MENKUL KIYMET YATIRIMLARI - Ünite1: Menkul Kıymetlere Yatırım Ortamı Özeti :
PAYLAŞ:Ünite1: Menkul Kıymetlere Yatırım Ortamı
Ünite1: Menkul Kıymetlere Yatırım Ortamı
Giriş
Bireyler tasarruflarını enflasyondan korumak ve gelecekte gelir elde etmek, kurumlar ise bireylerin farklı amaçlarla kendilerine yatırdığı fonları değerlendirmek amacıyla yatırım yaparlar. Bu yatırımlar reel varlıklara olabileceği gibi finansal varlıklara da olabilmektedir.
Yatırım Kavramı ve Yatırım Türleri
En genel haliyle yatırım, fonların korunması veya gelir elde edilmesi amacıyla sermayenin bir değer ya da varlığa tahsis edilmesidir. Sermayesini değerlendirmek amacıyla yatırım yapan kişi veya kurumlara ise yatırımcı denilmektedir.Yatırımlarda önemli olan nokta, söz konusu yatırımın yatırımcıya sağlayacağı getirinin beklentiyi karşılayıp karşılayamadığıdır. Ancak yatırım dönemi sonunda, yatırımdan elde edilen getiri en azından enflasyonun ve dalgalanmaların üzerinde değilse, söz konusu yatırımın başarılı olduğu söylenemez. Yatırımın başarısını belirleyen diğer bir faktör ise üstlenilen risktir. Bu nedenle optimal bir yatırımın en temel özelliği, risk ve getiri arasında bir dengenin sağlanmış olmasıdır.
Yatırımlar temel olarak sabit varlık yatırımları ve finansal varlık yatırımları olarak iki temel grupta ele alınmaktadır. Sabit varlık yatırımları reel varlıklara yapılan yatırımları ifade ederken, finansal varlık yatırımları fiziksel olmayan, sahibine alacaklılık veya ortaklık hakkı sağlayan varlıklara yapılan yatırımları ifade etmektedir.Finansal varlık kapsamında değerlendirilen menkul kıymet kavramı ise ortaklık veya alacaklılık sağlayan, belli bir meblağı temsil eden, yatırım aracı olarak kullanılan, dönemsel gelir getiren, misli nitelikte, seri halinde çıkarılan, ibareleri aynı olan ve şartları Sermaye Piyasası Kurulu tarafından belirlenen kıymetli evraklar olarak tanımlanmaktadır. Sabit varlık yatırımları ise şu şekilde sınıflandırılmaktadır;
·Komple yeni yatırımlar
·Yenileme yatırımları
·Tevsii yatırımlar
·Tamamlama yatırımları
·Modernizasyon yatırımları
·Darboğaz giderme yatırımları
·Kalite düzeltme yatırımları
·Entegrasyon yatırımları
·Finansal Kiralama yatırımları
·Nakil yatırımları
Menkul kıymet yatırımları ile sabit varlık yatırımları arasındaki en temel fark, menkul kıymet yatırımcısının sabit varlık yatırımında olduğu gibi yatırımın dayanak varlığı üzerinde doğrudan kontrolünün olmamasıdır.
Yatırımları Farklılaştıran Faktörler
Yatırımları farklılaştıran faktörler ekonomik ve finansal, siyasal, hukuki, sosyo-kültürel ve kişisel faktörler olarak sıralanabilir.
Ekonomik ve finansal faktörler:Ekonomik faktörler, finansal piyasaları ve buna bağlı olarak yatırım politikalarını yönlendiren en önemli faktörlerdir. Yatırımcının ekonomik faktörler arasında öncelikle ele alması gereken konu, güvenlik ve istikrar, finans ve altyapı, işgücü piyasası ile düzenleyici otoriteler ve vergilendirme bileşenlerinden oluşan yatırım ortamıdır.Ayrıca makroekonomik göstergeler, yatırım yapılması düşünülen yatırım araçlarını ihraç eden şirketlerin kârlılığı, finansal amaçlar, risk faktörü, finansal aracın türü, sağladığı getiri ve oranı, vadesi, likiditesi gibi faktörler yatırım politikasını doğrudan etkilemektedir.
Siyasal faktörler:Siyasal belirsizlik ve güvensizlik, komşu ülkeler ile olan ilişkiler, ulusal ve uluslararası politikalarının istikrarı, döviz rejimi, teşvikler, siyasal ve diplomatik krizler vb. faktörler ekonomiye ve buna bağlı olarak yatırım kararlarına olumlu ya da olumsuz biçimde yansımaktadır.
Hukuki faktörler:Yatırımcıların düzgün ve adil şekilde işleyen bir piyasada işlem yapabilmeleri, içerden öğrenenlerin ticareti ve manipülatif faaliyetlerin yanında eksik ve yanıltıcı bilgilere karşı yatırımcıyı koruyan etkin, şeffaf, güvenilir ve denetime açık yasal bir altyapının kurulmasına bağlıdır.
Sosyo-kültürel faktörler:Yatırımcıların içinde bulundukları toplumun değer yargıları, kültürel öğeleri, düşünce kalıpları, vb. faktörler sadece yatırım kararlarında değil alınan tüm kararlar üzerinde önemli düzeyde etki sahibidir.
Kişisel faktörler:Yatırımcıların, yatırım kararlarını etkileyen ve farklılaştıran kişisel faktörler; yatırımcının bilgi düzeyi, yatırım için ayırdığı zaman, eğitim durumu, yaşı, sağlık durumu, geliri, mesleği, kişiliği, yaşam şekli, beklentisi ve psikolojik karakteri olarak özetlenebilir.
Yatırım Ortamı
Yatırım ortamının dört temel bileşeni bulunmaktadır; güvenlik ve istikrar, finans ve altyapı, işgücü piyasası ile düzenleyici otoriteler ve vergilendirme.
Güvenlik ve istikrar:Fiziksel güvenliğin yetersiz olduğu durumlarda işlemler aksayabilmekte ve oluşan güven kaybı nedeniyle yatırımların miktarı düşebilmektedir.Bunun yanında ticari hayatta aksamalar yaşanmakta, işlemlerde şeffaflık azalmakta, rekabet düşmekte ve işlemler daha çok bireysel bağlantılara bağlı hale gelmektedir. Fiziksel güvenlik algısı özellikle riskten kaçınan yatırımcılar için gerçek risk faktörlerinden biridir.Sağlıklı bir yatırım ortamı için diğer bir önemli unsur makroekonomik istikrardır. Ekonomik, sosyal ve siyasi alanda yaşanan olumsuz gelişmeler makroekonomik istikrarı önemli ölçüde etkilemekte, para ve maliye politikalarının çökmesine dahi sebep olabilmektedir.
Yatırım ortamını belirleyen unsurlardan bir diğeri de ülkenin sahip olduğu hukuki yapıdır. Özellikle ticari işlemlere ilişkin yasal düzenlemeler, hem işletme faaliyetleri hem de yatırımcılar açısından son derece önemlidir.
Finans ve altyapı:Özel sektör faaliyetleri ve yatırımların gerçekleştirilmesi için finansal fonksiyonlarını sağlıklı bir şekilde yerine getiren bir bankacılık sektörü ve uygun ödeme sistemlerinin bulunması gerekmektedir. Altyapı yatırımları ise üretim faaliyetlerinin yanında dağıtım faaliyetleri açısından da oldukça önemlidir. İşletmeler potansiyel pazarlara erişim sağlayabilecekleri altyapıdan yoksun ise yerel satışlara yetecek üretim düzeyinde kalacaktır.
İşgücü piyasası:İşe alınacak bireylerin işin gereklerine uygun olması gerekmektedir. Özellikle teknoloji yoğun sektörlerde kalifiye eleman bulmak oldukça önemlidir. Öte yandan finansal sektörde istihdam edilmesi düşünülen çalışanların da pozisyonlarına uygun donanımlara sahip olması gerekmektedir.
Düzenleyici otoriteler ve vergilendirme:Vergi, ekonomilerde yatırım teşviği amacıyla kullanılabilecek en etkili araçlardan biridir. Gerek yerli, gerekse yabancı yatırımları arttırabilmek amacıyla uygulanan vergi muafiyetleri ve indirimleri hem reel hem de finansal yatırımları önemli ölçüde arttırmaktadır.Diğer yandan, özellikle ticari işlemlerde bürokratik işlemlerin azlığı ve uygun gümrük yasaları faaliyet hacmini doğrudan etkilemektedir. Ancak tüm bu koşullara rağmen yatırımcılar için en önemli unsur piyasaya olan güvendir. Yatırımcıların güven duygusunu arttırmanın yollarından biri ise sistemin düzenleyici otoriteler tarafından uygun bir yapıya kavuşturulması ve belirlenen yasal çerçeveye uygunluğun denetlenmesidir.
Finansal Piyasalar
Finansal piyasa finansal varlık ve menkul kıymetlerin işlem gördüğü piyasalardır. Finansal piyasalarda işlemler genellikle fiziki bir mekâna ihtiyaç duyulmadan, telefon veya bilgisayarlar aracılığıyla gerçekleştirilmektedir. Finansal piyasalar işletmelere menkul kıymet ihracı veya kredi kullanma yoluyla ihtiyaç duyulan fon kaynaklarına erişim imkânı tanırken, yatırımcılara da tasarruflarını değerlendirme olanağı sunmaktadır. Bu süreçtebankalar, portföy yönetim şirketleri, sigorta şirketleri ve yatırım danışmanlığı şirketleri gibi finansal aracılar fon ihtiyacı olanlar ile fonlarını değerlendirmek isteyenler arasında aracılık fonksiyonunu üstlenirler (s:9, Şekil 1.1).
Finansal piyasalarda alıcı ve satıcılar doğrudan ya da dolaylı olarak karşılaşmaktadır. Alıcı ve satıcıların doğrudan karşılaşması direkt fon transferi olarak isimlendirilmekte ve araya herhangi bir finansal aracı kuruluş girmeden fonların transfer edilmesi şeklinde tanımlanmaktadır. Alıcı ve satıcıların dolaylı olarak karşılaşması ise dolaylı fon transferi olarak isimlendirilmekte ve fon arz edenlerle fon talep edenler arasındaki transfer bir finansal aracı kuruluş yardımı ile gerçekleştirilmektedir.
Finansal aracıların yerine getirdiği fonksiyonlar aşağıdaki şekilde sıralanabilir:
·Küçük tasarrufları bir araya getirerek işletmelere büyük miktarlarda fon sağlamak,
·Bireylerin sahip olduğu tasarrufları bir araya getirerek iyi çeşitlendirilmiş portföyler oluşturmak ve böylece portföy riskini düşürmek,
·Varlık alım satımına aracılık ederek likiditeyi arttırmak,
·Küçük tasarruf sahipleri ile fon ihtiyacı fazla olan birimler arasında aracılık ederek maliyetleri düşürmek,
·Finansal danışmanlık hizmeti sunmak.
Finansal piyasalar fon arz ve talep edenleri bir araya getirmenin yanında fiyat keşfi, ticari işlemlere aracılık ve risk yönetimim gibi birçok fonksiyonu da yerine getirmektedir.
Fiyat keşfi:Piyasalar çok sayıda alıcı ve satıcıyı bir araya getirerek alıcıların varlığı almak için ödemeye razı oldukları ve satıcıların varlığı satmak için razı oldukları uygun bir fiyatın belirlenmesine aracılık etmektedir.
Varlık değerleme:Piyasada oluşan fiyatlar varlıkların değerinin belirlenmesinde kullanılacak en önemli bilgilerden birini sunmaktadır. Bu bilgiler yalnızca alım satım kararları için değil, üzerinde işlem yapılacak varlığa ilişkin tüm kararlarda kullanılabilmektedir.
Likidite:Bir varlığın değerinden çok fazla kaybetmeden kısa sürede satılmasını ifade etmektedir.
Etkinlik:Az gelişmiş finansal piyasalarda emtialar ve dövizler farklı bölgelerde farklı fiyatlarla işlem görebilmektedir. Bu durumda piyasada işlem yapanlar fiyat farklılıklarından kâr elde etmek için alım-satım yaparlar ve fiyatlar olması gereken seviyelere doğru hareket ederek ekonomi daha etkin hale gelir.
Sermaye artışı:Şirketler yeni üretim tesisi inşa etmek, makinelerini yenilemek veya üretim kapasitesini genişletmek gibi amaçlarla fon ihtiyacı duymaktadır. Finansal piyasalar hisse senetleri, tahviller ve diğer finansal araçların ihracına ortam sağlayarak şirketlerin finansman ihtiyacının giderilmesine olanak tanımaktadır.
Ticari işlemlere aracılık:Finansal piyasalar birey ve kurumlara ihtiyaç duyduğu finansman desteğini sağlamanın yanı sıra, piyasada yer alan kurumlar kanalıyla işlemlere aracılık fonksiyonunu da yerine getirmektedir.
Yatırım:Finansal piyasalarda işlem gören varlıklar bireylere ve kurumlara acil ihtiyaç duymadıkları fonları değerlendirme ve getiri elde etme fırsatı sunmaktadır. Yatırımcılar hisse senedi ve tahvil gibi menkul kıymetleri satın alarak gelecekte gelir sağlama imkânı bulmaktadır.
Risk yönetimi:Finansal piyasalarda işlem future, opsiyon ve diğer türev ürün sözleşmeleri bir çok risk türüne karşı korunma olanağı sağlamaktadır. Bu yolla ayrıca riskler de fiyatlanmış olmaktadır.
Finansal piyasalar farklı kriterler baz alınarak sınıflandırılabilmektedir.
Finansal piyasalar işlemlerin vadesine göre para ve sermaye piyasaları olarak iki grupta ele alınmaktadır. Para piyasaları kısa vadeli fon ihtiyacı olan ekonomik birimlerle, fonlarını kısa vadeli yatırımlara yönlendirmek isteyen ekonomik birimlerin karşılaştıkları piyasalardır.Para piyasalarında işlemler genellikle 1 yıldan kısa sürelidir.Başlıca para piyasası araçları; hazine bonoları, finansman bonoları, repo (geri satın alma anlaşmaları) ve banka bonolarıdır. Orta ve uzun vadeli fon arz ve talep edenlerin karşılaştığı piyasalara ise sermaye piyasaları adı verilmektedir. Bu piyasalarda yapılan işlemler 1 yıldan uzun vadelidir. Dolayısıyla yatırımcıların üstlendikleri risk para piyasalarına oranla daha fazla olmaktadır.Başlıca sermaye piyasası araçları; hisse senetleri, devlet tahvilleri, özel sektör tahvilleri, gayrimenkul sertifikaları, varlığa dayalı menkul kıymetler ve kira sertifikalardır.
Finansal piyasalar işleme konu olan varlığın ilk kez ihraç edilip edilmediğine göre birincil ve ikincil piyasalar olarak sınıflandırılmaktadır. Birincil piyasalar varlıkların ilk kez alınıp satıldığı piyasalardır. Birincil piyasalarda tasarruf sahipleri menkul kıymetleri doğruda varlığı ihraç eden kuruluşlardan ya da ihraca aracılık eden kurumlardan atın alırlar. İkincil piyasalar ise daha önceden ihraç edilmiş ve işlem görmüş menkul kıymetlerin alınıp satıldığı piyasalardır. İkincil piyasalarda yapılan işlemler neticesin işletmeye fon girişi gerçekleşmez.Günümüzde finansal piyasalar birincil ve ikincil piyasalara ek olarak, üçüncül ve dördüncül piyasalar olarak da tanımlanabilmektedir. Üçüncül piyasalar, borsaya kota edilmiş finansal varlıkların borsa dışında aracılar yoluyla alınıp satıldığı piyasalardır. Dördüncül piyasalar ise, finansal varlıkların aracısız olarak alınıp satıldığı piyasa olarak tanımlanabilir.
Finansal piyasalar örgütlenme biçimine göre organize ve tezgahüstü piyasalar olarak gruplandırılmaktadır.Organize piyasalar alıcı ile satıcıyı belirli bir fiziksel mekânda bir araya getiren ve işlemleri belirli kural ve düzenlemeler çerçevesinde gerçekleştiği piyasalar olarak tanımlanmaktadır. Organize piyasalara Borsa İstanbul örnek olarak verilebilir.Tezgâhüstü piyasalar ise düzenli bir borsa dışında yapılan işlemleri kapsayan ve işlem kurallarının taraflar arasında serbestçe belirlendiği piyasalar olarak tanımlanmaktadır. Tezgâhüstü piyasalarda genellikle borsaların kotasyon koşullarını karşılayamayan küçük, gelişmekte olan şirketlerin payları alınıp satılmaktadır.
Finansal piyasalar işleme konu varlığın alıcıya tanıdığı haklara göre borç ve özsermaye piyasaları olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır. Hisse senetleri gibi alıcısına ortaklık hakkı sağlayan menkul kıymetlerin işlem gördüğü piyasalara özsermaye piyasaları adı verilmektedir. Tahvil gibi borçlanma araçlarının işlem gördüğü piyasalara ise borç piyasaları adı verilmektedir.
Finansal piyasalar piyasada işlem gören menkul kıymetleri ihraç eden şirketlerin yerli veya yabancı şirketler olup olmamasına göre ulusal ve uluslararası piyasalar olarak sınıflandırılmaktadır. Ulusal finansal piyasalar ülke içinde yalnızca o ülkede ihraç edilen menkul kıymetlerin işlem gördüğü piyasalardır. Uluslararası piyasalarda ise yabancı ülke ya da şirketlerin ihraç ettiği menkul kıymetlerin de işlem gördüğü piyasalar olarak tanımlanmaktadır.
Finansal piyasalar ödeme ve menkul kıymet takasının gerçekleştiği gün sayısına göre spot ve vadeli piyasalar olarak ikiye ayrılmaktadır. Ödemelerin peşin, teslimatın ise en geç iki gün içerisinde yapıldığı piyasalara spot piyasalar denilmektedir. Vadeli piyasalar ise finansal varlıkların gelecekteki bir tarihte bugünden üzerinde anlaşma sağlanmış bir fiyattan alım-satımının yapıldığı piyasalardır.
Bir ülkenin yerli parası dışındaki tüm paralar o ülkede içerisinde döviz olarak isimlendirilmektedir. Dövizlerin, diğer bir ifadeyle yabancı paraların alınıp satıldığı piyasalara ise döviz (kambiyo) piyasası adı verilmektedir. Döviz piyasaları uluslararası ticaret ve sermaye akımlarının gerçekleştirilmesine olanak tanımaktadır.
Altın piyasaları, bireylerin internet üzerinden veya fiziki bir ortamda altın alıp sattıkları piyasalardır. Altın piyasalarında fiyatlar arz ve talebe göre belirlenmektedir. Altının değerini belirleyen faktör ise altının saflık derecesidir. Diğer bir ifadeyle altına diğer madenlerden eklenmesi değerini düşürmektedir.
Menkul Kıymet Borsalarının Oyuncuları
Menkul kıymet borsaları farklı amaçlarla yatırım yapan yatırımcıları bir araya getiren piyasalardır. Bu piyasalarda hem bireysel, hem de kurumsal yatırımcılar fonlarını değerlendirmekte, fon ihtiyacı olan kurumlar ise bu yolla fon ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Kurumsal yatırımcılar küçük yatırımcıların tasarruflarını bir araya getirip yatırıma yönlendiren ve bu yatırımların yönetimini üstlenen finansal kurumlar olarak tanımlanmaktadır. Bireysel yatırımcılar ise kurumsal yatırımcı tanımı dışında kalan gerçek ve tüzel kişileri ifade etmektedir. Pek çok kurumsal yatırımcı türü bulunmakla birlikte piyasalarda en çok işlem yapan üç kurumsal yatırımcı türü bulunmaktadır; emeklilik fonları, sigorta şirketleri ve yatırım fonları. Bu üç yatırımcı türü dışında hedge fonlar, özel sermaye fonları ve ülke yatırım fonları da kurumsal yatırımcı türleri arasında yer almaktadır.
Emeklilik fonlarıçalışanlardan, işverenlerden veya bunların ailelerinden topladıkları fonları bir havuzda toplayan ve gelecekte emeklilik ödemesi sağlamak üzere yatırıma yönlendiren kurumsal yatırımcılardır.Sigorta şirketleri ise sigorta yaptıran birey ve kurumlardan topladıkları fonlarla bir portföy oluşturur ve bu portföyü yönetirler. Özellikle hayat sigortası şirketleri emeklilik fonlarına benzer şekilde uzun dönemli yatırımcılardır ve portföylerine birçok farklı yatırım aracını dâhil etmektedirler. Hayat sigortalarında hayatı üzerine sigorta sözleşmesi yapılan kişiye sigortalı, prim ödeyerek sigortalının menfaatini sigortalayan kişiye sigorta ettiren, sigorta sözleşmesine taraf olmamakla beraber lehine sigorta sözleşmesi yapılan ve riskin gerçekleşmesi halinde sigorta tazminatını sigortacıdan isteme hakkına sahip olana kişiye ise lehdar denilmektedir.Yatırım fonları tasarruf sahiplerinden topladıkları fonlar karşılığı, hisse senedi, tahvil gibi sermaye piyasası araçlarından ve kıymetli madenlerden oluşan portföyleri inançlı mülkiyet esasına göre yöneten kurumsal yatırımcılardır.
Yatırım Süreci ve Yatırımcı Türleri
Yatırım süreci temel olarak altı aşamadan oluşmaktadır. Bu aşamalar sırasıyla şunlardır:
1.Yatırım amaçlarının belirlenmesi
2.Portföy stratejisinin belirlenmesi
3.Temel değerleme
4.Piyasa durum analizi
5.Portföy dizaynı
6.Yatırım performansının ölçülmesi ve geliştirilmesi
Yatırımcılar farklı özelliklerine göre farklı şekillerde gruplandırılabilmektedir. Temel olarak yatırımcılar, bireysel ve kurumsal yatırımcılar olarak sınıflandırabilir. Yatırım yapma amacına göre ise yatırımcılar 4grupta ele alınabilir. Farklı getiri düzeyi beklentisine sahip ve risk alma iştahı farklı olan bu yatırımcılar, uzun dönemli yatırımcılar, spekülatörler, hedgerler ve arbitrajcılar olarak sıralanabilir (s:16, Tablo 1.2).
Temel Yatırım Araçları
Finansal piyasalar ve finansal araçlar hakkında detaylı bilgiliye sahip olmayan yatırımcılar, genellikle mevduat, döviz, kıymetli maden veya gayrimenkul gibi geleneksel yatırım araçlarını tercih etmektedir. Bununla birlikte yatırımcılar, enflasyondan korunmak ve gelecekte gelir elde ederek refah düzeylerini artırmak gibi amaçlarla hisse senedi, tahvil ve diğer menkul kıymet çeşitleri gibi birçok farklı yatırım aracını kullanabilirler.
Hisse senetleri, anonim şirketler ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler tarafından ihraç edilebilen, sermayenin belirli bir oranını temsil eden ve sahibine belirtilen oranda ortaklık hakkı yanında mali ve idari haklar sağlayan menkul kıymetler olarak tanımlanmaktadır.Hisse senetleri taşıdıkları özellikler ve farklı açılardan sınıflandırılmaktadır.Tedavül açısından hisse senetleri nama ve hamiline yazılı hisse senetleri olarak iki gruba ayrılmaktadır. Sahibine sağladığı çıkar açısından adi ve imtiyazlı, sermaye artışına göre ise bedelli ve bedelsiz hisse senetleri ayrımı yapılmaktadır. Ayrıca oydan yoksun hisse senetleri ve katılma intifa senetleri de bulunmaktadır.
Tahviller, anonim şirketlerin ve ya kamu tüzel kişilerinin orta ve uzun vadeli fon sağlamak üzere ihraç ettikleri borç senetleridir. Tahvil ihraç eden şirketler aldıkları borç karşılığında tahvil sahiplerine, belirlenmiş vade ve faiz oranı üzerinden anapara ve düzenli faiz ödemelerini taahhüt ederler. Tahvile ilişkin temel özellikler nominal değer, kupon oranı, vade ve itfadır.Tahviller iskontolu, primli veya kupon ödemeli olarak satılabilir. Ayrıca devlet - özel, sabit - değişken faizli, güvenceli – güvencesiz, kâra iştirakli, primli – iskontolu – başabaş, ikramiyeli, endeksli vb. özelliklere bağlı olarak sınıflandırılırlar.
Finansal piyasalarda en çok bilinen menkul kıymetler hisse senedi ve tahviller olmakla birlikte yatırımcıların fonlarını değerlendirebilecekleri finansman bonosu, gelir ortaklığı senedi ve kira sertifikası gibi pek çok farklı menkul kıymet türü bulunmaktadır.
Hazine bonosu, Hazine Müsteşarlığı tarafından çıkarılan, kısa vadeli devlet iç borçlanma senetleridir. Hazine bonosu, ihale yoluyla kuponsuz olarak, 1 yıldan daha kısa süreli olarak iskontolu şekilde satılmaktadır.Finansman bonosu, genellikle büyük şirketlerin veya kamu sektörünün kısa vadeli finansman ihtiyacını karşılamak üzere, aracı kurumlar vasıtasıyla ya da doğrudan yatırımcılara sunduğu borçlanma aracıdır.Kalkınma ve yatırım bankaları tarafından vadesi en az 60 en çok 720 gün olmak üzere iskonto esası ile satılan borç senetlerine banka bonosu olarak tanımlanmaktadır. Banka garantili bonolar ise yatırım ve kalkınma bankalarından kredi kullanan şirketlerin, krediyi kullandırmış olan bankanın garantisi altında, söz konusu kredilere teminat olarak bankaya verdikleri senetlere dayalı olarak ihraç ettikleri menkul kıymetlerdir.
Kıymetli maden bonoları, ilgili kurumların altın, gümüş, platin gibi belirli miktarda kıymetli maden cinsinden ihraç ederek iskontolu veya iskontosuz olarak sattıkları menkul kıymetlerdir.Gelir ortaklığı senetleri, gerçek ve tüzel kişilerin, kamu kurum ve kuruluşlarına ait köprü, baraj, elektrik santralı, karayolu gibi alt yapıla gelirlerine ortak olması için çıkarılan menkul kıymettir.Varlığa dayalı menkul kıymet, İhraç eden kuruluşlar tarafından finansman ihtiyaçlarını karşılamak üzere varlıkları likit hâle getirmek ve düşük maliyetle alternatif bir kaynak oluşturabilmek amacıyla, bilançonun aktifinde yer alan çeşitli alacakları menkul kıymetleştirilmek yoluyla çıkarılan menkul kıymetlerdir.
Gayrimenkul sertifikası, belirli bir gayrimenkul projesini gerçekleştirmeyi üstlenenler tarafından, inşa edilecek veya edilmekte olan gayrimenkul projelerinin finansmanında kullanılmak üzere ihraç ettikleri, gayrimenkul projesinin belirli bağımsız bölümlerini veya bağımsız bölümlerin belirli bir alan birimini temsil eden nominal değeri eşit menkul kıymetlerdir.Kira sertifikası, varlık kiralama şirketleri tarafından, satın almak veya kiralamak suretiyle devralınan her türlü varlık ve hakkın finansmanını sağlamak amacıyla ihraç edilen ve sahiplerinin bu varlık veya haktan elde edilen gelirlerden payları oranında hak sahibi olmalarını sağlayan menkul kıymet çeşididir.Kâr ve zarar ortaklığı belgesi, anonim ortaklıkların finansman ihtiyaçlarını karşılamak üzere faiz gelirini tercih etmeyen yatırımcıları gözeterek ihraç ettikleri bir menkul kıymet türüdür.