İSLAM TARİHİ VE MEDENİYETİ I - Ünite 8: I. Velid’den Yıkılışına Kadar Emeviler Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 8: I. Velid’den Yıkılışına Kadar Emeviler

Velid b. Abdülmelik Dönemi

Emevi halifelerinin altıncısı olan Velid b. Abdülmelik’in gençliği hakkında fazla bilgi olmasa da babasının onu çok sevdiği ve bu suretle Arap dili öğrenmesi amacıyla çöle göndermediği, öğretimini sarayda alması için çaba gösterdiği bilinmektedir. 24 yaşında Bizans’a karşı sefere gönderildi, bir yıl sonra 697’de hac emirliği görevini üstlendi. Abdülmelik’in halifeliği kendisinden sonra çocuklarına bırakmak istemesi ancak Abdülaziz’in ölümünden sonra gerçekleşti. Oğullarından Velid’i birinci, Süleyman’ı ise ikinci veliahtı olarak tayin etti.

Abdülmelik oğluna geniş bir toprak parçası üzerinde, siyasi, askeri ve idari bakımdan sağlam bir devlet bırakmıştı. Bu mirası daha da geliştirmeyi amaçlayan Velid çalışmalarına yetenekli komutanları görevlerinde bırakarak İslam tarihinin ikinci büyük fetih hareketine başladı. Hazar, Orta Asya ve Hindistan, Kuzey Afrika ve İspanya ile Anadolu üzerine yoğunlaştı. İslam tarihinin başarılı komutanlarıyla Emevi devleti en geniş sınırlarına ulaştı ve İslamlaşma faaliyetleri de hızla arttı.

Velid zamanında Asya fetihleri Irak valisi Haccâc b. Yusuf tarafından yönetiliyordu. İç karışıklıkların yoğun olduğu dönemde başarıyla yöneten Haccac, Velid’in göreve geldiği yıl Kuteybe b. Müslim’i Horasan valiliğine tayin etti. Kuteybe tıpkı Haccac gibi muktedir bir kimse olup, kusursuz ordu yöneticiliğiyle bazı bölgeleri kuşatma bazı bölgeleri de barış yoluyla fethederek çok miktarda ganimet elde etti. İlk olarak Toharistan’ın merkezi Belh’deki isyanı barış yoluyla bastıran Kuteybe, buradaki dihkanları yanına alarak Ceyhun nehrini geçti. Toharistan’ın siyasi birlikteliği sağlandıktan sonra Beykent Müslümanların hâkimiyeti altına girdi. Mâverâünnehir’de tarihî bir şehir olan ve etrafındaki çöl ve bozkırlarda ciddi oranda Türk nüfusu barındıran Buhara ilk defa 674’de Muâviye’nin Horasan Valisi Ubeydullah b. Ziyâd tarafından fethedildi. Yapılan antlaşmaya rağmen burada İslâm hâkimiyeti sürekli olmadı ve şehir bazen kontrolden çıktı. Kuteybe Nûmişkes ve Râmisen şehirlerini barış yoluyla fethetti. Buhara’nın zaptı Mâverâünnehir fetihleri için önemli bir dönüm noktası oldu; sıra diğer önemli merkez Semerkant’a geldi. Müslümanların ilk defa 676’da barış yoluyla fethettikleri ve hâkim olmakta zorlandıkları Semerkant’ın Türk tarihinde önemli bir yeri vardır. Kuteybe fethettiği topraklardan askerler alarak ordusunu güçlendirerek çıkan isyanları başarıyla bastırdı. İç karışıklıkları bastırarak önce barış yoluyla Harizm’i sonra kuşatma yoluyla Semerkant’ı ele geçirdi. Bu sıralarda Haccac’ın ölüm haberi gelince Halife Velid onu, Irak Valiliğinden alarak Horasan Valiliği’ne atadığını bildirerek seferlerine devam etmesini istedi. Kuteybe’nin son seferi Çin sınırlarına yakın Kaşgar’dı. Çin hükümdarı cizye vermeyi kabul etti. Halife Velid’in ölmesinin ardından yerine kardeşi Süleyman b. Abdülmelik’in gelmesiyle Kuteybe’nin buradaki faaliyetleri son buldu. Yine Haccac’ın Sind bölgesinde görevlendirdiği komutan Muhammed b. Yusuf es-Sekafi 3 ay süren kuşatma sonrasında ilk defa Müslümanlar tarafından Hindistan’da kullanılan mancınıkla ünlü kulenin yıkılması ile şehir fethedildi. Böylece 711-715 yılları arasında gerçekleştirilen fetihlerle bugünkü Belucistan’dan Hindistan’daki Kathiavar’a kadar bütün İndus vadisi İslam devleti sınırları içine alındı. Budist ve Hindulara din hürriyeti sağlandı.

Velid döneminde Anadolu seferlerinde Abdülmelik b. Mervan’ın oğlu, sarı çekirge lakabıyla tanınan, dört kardeşi halifelik yapmış, diğer kardeşlerinden daha layık olmasına rağmen annesi bir cariye olduğu için halifeliği söz konusu olmayan Mesleme b. Abdülmelik’in ismi öne çıkar. Babasının sağlığında Bizans cephesine kumandan olarak tayin edilmiş, Misis bölgesinde bazı seferler yapmıştır. Ardından Hazar Devleti ile mücadeleye girdiyse de Hazarların kuvvetli ve düzenli orduları karşısında toprak elde edememiştir. Sonrasında tekrar İç Anadolu’ya ilerlemiş, Bizans ordusunu 2 defa yenerek; Pozantı Çevresi, Tuvane, Ammuriye ile Eskişehir’i fethetti. 710’da kardeşi I. Velid tarafından, İrmîniye ve Azerbaycan valiliğine getirildi. 711-712’de Amasya’yı ve bölgedeki bazı merkezleri, 714’te Kafkasya cephesindeki Derbent ve çevresini fethettikten sonra Ceracime (Merdeiler) üzerine gönderildi. Ceracime; Hz. Ömer zamanından itibaren Bizans sınırında Müslüman ordularının ilerlemesini engellemede rol almıştır. I. Velid Ceracime’nin Bizans’la iş birliği yaptığını duyması üzerine Mesleme b. Abdülmelik’i göndererek Amanos bölgesi Müslümanların eline geçti. Anadolu’ya kaçan Ceracime topluluğu ise II. Iustinianos tarafından Antalya ve çevresine yerleştirildi. Anadolu seferlerine Abbas b. Velid, Abdullah b. Abdülmelik Ömer b. Velid gibi Emevi hanedanından kimseler de katılıyordu. Bizans İmparatorluğunda yaşanan taht kavgaları ve iç karışıklıklardan yararlanan Emeviler Yalyaç ve Amasya’ya hâkim oldu. Abbas’ın Bizans’ın sınır kalesi Herakleia’yı (Ereğli) fethetmesi İstanbul’un kuşatılmasında önemli bir adım olmuştur.

I. Velid halife olunca İfrîkıye ve Mağrib’i doğrudan hilâfet merkezine bağlı ayrı bir eyalet haline getirdi. Kuzey Afrika ve İspanya fetihlerinde etkin rol oynayan Musa b. Nusayr’dan valilik görevini sürdürmesini istedi. Berberi kabilelerinin merkezi Tanca’nın fethiyle İslamiyet’in yayılması hızla arttı. Musa Tarık b. Ziyad’ı Tanca’ya vali olarak atadı. Bu arada Sardinya, Mayurka ve Minorka adalarıyla Sicilya’daki bazı şehirlerin fethedilmesi, Kuzey Afrika hâkimiyetini perçinleyen gelişmeler oldu. İspanya’da siyasal belirsizlik Musa’yı buraya yönlendirdi. Tarîf’in başarılı bir seferden sonra bol miktarda ganimetle geri dönmesi üzerine, Tanca Valisi Tarık b. Ziyâd alan boğazı geçerek Algeciras’e hâkim oldu. Tarık, kısa sürede Malaga, Elvira, Kurtuba, İsticce ve başkent Toledo’ya hâkim oldu. Musa b. Nusayr Latin harfleriyle yazılmış adını taşıyan ilk altın sikkeyi bastırdığı Sevilla, Carmona, Niebla, Merida şehirlerini alarak Tarık b. Ziyâd’la Toledo’da buluştu. Musa’nın hedefi Avrupa üzerinden İstanbul’a ulaşmak olsa da I. Velid’in emriyle Dımaşk’a gitmek üzere Endülüs’ten ayrıldı. Musa birçok hâkimiyet altına aldığı bölgeye oğullarını vali olarak görevlendirdi. Çok sayıda ganimetle döndüğü haberini alan Veliaht Süleyman; Velid’in hasta olmasını fırsat bilerek ganimetleri kendisine getirmelerini ve Dımaşk’a Velid’in ölümünden sonra girmesini emrettiyse de Musa bunu dinlemedi. Halifeliğe Süleyman geldiğinde itaatsizliğini cezalandırsa da Ömer b. Abdülaziz’in araya girmesiyle ve Yezid b. Mühelleb’in ödediği kefaletle ölmekten kurtuldu Sonuç olarak; Velid devrinde gerçekleştirilen fetihler, Hz. Ömer’in halifeliğinden sonra yapılan en büyük fetih hareketleri olup, dünya tarihi açısından da önemlidir.

İslam’ın yayılmasına büyük katkı sağlayan Velid b. Abdülmelik 715’te Dımaşk’ta vefat etti. Velid; babasından aldığı İslam devletini gerek toplumsal, gerek siyasal, gerek ilmi gerekse eğitim ve kültürel faaliyetlerle ilgili birçok çalışmalar yaparak medeni hayatın gelişmesine katkı sağlamıştır. Ülkenin imarına büyük önem vermiş; yollar, köprüler, camiler yaptırmış; sağlık faaliyetlerinde çok büyük gelişmeler sağlamıştır. Medine’de bilginlere zalimce davranan Hişam b. İsmail’i görevden alarak yerine dindarlığıyla meşhur amcasının oğlu Ömer b. Abdülaziz’i getirerek gelecekte dini zümrenin gelişimine katkıda bulunmuştur.

Süleyman b. Abdülmelik Dönemi

I. Velid tahtını oğluna bırakma arzusuna kapıldığından babasının veliaht olarak tayin ettiği kardeşi Süleyman’ı tahttan uzaklaştırmak için harekete geçtiyse de Süleyman veliaht olarak göreve geldi. Velid ile arasında olan düşmanlık sebebiyle ilk işi Velid’in yerleştirdiği vali ve komutanları görevden almak oldu. Devlete büyük hizmeti olan kimseleri şahsi sebepler yüzünden görevden alması iç siyasette Yezid b. Muhelleb’in etkin bir rol üstlenmesine sebep oldu. Devlet yönetiminde Yemenliler öne çıkmıştır. Kabileler arasında çıkarcılık ve rekabetin olması dönemin duraklama dönemi olmasına sebep olmuştur. Yezid b. Mühelleb Cürcân ve Taberistan’ı fethetti.

Dönemin en önemli olayı kardeşi Mesleme b. Abdülmelik tarafından gerçekleştirilen İstanbul kuşatmasıdır. Süleyman, I. Velid döneminde başlanılan kuşatma hazırlıklarını hızlandırdı. Mesleme Maraş üzerinden Afik’e geçtikten sonra baharda Amm?riye üzerinden devam ederek Sardes ve Bergama’yı fethetti. Amm?riye İç Anadolu’nun batısında İstanbul’dan Çukurova’ya giden eski Bizans askeri yolu üzerinde günümüze harabeleri ulaşan tarihi bir şehir ve kaledir. Bu kale kesin olarak Abbasiler döneminde İslam egemenliğine girmiştir. Abydos Burnu’na yönelip Çanakkale Boğazı’ndan Trakya’ya geçerek İstanbul’u kuşattı. Çetin kış şartları ve Grek ateşine çare bulunamamasından dolayı Ömer b. Abdülaziz halifeliğe gelince seferi kaldırdı.

Veliaht tayinine ikinci oğlu Davud’u getirmeyi düşünen Süleyman’ın hastalığının ağırlaşması üzerine danışmanının tavsiyesi ile amcazadesi ve eniştesi çok sevdiği Ömer b. Abdülaziz’i veliaht tayin etmiştir. Süse ve yeme içmeye düşkünlüğüyle bilinir. Halep Ulu Camii’ni tamamlatması gibi icraatları onun imar işlerine verdiği önemi göstermektedir. Kendisinden önceki halifelerin aksine din bilginlerinin hilâfet makamı üzerindeki etkinlikleri arttı.

Farklı Bir Emevi Halifesi portresi Ömer b. Abdülaziz

Küçük yaşlarda hafız olan, özellikle dinî ilimler sahasında çok iyi yetişen Ömer, hadis rivayetinde bulundu. İlk görevi olan Hicaz valiliği ile bürokrasiye girdi. Hac emirliği yaptı ve Halife I. Velid’in emriyle Mescid-i Nebevi’yi genişletti. Haccac’ın yaptıklarını eleştirince görevden azledildi. Velid Ömer’i veliahtlıktan azletme girişiminde bulununca Süleyman onu danışmanları arasına aldı ve veliaht tayin etti.

İlk iş olarak Hz. Peygamber’in ve dedesi Hz. Ömer’in yönetim ile ilgili icraatlarını inceleyerek göreve başladı. Mâverâünnehir’deki seferleri durdururken, sınırların korunması ve Bizans’a saldırı fırsatı verilmemesi için geleneksel yaz ve kış seferlerini sürdürdü. Kuruluştan itibaren Emevî hanedanı mensuplarının ve devlet adamlarının haksız olarak edindikleri malları ve kazançları belirleyerek hak sahiplerine iadesine çalıştı. Bu davranışı sahip oldukları malların alınmasına dayanamayan yakınları tarafından tepkiyle karşılandı ve ölümle tehdit edildi. Toplumsal temellerini sağlamlaştırmaya ve tabanda meydana gelen bölünmüşlükleri gidermeye çalıştı. Gayri Müslimleri davet mektuplarıyla İslam’a çağırdı ve bu sayede bütün Berberi kabileleri Müslüman oldu. Ömer b. Abdülaziz muhalefet gruplarına eşit ve adaletli yaklaşarak iç barışı temin etmeye çalıştı.

İslâm toplumunun bünyesinden çıkarak çeşitli huzursuzluklara neden olan Haricîler, Irak, Arabistan ve Kuzey Afrika’daki faaliyetlerini durdurarak, Ömer’i halife olarak tanıdılar. Hz. Ali’yi yerme işini kaldırdı; başta Fedek arazisi olmak üzere Ehl-i beyt mensuplarının uğradıkları haksızlıkları gidererek Hz. Ali taraftarlarının da gönlünü aldı. Benzer bir durum zimmîler için de söz konusuydu. Sorumluluk doğuran fiillerin sadece insan iradesiyle gerçekleştiğini ileri süren Kaderiye mensuplarıyla bilimsel tartışmalara girişerek liderleri Gaylân ed-Dımaşkı’yi ikna etmeyi başaran Ömer, mutaassıp Kaderiyye taraftarlarını da ülke dışına çıkarmakla yetindi.

Ömer b. Abdülaziz idari alandaki icraatlarına halka zulmeden ve yolsuzluklara adı karışan valileri ve diğer bürokratları görevlerinden almakla başladı. Valilerin ticaretle uğraşmasını ve hediye almasını yasakladı. Hiyerarşinin; Halife, Vali, Kadı ve Vergi memuru şeklinde oluşturulmasına ve iş akışının buna göre yürümesi için tedbirler aldı. Ömer b. Abdülaziz başarılı bir vergi reformu gerçekleştirdi. Fethedilen toprakların satışını yasakladı. Mevalîden haksız bir şekilde alınan vergiyi kaldırdı. Deniz ticaretiyle tarımı teşvik etti. Ticaretle uğraşanlar dışında herkese yeterli miktarda maaş bağlandı ve böylece ülkede muhtaç kimse kalmadı. Ömer b. Abdülaziz döneminde bilimsel alanda da önemli gelişmeler oldu. Bunlar içinde hadislerin toplanması işi ilk sırada gelir. Bu arada Süryânîce bazı tıp kitaplarını Arapçaya çevirtti. Kısacası önceki Emevi halifelerinin terk ettikleri İslami ilkelere bağlı hareket etme ve toplum menfaatini önde tutma anlayışını yeniden uygulamaya koyan Ömer b. Abdülaziz, Humus’a bağlı Deyrsem’an’da vefat etti. Ömer b. Abdülaziz ilk dört halifeyi örnek alan bu davranışları sebebiyle Râşid halifelerin beşincisi sayılır.

Abdullah’ın oğlu Ali de babasının siyasetini takip etmiş, ancak I. Velid tarafından baskıya uğrayınca Dımaşk’ı terk ederek, Suriye hac yolu üzerinde bulunan Humeyme’ye gitmeye mecbur olmuştu. Diğer taraftan Horasan’da bulunan Hz. Ali taraftarları Hz. Muhammed’in ailesinden birinin halife olmasını istiyordu. Abbasî propagandası ve yer altı faaliyetlerinin merkezi Küfe’ydi. Abbasi davetinin propaganda sahası Horasan’dı ve hareketin fitilini ateşleyen Hidaş’tı. Muhammed b. Ali Hidaş’ı suçlayarak, bütün kötülükleri onun üzerine yükleyip Emevi karşıtı fikri ayakta tutmayı başardı. Muhammed b. Ali’nin vefatından sonra İmam İbrahim “Emir-i Al-i Muhammed” unvanıyla Horasan’a gönderince Abbasi hareketi yeni bir döneme girmiş oldu.

Yezid b. Abdülmelik Dönemi

Abdülmelik Yezid’i Velid ve Süleyman’dan sonra veliaht tayin etmişti; o da Ömer b. Abdülaziz’in vefatıyla, hiçbir güçlükle karşılaşmadan tahta geçmişti. Ömer b. Abdülaziz’in uygulamalarını örnek alacağını söyleyerek başlamasına karşın yönetimde bunun tam zıttı yönde bir politika izlemiştir. Ömer b. Abdülaziz’in ortadan kaldırmaya çalıştığı kuzey ve güney Arapları arasındaki asabiyet mücadeleleri alevlenerek devam etti. Ayrıca II. Yezid’in de tarafsız olmaması rekabeti arttırdı. Emevilerin en başarısız halifelerinden biri olan II. Yezid’in saltanatı Yezid b. Mühelleb isyanıyla başladı. Yezid b. Mühelleb onun halifeliğini tanımadığını söyleyerek isyan hareketine girişti. Yezid’in mücadelesi dini yönden başlamış olmasına karşın bir müddet sonra kabile yönü ağır bastı. Yezid b. Abdülmelik Mesleme b. Abdülmelik’i Yezid b. Mühelleb’in üzerine gönderdi. Mesleme Küfe yakınlarında 8 günlük bir savaştan sonra Yezid’in ordusunu bozguna uğrattı. Emevi Devleti’ne üstün hizmetleri olan Mühelleb b. Ebu Sufre oğulları kılıçtan geçirilince güney ve kuzey Arapları arasındaki rekabet ve mücadele iyice arttı. II.Yezid döneminde iç karışıklıklarla mücadele edilmiştir. Ülke valiler vasıtasıyla yönetiliyordu. II. Yezid zamanının çoğunu sarayında iki şarkıcıyla birlikte geçiriyordu. Çok sevdiği Habbabe adlı kadın ölünce rahatsızlanarak Ürdün yakınlarında vefat etmiştir.

Çöküşe Direnen Haşim b. Abdülmelik

II. Yezid tarafından oğlu Velid ile birlikte veliaht tayin edildikten sonra başa gelerek isyan eden Harici lideri Ukfan’ı savaşa gerek kalmadan vazgeçirdi. İç karışıklıkların yoğun olduğu bir dönemde tahta çıktı. Arap milliyetçiliği fikri güç kazandı. Şiilerin isyanları, Abbasi propagandaları ve Haricilerin isyanı Hişam’ı iktidarı boyunca tehdit etti.

Hişam halifeliğinde kardeşi Esed’i Horasan valiliğine gönderdi. Arap kabileleri arasındaki rekabet başarısızlığa yol açarak, Maveraünnehir’deki üstünlük Türklere geçti. Bunun üzerine Hişam kardeşi Esed’i görevden aldı ve yerine Eşres b. Abdullah es-Sülemi’yi getirdi. Eşres’in hem Müslümanlardan hem de gayrimüslimlerden aldığı vergiler yüzünden durum daha da kötüleşti. Yerli halk Türklerle birleşerek muhalefet cephesini genişletti. Daha sonraki süreçte bölgeye vali olarak atanan Cüneyd elMürri bir takım başarılarla imza atarak kısa süreliğine de olsa hâkimiyeti sağladı. Semerkant’tan istediklerini elde edemeyen Türkler Buhara’ya yürüdülerse de burada da başarılı olamadılar. Mürcie’nin ortaya çıkışına etki eden sebepler arasında Haricî zihniyeti, Emevî-Hâşimî çekişmesi, Emevîlerin muhaliflerine karşı acımasız davranışları, mevâliyi küçük görmeleri ve şehirleşme sürecinin ortaya çıkardığı toplumsal problemler sayılabilir.

Hişam’ın Irak Valisi olarak görevlendirdiği Yusuf b. Ömer es-Sekafi döneminde büyük bir girişim gerçekleşti. Kerbela olayından beri siyaset alanına çıkmayan Hz. Ali’nin soyundan gelenler Zeyd b. Ali ile Hişam’a karşı hedefin ilk denemesini gerçekleştirerek halkın hoşlanmadığı Emevilerden hilafeti almak istedi. Küfeliler, Vali Yusuf’un karşısında Zeyd b. Ali’yi yalnız bırakınca katledilmekten kurtulamadı. Bu hareketin bu şekilde bastırılması Abbasi muhalefetini güçlendiren etkenlerden biri olmuştur.

Haraç amilinin halifenin onayını alarak vergileri arttırması üzerine Kıptiler ayaklandı. Bunun yanı sıra İfrıkıye ve Mağrib gibi önemli beldelerin fethinden sonra orduda görev alan Berberiler, hizmetlerinin karşılığını alamamalarını pek içlerine sindiremeseler de Arap idarecilerine karşı gelemiyorlardı. Bir yandan iç karışıklıklar bastırılmaya çalışılırken diğer yandan seferler düzenleniyordu. Arap ve mevali arasında dengeli bir yönetim kurarak Harici propagandalarını önlemeye çalıştı. Mevali probleminin yanına kabileler arası rekabet eklendi. Eşitlik, adalet gibi propagandalar Berberilerin Hariciliği benimsemesini kolaylaştırdı. Endülüs’ün fethinin tamamlanmasına yönelik çalışmalar Hişam döneminde devam etse de Fransa’da İslam ordusu Frank ordusuna yenildi. Bu mağlubiyet Kuzey Afrika’daki Berberilerin Haricilerle beraber harekete geçmesini sağladı. Arapların kabile taassubuyla birbirleriyle mücadeleye girmesi sebebiyle bölge istikrarsızlığa sürüklendi. Haricilerin Tanca yakınlarında Emevilere karşı kazandıkları savaştan sonra İsyanlar Endülüs’e sıçradı.

Hişam zamanında Bizans saldırıları belirgin bir şekilde artmaya başlayınca Hişam, sınırları güçlendirerek Anadolu’ya her yıl yaz aylarında düzenli seferler yapılmasını sağladı. Hişam devrinde Gürcistan fethedildi ve halifenin kardeşi Mesleme Dağıstan’a düzenlediği seferlerle bölgenin İslamlaşmasını sağladı. Hişam amcasının oğlu Mervan b. Muhammed’i vali olarak İrminiyye tayin ettikten sonra Mervan Kafkasları geçerek Hazar ülkesine girmeyi başardı ve burada yaptığı bütün savaşları kazanarak Hazar hakanıyla yaptığı anlaşmayla Kafkaslarda huzur ortamı sağlandı.

Hişam devlet yöneticiliği göreviyle sonraki dönemlerde örnek alınan bir halife olmuştu. Divan defterlerini düzenlemiş, tarıma önem vermiş, su kanalları açtırmış, baraj ve köprüler yaptırmıştır. Bu gibi imar faaliyetlerinin yanı sıra ilme ve âlime büyük önem vermiştir. Valilerin halktan aşırı vergi toplaması halkın onu sevmemesine sebep olmuştur. 743’te Rusafe’de vefat etmiştir. Dönemi Emevi hanedanının üçüncü yükseliş devri olarak tanımlanır.

Son Dönem Emevi Halifeleri

Velid b. Yezid: Hişam’dan sonra Emevi tahtına Yezid b. Abdülmelik’in oğlu Velid çıktı. Amcası Hişam onun halk arasında itibarını arttırmak için hac emirliği görevini verse de o eğlenceye dalarak görevini yerine getirmedi. Halifeliği döneminde 6 ayda beytülmali boşalttı ve halka kendini sevdirmek için bol ihsanda bulundu. Bizans ile küçük çaplı birkaç çarpışma dışında döneminde hiçbir fetih hareketi yaşanmadı. Emeviler ilk defa kendi içlerinden birine karşı çıkarak Filistin’deki Bahra Sarayı’na kaçan Velid’i öldürmüşlerdir.

Yezid b. Velid: Aile içindeki mücadele sonucu iktidarı ele geçiren Yezid halka karşı yaptığı ilk konuşmasında Ömer b. Abdülaziz’i örnek alacağını şayet vaatlerini yapmazsa halkın kendisini azledebileceğini söyleyerek yönetimle halk arasındaki bozukluğu düzeltmeye çalıştı. Ancak kabileler arasında eşit bir uyum sağlayamayınca iç karışıklıklar iyice arttı. Bütçeyi düzeltmek adına maaşlarda kesintiye gittiğinden ona eksilten anlamında “Yezid en-Nakıs” denildi. 5 aydan biraz fazla halifelik yaptıktan sonra vefat etti.

İbrahim b. Velid: Yezid’in ölümünden sonra 13. Emevi halifesi olarak tahta çıktı. Ancak o da kardeşi gibi meşruiyet sorunu ile karşılaştı. Öldürülen II. Velid’in intikamını almak ve haklarını korumak için harekete geçen İrmîniyye ve Azerbaycan valisi Mervan b. Muhammed ile İbrahim’i tanımayan valiler en büyük sorunları oluşturuyordu.

Üç ay kadar bir süre halifelik makamında kalabilen İbrahim iç karışıklık ve isyanlarla mücadele edemedi. Mervan b. Muhammed biat aldıktan sonra orduyla Dımaşk’a doğru ilerledi. İbrahim de büyük bir ordu hazırladıysa da başarılı olamadı ve Mervan’dan eman diledi. Daha sonra Emevi hilafetinin sona erdiği Zap Suyu Savaşı’nda nehirde boğularak ölenler arasındaydı.

Emevilerin Yıkılışı ve II. Mervan

Askeri bakımdan önemli olan Irmıniye ve Azerbaycan valiliğinde 12 yıllık süre içinde Hazarlara karşı başarılı seferler düzenledi. Halife Hişam döneminde önemli görevlere getirilen Mervan Hişam’ın ölümünden sonra yeni halifeye mektup yazarak ona övgü dolu şeyler söyledi. III. Yezid’e biat etmeyi reddederek isyancı birliklere katıldı. İbrahim b. Velid döneminde ise çıkan savaşta başarılı olarak halifeliğe geldi.

İsyanlarını sürdüren Haricilerle şiddetli savaşlar yaptıktan sonra liderleri Şeyban b. Abdülaziz’i ve pek çok askerini ortadan kaldırıp Irak’taki Harici problemini halletti.

Mûte Savaşı’ndaki fedakârlığından dolayı Hz. Peygamber’in Zülcenâhayn lakabı verdiği büyük dedesi Cafer-i Tayyâr’ın bu lakabına nispetle, Abdullah’ın etrafında toplanarak onu imam tanıyan gruba Cenâhiyye denilir. Abdullah b. Muaviye çok sıkıntılı bir dönemde hilafete geldi. Döneminde yaşanan birçok isyan ve iç karışıklık onun hilafetini tanımayan grupların artmasına sebep oldu. Egemenliğini arttırmak için adına para bastırdı. Mervan emrindeki komutanı ona savaş açması için gönderdi. Abdullah b. Muaviye savaşta kaybetti, Horasan’a kaçtı ve umduğu yardımı bulamayınca da burada vefat etti.

Üç yıl içinde seferlerle birçok yer fetheden Mervan kontrolü sağlayarak Harran’a döndü. Bu sırada Abbasilerin isyanıyla karşılaştı. Horasanlı Mevali grubun da isyana destek vermesiyle Abbasiler Horasan’ın tamamını kontrol altına aldılar. Mervan Büyük Zap suyunun sol sahilinde Abbasi ordusunu karşısında buldu. Gün geçtikçe şiddetlenen savaşı Abbasiler kazandı, Mervan Harran’a çekildi. Eski Irak valisinin teslim olmasıyla Emeviler tarihe karıştı.

Emevi Devletinin Çöküş Sebepleri: Emevi Devletinin çöküş sebepleri şöyle özetlenebilir:

  • Kabilecilik anlayışının yoğun olduğu Emevi devletinin en büyük çöküş sebebi iktidar hırsı ve rekabettir.
  • Hilafet sisteminin değişmesidir.
  • Arapların kendi içlerinde birçok gruba ayrılması, Arapların birinci sınıf vatandaş kabul edilmesi halkın tepkisine sebep olmuştur ve mevalilerin Abbasi davetine katılması sonuca katkı sağlamıştır.
  • Muhaliflerin çok sert usullerle bastırmaları, Hz. Hüseyin’in şehit edilmesi, Medine’nin işgal edilmesi, Kâbe kuşatmaları toplumla devletin arasını açmıştır.
  • II. Velid’in halifelikten hal edilmesinde aile ortasında ortaya çıkan iç mücadele Emeviler döneminde dönüm noktasıdır. Bu olaydan sonra Suriye ikiye bölündü. II. Mervan Dımaşk’ın yerine Harran’ı hilafet merkezi yaptı.