İŞLETME İLETİŞİMİ - Ünite 5: Sözlü İletişim ve Konuşma Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 5: Sözlü İletişim ve Konuşma

Sözlü İletişim ve Konuşma

İletişim, çoğu zaman göründüğünden daha karmaşık bir süreçtir. Günlük yaşamda kurulan ilişkilerde, insanlar arasındaki iletişimin kopukluğundan kaynaklanan iletişim kazaları yaşanır. Bu kazalar bazen, anlatıcının ele aldığı konuyu ayrıntılarıyla bilmemesinden ya da açıklayamamasından; bazen de alıcının anlamak için çaba harcamamasından ya da anlamak istememesinden kaynaklanabilir. İnsanın en önemli özelliklerinden konuşma, sözlü iletişimin temelidir. Dolayısıyla, sözlü iletişim sürecinde yaşanabilecek iletişim kazalarına neden olmamak, hiç değilse bu kazaları en aza indirebilmek için, ‘konuşma’nın kapsamı ve özellikleri hakkında bilgi edinmek yararlı olacaktır.

Konuşmanın Tanımı

Sözlü iletişimde, en temel araç “söz”dür ve konuşularak aktarılır. Konuşma, düzenli devinimlerle konuşma organları tarafından sesin söze dönüştürülerek iletilerin aktarıldığı, insana özgü yaratıcı bir yetenektir. Tüm yetenekler gibi konuşma da birçok öğeden oluşur. Konuşmada sözcükler ve ses, akla ilk gelen öğelerse de konuşmanın amacına, bulunulan ortama, duruma, zamana, karşımızdaki kişiye ya da kişilere göre uygun, yerinde, etkili bir konuşma için, bilinmesi ve dikkat edilmesi gereken birçok ayrıntı vardır. Konuşmada kaynaktan (sözlü iletişimde anlatıcıdan) çıkan söz, alıcıya (sözlü iletişimde dinleyiciye) yönelir ve algılanıp yorumlanarak alıcı tarafından geri bildirimde bulunulur. Sözler, kaynak ve alıcı arasında sürekli gider gelir. Böylece, karşılıklı konuşma yani, iki yönlü konuşma oluşur. Kaynak ve alıcı, sürekli yer değiştirir. Yüz yüze görüşmeler, telefon konuşmaları, iki yönlü konuşmalardır. İki yönlü konuşmada, anında geri bildirimde bulunulabileceğinden, anlaşılmayan konulara en kısa sürede açıklık getirilebilir.

Konuşmanın Yaşamdaki Önemi

Konuşma, günlük yaşamın temelidir ve insanlar her gün, çok farklı ortamlarda ve çok farklı kişilerle konuşurlar. Bu konuşmalar, çeşitli adlar alabilir. Örneğin; Sosyal konuşmalar: Tanıdığımız kişilerle karşılaştığımızda, dostça ya da arkadaşça bir havada gerçekleştirdiğimiz konuşmalardır. Bu gibi durumlarda ‘merhaba’, ‘nasılsın’, ‘hoşçakal’ gibi sözcükler sıkça kullanılır. İşyeri konuşmaları: Uzmanlık alanına özgü teknik sözcüklerin sıkça kullanıldığı konuşmalardır. Mesleğe ait özel bir dil veya söz dağarcığı oluşmuşsa buna jargon adı verilir. Örneğin, tıp jargonu. Akademik konuşmalar: Öğretmenlerin, öğretim üyelerinin derslerde ya da uzmanlık bilgisi gerektiren toplantılarda ve görüşmelerde gerçekleştirdiği konuşmalardır. Hoş zaman konuşmaları: Eğlence ya da rahatlama amacıyla gerçekleştirilen toplantılarda, sinema, tiyatro, konser vb. salonlarında hoş zaman geçirilen konuşmalardır.

Konuşmanın Ögeleri

Etkili ve doğru konuşma becerisi edinebilmek için, konuşmayı oluşturan ögeleri tanıyarak iyi kullanmak gereklidir. Söz konusu ögeleri, konuşmanın fiziksel ve zihinsel ögeleri olmak üzere iki ayrı başlık altında ele alabiliriz.

Konuşmanın fiziksel ögeleri, solunum ve sestir. Konuşmanın zihinsel ögeleri ise beyin ve hafıza dır.

Doğru ve Etkili Konuşma

Doğru ve etkili konuşmanın değişmez kurallarını belirlemek olanaksızdır. Bulunulan ortama, kişiye, konuya göre konuşmanın özellikleri her zaman değişkenlik gösterebilir. Yine de ilk amaç, iletilmek isteneni, net ve doğru bir şekilde anlatmaktır. Doğru bir konuşma, iletişim kazasına neden olmayacak net bir sözlü iletişim kurulmasını sağlarken; etkili bir konuşma, dinleyiciler üzerinde ilgi çekici, çarpıcı, unutulmaz izler bırakır.

Her konuşmaya özgü farklı kurallar getirilebilirse de etkili ve doğru konuşmanın özellikleri şu başlıklar altında sıralanabilir:

  • Ses Tonu
  • Sesletim ve Diksiyon
  • Sözcük Birikimi
  • Amaç
  • İçerik
  • Yapıcılık
  • İnandırıcılık
  • Netlik
  • İlgi Çekicilik
  • Akıcılık
  • Dinleyiciye Uygunluk

Etkili ve doğru konuşabilmek için, yukarıda sıralanan özelliklere dikkat etmenin yanında, aşağıdaki ayrıntıları da göz önünde bulundurmakta yarar vardır:

  • Konuşma, insanlar arasındaki iletişimi yönlendiren etkili bir araçtır.
  • Söylenen her söz, konuşmacının sorumluluğundadır.
  • Yüz, beden hareketleri, mimikler ve bakışlar, doğru kullanılmalıdır.
  • Tanımadığımız kişilere “sen” yerine, “siz” diye seslenilmelidir.
  • İstekte bulunurken, “lütfen” sözcüğü kullanılmalıdır.
  • İstekler yerine getirildiğinde, karşılığında mutlaka teşekkür edilmelidir.
  • Ağız doluyken konuşulmamalıdır.
  • Küfürlü konuşulmamalıdır.
  • Argo sözler kullanılmamalıdır.
  • Konuşurken tükürük saçılmamalıdır.

Konuşma Yanlışları

Konuşma yanlışları, dilin kurallarını bilme düzeyine göre daha çok farkına varılan kullanımlardır. Konuşma yanlışları, ait olunan toplumsal çevreye, eğitim düzeyine hatta, zamana göre değişkenlik gösterir.

Son dönemde, en çok rastlanılan konuşma yanlışları, örnekleriyle birlikte şu başlıklar altında sıralanabilir:

  1. Sözcükleri tekrarlamak: Son dönemde, konuşma içerisinde hani sözcüğü, hiçbir gereği yokken defalarca kullanılmaktadır.
  2. Gereksiz yardımcı eylem kullanmak: Türkçe’de yardımcı eylemler, adların yanına gelerek yeni anlatımlar oluşturur. Ancak son yıllarda görülen bir yanlış da yabancı sözcüklerin Türkçeleştirilmesi sırasında etmek, olmak, yapmak ek eylemlerinin gereksiz bir biçimde kullanılmasıdır.
  3. Sözcüklerin anlamını bilmemek: Çoğunlukla bilgi eksikliğinden bazen de özentiden kaynaklanan yanlış sözcük kullanımı, yanlışlığın farkına varıldığında olumsuz sonuçlar doğurabilmektedir.
  4. Yabancı sözcük kullanmak: Yazılı, sesli ve görüntülü iletişim araçlarında da sıkça karşılaştığımız kullanımlardır. Oysa, bu sözcüklerin çoğunun Türkçe karşılığı bulunmaktadır.
  5. Sözcükleri yanlış seslendirmek: Türkçede konuşma dilinde en fazla karşılaşılan yanlış söyleyişler, doğrularıyla aşağıda sıralanmıştır. Uzun okunan ünlüler, büyük harfle gösterilmiştir: antreman-antrenman, arabeks-arabesk, Atıf-atıf, Ayar-ayar, devlet erkanı-devlet erkânı, dökümandoküman, dükkan-dükkân, eğemenlik-egemenlik, eksos-egzoz.
  6. Düzeltme işareti “^” ile yazılan sözcükleri karıştırmak: Düzeltme işareti “^”, Türkçe’ye Arapça ve Farsça kökenli sözcükler aracılığıyla girmiştir. Bu işaretin, ünlüleri hem uzatma hem de inceltme görevi vardır ve yabancı kökenli sözcüklerde g, k, l seslerinin ince okunması gerektiğinde kullanılmaktadır. Ancak ünlüleri uzatma görevinde kullanılması bir kurala bağlı değildir. Türkçe’yi kullanan herkes, Arapça’nın ve Farsça’nın bu özelliklerini bilemediği için düzeltme işaretinin, yazıda ve söyleyişte kullanımı konusunda bir karışıklık yaşanmaktadır.
  7. Sözcüklere gereksiz ses eklemek: Sözcüğe hiçbir anlam katmayan eklerin sözcüklerin sonuna getirildiği yanlış bir kullanımdır.
  8. Sözcük içindeki sesleri eksik çıkarmak: Sözcükleri oluşturan seslerin tam olarak seslendirilmemesidir.
  9. Sözcük içindeki sesleri değiştirmek: Sözcükleri oluşturan seslerin sırasının karıştırılmasından kaynaklanır.
  10. Sözcüklerdeki ‘ğ’ sesini yanlış seslendirmek: Türkçe’de yazarken gösterilen ancak söylerken tam olarak seslendirilemeyen ‘ğ’ sesinin, önünde ve ardında bulunan /a/ ve /ı/ sesleri; söyleyişte ‘ğ’nin yitirilmesiyle yan yana kalarak önce ünlü kayması oluştururlar sonra /a/ sesi daha zayıf olan /ı/ sesini kendisine benzeterek uzun bir A sesine dönüşür.
  11. Sözcüklerdeki ‘y’ sesinin etkisini göz ardı etmek: Türkçe’de- y ünsüzü, daraltıcı bir sestir. Bu nedenle, kendisinden önceki düz-geniş (a, e); yuvarlak-dar (u, ü) ünlüleri, düz-dar (ı, i) ünlülere dönüştürür. Bu değişim, di-y-en ve yi-y-en gibi birkaç sözcük dışında yazıda gösterilmez.
  12. Sözcüklerdeki ‘-ecek, -acak’ ekinin etkisini göz ardı etmek: Türkçe’de, -acak, -ecek gelecek zaman ekleri, söyleyişte -(ı)cak, -(i)cek, -(u)cak, -ü(cek) biçimlerine dönüşür. Ancak bu durum yazıya geçirilmez.
  13. Yöresel konuşma özelliklerini kullanmak: Bölgeler, hatta birbirine yakın olan köyler arasında bile seslerin çıkarılışında, sözcüklerin söylenmesinde, seslerin kullanımında, cümle kuruluşlarında görülebilen söyleyiş özelliklerini kullanmaktan kaçınılmalıdır.

Konuşma Türleri

Konuşma türleri, konuşmayı gerektiren durumlara göre adlandırılır ve bu durumlar çok olduğu için, konuşma türleri de çoktur. Konuşma türleri, önceden konuşmaya hazırlanılıp hazırlanılmamasına göre; diğer konuşma türleri de konuşmanın amacına göre sınıflandırılabilir. Belirlenen türleri kesin çizgilerle birbirinden ayırmak olası değildir. Bir konuşma türünün özellikleri, diğerinin özelliklerini de kapsayabilir. Günlük yaşamda sıkça karşılaşılabilecek konuşma türleri öncelikle 1. Hazırlıksız konuşmalar 2. Hazırlıklı konuşmalar olmak üzere iki grupta incelenebilir.

Hazırlıksız Konuşmalar

  • Karşılaşma
  • Tanışma-Tanıştırma
  • Soru Yöneltme ve Soruya Karşılık Verme
  • Teşekkür Etme
  • Kutlama
  • Özür Dileme
  • Başsağlığı Dileme (Taziyede Bulunma)
  • Telefonla Konuşma
  • Söyleşi (Sohbet)

Hazırlıklı Konuşmalar

Amaçlarına göre hazırlıklı konuşmalar;

  • Bilgilendirici Konuşmalar
  • Sergileyici Konuşmalar
  • İkna Edici Konuşmalar
  • Hoş Zaman Geçirten Konuşmalar
  • Yönlendirici Konuşmalar.

Düzenlenme biçimlerine göre hazırlıklı konuşmalar;

  • Konferans
  • Panel
  • Sempozyum
  • Seminer
  • Kongre
  • Genel Kurul.