KÜLTÜREL MİRAS YÖNETİMİ - Ünite 2: Kültür ve Turizm İlişkisi Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 2: Kültür ve Turizm İlişkisi

Giriş

Günümüzde ortaya çıkan kültürel tüketim çeşitliliği, kültürün turizmdeki rolünü de genişletmiştir. Kültür, hem talep hem de arz açısından uluslararası turizm pazarında anahtar bir ürün hâline gelmiştir.

Turistlerin kültürel çekiciliklere olan artan ilgisiyle birlikte destinasyonlar, yerel ve ulusal yönetimler şehirlerde yeni kültürel çekiciliklerin geliştirilmesi ve mevcut kültürel kaynakların ve varlıkların korunmasına odaklanmaktadırlar.

Müzeler ve anıtlar geleneksel olarak, turizm için temel kültürel çekicilikler olarak tanımlanmıştır. Ancak günümüzde sahne sanatları, el sanatları pazarları, kültürel etkinlikler, mimari, tasarım ve özellikle son zamanlarda yaratıcı etkinlikler ve maddi olmayan miras dâhil turizmde daha geniş bir kültür görüşü ortaya çıkmıştır.

Kültür

Farklı disiplinler tarafından ileri sürülen kültür tanımlarının, ilgili disiplinlerin dinamikleri ve amaçlarına göre kapsamlarının değişebildiği görülmektedir.

  • Bir toplumun kişiliği olarak tanımlanabilir.
  • Özünde, bireylerin bir özelliği değildir fakat aynı eğitim ve yaşam deneyiminden geçen insanları çevreler.
  • Ne bireylerin zihinlerinde var olmakta ne de çevremizdeki dünyada bağımsız olarak var olmaktadır aksine insanlar ve şeyler (nesneler vb.) arasındaki ilişkinin ortaya çıkan bir özelliğidir.
  • Organik varlıkların, teknolojik araçların ve söylemsel kodların ve ayrıca günlük yaşamın çeşitli yapılarında insanın yaratıcı varlığını içeren, insanlarla insan olmayanlar arasındaki ilişkisel bir başarıdır.
  • Bilgiyi, inancı, sanat ve ahlakı, hukuku, gelenekleri ile yaşayan insanın içinde yaşadığı toplumun bir bireyi olarak kazandığı beceri ve alışkanlıklardan oluşan bir bütündür.

Kültür, bireylerin davranışlarını etkilemekte, yaşam boyu bireye rehberlik ederek nasıl yaşanacağını, neyin doğru ya da yanlış olduğunu göstererek birtakım değerler zinciri oluşturur.

Kültürün özelliklerini aşağıdaki şekilde özetlemek mümkündür.

  • Kültürü insanlar oluşturur.
  • Kültür toplumsaldır.
  • Kültür öğrenilir.
  • Kültür görelidir.
  • Kültürün elemanları birbirleriyle ilişkilidir.
  • Kültür sembollere dayanır.
  • Kültür iletişimi kolaylaştırır.
  • Kültür paylaşılır.
  • Kültür değişikliklere uyum sağlar.
  • Kültür ihtiyaçları karşılar.

Kültür Yaklaşımları

Kültür, sosyolojik bakış açısıyla dört farklı kategori altında incelenebilir.

  • Maddi kültür.
  • Sembolik kültür.
  • Bilişsel kültür.
  • Dil.

Ancak turizm çalışmalarında kültür maddi kültür (materyal kültür) ve maddi olmayan kültür (sembolik kültür) kapsamında incelenmektedir.

Maddi (Materyal) Kültür

Maddi kültür, grup yaşamının organize edildiği görülebilir bir insan ortamı oluşturmak üzere insanların çevrelerindeki doğal kaynaklardan türettiği farklılaştırdığı nesnelerden oluşturulmuş kültür olarak tanımlanır. Maddi kültür kavramı insanların tekniklerle, teknolojilerle dönüştürdükleri varlık alanını, fiziksel çevrelerini işaret eder.

Turizm araştırmalarında maddi kültür yaklaşımı turist performanslarının nesneler, makineler ve teknolojileri nasıl içerdiğini, bu performansların turistler için nasıl daha zevkli ve mümkün hâle getirildiğini görmemizi sağlar.

Sembolik Kültür (Maddi Olmayan Kültür)

Maddi olmayan, sembolik kültür ise kültürel inanç ve değerleri, tutumları ve algıları içerir. Maddi olmayan kültür ifadeleri olarak bilinen süreçler, inançlar, değerler, normlar, tutumlar, algılar, kültürel kimlikler, geleneksel pratikleri ve geleneksel törenler, danslar ve törenler gibi kültür ifadelerini içerir. Maddi olamayan kültür bir topluma onu diğer toplumlardan ayıracak şekilde anlam vermekte ve şekil kazandırmaktadır. Kültürün maddi olmayan yönleri normlar, bilgi ve kuralları içeren bir bütünlükten oluşur. Aile, eğitim sistemleri, dini kurumlar, ekonomi ve hükümet gibi kurumlar aracılığıyla yapılandırılmış ve sürdürülmektedir.

Normlar, maddi olmayan kültürün temel unsurlarını temsil eder. Normlar, bir kültürün tüm üyeleri tarafından kabul edilen ve paylaşılan, kabul edilebilir davranış sınırlarını belirleyen davranış kuralları olarak tanımlanmaktadır.

Âdetler, örfler, görenekler ve gelenekler, “temel kültür unsurları” olarak, insanların duygularına, düşüncelerine ve davranışlarına ilk elden yani doğrudan doğruya tesir ederler.

Kültür ve Turizm İlişkisi

Turizm uygulamalarının tanımlayıcı ilkelerinden biri, insanların fiziksel olarak günlük yaşamlarının dışındaki alanlara seyahat etmeleri ve başka ya da farklı çevreleri deneyimlemeleridir. Belli turistik ortamlar sayesinde, bu alanlar çeşitli turistik gerçekleri yaşamamızı sağlar.

Kültür, en geniş anlamıyla, arz açısından bol miktarda bulunan (tartışmasız sonsuz) ve oldukça hareketli bir dizi maddi ve sembolik kaynak sağlar. Bu açıdan kültür kesinlikle uluslararası turizmin temelini oluşturmakta ve turizm hareketlerinin büyümesini kolaylaştırmakta, çeşitli toplumların ve toplum kesimlerinin gelişim sürecine katılmasına izin vermektedir.

Kültürün çeşitli özellikleri turizmde kültürün anlaşılması ve öneminin belirlenmesini zorlaştırmaktadır. Bunlar;

  • Farklı disiplinlere dayalı olarak çok sayıda kültür tanımının olması, turizm sektörü ve faaliyetleri içerisinde kültürün öneminin belirlenmesini zorlaştıran bir durum oluşturmaktadır.
  • Kültürün çok katmanlı olmasıdır.

Ancak günümüzde kültür ve turizm, çeşitli talep ve arz faktörleri nedeniyle ayrılmaz bir şekilde bağlantılı hâle gelmiştir.

Talep açısından:

  • Özellikle küreselleşme karşısında yerel bir kimlik kaynağı olarak kültüre olan ilginin artması,
  • Toplumlarda eğitim düzeyinin artması,
  • Gelişmiş ülkelerdeki yaşlanmış nüfustaki artış,
  • Postmodern tüketim biçimleri ve deneyim ekonomisinin yükselişi,
  • Turizm sektörünün her geçen gün büyümesi ve kültürel varlıklar ile deneyimlere ulaşımın kolaylaşması.

Arz açısından:

  • Turizm faaliyetleri kültür için önemli bir ekonomik destek olarak görülmektedir,
  • Miras ve yerel kimlikler bilincinin gelişmesiyle turizm arzında yaşanan artış,
  • Kültür turizmi, ulusların ve bölgelerin gelişmesi için arzu edilen “iyi” ve “hasar düzeyi düşük” bir turizm şekli olarak görülmektedir.

Turizm ve kültür arasındaki ilişkinin açıklanmasındaki geleneksel yaklaşımlar 1970’lerden sonra, kültürel mirasın korunması, mirasın statik bir turizm cazibesi olarak görülmesi ve miras alanlarının turistler tarafından bozulması biçimindeki geleneksel yaklaşımı bozan dört temel değişiklik belirlenmiştir. Bunlar;

  1. Kültür anlayışı oldukça genişledi ve derinleşti.
  2. Kültür ve doğal ortamlar arasındaki yakın ilişkilerin daha iyi anlaşılması ve kültürel çeşitliliğin, toplumlar için büyümenin ve inovasyonun vazgeçilmez kaynağı olarak görülmesidir.
  3. Turizmin sürekli değişmesi ve buna bağlı olarak da turizm paydaşlarının kültürel kaynakları ve toplulukları görüş açılarının da sürekli değişiyor olması.
  4. Politika önceliklerinin, kültürün turizm üzerindeki etkilerine ‘odaklanmaktan uzak, sürdürülebilir kalkınma sonuçları sağlamada turizmin daha proaktif bir rolüne doğru kaymış olmasıdır.

Bu gelişme, Mexico City Kültür Politikaları Deklarasyonu’nda kültür tanımından anlaşılabilir. Kültür, “bir toplumu veya sosyal grubu karakterize eden ayırt edici spiritüel, maddi, entelektüel ve duygusal özelliklerin tüm kompleksidir. Kültür, sadece sanat ve edebiyat değil aynı zamanda yaşam tarzlarını, insanın temel haklarını, değer sistemlerini, geleneklerini ve inançlarını içerir.

Ayrıca, turizmin kendisinin, büyük bir insan çabası olarak, bir kültür biçimi hâline geldiği konusunda artan bir farkındalık bulunmaktadır. Kültür, turizm olgusunun tamamlayıcı bir parçasıdır ve insanların ne yemek istediklerini, nereye ve ne zaman seyahat etmek istediklerini ve nerede konaklamak istediklerini belirlemektedir.

Kültürel Çeşitlilik, Çok Kültürlülük ve Turizm

UNESCO Kültürel Çeşitlilik Evrensel Bildirgesi doğa için biyolojik çeşitliliğin, insanlık için de kültürel çeşitliliğin şart olduğunu ifade etmiştir. Bildirgeye göre kültürel çeşitlilik insanlığın ortak mirasıdır, şimdiki ve gelecek kuşakların yararı için tanınmalı ve onaylanmalıdır. Ancak çalışmalar ve raporlar incelendiğinde genel olarak kültürel çeşitliliği;

  • Belirli bir bölgedeki veya dünyadaki tüm insan gruplarının, toplumlarının veya kültürlerinin çeşitliliği,
  • Farklı geçmişlere, özelliklere, değerlere, inançlara, geleneklere ve göreneklere sahip birey ve grupların mozaiği,
  • Bir topluluk, organizasyon veya ulus içindeki çeşitli gruplar arasında ırk, etnik köken, milliyet, din veya dil farklılıkları,
  • Dünyanın farklı bölgelerindeki durumlara uyum için insan sosyal yapılarının, inanç sistemlerinin ve stratejilerinin çeşitliliği veya çokluğu olarak tanımlamak mümkündür.

Kültürel çeşitlilik ve çok kültürlülük turizm için bir çekicilik kaynağıdır ve genellikle farklı geçmişlere sahip ziyaretçiler için eşsiz ve özgün deneyimler sunmaktadır. Etnik, dilsel ve dini olarak çeşitlilik taşıyan destinasyonlar ve ülkeler turistler için egzotik ve özgün olarak görünen eşsiz çekiciliklerdir. Ayrıca, etnik veya dilsel olarak çeşitlilik gösteren bir popülasyon, farklı kültürlerden gelen ziyaretçilerin ihtiyaçlarına daha duyarlı olmakta ve bu nedenle turistler için daha konforlu bir ortam yaratabilmektedirler.

Kültürel Yaratıcılık ve Turizm

Kültürel yaratıcılık kısmen kültürlerin çevreleriyle, diğer kültürlerle etkileşime girdiği ve uyum sağlayabilmeleri ve hayatta kalabilmeleri için bir öğrenme sürecinden geçirilmelerinin dinamik bir sonucudur. Bu, özellikle ev sahibi toplulukların kültürel bütünlüğünden ödün vermeyen ve sosyal, ekonomik ve çevresel faydaları en üst düzeye çıkaran şekillerde geliştirilen, yenilikçi “ürünler” gerektiren, turizm gelişimi alanında geçerlidir. Toplumların kültürel yaratıcılıkları ve bu çerçevede sundukları, turizmden elde edecekleri kazanımları genişletmiştir.

Kültür Turizmi ve Yaratıcı Turizm

UNESCO kültür turizmini; manzaralar, görsel ve sahne sanatları, istisnai yerel yaşam tarzı, değerler, gelenekler, olaylar ve diğer yaratıcı ve kültürel değişim süreçleri gibi kültürel ortamları tanımak için yapılan seyahatler olarak tanımlamaktadır.

Beeho ve Prentice’a göre kültür turizmi, “bireylerin her zaman ikamet ettikleri yerlerden ayrılarak, kültürel ihtiyaçlarını tatmin etmek ve başka kültürler hakkında bilgi edinmek amacıyla kültürel çekiciliklere seyahat etmeleridir.” Bu bağlamda kültür turizmini; sit alanlarının, olayların, çekiciliklerin ve/veya deneyimlerin, ziyaretçinin temel deneyimleri olarak pazarlandığı geniş pazarlara hitap eden bir turizm türü şeklinde tanımlamak mümkündür.

Kültür turizmi, hem kültürel ve hem de tarihi mirasın korunmasında eşit düzeyde önemlidir: kültürel mirasa ilgi duyan turist sayısı arttıkça, toplumlar turizmden daha fazla finansal destek sağlamaktadır. Ek olarak, kültürel turizmi küresel olarak bir ülke veya şehir için olumlu imajın yaratılmasında oldukça önemli bir stratejidir.

Kültür turizmi temelde alternatif turizm kapsamında değerlendirilmektedir. Kültür turizminin temel kategorilerini miras turizmi, sanat turizmi, şehir kültür turizmi, kırsal kültür turizmi, çağdaş kültürel turizm ve yerli kültürel turizm olarak sınıflandırmıştır. Başka bir görüş, kültürel süreçleri (fikirler ve insanların yaşam tarzları gibi) kapsayan ve bu süreçlerin sonuçları (binalar, sanatsal eserler, gelenekler) olarak görmektedir. Bu yüzden kültür turizmi anıtların ve sit alanlarının ziyaretini ve ziyaret edilen destinasyonun yaşam tarzının tüketimini de kapsamaktadır.

Dolayısıyla kültür turizmi bir şemsiye gibi düşünüldüğünde, kültürel miras ve yaratıcı turizm türlerinin, kültür turizminin bir alt türü olduğu düşünülebilir (s:47 Şekil 2.2).

Yaratıcı Turizm

Kültür turizmi faaliyetlerinin birçoğu ziyaret, göz gezdirme, izleme gibi pasif katılım düzeyinde gerçekleşirken yaratıcı turizm soyut kültürün bir parçası olma yani yaşayarak öğrenme temeline dayalı bir turizm şekli olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bağlamda turizm, turistlere çeşitli kültürel eğitimlere, sanat performanslarına ve deneyimlerine aktif olarak katılarak ve deneyimlerini öğrenme yoluyla yaratıcı potansiyellerini geliştirme fırsatı sunmaya başlamıştır. Yaratıcı turizm insanların farklı kültürleri tanımaları, onlara ait kültürel faaliyetleri keşfetmeleri ve bu faaliyetleri yaşayarak, deneyimleyerek öğrenmelerini sağlayan yeni bir turizm türüdür.

Yaratıcı turizm, turistlerin destinasyondaki öğrenme deneyimleri ve kurslara aktif katılarak yaratıcı potansiyellerini geliştirmelerine imkân sağlar. Destinasyondaki sanat, miras, el sanatları ya da destinasyondaki eşsiz bir özelliği öğrenmeye yönelik eğitim programları ve performanslarla ziyaretçiler özgün deneyimlerle ilgilenmekte ve destinasyonda yaşayan kültürü üreten yerel halk ile bağlantı kurabilmektedir.

Yaratıcı gelişme olmadan yaratıcı turizmden söz etmek mümkün değildir. Bu çerçevede yaratıcı turizm uygulamalarında iki farklı strateji kullanılmaktadır:

  • Yaratıcılığı, turizm faaliyetlerinden biri olarak kullanmak,
  • Yaratıcılığı, turizm için belirli bir arka plan olarak kullanmak,

Kültür turizmi ile yaratıcı turizm farklı kaynaklara dayandırılmaktadır (s:50 Tablo 2.2). Kültür turizmi ünlü yapıları, büyük etkinlikleri ve ev sahibi toplumun maddi ve maddi olmayan kültürel ögelerini ziyaret etmeye yöneliktir. Ancak, yaratıcı turizm kaynakları öğrenme, tecrübe kazanma ve geleneklerin gelişimi gibi somut olmayan değerlerle ilgilidir. Kültür turistinin aksine, yaratıcı turistin etkileyici tarihi binalar, UNESCO listelerinde yer alan yerler veya büyük etkinlikleri görmesi ve ziyaret etmesi gerekmemektedir; yaratıcı turizmin amacı, bütün şehirleri ve ülkeleri yaratıcı bir şekilde geliştirmektir.

Kültürel Miras Turizmi

Kültürel miras, bir sürecin oluşumu (insanların yaşam şekilleri ve düşünceleri) ve bu sürecin sonuçları ile birlikte değerlendirildiğinde anlam kazanmaktadır. Bu yüzden kültürel miras turizmi faaliyetleri ziyaret edilen yerlerdeki yaşam şekillerini de tüketilmesi (yaşanması), alanların ve anıtların ziyaret edilmesi doğrultusunda gelişmektedir. Bu özelliği, söz konusu turizm türünün diğerlerinden ayrıldığı noktadır.

Kültürel turizm faaliyetleri, kültürel değer taşıyan bütün öğelerin ziyareti ya da deneyimlenmesi şeklinde oluşmaktadır. Diğer bir ifadeyle, kültürel turizm faaliyetleri kapsamında temel kaygı, estetik ve kültürellik gibi unsurlar çerçevesinde şekillenmektedir. Kültürel miras ise ziyaret edilen unsurlarda yalnızca estetik ya da kültürellik değil aynı zamanda yaşanmışlık ve doğallık kaygıları ile gerçekleştirilmektedir.

Kültürel miras ögelerini ziyaret eden insanlar bu öğelerin tarihini öğrenmek ile insanlık tarihi ve dönemlerini de deneyimlemiş olmaktadırlar. Diğer yandan kültürel miras turizmi öğelerinin ziyaretleri nedensellik kaygıları taşımaktadır. Ziyaretçiler farklı kültürel miras alanlarının ziyaretlerini belirli bir neden çerçevesinde gerçekleştirebilmektedir.

Miras kavramının tanımı gibi sınıflandırılmasına ilişkin de farklı yaklaşımlar bulunmaktadır.

UNESCO mirası, anıtsal, taşınır, maddi olmayan ve dünya mirası gibi sınıflandırmış ve farklı miras türleri tanımlamıştır. Bunlar, kültürel miras ve doğal mirastır.

Doğal mirası:

  • Doğal özellikler, estetik veya bilimsel açıdan olağanüstü evrensel değeri olan fiziksel ve biyolojik oluşumları ve bu oluşumların gruplarını kapsar,
  • Tehdit altındaki hayvan türlerinin ve olağanüstü evrensel değeri olan bitkilerin bilim ya da koruma açısından yaşam alanını oluşturan jeolojik ve fizyografik oluşumlar ve tam olarak belirlenmiş alanlar,
  • Doğal alanlar veya bilim, koruma ya da doğal güzellik açısından tam anlamıyla sınırlandırılmış evrensel değeri olan doğal alanlar.

Kültürel mirası:

  • Anıtlar: Mimari eserler, anıt heykel ve resimler, arkeolojik yapıya sahip unsurlar veya yapılar, tarih, sanat veya bilim açısından olağanüstü evrensel değeri olan yazıtlar, mağara meskenleri ve özelliklerin kombinasyonları,
  • Bina grupları: Mimarisi, homojenliği veya peyzajdaki yeri nedeniyle tarih, sanat veya bilim açısından olağanüstü evrensel değeri olan ayrı veya bağlantılı bina grupları,
  • Alanlar: Tarihsel, estetik, etnolojik ya da antropolojik bakış açısından olağanüstü evrensel değeri olan, arkeolojik alanları da içeren, doğa eseri, insan yapımı, doğa ve insan ortaklığı ile ortaya çıkmış alanlar.

Tüm kültürel miras unsurları ise temel olarak somut olmayan (taşınır) ve somut (taşınmaz) kültürel miras kaynakları olarak sınıflandırılmaktadır (s: 54 Tablo 2.3).

Somut olmayan kültürel miras, UNESCO’nun 2003’te ilgili Konvansiyonu kabul etmesinden sonra tam anlamıyla tanınmıştır. Konvansiyonda maddi olmayan kültürel mirasın sözlü gelenekler, sahne sanatları, gelenekler ve ritüeller, eski el sanatları ve el sanatlarında yer alan bilgi ve beceriler gibi alanlarda tanınması anlamına gelir.

Somut kültürel miras, 1972 UNESCO Genel Konferansı sırasında kabul edilen Dünya Kültürel ve Doğal Mirasın Korunmasına İlişkin Sözleşmede yeralmıştır. Buna göre geçmişten ve ilişkili yerlerden kalan maddi olmayan nesneler anlamına gelir; tarihi, arkeolojik, mitolojik, anıt, dini, mimari, kentsel, sanatsal ve bilimsel değere sahipler. Somut kültürel miras kendi içinde, taşınmaz kültürel miras ve taşınır kültürel miras şeklinde ikiye ayrılmıştır.