KAMU EKONOMİSİ I - Ünite 4: Kamu Ekonomisinin Genişlemesi Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 4: Kamu Ekonomisinin Genişlemesi

Kamu Ekonomisinin Genişlemesi

Kamu ekonomisinin genişlemesine ilişkin teoriler ve görüşler sayıca oldukça fazladır ve uzun bir tarihsel geçmişe sahiptir. Devletin ekonomik faaliyetlerinin ve harcamalarının büyümesine iktisatçıların ilk ilgisini çeken Alman iktisatçı Adolph Wagner olmuştur.

Wagner Kanunu (Kamu Harcamalarının Artış Kanunu); genel olarak kamu harcamalarının sürekli artış gösterdiğini ve bunun nedeninin de toplumun ihtiyaçlarının artması olduğunu savunur.

Abromowitz ve Eliasberg savaşın kamu harcamalarını artırdığını, bunun dışında sanayileşmenin de kamu harcamalarının artmasında önemli rol oynadığını ileri sürmüşlerdir.

Dows hipotezine göre kamu harcamalarının finansmanında fayda yaklaşımının uygulanmaması dolayısıyla siyasal otorite kamusal hizmetlerden doğrudan fayda sağlayamayanlardan da vergi talep etme hakkına sahip olabilecektir. Sonuç olarak, vergi ödeme gücü yaklaşımının uygulanması devlet bütçesinin daha büyük olması sonucunu doğuracaktır.

Peacock ve Wiseman, 1890-1955 yıllarında İngiltere’de kamu harcamalarının sürekli bir artış gösterdiğini, ancak bu artışın özellikle savaş ve depresyon dönemlerinde “sıçrama” gösterdiğini ortaya koymuşlardır. Bu yüzden literatürde “Sıçrama Etkisi” olarak adlandırılmaktadır.

Bürokrasinin ekonomik teorisine göre kamu kesiminde bürokratlar bütçenin hacminin genişleterek (bütçe maksimizasyonu) kendi özel çıkarlarını arttırmaya (fayda maksimizasyonu) çabalarlar. Kısaca, bürokrasi daha uzun süre makamda kalmak için siyasal iktidarın istekleri doğrultusunda bütçenin hacmini genişletmek durumundadır.

Olson hipotezine göre devletin büyümesinde politik müteşebbisler, seçmenler ve bürokratlar dışında çıkar ve baskı grupları de etkili olurlar.

Dengesiz büyüme hipotezini ortaya atan Baumol’a göre kamu harcamalarının artmasının temel nedenlerinden birisi, devletin iktisadi faaliyetlerinin emek-yoğun özellikte olmasıdır.

Direktör hipotezine göre siyasal süreçte direktör, ortanca seçmen grupları kamu harcamalarının artışında temel rolü üstlenmektedir.

Yoğunlaşma etkisine göre ekonomik kalkınmanın gerçekleştirilmesi amacına yönelik kamu politikaları olan merkezî devlet, ulaştırma, haberleşme, enerji ve altyapı yatırımları gibi hizmetler sonucunda devletin ekonomik faaliyetleri genişler.

Düşük verimlilik hipotezinde kamu harcamalarının artışının bir nedeni kamu kesimindeki verimliliğin özel kesime oranla daha düşük olmasıdır.

Politik konjonktür hareketleri teorisini ortaya atan Nordhauss’a göre kamu harcamaları özellikle seçim dönemlerinde artmaktadır.

1902-1970 yılları arasında ABD’de kamu harcamalarının gelişimini inceleyen Borcherding, nüfus artışının %25 oranında, enflasyonun %12 oranında ve kişi başına milli gelir artışlarının ise yaklaşık olarak %25 oranında devletin büyümesinde etkili olduğunu ortaya koymuştur.

Buchanan yaklaşımına göre politik müteşebbislerin (politikacıların) “Politik Gelir” şeklindeki çıkarlarını maksimize etme eğilimleri ve Mali Aldanma kamu harcamalarını artırmaktadır.

Meltzer ve Richard’a göre devlet savunma harcamalarını savaşın olmadığı normal dönemlerde de özellikle soğuk savaş ve askerî açıdan diğer ülkelere korku vermek amacıyla arttırmaktadır.

Demsetz’e göre, ekonomideki yapısal değişiklikler ve uzmanlaşma devletin büyümesinin nedenleri olarak görülebilir.

Açık ekonomi hipotezine göre uluslararası ekonomik ilişkilerin serbest olduğu dışa açık ülkelerde içe dönük kapalı ekonomilere oranla kamu harcamaları daha faza artmaktadır.

Peltzman’a göre, kamu harcamalarındaki artışın en önemli nedenlerinden birisi gelir dağılımındaki eşitsizliklerdir. (tablo 4.1)

Kamu ekonomisinin genişlemesine ilişkin tüm teori ve yaklaşımlar incelendiğinde, bu genişlemeye yol açan faktörlerin sayıca pek çok olduğu görülür. Mevcut teori ve görüşler içerisinde geçtiğimiz son otuz yıl içerisinde kamu tercihi teorisyenlerinin (Buchanan, Niskanen, Olson, ve diğerleri) görüşlerinin büyük ilgi topladığını özellikle belirtmek gerekir.

Kamu Ekonomisinin Genişlemesinin Nedenleri: Ekonomik, Siyasal ve Sosyal Nedenler

Kamu ekonomisinin genişlemesine ilişkin teori ve görüşler incelendiğinde, kamu ekonomisinin genişlemesine neden olan faktörler açık bir şekilde anlaşılabilir. Ekonomik, siyasal ve sosyal faktörlerden dolayı devlet sürekli bir şekilde büyümektedir. Bunlardan ekonomik ve mali faktörler şu şekildedir:

  • Tam kamusal mal ve hizmetlere olan ihtiyaç (İç ve Dış Güvenlik, Adalet, Diplomasi Hizmetleri)
  • Yarı kamusal mal ve hizmetlere olan ihtiyaç (Eğitim, Sağlık Hizmetleri)
  • Ölçek Ekonomilerinin söz konusu olduğu hizmetler (Enerji, Ulaştırma, Haberleşme)
  • Depresyon ve ekonomik kriz (Konjoktürel Dalgalanmalar)
  • Mali Aldanma
  • Enflasyonist baskılar
  • Az gelişmiş ülkelerde devletin ekonomik büyüme ve kalkınmadaki rolü
  • Tam istihdamın sağlanması
  • Kaynakların etkin kullanımı ve yeniden dağılım politikası
  • Keynesyen görüşlerinin kamu politikalarına hâkim olması

Siyasal faktörler ise şu şekilde sıralanmıştır:

  • Sıcak savaş tehlikesinin yaklaşması
  • Soğuk savaş ve dış tehditler
  • Siyasal süreçte siyasal aktörlerin kendi çıkarlarının peşinde koşmaları
  • Politik konjonktürde seçim ekonomisi uygulanması
  • Bürokrasinin bütçenin hacmini genişletmesi
  • Çıkar ve baskı gruplarının devletten transfer kollama gayretleri
  • Hükümetlerin popülist, parzitanca ve patronaj politikaları

Sosyal faktörler ise şöyledir:

  • Nüfus artışı
  • Gelir ve servet dağılımının dengeli olması
  • Geri kalmış bölgeler sorunu
  • Konut sorunu
  • Terör
  • Sosyal yardım ve sosyal hizmetlerin sağlanması
  • Sosyal tazminler
  • Sosyal güvenlik hizmetleri
  • Teknolojik değişme

Baskı ve çıkar gruplarının rant elde etmek amacıyla politikacıları etkileme çabalarına “lobicilik” denir.

Rant Kollama, çıkar ve baskı gruplarının devlet tarafından "suni" olarak yaratılmış bir ekonomik transferi elde etmek için giriştikleri faaliyetleri ve bu amaçla yapmış oldukları harcamalara denmektedir.

Kamu Ekonomisinin (Aşırı) Genişlemesinin Sonuçları

Kamu ekonomisinin genişlemesinin ortaya çıkardığı sonuçları hem teorik hem de analitik olarak incelemek mümkündür. Konu ölçek ekonomileri teorisi yardımıyla ele alınacaktır.

Ölçek ekonomileri, mikroiktisatta firmanın üretim miktarı ile ortalama maliyetleri arasında ilişki kuran bir analizdir. Geniş ölçekte üretimde bulunmanın sağlayacağı bu maliyet tasarrufuna “pozitif ölçek ekonomileri” ya da “içsel ekonomiler” denilmektedir. Maliyet tasarrufunun başlıca nedenleri şu şekilde özetlenebilir:

  • Geniş ölçekte üretimde bulunan bir firmada yeni teknolojiler ile üretim yapılması söz konusu olacağından birim başına üretim maliyeti az olacaktır.
  • Geniş ölçekte üretimde bulunan bir firmada iş bölümü ve uzmanlaşmadan yararlanılacağından üretim maliyetleri düşük olabilecektir.
  • Büyük ölçekli firmalarda daha ucuz finansman olanaklarından da yararlanmak mümkündür. Ölçek büyümesi ile firmanın pazarlama maliyetlerinde de bir azalma görülür.

Pozitif ölçek ekonomilerinde; devletin görev ve fonksiyonlarının artması (iç güvenlik, dış güvenlik, adalet ve yargı hizmetleri üstlenmesi gibi) genel olarak toplumun sağladığı faydayı artırmaktadır. Ancak bir noktadan sonra kamu ekonomisinin aşırı genişlemesi, teorik olarak kamusal mal ve hizmetlerden toplumun sağladığı faydayı artırmamaktadır.

Kamu ekonomisinin aşırı büyümesinin ortaya çıkardığı olumsuz sonuçlara ise “negatif ölçek ekonomileri” veya “içsel-eksi ekonomiler” de rastlarız. Bu gibi ekonomilerde üretim ölçeğinin artırılması birim başına ortalama maliyetleri artırmaktadır. Böylelikle kamu ekonomisinin genişlemesi ölçeğe göre azalan getiriyi oluşturmaktadır. Anlaşıldığı üzere negatif ölçek ekonomilerinde; devletin kamusal mal ve hizmet üretimini artırması (kamu ekonomisinin aşırı genişlemesi), sonuç itibariyle bir noktadan sonra toplumsal faydayı artırmamakta, aksine azaltmaktadır.

Analitik Sonuçlar

Sürekli genişleyen ve büyüyen kamu ekonomisi, ekonomik sorunların ve yozlaşmaların kaynağını teşkil eder. Kamu kesiminin aşırı genişlemesinin ortaya çıkaracağı ilk ekonomik sonuç bütçe açıklarıdır. Bütçe açığı, devlet bütçesinde giderler toplamının gelirler toplamından fazla olması durumudur.

Toplam kamu harcamalarının tamamen vergiler ile finanse edilmesinden ötürü yeniden seçilebilmek amacıyla seçim öncesi kamu harcamalarını artıran siyasal iktidar, seçimi kazanan iktidarı, seçim sonrasında bozulan ekonomik dengeleri yerine oturtmak ve vaatlerini yerine getirebilmek için vergi oranlarını artırmak zorunda bırakır.

Vergi yükünün artmasının ortaya çıkardığı başlıca olumsuz sonuçlar ise şunlardır:

  • Toplam tasarrufların azalması,
  • Toplam yatırımların azalması,
  • Çalışma gayretlerinin azalması,
  • Kayıt dışı ekonominin genişlemesi.

Kayıt dışı ekonomi; milli gelir hesaplamalarına dahil edil(e)meyen yasal ve yasa dışı ekonomik faaliyetlerdir. Kamu ekonomisinin aşırı genişlemesinin ortaya çıkardığı siyasal yozlaşmaların bir kısmını sadece ana başlıkları ile şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Rüşvet,
  • Zimmet,
  • Adam kayırmacılık,
  • Hizmet kayırmacılığı,
  • Rant kollama vs.

Hizmet kayırmacılığı; “politikacıların yeniden seçilebilmek amacıyla bütçe kaynaklarını kendi seçim bölgesine aktarması” olarak tanımlanabilir.