KURUM UYGULAMALARI - Ünite 7: Çocuk Gelişimi Çalışma ve Uygulama Alanları III: Sağlık Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığına Bağlı Kurum ve Kuruluşlar Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 7: Çocuk Gelişimi Çalışma ve Uygulama Alanları III: Sağlık Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığına Bağlı Kurum ve Kuruluşlar
Giriş
Üniversitelerin Çocuk Gelişimi Bölümünden mezun olan öğrencilerin Millî Eğitim Bakanlığına ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bağlı kurum ve kuruluşlar haricinde de çalışma alanları bulunmaktadır.
Sağlık Bakanlığının Görevleri, Bağlı Kurum ve Kuruluşlar
Sağlık Bakanlığı, Kurtuluş Savaşı sonrası yaraların sarılması ve mevzuatların geliştirilmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılışının hemen ardından 3 Mayıs 1920 tarihinde Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı adı altında oluşturulmuştur. Sağlık Bakanlığının görev ve sorumlulukları geliştirilmiştir. Genel olarak her bireyin hayatının beden ve ruh sağlığı içinde devamlılığını sağlamak, ülkenin sağlık şartlarını düzeltmek, bireylerin ve toplumun sağlığına zarar veren etkenlerle mücadele etmek ve halka sağlık hizmetlerini ulaştırmak Sağlık Bakanlığının temel görevleridir. Sağlık Bakanlığına bağlı birçok kurum ve kuruluşta çocuk gelişimcilere yer verilmektedir. Bu kurum ve kuruluşları şu şekilde sıralayabiliriz:
- Ana-Çocuk Sağlığı ve Aile Planlama Merkezleri (AÇSAP)
- Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumuna Bağlı Hastaneler
- Hastanelere Bağlı Kurum Kreşleri ve Anaokulları
- Çocuk İzlem Merkezleri (ÇİM)
- Çocuk Koruma Uygulama ve Araştırma Merkezleri (ÇOKMED)
- Sağlık Bakanlığı Danışma ve Destek Hatları
Ana-Çocuk Sağlığı ve Aile Planlama Merkezleri (AÇSAP)
Günümüzde sağlık hizmetlerine duyulan ihtiyacın artması bakımından toplumun en öncelikli kesimi olarak kabul edilen kadın, anne ve çocukların sağlık kalitesinin yükseltilmesi İl merkezlerinde her 100 binlik nüfus için, ilçe merkezlerinde ise nüfusu en az 30 bin olan ilçe merkezlerine bir adet Ana-Çocuk Sağlığı ve Aile Planlama Merkezleri kurulmuştur.
Madde 8-AÇSAP Merkezleri, İl Sağlık Müdürlüğüne bağlı olarak çalışırlar. Merkezlerin göstereceği faaliyetler şunlardır:
- İlde yataklı veya yataksız sağlık hizmeti veya destek hizmeti veren kuruluşlar ve sağlık eğitimi veren diğer kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapmak,
- Temel sağlık hizmetleri ve tıp etiği ilkeleri ışığında, kadın, ana ve çocuk sağlığı ile ilgili koruyucu ve tedavi edici hizmetleri, laboratuvar hizmetlerini, aile planlaması hizmetlerini ve bunlar ile ilgili konulardaki teorik ve beceri kazandırma eğitim ve danışmanlık hizmetlerini vermek,
- Kadın, ana ve çocuk sağlığı ile ilgili yürüttüğü hizmetlerin kayıt ve bildirimlerini yapmak,
- İlin birinci basamak sağlık hizmetlerini veren kuruluşlarında görev yapan sağlık personelinin kadın, ana ve çocuk sağlığı ve aile planlaması dahil üreme sağlığı konularında hizmet içi eğitimlerini yürütmek,
- Gerektiğinde, il dışından gelen sağlık personelinin de kadın, ana ve çocuk sağlığı ve aile planlaması dahil üreme sağlığı konularında eğitimlerini sağlamak,
- Mesleki eğitim kurumları için, çocuk, adölesan, kadın ve erkek üreme sağlığı hizmetleri ile ilgili olarak mezuniyet öncesi ve sonrası uygulamalı öğretim hizmetlerinde işbirliğinde bulunmak.
Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumuna Bağlı Hastaneler
02 Kasım 2011 tarihinde Resmî Gazete ’de yayımlanan 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kararname ile Sağlık Bakanlığına bağlı kuruluşlarının yeniden yapılandırılması gerçekleştirilmiştir. Bu yapılandırma ile birlikte bakanlık politika ve hedefleri doğrultusunda ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetlerini sunan hastaneler, ağız ve diş sağlığı merkezlerinin ve benzeri sağlık kuruluşlarının açılması ve sağlık hizmetlerinin verilmesini sağlamakta görevli olarak Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu oluşturulmuştur. Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu faaliyetleri bağlı olduğu sağlık kuruluşlarında koruyucu, teşhis edici, tedavi amaçlı ve rehabilite edici sağlık hizmetlerini yürütmek, izlemek ve değerlendirmek, iyi uygulama örneklerini yaygınlaştırmak, düzenleme yapmak ve politika oluşturmak gibi temel görevleri üstlenmektedir.
Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu’na bağlı spastik çocuklar hastanesi ve rehabilitasyon merkezlerine yatak sayısına bakılmaksızın 2 çocuk gelişimci görevlendirilirken diğer kurumlara ise yatak sayısına göre çocuk gelişimci görevlendirilmektedir. Lisans mezunu çocuk gelişimciler, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumuna bağlı kurum ve kuruluşlarda şu faaliyetlerde bulunurlar: Çocuk gelişimcilerin ilk ve en önemli görevlerinden biri doğumdan itibaren ergenlik döneminin sonuna kadar çocukların zihinsel, dil, motor, öz bakım, sosyal ve duygusal gelişim alanlarını gelişimsel açıdan nitel ve nicel anlamda değerlendirmektir. Değerlendirme gerçekleştirilirken nicel ölçümler olarak kabul edilen standartlaştırılmış, geçerlik ve güvenirliği yapılmış bilişsel, dil, motor, sosyal ve duyuşsal alanları değerlendirecek özellikteki gelişimsel ve psikometrik testleri çocuklara uygular. Uygulanan ölçek sonuçları doğrultusunda değerlendirmeler yapar. Değerlendirme sonuçları aynı kurumda çalışan psikolog veya psikiyatrlarla paylaşır. Çocuğun gelişimsel değerlendirmesi sonucu gereksinimlerinin ve gelişimsel hedeflerin belirlenmesi işlemini gerçekleştirir.
Belirlenen hedefler doğrultusunda çocuk ve aile için gelişimsel destek programları hazırlar, uygulamasını gerçekleştirir ve sonuçlarını raporlar. Gelişimsel destek programların en önemli aşamalarından birisi de izleme (takip) çalışmasıdır. Yani gelişim destek programı sonrasında da çocuğun gelişimsel durumu gözlem altında tutulur. Bu sayede geliştirilen gelişimsel destek programının etkililiği belirlenmiş olur. Eğer belirlenen hedeflere ulaşılamamış ise yeni destek programları ile çocuğun gelişimi desteklenir. Aynı zamanda destek programlarının daha etkili sonuçlar vermesi için ailenin ev ortamında uygulama yapması istenebilir. Bu nedenle çocuk gelişimcilerin hazırladıkları gelişimsel destek programı hakkında aileye detaylı bilgi vermesi uygulama örneklerinin birlikte yapılması gerekmektedir.
Doğumdan önce aileyi, çocuk gelişimi ile ilgili olarak gerekli doğru ve sağlıklı yönlendirmelerle bilgilendirmek ve bu süreç boyunca desteklemek gerekir. Bu süreçte aile ya hekim tarafından çocuk gelişimcilere yönlendirilir ya da direk olarak çocuk gelişimciye başvurabilir. Aile ile görüşmeye başlayan çocuk gelişimci öncelikli olarak aileye, bebek ile sağlıklı iletişimin nasıl kurulacağı, nasıl bağ kurulması gerektiği, aile üyelerinin bebekle yaşama nasıl uyum sağlaması gerektiği konularında bilgilendirmeler yapmalıdır. Eğer annenin ilk doğumu değilse ve evde kardeş de varsa hem aileyi hem de diğer kardeşi bu duruma hazırlamada uygun tutumların nasıl sergileneceği konusunda desteklerde bulunmalıdır. Aile ile görüşme sıklığı anne adayının ve diğer ebeveynlerin gereksinimleri doğrultusunda çocuk gelişimciler ile birlikte planlanmalıdır. Çocuğun ilerleyen yaşlarında gelişimsel açıdan performansı, ilgileri ve gereksinimleri değişmektedir. Bu nedenle çocuğun gelişimi belirli aralıklarla izlenmelidir. Aynı zamanda aile ile birlikte bir gelişimsel takip programı hazırlamalı ve belirlenen tarihlerde ailelerin çocuklarının gelişimsel takiplerini yapılabilmeleri için iletişim hâlinde olmalıdır.
Hastanelere Bağlı Kurum Kreşleri ve Anaokulları
Sağlık Bakanlığına bağlı birçok kurum ve kuruluş özellikle kendi personelinin çocuklarına hizmet vermek amacıyla kreş ve anaokulları açmaktadır. 8 Aralık 1987 tarihli resmî gazetede yayımlanan “Kamu Kurum ve Kuruluşlarınca Açılacak Çocuk Bakım Evleri” yönetmeliği doğrultusunda lisans ve önlisans çocuk gelişimcileri de bu kurumlarda çalışabilmektedir. Aynı zamanda bakımevleri, kurumun bağlı veya ilgili olduğu bakanın onayı alınarak kurumda çalışanların 0-6 yaş grubuna giren çocukları için en az 50 çocuk olması kaydıyla açılmaktadır. Çocuk gelişimciler, bu kreş ve anaokullarında bakımevi müdürü ya da lisans ve önlisans mezunu çocuk gelişimci olarak çalışabilmektedir. Bakımevi müdürü olarak çalışan çocuk gelişimcilerin görevleri şunlardır;
- Bakımevinin işletilmesinde ve yönetilmesinde kurum ile koordinasyon sağlamak,
- Bakımevinin yıllık ihtiyaçlarını tespit etmek,
- Kaliteli hizmet verilebilmesi için gerekli tedbirleri almak,
- Görevli personelin eğitimi ile ilgili tedbirleri almak ve bunun için gerekli çalışmaları yapmak,
- Bakımevinin temizlik ve sağlık şartlarının ve beslenme ve eğitim hizmetlerinin yeterli olup olmadığını kontrol etmek,
- Hizmetle ilgili harcama ve kayıtların düzenli olarak tutulmasını sağlamak ve harcamaları kontrol etmek,
- Mevzuatın gerektirdiği diğer kayıt ve evrakların düzenli olarak tutulmasını ve saklamasını sağlamak,
- Bakımevine alınacak çocuklarla ilgili değerlendirmeleri yaparak ilgili birime tekliflerde bulunmak.
Kreş ve anaokullarında çocuk gelişimci veya eğitimcisi olarak görev alan çocuk gelişimciler ise kuruma gelen çocukların fiziksel, ruhsal ve sosyal gelişimlerini sağlamak üzere gerekli faaliyetlerde bulunurlar.
Çocuk İzlem Merkezleri (ÇİM)
Çocukların istismarının önlenmesi ve istismara maruz kalmış çocuklara bilinçli ve etkin bir mücadele programının uygulanabilmesi amacıyla 4 Ekim 2012 tarihli Resmî Gazete’ de yayınlanan Başbakanlık Genelgesi gereğince Türkiye’de Çocuk İzlem Merkezi Koordinasyon Kurulu oluşturulmuştur.
ÇİM’ lerde görev alan lisans mezunu çocuk gelişimcilerin;
- Çocuk istismarı üzerine bilgi düzeyleri yüksek olmalıdır.
- Mağdur durumunda merkeze gelen çocuklarla iyi ve sıcak bir iletişim kurmaları gerekmektedir.
- ÇİM’ in ortamını çocukların yaş ve gelişim düzeyine uygun olarak düzenlemeleri gereklidir.
- Yaş grubu küçük olanlarla görüşme öncesinde kendisini güvende ve rahat hissetmeleri için oyunlar oynamaları önemlidir.
- Cinsel istismara maruz kalan çocuğun gelişimini destekleyecek gelişim programları hazırlamaları gerekmektedir.
- Mağdur çocuğun ailesine çocuğu ile ilgili gelişimsel destek programları hazırlamaları ve bunu aile ile paylaşmaları gereklidir.
- Çevresindeki ailelere istismarın çeşitleri ve önleme durumları ile ilgili çeşitli seminerler düzenlemesi gerekmektedir. İstismara uğrayan çocukları görüp, savcılığa ihbar etmemenin de suç olduğu ailelere bildirilmelidir.
- Gerektiğinde konu ile ilgili ulusal ve uluslararası toplantılar organize etme ve diğer çalışanlarla ortaklaşa çalışmaları önemlidir.
- Özellikle çocuklarla ilgili alanlarda görev yapan kişilere “Çocuk İzlem Merkezlerinin Amacı ve İşlevi” konusunda gerekli eğitimler vermeleri gerekmektedir.
Çocuk Koruma Uygulama ve Araştırma Merkezleri (ÇOKMED)
Çocuk Koruma Uygulama ve Araştırma Merkezleri, Türkiye’deki üniversite hastaneleri bünyesinde 2006 yılında kurulmuştur. Bu merkezlerin amacı; üniversite hastanesindeki ilgili bilim dalları olan sosyal pediatri, adli tıp, çocuk psikiyatrisi, çocuk cerrahisi ve psikiyatri dalları arasında işbirliği ve koordinasyonu sağlayarak ihmale ve istismara uğrayan çocukların tanı, tedavi, korunma ve izlenmelerine dair uygulama ve araştırmaların yapılacağı ortamı sağlamaktır.
- Çocuk ihmal ve istismarı konusuyla ilgili diğer kuruluşlarla işbirliği yaparlar.
- Çocuk ihmal ve istismarı konusuyla ilgili öğrencilere yönelik eğitimler verirler.
- Toplumsal duyarlılığın sağlanması amacıyla topluma ihmal ve istismar konularında eğitimler düzenlerler ve dergi, kitap gibi benzeri yayınlar çıkarırlar.
- Çocuk ve ebeveynlere yönelik destek programları, seminerler ve projeler geliştirirler.
- Merkezdeki diğer çalışanlarla birlikte ulusal ve uluslararası sempozyum, kongre ve konferanslar düzenlerler.
Sağlık Bakanlığı Danışma ve Destek Hatları
Danışma ve destek hatları, bireylerin acil durumlarda 7 gün 24 saat telefon yoluyla uzman kişilerden konuyla ilgili bilgi aktarımının sağlandığı hizmetlerdir. Bu nedenle danışma ve destek hatları önemli ve acil konularda alanında uzman olan kişiler tarafından bilgilendirme hizmetinin verildiği yerlerdir. Sağlık Bakanlığı bünyesinde oluşturulan acil eylem planları kapsamında danışma ve destek hatlarına yer verilmektedir.
Sağlık Bakanlığının koordine ettiği Alo 191 Uyuşturucu ile Mücadele Danışma ve Destek Hattı’nda çalışan lisans ve önlisans mezunu çocuk gelişimciler şu faaliyetlerde bulunurlar:
- Çocuk gelişimcilerin, telefon hattı veya İnternet üzerinden görüntülü veya görüntüsüz görüşme, canlı mesajlaşma yolu ile kişilerin kimlik bilgilerini almadan hizmet vermeleri gerekmektedir.
- Kısa mesaj, elektronik posta ve sosyal medya aracılığıyla web ortamından gelen sorulara alanı ile uygun ve sağlıklı cevaplar vermelidirler.
- Uyuşturucu bağımlılığı sebebiyle tedavi olmak isteyenleri sağlık merkezlerine yönlendirmelidirler.
- Tedavi sonrasında 0-18 yaş arası çocuklara sosyal uyum programları planlamalı ve sunmalıdırlar.
İçişleri Bakanlığının Görevleri, Bağlı Kurum ve Kuruluşlar
İçişleri Bakanlığı’nın temel görevleri; iç güvenlik kuruluşlarını idare etmek suretiyle ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü, yurdun iç güvenliğini ve asayişini, kamu düzenini ve genel ahlakı korumaktır. Ek olarak sınır, kıyı ve karasularını muhafaza etmek, suç işlenmesini önlemek, suçluları takip etmektir. İçişleri Bakanlığı’na bağlı bazı kurum ve kuruluşlarda da önlisans ve lisans mezunu çocuk gelişimcilere yer verilmektedir. Bu kurum ve kuruluşlar şu şekilde sıralanabilir:
- Emniyet Genel Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğü/Büro Amirliği
- Kadın Sığınma Evi ve Danışma Merkezleri
Emniyet Genel Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğü/Büro Amirliği
Dezavantajlı çocuklar olarak da tanımlanan korunmaya muhtaç, ihmal ve istismara maruz kalan, evden veya kurumdan kaçan, mülteci, refakatsiz, sokakta yaşayan, çalıştırılan, hakkında koruma, ıslah veya tedavi tedbiri alınan, çocuklara yönelik olarak İçişleri Bakanlığı tarafından 2001 yılında Emniyet Genel Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğü Kuruluş, Görev ve Çalışma Yönetmeliği yayımlanmıştır. Bu yönetmelik kapsamında çocuk gelişimciler de görev almaya başlamışlardır. Görevleri:
- Sosyal inceleme raporu hazırlanması için muhafaza altına veya gözaltına alınan çocukla ilk görüşmeyi yapmak,
- Çocuk hakkında sosyal inceleme raporu hazırlamak ve ilgili büro/kısım amirliğine vermek,
- Çocukları suça iten fiziki, psikolojik ve sosyolojik etkenleri araştırmak,
- Suçluluğu ortadan kaldırmaya yönelik plan ve programlar geliştirmek,
- Korunmaya muhtaç olan, ihmal ve istismara maruz kalan, evden veya bulunduğu kurum ya da kuruluştan kaçan, sokakta yaşayan ve sokakta çalıştırılan, uçucu, uyuşturucu ve psikotrop madde bağımlısı olan, suça itilen ve mağdur çocuğun kendisine ve kanuni mümessiline rehberlik hizmetinde bulunmak,
- Çocuğun durumunu iyileştirmek için ailesi ve okul, sosyal ve sağlık hizmetleri gibi kuruluşlarla işbirliğinde bulunmak
- Uçucu, uyuşturucu, Psikotrop madde bağımlısı olan çocuğun tedavisi için sağlık müdürlükleri ve tedavi kuruluşları ile işbirliği yapmak,
- Geçici barınma ünitesinde kalan çocuklar için sosyal, kültürel ve eğitici programlar geliştirmek ile görevlidir.
Kadın Sığınma Evi ve Danışma Merkezleri
İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü tarafından, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu Teknik ve Avrupa Birliğinin mali destekleriyle yürütülen Kadın Sığınma Evleri projesi kapsamında belediyelerde Kadın Sığınma Evi ve Danışma Merkezleri kurulmuştur. Kadın Sığınma Evi ve Danışma Merkezlerinde görev alan önlisans ve lisans mezunu çocuk gelişimcilerin görevleri şu şekilde sıralanmaktadır;
Önlisans mezunu çocuk gelişimcinin görevleri:
- Annesi çalışan bebek ve çocukların bakımına destek olmak,
- Çocuk gelişimci tarafından gerçekleştirilen çalışmalara destek olmak,
- Sığınma evinde kalan çocukların uyum süreçlerine destek olmak, çalışmalar yapmak,
- Çocuk bakımları ile ilgili gerekli bilgilendirmeleri annelerine yapmak, anne-çocuk ilişkisi konusunda çalışmalar organize etmek ve bu çalışmaları uygulamak,
- Çocuklara yönelik sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif etkinlik ve programlar organize etmek,
- Çocukların gelişimsel ihtiyaçlarını belirlemek ve üst mevkilere bildirmek,
- Sığınma evi müdürünün verdiği diğer görevleri üstlenmektir.
Lisans mezunu çocuk gelişimcilerin görevleri:
- Sığınma evine gelen çocuklarla ilk görüşmeleri gerçekleştirmek,
- Çocukların yaşlarına uygun yöntemleri kullanılarak sığınma evinin amacı ve işleyişi konusunda çocuğu bilgilendirmek ve uyum sürecini kolaylaştırmak için çocukla birlikte çalışmalar gerçekleştirmek,
- Sığınma evine gelen çocukların bilişsel, fiziksel, sosyal ve duygusal ve dil gelişim düzeylerini belirlemek, uygulama gerçekleştirmek ve izleme çalışmalarını yürütmek.
Adalet Bakanlığının Görevleri, Bağlı Kurum ve Kuruluşlar
Adalet Bakanlığına bağlı kurum ve kuruluşlarda lisans mezunu çocuk gelişimcilere yer verilmektedir. Bu kurum ve kuruluşlar;
- Gözlem ve sınıflandırma merkezleri
- Denetimli serbestlik ve yardım merkezleridir.
Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri
Çocuk gelişimcilerin uygulama alanlarından bir diğeri Adalet Bakanlığına bağlı Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleridir. 17 Haziran 2005 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan “Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri Yönetmeliği” doğrultusunda Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif evleri Genel Müdürlüğü bünyesinde Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri kurulmuştur. Çocuk gelişimciler şu faaliyetlerde bulunurlar;
- Çocuklara yaşamlarını sürdürecek bir meslek edinmeleri ve boş zamanlarını değerlendirmeleri için iş ve meslek eğitimi ile beceri kursları düzenler.
- Çocukların maddi ve manevi bütünlüklerinin korunması amacıyla tiyatro, müzik, resim, folklor, el becerileri, spor karşılaşmaları, konferans ve konser gibi çeşitli sosyal aktiviteler düzenler.
- Çocukların kişisel gelişimleri için kişisel, ruhsal, duygusal ve sosyal anlamda destek programları hazırlayıp, hükümlü çocuklara sunar.
- Kurum müdürünün bilgisi dahilinde çocukların aileleri ve yakın çevresi ile iletişime geçerek, sürecin daha verimli ve kapsamlı olması yönünde çaba harcar.
Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri
Denetimli serbestlik; mahkemece belirlenmiş şartlar ve süre içerisinde, şüpheli, sanık veya hükümlünün toplumla bütünleştirilmesi amacıyla ihtiyaç duyduğu her türlü hizmet, program ve kaynaklardan yararlanmasının sağlandığı toplum temelli bir uygulama olarak tanımlanmaktadır. Rehberlik ve psiko-sosyal yardım çalışma programı çocuk gelişimciler tarafından uygulanır ve sanık veya yükümlünün topluma yeniden kazandırılması hedeflenir. Denetim süresi içinde kişiye yönelik yürütülen psiko-sosyal yardım çalışmalarının yönünün belirlenmesinde değerlendirme formu kullanılır. Bu değerlendirme formunda sanık veya hükümlünün yaşamı çok boyutlu olarak değerlendirilir ve sanık veya hükümlünün suç işleme riski konusunda değerlendirme yapılır.