İŞLETME İLKELERİ - Ünite 5: İşletmelerin Kuruluşu Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 5: İşletmelerin Kuruluşu

Ünite 5: İşletmelerin Kuruluşu

İşletme Kurma

İşletmeler toplum gereksinmelerini belirleyip, bunu yatırıma ve ekonomiye dolayısıyla refaha dönüştüren önemli birimlerdir. İşletme kurma kavramı işletmecilik literatürüne “yatırım” biçiminde girmiştir. Girişimci açısından yatırım kavramı “parasal nakdi” sermayenin; bina, arazi, makine ve stoklar gibi maddi ve patent veya imtiyaz biçimindeki maddi olmayan değerlere dönüştürülme sürecini ifade eder. Girişimci kâr elde etmek için üretim faktörlerini bir araya getirip, verimli bir biçimde kullanan kişidir.

Kâr elde etme ve kazanç sağlama arzusu; girişimcinin işletmeyi kurup, çalışmaya başlama nedenlerinin başında gelmektedir. Girişimciyi işletme kurmaya iten temel nedenler aşağıdaki gibi sıralanabilir:

  • Toplumsal saygınlık ve sosyal statü elde etmek,

  • Kendi işinin patronu olmak,

  • Tüketicilerin ihtiyaçlarına cevap vermek,

  • Daha fazla gelir elde etmek,

  • Miras bırakmak,

  • Başka fırsat ve iş olanaklarının bulunmaması,

  • Bir fikri ya da düşünceyi kendi işini kurarak gerçekleştirme arzusu.

Yeni bir işletmenin kuruluş sürecinin ilk aşaması yatırım düşüncesinin oluşmasıdır. Yatırım düşüncesi, girişimcinin elinde bulundurduğu ekonomik değerleri ürün veya hizmete dönüştürerek, gelir getiren bir işletme kurma düşüncesidir. Bu aşamadan sonra uygun yatırım alanının seçilmesine sıra gelir. Bu aşamada faaliyet konusu belirlenir.

Üçüncü aşamada sıra yapılabilirlik araştırmasının yapılmasına gelir. Yapılabilirlik araştırması (fizibilite etüdü) yatırım kararı alınmadan önce, kurulması düşünülen işletmeyle ilgili ekonomik, teknik, finansal, yasal ve örgütsel bilgilerin toplanarak, sistemli bir biçimde sunulması sürecidir.

Ekonomik Araştırma

Ekonomik araştırma, kurulması düşünülen işletmenin ekonomik açıdan verimli ve kârlı olup-olmadığının belirlenmesi yönündeki çalışmaları içerir. Bu araştırmanın çalışma kapsamına giren konular;

  • Talep tahmini ve pazar araştırması,

  • Kuruluş yerinin seçimi,

  • İşletme kapasitesinin belirlenmesi ve

  • Tahmini gelirlerin belirlenmesi biçiminde sıralanabilir.

Talep Tahmini ve Pazar Araştırması

Talep tahmini ve pazar araştırması girişimciye, özelde işletme kapasitesinin belirlenmesinde katkı sağlamakla birlikte, genelde; rakiplerin durumu, genel fiyat düzeyi, tüketicilerin özellikleri ve satın alma davranışları, tedarikçiler, aracı kuruluşlar, iş gücü ve sermaye sağlama durumu gibi konularda bilgi verir. Talep tahmini, ürünün hedef pazara nüfuz etme gücünün belirlenmesidir. Etkin bir talep tahmininde bulunabilmenin yolu hedeflenen pazarın tanımlanmasından geçmektedir. Bundan dolayı gereksinim duyulan bilgileri elde edebilmek için pazar araştırmasına ihtiyaç vardır. Pazar araştırması, bir pazar ya da pazarın herhangi bir bölümündeki tehdit ve fırsatların belirlenmesine olanak sağlar.

Talep tahmini araştırması ekonomik araştırma içinde yaşamsal bir öneme sahiptir. Talep tahmini araştırması genellikle dört aşamada gerçekleşir:

  • Veri ve bilgi toplanması,

  • Talep tahmin döneminin belirlenmesi,

  • Tahmin yönteminin seçimi ve hata payının hesaplanması,

  • Tahmin sonuçlarının geçerliliğinin araştırılması.

Veri ve bilgi toplanması sürecinde farklı bilgi kaynaklarından yararlanılabilir. Tüketicilerle doğrudan iletişim kurarak gözlem, görüşme ve anket teknikleri yardımıyla bilgi toplamaya, birincil kaynaktan bilgi toplama adı verilir. Ancak bu yöntem ikincil kaynaktan bilgi toplamaya göre oldukça maliyetli ve zaman alıcıdır.

İkincil kaynaktan bilgi toplama ise; istatistikler, raporlar, özgün tezler, makaleler ve kitaplar gibi kaynaklardan alınan veri ya da bilgilerin genelleme, çözümleme, sentez, yorum ve değerlendirmesini içerir.

İkincil bilgi kaynakları örnekleri şöyle sıralanabilir:

  • Türkiye İstatistik Kurumu yayınları,

  • T.C. Kalkınma Bakanlığı yayınları,

  • Sanayi ve Ticaret Odaları yayınları,

  • T.C. Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) yayınları,

  • Uluslar arası Çalışma Örgütü (ILO), Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD), Avrupa Birliği (AB) yayınları,

  • Sendika, sanayi birlikleri ve diğer meslek kuruluşlarının yayınları,

  • Finans kuruluşlarının raporları,

  • Valilik, kaymakamlık ve belediyelerin görüş ve yorumları,

  • Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Tez Merkezi’nde bulunan girişimcilikle ilgili doktora ve yüksek lisans tezleri,

  • Milli Kütüphane, üniversite kütüphaneleri, halk kütüphaneleri ve özel kütüphanelerde bulunan bilgi kaynakları,

  • Birleşmiş Milletler Örgütü (UN), Uluslar arası Para Fonu (IMF), Gıda Tarım Örgütü (FAO), Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD), İhracatı Geliştirme Merkezi (İGEME) yayınları ikincil bilgi kaynakları.

Talep Tahmin Yöntemleri

Tahmin yapabilmek için kullanılabilecek çok sayıda yöntem bulunmaktadır. Bunlar;

  • Sayısal olmayan, kişisel görüş ve yargıya dayalı (kantitatif) tahmin yöntemleri ve

  • Sayısal (kantitatif) tahmin yöntemleri olarak ana grupta toplanabilir.

Sayısal olmayan tahmin, bireylerin herhangi bir olay ya da nesneye olan bakış açısı hakkında güvenilir bilgi edinmek ve daha çok doğrudan gözlenemeyen, ölçülenemeyen olaylar hakkında bilgi sağlamak amacıyla kullanılan yöntemlerdir. Bu yöntemle duygu, düşünce, niyet ve tutumlar hakkına veri toplanmaya çalışılır. Uygulamada en çok kullanılan sayısal olmayan tahmin yöntemler şöyle sıralanabilir:

  • Pazar araştırması,

  • Uzman görüşleri,

  • Delphi.

Sayısal tahmin ise bir olay ya da nesneye ilişkin elde edilen sayısal veriler üzerinde istatistiki ve matematiksel çözümlemelerin (analiz) yapılması sürecidir. Sayısal tahmin yöntemlerini;

  • Nedensel yöntemler ve

  • Zaman serisi analiz yöntemleri olmak üzere iki gruba ayrılır.

Nedensel Yöntemler, sebep-sonuç tahmininde, iki veya daha fazla değişken arasındaki ilişki göz önünde bulundurularak, kullanılan yöntemlerdir. Nedensel yöntemlerde, ürüne ait geçmiş talep verileri ile bu talebi etkilediği düşünülen diğer değişkenlere ait bilgiler kullanılmaktadır. Bu yöntemler arasında; regresyon analizi, ekonometrik model, yapay zekâ ve sezgisel algoritmalar sayılabilir.

Zaman Serisi Analiz Yöntemleri, geçmiş verilerin zaman içindeki eğilimleri incelenerek, geleceğe dönük tahminlerde bulunmada kullanılan yöntemlerdir. Zaman serisi analiz yöntemleri arasında; hareketli ortalamalar yöntemi, üssel düzeltme yöntemi, eğilim (trend) analizi yöntemi ve Box-Jenkins gibi yöntemler yer almaktadır.

Kuruluş Yerinin Seçimi

Kuruluş yeri, işletmenin yaşaması ve gelişmesi için gerekli bütün özellikleri bünyesinde bulunduran yaşam alanıdır. Kuruluş yeri seçimi yapılırken yaşamsal öneme sahip üç öğenin göz önünde bulundurulması gerekir. Bu öğeler;

  • Verimlilik,

  • Ekonomiklik ve

  • Kârlılıktır.

Kuruluş yeri seçimi ile konumluk yer genellikle eş zamanlı olarak seçilir. Konumluk yer, işletmenin faaliyetlerini yürütmek üzere, belirlenen kuruluş yeri içinde, fiziksel mekân olarak kurulduğu veya açıldığı yerdir.

Kuruluş Yeri Seçimini Etkileyen Unsurlar

Üretim işletmelerinin kuruluş yeri seçiminde göz önünde bulunduracakları unsurlar arasında faaliyet alanlarının da önemi büyüktür.

Üretim işletmeleri, kuruluş yeri seçiminde pek çok unsuru dikkate alması gerekir. Bunlardan bazıları şöyle sıralanabilir:

  • İşletme, hammaddenin kaliteli, ucuz ve en fazla miktarlarda bulunduğu yerde kurulmalıdır.

  • Ulaşım kolay, taşıma maliyetleri uygun olmalıdır.

  • Gerektiğinde işletmeyi genişletmeye uygun olmalıdır.

  • Nüfus, ekonomik ve sosyal gelişme düzeyi yeterli olmalıdır.

  • Nitelikli iş gücünün kolay ve en ekonomik bir biçimde sağlanabileceği bir yerde olmalıdır.

  • Arazinin jeolojik yapısı ve bölgenin iklimi uygun olmalıdır.

  • İşgören ve ailelerinin toplumsal ve kültürel gereksinimleri en üst düzeyde karşılanabilecek yerde olmalıdır.

  • İşletme; toplumun kültür, eğitim, gelenek ve görenekleri açısından genel kabul gören bir yerde olmalıdır.

  • Üretim sırasında değerlendirilemeyen ve yararsız olan artıklar, çevreye zarara vermeden, arıtılarak doğaya bırakılmalıdır.

  • Devletin uygun altyapı, ucuz kredi, hukuki kolaylıklar, vergi indirimi ve ucuz arsa hizmetlerini sunduğu yerler tercih edilebilir.

  • Çevrede yeterli düzeyde sosyal tesisler ve kiralık konutlar bulunmalıdır.

  • Telekomünikasyon hizmetleri olmalıdır.

  • Savaş ve terörün olduğu ya da olma riski bulunan bölgeler ayıklanabilir.

  • Finansal kaynakların kolay ve ekonomik olarak sağlanabileceği, banka ve finans kurumlarının bulunduğu yerler tercih edilebilir.

Ürün üreten işletmelerle hizmet üreten işletmeler arasında kuruluş yeri seçim kararlarını etkileyen bazı farklılıklar bulunmaktadır. Bunlar şöyle sıralanabilir:

  • Toptancı işletmelerin perakendeci mağazalara yakınlığı, ürün gönderme ve alma açısından ulaşım ağına yakınlığı, aynı sektörde hizmet veren diğer işletmelerin toplanma yerlerine yakınlığı tercih edilen özelliklerdir.

  • Perakendeci işletmeler kuruluş yerini seçerken; yaya trafiğinin yoğunluğu, araç park olanakları, alış-veriş merkezlerine ve rakip işletmelere yakınlığı ve mağaza kirasının ya da satış fiyatının uygunluğu gibi konulara dikkat ederler.

  • Servis ve büroların yerleşiminde ise; büyük yerleşim yerlerine ya da trafiği yoğun olan caddelere yakınlık önem kazanır.

İşletme Kapasitesinin Belirlenmesi

İşletme kapasitesi, üretim faktörlerinin belirli bir dönemde (saat, gün, hafta, yıl) ürün ve hizmetleri üretebilme yetenek ve olanaklarının metre, kg, adet ve litre gibi uygun bir ölçü birimiyle ifade edilmesi biçiminde tanımlanabilir.

Literatürde, birbirinden farklı anlamlarda, çeşitli kapasite kavramları kullanılmaktadır. Bunlardan başlıcaları şöyle sıralanabilir:

  • Kurumsal (Teorik) kapasite

  • Pratik (Normal) kapasite

  • Kullanılan (Fiili) kapasite

  • Atıl (Boş/Aylak) kapasite

  • Aşırı (Zorlanmış) kapasite

  • Kıvamlı (En uygun) kapasite

Tahmini Gelirlerin Belirlenmesi

Ekonomik araştırma sürecinde yapılan talep tahmini ve pazar araştırması sonucunda işletmenin üreteceği ürün ya da hizmete olan talep ve işletmenin bu talepten elde edeceği pazar payı, kapasite ve tahmini satış miktarı belirlenir. Tabii ki burada; yapılan bu çalışmalar sonucunda satılması düşünülen ürünün tahmini birim maliyeti ile tahmini birim satış fiyatlarının da saptanması gerekir.

Teknik Araştırma

Teknik araştırmalar, işletmenin uygulayacağı üretim süreçlerinin ya da teknolojinin ekonomik açıdan uygunluğunu ortaya çıkarmak ve başarı için gerekli teknolojiyi belirlemek için yapılır.

Teknik araştırmaların;

  • Üretim sistemi ve teknoloji seçimi ile

  • Teknik maliyet çalışmaları olmak üzere iki boyutundan söz edilebilir.

Üretim Sistemi ve Teknoloji Seçimi

Ürün ya da hizmet üretmek amacıyla; işgücü, malzeme ve makine gibi fiziksel elemanların bir araya gelerek uyumlu bir biçimde çalışmasına üretim sistemi adı verilir. Üretim sistemi seçimi kararı işletmenin mali yapısını, ürün kalitesini, bağımlılık ve esneklik özelliklerini etkiler. Alınan bu karar sonucunda uygun makine ve iş gücü seçilerek; fabrika içi tüm düzenlemeler yapılır. Girişimci, üretim türüne, sermaye, pazarın büyüklüğü ve Pazar payı, işgücü nicelik ve niteliği, patent ve teknik destek olanakları ve kullanılacak teknoloji gibi faktörleri göz önünde bulundurarak karar vermelidir.

Teknoloji seçimi; sektöre, sermaye gücüne ve küresel gelişmelere göre değişiklik gösterir. Gelişmiş olan ülkelerde sermaye yoğun teknolojilerin kullanılmasına karşılık, gelişmekte olan ülkelerde bol ve ucuz olan iş gücü kaynağından dolayı, emek yoğun teknolojilere ağırlık verilebilir.

Teknik Maliyet Çalışmaları

Teknik maliyet çalışmaları aşağıdaki konuları içermektedir:

  • Üretim maliyetlerinin üretim sürecine göre ayrı ayrı hesaplanması,

  • Arsa, bina ve makineler gibi sabit değerler ve montaj maliyetleri ile teknik bilgi maliyetlerinin tahmin yoluyla belirlenmesi,

  • Nitelikli ve niteliksiz iş gücü gereksinimi ve maliyetlerinin belirlenmesi,

  • Su, enerji ve diğer altyapı ihtiyaç ve maliyetlerinin belirlenmesi,

  • Bakım ve onarım maliyetleri çalışmalarının yapılması.

Finansal Araştırma

Finansal (mali) araştırma kapsamında yapılması; planlanan para desteğinin nasıl sağlanacağı, yapılacak yatırımın karşılığının alınıp-alınamayacağı ve kâr elde edebilmek için üretilecek birim miktarının belirlenmesi gibi konular yer alır. Ayrıca işletmenin sürekli olarak gereksinim duyacağı parasal kaynaklar ve bunların sağlanabileceği yerler de öğrenilmesi gereken diğer bilgiler arasındadır.

Finansal araştırmanın en önemli konusu başabaş (kâra geçiş) noktasının belirlenmesidir. Burada işletmede elde edilen toplam gelirlerin, toplam giderlere eşit olduğu noktanın (başabaş noktası) belirlenmesi amaçlanır.

Başabaş (kâra geçiş) noktası analizi, kısa dönemde hem sabit, hem de değişken giderlere sahip işletmenin alacakları stratejik kararlara yardımcı olan bir kârlılık çözümlemesidir.

Yasal Araştırma

İşletmenin Hukuki Yapısının Belirlenmesi

Ülkemizde işletmelerin hukuki türü;

  • Özel işletmeler,

  • Kamu işletmeleri,

  • Karma işletmeler (kamu ve özel) ve

  • Yabancı sermayeli (çok uluslu) işletmeler biçimindedir.

Özel işletmeler arasında;

  • Kişi (şahıs),

  • Sermaye ve

  • Kooperatif işletmeleri bulunmaktadır.

Yine şahıs işletmelerine bakıldığı zaman, bunların;

  • Hakiki şahıs işletmesi,

  • Adi şirket,

  • Kollektif şirket ve

  • Adi komandit şirket biçiminde bir ayırıma tabi tutulduğu görülmektedir.

Sermaye işletmeleri arasında da;

  • Anonim şirket, Limited şirket ve

  • Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket yer almaktadır.

Girişimci kuracağı işletmenin hukuki yapısını belirlerken çeşitli seçenekleri değerlendirmek durumundadır. Bunlar şöyle sıralanabilir:

  • Sermaye üzerinde tam olarak söz sahibi olma arzusu,

  • İşletmenin vergi yükümlülüğündeki farklılıklar,

  • Mali sorumlulukların sınırlanması,

  • Kredi olanakları.

Bunların dışında işletmenin hukuki yapısına göre kuruluş işlemlerinin ve giderlerinin farklı olması ve ilgili mevzuat da işletmenin hukuki yapısını belirlemede etkin rol oynar.

Devlet Desteklerinin İzlenmesi

Mevcut işletmelerin tümü, yasalar gereğince, gelir vergisi veya kurumlar vergisi vermekle yükümlüdür. İşletme, işgörenlerin çalışma koşullarını ve iş güvenliğini sağlamanın yanında, düzenli olarak işgörenlerin hastalık, yaşlılık ve kaza primlerini ödemek zorundadır. Devlet bu yükümlülüklerini yerine getiren işletmeleri koruma ve destek hizmetleri sunar.

İşletme Kurulurken Alınması Gereken Yasal İzinlerin Belirlenmesi

İşletme kurma sürecinde ilgili kurumlardan alınması gereken yasal izin süreci ana hatlarıyla şöyle sıralanabilir:

  • Sanayi ve Ticaret Bakanlığından (Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü) şirketin kurulması ile ilgili iznin alınması,

  • Ticaret Sicil Memurluğu’na yeni kuruluş tescili için gerekli belgelerin verilmesi ve kuruluş ilanı,

  • Esnaf ve Sanatkârlar Sicil Memurluğu’ndan tescil ve ilan işlemleri,

  • Tutulması zorunlu olan defterlerin alınması ve notere onaylatılması

  • Vergi Dairesi’ne vergi mükellefiyetinin tescili, vergi levhası, yazar kasa levhasının onayı ve damga vergisinin yatırılması,

  • Maliye Bakanlığı’nın anlaşmalı olduğu matbaa işletmelerine gerekli belgelerin bastırılması

  • Sanayi Odası ya da Ticaret Odası’na kayıt işlemleri,

  • Belediyelerden işyeri açma ve çalışma ruhsatı alınması

  • Sosyal Güvenlik Kurumu işlemleri ve

Örgütsel Araştırma

Girişimci, iş kurma sürecine girdiğinde, işletmenin uzun dönemli amaçlarıyla çelişmeyen ve bu amaçları güçlendiren esnek bir örgüt yapısını oluşturması gerekir. Örgütsel araştırma çalışması temel olarak;

  • “İşletmede yapılacak işlerin belirlenmesi ve gruplandırılması”,

  • “İşleri yapacak kişilerin belirlenmesi ve yetki-sorumlulukların verilmesi” ve

  • “İşlerin görüleceği yer, araç ve yöntemlerin belirlenmesi” aşamalarından oluşur.

Değerlendirme-Karar Verme ve Gerçekleştirme

Yapılabilirlik araştırmasının tamamlanmasından sonra, araştırma verilerine dayanılarak, bir ön proje çalışması yapılır. Bu proje ile girişimcilere ve yatırım yapma düşüncesinde olan diğer üçüncü şahıslara, yatırım sonunda hedefledikleri amaçlara ulaşıp-ulaşamayacakları konusunda gelen bir bilgi verilmesi amaçlanır.

Çalışmanın değerlendirme aşamasına geçebilmek için ön projenin tam ve amaca dönük olduğunun kabul edilmesi gerekir.