İŞLETME İLETİŞİMİ - Ünite 1: İletişime Giriş Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 1: İletişime Giriş

Giriş

İnsan doğayla birlikte var ve aynı zamanda toplumsal da bir varlık. Yaşamını devam ettirmesi ve üretmesi; klan, aşiret, topluluk ya da toplum içinde var olabilmesi için ötekine muhtaç. Bu yüzden insan, Antik dönemden bu yana politik bir hayvan olarak nitelendiriliyor. İster birincil ilişkilerin yumuşak evreni içinde insani bir toplumsal düzen içinde isterse de serbest piyasa ilkesinin biçimlendirdiği ikincil ilişkilerin rasyonel evreni içinde yer alsın insanın yaşamak ve üretmek için diğerlerine ihtiyacı var.

Fiziki ve daha da ötesi kültürel bir varlık olarak insanı insan yapan en önemli özelliği tabii ki dildir. Dil denilince akla hemen konuşma gelebilir dolayısıyla iletişim denilince onu hemen konuşma, insan ile insan arasındaki sözel bir süreç olarak tanımlama eğiliminin ağır bastığı görülür. İletişim, doğal çevresi, araç gereçleri, üretim sürecindeki öbürleri ile ilişkileri, bu ilişkilerin taraflar nezdinde kabulünü sağlayan değerler sistemi ile insanın kültürel varlığının temelinde yer alır.

Dil, sevinç, acı, şaşırma gibi tepke seslerin ötesinde; doğayı dönüştürme sürecinin de bir sonucudur. Bunu iki şekilde açıklamak mümkün: İlki, ihtiyaçlarına yönelik üretirken ve tabii ki çok önceleri avlanırken yapıp ettiklerinin ürünüdür; yani dil ile hareket birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. İnsanın benzer olay, durum ve zamanlarda eylerken çıkardığı sesler, zamanla sözcüklere dönüşür. İkincisi ise yine ihtiyaçlarına yönelik doğayı dönüştürme kaygısı ile eylerken önce doğal olana benzer ve daha sonra da ondan farklılaştırarak, giderek incelen yeteneği ile araçlar üretirken çıkardığı tepke seslerin bir süre sonra, o aracı anlatmak için bildirişme yani iletişim amaçlı kullanılması sonucu sözcüklere dönüşmesidir.

Dilin doğuşu, dolayısıyla iletişim olgusu sadece aktarımla değil; aktarılan sözcüklerin anlamlandırılma süreciyle de yakından ilişkilidir. İletişim bir anlamlandırma sürecidir. Kültürel devamlılığın koşuludur.

İletişimin Kültürel Bağlamı

Communicare sözcüğü İngilizceye communication olarak geçmiş. Genel bir ifade ile kavramı birbirilerine ortamlardaki nesneler, olaylar ve olgularla ilgili değişimleri haber veren; bu nesne, olay ve olgular karşısında benzer yaşam deneyimlerinden dolayı sahip olunan benzer duyguları birbirine ifade eden insanların oluşturduğu topluluk ya da toplum yaşamı içinde gerçekleştirilen tutum, yargı, düşünce ve duygu bildirişimi olarak tanımlamak mümkün. İletişimin benzer yaşam deneyimlerinden dolayı benzer duygulara sahip olanların oluşturduğu bir topluluk ya da toplumdaki insanlar arasında gerçekleşiyor olmasının gözden kaçırılmaması gerekir.

İletişim, belirli bir zaman ve mekânda, aynı fiziki ya da çevresel koşullar içinde yaşamlarını sürdürebilmek için araç ve gereçler üreten, bu araç ve gereçlerin çalışma biçimleri ile ilgili bilgileri derleyen, bunları belirli bir işbölümüne göre kullanan, bu iş bölümünden kaynaklanan farklılıkları olumlayacak değerler ya da bu kişilerin kendilerinin rızasını üreterek bir kimlikte kaynaştırmayı amaçlayan bir etkinliktir (Oskay, 2014: 23).

İletişimin gerçekleştiği kültürel bağlam oldukça önemli. Sadece iletişimin sözel bir süreç olması ve dille ilgisi nedeniyle önemli değil bu kültürel bağlam. Örneğin, merhaba sözcüğünü ele alalım. Eğer dil bilgimiz ana dilimiz ile sınırlıysa sözcüğün İngilizce (Hello), Fransızca (Bonjour), Almanca (Hallo) ya da İtalyanca (Ciao) karşılıklarını duyduğumuzda bize hiçbir şey ifade etmez. İletişim için aynı dili konuşuyor olmak tabii ki önemli ancak burada sözünü ettiğimiz çok daha ötesi; anlamların üretimi ve değişimi olarak iletişim söz konusu olduğunda kültürel bağlamın ne anlama geldiği.

İletişim gündelik yaşamımızda bize nesneleri, insanları tanımlar; iş bölümü içinde değişik toplumsal roller yüklenmiş insanlara bu rolleri yerine getirirken, bu rol dağılımı çerçevesinde oluşan toplumun o tarih dönemine ait hayat tarzını öğretir, olumlatır ve bu hayat tarzının devamı için gereken değerleri oluşturur, aşılar (Oskay, 2014:17). İletişim, belirli bir kültürel bağlamda gerçekleşir; nesneler, olgular ve olaylar belirli bir kültürel bağlamda anlam kazanır ve bu kültürel bağlamın devamlılığı iletişime bağlıdır. İletişim ister bir süreç olarak ele alınsın ister anlamların yaratımı ve değiş tokuşu olarak görülsün, belirli bir ortak kültürel bağlamı gerektirir.

Bir Süreç Olarak İletişim ve Ögeleri

İletişim bir süreç olarak ele alındığında da bir toplumsal etkileşim biçimidir. Süreç olarak iletişim, iletilerin ya da mesajların aktarılması ile ilgilenir. Gönderici ve alıcının bu iletileri ya da mesajları nasıl kodladığı ya da bu kodları nasıl açtığı önemli hâle gelir. İletişim kanallarının ve araçlarının nasıl kullanıldığı konu edilir. İletişim, bir kişinin diğerinin ya da diğerlerinin davranışlarını, tutumlarını, düşüncelerini ya da alışkanlıklarını etkileme süreci olarak görülür.

İletişim ile ilgili sürecin anlaşılabilmesi için bilinmesi zorunlu bazı temel kavramların varlığı söz konusu. Bunlar; kaynak, alıcı, ileti ya da mesaj, kanal ya da araç, kod, kodlama, kodaçımı, gürültü ve geri besleme’dir.

Kaynak ve Alıcı

İnsanlar iletişim sürecinde temelde iki role sahiptir: Hem kaynak olarak hem de alıcı ya da hedef kişi ya da kitle olarak işlev görür. Kaynak ileti ya da mesaj gönderimini başlatan kişidir. Alıcı ya da hedef kişi ya da kitle ise bu iletinin ya da mesajın gönderilmesine niyetlenilen kişi, kişiler ya da kitledir (Pearson and Nelson, 1997: 9). Örnekle açıklayalım: Bir konferans düşünün. Konu etkili iletişim. Konu uzmanı, kendisini dinleyen doktorlara etkili iletişim metotlarını anlatıyor. Burada kaynak, konu uzmanıdır. Etkili iletişim metotlarını anlatmaya çalıştığı kişiler yani doktorlar, hedef kitle, alıcıdır. Kaynak burada tek kişidir: konuyu anlatan uzman. Ancak kimi zaman kaynak, yani mesajı hazırlayan ve gönderimini başlatan radyo, televizyon, gazete ya da dergi gibi kitle iletişim araçları olabilir. Bu durumda kaynak denildiğinde kast edilen kurumsal bir yapıdır (Oskay, 2014: 24).

İleti ya da Mesaj

Herhangi birisiyle (alıcı) iletişim kurma niyetinde olan bir kişinin (kaynak) tasarılarının, düşüncelerinin ya da duygularının sözlü ya da sözsüz biçimidir, ileti ya da mesaj. Etkileşimin özüdür. İletişim sürecinde iletilen şeydir. Bir alıcı için hazırlanmış, onda belirli bir duygu, düşünce, davranış, tutum ve alışkanlık değişikliği meydana getirmek üzere kaynak tarafından kodlanmış semboller bütünüdür. İletiler ya da mesajlar, sözlü ya da sözsüz sembollerden oluşur. Harfler semboldür, sözcükler ve cümleler de. Rakamlar, çizgiler, renkler, notalar semboldür. Yüz ifadelerimiz, mimiklerimiz, jestlerimiz, ses tonumuz, vücut hareketlerimiz de birer semboldür (Pearson and Nelson, 1997: 10).

Kanal ve Araç

Sık sık birbirine karıştırılan iletişim sürecinin iki önemli ögesidir kanal ve araç. Kanalı tanımlamak kolaydır. Sembollerin aktarıldığı fiziksel nesnelerdir: ışık dalgaları, ses dalgaları, radyo dalgaları, sinir sistemi gibi (Fiske, 2003: 35).

İletiyi sembole dönüştüren teknik ve fiziki nesnelere de araç denir ya da daha teknik bir ifade ile söylemek gerekirse iletinin sinyale dönüşmesini sağlayan bu araçlardır (Fiske, 2003: 35). Radyo alıcıları ve vericileri bir araçtır; konuşmaları ses dalgalarına dönüştürür: ses dalgaları ise bir kanal. Televizyon bir araçtır; alıcıları ve vericileri yardımıyla görüntü ve sesleri, ışık ve ses dalgalarına dönüştürür: ışık ve ses dalgaları ise araç.

Kod, Kodlama ve Kodaçımı

Kod, belirli bir zaman ve mekânda aynı kültürün üyeleri tarafından kabul görmüş ve paylaşılan anlam sistemidir. Sembollerin hangi bağlamda ve nasıl kullanılacaklarını; iletilerin ya da mesajların oluşturulması için nasıl biraraya getirileceklerini belirleyen kurallar ya da uzlaşımlardan oluşur (Fiske, 2003: 37).

İletişimde kullanılan iki tür koddan söz edilebilir. Bunlardan ilki semboller ve bu sembollerin dil bilgisi kuralları içerecek biçimde düzenlenişinden oluşan sözel kodlardır. Bütün diller sözel kodlardan oluşur; yani sembol, harf ve sözcüklerden (Pearson and Nelson, 1997: 10,11). Türkçeyi, sözcüklerin oluşumu ve cümle kuruluşunu düşünün. Bu sistematik düzenleme, tıpkı diğer dillerde olduğu gibi tamamen rastlantısal bir biçimde oluşmuştur.

Kodlama; duygu, düşünce, tasarı ya da hayallerin ileti ya da mesaj hâline getirilmesi işidir. Bu kodlama sözel olduğu gibi sözel olmayan biçimde de olabilir. Kodaçımı ise kodlanarak ileti ya da mesaj hâline getirilen duygu, düşünce, tasarı ya da hayallere anlam atfedilmesidir (Pearson and Nelson, 1997: 11). Kodlama ve kodaçımı işlemini, kaynak ve alıcı yani hedef kişi ya da kitle yapar.

Gürültü

Gürültü, kodlama ve kodaçımı sürecinde ileti ya da mesajın anlaşılırlığına herhangi bir biçimde engel olan her şeydir. Yüksek sesler, dikkat dağıtan görüntüler ve sıra dışı davranışlar, fiziksel gürültü olarak nitelendirilirken akılsal, ruhsal ve anlamsal olarak da ortaya çıkabilir (Pearson and Nelson, 1997: 11). Örneğe dönelim. Etkili iletişim konusu konferansın verildiği salonunun olduğu merkezin çok yakınında bir havaalanı olduğunu düşünün. Sunum sırasında sürekli uçak geçişi söz konusu olacağından, uzmanın sesini bastıran, söylediklerinin anlaşılırlığını sınırlayan bir gürültü oluşacaktır ya da birden sahnenin ışıklarının sönmesi de dikkat dağıtan bir görsel gürültüdür.

Geri Besleme

Geri dönüt ya da alıcının kaynaktan gelen iletiye cevabı olarak tanımlanabilir. Söylenildiği gibi yüz yüze ya da eş zamanlı iletişimde kaynak alıcı, alıcı kaynak hâline dönüşebilmektedir. Dolayısıyla geri besleme eş zamanlı gerçekleşebilir. Yüz yüze ve eş zamanlı olmayan iletişim süreçlerinde de geri besleme söz konusudur. Ancak bu geri besleme, kaynağın istediği ve amaçladığı biçimde olabileceği gibi, farklı bir anlamın yaratılarak istenilen ya da amaçlanan etkinin dışında da gerçekleşebilir. Etkili iletişim konferansında konferansı veren iletişim uzmanının kaynak olarak amacı dinleyenlerin kendi mesleklerinde etkili bir iletişim için sözü edilen gereklilikleri yerine getirmesi ve anlatılanları öğrenmiş olmasıdır. Bu hemen orada, konferans sırasında, konu ile ilgili sorduğu sorulara verilen cevaplarla ortaya çıkabileceği gibi, bir süre sonra doktorlara yapılacak bir anket ile de ölçülebileceği gibi, o doktorların hastaları ile yapılacak görüşme vb. ölçümlerle de amaca ulaşılıp ulaşılamadığı ile ilgili bir geri besleme sağlanabilir.

Bir Süreç Olarak İletişim ve Ögeleri

Süreç olarak iletişimde, iletişim sürecinin olabildiğince akılcı bir biçimde düzenlenmesine dikkat edilir çünkü süreçte belirleyici olan kaynağın alıcı üzerindeki etkisidir. Alıcıda kalıcı düşünce, duygu, davranış, tutum ve alışkanlık değişikliğini amaçladığı için bunun başarılarak tam denetim sağlayabilmenin önemi üzerinde durulur. Eğer alıcı yani hedef herhangi bir kişi değil de kitle ise iletişimin başlatılma nedeni yine o kitlenin ya da toplumun denetim altına alınarak, istenilen amaç çerçevesinde hareket etmesinin sağlanmasıdır. Ancak anlamların üretimi ve değişimi olarak iletişimde, iletiler ya da mesajlar; yani ileti ve mesaj olarak kodlanmış ürünler, bir metin olarak değerlendirilir ve bu metinlerin insanlarla nasıl etkileştiği üzerinde durulur (Fiske, 2003:16).

Bir Anlam Üretimi ve Anlamların Değişim Süreci Olarak İletişim

İletişimin Tanımları

Anlatılanlarla, alıcıda; yani hedef kişide ya da kitlede belirli bir etki yaratmayı düşünen ve bu etkiye bağlı olarak belirli bir duygu, düşünce, davranış, tutum ve alışkanlık değişikliği amaçlayan süreç olarak iletişim ve kaynak tarafından kodlanan, ileti ya da mesaj olarak üretilen metnin alıcı tarafından sadece istenildiği biçimde değil; aynı zamanda müzakere edilerek ve reddedilerek de okunabileceği üzerinde duran anlamların üretimi ve değiş tokuşu olarak iletişim nedir sorusuna cevap bulunmaya çalışıldı. Bu bilgiler ışığında iletişim şunlarla tanımlanabilir:

  • İletişim, kaynak ile alıcı arasında eş zamanlı ya da değil, bir bilgi aktarım sürecidir.
  • İletişim, kaynak tarafından kodlanan iletilerin ya da mesajların alıcıya uygun bir kanal yardımıyla iletimidir.
  • İletişim, alıcıda, hedef kişide ya da kitlede herhangi bir etki yaratarak duygu, düşünce, davranış, tutum ve alışkanlık değişikliği amaçlayan bir etkinliktir.
  • İletişim, rastlantısal bir biçimde ve üzerinde belirli bir uzlaşmaya varılmış kodlama yöntemleri ile bir araya getirilen sembollerle belirli anlamların yaratımı ve bu anlamların değiş tokuşudur.
  • İletişim, var olan kültürel bağlamı kabul ettiren ve genleştiren anlamların üretimi ve bu kültürel bağlamı biçimlendiren egemen sistemin değerleri ile ilgili toplum üyelerini ikna etme sürecidir.
  • İletişim, içinde yeşerdiği kültürel bağlamın devamlılığını sağlayan metinlerin aktarımıdır.
  • İletişim, var olan kültürel bağlam ile ilgili iletilen iletilerin ya da mesajların alıcı, yani hedef kişi ya da kitle tarafından tartışılarak, sorgulandığı ve bu tartışma ve sorgu sonunda yeni anlamlar içeren iletilerin ya da mesajların üretildiği bir anlam değiş tokuşudur.