilir.
  • Kurumsal ve özel ortamlarda adların sonuna “hanım”, “bey” eklenir. Ancak, sayın kelimesi hitap da yalnızca isimde kullanılmaz. Sayın Ali, Sayın Ömer gibi.
  • Her ortamda ve her düzeyde resmi kişilere, tanımadığımız veya yeni tanıştığımız kişilere daima hanımefendi, beyefendi diye hitap edilir.
  • Vekil ve yardımcılara üst unvanlarla hitap edilebilir, ancak üstün yanında kendi resmi unvanıyla hitap edilir.

Toplantılarda Yönetsel Davranış Kuralları

Kurumda yapılan toplantılar da protokol kuralları içinde yürütülür. Toplantı başkanı daima kürsüde veya dikdörtgen ya da U masanın uç ortasında oturur. İki yanlarına da katılımcılar protokol sıradüzenlerine, unvanlarına ya da kıdemlerine göre otururlar. Toplantılara katılan her üye, kendisine ayrılan, yazılan veya gösterilen yere oturması veya yer belirli değilse, kendi statüsüne uygun olan yere oturması gerekir. Hiç kimse protokolde öne veya arkaya geçemez. Çünkü protokolde temsil, kişisel değil kurumsaldır. Bu nedenle her yönetici veya temsilci kurumunun statüsünü, seviyesini, prestijini ve protokoldeki yerini korumak ve buna uygun davranmak zorundadır.

Toplantı başkanı, toplantı salonunda sırtı duvara gelecek, yüzü geniş alana bakacak şekilde ve kapıya yakın oturmalıdır. Toplantıda konuk taraf varsa, toplantı başkanının sağında ve sırtları duvara gelecek yerde oturtulmalıdır. Toplantı yönetimi açısından önemli bir kural, toplantıya katılan tarafların sayısal eşitliği olmaktadır. Yönetimde etkili ve verimli toplantı yapabilmek için, toplantı salonunun uygun özelliklere sahip olması gerekmektedir. Toplantı salonu, katılımcıların rahatça oturmalarına, konuşmalarına, birbirlerini görebilmelerine ve duyabilmelerine olanak sağlamalıdır.

Toplantı salonlarında kullanılan masa tiplerinin, oval, kare ve dikdörtgen masa olarak farklı anlamları, önemleri ve etkileri vardır. Fikir alışverişi ve katılım sağlamak için oval; kısa ve öz toplantı ve görüşme yapmak için kare; otorite altında toplantı yapmak için de dikdörgen masa tercih edilir. Bununla birlikte, toplantılarda kullanılan masa ve oturma düzenleri aşağıda belirtildiği gibidir:

  • (U) Düzeni,
  • (T) Düzeni,
  • (L) veya V Düzeni,
  • Oval veya Yuvarlak Düzen,
  • Dikdörtgen Düzen,
  • Köşegen veya Hilal Düzen,
  • Kare Düzen,
  • Konferans Düzeni.

Resmi Davetlerde Yönetsel Davranış Kuralları

Resmi davetler; resmi kabul (resepsiyon), kokteyl ve yemek daveti olarak düzenlenir.

Resmi Kabul (Resepsiyon) : Ulusal gün ve bayram kutlamalarında düzenlenen toplantılardır. Günün herhangi bir saatinde olabilir. Koyu renk elbise koşulu aranır. Makam sahipleri, onur konukları veya resepsiyonu düzenleyenler, salona giriş hattında durarak misafirleri karşılarlar. Resepsiyon, resmi bir amaçla verilmiş ise kabul hattında resepsiyonu veren kişi ve varsa eşi yer alır. Ev sahipleri ve onur konukları kabul hattında yer alarak konukları birlikte karşılarlar. Resepsiyonlar yaklaşık iki saat sürer, konukların davete en geç davetin başlama saatinden 20 dakika sonra varmaları ve bitiş saatinden 15- 20 dakika önce ayrılmaları beklenir.

Kokteyl : Sayıca fazla olan konukları sosyal, kültürel, resmi ve özel olarak bir araya getirmek ve ayaküstü kısaca görüşmelerini sağlamak ve bu esnada içecek ve hafif çerezler (ordövr) ikram etmek için kış aylarında 17:00- 19:00, yaz aylarında 18:00-20:00 saatleri arasında ve akşam yemeğinden önce, konutta, işyerinde, otelde veya sosyal tesislerde düzenlenen bir davettir. Konukları oturtma zorunluluğu yoktur. Kokteylin en önemli özellikleri, yarı resmi ya da sosyal nitelikte olması, kıyafet zorunluluğu bulunmaması, kabul ve karşılama hattı oluşturmaması ve hafif ikramlarda bulunulmasıdır.

Yemek Davetleri : Öğle ve akşam için yapılır. Oturarak veya açık büfe şeklinde düzenlenir. Oturarak yemekte servis masalara yapılır; açık büfe yemeklerinde, yemek servis masalarından alınır; hazırlanmış masalara oturulur. Resmi davetlerde, davet eden makam, ev sahibidir. Resepsiyon, kokteyl ve resmi yemek davetlerinde, ev sahibi tarafından karşılama salon girişinde yapılır. Resmi karşılamada ev sahibi (makam sahibi) ve eşi ile yardımcısı ve eşi bulunur. Davetliler davet edildikleri yere vardıklarında ev sahipleriyle tokalaşarak selamlaşırken, saygı ve memnuniyet ifade eden bir davranış içinde olmalıdır. Bu sırada davetlinin ceketinin önü açık ve eli cebinde olmamalı, elinde sigara, puro, pipo, cep telefonu vb. bulunmamalıdır. Öğle yemeklerinde; özellikle bahar ve yaz aylarında açık renk elbise giyilebilir. Akşam davetlerinde; kıyafet belirtilmemişse erkeklerin koyu renk, kadınların da tayyör/döpiyes veya uzun etek elbise giymesi uygundur.

Yemek davetinde, davet saatinden 30 dakika sonra sofraya geçilir. Akşam yemeği davetlerinde saat 23:00’dan önce ayrılmak uygundur. Ancak davette, onur konuğundan önce ayrılmak doğru değildir.

Kurumlarda Çiçek Alma ve Verme Kuralları

Çiçek sunmak sosyal ve kurumsal yaşamda kişinin duygularını yansıtan güzel ve asil bir davranıştır. Çiçekler buket, sepet ve çelenk olmak üzere üç ayrı şekilde düzenlenir. Bunların kullanım yerleri ve biçimleri ayrıdır. Buket elden verilir. Sepet ve çelenk yalnızca gönderilir. Çelenk anıtlara konur, cenazeye gönderilir. Sepet; nişan, nikâh ve düğünlerde, sanatsal etkinliklerde, açılış törenlerinde, tayin ve terfilerde gönderilir. Türkiye’de nişan, nikâh ve düğün törenlerine, kuruluşların açılış törenlerine çelenk gönderilmektedir. Aşağıda belirtilen durumlarda çiçek gönderilir:

  • Salonlarda yapılan nişan ve düğün törenlerine,
  • Resmi davetlere,
  • Davetli olunan kokteyllere,
  • Açılış törenlerine,
  • Cenazelere,
  • Resmi bayramlarda,
  • Atamalarda kutlama amacıyla.

Buket veya sepete konulacak çiçek sayısı kişinin inceliğini gösterir. Buket veya sepete tek çiçek koydurmak güzel bir usuldür. Bu durum özel bir dikkat gösterildiğini belirtir. İş ortamında atama, göreve başlama ve görevde yükselme dolayısıyla genel olarak sepet içinde çiçek gönderilir ve sepete kart iliştirilir. Başkalarının okumamaları için, bunlar mutlaka zarfa konulmalı, zarfın üzerine alacak kişinin ismi yazılmalıdır. Çelenk üzerindeki kurdelede gönderenin ismi yazılı olduğundan, ayrıca kart veya mektup eklenmesine gerek yoktur.

Göreve Başlama ve Görevden Ayrılmalarda Yapılan Görüşmeler

Göreve başlama, yöneticiyi ziyaretle başlar. Göreve başlayan kişiyi üste ve astlara, yöneticisi takdim eder. Göreve başlayan kişiye kutlama ziyareti ilk hafta içinde yapılır. Göreve başlayan kişi, eş düzeydekilere bir hafta içinde iadeyi ziyarette bulunur. Davranışlarda üste karşı saygı, asta karşı üstünlük, eşite karşı karşılıklılık esastır.

İşe yeni başlarken uyulması gereken en önemli kural doğal davranışlar göstermektir. Göreve başlamada özel olarak dikkat edilecek protokol kurallarının önceliğini, kurumun yetkilisiyle olan ilişkiler oluşturur. İşe yeni başlama sırasında, örgütsel hiyerarşi bakımından üst konumunda olan yemek ısmarlamak isteyebilir. Bu davetin reddedilmesi, görgü kurallarına aykırıdır. Davet bir defalığına kabul edilmelidir; ancak davet ikinci kez tekrarlanırsa, nazik bir üslupla geri çevrilmelidir. Göreve başlamayı takip eden birkaç gün içerisinde çikolata ve benzeri ikramlar alarak, önce kurumun en yetkili kişisinden başlayarak, örgütsel hiyerarşiyi atlamadan ikramda bulunulmalıdır. Görevden ayrılırken tüm çalışanlarla veda toplantısı yapmak, hepsine teşekkür etmek, taşra örgütüne “veda mesajı” yayınlamak, eş düzey (akran) yöneticilere ve üstlere veda ziyaretinde bulunma gerekir.