KAMU EKONOMİSİ I - Ünite 3: Regülasyon İktisadı Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 3: Regülasyon İktisadı
Terminoloji: Temel Kavramlar
Dilimizde düzenleme olarak ifade edilen regülasyon kavramı, toplumsal değeri olan faaliyetlerin bir otorite tarafından, dışarıdan ve sürekli olarak kontrol edilmesi anlamına gelir. Regülasyon ile kurumsal düzenlemeleri sağlamak, piyasadaki etkinsizlikleri ortadan kaldırmak, mal ve hizmetlerin en düşük maliyetlerle üretilmesini veya sunulmasını sağlamak, mal ve hizmetlerin tüm bölge ve gelir gruplarına ulaşmasını sağlamak, piyasadaki rant yaratmaları önlemek gibi hedeflere ulaşılmak istenmektedir.
Kamusal regülasyon ise sosyal ve ekonomik amaçlara yönelik olarak devlet tarafından yürürlüğe konulan her türlü anayasal, yasal ve kurumsal düzenlemeler ile kamusal politikaları ve yapılan uygulamaları ifade etmektedir. Kamusal regülasyon kavramı kısaca devletin toplumsal düzenin işleyişine yönelik yaptığı her türlü hukuki düzenleme ve müdahaleyi ifade etmektedir. Özel regülasyon ise bireyler veya firmalar tarafından herhangi bir kanuni yaptırıma ihtiyaç duyulmaksızın gönüllü olarak oluşturulan ve uygulanan kurallardır.
Devletin çeşitli amaçlarla uyguladığı ekonomik, sosyal ve idari regülasyonların azaltılması veya tamamen ortadan kaldırılması “deregülasyon” kavramını ifade etmektedir.
Regülasyon konusu ile ilgili bir diğer kavram olan “reregülasyon” ise, regülasyonun mevcut haliyle veya geliştirilmiş bir şekilde yeniden uygulanmasıdır. Reregülasyon, kısaca yeniden düzenleme olarak ifade edilebilir. Reregülasyonun genel amacı etkin bir piyasa yapısı oluşturmaktır.
Tipoloji: Regülasyon ve Kontrol Türleri
Devletin özellikle bazı alanlarda uyguladığı regülasyonları herhangi bir regülasyon türü altında belirtmek mümkün olmasa da kamusal regülasyonlar literatürde ağırlıklı olarak “ekonomik regülasyonlar”, “sosyal regülasyonlar” ve “idari regülasyonlar (süreç regülasyonları)” olmak üzere üç türde karşımıza çıkmaktadır.
Ekonomik regülasyon, sosyo-ekonomik iktisadi hedeflere ulaşmak için iktisat politikası araçlarının (para, maliye, dış ticaret politikaları vs.) kullanılması olarak tanımlanır. Ekonomik regülasyonlar, kendi içerisinde “yapısal regülasyonlar” ve “davranış regülasyonları” olarak ikiye ayrılmaktadır. Ekonomik regülasyonlar ve kontroller özellikle vatandaşlarına minimum gelir sağlamak için piyasa güçlerinin işleyişini değiştirmeye yönelen refah devleti anlayışını savunan ve toplumun refahını arttırmanın metotlarını araştıran refah iktisatçıları tarafından savunulmaktadır.
Sosyal regülasyonlar, geniş anlamıyla toplumsal hakları korumaya ve sosyal refahı arttırmaya yönelik regülasyon faaliyetleridir. Sosyal regülasyonlar ile piyasanın gelir dağılımında adaleti tesis edememesi ve kaynak dağılımında etkinliği sağlayamaması nedenleri ile ortaya çıkan sorunlar giderilmeye çalışılmaktadır. Belirli bir asgari geliri işgücüne garanti eden asgari ücret uygulaması, firmaların neden olduğu çevre kirliliği sorunlarının çözümüne yönelik çevre regülasyonları, yeterli gelir imkanına sahip olmadığı için bireyleri sosyal güvenlik şemsiyesi altına alan sosyal güvenlik uygulamaları, bölgelerarası gelişmişlik farklılıklarını azaltmaya yönelik sübvansiyonlar (teşvikler) sosyal regülasyonlara örnek olarak gösterilebilir.
“İdari regülasyonlar” ya da “süreç regülasyonları” kamusal regülasyon sürecinde ortaya çıkan bürokratik zorunlulukları ve idari maliyetleri ifade etmektedir.
Piyasalara girişi ve piyasalardaki davranışı düzenleyen yasal kural ve kurumlar, “ekonomik regülasyonlar”, üretimin toplumsal dışsallıklarının düzenlenmesi “sosyal regülasyonlar”, bürokratik işlemleri içeren regülasyonlar ise “idari regülasyonlar” veya “süreç regülasyonları” olarak tanımlanmaktadır.
Amacı: Piyasa Başarısızlıklarının Düzenlenmesi ve Kontrolü
Piyasa, iktisadi birimler olarak üretici ve tüketicilerin faaliyetlerinin gerçekleştiği yerdir. Piyasa başarısızlığı ise, piyasanın etkin çalışması için gerekli fonksiyonları yerine getirememesidir.
Piyasa başarısızlığına neden olan faktörlerin başında aksak rekabet gelmektedir. Bilindiği gibi tam rekabet piyasaları, çok sayıda alıcı ve satıcı bulunan, piyasaya giriş çıkış serbestisi sağlanmış, homojen malların bulunduğu ve bütün piyasa ilişkilerinin açıkta cereyan ettiği bir piyasa modelidir. Tüm bu şartlardan birinin yerine getirilmemesi durumu ise aksak rekabet koşulları olarak nitelendirilir.
Piyasa başarısızlıklarına neden olan faktörlerden bir diğeri dışsal ekonomilerdir. Pozitif dışsal ekonomiler (dışsal faydalar) ve negatif dışsal ekonomiler (dışsal maliyetler) piyasa ekonomisinin optimal düzeyde işlerliğini engellemektedir.
“Ölçek ekonomileri” ve “doğal tekel” piyasa başarısızlıklarına neden olan bir diğer faktördür. Ölçek ekonomilerinin piyasada başarısızlıklara neden olmasına yol açan sebeplerin başında bu üretim faaliyetinin gerektirdiği hacim gelmektedir. Ölçek ekonomileri üretim düzeyinin artmasıyla birlikte maliyetlerin düştüğü piyasaları tanımlamaktadır. Buna göre, ölçek büyüdükçe getiri de artmaktadır. Ölçek ekonomileri zamanla bazı sektörlerde tekelci eğilimlerin ortaya çıkmasına doğal tekel denilir.
Piyasada aksaklıklara yol açan dördüncü etken “kamusal mallar” oluşturmaktadır. Kamusal mallar, bireylerden herhangi birinin tüketimi nedeniyle diğer bireylerin tüketiminin azalmadığı ve herhangi bir bedel ödemeden kullanmak isteyenlerin dışlanmadığı mallardır.
Piyasa aksaklıklarına sebep olan diğer bir faktör ise işlem maliyetleridir. İşlem maliyetleri toplumsal düzeni ve sözleşmelerin gereklerini yerine getirilmesini sağ- lamanın maliyetini içermektedir.
Teori: Başlıca Regülasyon Teorileri
Kamu çıkarı teorisi ve özel çıkar teorisi kamusal regülasyon teorisi yaklaşımlarıdır.
Kamu çıkarı teorisi, kamusal regülasyonları topluma sağlanan refah açısından incelemektedir. Regülasyonların ölçek ekonomilerinden, dışsal ekonomilerden, kamusal mallardan, aksak rekabetten ve eksik enformasyon gibi çeşitli sebeplerden kaynaklanan piyasa başarısızlıklarının giderilerek toplumsal refahın maksimize edilmesi amacına dönük olarak uygulanması gerektiğini savunmaktadır. Bu teoriye göre regülasyon, piyasa başarısızlıklarını ortadan kaldırmak için sürdürülen politik çabaların bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Kamu çıkarı teorisine göre kamusal regülasyonlar olmaz ise piyasa da refah kayıpları ortaya çıkmaktadır.
Özel çıkar teorisine göre devletin uygulamaya koyduğu regülasyonlar çoğunlukla özel çıkar gruplarının menfaatlerine hizmet etmektedir. Toplumsal refaha katkıda bulunmak amacıyla uygulamaya konulan regülasyonlar, bazı imtiyazlı grupların çıkarlarına hizmet etmekten başka bir işe yaramamaktadır.
Etkileri
Regülasyonların genel etkileri, regülasyonların fiyatlar üzerine etkileri, regülasyonların üretim maliyetlerine etkileri, regülasyonların ürün kalitesine etkileri, regülasyonların inovasyon ve verimlilik artışına etkileri, regülasyonların dağıtım etkisi gibi analizler ve sınıflandırmalar yapılabilir. Ancak, regülasyonların etkilerinin regülasyonların amacına, yöntemine, kullanılacak araçlara, piyasanın türüne ve piyasa oyuncularına yansımalarına vb. değişkenlere göre değiştiği görülmektedir. Bu nedenle genel anlamda regülasyonların etkileri; “regülasyonların iktisadi etkileri”, “regülasyonların siyasi etkileri”, ve “regülasyonların sosyal etkileri” olmak üzere üç başlık altında incelenebilir.
Regülasyonların iktisadi etkileri, bütçe üzerine, ekonomik büyüme üzerine kaynak tahsisi üzerine, gelir dağılımı adaleti üzerine, piyasalardaki mal ve hizmetlerin fiyat, kalite, verimlilik vb. faktörleri üzerinedir.
Devletin regülasyonlara sık başvurması görev ve fonksiyonlarının artması ve dolayısıyla güç ve yetkilerinin de artması anlamına gelir ve bu durum da devletin faaliyet alanının sınırlarının genişlemesine yol açar. Bu durumun sebep olduğu rant kollama faaliyetleri regülasyonların ekonomik olarak etki yaratmasının yanı sıra regülasyonların siyasi etkilerini ifade eder.
Regülasyonların sosyal etkileri, devletin kişi ve firmaların özel faaliyetlerine regülasyonlar yoluyla müdahale etmesi, toplumdaki kişi ve grupların yaşamlarını doğrudan etkilemesidir.
Fayda ve Maliyetleri
Kamusal regülasyonların temel gerekçesi piyasa başarısızlıkları nedeniyle toplumsal refahın azalmasını engellemektir. Bu sayede kamusal regülasyonların piyasada verimliliğin, yeniliklerin, ürün çeşitliliğinin artması, hizmet kalitesinin ve rekabet gücünün artırılması ve bu sayede uluslararası pazarlara daha kolay uyum sağlanması, firmaların toplam kazancının sınırlanması, yasaklanmış davranışların kontrolü, fiyat yapısının, piyasaya giriş-çıkışın ve ortak tüketimin düzenlenmesi gibi faydaları vardır.
Piyasa ekonomisinin kendi kendine dengesini sağlama fikrini tamamen ütopya olduğu fikri üzerine kamusal regülasyonların gerekliliğine ve sağladığı faydaların etkinliğinin inkar edilemez olduğuna ulaştırır.
Tamamen bölünemeyen, pazarlanamayan ve kollektif tüketime konu olan savunma, adalet ve diplomasi gibi kamusal malların üretiminin piyasa ekonomisi tarafından gerçekleştirilmesi oldukça zordur. Bu nedenle, bu tür hizmetlerin sunulması için devletin ekonomiye müdahalesi gerekli olmaktadır.
Öte yandan tam kamusal mallar dışında kalan diğer kamusal malların üretiminin devlet tarafından üstlenilmesi zorunlu değildir. Bu tür mal ve hizmetler özel ve üçüncü sektör tarafından da sunulabilmektedir. Söz konusu bu mal ve hizmetlerde kamusal müdahale ya da regülasyonun hem faydaları hem de maliyetlerinin dikkate alınması
İktisadi regülasyonların maliyetleri idari maliyetler, uyum maliyetleri, fırsat maliyetleri, refah maliyetleri, rant kollama faaliyetleri, kaynakların yanlış yönlendirilmesi ve ahlaki çöküntü olarak başlıklar altında incelenebilir.
İdari maliyetler, kamusal regülasyonların maliyetlerinin ilk sırasında yer alır. Regülasyonlara karar verilmesinden, regülasyonların oluşturulması, uygulanması, sürdürülmesi ve denetlenmesine kadar devletin yaptığı bütün bu harcamalar idari maliyetler içerisinde yer almaktadır.
Regülasyonlar nedeniyle piyasa aktörlerinin ve vatandaşların katlanması gerektiği maliyetlere uyum maliyetleri denilmektedir.
Bireylerin ve firmaların zamanlarının önemli bir kısmını kamusal regülasyonların gereğini yerine getirmek için harcamaları fırsat maliyeti olarak tanımlanır.
Rant kollama maliyetleri, sadece içinde bulunulan dönem değil sonraki dönemlere de etki etmesi açısından, regülasyonların sebep olduğu maliyetlerin en zarar verici olanı olarak tanımlanabilir.
Refahı kayıpları, refah devleti ile birlikte merkezi bürokratikleşme ve kamusal regülasyonlar artacak, dolayısıyla bu durum rant kollama faaliyetlerinin artmasına ve refah kayıplarına neden olacaktır.
Son olarak ahlaki zarar, bireylerin gerekli özeni ve dikkati göstermemesi nedeniyle ekonomik kayıp veya kayıpların artacağı ihtimalinin oluşması durumunu açıklar. bir hizmet veya malın bedelini, onu satın alan yerine başkasının ödediği ve alıcının yaptığı harcamaya ilişkin kontrolsüz olması durumu ekonomiye maliyetler yüklemektedir.