İŞLETME İLETİŞİMİ - Ünite 4: Çevrim İçi İletişim Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 4: Çevrim İçi İletişim

Çevrim İçi İletişim Nedir?

Çevrim içi iletişim, çeşitli küresel ya da yerel bilgisayarlar arası ağları kullanarak, insanlara yer ve zaman sınırlıkları olmaksızın, ev ya da iş yerlerinden, birbirleriyle kolay iletişim kurma, görsel ve işitsel veri dosyalarını transfer etme olanağı sağlamakla birlikte, dünyada var olan herhangi bir veri bankasındaki bilgileri elde etmelerine yardımcı olan bir iletişim sistemidir. İki ya da daha fazla birey arasındaki iletişimin elektronik posta, video konferans ve haber panosu gibi iletişimi kolaylaştıran bilgisayar uygulamaları aracılığıyla gerçekleştirildiği iletişim biçimi olarak da tanımlanmaktadır. Bu tür tanımlara literatürde sık rastlanmaktadır. Ortak noktaları dikkate alındığında çevrim içi iletişimin, yalın biçimiyle bireylerin bilgisayar ve bilgisayar ağlarını kullanarak mesaj alış verişinde bulunmalarını ifade ettiği düşünülebilir. Aslında, uzaktan iletişim (telecommunication) sistemlerini kullanarak mesajların kodlanmasını, aktarılmasını ve kod açımlanmasını kolaylaştıran bir süreçtir.

İnternet hayatımızın önemli bir parçası hâline gelmiştir. Özellikle gençler o kadar yaygın kullanmaktadırlar ki artık onlara (size) “İnternet Nesli”, “Ağ Nesli” ve son yıllarda sıkça “Z kuşağı” gibi adlar takılmaktadır. Z kuşağı, en yaygın kabul gören tanımıyla 1991 ve sonrasında (20. yüzyılın son on yılı ve sonrasında), çevrim içi iletişimin içinde doğan ve bu tür iletişim sürecini, önceki X ve Y kuşaklarının (bizim) aksine doğal bir süreç olarak gören kuşaklardır. Önceki kuşaklar çevrim içi iletişime uyum sağlamak zorunda kalmışlardır. Oysa Z kuşağı için uyum söz konusu değildir; onlar doğal olarak bu teknolojileri kullanmaktadırlar. Bu nedenle bu kuşağa aynı zamanda “Dijital Yerliler” de denmektedir. Önceki kuşaklar ise “Dijital Göçmenler” olarak anılmaktadır.

Nasıl Çevrim İçi İletişim Kurabiliriz?

İletişimin gerçekleşebilmesi için bir iletişim kanalına ihtiyaç vardır. İnternet teknolojileri çevrim içi iletişim kurmamız için bir kanal görevi üstlenmektedir. Bu görev için de bize çeşitli çevrim içi iletişim araçları sunmaktadır. Bu araçları incelemeden önce, bir süre çevrim içi iletişimin yalnız yazılı iletişim ile sınırlı olduğunu bugün ise yazının yanı sıra görsel işitsel iletişim de kurabilmekteyiz. Ayrıca, çevrim içi iletişim, katılımcılarının aynı zamanda bir arada olabileceği gibi aynı zamanda bir arada olmalarını gerektirmeden de gerçekleştirilebilir. Başka bir deyişle çevrim içi iletişimi, eş zamanlı ya da eş zamansız olmak üzere iki grupta sınıflandırabiliriz. Eş zamanlı (senkron) iletişime en iyi örnek yüz yüze iletişimdir. Bu süreçte kaynak ve alıcı aynı yer ve zamanda bir aradadır. Öte yanda eş zamanlı iletişim katılımcılarının (kaynak ve alıcı) aynı yerde bir arada olmasını gerektiremeden de gerçekleşebilir. Örneğin telefonla gerçekleştirdiğimiz iletişim –mesaj bırakma dışında– aslında bir eş zamanlı iletişimdir. Çevrim içi ortamda da eş zamanlı iletişim kurulabilir. Sohbet (chat), Web konferansı (Web conference), Wiki gibi birbirinden farklı araçlar eş zamanlı iletişim kurmamızı sağlayabilir. Eş zamanlı iletişim, bireyler arası olabileceği gibi grup iletişimi şeklinde de gerçekleşebilir. Eş zamanlı olmayan ya da eş zamansız (asenkron) iletişim ise iletişim sürecindeki bireylerin aynı yer ve aynı zamanda bir arada olmasını gerektirmeyen iletişim türüdür. İnternetin sağladığı en önemli üstünlüklerden biri olarak eş zamanlı olmayan (asenkron) iletişimi hızlandırması gösterilebilir. Eş zamanlı olmayan etkileşime en güzel örnek mektupla iletişimdir.

Elektronik Posta (e-Posta)

Eş zamanlı ya da eş zamansız iletişim kurmak için çeşitli çevrim içi araçlar kullanımımıza sunulmuştur. e-Postayı, en yaygın kullanılan çevrim içi iletişim aracı olarak tanıtmak yanlış olmaz. Geleneksel posta hizmetine benzer bir iletişim sistemidir. Ancak en önemli farkı daha önce belirtildiği gibi eş zamansız iletişimin hızını birkaç saniyeye kadar düşürmüş olmasıdır. Ayrıca İnternet bağlantınız varsa hiçbir ücret ödemeden mesajlarınızı gönderebilmeniz de bir başka üstünlüğüdür. e-Posta aslında metin tabanlı bir iletişim aracı olmasına karşın fotoğraf, çizim gibi görselleri ya da video ya da ses dosyalarını da göndermenize imkân vermektedir.

Gruplar, Forumlar, Tartışma Listeleri

İlk kez Unix programı hakkında konuşmak ve sistemin aksaklıklarını saptayarak çözüm üretmek amacıyla bir forum oluşturmalarıyla ortaya çıkmıştır. Bugün dünya üzerindeki milyonlarca ağ kullanıcılarının birçok konuda düşüncelerini paylaştığı, yazılar yazdığı, haberler paylaştığı iletişim ortamlarıdır.

Sohbet (Chat)

Sohbet, daha önce açıklanan çevrim içi iletişim araçlarından farklı olarak kullanıcılarının eş zamanlı iletişim kurmasına imkân verir. Bir başka deyişle kullanıcıların iletişim kurabilmeleri için aynı anda sohbet ortamında hazır bulunmaları gerekir. Kısaca Sohbet ortamı olarak adlandırdığımız bu yazılımlar aslında IRC olarak kısaltılan İnternet Aktarımlı Sohbet (Internet Relay Chat) olarak bilinmektedir. Sohbet ortamlarında bireysel olduğu gibi grup iletişimi de gerçekleştirilebilmektedir. Günümüzde en sık eğlence, haberleşme, eğitim gibi amaçlarla kullanılmaktadır. Ayrıca özellikle bankacılık alanında müşterilere destek amacıyla da bu iletişim ortamından yararlanılmaktadır.

Web Konferansı (Web Conference)

Web konferansı da eş zamanlı iletişim kurmaya imkân veren iletişim ortamlarıdır. Temel amacı farklı mekânlarda bulunan birden fazla kullanıcının bir araya gelerek görselişitsel iletişim kurmasına imkân sağlamaktır. Adobe Connect, Cisco Wedex ve Big Blue Button bu tür web konferans sistemleridir. Bu sistemler kullanıcılarının görsel, işitsel ve metin tabanlı iletişim kurmalarına imkân vermenin yanı sıra Beyaz Tahta (White Board) olarak adlandırılan bir uygulama ile aynı metin ya da çizim üzerinde aynı anda çalışmalarına da yardımcı olmaktadır.

Web 2.0 Araçları ve Sosyal Medya

Web 2.0 ve sosyal medya araçları arasında iletişim acısından en dikkat çekenleri Web Günlükleri (Blog), Wikiler ve sosyal etkileşim araçlarıdır. Web Günlükleri, yazılanların kronolojik sırada, en son yayınlanan yazının en başta görüntülendiği bir web yayın sistemi olarak tanımlanabilir. Bu sistemleri kullanarak bireyler görüşlerini, deneyimlerini, duygularını serbestçe yazarak yayınlayabilmektedir. Yayınlananlar, İnternet erişimine sahip herkes tarafından okunabileceği gibi, yalnız belirli bir grubun erişimine ya da yalnız yazanın kişisel erişimine de açık hâle getirilebilir.

Wiki, kelime anlamı olarak Havaii dilinde “çabuk”, “hızlı” anlamına gelmektedir. Herhangi bir Web tarama aracını (Explorer, Firefox, Safari, vb.) kullanarak web sitesi oluşturmaya yardımcı olan araçlardır.

Sosyal bağ (etkileşim) araçları, aynı ilgilere, hobilere, deneyimlere, işlere sahip kişilerin arasında sosyal etkileşim kurulmasını kolaylaştıran çevrim içi ortamlardır. Bu ortamlarda bireyler ilişkide oldukları diğer bireylerle fotoğraftan, video, ses ve müzik dosyalarından, metinlere farklı biçimlerde etkileşim kurabilmektedirler.

Çevrim İçi İletişim Hayatımızı Nasıl Etkiliyor?

Çevrim içi iletişim sosyal ilişkilerden sağlığa, alışveriş alışkanlıklarından iş yaşamına, eğitimden eğlenceye, dilden ülke savunmasına hayatımızın hemen her alanında etkisini göstermektedir. Bu etkinin gözlemlendiği alanlardan biri sosyal ilişkilerimizdeki değişimdir. Eskiden ancak fiziksel olarak bir arada gerçekleştirilebilen sosyal etkileşim artık sanal ortamda da gerçekleştirilebilmektedir. Çevrim içi iletişim ise zaman ve mekân sınırlılığını ortadan kaldırdığı için sosyal ilişkileri güçlendirmektedir. Günümüzde birçok birey eş ya da arkadaşlarını, birçokları eskiden iyi ilişkileri olan ancak bir süre ayrı kalan tanıdık ya da akrabalarıyla etkileşimlerini daha önce açıklanan çevrim içi iletişim araçları aracılığıyla kurmakta, güçlendirmekte ve sürdürmektedir. Çevrim içi iletişim alışveriş alışkanlıklarını da etkilemektedir. Kullanıcı grupları adı verilen çevrim içi ortamlara danışmadan bir ürün ya da hizmete başvuran tüketicilerin sayısında önemli bir azalma gözlemlenmektedir. Bu durum, üretici ve satıcıları da çevrim içi iletişim ortamlarına önem vermeye itmiştir. Çevrim içi iletişim iş yaşamında da temel iletişim ortamı olarak kullanılmaktadır. Özellikle e-Posta kurum içi ve kurum dışı iletişim için tercih edilmektedir. Eş zamansız iletişim tabanlı olması ve telefon maliyetlerini azaltması e-Postanın tercih edilmesinde rol oynayan önemli etkenler olarak gösterilmektedir.

Çevrim içi iletişimin önemli bir etkiye sahip olduğu alanlardan biri de eğitimdir. Çevrim içi iletişim teknolojilerindeki gelişmeler ve bu teknolojileri kullananların sayısındaki artış eğitim kurumlarını çevrim içi ders ve programlar sunma konusunda yüreklendirmiştir. Sonuç olarak çevrim içi öğrenme (online learning) hem üniversitelerde hem de kurumlardaki insan kaynakları geliştirme etkinliklerinde hızla yaygınlaşmıştır.

Çevrim İçi İletişim Kurarken Nelere Dikkat Etmeliyiz?

En yaygın çevrim içi iletişim ortamı olan e-Postayı kullanarak iletişim kurarken aşağıdaki kurallara uymalıyız:

  • e-Posta mesajlarının öncelikle kimden geldiğine bakmalıyız. Eğer tanımadığımız birinden gelmişse Konu bölümünü incelemeliyiz. “İş ortaklığı kurmak” ve “Merhabalaşmak” gibi çok genel başlıklar yazılmış ise bu mesajları açmadan silmeliyiz.
  • Birden fazla kişiye gönderilen ve zincir e-Posta olarak adlandırılan mesajlara dikkatli yaklaşmalıyız.
  • Her ne kadar güvenli görünürse görünsün kimlik bilgilerimizi ya da siteye giriş bilgilerimizi e-Posta ile göndermemeliyiz.
  • e-Posta şifremizi kimseyle paylaşmamalıyız. Bu adres ve şifremize sahip olan kişiler, sorun oluşturabilecek e-Postalar gönderebilirler.
  • e-Posta gönderirken Kimden bölümünde adımızın olmasına dikkat etmeliyiz.
  • Yine e-Posta gönderirken Konu bölümüne mutlaka mesajımızın içeriğini yansıtan kısa bir ifade yazmalıyız.
  • Tanımadığımız kişilerden gelen e-Posta eklerini açmamak gelmektedir.
  • e-Posta ile gönderdiğimiz sorulara hemen cevap beklememeliyiz. e-Postayı gönderdikten 10 dakika sonra bir cevap alamadığımızda “kimsenin bizi önemsemediğini” düşünmeyelim. İnsanlara biraz zaman tanımalıyız.

Öte yandan sohbet aracılığıyla iletişim kurarken de aşağıdaki noktalara dikkat etmeliyiz:

  • Kimseyle kullanıcı kodu ve şifremizi paylaşmamalıyız.
  • Tanımadığımız kişiler başta olmak üzere kimseye ev adresimizi, telefon numaramızı, çocuklarımızın, eşimizin adını, okul ya da iş adresleri gibi kişisel bilgilerimizi vermemeliyiz.
  • Kişi eklemeye yönelik gelen her mesajı hemen kabul etmemeliyiz.
  • Sohbet sırasında yüz yüze sohbet ediyormuş gibi etik kurallarına uymalıyız.
  • Karşımızdakilerin sorduğumuz soruya cevap vermesini beklemeden yeni bir soru ya da görüş yazmamalıyız. Bazılarımız daha yavaş yazabilir.
  • HEPSİ BÜYÜK HARFLERDEN oluşan yazılar yazmamalıyız.
  • Kullanıcı adı olarak kendi adımızı tercih etmeliyiz.

Öte yandan sohbet aracılığıyla iletişim kurarken de aşağıdaki noktalara dikkat etmeliyiz:

  • Yukarıda sıralanan kuralları onlarla paylaşmalı ve uymaları konusunda uyarmalıyız.
  • Kiminle e-Posta alıp gönderdiklerini, kimlerle sohbet ettiklerini kontrol etmeliyiz.
  • Tanımadıkları kişilerden gelen mesajları, Kişi listesine ekleme isteklerini öncelikle bize göstermeleri konusunda uyarmalıyız.
  • Uygun olmayan e-Posta ya da sohbet mesajları ile karşılaştıklarında da öncelikle bize haber vermelerini söylemeliyiz.
  • Bize sormadan kişisel bilgilerini, görüntülerini (fotoğraf, video, vb.), anne babalarının ev ya da iş adreslerini, telefon bilgilerini paylaşmamaları gerektiğini vurgulamalıyız.
  • İnterneti belirli zamanlarda kullanmalarına izin vermeliyiz.

Ek olarak Wiki ya da Web günlüğü türü çevrim içi iletişim ortamları aracılığıyla web içeriği oluştururken ya da mevcut olanlara yorum yazarken aşağıdaki kurallara dikkat etmeliyiz:

  • Çok ayrıntılı kişisel bilgilerimizi vermemeliyiz.
  • Web günlüğümüzü ya da Wiki sayfamızı her ne kadar yalnızca belirli kullanıcıların görmesini sağlayacak biçimde oluşturmuş olsak da sayfamızdaki bilgiler İnternettedir ve bazı uzman İnternet kullanıcıları bu bilgilere erişebilir.
  • İnsanları rencide edecek, kızdıracak, zor durumda kalmalarını sağlayacak bilgi ve yorumlara yer vermemeliyiz.
  • Bir kişi hakkında yazmadan önce o kişiden izin almamızda yarar vardır.
  • Yazdığımız yorumları savunmada kullanabileceğimiz somut delillerin olmasına dikkat etmeliyiz.
  • Daha önce belirtilen çocuklarımızın İnternet kullanımında dikkat edilmesi gereken kurallar İnternet sayfaları oluştururken ya da var olan sayfalara yorum yazarken de dikkat edilmelidir.
  • Ayrıca İnternet’te bulduğumuz çizim, fotoğraf, yazı, video gibi unsurlara kendi sayfamızda yer vermeden önce telif haklarına saygılı davranmaya dikkat edelim. Gerekiyorsa izin alalım.

Çevrim İçi İletişim Nasıl İncelenmiştir?

Çevrim içi iletişim bilimsel olarak ele alınan bir çalışma alanıdır. Uzmanların çevrim içi iletişimi incelemede yararlandıkları bakış açılarını, kişisel olmayan (impersonal), bireyler arası (interpersonal) ve hiperkişisel (hyperpersonal) etkileşim olarak üç grupta sınıflanmaktadır. İlk grup, çevrim içi iletişim konusunda 1980’lerden önceki dönemde yapılan çalışmaları kapsamaktadır ve bilgisayar ortamındaki iletişimi yetersiz bulmaktadır. Bu dönemde yapılan çalışmalar, bilgisayar ortamının, iletişim kuran bireylere ilişkin sosyal ipuçlarını barındırmadığı için, bireyler arasında bireysel olmayan bir iletişim yarattığını dile getirmişlerdir. Bireysel olmayan bakış açısı, yüz yüze iletişimin bilgisayar ortamında gerçekleşen iletişimden çok daha etkili olduğunu iddia etmektedir. Dayandığı temel kuramlar, sosyal bulunurluk (social presence) ve ortam zenginliği (media richness)kuramlarıdır. Etkileşimi değerlendirme ölçütü olarak da iletişim sürecinde katılımcıların birbirlerine gönderdiği sosyal ipuçlarının alınması gerektiğini ileri sürmektedir.

Daha sonra 1990’larda yapılan çalışmalar bilgisayarı, bireyler arası iletişim sürecinde farklı bir bakış açısıyla ele almış ve bilgisayar ortamında da en az yüz yüze de olduğu kadar etkili bir iletişimin kurulabileceği öne sürülmüştür. İkinci bakış açısı, eğer iletişim kuran bireylere yeterli zaman verilirse, çevrim içi iletişimin yüz yüze ortamlardaki kadar etkili olabileceğini söylemektedir. Bu bakış açısı temelde, sosyal bilgi süreci kuramına dayanmakta, çevrim içi iletişimin, bu iş için harcanan zamana ve iletilerin miktarına bağlı olarak değerlendirilebileceğini ileri sürmektedir.

Son dönemde yapılan çalışmalar ise çevrim içi iletişimin kişisel olabileceğini, başka bir deyişle yüz yüze ortamlara göre çok daha samimi ve içten olabileceğini ileri sürmektedir. SIDE kuramına (Social Identity Model of Deindividuation Effects) dayanan Hiperkişisel iletişim, bilgisayar ortamında gerçekleşen iletişimin yüz yüze ortamdaki iletişimden çok daha etkili olacağını ileri sürmektedir. Ayrıca, bireyler arasındaki etkileşimin etkililiği konusunda karar verirken, bireylerin birbirine gönderdikleri iletilerin içeriklerinin çözümlenmesinin daha güvenilir olacağını iddia etmektedir.

Kişisel Olmayan Bakış Açısı yaklaşımının temel söyleminde, çevrim içi iletişim etkililiğinin, iletişim sürecinde sağlanan sosyal ipuçlarının ölçülmesiyle gerçekleştiği düşüncesi vardır. Bilgisayar jest, mimik, ses tonu, yüz ifadeleri gibi sözsüz iletişim ögelerini taşıyamadığı gibi, bireyler arasında sosyal normların paylaşılmasına olanak vermemektedir. Dolayısıyla bilgisayar ortamındaki iletişimin, yüz yüze ortamlarla karşılaştırıldığında daha soğuk, iletişimin sosyal boyutunu içermeyen, görev yönelimli olmasına neden olmaktadır. Sosyal bulunurluk (socail presence), iletişim ortamlarına dayalı olarak gerçekleştirilen etkileşim sürecinde, bir bireyin diğerlerini gerçek birey olarak algılama süreci olarak tanımlanmaktadır. Bu kurama göre, iletişim ortamında ne kadar çok kanal ve koda erişilirse kullanıcının, bir etkileşimdeki diğer katılımcıların mevcudiyetine o kadar çok dikkatini yoğunlaştırıldığı savunulmaktadır. Ortam zenginliği (media richness) kuramına göre ise, iletişim ortamındaki belirsizliğin ortadan kaldırılabilmesi için, görevlere uygun zenginlikte ortamların kullanılması gerekmektedir. İletişim görevi ne kadar karmaşıksa, o kadar zengin bir ortam gereklidir. Bu kurama göre, bilgiyi taşımak için kullanılan ortamın özellikleriyle görevin gerektirdikleri ne kadar örtüşürse, ortaya o kadar tatmin edici bir sonuç çıkacaktır. Bu anlamda çevrim içi iletişim ortamı, basit ve zayıf iletişim için uygun bir ortam olarak değerlendirilmektedir.

Kişisel Bakış Açısı, çevrim içi iletişimi olumlu değerlendiren kuramlardan biri, iletişim bilimci Joshep Walther’ın “sosyal bilgi işleme” kuramıdır. Bu bakış açısı, çevrim içi iletişimin yüz yüze ortamlardaki kadar etkili bir şekilde gerçekleştirilebileceğini, bireylerin duygularını yüz yüze ortamlara göre daha yavaş ama, en az yüz yüze ortamlardaki kadar etkili iletebileceğini vurgulamıştır. Çevrim içi iletişimi yetersiz görmeyen kişisel olmayan bakış açısı, bireyler arası iletişim sürecinde, sözlü olmayan mesajların taşıdığı ipuçlarının önemine vurgu yaparken, sosyal bilgi süreci, bireyler arası iletişimin gelişiminde dil ve sözel unsurların temel belirleyici olduğunu vurgulamaktadır. Bireyler arası etkileşimin etkililiğini ve etkililiğinin derecesinin ölçülmesi, iletişim sürecinde yer alan ipuçlarının sayısı yerine, mesajların zaman ve oran bakımından değerlendirilmesine dayanır. Bu bakış açısına getirilen eleştiri de bu noktada başlamaktadır. Bu bakış açısının temelinde eğer yeterli zaman verilirse, çevrim içi iletişimin yüz yüze iletişim kadar etkili olabileceği düşüncesi yatmaktadır. Öte yandan, bu etkili sürenin ne kadar olduğu konusunda belirli bir standart yoktur. Çevrim içi iletişime ayrılan zaman, iletişimi kuranların yapısına (yabancı ya da yakın arkadaş olmaları gibi) ve bireysel özelliklerine (konuşkan, içedönük gibi) bağlı olarak değişecektir. Benzer şekilde iletişim kurma sıklığı da bireylerin sahip olduğu özelliklere bağlı olarak değişebilecektir

Hiperkişisel bakış açısı, SIDE (Social Identity of the Deindividuation Effects) modeline dayanmaktadır. SIDE modeline göre bireyler, gerçek kimlikleri yanında grup içinde kendilerine yeni bir kimlik oluştururlar. Daha çok grup normlarına, bulundukları bağlama bağlı olarak gelişen durumsal normlara uyma eğiliminde olurlar. Bireyler grup içi normları kabul etme, grup dışı normları reddetme eğilimindedirler. Öte yandan bireyler, kendilerine yakın buldukları, ortak ilgileri paylaştıkları bireylerle bir araya gelmeyi tercih edeceklerdir. Ortamda bireylere ilişkin sınırlı ipucu olması ve katılımcıların gerçek kimlikleri hakkında bilginin olmamasından dolayı, kullanıcıların kendilerini yeni bir bireye ifade etmesi daha kolay olacaktır.

Sonuç olarak, bilgisayarın izlenim oluşturma, izlenim yönetimi ve eş zamansız iletişim özelliklerinden dolayı bireyler çevrim içi iletişimde, yüz yüze ortamlarda gerçekleştirdiklerinden daha başarılı bir iletişimi gerçekleştirebilmektedirler. Ayrıca bireyler arasındaki etkileşimin derecesi konusunda karar verirken bireylerin birbirine gönderdikleri iletilerin sayısal olarak değerlendirilmesi yerine, içeriklerinin çözümlenmesi daha güvenilir olacaktır. İletişim sürecini açıklarken hiperkişisel iletişim bakış açısından yararlanmak, bize daha açıklayıcı, doğru, neden sonuç ilişkisini görebileceğimiz ayrıntılı bilgiler sağlayacaktır.