KAMU PERSONEL HUKUKU - Ünite 4: Memur Statüsü-II (Ödev, Sorumluluklar, Yasaklar ve Genel Haklar) Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 4: Memur Statüsü-II (Ödev, Sorumluluklar, Yasaklar ve Genel Haklar)
Memurların Ödev ve Sorumlulukları
Memurlar, vatandaşlardan farklı ödev ve sorumluluklara sahiptir. Memurların yapması gereken ve kaçınması gereken davranışları bulunmaktadır. Memurların, yapmak zorunda oldukları, yasa tarafından yükümlü kılınan davranış ve durumları bulunmaktadır; bunlar memurların ödev ve sorumluluklarıdır.
Anayasa ve Yasalara Sadakat
Memurlar, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na ve yasalarına sadakatle bağlı kalmak ve milletin hizmetinde Türkiye Cumhuriyeti’nin yasalarını sadakatle uygulamak zorundadırlar. Memurların sadakat ödevi, 1982 Anayasası’nın “Görev ve Sorumlulukları ...” kenar başlıklı 129. maddesinde de vurgulanmıştır.
Tarafsızlık ve Devlete Bağlılık
Memurların tarafsızlık ödevi, birbirine bağlı dört unsurdan oluşmaktadır. Öncelikle, memurların siyasal partilere üye olması açıkça yasaklanmıştır. İkinci olarak, memurlar, herhangi bir siyasal parti, kişi ya da zümrenin yararını veya zararını hedef tutan bir davranışta bulunamazlar. Böylece, memurların bir siyasal partiyle organik bağı kurması ve buna bağlı olarak memurların belirli bir siyasal parti ya da kesimin yararını ya da zararını doğuran davranışta bulunması yasaklanmıştır. Üçüncü olarak, memurların görevlerini eşitlik ilkesine uygun olarak yerine getirmesi hüküm altına alınmıştır. Bu hukuki olgu, aynı zamanda, Anayasa’nın 10. maddesinde vücut bulan eşitlik ilkesinin yansımasıdır. Anayasa’nın 10. maddesi, memurların “bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorunda” olduklarını anayasal ilke olarak kabul etmiştir. Dördüncü olarak, Devlet Memurları Kanunu ile memurların her türlü, siyasal ve ideolojik beyan vermesi, eylemde bulunması ve eylemlere katılması yasaklanmıştır.
Genel Davranış ve Yurt Dışında Davranış
Devletin görünen yüzü olarak memurlar, vatandaşlardan farklı olarak, hizmet içinde ve dışında davranışlarında ölçülü olmak zorundadırlar.
İşbirliği ve Kanunsuz Emir
Devlet Memurları Kanunu’na göre, memurların görevlerini işbirliği içerisinde yürütmeleri esastır (madde 8). Memurların, hem üstler, hem de astları ve aynı düzeyde bulunan memurlarla koordinasyon ve işbirliği içerisinde görevlerini yürütmek ödevlerindendir. Memurlar, anayasa, yasa, tüzük ve yönetmeliklerde belirtilen esaslara uymakla ve amirler tarafından verilen görevleri yerine getirmekle yükümlü ve görevlerinin iyi ve doğru yürütülmesinden amirlerine karşı sorumludurlar. Memurların amirlerinin emirlerine uyması kamu örgütünün hiyerarşik düzeni ve işleyişi için yaşamsaldır. Ancak memur, amirinin verdiği emrin, anayasa, yasa, tüzük ve yönetmeliklere uygunluğunu gözetmek zorundadır. 1982 Anayasası’nın “Kanunsuz emir” kenar başlıklı 137. maddesinde ve Memurları Kanunu’nun 11. maddesinde kanunsuz emir konusu düzenlenmiştir. Kanunsuz emir, 1876 Kanun-ı Esasîsi’nden başlamak üzere, sonraki anayasalarda da (1924 ve 1961) yer almıştır. Memur, amirinden aldığı emri, Anayasa, yasa, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ve yönetmelik hükümlerine aykırı görürse yerine getirmez ve bu aykırılığı o emri verene bildirir. Amir emrinde ısrar eder ve bu emrini yazı ile yenilerse memur bu emri yapmağa mecburdur. Ancak emrin yerine getirilmesinden doğacak sorumluluk emri verene aittir. Konusu suç teşkil eden emir, hiçbir suretle yerine getirilmez; yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz.
Amir Durumundaki Memurların Ödev ve Sorumlukları
Memurlar, “amiri oldukları kuruluş ve hizmet birimlerinde kanun ve diğer mevzuatla belirlenen görevleri zamanında ve eksiksiz olarak yapmaktan ve yaptırmaktan, maiyetindeki memurlarını yetiştirmekten, hal ve hareketlerini takip ve kontrol etmekten görevli sorumludurlar.”
Mal Bildiriminde Bulunmak
Memurlar, Anayasa’nın 71. maddesine göre mal bildiriminde bulunmak zorundadırlar. Devlet Memurları Kanunu’nun 14. maddesine göre, memurlar “kendileriyle, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait taşınır ve taşınmaz malları, alacak ve borçları hakkında, özel kanunda yazılı hükümler uyarınca, mal bildirimi verirler.”
Resmî Belge, Araç ve Gereçlerin Yetki Verilen Mahaller Dışına Çıkarılmaması ve İadesi
Genel olarak, devlete ait resmî belgeler, araç ve gereçler memurun özel mülkiyetinde değildir ve belirlenen yerler dışına çıkarılamaz. Memurlar, görevleri ile ilgili resmî belge araç ve gereçleri, yetki verilen mahaller dışına çıkaramazlar, özel işlerinde kullanamazlar. Memurların görevleri icabı kendilerine teslim edilen resmî belge, araç ve gereçleri görevleri sona erdiği zaman iade etmek zorundadırlar.
Kıyafet Mecburiyeti
Devlet Memurları Kanunu’nun Ek 19. maddesine göre, memurlar, yasa, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ve yönetmeliklerin öngördüğü kılık ve kıyafet kurallarına uymak mecburiyetindedirler.
Mesai Saatleri İçerisinde İşbaşında Bulunma
Memurlar, mesai saatleri içerisinde işbaşında bulunmak ve hizmeti bizzat yürütmekle yükümlüdürler. Devlet Memurları Kanunu’nda memurların çalışma süresi, cumartesi pazar tatil olmak üzere, haftalık 40 saat olarak belirlenmiştir (madde 99). Ancak kurumların ve hizmetlerin özellikleri dikkate alınmak suretiyle yasa ya da yasalara bağlı olarak idari düzenleyici işlemlerle farklı çalışma süreleri belirlenebilir. Cumhurbaşkanı, yurt dışı kuruluşlarda hizmetin gerektirdiği hâllerde, hafta tatilini cumartesi ve pazardan başka günler olarak tespit edebilir. 2011 yılında Devlet Memurları Kanunu’nda yapılan değişiklik ile memurların yürüttükleri hizmetin özelliklerine göre, Yasa uyarınca tespit edilen çalışma saat ve süreleri ile görev yerlerine bağlı olmaksızın çalışabilmeleri mümkün hale gelmiştir.
Memurların Yasakları
Memurlar, hizmetin gereğinden kaynaklanan, vatandaşlardan farklı yasaklara tabidirler. Bu yasaklar hizmet içinde ve dışında olabilir.
Grev ve Toplu Eylem ve Hareketlerde Bulunma Yasağı
Devlet Memurları Kanunu, memurların grev yapmasını ve kasıtlı olarak kamu hizmetini toplu eylem ve hareketlerde bulunarak yavaşlatılmasını, aksatmasını yasaklamıştır (madde 26, 27). Buna göre, memurların, kamu hizmetlerini aksatacak şekilde memurluktan kasıtlı olarak birlikte çekilmeleri, görevlerine gelmemeleri, görevlerine gelip de devlet hizmetlerinin ve işlerinin yavaşlatılması ya da aksatılması sonucunu doğuracak eylem ve hareketlerde bulunmaları yasaktır. Diğer yandan memurların grev yapması yasak kapsamındadır. Bu çerçevede, memurların, greve karar vermeleri, grev tertiplemeleri, ilan etmeleri, bu yolda propaganda yapmaları yasaktır. Yine memurlar, herhangi bir greve veya grev teşebbüsüne katılamaz, grevi destekleyemez veya teşvik edemezler.
Ticaret ve Diğer Kazanç Getirici Faaliyetlerde Bulunma Yasağı
Devlet Memurları Kanunu’na göre, memurlar, Türk Ticaret Kanunu’na göre tacir veya esnaf sayılmalarını gerektirecek bir faaliyette bulunamaz, ticaret ve sanayi müesseselerinde görev alamaz, ticari mümessil veya ticari vekil veya kolektif şirketlerde ortak veya komandit şirkette komandite ortak olamazlar. Memurların görevli oldukları kurumların iştiraklerinde kurumlarını temsilen alacakları görevler bu yasağın kapsamı dışındadır (madde 28). Yasa’nın 28. maddesine 2014 yılında eklenen cümle ile “Memurlar, mesleki faaliyette veya serbest meslek icrasında bulunmak üzere ofis, büro, muayenehane ve benzeri yerler açamaz; gerçek kişilere, özel hukuk tüzel kişilerine veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına ait herhangi bir işyerinde veya vakıf yükseköğretim kurumlarında çalışamaz” hükmü kabul edilmiştir. Ayrıca, eşleri, reşit olmayan veya mahcur olan çocukları, yasaklanan faaliyetlerde bulunan memurlar bu durumu 15 gün içinde bağlı oldukları kuruma bildirmekle yükümlüdürler.
Hediye Alma ve Menfaat Sağlama Yasağı
Memurların, görevlerinden dolayı hediye almaları ve her türlü menfaat sağlamaları yasaktır. Devlet Memurları Kanunu’nun 29. maddesine göre “Devlet memurlarının doğrudan doğruya veya aracı eliyle hediye istemeleri ve görevleri sırasında olmasa dahi menfaat sağlama amacı ile hediye kabul etmeleri veya iş sahiplerinden borç para istemeleri ve almaları yasaktır.”
Denetimindeki Teşebbüsten Menfaat Sağlama Yasağı
Devlet Memurları Kanunu’nun 30. maddesine göre, memurların “denetimi altında bulunan veya kendi görevi veya mensup olduğu kurum ile ilgisi olan bir teşebbüsten, doğrudan doğruya veya aracı eliyle her ne ad altında olursa olsun bir menfaat sağlaması yasaktır.”
Gizli Bilgileri Açıklama Yasağı
Devlet Memurları Kanunu’nun 31. maddesine göre, memurların kamu hizmetleri ile ilgili gizli bilgileri görevlerinden ayrılmış bile olsalar yetkili bakanın yazılı izni olmadıkça açıklamaları yasaktır. Bu yasak, memur görevinden ayrılmış bile olsa süresiz olarak devam eder.
Ayrıldığı Görev Alanıyla İlgili İş Yapma ve Görev Alma Yasağı
Bu yasak, 1981 tarihli ve 2531 sayılı Kamu Görevlerinden Ayrılanların Yapamayacakları İşler Hakkında Kanun ile konulmuştur. Yasa ile kamu idarelerindeki görevlerinden herhangi bir sebeple ayrılan memurlar, ayrıldıkları tarihten önceki iki yıl içinde hizmetinde bulundukları idarelere karşı üç yıl süreyle ilgili idarelerin görev alanlarıyla ilgili görev ya da iş alamaz, taahhüde giremezler, komisyonculuk ve temsilcilik yapamazlar. 2007 yılında kabul edilen istisna ile tıp doktorları, diş hekimleri ve eczacıların kendi nam ve hesabına yaptıkları mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak kurum ve kuruluşlarla tip sözleşmeler yaparak iş alabilmeleri yasak kapsamından çıkarılmıştır. Yasağa uymayanların, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacakları hüküm altına alınmıştır.
Siyasal Partilere Girme Yasağı
Memurları siyasal partilere üye olması, Anayasa ve Devlet Memurları Kanunu tarafından mutlak olarak yasaklanmıştır. Buna göre, Anayasa’nın 68. maddesine göre, “kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri ... siyasi partilere üye olamazlar.”
İkinci Görev Yasağı
Memurlar, Devlet Memurları Kanunu’na tabi kurum ve kuruluşlar ile Kamu İktisadi Teşebbüsleri ile bunların iştiraklerinde ikinci görev alamazlar, bu kurumlardan her ne ad ile olursa olsun para alamazlar, yarar sağlayamazlar. Ancak Devlet Memurları Kanunu’nda ikinci görev yasağının istisnaları sayılmıştır. Buna göre, Devlet Memurları Kanunu’nun 88. maddesinde düzenlenen ikinci görev verilecek memurlar ve görevler; hakemlik; tasfiye memurluğu; bilirkişilik; İl Genel Meclisi ve İl Daimi Encümeni başkanlıkları; özel kanunlarla ve Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle kurulan ve aslî görevlerinin devamı niteliğinde olmayan çeşitli kurul, komisyon, heyet ve jüri çalışmaları; Üniversiteler, Akademiler, Türkiye ve Orta - Doğu Amme İdaresi Enstitüsü ve Özel kanunlarla ve Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle kurulan araştırma kurumları tarafından idareyle ilgili olarak yapılan inceleme ve araştırma çalışmalarına katılanlar için yapılan için özel kanunlarınca gösterilen veya bu kanunlara dayanılarak tespit edilen ücretlerin ödenmesi yasak kapsamı dışındadır. Burada belirtmek gerekir ki, 2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 64/3. maddesi ve 2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 268/2. maddesine göre, kamu görevlilerine, bağlı bulundukları kurumlarla ilgili dava ve işlerde, bilirkişi olarak görev verilemez. Burada ayrıca altını çizmek gerekir ki 2012 tarih ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu çerçevesinde memurlar ve diğer kamu görevlilerinin arabuluculuk yapması ikinci görev yasağının kapsamına girmektedir. Arabuluculuk faaliyeti ikinci görev yasağının istisnaları içerisinde sayılmadığı için, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin arabuluculuk faaliyeti içerisinde bulunması yasaktır.
Memurların Genel Hakları
Memurlar, memurluk statüsünden kaynaklanan bazı haklara sahiptir. Bu haklar, istisnaları olmakla birlikte, memur statüsünü koruduğu sürece devam eden haklardır.
Statü Kurallarının Uygulanmasını İstemek Hakkı
Devlet Memurları Kanunu’nun 17. maddesine göre, memurlar, “bu kanun ve diğer mevzuata göre tayin ve tesbit olunup yürürlükte bulunan hükümlerin kendileri hakkında aynen uygulanmasını istemek hakkına sahiptirler.”
Güvence (Güvenlik) Hakkı
Devlet Memurları Kanunu’nun 18. maddesine göre, “Kanunlarda yazılı hâller dışında Devlet memurunun memurluğuna son verilmez, aylık ve başka hakları elinden alınamaz.” Memurların hizmetle ilişkisinin kesilmesi, maaş ve diğer haklarının elinden alınması ancak Yasa’da belirtilen durum ve koşullarda olabilir. Memurun kadrosunun kaldırılması durumunda, memurun statüsü devam eder.
Emeklilik Hakkı
Devlet Memurları Kanunu’nun 19. maddesi ile özel yasada belirtilen koşullara göre memurların emeklilik hakkı tanınmıştır.
Çekilme (İstifa) Hakkı
Memurlar, memurluktan çekilmekte (istifa etmekte) serbesttirler, ancak çekilme belirli koşul ve usullere tabidir.
Müracaat, Şikâyet ve Dava Açma Hakkı
Memurların, müracaat, şikâyet ve dava açma hakları vardır. Bu haklar, esas itibarıyla bütün vatandaşlara Anayasa tarafından tanınmış haklardandır. Devlet Memurları Kanunu, müracaat ve şikâyet haklarının uygulanmasına ilişkin bürokrasinin doğasından kaynaklanan usul ve esasları saptamıştır. Memurların kurumları tarafından kendilerine uygulanan idari eylem ve işlemlerden dolayı dava açma hakkı vardır. Memurların dava açma hakkı, Anayasa’nın 36. maddesinde düzenlenen hak arama hürriyeti ile de vatandaşlarınki gibi anayasal güvenceye alınmıştır. Usulsüz müracaat ve şikâyette bulunan memurlara uyarma cezası verilir. Diğer yandan, ilgili Yönetmelik’e göre, usul ve esaslara uygun olarak yapılmış bulunan şikâyet ve müracaatlar hakkında Yönetmelik’te öngörülen görevlerini zamanında ve eksiksiz olarak yerine getirmeyen amirlere durumun niteliğine ve ağırlık derecesine göre disiplin cezası verilir.
Kovuşturma ve Yargılama Usulünün Özel Hükümlere Bağlı Olması Hakkı
Devlet Memurları Kanunu’nun 24. maddesine göre, memurların, görevleri ile ilgili veya görevleri sırasında işledikleri suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılması ve haklarında dava açılması özel hükümlere tabidir. Bu çerçevede, kabul edilen 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun ile konu özel olarak düzenlenmiştir.
İsnat ve İftiralara Karşı Korunma Hakkı
Devlet Memurları Kanunu ile memurların isnat ve iftiralara karşı korunma hakkı kabul edilmiştir (madde 25). Memurlar hakkındaki ihbar ve şikâyetler, garaz veya mücerret hakaret için, uydurma bir suç isnadı suretiyle yapıldığı ve soruşturma veya yargılamanın tabi olduğu kanuni işlem sonucunda bu isnat sabit olmadığı takdirde, merkezde bu memurun en büyük amiri, illerde valiler, isnatta bulunanlar hakkında kamu davası açılmasını Cumhuriyet Savcılığından isterler.
Sendika Kurma Hakkı
Memurların sendika kurma hakkı anayasal ve yasal güvence altındadır. Anayasa’nın 51. maddesine göre, sendika kurma hakkının unsurları şunlardır;
- Bütün çalışanlar ve işverenler sendika kurma hakkına sahiptirler.
- İdare makamlarından önceden izin alınmadan sendika kurma, üye olma, çekilme hakkı vardır.
- Sendikalar yanında, sendika üst kuruluşları kurulabilir.
- Hiç kimse sendikaya üye olmaya ya da üyelikten ayrılmaya zorlanamaz.
- Sendika, üyelerinin çalışma ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için kurulan örgüttür.
- Sendika kurma hakkı ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâk ile başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebepleriyle ve kanunla sınırlanabilir.
- Sendika kurma hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir.
- İşçi niteliği taşımayan kamu görevlilerinin bu alandaki haklarının kapsam, istisna ve sınırları gördükleri hizmetin niteliğine uygun olarak kanunla düzenlenir.
- Sendika ve üst kuruluşlarının tüzükleri, yönetim ve işleyişleri, Cumhuriyetin temel niteliklerine ve demokrasi esaslarına aykırı olamaz.
Yasa ile bir bölüm kamu görevlilerinin sendika kurması ve sendika üyesi olması yasaklanmıştır. Sendika kurması ve sendika üyesi olması yasak olan kamu görevlilerinin bir bölümü diğer kamu görevlisi statüsündedir.
Sendika kurması ve sendika üyeliği yasaklananlar şunlardır;
- Cumhurbaşkanlığı merkez teşkilatında, bağlı kurullarında ve Diyanet İşleri Başkanlığı, Savunma Sanayi Başkanlığı ile İletişim Başkanlığı hariç olmak üzere bağlı kuruluşlarında, Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğinde çalışan kamu görevlileri;
- Bakanlar, bakan yardımcıları, 4688 sayılı Kanun kapsamında bulunan kurum ve kuruluşların başkanları, genel müdürleri, daire başkanları ve bunların yardımcıları, yönetim kurulu üyeleri, merkez teşkilâtlarının denetim birimleri yöneticileri ve kurul başkanları, hukuk müşavirleri, bölge, il ve ilçe teşkilâtlarının en üst amirleri ile bunlara eşit veya daha üst düzeyde olan kamu görevlileri, belediye başkanları ve yardımcıları;
- Mülkî idare amirleri;
- Silahlı Kuvvetler mensupları;
- Millî İstihbarat Teşkilâtı mensupları;
- 4699 sayılı Kanun kapsamında bulunan kurum ve kuruluşların merkezi denetim elemanları;
- Emniyet hizmetleri sınıfı;
- Ceza infaz kurumlarında çalışan kamu görevlileri;
- Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığında görevli subay, sözleşmeli subay, astsubay, sözleşmeli astsubay, uzman jandarma, uzman erbaş, sözleşmeli erbaş ve sözleşmeli erler
Toplu Sözleşme Hakkı
Memurların toplu sözleşme hakkı, 2010 yılında yapılan Anayasa değişikliği ile anayasal güvence altına alınmıştır. 2001 yılından bu tarihe kadar memurların toplu görüşme hakkı anayasa tarafından tanınmıştır. Buna göre, 2001 yılında kabul edilen 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu, aynı zamanda memur sendikaları ile idare arasında yapılacak toplu görüşme sürecini düzenlemiştir.
Dernek-Vakıf Kurma ve Üye Olma Hakkı
Anayasa’nın 33. maddesine göre, vatandaşlar dernek kurmak, üye olmak ve üyelikten çıkmak özgürlüğüne sahiptirler. Ancak bu özgürlük, memurlar için görevin gerektirdiği ölçüde, yasa ile sınırlandırılabilir. 2908 sayılı Eski Dernekler Kanunu ile memurların derneklere üye olması kısıtlamalara tabi iken 2004 yılında kabul edilen Yeni Dernekler Kanunu ile genel kısıtlamalar kaldırılmıştır. Buna göre, memurların genel olarak dernek kurma ve derneklere üye olma hakkı vardır.
Seçme ve Seçilme Hakkı
Memurların siyasal partilere üye olması, siyasal partilerle organik ilişki kurması, yukarıda açıkladığımız gibi yasaklanmıştır. Ancak memurların, birer vatandaş olarak, vatandaşlıktan kaynaklanan siyasal hakları bulunmaktadır. İlgili Yasalar, memurların organik siyasal etkinliklerini yasaklamakla birlikte, vatandaşlıktan kaynaklanan ve başta seçme ve seçilme hakkı gibi siyasal etkinliklerini yasaklamamış, ancak seçilme hakkının kullanımında bazı usulleri kabul etmiştir. Anayasa’nın 67. maddesine göre, “vatandaşlar, kanunda gösterilen şartlara uygun olarak seçme, seçilme .. ve halkoylamasına katılma hakkına sahiptir... onsekiz yaşını dolduran her Türk vatandaşı seçme ve halkoylamasına katılma haklarına sahiptir.” Bu çerçevede, memurların seçme hakkı konusunda herhangi bir kayıtlama ya da kısıtlama bulunmamaktadır.
İzin Hakkı
Dinlenmek, bütün çalışanlar gibi, memurun anayasal hakkıdır (madde 50). Devlet Memurları Kanunu, memurun yasada yazılı nedenlerle ve sürelerde görevi dışında zamanını geçirmesine cevaz vermektedir. Devlet Memurları Kanunu’nda memurun izin hakkı ve süreleri düzenlenmiştir. Memurun izin hakkı dört türe ayrılmaktadır. Bunlar; yıllık izin, mazeret izni, hastalık ve refakat izni, aylıksız izin.
Öğrenim ve Burslardan Yararlanma Hakkı
Devlet Memurları Kanunu, memurlara, mesleklerine ait hizmetlerde yetiştirilmek, eğitilmek, bilgilerini artırmak ya da staj yapmak üzere dış ülkelere gönderilme ve burslardan yararlanma hakkını tanımıştır. Aslî memur olarak atandıktan sonra memur, kurumları tarafından ya da kendilerinin kazandığı dış burslar yoluyla yabancı ülkelere gönderilebilir. Konuya ilişkin usul ve esaslar, Devlet Memurları Kanunu’nun 78-80. maddeleri ve buna bağlı olarak 1974 yılında kabul edilen Yetiştirilmek Amacıyla Yurt Dışına Gönderilecek Devlet Memurları Hakkında Yönetmelik ile düzenlenmiştir. Yasa ile memurlara, kurumları tarafından ya da kendi kazandığı burs aracılığıyla yurtdışında yetişme hakkı tanınmıştır. Bu durumda memurun, aslî memur olması şarttır. Diğer yandan, her iki durumda memura iki yıla kadar izin verilir ve bu süre gerekirse en çok bir kat arttırılır. İzin verilen sürelerinin bitiminde görevlerine başlamayanlar çekilmiş sayılırlar. Bu suretle çekilmiş sayılanlar aylık ve yol giderleri de dâhil olmak üzere kendilerine kurumlarca yapılmış bulunan bütün masrafları iki kat olarak ödemeye mecburdurlar. Görevlerine başlayıp da yükümlü bulundukları mecburi hizmetini bitirmeden ayrılanlar veya bir ceza sebebi ile memurluktan çıkarılmış olanlar mecburi hizmetlerinin eksik kalan kısmı ile orantılı miktarı iki kat olarak ödemek zorundadırlar. Bu memurların kadroları ile ilişkisi devam eder. Aynı hak memur dışında kalan kadro karşılığı sözleşmeli personele tanınmıştır. Bunların sözleşmeleri devam eder.