KONUT YAPI KOOPERATİFÇİLİĞİ - Ünite 5: Konut Yapı Kooperatiflerinde Ortaklık Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 5: Konut Yapı Kooperatiflerinde Ortaklık
Giriş
Bir kooperatife; kuruluş aşamasında kurucu ortak olarak, kuruluştan sonra pay alınması yolu ile aslen, bir başkasının payı devralınmak suretiyle devren ve ana sözleşmede mirasçıların ortaklığa devam edebilmelerini düzenleyen bir hüküm bulunması halinde, miras yoluyla ortak olmak mümkündür. Ortaklık sıfatını sona erdiren durumlar ise; ortağın kendi iradesiyle kooperatiften çıkması, payını bir başkasına devretmesi, ortağın ölümü ve ortağın kooperatifin yetkili organı tarafından ortaklıktan çıkarılmasıdır.
Konut yapı kooperatiflerinde ortaklık sıfatı, ortaklara çeşitli haklar sağlamakta ve bir takım yükümlülükler getirmektedir. Ortakların hakları; konu açısından, katılma hakları, koruyucu haklar ve malvarlığı hakları olmak üzere üç kategoride incelenebilir. Ortakların yükümlülükleri ise, yasal miktarda pay taahhüdü, sır saklama ve kooperatife zarar vermeme ile ana sözleşmede öngörülmüş olan diğer ödev ve yükümlülüklerdir.
Ortaklık Sıfatının Kazanılması
Kooperatife tüm gerçek ve tüzel kişiler ortak olabilir. Öncelikle kooperatif ortaklığına girmek için, gerçek kişilerin medeni hakları kullanma yeterliliğine sahip olmaları gerekir. Yani 18 yaşını tamamlamış, akli yeterliliğe sahip ve kısıtlı olmayan kişiler medeni hakları kullanma ehliyetine diğer adıyla fiil ehliyetine sahip olup, diğer şartları da yerine getirirlerse ortak olabilirler. Sonrasında ise, ortak olmak isteyen gerek gerçek ve gerekse tüzel kişiler, kooperatif ana sözleşmesi hükümlerini bütün hak ve ödevleriyle birlikte kabul ettiklerini belirten bir yazı ile kooperatif yönetim kuruluna başvurmalıdırlar. Kooperatifler Kanunu, ortaklığa kabul yetkisini ve bu konudaki araştırma yükümlülüğünü yönetim kuruluna bırakmıştır. Ortaklık için başvuranların, ana sözleşmede öngörülen şartlara uymadıkları halde ortaklığa kabulü, yönetim kurulunun hukuki ve cezai sorumluluğuna neden olur.
Bir gerçek veya tüzel kişinin, bir kooperatifte ortak sıfatını kazanabilmesinin başlıca dört yolu vardır. Bunlar; kuruluş aşamasında kurucu ortak olarak, kuruluştan sonra pay alınması yolu ile aslen, bir başkasının payı devralınmak suretiyle devren ve ana sözleşmede hüküm bulunması halinde miras yoluyla ortak olmak şeklinde sıralanabilir. Konut yapı kooperatiflerinin kurulabilmesi için en az yedi ortağın kooperatif ana sözleşmesini imzalaması gerekir. Belirtilen yedi kurucu ortağın tüzel kişi veya ergin, ayırtım gücüne sahip ve kısıtlı olmayan gerçek kişilerden oluşması mümkündür. Buna kurucu olarak ortaklık denir. Kooperatif tüzel kişilik kazandıktan sonra, kooperatiften pay alınması suretiyle ortaklık sıfatının kazanılması durumunda, kurucu ortaklıkta olduğu gibi ortaklık sıfatının aslen kazanılması söz konusudur. Buna kuruluştan sonra pay alınması yoluyla ortaklık denir. Kurulmuş ve faaliyette olan bir kooperatifte, bir ortağın payının devralınması suretiyle ortaklık sıfatının kazanılması mümkündür. Kooperatifler Kanunu’nun 14.maddesinin son fıkrasına göre, ortaklık devredilebilir. Ancak, payı devralan kişinin ortaklık sıfatını kazanabilmesi için, kooperatif ana sözleşmesinde belirtilen nitelikleri taşıması ve yönetim kurulu tarafından ortaklığa kabul edilmesi zorunludur. Kooperatiflerde, miras yoluyla ortaklık sıfatının kazanılması mümkündür. Ancak kural olarak, ortaklardan birinin ölümü ile onun kooperatif payı, doğrudan mirasçılarına geçmez. Bu konunun kooperatif ana sözleşmesinde düzenlenmiş bulunması gerekmektedir. Kooperatifler Kanunu’nun 14. maddesine göre, ortağın ölümü ile ortaklık sıfatı sona erer. Ancak, ana sözleşmede gösterilecek şartlarla, ölen ortağın mirasçılarının kooperatifte ortak olarak kalmaları sağlanabilir.
Ortaklık Sıfatının Kaybedilmesi
Kooperatif ortaklığı, ortağın kendi iradesiyle kooperatiften çıkması, ortağın payını bir başkasına devretmesi, ortağın ölümü ve ortağın kooperatifin yetkili organı tarafından ortaklıktan çıkarılması hallerinde sona erer.
Kooperatiflerde ortaklığa giriş ve çıkış sisteminde “açık kapı ilkesi” geçerlidir. Bu ilke, kooperatifteki değişir ortaklılık ve değişir sermaye unsurlarının doğal bir sonucu olup, ortaklığa giriş ve çıkışın yöneticilerin veya diğer etkili kişilerin isteklerine göre değil, objektif şartlara bağlanması anlamını taşır. Söz konusu açık kapı ilkesinin bir gereği olarak, her ortak kendi isteğiyle ortaklıktan çıkabilir.
Kooperatif ortaklığı, kural olarak devredilebilir. Ortaklık payının devri, ortağın vazgeçilmez haklarından biridir. Ancak belirtilmelidir ki, payın bir bölümünün devri mümkün değildir. Kooperatifler Kanunu’nun 14/3 maddesinde bu konu düzenlenmiştir.
Kooperatifler Kanunu’nun 14. maddesine göre, ortağın ölümü ile ortaklık sıfatı sona erer. Ölüm ile ortaklık sıfatının sona ermesi, ortağın kişisel niteliğinin ağırlık kazandığı kooperatifler bakımından özel bir önem taşımaktadır. Ancak ana sözleşmede öngörülecek bazı şartlarla, ölen gerçek kişi ortağın mirasçılarının kooperatifte ortak olarak kalmaları sağlanabilir. Nitekim, yapı kooperatifleri bakımından, Örnek Ana Sözleşme’nin 16. maddesi buna olanak tanımaktadır.
Kooperatif ortaklığından çıkarılmaya ilişkin esaslar Kooperatifler Kanunu’nda iki ayrı madde halinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerin ilki olan 16. madde hükmüne göre, “Kooperatif ortaklığından çıkarılmayı gerektiren sebepler, ana sözleşmede açıkça gösterilir. Ortaklar ana sözleşmede açıkça gösterilmeyen sebeplerle ortaklıktan çıkarılamazlar.” Ayrıca hükmün devamında, ortaklıktan çıkarılmaya genel kurul tarafından karar verileceği hususu ve karara karşı itiraz usulü düzenlenmiştir. Diğer yandan, Kooperatifler Kanunu’nun 27. maddesi de, ortaklıktan çıkarılmanın koşullarına yer veren ayrı bir hükümdür. Bu hükümde de, parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen ortakların yapılacak ihtarlara rağmen borçlarını ödememeleri üzerine, ortaklık sıfatının kendiliğinden kaybedileceği ifade edilmektedir. Aynı Kanun içerisinde iki ayrı düzenleme bulunmasına rağmen, belirtilmelidir ki her iki düzenleme de, ortağın kooperatiften çıkarılması sonucunu doğurmaktadır.
Kooperatifler Kanunu’nun 16. maddesi gereğince, bir ortak ancak ana sözleşmede öngörülen sebeplerle ortaklıktan çıkarılabilir. Buna göre, ana sözleşmenin çıkarılmayı gerektiren sebeplerinin açıkça belirtmesi gerekmektedir; genel ifadeler kullanılmak suretiyle, sebeplerde sınırsızlık ve belirsizlik yaratılamaz. Örnek ana sözleşmenin “ortaklıktan çıkarma” başlıklı hükmüne göre çıkarma sebepleri şunlardır:
- 10. maddede yazılı ortaklık şartlarını kaybedenler
- Parasal yükümlülüklerini zamanında yerine getirmeyenler
- Kur’a çekimi sonunda kendilerine düşen konutları kabul etmeyenler
- Tapuda kendi adlarına tescilden önce, konutlarında yaptıkları tahribat ve tadilatı yazılı ihtara rağmen düzeltmeyenler
- Kooperatifin para, mal ve belgeleri üzerinde işledikleri suçlardan mahkûm olanlar
Ortaklıktan çıkarılmaya, yönetim kurulunun teklifi ile genel kurul tarafından karar verilir (Koop. K. md.16/2). Ancak, çıkarılanın genel kurula başvuru hakkı saklı kalmak üzere, ana sözleşme ile bu hususta yönetim kurulu da yetkili kılınabilir. Dolayısıyla, kooperatif ortağını ortaklıktan çıkarma kararını verecek olan yetkili organ, kooperatif genel kuruludur. Ancak ana sözleşmede bu konuda bir düzenleme bulunmak kaydıyla, ortaklıktan çıkarma yetkisi yönetim kuruluna da bırakılabilecektir. Nitekim yapı kooperatifleri bakımından, örnek ana sözleşmenin 14/1 maddesi bu hususta yönetim kurulunu yetkili kılmaktadır. Belirtilen iki organ dışında, Denetçiler, Yönetim Kurulu Başkanı vb. gibi bir organ ya da kişi ortak hakkında çıkarma kararı veremez. Eğer bu şekilde yetkisiz bir organ veya kişi çıkarma kararı vermişse, bu karar yok hükmündedir.
Ortaklıktan çıkarılma kararına itiraz için kooperatif ortaklığından çıkarılan kişinin iki farklı itiraz hakkı vardır. Ortak, doğrudan mahkemeye başvurup itiraz davası açabileceği gibi, toplanacak ilk genel kurula da itirazını yöneltebilir. Her iki durumda da itirazın süresi, kararın kendisine tebliğinden itibaren üç aydır. Bu süre hak düşürücü niteliktedir. Bu nedenle, açılan davada sürenin geçip geçmediği hakim tarafından re’sen dikkate alınır. Ortaklıktan çıkarılmaya itiraz davasında yetkili mahkeme, ticaret sicil kaydında kooperatif merkezi olarak yazılı yer mahkemesidir. Görevli mahkeme ise, davanın ticari bir niteliğinin olması ve dava değeri olarak belli bir değeri içermemesi nedeniyle asliye ticaret mahkemesidir. Kooperatif merkezinin bulunduğu yerde ayrı bir asliye ticaret mahkemesi yoksa, görevli mahkeme, ticari davalara bakmakla yetkili asliye hukuk mahkemesi olacaktır.
Çıkarma kararına itiraz edilmez veya dava açılmaz ve bu şekilde üç aylık süre sona ererse, çıkarma kararı kesinleşir. Kooperatiften çıkarılan ortağın, çıkarma kararı kesinleşinceye kadar hak ve borçları devam eder.
Ortakların Hakları
1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun “Ortakların Hak ve Ödevleri” başlığını taşıyan üçüncü bölümü ve ortakların hakları ve ödevlerine yer veren diğer hükümleri incelendiğinde, “eşitlik ilkesi”nin temel bir ilke olarak, ortakların tüm hak ve yükümlülükleri bakımından belirleyici olduğu görülmektedir. Bu ilke, Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesi ile de açıkça ifade edilmiştir: “Ortaklar bu kanunun kabul ettiği esaslar dahilinde hak ve vecibelerde eşittirler.” Belirtmek gerekir ki, bu hüküm emredici bir nitelik taşır ve ana sözleşme ile aksine düzenleme yapılması mümkün değildir.
Kanunda eşitlik kelimesi genel olarak kullanılmış olmakla beraber, öğretide bu kavram iki grupta toplanarak yorumlanabilir. Bunlar Mutlak eşitlik ve Nispi eşitliktir. Mutlak eşitlik, şartlar veya katkı ve özveriler eşit olmadığı halde herkese aynı hakkın tanınması veya borç yükletilmesidir. Dolayısıyla mutlak eşitlik halinde, ayrım yapılmaksızın herkes aynı hak ve borçlara sahip olmaktadır. Nispi eşitlik ise, şartları ve katkıları eşit olmayan ortaklara farklı ancak aynı ölçünün kullanılması suretiyle sonucun eşit olarak elde edildiği durumları ifade etmektedir.
Kooperatifler Kanunu’nda, hangi durumlarda mutlak eşitlik, hangi durumlarda nispi eşitliğin uygulanacağı belirtilmemiştir. Bu konuda öğretide, ortağa tanınan hak bir yararlanma, elde etme, menfaat sağlama hakkı değil de koruyucu bir hak ise eşitliğin mutlak olması gerektiği ifade edilmektedir.
Kooperatiflerde ortakların hakları, konu açısından; katılma hakları, koruyucu haklar ve malvarlığı hakları olmak üzere üç grupta ele alınabilir. Bu hakların bir kısmı genel kurul halinde toplu iken, bir kısmı ortak sayısının belli bir oranda temsili halinde, diğer bir kısmı da münferit olarak kullanılabilir.
Kooperatiflerde ortakların katılma hakları şunlardır:
- Genel kurula katılma hakkı ve buna bağlı haklar
- Oy Hakkı
Kooperatif ortaklarının sahip olduğu koruyucu haklar şunlardır:
- Bilgi Alma Hakkı
- Denetleme Hakkı
- Dava Açma Hakkı
- Ortaklıktan Çıkma Hakkı
Kooperatif ortaklarının sahip olduğu malvarlığı hakları şunlardır:
- Tasfiye Artığı Üzerindeki Hak
- Gelir – Gider Farkı Üzerindeki Pay Hakkı
- Kooperatif Ortağının Mirasçısının, Ortağın Yaptığı Ödemelerin İadesini Talep Hakkı
Kooperatiflerde, belli sayıdaki ortakların bir araya gelmesi veya aynı yönde oy kullanması suretiyle gerçekleşmesi mümkün olan bazı haklar bulunmaktadır. Bunları azınlık hakları ve çoğunluk hakları şeklinde incelemek mümkündür.
Yapı kooperatifi ortaklarının ana sözleşmeden doğan hakları şunlardır:
- Konut veya iş yeri tahsis edilmesini isteme hakkı
- Tahsis için kur’a çekilmesini talep hakkı
- Ferdileşmeye geçilmesini talep hakkı
Ortakların Yükümlülükleri
Kooperatiflerde ortakların yükümlülüklerinin bir kısmı kanundan, bir kısmı da kooperatif ana sözleşmesinden doğmaktadır. Bunlar temel olarak, ortağın parasal yükümlülükleri ile sır saklama yükümlüğüdür.
Parasal yükümlülükler şunlardır:
- Ortaklık Paylarının Ödenmesi
- Ek Ödeme Yükümlülüğü
- Sair Ödemeler Yükümlülüğü
Sır saklama yükümlülüğü, Kooperatifler Kanunu m.25’te , “Kooperatifin ticari defterleri ve haberleşme ile ilgili hususların tetkiki, genel kurulun açık bir müsaadesi veya yönetim kurulunun kararı ile mümkündür. İncelenmesine müsaade edilen defter ve vesikalardan öğrenilecek sırlar hariç olmak üzere, hiçbir ortak kooperatifin iş sırlarını öğrenmeye yetkili değildir. Her ortak ne suretle olursa olsun öğrenmiş olduğu kooperatife ait iş sırlarını, sonradan ortaklık hakkını kaybetmiş olsa bile daima gizli tutmak zorundadır…” şeklinde açıklanmaktadır.