MALİYE POLİTİKASI I - Ünite 3: İradi Politikalar ve Otomatik İstikrar Sağlayıcılar Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 3: İradi Politikalar ve Otomatik İstikrar Sağlayıcılar

İradı· Malı·ye Polı·tı·kaları

İradi maliye politikaları; bir ekonomide talebi yönlendirmek veya istikrar sağlamak amacıyla siyasal otoritenin iradi kararlar almasıdır. Ekonomideki dalgalanmaları önlemek için bir araç olarak kullanılan kamu harcamaları ve gelirlerinde yapılması gereken değişiklikleri kapsar. Bu kararlar bazen yasama organı tarafından alınabileceği gibi bazen de yürütme organı tarafından alınır.

İradi politikaların başarısını etkileyen iki temel faktör vardır.

  • Ekonomik tahminlerin doğruluğu
  • Gecikmeler sorunu

Ekonomik Tahminlerin Doğruluğu: İradi politikalar, bir ekonomik sorunun ortaya çıkmasıyla gündeme geldiği için ekonomik tahminlerin doğruluğu büyük önem taşımaktadır. Uygulanacak maliye politikası, yapılan tahminlerin doğruluğuna ve konulan teşhislerin çerçevesine doğrudan bağlıdır.

Ekonomik tahminlerde kullanılan yöntemlerin gelişmesi tahminlerin doğruluk ihtimalini yükseltmektedir. Ekonometrik yöntemlerin gelişmesi ve bilgisayar programlarının daha karmaşık hesaplamaları yapabilecek şekilde iyileşmesi ile beraber daha kısa sürede ve daha doğru tahminler yapılabilmektedir. Ayrıca iletişim araçlarının gelişmesi ile beraber uluslararası düzeyde bilgi akışı hızlandığından, herhangi bir ülkede ortaya çıkan bir soruna karşılık ulusal düzeyde daha kısa sürede önlem alınabilmektedir. Ancak bütün bu gelişmelere rağmen ekonomik olaylar tekdüze olmadığından ve ekonomik birimlerin kararları her zaman yeterli bilgi ile alınmadığından, tahminlerde sapma olabilmektedir.

Gecikmeler Sorunu: Ekonomik tahminler doğru yapılsa bile bu doğru tahminin zamanında yapılması, iradi kararların zamanında alınması ve uygulanan ekonomik programın beklenen zamanda ve büyüklükte sonuç vermesi gerekir. Yukarıda değinildiği gibi bir ekonomik sorunun doğru tahmin edilmesi elbette önemlidir. Ancak bu ekonomik sorunun zamanında tahmin edilmesi de en az doğruluğu kadar önemlidir. Ekonomik sorunların zamanında teşhis edilmesi iradi politikaların başarı şansını arttıracaktır. Ancak doğru tahmin ve doğru politikalara rağmen zamanında uygulanmayan politikalar doğru sonuç vermeyecektir.

Tanıma gecikmesi; bir ekonomide herhangi bir sorunun ortaya çıkışı ile bir mali işlem için harekete geçme kararı arasındaki gecikmedir.

Uygulama gecikmesi; bir maliye politikası paketi için harekete geçme anı ile bu paketin uygulamaya başlanması arasındaki gecikmedir.

Tepki gecikmesi: Bir maliye politikası işleminin uygulanmaya konulması ile beklenen sonucu vermesi arasındaki gecikmedir.

Otomatı·k İstı·krar Sağlayıcılar

Otomatik istikrar sağlayıcılar; hiçbir iradi karara gerek kalmadan durgunluk döneminde bütçe açığı veya enflasyon döneminde bütçe fazlası yaratarak ekonomide istikrar sağlayan mekanizmalardır.

Daralma ve genişleme döneminde, kamu harcamaları ve vergilerdeki otomatik değişmeler konjonktür dalgalanmalarını hafifletebilir. Daralma döneminde işsizlik artmakta ve gelir azalmaktadır. Bu durumda tüketim harcamalarında da azalma meydana geldiğinden durgunluğun daha da derinleşme riski ortaya çıkmaktadır. Hâlbuki böyle bir dönemde işsiz kalanlara verilen işsizlik sigortası ödemeleri bu talep daralmasını bir ölçüde telafi edebilir. Genişleme döneminde ise enflasyon sorunu ortaya çıktığı için talebin kısılması gerektiğinden, iş bulanlara işsizlik sigortası ödemelerinin yapılmaması ve tersine çalışanların işsizlik sigortası primi ödemesi nedeniyle aşırı talep artışı bir ölçüde önlenmiş olacaktır.

Kamu harcamaları ve vergilerin otomatik istikrar sağlayıcı gücünün ölçülmesi mümkündür. Otomatik etki yaratan kamu harcamaları ve vergilerin mevcut olması ile olmaması hâlinde ortaya çıkan etkinin karşılaştırılması, bu ölçümün bir yolu olabilir.

Maliye politikasının iki temel aracı olan kamu harcamaları ve vergilerin ekonomik istikrar sağlayıcı işlevi, bu araçların gelirdeki değişmelere karşılık ne kadar değiştiğine bağlıdır. Kamu harcamalarının talep arttırıcı özelliği olduğuna göre, durgunluk döneminde bu harcamaların artması, enflasyon döneminde ise bu harcamaların azalması gerekir. Tersine, vergiler özel sektör harcamalarını azalttığına göre durgunluk döneminde vergilerin azalması, enflasyon dönemlerinde ise vergilerin artması gerekir.

Kamu harcamalarının gelir düzeyine duyarlılığı daha az olduğundan istikrar sağlayıcı özelliği vergilerden daha düşüktür. Çünkü kamu harcamaları harcamacı kuruluşlara ayrılan ödeneklerle ve bu ödeneklerin siyasal süreçte onaylanması ile gerçekleşir. Her yılın sonunda, takip eden yılın ödeneklerinin belirlenmesi ile ortaya çıkan harcama kararları bu anlamda fazla esnek değildir. Daralma ve genişleme dönemleri ile bağlantılı olarak artan ve azalan harcama kalemleri çok sınırlı olmakla beraber işsizlik tazminatı ve tarıma verilen destekler bir ölçüde otomatik istikrar işlevi görebilir.

Otomatik istikrar işlevi en güçlü olan kamu harcaması kalemi işsizlik tazminatıdır. İşsizlik sigortası; çalışanların ilgili fona prim ödemesi, işini kaybedenlerin ise bu fondan işsizlik tazminatı alması biçiminde tasarlanmış sosyal koruma programıdır. Daralma döneminde talep azalmakta, stoklar birikmekte ve kapasite kullanım oranları düştüğünden üretim azalmaktadır. Üretimi azaltmaya karar veren üreticiler çalışanların bir kısmının işine son vermektedirler. İşsiz kalan insanlar, çalıştıkları süre ve bu sürede elde ettikleri gelirleri ile bağlantılı olarak bir miktar işsizlik tazminatı almaktadırlar. Bu ödemeler, daralan talebin bir kısmını telafi ettiğinden bir miktar genişletici etki yaratır. Ayrıca bu ödemeler, ilgili yasaya göre otomatik olarak yapıldığından, yılın herhangi bir döneminde işini kaybeden birisi işsizlik ödemesi için başvuru yapar ve mevzuata göre hak ettiği ödemeyi alır. Bu yüzden de işsizlik sigortası otomatik istikrar sağlayıcı bir özelliğe sahiptir.

Diğer bir kamu harcamaları kalemi ise tarıma verilen desteklerdir. Tarım sektörü büyük ölçüde doğa koşullarına bağlıdır ve kurak geçen yıllarda ürünün miktar ve kalitesi düşerken iklim koşullarının iyi olduğu yıllarda tersine ürün miktarı ve kalitesi artar. Bu dalgalanmalar tarım üreticilerinin ve tarım ürünü tüketicilerinin gelirini etkiler. Bu yüzden de birçok ülkede tarım sektörü taban fiyat, destekleme alımı ve doğrudan gelir desteği gibi araçlarla desteklenir. İklim koşulları önceden bir ölçüde tahmin edilebildiği hâlde, tarım sektörü üzerindeki etkisi tam olarak tahmin edilemeyeceğinden destek miktarı ve zamanı genellikle sorun ortaya çıktıktan sonra yasal veya idari kararlarla belirlenir. Bu yüzden de tarımsal desteklerin otomatik istikrar işlevi işsizlik sigortasına göre daha düşüktür.

Vergilerin otomatik istikrar sağlayıcı fonksiyonu gayri safi milli hasıladaki değişiklikler karşısında vergi hasılatında meydana gelen değişikliklere göre ortaya çıkmaktadır. Vergilerin otomatik istikrara sahip olması için bir vergi sisteminde bazı özelliklerin bulunması gerekmektedir. Bu özelliklerin başında esnek bir vergi sisteminin yapılanmış olması gelir. Gelire bağlı olarak ortaya çıkan vergi hasılatı, esnek bir vergi yapısında gelir artarken, daha çok artarak aşırı genişlemenin etkisini bastıran bir işlev görür. Gelir azalırken de daha çok azalarak aşırı daralmayı önler.

Bir bütün olarak bir vergi sisteminin esnekliği o vergi yapısının bileşimine bağlıdır. Çünkü bir vergi sistemi içinde çeşitli vergilerin esneklikleri birbirinden farklıdır. Oransal tarifeli vergilerin esnekliği ise vergi matrahının gayri safi milli hasıladaki değişikliklere karşı duyarlılığına bağlıdır. Tek oranlı vergilerde vergi hasılatının otomatik esnekliği gelirdeki değişikliklere karşı vergi matrahının tepkisine bağlıdır. Diğer bir deyişle burada vergi matrahının esnekliği vergi hasılatının otomatik esnekliğini belirlemektedir. Vergilerin otomatik istikrar sağlayıcılığı artan oranlı tarifelerde çok daha belirgin hâle gelmektedir. Artan oranlı vergilerde, vergi matrahının esnekliği yanında vergi matrahındaki değişikliklere karşı ortalama vergi oranında meydana gelecek değişiklikler de bu durumu etkilemektedir. Çünkü bu durumda geliri artan kişiler daha yüksek oranda vergilendirileceklerinden, yalnızca ödedikleri vergi mutlak olarak artmakla kalmayacak, verginin gelir düzeyine oranı da büyüyecektir.

Artan oranlı olarak düzenlenen kişisel gelir vergisi, esnekliği son derece yüksek olan bir vergi olarak belirtilebilir. Kişisel gelir vergileri tarifelerinin artan oranlı olması nedeniyle ekonominin genişleme dönemlerinde vergi matrahından daha hızlı artan vergi hasılatları ortaya çıkmakta ve bu durum vergi yükümlülerinin tüketim ve yatırım harcamalarını arttırmalarına engel olmaktadır. Ekonominin daralma dönemlerinde ise vergi yükümlüleri gelirlerinin azalmasına karşın, ortalama vergi oranı düştüğü için tüketim ve yatırım harcamalarını bir ölçüde devam ettirebilmektedirler.

Kişisel gelir vergisinin otomatik istikrar sağlayıcı olarak gücünü etkileyen bazı faktörlerin bulunduğunu belirtmek gerekmektedir. Bu faktörlerden bazıları; kişisel gelir vergisinin her çeşit kazancı vergilendiren genel bir vergi olup olmadığı, kişisel gelir vergisinin artan oranlılık derecesi, ekonomide vergi kaçakçılığının ne kadar yaygın olduğu ve verginin tahsil edilme biçimi şeklinde özetlenebilir.

Otomatik istikrar sağlayıcı gücü yüksek olan bir diğer vergi türünün kurumlar vergisi olduğu söylenebilir. Genellikle tek oranlı uygulanan kurumlar vergisinin bu nedenle esneklik derecesinin zayıflayabileceği düşünülebilir.

Formül Esneklı·ği

İradi maliye politikalarında ortaya çıkan gecikmeler sorunu ve otomatik istikrar sağlayıcı yöntemlerde kimi zaman görülen yetersizlikler söz konusu yöntemlerin etkinliğini azaltmaktadır. Formül esnekliği yöntemi bu yöntemlerin sakıncalarını gidererek, bir bakıma iradi maliye politikaları ile otomatik istikrar sağlayıcılar arasında bir köprü işlevi görmek üzere geliştirilmiş bir yöntemdir.

Formül esnekliği yönteminde bir ekonomide ekonomik yapı ile ilgili göstergeler belli bir değeri aşınca türü ve büyüklüğü önceden saptanmış olan birtakım önlemler devreye girmekte ve böylece örneğin, vergi oranlarındaki değişiklikler iradi bir maliye politikası olmaktan çıkartılarak, kısmen otomatikleştirilmiş olmaktadır.

Formül esnekliği yönteminin bir ekonomide istikrar bozucu etkilere karşı hemen tepki göstermesi gibi bir üstünlüğe sahip olmasına rağmen, ekonomik yapıdaki istikrarsızlık dinamiklerinin çokluğu ve karmaşıklığı ve tüm bu istikrarsızlık durumlarına uygun bir önlemler setinin önceden saptanmasının güçlüğü gibi nedenlerle uygulamada sınırlı kalmıştır.

İradı· Makro Polı·tı·kalar ve Malı· Kurallar

Ekonomik istikrarın sağlanmasında iradi makroekonomik politikaların mı yoksa uzun dönemli kuralların mı daha etkin olduğuna dair dikkate değer tartışmalar yapılmaktadır. Tartışmanın bir yönü ekonomik, diğeri ise siyasidir.

Ekonomik tara an bakıldığında, iradi politikaları savunanlar ekonomik sorunların çözümünde kuralların etkin olmayacağını, çünkü ekonomik olayların dinamik bir yapıya sahip olmaları nedeniyle uzun dönemde bu sorunlara çözüm olabilecek kuralların konulamayacağını savunmaktadırlar. Kural tara arları ise daha önce belirtildiği gibi, tahminlerin zorluğu ve gecikmeler sorunundan dolayı iradi politikaların başarılı olamayacağını savunmaktadırlar. Bilgi ve iletişim teknolojilerinin çok geliştiği günümüzde ekonomik aktörler küresel gelişmeleri kolay takip edebilmekte ve hızlı karar alabilmektedirler. Bu yüzden de ekonomik karar alıcıların geleceğe güvenle bakmaları ve belirsizlik içerisinde hareket etmemeleri için belirli kuralların güvenceye alınması gerekmektedir.

Siyasi açıdan bakıldığında iradi politikaları savunanlar, bunun demokrasilerin gereği olduğunu savunurlar. Seçmen oyu ile iktidara gelmiş olan hükümetlerin, seçim sürecinde vaat ettikleri politikaları uygulayabilmeleri için iradi davranabilmeleri gerekir. Siyasal olarak hesap verme durumunda olan siyasal iktidardır ve uygulamaların kurallara bağlanması iktidarın hareket alanını daraltmak anlamına gelir.