LOJİSTİK MALİYETLERİ VE RAPORLAMA II - Ünite 7: Lojistik Başarım Değerlemesi ve Hisse Değeri Üzerindeki Etkisi Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 7: Lojistik Başarım Değerlemesi ve Hisse Değeri Üzerindeki Etkisi
Giriş
Günümüzün küresel rekabet ortamı, yüksek kalitede ve düşük maliyetle mal ve hizmet üretmeyi, üretilen mal ve hizmeti de dünyanın her yerindeki müşterilere hızlı ve etkin bir şekilde ulaştırmayı zorunluluk hâline getirmiştir. Lojistik yönetiminden beklenen faydanın sağlanabilmesi, tüm lojistik faaliyetlerin etkin ve verimli yürütülmesine bağlıdır. Bu nedenle işletmenin geçmiş lojistik faaliyetlerine ilişkin bilgi toplanması, lojistik başarım (performans) hedeflerinin belirlenmesi, önceden belirlenen hedefler ile fiili sonuçların karşılaştırılması gerekmektedir. Lojistik faaliyetlerin başarımının geliştirilmesi müşteri tatmininin sağlanarak satış gelirlerinin artırılmasına, varlıkların daha etkin kullanılmasına ve lojistik maliyetlerin azaltılmasına yardımcı olacaktır.
Başarım (Performans) Kavramı Ve Boyutları
Başarım İşletmeyi oluşturan tüm bileşenlerin, işletme amaçlarını gerçekleştirme derecesidir. Başarım (performans) kavramı çok boyutlu bir yapıya sahip olup, genel kabul gören bir sınıflandırmaya göre yedi boyut içermektedir. Bu boyutlar etkinlik, kalite, verimlilik, yenilik, verim ve girdilerden faydalanma, çalışma yaşamının kalitesi, kârlılık ve bütçeye uygunluktur.
Etkinlik: İşletmelerin daha önceden belirledikleri amaçlar ve stratejik hedeflerin ne kadarına ulaştığını gösteren bir başarım (performans) boyutudur. Etkinlik aşağıdaki formül yardımıyla hesaplanabilmektedir.
Kalite: İşletmelerin sundukları mal ve hizmetin müşteri beklenti ve gereksinimlerini karşılayabilme yeteneğini ifade eden bir başarım (performans) boyutudur. Satın alınan mal ve malzemede red yüzdesi, üretimde red oranları, yeniden işleme ve düzeltme oranları, müşteri şikâyetleri oranı, garanti masrafları gibi gösterilerden yararlanılarak kalitenin ölçümü yapılabilmektedir.
Verimlilik: İşletmelerin kaynaklarını ne oranda etkin ve etkili kullandığını gösteren bir başarım (performans) ölçüsüdür. Verimlilik Girdi ve çıktı arasındaki orantı olarak da tanımlanır. Verimliliğin artırılması için yeni teknolojik yatırım yapılarak üretim miktarların artırılması ya da iş gücü etkinliğinin artırılması, yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması gibi değişik yöntemler kullanılmaktadır. Verimlilik, bütün işletmelerde kullanımının kolay ve basit olması nedeniyle yaygın olarak kullanılan bir başarım (performans) ölçüsüdür.
Yenilik: Mevcut koşullar altında başarımın iyileştirilmesi ya da ortaya çıkan yeni gereksinimleri karşılayabilecek faaliyetlerde bulunmayı ifade etmektedir. Yeniliğin ölçümünde ise her yeni projenin fayda/ maliyet oranı, yeni projelerin işletmenin kârlılığına ya da büyümesine etkisi, yeni uygulanan üretim yöntemleri sayısı, yeni yöntem ve teknoloji uygulamaları sonucu zaman ve maliyet tasarrufu gibi performans ölçütlerinden yararlanılmaktadır.
Verim ve girdilerden faydalanma oranları: Verim işletmenin kaynaklarından yararlanma düzeyini ifade eden bir kavramdır. Başka bir ifadeyle en uygun yöntem ve teknikleri kullanmak suretiyle girdilerden en yüksek çıktının elde edilmesidir.
Çalışma yaşamının kalitesi: İşletme çalışanlarına ilişkin yeterli ve adil ücretlendirme, uygun çalışma koşulları, liderlik, iletişim, örgüt kültürünün oluşturulması, bilgi ve beceri geliştirme, sürekli gelişme ve iyileşme fırsatları, yönetime katılma gibi konuların değerlendirilmesini esas alan bir boyuttur.
Kârlılık/ Bütçeye uygunluk: İşletmelerin belirlediği kârlılık ve bütçe hedeflerine ne ölçüde ulaştığını ifade eden bir boyuttur.
Başarım (Performans) Yönetimi Ve Değerleme
Başarım (performans) yönetimi, işletmeyi strateji ve amaçlara ulaştırabilmek için, mevcut ve gelecekteki durumlara ilişkin, bilgi toplama, bunları karşılaştırma ve performansın sürekli gelişimini sağlayacak yeni ve gerekli düzenlemeleri, faaliyetleri başlatan ve sürdüren bir yönetim süreci olarak tanımlanabilir. Planlama işlevinde işletmenin tüm düzeylerinde ulaşılmak istenen hedefler açık olarak belirlenmekte ve işletmenin tüm birimlerine benimsetilmektedir. Denetim işlevi ise işletmenin amaçlara ulaşıp ulaşmadığının farklı yöntem ve araçlar kullanılarak belirlendiği bir yönetim işlevidir. Başarım yönetim sürecinde performans hedefleri belirlenmekte, başarım ölçülmekte ve başarım ile hedefler karşılaştırılmaktadır. Başarım yönetim sürecinin birinci aşamasında işletmenin mevcut başarım düzeyine ilişkin ayrıntılı ve gerçekçi bilgi edinilmektedir. Başarım yönetiminin ikinci aşamasında işletmenin temel faaliyet alanlarına ilişkin hedefler belirlenmektedir. Performans yönetim sürecinin etkin bir şekilde yürütülebilmesi için işletme amaçlarının aşağıda sıralanan özelliklere sahip olması gerekir. Başarım yönetimi açısından işletme amaçları:
- Tutarlı Olmalı: Amaçlar, işletmenin değerleri, bölüm hedefleri ile çelişkili olmamalıdır.
- Açık ve Kesin Olmalı: Amaçlar, açık anlaşılır ve iyi tanımlanmış olmalıdır.
- Meydan Okumalı: Amaçlar mevcut durumdan daha yüksek başarım (performans) standartları geliştirmeyi teşvik etmelidir.
- Ölçülebilmeli: Amaçlar belirgin, niteliksel ve sayısal ifade edilebilir olmalıdır.
- Ulaşılabilir Olmalı: Belirlenen amaçlar, çalışanların yetenekleri doğrultusunda belirlenmelidir.
Amaçların başarılmasında para, zaman, araç, diğer insanların desteği, tecrübe, eğitim eksikliği gibi çalışanların kontrolü dışındaki engeller olmamalıdır.
- Kabul Edilebilir Olmalı: Amaçlar, yöneticiler ve çalışanlarca kabul edilebilir olmalıdır.
- Zamanla İlişkilendirilmeli: Amacı gerçekleştirmek için zaman sınırlaması getirilmelidir.
- Takım Çalışmasına Odaklanmalı: Amaçlar, çalışanların bireysel çabaları yanında takım çalışmasını da teşvik etmelidir.
Başarım yönetiminin üçüncü aşamasında işletmenin amaç ve hedefleri dikkate alınarak direkt amaç ve hedeflerle ilişkilendirilebilen ölçütler oluşturulmaktadır. Ölçme ve değerlendirme aşaması başarım yönetiminin işletme faaliyetlerinin ne derece etkin ve etkili olduğunu tespit edebilmektedir. Başarım yönetiminin son aşamasında ise başarım ölçme ve değerlendirme aşamasında elde edilen sonuçlar doğrultusunda başarımın iyileştirilmesi için düzeltici faaliyetlerde bulunulmaktadır.
İşletme hedeflerine ne ölçüde ulaşıldığının ölçme ve değerlendirme sürecidir. Başarım değerlemesi, yöneticilerin doğru karar almaları ve işletme hedeflerinin gerçekleştirilmesi ve işletme başarısının arttırılması için büyük önem taşımaktadır. Başarım değerleme sistemi bir taraftan karar verme ve kontrol faaliyetlerini kolaylaştırır, diğer taraftan stratejik hedeflerin tüm işletme birimlerine doğru iletilmesini sağlar. Başarım (performans) değerleme sistemi, faaliyetlerin etkinlik ve verimliliğin ölçülmesinde çeşitli başarım ölçütlerinden yararlanmaktadır. Performans değerleme sistemlerinde, finansal oranlar, yatırımın geri dönüş oranı, büyüme, sermayenin etkin kullanımı, iç kârlılık oranı ve parasal verimlilik gibi ölçütler kullanılmıştır. Geleneksel performans değerleme sistemlerinin eksiklerini gidermek amacıyla finansal performans göstergeleriyle beraber kalite, hız, esneklik, yenilikçilik, güvenirlik gibi finansal olmayan göstergelerin birlikte kullanıldığı çok boyutlu performans değerleme sistemleri geliştirilmiştir.
Performans piramidi, geleneksel performans değerleme sistemlerinin yetersizliği nedeniyle Lynch-Cross tarafından geliştirilmiştir. Sistemin amaç ve ölçütleri, dört basamaklı performans piramidi ile gösterilmektedir. Piramidin tepesinde işletmenin vizyon ve misyonu yer almaktadır. Bu basamakta genel olarak işletmenin amaç ve hedefleri ortaya konur. İkinci basamakta, her bir birimin amaç ve hedefleri pazar ve finans açısından belirlenmekte ve işletme birimlerinin pazar ve finansal performanslarını belirlemeye yönelik ölçütler tespit edilmektedir. Üçüncü basamakta, işletme birimleri için müşteri tatmini, esneklik ve verimlilik alanlarında daha somut hedefler ortaya konulmaktadır. Piramidin son basamağında ise işletme stratejilerinin gerçekleştirilmesinde anahtar rol oynayacak operasyonel ölçütler belirlenmektedir.
David Norton ve Robert Kaplan tarafından geliştirilmiş dengeli ölçüm kartı, işletmenin geçmiş verilerine dayanan finansal değerlerle, geleceğe yönelik olarak müşteri tatmini çerçevesinde müşteri odaklılığı; müşteri ve hissedarların beklentileri çerçevesinde işletme faaliyetlerinin geliştirilmesi, değişime uyum sağlayabilmek için insan, sistem; içsel işletme süreçleri çerçevesinde öğrenme ve gelişme gibi finansal olmayan boyutları esas alan dinamik bir performans ölçüm sistemidir. Dengeli ölçüm kartı, işletme başarısını dört boyutta ele almaktadır. Dengeli ölçüm kartının çatısını oluşturan bu dört boyut aşağıda belirtilmiştir:
- Finans boyutu
- Müşteri boyutu
- İşletme içi süreçler boyutu
- Öğrenme ve gelişme boyutu
Dengeli ölçüm kartı, finansal olmayan performans ölçütlerinin sayısal olarak ifade edilmesini sağlamaktadır. Dengeli ölçüm kartı ile bir taraftan işletmenin kârlılığı, ekonomik katma değer ve sermaye getirisi gibi finansal sonuçlar izlenmekte diğer taraftan gelecekteki performansını belirleme beceri ve yeteneklerini geliştirebilmektedir. Paydaş temelli performans değerleme sistemi, performansı işletme paydaşlarını esas alarak değerleyen bir sistemdir.
Paydaş temelli performans değerleme, finansal ve finansal olmayan performans ölçütleri arasında dengeyi sağlarken ayrıca paydaşlar arasındaki ilişkiyi de tespit etmektedir. Performans prizmasının temelini işletmenin paydaşları ile ilişkisi oluşturmaktadır. Performans prizmasına göre performans ölçüm göstergelerinin oluşturulmasında her bir performans boyutundaki soruların cevaplandırılması gerekmektedir. Bu sorular şöyle sıralanabilir;
Paydaşların memnuniyeti: İşletmenin kilit paydaşları kimlerdir ve bu paydaşların işletmeden beklentileri nelerdir?
Stratejiler: Paydaş beklentilerinin karşılanmasında işletme hangi stratejilere ihtiyaç duyar?
Süreçler: İşletme stratejilerinin gerçekleştirilmesi için hangi süreçlere gereksinimi vardır?
Yetenekler: Süreçlerinin geliştirilmesi için işletmeler ne tür yeteneklere sahip olmalıdır?
Paydaş katkısı: İşletmenin paydaşlarından beklentileri nelerdir?
İşletmenin bu sorulara verdikleri cevaplara göre kendine özgü performans değerleme sistemi oluşturabilecektir.
Böylece performans değerleme sistemi, işletmenin özelliklerine ve faaliyette bulunduğu sektöre göre esneklik gösterebilecektir.
Lojistik Başarım Yönetimi Ve Değerlemesi
Lojistik faaliyetlerin gerçekleştirilmesine yönelik verimlilik, etkinlik ve işletmelerin rakiplerinden kendilerini farklılaştırma derecesidir. Lojistik faaliyetler ile değer yaratabilen işletmeler ise kendilerini rakiplerinden farklılaştırabilir. Lojistik etkinlik, lojistik başarımın önemli bir boyutudur. Bilindiği üzere etkinlik işletmenin belirlediği amaçlara ve stratejilere ulaşma derecesidir. Lojistik başarım, işletme performansının bir alt dalı olması nedeniyle lojistik etkinliğin belirlenmesinde, işletmenin çok sayıda amacı dikkate alınmalıdır. Bu açıdan lojistik etkinlik, lojistikle ilgili amaçlara ulaşma derecesi olarak tanımlanabilir.
Lojistik başarımın diğer bir boyutu olan lojistik verimlilik, lojistik faaliyetlerin gerçekleştirilmesinde kullanılan insan gücü, enerji, tesis, depo, para gibi tüm ekonomik kaynakların, lojistik hizmet çıktılarına oranıdır. Lojistik başarımın bu boyutu işletme kaynaklarının lojistik faaliyetlerle etkin yönetilebilme yeteneğini ortaya koymaktadır.
Lojistik başarım yönetimi, işletmenin ve çalışanların lojistik hedeflerine ulaşmalarını sağlayan ve yönetsel amaçları olan bir süreçtir. Lojistik başarım değerleme ise lojistik faaliyetlerin etkinlik ve verimliliğinin gerekli lojistik başarım göstergelerinden yararlanılarak, niceliksel ve niteliksel olarak ölçülerek değerlendirilmesi sürecidir. İşletmeler, lojistik başarım yönetimiyle, katma değer sağlayan lojistik faaliyetleri belirleyebilecek ve bu doğrultuda lojistik sistemde ihtiyaç duyulan düzenlemeleri yapabilecek ve sonuç olarak lojistik faaliyetlerin başarımını arttırabilecektir. Bu açıdan lojistik başarım yönetim ve değerlendirme aşağıdaki alanlarda yapılmaktadır:
- İşletmenin mevcut ve potansiyel pazar payı
- Tedarik, satın alma, depolama, ürün tasarımı, ürün kalitesi
- Üretim ve satış düzeyi
- Tedarik, üretim ve dağıtım sürecinin verimliliği ve etkinliği
- Finansal sonuçlar, satış gelirleri ve kârlılık,
- Yatırımlar ve getirileri
- Müşteri servisi
İyi bir lojistik başarım yönetim ve değerleme süreci kapsamlı, neden odaklı, dikey ve yatay bütünleşmeyi sağlamalı, karşılaştırılabilir ve faydalı olmalıdır.
Lojistik yönetim ve değerlendirme sürecinde önce lojistik faaliyetlerin izlenmesi ve denetimi amacıyla lojistik faaliyetlerin performansı ölçülür, sonra da planlanan performans ile gerçekleşen performans karşılaştırılarak düzenleyici önlemler tanımlanır. Lojistik başarım yönetiminin temel amacı tüm lojistik sistemin verimliliği, etkinliği ve performansını ölçen bir sistemin oluşturulmasıdır.
Lojistik başarım yönetim ve değerlemenin işletmelere sağlayacağı yararları aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür;
- Lojistik faaliyetlerin etkin bir şekilde yönetilmesi için gerekli bilgiler elde edilir.
- Lojistik faaliyetlere ilişkin plan, program ve süreçlerde ortaya çıkan sorunların tespiti sağlanarak, sorunların etkin çözülmesine olanak sağlanır.
- Lojistik faaliyetlerin geliştirilme ihtiyacı olan kısımları ortaya çıkarılır.
- Lojistik başarım yönetiminin kontrolü geliştirilir.
- Lojistik faaliyetlerin planlanması sağlanır.
- Desteklenecek lojistik faaliyetler için gereken kaynakların tahsisine olanak tanınır.
- Geri bildirim yoluyla hatalı faaliyetler ve süreçler iyileştirilir.
- Tedarik, üretim, dağıtım ve sonrası faaliyetlerde etkinlik sağlanır.
- İşletme performansı ile çalışanlar arasında bağlantı kurulması ve etkin bir ödül sisteminin oluşturulması sağlanır.
- Müşteri istek ve taleplerini karşılama düzeyi artar.
- Lojistik faaliyetlerin kalite düzeyi artar.
- Raporlama yoluyla işletmenin gerçekleştirmiş olduğu lojistik faaliyetlere ilişkin elde edilen bilgilerin tüm düzeylere iletilmesi sağlanır.
Etkin bir lojistik yönetim sürecinin en zor aşamasını, en uygun lojistik başarım değerleme sistemi ve lojistik ölçütlerin geliştirilmesi oluşturacaktır. Lojistik başarım değerleme sisteminin geliştirilmesi tasarım, uygulama ve kullanım şeklinde üç aşamada değerlendirilir. İşletmelerin uyguladığı tek bir başarım ölçüm sistemi bulunmamakta, işletmeler strateji ve amaçları doğrultusunda en uygun başarım ölçüm sistemini seçip kullanabilmektedirler. Geleneksel başarım değerleme sistemleri, işletmelerin lojistik faaliyetlerinde başarılı olabilmeleri için gerekli olan ana başarım ölçütlerini belirlemeye yönelik tasarlanmıştır. Ancak geleneksel başarım değerleme sistemleri, dinamik ve yoğun rekabetin yaşandığı küresel pazarda rekabet avantajı elde etmek isteyen işletmelerin lojistik kaynaklarını yönetilmesi için gerekli bilgiyi sağlamakta yetersiz kalmıştır. Bu süreçte özellikle zaman temelli ölçütlerin önemi ortaya çıkmıştır. Diğer taraftan günümüzde rekabetin işletmelerden daha ziyade tedarik zincirleri arasında olması lojistik faaliyetlerin başarım değerlemesini zorunlu hâle getirmiştir. Bu nedenlerle maliyet bazlı ilgilere ek olarak kalite, teslim, esneklik gibi maliyet dışındaki bilgileri de toplama yeteneğine sahip daha atak ve yenilikçi lojistik başarım ölçüm sistemleri geliştirilmiştir. Bu başarım değerleme sistemlerinin başlıca örnekleri dengeli ölçüm kartı, performans prizması ve Lynch-Cross performans piramididir. Lojistik başarım değerlemesinde en çok önerilen sistem dengeli ölçüm kartıdır.
Lojistik başarım değerlendirmenin en önemli aşamasını, lojistik faaliyetlerin ne derece etkin ve verimli kullanıldığını tespit etmek amacıyla lojistik başarım göstergelerinin belirlenmesi oluşturmaktadır. Lojistik başarım ölçütleri, lojistik faaliyetlerin etkinlik ve verimliliğinin tespitinde kullanılan ölçütlerdir.
Lojistik başarım ölçütlerini sayısal olarak tanımlanmalarına ve temel lojistik faaliyetlere göre sınıflandırarak incelemek olanaklıdır. Sayısal olarak tanımlanmalarına göre başarım ölçütleri nicel ve nitel başarım göstergeleri olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır.
Lojistik Başarım Değerlemenin Hisse Değeri Üzerindeki Etkisi
İşletme kararlarında itici güç kârlılık rakamlarıdır. Ancak kısa döneme odaklanıp uzun dönemli amaçların gözden kaçırılması, işletme açısından sakınca oluşturabilecektir. Bu nedenle, işletmenin marka, araştırma geliştirme, kapasite artırma gibi uzun vadeli hedefleri de göz önünde bulundurması gerekmektedir. İşletme kararlarını etkileyen bir diğer finansal boyut nakit akışlarıdır. Güçlü pozitif nakit akışları yönetimin kâr hedefinin yerini alabilmektedir. İşletme kararlarını etkileyen üçüncü finansal boyut, sermayenin verimliliğidir. Birçok işletmenin artırmaya çaba gösterdiği sermayenin verimliliği yatırımın geri dönüş oranı ile ölçülmektedir. Sermaye verimlilik oranı olarak da adlandırılan yatırımın geri dönüş oranı kâr elde etmek amacıyla kullanılan sermaye ile net kâr arasındaki ilişkidir. Bu oran aşağıdaki şekilde ifade edilebilir;
Yatırımın Geri Dönüş Oranı = Kâr / Kullanılan Sermaye
Yatırımın geri dönüş oranı kâr marjı olarak bilinen kâr/ satışlar ve varlık geri dönüş oranı olarak bilinen satışlar/ kullanılan sermaye oranının çarpımıyla oluşmaktadır. Lojistik faaliyetlerin etkin yönetimiyle, yatırımın geri dönüş oranını artırmak mümkündür. Yatırımın geri dönüş oranını etkileyen bir başka faktör de lojistik maliyetlerdir. Lojistik faaliyetlerin işletme tarafından gerçekleştirilmesi durumunda, söz konusu faaliyetlerin etkin yönetimiyle lojistik maliyetlerin birçoğunun ortadan kaldırılması ya da en aza indirilmesi mümkündür. Ayrıca lojistik faaliyetlerin dış kaynak kullanılarak yapılması hâlinde ise lojistik faaliyetler için gerekli olan sabit varlık yatırımlarına katlanılmaması da olanaklıdır. Böylece lojistik faaliyetlere ilişkin olarak ortaya çıkan sabit maliyetlerin bir kısmı değişken maliyet niteliği kazanmaktadır.
Yatırımın geri dönüş oranını etkileyen son faktör ise kullanılan sermaye, başka bir ifadeyle işletmenin varlıklarıdır. İyi yönetilen lojistik faaliyetler işletme varlıklarının verimli kullanılmasında önemli bir role sahiptir. Lojistik faaliyetlerin önemli bilanço kalemleri üzerindeki etkisi; nakit ve alacaklar, stoklar, maddi duran varlıklar, kısa vadeli yabancı kaynaklar, uzun vadeli yabancı kaynaklar ve öz kaynaklar şeklinde sıralanabilir.
Günümüzde işletmelerin birincil amacı hissedar değerinin azami kılınmasıdır. Hissedar değeri (MVA: piyasa katma değeri) gelecekte beklenen katma değerin net bugünkü değeridir. Ekonomik katma değer ise vergi sonrası net faaliyet kârı ile işletmeye sağlanan yabancı kaynakların ve öz kaynakların tamamının üstlenilen riske göre düzeltilen maliyeti arasındaki olumlu farktır. Bu tanıma göre ekonomik katma değer, aşağıdaki gibi formüle edilebilir.
Ekonomik Katma Değer = Vergi Sonrası Net Faaliyet Kârı – Yatırılan Sermayenin Maliyeti
Ekonomik katma değerin pozitif olması sermaye maliyetinden daha yüksek kâr elde edildiğini ve hissedarların zenginliğine katkıda bulunduğunu ifade etmektedir. Aksi durumda işletmenin değer oluşturmadığı ve sermayenin etkin kullanılmadığının göstergesidir. Lojistik faaliyetler ile işletmenin faaliyet kârı, faaliyet giderleri ve yatırılan sermayenin maliyetini etkilemek mümkündür.
İşletmelerin hissedar değeri, gelir artışı, vergi minimizasyonu, sabit sermaye etkinliği, faaliyet maliyetlerinin azaltılması ve işletme sermayesi etkinliği olmak üzere 5 temel faktörden etkilenmektedir. Lojistik yönetimin ve lojistik başarım yönetiminin bu faktörler üzerinde direkt ve endirekt etkisi bulunmaktadır.
Gelir Artışı: Satış miktarı ile müşteri sadakati arasında çok sıkı bir ilişki vardır.
Faaliyet Maliyetlerinin Düşürülmesi: İyi yönetilen lojistik faaliyetler lojistik maliyetin düşürülmesine önemli katkı sağlamaktadır.
Sabit Sermaye Etkinliği: Lojistik süreçte işletmeler, depo, kamyon, yükleme ve boşaltmaya yarayan makineler ile farklı birçok araç ve gereçten yararlanmaktadır. Bu varlıkların hepsi sabit sermaye yatırımlarıdır. İşletmeler, dış kaynak kullanımı veya finansal kiralama yollarından birini seçerek, sabit sermaye yatırımlarını düşürebilir.
İşletme Sermayesi Etkinliği: Lojistik yönetimi, tedarik zinciri stratejisi ve işletme sermayesi ihtiyacı arasında doğrudan bir ilişki bulunmaktadır. Ürünlerin dağıtım güzergâhları uzadıkça işletme daha fazla stoğa ihtiyaç duymaktadır. Benzer şekilde, sipariş hazırlama ve faturalama maliyetleri artacaktır. İşletmenin stok ve alacaklarının artırılması işletme sermayesi ihtiyacını da artıracaktır.
Vergi Minimizasyonu: Her ülkenin vergi politikaları farklılık göstermektedir. Ülkeden ülkeye değişen vergi oranları işletmenin net kârını ve dolayısıyla da net nakit akışlarını etkileyecektir. İşletmelerin alacakları lojistik kararlar net nakit akışlarını etkileyen gelir/ kurumlar vergisi, varlık vergileri ve enerji üzerinden alınan vergiler gibi vergi tutarlarını minimize edebilmektedir.