KENTLEŞME VE KONUT POLİTİKALARI - Ünite 3: Büyükşehir ve Büyükşehir Alan Planlaması Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 3: Büyükşehir ve Büyükşehir Alan Planlaması
Ünite 3: Büyükşehir ve Büyükşehir Alan Planlaması
Büyükşehir Alanının Tanımı
“Metropolitan alan (büyükşehir alanı)” en genel anlamıyla nüfusun yoğun olduğu ve ekonomik, sosyal ve yönetim açısından o bölgenin merkezi durumunda bulunan “merkezi kent veya kentlerin” çevre kentleriyle oluşturdukları birimdir. Megalopolis ise metropolis şeklinde gelişen büyük kentin fiziki sınırlar açısından genişleyerek sosyo-ekonomik ve kültürel etkilerini ülke sınırları dışına kadar götürebilen kentlerdir. Bir megapolis içinde yer alan büyükşehir alanları (metropolitan alanları) farklı şekillerde tarif edilmektedir.
Amerika Birleşik Devletleri Sayım Bürosu’nun tarifine göre, Standart Büyükşehir Alanının ellibin kişilik nüfusa sahip olan en az bir “merkezi kent”i kapsaması gerekmektedir. Standart büyükşehir alanı idari birimi, merkezi bir kent veya kentlerden oluşan “County” veya “Counties”dir.
“County’nin metropolitan olma (büyükşehir)” özelliği, buranın iş ve çalışma yeri veya tarım dışı alanlarda çalışan işçilerin ve ailelerinin yoğun bir şekilde yaşadıkları yerleşme alanları olması sonucudur.
Merkezi “County” ile bitişik “County”lerin sosyal ve ekonomik yönden bütünlük teşkil etmelerinin derecesi; işçilerin yaşadıkları yer, çalıştıkları yer ve aylık telefon görüşmelerini yaptıkları yer yüzdeliklerine göre belirlenmektedir.
İngiltere’de Amerika Birleşik Devletlerindeki büyükşehir alan tarifinden daha farklı olarak iki kavram altında tanımlanmaktadır:
Standart Metropolitan Çalışma Alanı (Standart Metropolitan Labour Area-SMLA)
Metropolitan Ekonomik Çalışma Alanı (Metropolitan Economic Area-MELA).
Bu kavramlar belirli bölgelerde yaşayan işçi sayısına göre gruplandırılmış bir merkezden ve bölgelerden oluşur. İngiltere’de tanımlanan ve uygulanan metropolitan kavramı ABD’de kabul edilenden farklı olarak belirli bir zaman -1961 yılı- esas alınarak kabul edilmiştir.
Dünya üzerinde büyükşehir alanlarının giderek artması üzerine bazı istatistiksel esaslara göre tanımlamalar yapılmıştır. Burada çalışmada “county”, birleştiği kenti çevreleyen ve ondan biraz büyük idari bir bölge olarak tanımlanır. Kentleşmiş alan, birbirini tamamlayan fiziki yerleşimlerden meydana gelirken, büyükşehir alanı ise sadece fiziki sınır ve nüfus yoğunluğu ile tanımlanamamaktadır.
Büyükşehir Alanının Gelişmesini Etkileyen Önemli Faktörler
Kentleşme büyükşehir alanlarının doğuşuna ve gelişmesine büyük etki etmiştir. Günümüz büyükşehir alanları, geçmişteki yerleşme alanlarından, hem barındırdıkları nüfus ve hem de nüfus yoğunluğu bakımından farklıdır. Bu farklılıklara rağmen, kentleşme sonucu ortaya çıkan büyükşehir alanlarının doğuşunu ve gelişmesini etkileyen faktörler benzerlik gösterirler. Bu faktörler:
Coğrafi konumun ulaşılabilir, doğa şartları bakımından olumlu ve çekici olması büyükşehir alanlarının planlanmaların da etkilidir.
Gelişmiş ülkelerde büyükşehir alanlarının oluşmasında, hem aynı ülkeden hem de çevre ülkelerden gelen nüfus göçleri önemli rol oynamaktadır. Ulaşım imkanlarının artması nüfusun hareket olanaklarını arttırdığı için bu bölgelerdeki göçleri de kolaylaştırmıştır.
Kent merkezindeki nüfus, çevre kentlere yerleşme eğilimi gösterirken, kent merkezinde yaşayan nüfus sayısı ya sabit kalmış veya azalma göstermiştir. İş için gelip gidenlerin bir kısmının bunu zor bulmalarının da etkisiyle, kent merkezlerinde çok kişiyi barındıracak çok katlı dev apartmanların yapılması zorunlu hale gelmiştir.
Büyükşehir alanlarının birleşmesiyle ortaya çıkan megalopolisler içerisinde yer alan büyük yerleşme alanlarının, genişleyen idari sınırları dolayısıyla yürütecekleri hizmetlerin yeniden düzenlenmesi de bir zorunluluk olarak ortaya çıkmıştır.
Kentleşme ile başlayan ve giderek artan bir oranda devam eden belirli yerleşme alanlarındaki nüfus artışı, bir yandan megalopolislerin ve büyükşehirlerin ortaya çıkışına sebep olurken, diğer taraftan da buralardaki kamu kurumları tarafından sağlanan hizmetleri de bir ölçüde etkilemiştir. Örneğin konut, ulaşım, sağlığı koruma ve diğer sosyal hizmetler kişileri büyükşehirlere yönlendirmiştir. Her ne kadar aynı türdeki hizmetler daha küçük yerleşme alanlarına da sağlanıyor ise de, nitelik ve nicelikleriyle uygulama politikaları değişiklik gösterebilir.
Kentleşmenin sonucu olarak, buralarda yaşayan nüfusun artması idari birimlerin halkın konut ihtiyacını karşılamasını ve konut ile ilgili uygulamaları denetim altında tutmasını gerektirmiştir. Kentlerin artan konut ihtiyacını gidermek ve ölçülü şekilde genişlemelerini sağlamak için çeşitli planlar yapılır. Bugün bu tür planların hazırlanıp uygulandığı yerlerin başında, büyük bir nüfus yoğunluğuna sahip olan megalopolisler gelir.
Konut politikasının çeşitli düzeydeki otoritelerin denetimi altında ve kent merkezinden dışa doğru genişleyen bir biçimde uygulanması, büyükşehir alanı olarak isimlendirilen yerleşim alanlarının ortaya çıkmasının başlıca sebebidir.
Ulaşım araçlarının nitelik ve niceliğinde kaydedilen ilerlemeler, kişisel ve toplu şekilde hareketliliği arttırmak suretiyle kentleşmeyi hızlandırmıştır. Aynı zamanda kentleşmeye paralel olarak, giderek artan bir oranda duyulan toplu taşıma ihtiyacının kamu hizmeti olarak mahalli ve merkezi otoriteler tarafından yürütülmesi zorunlu olmuştur. Özellikle büyük yerleşme alanlarında önemli bir mali yük olarak kendisini hissettiren toplu taşımacılıkla ilgili harcamalar, bu bölgelerin mahalli otoritelerinin bütçelerinde önemli miktarlara ulaşmıştır.
Gelişmekte olan ülkelerde, bireysel taşıtlarla ulaşım yerine, toplu taşıma araçlarıyla ulaşım daha fazla önem taşır.
Kentlerde yürütülen sağlıkla ilgili hizmetlerin kapsamına içecek suyun temini, kanalizasyon şebekesinin yapımı, çöplerin toplanıp yok edilmesi, caddelerin temizliği ve gıda maddesi üretim ve satış yerlerinin denetimi girer. Özellikle sanayileşme ve kentleşme dolayısıyla kentlerin içme suyu sorunu bunlar arasında önemli bir yer tutmaktadır. İçme suyu sorununa gerekli çözüm bulunamadığı takdirde, bu sorun ileride kentlerdeki gelişmeyi önleyici bir faktör olarak karşımıza çıkacaktır.
Özellikle su temini ve pis suların akıtılması için zorunlu şebeke büyüklüğü, büyükşehir alanının genişlemesiyle doğru orantılı olarak büyümüştür. Bu büyüme, hem içme suyunun getirileceği ve hem de pis suların akıtılacağı mesafelerinde büyümesine sebep olmuştur.
Kentlerde yürütülen diğer hizmet çeşitlerinden, iş hayatıyla, eğitimle, kültür ve eğlenceyle ilgili gündelik ihtiyaçların giderilmesini amaçlayan hizmetler anlaşılır. Çeşitli düzeydeki eğitim kurumlarının eğitimlerini sürdürmesi, hastanelerin sağlıkla ilgili çabaları, toptan ve perakende satışlar, eğlence yerlerinin açılması, parklar ve spor tesisleri bu hizmetlere örnek teşkil ederler. Bu hizmetlerin yürütülüş şekli, daha büyük yerleşme alanları olan büyükşehir alanlarını çekici hale getirerek, daha küçük yerleşme alanlarından buralara “göç etmeyi” özendirir.
Yerleşim alanlarının büyükşehir alanları haline gelmelerinde, ekonomik yapılarının büyük rolü vardır. Şöyle ki, kentlerin ekonomik yapılarını incelerken “iç ve dış ekonomik görevler” ayırımını yapmak gerekir. Kentlerin iç ekonomik görevleri, idari sınırları içerisinde yaşayanlara mahalli açıdan, ekonomik hizmet ve faaliyetlerde bulunmalarıdır. Kentlerin dış ekonomik görevleri ise, bitişik kent veya yerleşme alanlarıyla, ülkemizin diğer bölgeleri hatta yabancı ülkelerle hizmet ve mal alışverişinde bulunmalarıdır. Bu durum sanayi kuruluşlarının artmasına sebep olur. Giderek artan sanayi kuruluşlarının sayısı, bölgenin yaşama şartlarını, sosyal, kültürel ve ekonomik yapısını etkiler. Bu sebeple böyle bölgelerin gelişmelerinin uzun süreli planlara göre sağlanması gerekir.
Hükümetler belirli bir bölgeyi, gelişeceği göz önüne alınarak büyükşehir alanı kabul ederek, kanuni ve idari işlemlerle gerekli düzenlemelerde bulunması ve bu bölgedeki ilerlemeyi özendirmesiyle de sözü geçen alanlar kurulurlar.
Büyükşehir Alanı Planlamasının Tanımı, Yararları ve Araçları
Geniş anlamıyla plan, kaynakların en rasyonel şekilde kullanılması için sistemli bir program yapmaktır. Planlama, genellikle belirli bir faaliyeti, yürütme sırasında değil de, daha önceden kararlaştırmaktır. Bir tür gelecekte yapılması düşünülen bir tasarının, önceden belirtilen analizidir. Planlama, teknik gereklerin ve bu yoldaki gelişmelerin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır.
Kent planlaması, büyükşehir alan planlamasının başlamasıyla birlikte, fiziki anlamdaki dar çevreden kurtulmuş ve sosyal nitelikleri de bünyesinde toplar hale gelmiştir. Büyükşehir alan planları fiziki ve sosyal plancıların ortak planlamasıyla çalışılır. Fiziki plancılar nazım plan, bölgeleme (zoning) ve çeşitli konut sorunlarıyla ilgili çalışmalar yaparlarken; sosyal plancılar, sağlık ve sosyal yardım hizmetleri, eğitim hizmetleri ve toplumu ilgilendiren diğer hizmetlerle ilgili konuların planlamasıyla uğraşırlar. Kısaca belirtmek gerekirse, büyükşehir alan planlaması belirli bir bölgenin fiziki, iktisadi ve sosyal açılardan uzun süreli, esnek, geniş kapsamlı ve gelişmelere uyabilen nazım planlarla planlanmasıdır.
Büyükşehir alan planlamasıyla,
Megalopolis içerisinde yürütülen farklı kamu hizmetlerinin ve coğrafi bölgenin geniş ölçüde koordinasyonu sağlanır.
İzlenecek politikadaki zaman ölçüsü, bu politikanın ilgili olduğu olaydaki zaman ölçüsüne uygun duruma getirilir.
Çeşitli olayların değişik etkilerini ayırmak suretiyle, karar verilirken kullanılan bilgilerle ilgili alanı genişletir.
Planlama, genellikle dört evrede gerçekleşen bir yapıya sahiptir. Bunlar:
Araştırma: Planlanacak konunun mevcut durumu nedir?
Amaç belirlenmesi: Planlama ile ulaşmak istenen noktalar nelerdir?
Planın hazırlanması: Planlanan amaçlara nasıl ulaşabiliriz?
Uygulama: planı gerçekleştirmek için ne gibi araç ve kaynaklar kullanılmalıdır?
Belirli bir bölgedeki binaların yapılış ve kullanılış amaçlarının, boş arazilerin değerlendirilmesi gibi konuların denetlenmesi yollarının başında bölgeleme gelir.
Günümüzde bölgeleme, arazinin en elverişli şekilde kullanılmasını ve nazım planda öngörülen önlemlerin yerine getirilmesini sağlamak ödevini yüklemiştir.
Bölgeleme yapılacak alan, genellikle konut bölgesi, ticari bölge ve sanayi bölgesi olmak üzere kısımlara ayrılır. “Bölgeleme sınırlandırmaları” denilen bu kısıtlamalar, bina, arsa, çevre gibi verilere bakılarak değerlendirilir.
Parselleme düzenlemeleri, bölgelemenin daha ayrıntılı şekilde belirtilmesidir. Parselleme düzenlemesi, arazi parçasının muhtemel gelişmeler gözönüne alınarak çeşitli büyüklüklere bölünmesi ve denetlemenin bu yoldan sağlanması yönünde önem kazanır.
Bölgeleme ve parselleme düzenlemeleri, genellikle önleyici olma özelliğine sahiptir. Bölgeleme ve parselleme düzenlemelerinin yapıldığı yerlerde toplumun, getirilen bu kurallara uyması istenir. Ana Gelişme Programları, öngörülen amaçlar doğrultusunda bölge gelişimini sağlamak için, mevcut ve gelecekteki kamu ihtiyaçlarının ilgili bölgelerdeki kamu yatırımları arasındaki sırasını gösteren belgelerdir.
Büyükşehir Alan Planlamasının Türleri
Büyükşehir alanlarıyla ilgili olarak hazırlanan planlar fiziki ve ekonomik yönden yapılan coğrafi planlar başlıkları altında toplanırlar.
Fiziki planlar; genellikle kentleşme şartlarının iyileşmesi, yeni yerleşim alanlarının oluşturulması ve kent dışı yerleşimlerdeki arazi kullanım şeklinin belirlenmesi amacıyla yapılan gelişme planlarıdır.
Ekonomik planlar; bölgenin kaynakları gözönünde bulundurularak yapılan planlardır.
Bu planlara ek olarak bölgede yaşayanların eğitim, sağlık ve sosyal yönlerden ortaya çıkan sorunlarına yanıt bulmak için de sosyal planlama yapılır.
Büyükşehir Alan Planlaması İçin Örgütlenme
Genel olarak üç şekilde olmaktadır:
Bağımsız bir büyükşehir alan planlama ve bölgeleme komisyonunun bu görevi yürütmesi,
Büyükşehir alan planlaması ve bölgelemesinin, mahalli otoritenin belediye başkanı veya kent yöneticisi gibi üst kademe yöneticisine karşı sorumlu olan bir kimsenin yürüteceği danışma hizmeti şeklinde örgütlenmesi,
Büyükşehir alan planlamasının kent meclisinin bir görev gibi kabul edildiği örgütlenme.
Büyükşehir Alanı Planlaması İşlemleri
Büyükşehir alanı planlaması diğer planlama işlemleri gibi, çeşitli evrelere bölünebilir. Bu evreler sırasıyla: Bilgi toplama evresi, amaç belirlenmesi evresi, planın formüle edilmesi evresi, planın uygulanması evresi ve planın değerlendirilmesi evresi olmak üzere beş ayrı evredir. Bu evreleri kısaca belirtmekte yarar vardır.
Bilgi Toplama Evresi; çeşitli meslek dallarından ve uzmanlardan edinilen bilgiler sorunlar hakkında karar vermeye ve belirli görüşlerin oluşmasında esas olacağından önemli bir evredir.
Amaç Belirleme Evresi; ülke bütününe ters düşmeyecek şekilde mahalli amaçların belirlenmesi evresidir. Büyükşehir alan planlarının amacı, büyük ölçüde ülke çapında hazırlanan planların bir parçası olmaları nedeniyle mahalli düzeyle toplum kalkınmasını gerçekleştirmektir.
Planın Formüle Edilmesi Evresi; bölge ile ilgili ihtiyaçların öncelik olarak ele alındığı, bölge ve sınırların belirlendiği, yapılacak hizmetlerin belirlendiği, altyapı hizmetlerinin ele alındığı evredir. Bu evrede planın kapsayacağı fiziki, insani ve mali kaynaklar değerlendirilmektedir.
Planın Uygulanması ve Değerlendirilmesi Evresi; planın öngördüğü hedefler doğrultusunda arazi kullanımının düzenlenmesi ve planlanan projelerin yerine getirilmesi evresidir.