MEDYA SOSYOLOJİSİ - Ünite 7: Yeni Teknolojilerle Aracılanmış İletişim Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 7: Yeni Teknolojilerle Aracılanmış İletişim

Yeni Teknolojiler

Teknoloji demek yaşamımızı elimizin, ayağımızın, gözümüzün, kulağımızın ve beynimizin uzantısı olan araçları üretme bilgisi ve bu bilgiye dayanarak örgütlenme ve üretim yapma biçimi demektir. Dolayısıyla, teknolojik yapı, aslında toplumun yapısıdır. “Yeni teknoloji” “günümüzdeki araçlar” anlamında kullanılır. Yeni teknolojiler dendiğinde teknolojiden değil teknolojik araçlardan bahsedilmektedir.

Yeni teknolojik araçlar kişisel kullanımdan uluslararası ticaret, baskı ve savaş amaçlı kullanıma kadar farklılaşan binlerce tür aracı içerir. Günlük hayatımızda karşılaştıklarımıza örnekler:

  • Cep telefonu sistemi: Cep telefonları ve cep telefonlarıyla bilgisayara ve internete bağlanmak için gerekli tüm araçlar,
  • Bilgisayarla aracılanmış iletişim sistemleri,
  • CD-ROM, multimedya ve internet bağlantı sistemleri,
  • Video konferansı, interaktif dijital TV (IDTV) ve sanal gerçek sistemleri,
  • HD, UHD ve Dijital kayıt ve yayın sistemleri,
  • SMS ve MMS gibi mesaj gönderme ve alma sistemleri,
  • Geniş bant ve kablosuz iletişim sistemleri,
  • “Camera Phone” (örneğin smartphone) ve digital foto kayıt sistemleri,
  • Yeni video ve sinema kayıt ve gösterme sistemleri
  • Digital ses teknolojisi; wav ve .mp4 gibi kayıt formatları,
  • Dijital uydu sistemleri,
  • Dijital yayın araçları,
  • Hareket veya ısı ile çalışmaya başlayan izleme ve kontrol sistemleri,
  • İşyerleri ve diğer yönetimsel yapılardaki kimlik tespiti araçları: parmak izi,
  • GPS gibi uydu ile takip sistemi, bu sistemin ulus içi ve uluslararası kontrol ve izleme amaçlı kullanımı; trafikte yön bulmak için kullanımı,
  • Robot ve uzaktan kontrollü otomasyon sistemleri.

Yeni teknolojilerin getirdikleri kadar götürdükleri de olmuştur. Yeni teknolojiler, hızlı değişim, hızlı kullan ve hızlı at nedenleriyle, hızla artan teknolojik çöplük dağlarının oluşmasına ve çevrenin zarar görmesine neden olmaktadır. Diğer yandan kişisel ilişki ve kişisel iletişim nicel olarak azalmıştır. Yeni teknolojiler bir yandan bize belirli bir oranda özgürlük sağlarken, diğer yandan ister ev, ister okul ya da iş olsun hemen her yerdeki hareketlerimizin izlenmesi dolayısıyla aynı zamanda bizi kontrol de etmektedir. Bireyleri yeni teknolojilere yönlendirmek için bir takım iddialar ortaya atılır. Bu bağlamda yeni iletişim teknolojilerin yoksulluğu azalttığı, fakir insanların yaşam seviyesini yükselttiği, bu teknolojilerin tüketiciyi güçlendirdiği, örgütsel süreçlere demokratikleşme getirdiği, şirketleri demokratikleştirdiği iddia edilir.

İnternet’in Gelişmesi

Bilgisayarların gelişmesi ve iletişim ağlarının kurulması ve özel kullanıma açılmasıyla, günümüzde “internet” veya “web” (ağ) denen ilişki ve iletişim biçimi gelmiştir. İnternet dünya çapında birbirine bağlı bilgisayar şebekeleridir. İnternet iletişimi bilgisayarların bağlandığı şebekeler ağından geçerek kurulan ilişkiyi anlatır.

İnternetin gelişmesi mekaniksel hesap makinesinden başlayarak kablo ve uydu ağlarının kurulmasına kadar gelen uzun bir tarihi geçmişe sahiptir. İnternet 1969’da Amerikan Savunma Bakanlığı’nda savaş iletişiminde gelişmeyi sağlama amacıyla Advanced Research Projects Agency Network (ARPANET) adıyla başladı.

1990’larda kullanıcılara gevezelik (sohbet), tartışma, program değiş tokuşu, e-posta olanakları veren BBS’ler yaygınlaştı ve internetin ucuzlamasıyla 1990’sonlarında BBS sistemi ortadan kalktı. 1980’lerin ortalarından beri hızla artan bir şekilde, sadece Amerika’da değil bütün kapitalist dünyada binlerce firma internet yoluyla iş yapma yolunu seçmiştir ve bu kullanım hızla artmaktadır.

Türkiye’ye internet, Geniş Alan Şebekesi (WAN, Wide Area Network) olarak Türk Üniversiteleri ve Araştırma Kurumları Ağı (TUVAKA) adı altında kuruldu. İnternete ilk bağ 1993’te ODTÜ tarafından kurulmuş; 1994’te Ege Üniversitesi, 1995’te Bilkent ve Boğaziçi; 1996’da İTÜ ilk internet bağlantılarını yapmış ve 2005’e gelindiğinde bu ağ bütün üniversitelere yayılmıştır.

Temel Özellikler, Yapı ve Kontrol

İnternet en genel araçsal yapı olarak şunlardan oluşur:

a) Fiziksel olarak bilgisayarlar, bilgisayar kullanımı için gerekli klavye ve fare gibi parçalar ve ağ bağlantı teknolojileri,
b) Bağlantı hizmet veren şirket ve araçlar,
c) İnternette araştırma yapabilmek için Google, MSN, AOL ve Yahoo gibi araştırma motorları,
d) Bilgisayarı çalıştırma ve internete bağlantı kurmak ve arama yapmak için hem bizim bilgisayarımızda hem de bağlantı ağındaki bilgisayarlarda uygun yazılımların (software) olması gerekir.

İnternet, birbiriyle bilgisayar ve yazılımlarla bağlı dünya çapında araçlar bütünüdür. İnternet iletişimi bilgisayarların bağlandığı şebekeler ağından geçerek kurulan ilişkiyi anlatır. Siber uzay, sanal uzay (Cyberspace) kavramı günlük yaşamımızdaki örgütlü mekanlara internet tarafından eklenen internetle gidilen mekanlar anlamınadır. Yani, siber uzayda aslında internette bireyin gördüğü, duyduğu, okuduğu, hissettiği, satın aldığı veya almayı düşündüğü her şey vardır. Sanal gerçek (virtual reality): Siber uzaydaki gerçek, sanal gerçek olarak nitelenir. Sanal gerçek ile yaşanan gerçek, faaliyet türü bağlamında iki ayrı şeydir. Yaşanan gerçekte gerçek insanlarla gerçek ilişkileri gerçek fiziksel yer ve uzayda yapmaktayız. Sanal gerçekte bunu bilgisayarın önünde internet kullanarak yapmaktayız.

Ürün Biçimlendirme: Ürün biçimlendirmede amaç sadece işlevsellik ve kullanım kolaylığı gibi temellere dayanmaz, aynı zamanda pazarlama ve hatta siyasal amaçlar da taşıyabilirler. Ekonomik ve siyasal amaçlarla, teknolojik araç biçimlendirmede araç öyle bir şekilde örgütlenir ki benzer araçlar arasında ve parça kullanımında geçişsizlik yaratılır.

Örgütlenme ve Kontrol: Örgütlenme demek, aynı zamanda kaçınılmaz olarak, kontrol mekanizmaları kurmak demektir. İnternet örgütlü yapılar kümelerinden oluşur ancak internetin merkezi bir örgütlenme biçimi ve kontrolü yoktur.

Günümüzde Türkiye’de iki ayrı amaçlı internet yönetim sistemi vardır: Birincisi akademik bağı kurma amaçlı Ulusal Akademik Ağ Bilgi Merkezidir (ULAKBİM). İkincisi ise ticari amaçlı TURNET’tir.

Özellikle dev medya, telekomünikasyon ve bilgisayar firmalarının interneti kontrolü birkaç yolla olmaktadır:

  1. Üretim araçlarına sahiplik
  2. Şebekeleri doğrudan satış ve dağıtım aracı şeklinde kullanarak üretilen malları satmak
  3. Uluslararası bankalar kredi kartı yoluyla kapitalist sistemin güçlülerine tehlike yaratabilecek akışı kontrol etmektedir.

Devlet Kontrolü: Yaratılan yaygın görüşe göre internet üzerinde bürokratik veya devlet/hükümet kontrolü yoktur. Devletin veya hükümetin kontrolünün olması için internetin TRT gibi örgütlenmesi gerekmez, aşağıda sıralanan yollarla da denetim yapabilir:

  • İstenmeyen web siteleri engellenir (erişim bloke edilir).
  • İnternet kafelerdeki kullanımlar kaydedilir.
  • “İnternet detective” adı verilen programlar bilgisayarlara yerleştirilir (veya benzeri programlar “cooky/çerez” yoluyla bilgisayarımıza konur) ve bu casus programlar ile bilgisayarlarda insanların ne yaptıkları kontrol edilir.
  • E-postalar kolayca izlenebilir ve izlenmektedir.
  • Devlet otoriteleri zaten “yasa dışı” olan veya yasa dışı faaliyetlerde bulunan siteleri kapatır.

Siber Uzay Ekonomisi: Siber uzay Google gibi trilyonluk ekonomik yapıları ve ciddi şirket ve devlet kontrolünü içerir. Yeni teknolojilerle oluşturulan siber uzayda “sosyal ağ/network sermayesi”, bilgi “sermayesi,” “kültürel sermayesi” oluşturulduğu belirtilmektedir. Sosyal ağ sermayesi (örneğin Facebook sermayesi) kişiden kişiye karşılıklı-eylem (interaction) ile oluşan değer olarak nitelenmektedir.

“Bilgi kapitali” enformasyon paylaşmanın güç paylaşması olduğu düşüncesine dayanır. İnternette enformasyon alışverişi ve paylaşımı “bilgi sermayesi” olarak nitelemek, “bilgi güçtür” diyen biliş yönetiminin internete uzatılmış şeklidir. İnternette veya herhangi bir yerde bilginin güç olabilmesi için insanların o bilgiyi kullanarak karar vermeleri ve bu kararın onların, yaşamlarını düzenlemeleri ve geliştirmeleri biçiminde olması gerekir.

“Enformasyon ekonomi”, enformasyon üretimi, dağıtımı ve kullanımından zenginlik (ve elbette yoksunluk) yaratan ekonomik örgütlenme ve ilişkiler yapısı demektir. Bu ekonomi kapitalist ekonomiden ve özel mülkiyet ilişkilerinden farklı bir ekonomi değildir. Enformasyon ekonomisi aslında “enformasyon/bilgi” üreten sektördür. Yani bu ekonomi işlevsel enformasyon, bilgi, biliş ve bilinç üreten ve yayan bir yapıdır. Bu yapının amacı, tüm diğer üretim, dolaşım, tüketim ve bölüşüm faaliyetler ağı için gerekli bilgileri üretmek aynı zamanda da bireyin davranışını yönetmektir. Kısaca enformasyon ekonomisi mal değil mallar, pazarlar, ilişkiler ve akla gelebilecek her şey hakkında düşünce üreten ve bu üretim yoluyla ticaret yapan bir yapılanmadır.

Kullanıcılar ve Kullanım Biçimleri

İnternetin örgütsel yapısının zorunlu temel öğesinden biri de kullanıcılardır: kullanıcılar olmaksızın internet olamaz.

İnterneti kullanım biçimleri birkaç temel yönelim gösterir:

a. Kitlelerin büyük çoğunluğunun kullanımı boş vakit geçirme ve eğlenme,
b. Eğitim amaçlı kullanma,
c. Akademik ve profesyonel kullanım,
d. İnternetle alışveriş için kullanım,
e. Kişiler arası iletişim için kullanım,
f. Sosyal ağa katılarak kullanım,
g. Çeşitli internet forumlarına katılarak kullanım,
h. Bazıları ya kendi web sayfalarını açmakta, ya kendi bloglarını kurmakta ya da çeşitli bloglara üye olmaktadır.

Kötü Kullanım: İnternet dünyasında genel kullanıcıların kötü davranışları olarak uygun olmayan dil kullanmayı ve çeşitli yollarla rahatsız etmeyi görürüz. Davranış konusunda internet grupları ve blogları internet etiği (netiquette) kuralları koymuşlardır. Bu kurallara uymayanlar o siteden atılırlar.

Örgütlü Kullanım: Profesyonelliğin İnternete Transferi: İnterneti kullanan ticari ve diğer örgütler kendi örgüt kültürlerini, iş yapış biçimlerindeki alışkanlıklarını ve rutinlerini doğal olarak internete de taşırlar. Bugün internet ve bilgisayarla iletişim şebekeleri özellikle gelişmiş kapitalist ülkelerde şiddetle devam eden çıkar ve ideolojik mücadele alanı durumundadır.

Kapitalist pazar ekonomisinin bir sonucu olarak yeni modern telefon sistemleri kuruldukça bilgisayar fiyatları ve telefon ücretleri düştükçe internet kullanımı kolaylaştıkça sadece kapitalizmin yayılması değil aynı zamanda karşı mücadelenin yaygınlığı da artmaktadır.

İnternetin Sosyal Anlamı ve Sonuçları

İnternet, televizyon ve radyodan farklı olarak tartışma grupları gibi oluşumlardan geçerek kullanıcıların kendi görüşlerini sunduğu veya kendi düşüncelerine uygun kimselerle iletişim kurduğu açık bir platform potansiyeline sahiptir. İnternet ortamında tartışma açabilir veya tartışmalara katılabilir, farklı sosyal ilişkiler ortamı kurulabilir, demokratik katılım ve özgürlükçü ortam oluşturulabilir.

İnternetin gazeteciliği meşrulaştırdığı, topluma demokratik siyasal katılım getirdiği iddia edilmektedir. Demokratik katılma, karar süreçlerinden başlayarak uygulama ve sonuçlarla ilgili her şeye etki edecek bir biçimde dâhil olmadır. İnternet yeni egemenlik ve mücadele alanı olarak örgütlü yaşamda yer alır. Örgütlü yaşamın ek bir parçasıdır ve bu yaşam koşulları tarafından belirlenmiştir; ne internetin kendisi ne de interneti kullanan bireyler genel yaşamı belirleyecek güce ve konuma sahiptir. Dolayısıyla internetin sosyal anlamı ve getirdiği sonuçları dikkate alarak demokratikleştirme, özgür kamusal alan ve bilgi toplumu getiren kurtarıcı özne olarak değerlendirmekten ziyade internete erişimin ve kullanımın doğasına, kimlerin ne için ulaştığına, sunulan içerik ve bunların kullanımına, reklam, propaganda ve bilinç yönetimi için kullanımına bakmak gerekir.

İnternetin bilgi toplumunu getirdiği iddia edilmektedir. İnternet bilgi toplumu getirmede önemli rol oynayabilir, eğer internet bilgi toplumunu oluşturacak bir şekilde kullanılırsa ve internette bilgi toplumunu oluşturulacak içerikler bedava konursa. Çünkü bilgi toplumu demek, en azından, kararlarını ve uygulamalarını bilgiye dayanarak yapan ve bu bilgiyi de internet kullanımıyla elde eden toplum demektir; bilgi toplumu demek, bilgi üreten, dağıtan ve tüketen, böylece herkesin yaşamını insanca yaşama seviyesine gelmesini sağlayan, mantıklı düşünmenin egemen olduğu toplum demektir. Bunun olabilmesi için kullananların bu amaçla kullanması gerekir ve internette bu bilgiye özgürce ulaşabilmeleri gerekir.

İnternet ile yeni bir toplum biçimi geldiği ve bunun da network/ağ toplumu olduğu yaygın bir şekilde iddia edilmektedir. Bilgi toplumu için sadece yönetimin değil, halkın kendini bilgiye dayalı kullanımdan ve rasyonel karar vermeden geçerek materyal ve düşünsel olarak gerçekleştirebilmesi gereklidir. İnternetteki “ağ toplumları” da süregelen toplumsal ağların teknolojiyle uzatılmış biçimidir; toplumsal eşitsizliklerin, haksızlıkların ve adaletsizliklerin yansıtıldığı bir yer yerine, bunların tam tersi olamaz; olabilmesi için çıkar, güç ve ilişkiler kompozisyonunu toplumsal yönetimin karar verme, üretim, dağıtım, kullanım ve yaratılan faydayı bölüşüm safhalarında değişmesi gerekir.

İnternetin ekonomik ve siyasal güç yapılarını, gazetecilik pratiklerini, örgütlenme biçimlerini, değerlerimizi ve hatta düşünme biçimimizi değiştirdiği öne sürülmektedir. Ama bunların ancak bazılarının doğru, fakat çoğunun geçersiz olduğu bazen kısa bazen de uzun zamanda anlaşılmıştır. Elbette her yeni teknolojik araç, dayandığı gereksinimleri gidermede, o aracı yaratanların amaçlarını karşılar. İş yerindeki bilgisayar ve diğer teknolojik yenilemeler, işverene, örneğin, zaman kazandırır, işten çıkarmalarla işgücünü azaltarak para tasarrufu yaptırır; ama çalışanların beş altı gün 50-60 saat çalışma zamanını azaltmaz; çünkü teknolojik aracın örgütlendiği amaca göre nasıl kullanılacağına ve getirdiği sonuçların nasıl değerlendirileceğine karar veren de insanlardır. Ama bu insanlar, iş yerindeki maaşlı/ücretli çalışan insanlar değildir; yönetenler kimlerse onlardır.

İnternetin insanları güçlendirdiği günümüzde en yaygın söylemlerden biridir. Bu söylem ancak interneti bilgi toplayarak ve kullanarak kontrol mekanizmaları geliştiren siyasi ve ekonomik güçlüler veya dayanışma kurmak ve geliştirmek isteyen aktif güçsüzler için geçerlidir. Elbette, internet yoluyla yaşamımızda bazı şeyler kolaylaştı, ama interneti her derdimize deva olan “çağdaş kurtarıcı melek” olarak ilan etmenin geçerli bir yanı yoktur. Kısaca, internetin insana ve topluma getirdikleri ile ilgili söylenen şahane sözlerin büyük çoğunluğu gerçeği yansıtmayan biliş ve davranış yönetimi ifadeleridir.

Yeni teknolojilerle kurulmuş bir ilişkiler ağına sosyal medya adı verilmiştir. “Sosyal medya” kavramıyla gelen gruplaştırma bilimsel geçerliliğe sahip değildir; geçersizdir. Açıklayalım:

  • İletişim araçları, sosyal içinde üretilir ve kullanılır; her araç toplumsal bir üründür ve sosyaldir. Sosyal olmayan veya sosyalin dışında bir iletişim aracı düşünülemez.
  • Sosyal medyanın sosyal ilişki/etkileşim medyası olduğu belirtilmektedir. Bu yanlıştır, çünkü en eski olan paradan ve yazıdan başlayarak her araç/medya sosyal ilişki medyasıdır.
  • Bilgisayar ve internet gibi günümüzde hızla yaygınlaştırılan yüksek seviyedeki kontrol araçlarının erişilebilirlik ve devasa karakterlerinin, onları sosyal medya yaptığı iddia edilmektedir; bu iddia bilimsel kategorileştirmeyle alay eden bir iddiadır.
  • Sosyal medyayı oluşturan ölçütlerden biri de “içeriğin kullanıcılar tarafından üretildiğidir”. İçerik kullanıcı tarafından doldurulsun veya doldurulmasın, her araç sosyaldir; siyasal alanda kullanılıyorsa, siyasaldır; ekonomik amaçla kullanılıyorsa, ekonomiktir; kültürel amaçlıysa, kültüreldir.
  • “Sosyal medya” denen şeyle ilgili göstergelerin hepsi de tarih boyu “araç” ile ilgili olarak zamanın kısaltılması, yere bağımlılığın azaltılması veya ortadan kaldırılması, taşınabilirlik ve erişim kolaylığı gibi gelişmelerle ilgilidir.
  • Televizyon endüstriyel medya olarak sunulmakta; ama internete “sosyal medya” denilmektedir.
  • Bilgisayar ve internet, tüm diğer medya gibi sosyale/toplumsala aittir.
  • Sosyal medya denilen internet/web ile kurulan ilişkilerin sosyal olması gerekir.