İŞLETMELERDE SOSYAL SORUMLULUK VE ETİK - Ünite 4: İşletmelerde Ahlaki Karar Alma ve Etik Liderlik Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 4: İşletmelerde Ahlaki Karar Alma ve Etik Liderlik
Giriş
İşletmelerin doğası ve sosyal sorumluluğuyla ilgili üç farklı görüşe dayanmaktadır:
- İşletmelerin vicdanı yoktur ve kişiliği olmayan kurumlardır, sadece hissedarlarına karşı sorumludurlar. Bu görüş, “işletmelerin öncelikli görevi kâr elde etmektir, etik sorumlulukla hareket etmek değildir” temeline dayanır. İşletme etiğinin çerçevesi için önemlidir, çünkü işletmelerin kişiliği olmayan varlık” olarak tanımlanması, kuruma etik mesuliyet ve sorumluluğun bir katkı sağlamayacağını iddia eder.
- İkinci görüşe göre işletmeler bireylere benzer. İşletmelerin vicdanı vardır ve etkilenenleriyle ilişkilerinde bir etik kurumu gibi davranır. İşletme davranışı bu nedenle tıpkı bireylerin davranışı gibi etik standartlara göre geliştirilmelidir. İşletmeler amaçlara yönelik hareket eder ve bu nedenle hareketlerinin etik açıdan hesabını vermelidir. Yine bu bakış açısına göre işletmelerin sadece yasal ya da etik açıdan hareketlerinden sorumlu değildir. Aynı zamanda sosyal sorumlu davranması gerekir ve “iyi vatandaş” olmalıdırlar.
- Üçüncü bakış açısı ise işletmeleri bir ekonomik ve sosyal etkilenen olarak açıklamaktadır. Bu bakış açısı karşıt görüşlerle uzlaşmaya çalışır. İşletme ile hizmet götürdüğü kurumlar arasında ilişkinin doğasının bir pragmatik değerlendirmesi üzerine odaklanır.
Bir Sosyal ve Ekonomik Etkilenen Olarak İşletme
Etkilenenler bakış açısı kar amaçlı kurumları yasal bir varlık ve bireylerin ve grupların iş birliği olarak görür. İşletme lideri ve üst düzey yöneticileri, sermayedarların ve işletme sahiplerinin karlarını maksimize etmek için kiralanmışlardır. Ancak bunu başarmak için çeşitli etkilenenlerin (çalışanlar, müşteriler, tedarikçiler, hükümet kurumları) beklentilerini, haklarını ve taleplerini karşılamak zorundadır. Bu bakış açısına göre, işletmenin temel yükümlülüğünü, işletme sahiplerinin ekonomik beklentilerini karşılamaktır. Ancak hayatta kalmak ve başarılı olmak için iç ve dış etkilenenlerin yasal, sosyal, politik ve çevresel taleplerini cevaplamak zorundadır. İkinci görüşün aksine, işletmeler bireylere benzemez çünkü işletmeler bireylerden fazla yaşar ve gelecek nesli de planlarına katarlar. Bu nedenle işletmelerin çıkarları, bireylerinkiyle benzer değildir. İşletmelerin vicdan sahibi olması olası bir metafor değildir ancak bu görüş “işletmelerin hissedarlar teorisinin önemli bir parçası olan etkilenenlerine karşı sosyal ve etik olduğu kadar yasal ve ekonomik davranmak zorundadır” anlamına gelmektedir. Etkilenenler analizi sosyal sözleşmeler ve “sözleşmeye dayanan etiği” temel alır. Yani işletmelerin karşılıklı güvene dayanan ilişkilerle yaşamını sürdürmek ve kâr elde etmek için yasal, ekonomik ve çevresel olduğu kadar sosyal ve etik yükümlülükleri vardır. Topluma, ev sahibi ülkeye ya da çeşitli çıkar gruplarına karşı sosyal sorumlulukla davranmak, işletmelerin ekonomik olmayan önemli bir yükümlülüğüdür. İşletmeler sosyal ve etik açıdan çalışanlarına karşı güvenli ve sağlıklı bir iş ortamı sağlamakla yükümlüdür. İşletmeler aynı zamanda performansı ölçüt alan dürüst ve eşit ücretlendirme sistemi kurmak zorundadır. Buna ilaveten müşterilerini hizmetleriyle ürünlerin içeriğiyle ilgili doğru bir şekilde bilgilendirmek, güvenli hizmet ve ürün sunmak zorundadır.
İşletme ve Lider İçin Pragmatik Prensipler
İşletmeler gerçek anlamda “yapması gerekenler ve yapabileceklerini belirtmeyi” ve “minimum etik” standardı kriterlerine göre etik olmalıdır. “Yapması gerekenleri ve yapabileceklerini belirtme”, eğer maliyetler müşterilerin talebini kesecekse işletmelerin güvenli ürünler üretmesini etik açıdan gerektirmez anlamındadır, müşteriler ürünün güvenliğine karşı fiyatını da değerlendirir. Eğer satamayacaksa neden işletmelerden güvenli ürünler üretmesi talep edilir ya da beklenir? İşletmeler, “yapabileceklerini” yapmalıdır. “Minimum etik” standardına göre işletmeler diğerlerini olası zamandan koruma faaliyetleri konusunda taahhüt etmeli, ürünü ya da hizmeti üretmemelidir. En azından işletmeler belli standartlara göre satacağı güvenli ürünleri tasarlamalı, üretmeli, dağıtmalı ve satmalıdır. Keith Davis’e göre işletmelerin ve liderin sosyal sorumluluğu sosyal güç ve “eğer işletmeler güce sahip olduklarında sadece kurulan ilişkiler işletmelerin aynı zamanda bu alanlarda hareketlerinden dolayı sorumlu tutulmalarını zorunlu kılacağı” görüşüne dayanır. Davis işletme profesyonellerinin sosyal sorumlu olmak için izlemesi gereken beş geniş ilke ya da yükümlülük önermiştir:
- İşletmeler “toplumun kaynaklarının vekili” gibi bir sosyal role sahiptir. Toplum, kaynaklarını kullanmaları için işletmelere emanet etmesi için işletmeler sadece işletme sahipleri, müşteriler ve sendikanın değil tüm etkilenenlerinin çıkarlarına hizmet etmek zorundadır.
- İşletmeler, toplumdan aldıkları girdilerin açık bir makbuzunu ve kamuoyuna faaliyetleriyle ilgili açık bilgilendirme ile yani iki açık sistem gibi faaliyet göstermelidir.
- Faaliyetlerin, ürünün ya da hizmetin kârlılığı kadar sosyal maliyeti, üretime devam edilip edilmeyeceği kararı için göz önünde bulundurulmalı ve hesaplanmalıdır. Teknik ve ekonomik kriterler, işletmenin üretime devam etme kararından önce işletme faaliyetlerini, ürünleri ya da hizmetlerinin sosyal etkileriyle desteklenmelidir.
- İşletme içi faaliyetlerin, ürünün ve hizmetin sosyal maliyeti, tüketicinin tüketiminin toplum üzerindeki etkilerini ödeyecek şekilde ücretlendirilmelidir.
- İşletmeler, temel sosyal beklentileri içeren etkinliği için bir birey gibi yükümlülükleri vardır.
Bu beş ilke, işletmenin etkilenenleriyle olan ilişkilerinin etik temelini yaratmak ve gözden geçirmek için bir yapı sağlar.
İşletme içi faaliyetlerin, ürünün ve hizmetin sosyal maliyeti, tüketicinin tüketiminin toplum üzerindeki işletmeler için etkilenenler görüşü, işletmelerin sosyal ve etik sorumluluklarını anlamada artan bir şekilde kullanılan bir yaklaşım haline gelmiştir. Ancak aynı zamanda bu görüş eleştirilmektedir. Bazı tartışmalar liderlerle ilgilidir, ekonomik temelli ve kârları maksimize etmeye odaklanma temellidir. Bir başka eleştiri konusu bu görüşün, işletmelerin sosyal sorumluluğu için güvenilir bir teorik temele sahip olmamasıdır.
İşletme Stratejisi, Liderlik ve Ahlak Sorumluluğu
Etik analistleri için stratejinin anlamı yapı, kültür, lider ve kontrol sistemleri arasındaki organizasyonel ve kavramsal ilişkinin, işletme çalışanlarının hareket ve davranışlarının etiğe uygunluğunu nasıl etkilediğidir. Burada tartışılan, tasarlanan ve kararlaştırılan stratejinin, aşağıdaki yollarla işletme faaliyetlerinin etik ve meşruiyetine etkileridir:
- Strateji, işletme faaliyetlerinin tüm yönetsel yönlerini belirler. Yatırım stratejisi örneğin, müşteri tatmini ya da ürün kalitesinin üzerindeki eşsiz büyümeyi vurgulayabilir. Liderleri geliştirecek teknik unsurları vurgulayabilir. Ya da genel bir strateji, işletmenin faaliyetlerini, sosyal konulara, çalışanların haklarına ya da diğer paydaşların gerekliliklerine doğru yönlendirebilir.
- Strateji, liderin değerlerinin ve ödüllendirme faaliyetlerinin denetimini vurgular. Bu yolla strateji, yönetim için etik açıdan neyin önemli olduğunu yansıtır.
- Strateji, işletme faaliyetlerinin yönünü ve niteliğini belirler. Kârlılığı vurgulayan bir strateji, müşterilerin beklentilerini ve güvenliğini ya da yenilikçi fikirleri göz ardı eden bir nitelik oluşturabilir. Bunun yanında organizasyonel ödüllendirme ve denetim sistemleri sıklıkla, geniş stratejik yönelimin niteliğini ve neyi vurguladığını yansıtır. İnsan kaynakları geliştirme giderlerindeki elde edilecek faydaları vurgulamak, donatılmış, gerçekçi olmayan harekete geçme ve özel aktarım sistemlerinin varlığının bir göstergesidir.
İşletmeler, stratejileri en az dört düzeyde belirler: Yatırım, firma, işletme ve fonksiyonel. Yatırım stratejisi, en geniş düzeydir. İşletmenin toplumdaki rolünü, işletmenin gelecekte paydaşlar tarafından nasıl algılanacağını tanımlar, işletmenin prensiplerini ve değerlerini ortaya koyar ve işletmenin varlık sebebini gösterir. Firma stratejisi, işletmenin amaçlarını, hedeflerini, politika ve planlarının odaklandığı iş alanlarını belirler. İşletme stratejisi, firma stratejisindeki ayrıntılandırılmış amaç ve hedefleri, özel işletme faaliyetleri için dönüştürür. Fonksiyonel strateji, işletme stratejisini, pazarlama, ar-ge, üretim, satış ve diğer fonksiyonel alanlara göre ayrıntılandırır.
Stratejik sosyal ve ahlak sorumluluk yönelimleriyle ilgili uygulamalar ve yönetimi, böylesi faaliyetlerin belirlenmesi ve ekonomik olaylara göre ölçülmesi daha zor olması nedeniyle zor konulardır. Stratejik yönetim süreci 1) amaçların belirlenmesi, 2) stratejilerin oluşturulması, 3) stratejilerin uygulanması, 3) stratejilerin denetimi, 5) strateji geliştirme 6) çevrenin analiz edilmesini içerir.
İşletme Yapısı ve Liderin Etik Sorumluluğu
Stratejiler belirlendikten sonra uygun organizasyonel yapı oluşturulmalı ve uygulamalarla uyumlaştıracak şekilde harekete geçirilmelidir. Büyük işletmelerdeki liderler, kişisel etik değerleriyle işletmenin beklentilerini uyumlaştırmanın pek çok nedenini ortaya atmaktadırlar:
- Merkezîleşmemiş bir yapı ile merkez politika ve prosedürleri arasında az ya da hiç koordinasyon olmaması, artan kâr elde etme baskıları söz konusu olduğunda etiğe uygun olmayan davranışlar için bir iklimi teşvik etmektedir.
- Gerçekçi olmayan kısa dönemli ve alt seviyelerdeki kâr payları, çalışanlar üzerindeki etiğe uygun olmayan faaliyetleri kabul etme baskılarını artırır.
- Çok sayıdaki finansal teşvik yönelimleri üzerindeki aşırı baskılar, olası kararların kısa yolunu cesaretlendirir.
Etiğe uygun olamayan organizasyonel ve iş birimleri kültürü, yasa dışı ve etiğe uygun olmayan hareketlere göz yumulan bir çevre yaratır.
Liderler, Denetim Sistemleri ve Etik Sorumluluk
Yatırım ve işletme stratejileri aynı zamanda, işletmede çalışan yönetici ve profesyoneller kadar yapıların tipi ve denetim sistemleri uygulamalarını da etkileyebilir. Strateji, yapı, çalışanlar ve işletme sistemlerinin ahlaki yönelimleri üzerinde tartışmalarda: Kısa dönem, çalışanların harcamalarıyla, paydaşların çıkarları ve korumayı göz ardı eden müşteri hizmetleri üzerinde kâr elde etmenin her türlü yolunun benimsenmesini vurgulayan stratejileri destekleyen işletmelerde ahlaka uygun olmayan davranışların yer edinmesi teşvik edilir.
İşletmelerde Liderlik, Kültür ve Etik Sorumluluk
Yüksek düzeyli etik değerler işletmeleri tutan ruhu, kültür, amaçlar, ikincil amaçlar, sermayeye çalışanların katılımı ya da liderlik değildir, niyettir. Liderlik tarzının etiğe uygun ya da uygun olmayan kültüre ve yönelimlerine olan etkilerine işletme liderliğinin doğasıyla ilgili genellemelerle başlanabilir:
- İzleyiciler olmadan, lider olamaz. Liderlik, bazı açılardan izleyicilerin bir fonksiyonudur. Gerçekte alt seviyedeki pek çok çalışan, faaliyetleri yoluyla işletmenin vicdanını şekillendirir.
- Bir kişi, bu lider de olsa, işletmedeki tek etik örnek olamaz. Liderin etik niteliği ve örnekleri oluşturmasına rağmen, izleyiciler ahlaki çevreyi zenginleştirmek için ahlaki liderliği paylaşmak zorundadır.
- Tek ya da en iyi ahlaki liderlik ya da yönetim tarzı yoktur. İzleyiciler açısından etik liderliğin iki modelinden söz edilebilir. Bunlardan ilki bir süreklilik ve ikincisi de üç “hareket” tarzındaki liderlik olarak karakterize edilmiştir. Her iki modelde de organizasyonlarda etik liderliğinin nasıl geliştirilebileceğini gösterme amaçlanmıştır.
Güçlü örgüt kültürü aşağıdaki özelliklere sahiptir: 1) geniş bir şekilde paylaşılan bir felsefeye sahip olma, 2) insanların önemli değerleri, 3) işletmenin başarısında sembolize edilen kahramanların varlığı 4) biz ve birlik ruhunu geliştirmek için gereken paylaşma ve taşıma fırsatları yaratan tören gelenekleri.