İŞLETMELERDE SOSYAL SORUMLULUK VE ETİK - Ünite 5: Örgütlerde Etik Kavramının Önemi Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 5: Örgütlerde Etik Kavramının Önemi

Örgütlerde Etik Kavramının Önemi

İş ahlakı, iş dünyasındaki mal ve hizmet üretim, satış ve tüketim sürecindeki doğruları ve yanlışları ifade eder. Neyin doğru, neyin yanlış olduğu konusu ahlaki bir konudur. İş dünyasında doğru davranışlar ve eylemler olacağı gibi, yanlış davranışlar ve eylemler de bulunmaktadır.

İş ahlakı; işletmeler arasındaki ilişkiler, işletme yöneticileri ile çalışanları arasındaki ilişkiler, işletme çalışanlarının kendi aralarındaki ilişkiler, işletme ile müşterileri arasındaki ilişkiler, işletme ile tedarikçiler arasındaki ilişkiler, işletme ile kamu yönetimleri arasındaki ilişkiler, işletme ile çevresel faktörler arasındaki ilişkiler ve işletme ile diğer kuruluşlar arasındaki ilişkileri kapsamaktadır.

İşletme etiği kavramı çerçevesinde geliştirilen görüşlerin önemli bir bölümünün hareket noktası işletmelerin günümüz toplumlarında özel bir ahlaki sorumluluğu olduğunun kabul edilmesidir. Bu kabulün dayanağı, işletmelerin toplumdaki ayrıcalıklı konum ve etkinliğidir.

Büyük işletmeler sahip oldukları etki alanlarına göre; ekonomik güç, sosyal ve kültürel güç, teknolojik güç, politik güç, fiziki çevre üzerindeki güç ve birey üzerindeki güç olmak üzere altı boyutta incelenebilirler.

İşletmelerin etik davranışları, sahip oldukları etkiyi ve gücü nasıl kullandıklarına bağlıdır. İşletmeler etki ve güçlerini kazanç amaçlı kullanırken, toplumsal amaçlar doğrultusunda ne yönde hareket ettikleri de önemlidir.

Etik Dışı Örgütler

Günümüzde işletmelerin var olabilmeleri ve yaşamlarını sürdürebilmeleri için ön koşullardan biri olarak, değerlere dayalı davranış biçimlerini benimsemeleri gerekmektedir. İşletmelerin uluslararası iş standartlarına uyum sağlayabilmelerinde ve rekabet edebilmelerinde; yenilikçi olmaları, topluma karşı sosyal sorumluluk üstlenmeleri ve etik değerleri benimsemeleri hem bir zorunluluk hem de bir gereksinim olarak ortaya çıkmaktadır.

Etiksel analiz, gelişi güzel bir süreçten çok, gerçek veya ahlaki konu hakkında sistematik sebep bulma sürecidir. Yapılan davranışın etik veya etik olmadığı hakkındaki bilgiyi sebepleri verecektir. Etik bir örgütün parçası olmak isteyen kimseler, öncellikle, şirketin etik karakterinden haberdar olmalıdır.

Ekonomik çıkarlar nedeniyle etik olmayan davranışları destekleyen veya etik davranışlar konusunda çalışanlarını yönlendirmeyen örgütler çalışmak için tercih edilmemelidirler. Çalışanlara yönelik haksız davranışlar, örgütün etiksel yapısını gösterebilir. Çalışanlara, müşterilerine davrandıkları gibi davranmıyorlarsa veya performans değerleme standartları adil değilse, örgüt etik olmayabilir. Bunun yanında, ahlaki konuların ele alınma biçimi hakkında belirli prosedürlerin yokluğu ile çalışanlar ve yöneticiler arasında temel iletişim ağı yok ise, bu durum örgütün etik yönünden riskte olduğunu gösterir. Halka karşı görevlerinin yanında, hissedarlara olan sorumluluklarını bilmeyen ve çalışanların kişisel etiklerini evde bırakacağına inanan örgütler etik olmayan davranışlar sergileyebilirler.

Örgütsel etiğin iş için olan değerini ölçmenin bir yolu, onun eksikliğinin getireceği zarardır. Etiksel problemlerin farkına varamamak hem yasal hem de mali açıdan örgüte zarar verir. Son yıllardaki örgütsel başarısızlıkların ve önemli iş kayıplarının sebebi etik olmayan olayların uygulanmasıdır. Müşterilerini küçük gören, çalışanlarına adil ve iş yaptığı kişilere dürüst olmayan bir işyeri, hem müşterilerini hem de çalışanları kaybedecektir.

İş etiği bireyler gruplar ya da topluluklar tarafından benimsenen kabul edilen ve inanılan davranış kurallarıdır.

Etik dışı örgütlerin 12 temel noktası S:110, Tablo5.1’de belirtilmiştir.

Örgütlerde Etik Davranış Modeli

Bireylerin etik davranışlarını belirleyen değer sistemleri olduğu gibi örgütlerinde etik davranışlarını belirleyen değer sistemleri vardır. Bir örgüt kendine ait ortak bir değer sistemi geliştirir. Ahlak dışı örneklerle sonuçlanan kararları veren örgütler bu davranışlarından sorumludurlar.

Örgütler de bireyler gibi etik gelişimin farklı aşamalarında olabilirler. İlk aşamada hiçbir yasa çiğnenmediği sürece, örgüt istediği gibi davranmaya özgürdür. İkinci aşamada, yol gösterici etik kurallar vardır ve uyup uymamak örgüte aittir. Örgütün etik davranışının üçüncü aşamasında etiksel karar alma süreci ile kurumun karar alma süreci bütünleşir. Kararların doğruluğu etik bir davranış olması ile ispatlanır.

Örgütlerde etik davranış modeli birbirini etkileyebilecek karmaşık yapılardan oluşmaktadır. Bu yapıyı daha iyi ortaya koyabilmek için örgütte etik davranışları belirleyebilecek faktörlerin açıkça ortaya konulmasında yarar vardır. Bireyler karar vericiler olarak etik davranışların merkezi durumundadır. Kişisel özellikler, değerler, ahlak, cinsiyet gibi bireysel faktörler etik davranışları etkiler. Belirli davranışları ödüllendirme ve güçlendirmesi ve diğerlerini cezalandırma bireyler tarafından etik veya etik olmayan davranış olarak algılanmıştır. İnsanlar yaşamda yönetici veya çalışanlar gibi pek çok rol oynarlar. Bu rollerini nasıl oynayacakları da kültür, örgüt ve genel çevresel faktörler tarafından şekillenir.

Etik veya etik - dışı davranışlar kişi - durum etkisinin bir sonucudur. Bu nedenlerle örgütün etik iklimini ve karar vericilerin ahlak prensiplerini tartışmakta yarar görülmektedir.

Örgüt Etiği ve Sosyal Sorumluluk

Örgütler yükümlülükleri ve sınırları toplum tarafından belirlenen bir sosyal girişimdir. Bu sınırlar sık sık hem ahlaki olarak hem de kanunlarla yazılı olarak belirlenmektedir.

Sosyal sorumluluk, işletmelerin finansal faaliyetlerinde ve kararlarında insan haklarını dikkate alarak, satıcılar, müşteriler, tüketiciler, çalışanlar, çevre ve toplum için zararlı olabilecek tutum ve davranışlardan kaçınmalarını ifade etmektedir.

İşletmenin sosyal çevresi müşterilerden, diğer şirketlerden, çalışanlardan ve yatırımcılardan oluşmaktadır. Sosyal sorumluluk kavramı farklı konuları dengeleme çabasındadır. Örneğin yatırımcılara karşı sorumlu davranabilmek için, şirketin kârını maksimize etmeye çalışması gerekir. Fakat aynı zamanda müşterilerine güvenilir ürünler sunmak gibi bir sorumluluğu da vardır.

Sosyal sorumluluk gönüllü, etik, yasal ve ekonomik sorumlulukları kapsamaktadır. İşletmelerin yasal sorumlulukları uymak zorunda oldukları yasalar tarafından belirlenmektedir. Etik sorumluluklar, yasalar tarafından değil, toplum tarafından işletmelerden yapması beklenen davranış ve aktiviteler olarak tanımlanmaktadırlar. Gönüllü sorumluluklar toplumun işletmeden istediği etkinliklerdir. Örneğin sanata ve eğitime işletmeler tarafından yapılan mali destekler bu tür sorumlulukların sonucu olarak görülebilir. Toplum işletmelerden bu tür desteklerde bulunmasını bekler, ancak bu tür desteklerde bulunmayan işletmelerin davranışları da etik - dışı olarak nitelendirilmez. Bir işletmenin ekonomik sorumluluğu, işletmeyi devam ettirerek yatırımcıları memnun etmek ve toplumun istek ve gereksinimlerini sağlamaya yönelik olarak mal ve hizmetleri üretmektir.

Sonuç olarak işletmelerin çevre, işletme uygulamalarında adalet, insan kaynakları, toplum ve mamul gibi sorumlulukları vardır. Bazı bilim dalları ise sosyal sorumluluk alanlarını ürün, pazarlama uygulamaları, iş gören eğitimi, hayırseverlik, çevre kontrolü, dış ilişkiler, iş gören ilişkileri, azınlık ve kadınların istihdamı, iş gören güvenliği ve sağlığı olarak genişletmiştir.

Örgütlerin Çeşitli Gruplara Olan Etik Sorumlulukları

İşletmelerin çeşitli gruplara karşı etik sorumlulukları vardır. Bunlar işletme dışı gruplar (tüketiciler, çevre ve hükümet) ve işletme içi gruplar (hissedarlar ve çalışanlar) olarak iki grupta incelenmektedir.

İşletme dışı gruplara karşı etik sorumluluklar aşağıdaki şekilde özetlenebilir.

İşletmenin ve yöneticilerin tüketiciye karşı etik sorumluluğu, sözleşmeye dayalı ilişkiyle doğmaktadır ve dört temel sorumluluğu bulunmaktadır. Bu sorumluluklar;

  • Satış sözleşmesinin koşullarına uyumlu olmak,
  • Malın özelliklerini taşıması,
  • Yalandan kaçınmak ve
  • Baskı ve zorlama yapmaktan kaçınmak şeklindedir.

İşletmelerin ve yöneticilerin işletme dışında çevreye karşı sorumlulukları vardır. Gerek işletmenin faaliyet alanı ve kurulacağı yer, gerekse üretim süreci, etik değerlere bağlı olarak çevreye karşı sorumluluğun bilincinde olmalıdır.

İşletmelerin etik sorumluluklarından birisi de hükümetle olan sağlıklı ilişkilerini genişletmeleridir. İşletmeler ve hükümetler bir arada etik olmayan davranışlar konusunda düzenlemeler getirmeye çalışırlar.

İşletme içi gruplara karşı etik sorumluluklar ise şu şekilde özetlenebilir.

Yöneticilerin hissedarlara karşı birincil sorumluluğu kârı arttırmak ve maliyetleri azaltmaktır. Hissedarların yöneticilerden beklentileri, işletmeye yatırdıkları paranın en iyi şekilde değerlendirilmiş olmasıdır.

Bir işletmede üretimi gerçekleştiren ve işletme asıl gücünü oluşturan, o işletmenin çalışanlarıdır. İşletmenin ve çalışanların karşılıklı hak ve yükümlülükleri bazı sözleşmelere tabidir. Taraflar arasında yalnız sözleşmeye dayalı düzenlemeler olduğunu ele alan rasyonel örgüt teorisi, temel etik sorumlulukları iki alanda toplamaktadır. Birincisi, çalışanların örgütsel amaç gerçekleştirmesinde gayretli olması ve sadakati olması ikincisi ise, yöneticilerin çalışanlara adil ücret ve çalışma koşullarını sağlamasıdır.

Küreselleşme ve İş Etiği

Küreselleşme ile etik değerler önem kazanmaktadır. Küreselleşme sürecinin, iş etiği ve etiksel ilkeler üzerindeki etkisi üç boyutta ele alınabilir.

  • Küreselleşme ile birlikte örgüt psikolojisi konusundaki gelişmeler, hayat standartlarındaki iyileşmeler ve çalışanların beklentilerindeki değişimler, iş koşullarının iyileştirilmesine ve iş etiğine ilişkin önlemleri içeren alternatif anlayışın yükselen bir ivme kazanmasına yol açmıştır.
  • Ekonomik ilişkilerde uluslararası etik vizyonun ve ilkelerin gücü hissedilmektedir. İşletmelerin uluslararası ticari ilişkilerini geliştirmelerinde veya bir takım birliklere katılımlarında ya da uluslararası ekonomi piyasasında destek kazanmalarında iş etiği ilkeleri belirleyici bir rol oynamaktadır.
  • Küreselleşme ile birlikte, bazı uluslararası uzman kuruluşlar tarafından etik kodlar belirlenmiştir ve kullanılmaktadır.

Bell ve Bryman (2007) tarafından İngiltere ve ABD’deki birçok akademik sosyal araştırma kuruluşunun belirlediği etik kodların içeriği üzerine yapılan bir çalışmada ortaya konulan etik ilkeler; itibar saygı, bilgilendirme, güvenilirlik, kişisel ve örgütsel gizliliğin korunması, dürüstlük ve şeffaflık, araştırma bulgularında yanlış beyan, anlatım ve yönlendirmelerden kaçınılması şeklinde özetlenebilir.

Türkiye’de İş Etiği Araştırmaları

Türkiye’de iş etiği konusunda gerçekleştirilen çalışmaların adedi ve niteliği henüz yeterli düzeye ulaşamamıştır. Bu konuya sivil toplum kuruluşlarının ilgisi de çok zayıf kalmıştır.

İş etiği konusunda faaliyetleri olan sivil toplum kuruluşlarından bazıları; TEDMER (Türkiye Etik Değerler Merkezi Vakfı - 2001), İGİAD (İktisadi Girişim ve İş Ahlakı Derneği - 2003), TÜGİAD (Türkiye Genç İşadamları Derneği - 1986), TÜSİAD (Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği - 1971) dir. Bir başka kurum Başbakanlığa bağlı olarak faaliyet gösteren Kamu Görevlileri Etik Kurulu’dur. 2004’te oluşturulan bu kurul ile kamu yönetimi de etik konulara önem verdiğinin altını çizmiştir. 2001 yılında bir de üniversite bünyesinde HÜEM (Hacettepe Üniversitesi İşletmecilik Meslek Etiği Uygulama ve Araştırma Merkezi) adıyla bir kurum daha yaşam bulmuştur. Toplumsal Etik Derneği ise, diğerlerine nispeten daha genç bir dernektir.