MUHASEBE UYGULAMALARI - Ünite 2: Dönen Varlıkların Dönem Sonu İşlemleri Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 2: Dönen Varlıkların Dönem Sonu İşlemleri
Hazır Değerler
Hazır değerler, Tek Düzen Muhasebe Sistemi’nde nakit olarak elde ve bankada tutulan varlıklar ile istendiğinde menkul kıymetler hariç değerinde bir azalma olmadan nakde dönüştürülebilecek varlıklar olarak tanımlanmıştır.
Hazır değerler grubunda yer alan iki önemli hesap şunlardır:
- Kasa Hesabı
- Bankalar Hesabı
Kasa: Ülkemiz muhasebe uygulamalarına göre Kasa hesabında yalnızca Türk lirası ve yabancı para cinsinden nakit (banknot ve demir para) giriş ve çıkışları izlenmektedir. Genellikle nakit envanteri güncellemeleri gün sonu sayımları ile yapılmaktadır.
İki çeşit kasa bulunmaktadır. Bunlar:
- Türk Lirası Kasası
- Yabancı Para Kasası
Türk Lirası Kasası: Her gün sonunda kasadaki Türk Lirası nakit mevcutları sayılır. Sayılan paralar kupürler halinde tasnif edilerek toplanır. Türk Lirası işlemler , itibari değerle (paranın üzerinde yazılan değerle) kaydedilirler. Bu yüzden sayım sonucunda bulunan tutar ile Kasa (Türk Lirası) hesabının borç kalanı aynı olmak zorundadır.
Kasa sayımında bulunan fiili tutar, kayıtlarda gözüken tutardan az ise bu durumda kasa sayım noksanlığı vardır. Kasa sayım noksanlığı var ise eksik olan tutar geçici bir hesaba kaydedilir, fiili kasa mevcudu ile kayıtların aynı olması sağlanır. Daha sonra noksanlığın nedeni araştırılarak, bulunan neden göre gerekli düzeltme kaydı yapılır. Kasa sayım noksanlığı;
- Bir ödeme işleminin unutularak kaydedilmemesi,
- Yapılan bir ödemenin yanlışlıkla eksik kaydedilmesi,
- Yapılan bir tahsilatın yanlışlıkla fazla kaydedilmesi,
- Kasa sorumlusunun zimmetine para geçirmesi,
- Bozuk para sıkıntısı gibi nedenlere olabilir.
Kasa sayımında bulunan fiili tutarın kayıtlarda gözüken tutardan fazla olması durumunda Kasa sayım fazlalığı vardır. Kasa sayım fazlalığı varsa söz konusu fazlalık geçici bir hesaba kaydedilir ve böylelikle fiili kasa mevcudu ile kayıtların aynı olması sağlanır. Kasa sayım fazlalığının;
- Yapılan bir nakit tahsilatının unutularak kaydedilmemesi,
- Yapılan bir nakit tahsilatının yanlışlıkla eksik kaydedilmesi,
- Yapılan bir nakit ödeme işleminin yanlışlıkla fazla kaydedilmesi,
- Bozuk para sıkıntısı gibi nedenleri olabilir.
Yabancı Para Kasası: İşletmeler, yabancı para cinsinden işlem yaptıklarında oluşan nakit giriş ve çıkışlarını Kasa Hesabı altında açılan “Yabancı Para Kasası” yardımcı hesabında izlerler. Muhasebede milli para cinsinden kayıt esas olduğundan yabancı para hareketlerinin Türk Lirasına dönüştürülerek kaydedilmesi gerekir. Bununla beraber efektif hareketler, orijinal para birimiyle de ayrı bir yerde takip edilirler. İşletmenin efektif alış ve satış kurları arasında oluşan olumlu farklar, Kambiyo Karları Hesabında; olumsuz kur farkları ise Kambiyo Zararları Hesabında izlenir.
Yabancı paraların envanter işlemleri, Türk Lirası ile aynıdır, sadece değerleme ölçüsü farklıdır. Yabancı para borsa rayici ile değerlenirler (VUK 280).
Bankalar
Tek Düzen Muhasebe Sistemine göre banka hesapları işletmelerin bankalardaki vadesiz, vadeli ve Türk lirası ve yabancı para cinsinden mevduatlarını izlediği hesaplardır. Bankalar işletmeler ile yapılan mutabakat yöntemiyle, işletmelerin kayıtlarını kontrol ederek banka hesabı envanteri yapılır. Bankalar hesabının dönem sonu işlemlerini üç şekilde ele almak mümkündür:
- Banka kayıtları ile işletmenin kayıtlarının uyumlaştırılması,
- Bankanın dönem sonunda işletme lehine işletmiş olduğu faizler,
- Yabancı para cinsinden açılmış banka hesaplarının değerlemesidir.
Menkul Kıymetler
Menkul kıymetler, bir işletmeye ortaklığı gösteren ya da o işletmeden alacakları olduğunu temsil eden değerli evraklardır. Bu değerli kâğıtlar, işletmelerin çıkarmış oldukları hisse senetleri ile devletin ve özel kesim şirketlerinin çıkarmış olduğu borçlanma kâğıtlarından oluşur.
Yaygın olarak kullanılan ve bilinen 2 çeşit menkul kıymet şekli vardır.
- Hisse Senedi
- Tahvil
Menkul Kıymetlerin Değerlemesi: Vergi Usul Kanununa göre menkul kıymetlerin değerlemesi 4 ana konu altında incelenebilir:
- Türkiye’de kurulmuş şirketlerin hisse senetlerinden oluşan yatırım fonu katılma belgeleri alış bedeliyle Hisse senetleri ve fon portföylerinin en az %51’i kadar değerlenirler.
- Borsada işlem gören tahvil ve bonolar borsa rayici ile değerlenirler.
- Borsada işlem görmeyen tahvil ve bonolar ile fon portföyünün %51’inden azı Türkiye’de kurulmuş şirketlerin hisse senetlerinden oluşan yatırım fonu, katılma payları kıst getiri yöntemiyle değerlenirler.
- İhraç edenin kâr zararına bağlı olarak değişen getirisi ve borsa rayici bulunmayan, dolayısıyla değerleme gününde getirisi hesaplanamayan menkul kıymetler alış bedeliyle değerlenirler.
Ticari Alacaklar
Alacaklar, işletmelerin ilerleyen süreçte nakit tahsil edecekleri varlıkları temsil eder. Tek Düzen muhasebe Sistemine göre alacaklar vade sürelerine göre 2’ye ayrılır. Bunlar:
- Dönen Varlıklar
- Duran Varlıklar
Vade süresi 1 yıldan kısa olan alacaklar dönen varlıkları temsil ederken, vade süresi 1 yıldan fazla olan alacaklar ise duran varlıklar olarak nitelendirilir.
Senetsiz Alacaklar
Senetsiz alacakların envanter işlemleri alıcılar hesabından hesap karşılaştırması yoluyla yapılır. Yapılan karşılaştırma sonrasında bir farklılık olması durumunda işletme ile müşteri hesaplarını kontrol eder. İşletmenin kayıtlarında bir hata olması durumunda işletmenin kayıt defterinde düzeltme yapılır.
Vergi Usul Kanunu’na göre senetsiz alacaklar mukayyet değerleriyle değerlenir. Bu nedenle tutarı doğrulanan senetsiz alacaklar için dönem sonunda herhangi bir işlem yapılması gerekmez.
Senetli Alacaklar
Senetli alacaklar, işletmelerin taleplerine bağlı olarak tasarruf değeri ya da mukayyet değer ile değerlenebilirler. Mukayyet değer ile değerlendiren işletmelerin yılsonunda herhangi bir şey yapmasına gerek yok iken, tasarruf değeri ile değerlendiren işletmeler alacak senetlerini reeskonta tabi tutmaları gerekmektedir. Reeskont işlemi, vadesi gelmemiş senede bağlı alacak ve borçların, değerleme günündeki gerçek değerlerinin bulunması suretiyle bilançoda yapılan bir düzeltme işlemidir.
Vergi mevzuatına göre alacak senetlerinin reeskonta tabii tutulabilmesi için;
- Kambiyo senedi olması,
- Vadesinin gelmemiş olması,
- Değerleme gününde işletmenin aktifine kaydedilmiş olması,
- Gelir yaratıcı ya da hasılat unsuru olması gerekir.
İşletme alacak senetlerini reeskonta tabi tutmaya karar verirse, borç senetlerini de reeskonta tabi tutmak zorundadır.
Şüpheli Alacaklar
Müşterileri ödeme zorluğu yaşayan işletmelerin senetsiz ya da senetli alacaklarının tahsili şüpheli hale gelebilir. İşletmenin alacaklarının tahsilinde şüpheli durum yaşanması durumunda alacak için karşılık kaydı yapılarak gider yazılır. Vergi Usul Kanunu’na göre şüpheli duruma düşen alacaklar için karşılık kaydı yapılabilmesi, şu koşullara bağlıdır:
- Yalnızca bilanço esasına göre defter tutan şirketler şüpheli alacaklar için karşılık kaydı yapabilirler.
- Şüpheli duruma düşen alacak teminatsız olmalıdır.
- Alacak, ticari kazancın elde edilmesi ile ilgili olmalıdır.
- Alacak tutarı, dava açmaya değmeyecek kadar küçük ise en az iki kez yazılı ödeme talebinde bulunmuş olması gerekir.
- Büyük tutardaki alacaklar için dava ya da icra aşamasında olmak gerekir.
Değersiz Alacaklar
Tahsilatı tamamen olanaksız hale gelen alacaklara değersiz alacaklar denir. Vergi Usul Kanununa göre konkordato ve sulh yoluyla alınmasından vazgeçilen alacaklar da değersiz alacaklar olarak kabul edilir. Değersiz hale gelen alacak, daha önceden şüpheli hale gelmiş ve tamamı için karşılık ayrılmış bir alacak olabilir.
Stoklar
Stoklar; bir yıldan kısa bir sürede kullanılacak veya nakde dönüşebilecek işletmenin satmak, üretimde kullanmak veya tüketmek amacıyla edindiği, ilk madde ve malzeme, yarı mamul, mamul, ticari mal gibi varlıklardan oluşur
Stoklarda Maliyet: Stoklar, maliyet bedeli ile kayıt altına alınırlar. Satın alınan malla ilgili olarak işletmenin deposuna gelene kadar yapılan harcamalar, söz konusu malın maliyetine eklenirler. Satın alınan malın maliyetine dâhil edilmesi gereken unsurlar şunlardır:
- Satın alma bedeli,
- Taşıma giderleri,
- Sigorta giderleri.
Stoklar ve Brüt Satış Karı İlişkisi: Dönemsellik ilkesi uyarınca satın alınan ticari malların faydası tükenen kısım ve faydası geleceğe taşınan kısım olarak ikiye ayrılmalıdır. Bu bağlamda bir muhasebe döneminde satışa hazır ticari malların hangilerinin stok hangilerinin de satılan ticari mal maliyeti olarak da mali tablolara yansıtılacağının bilinmesi gerekmektedir.
Stokların Sayımı ve Değerlemesi
İşletmelerin stok miktarı, fiili sayım sonucuna göre belirlenir. Sürekli envanter yöntemini kullanan işletmeler açısından fiili sayım varsa kayıtlarda yapılmış olan hataların belirlenmesi ve kayıp, kaçakların tespiti açısından önem arz etmektedir.
Stok miktarının belirlenmesinde iki ana yöntem vardır. Bunlardan ilki mülkiyeti işletmede olan ama işletmenin ambarında olmayan, diğeri de konsinye mallardır. Konsinye mal, satıcının müşteriye satış için emanet ettiği mallardır. Bu malların satışını müşteri yaptıktan sonra satıcı faturalandırır.
Stokların değerlendirilmesinde iki ana yöntem bulunmaktadır. Bunlar:
- Gerçek (spesifik) maliyet yöntemi,
- Varsayılı mal akışı yöntemleri.
Gerçek Maliyet Yönetimi: Has (Fiili) maliyet olarak da bilinen bu maliyet yöntemi, dönem sonunda yapılan stok sayımları ile dolayısıyla dönem sonu satışlarının gösteren en doğru yöntemdir.
Varsayılı Mal Akışı Yöntemleri: İşletme gerçek maliyet yöntemini kullanamadığı zamanlarda ticari mal akışını en iyi temsil edecek yöntemler şunlardır:
- Ortalama maliyet yöntemi,
- FİFO ilk giren ilk çıkar yöntemi,
- LİFO son giren ilk çıkar yöntemi
Aralıklı Envanterde Varsayılı Maliyet Akış Yöntemleri: Aralıklı envanter yöntemini kullanan işletmeler, dönem içinde sattıkları malların maliyetini bilemedikleri için dönem sonunda elde kalan malların değerinden hareketler dönem sonunda satılan kısmın maliyeti hesaplanır.
Bu hesaplama sırasıyla şu aşamalar yapılır:
- Fiili sayım yapılır,
- Stok değerleme yöntemi belirlenir,
- Seçilen yönteme göre elde kalan malların değeri belirlenir,
- Hesaplanan dönem sonu maliyete göre dönem içinde satılan malların toplam maliyeti hesaplanır,
- Gerekli muhasebe kaydı yapılır.
Ortalama Maliyet Yöntemi: Ortalama maliyet yöntemi iki şekilde uygulanabilir. Bunlar:
- Basit ortalama maliyet yöntemi; dönem başı stok dahil, dönem içinde farklı fiyatla yapılan alımların birim maliyetleri toplanır ve alım sayısına bölünerek basit ortalama birim maliyet hesaplanır.
- Tartılı (Ağırlıklı) ortalama maliyet yöntemi; İşletmenin dönem başı stok dâhil, dönem içi tüm alımları sıralanır. Miktar ve birim maliyet çarpılarak tutarlar hesaplanır. Bulunan toplam tutar, toplam adede bölünerek tartılı ortalama birim maliyet bulunur.
FİFO (First-In, First-Out) İlk Giren İlk Çıkar Yöntemi: Bu yöntemde işletme, ilk aldığı malları önce sattığını varsaymaktadır. Dönem sonunda fiili sayım sonucunda tespit edilen malların en son alınan mallar olması gerekir. Öncelikle dönem başı stok dahil, dönem içindeki tüm alımlar tarih sorasına göre sıralanır.
LİFO (Last-ın, First-out) Son Giren İlk Çıkar Yöntemi: İşletme son aldığı ürünleri öncelikle sattığını varsaymaktadır. Dönem sonunda yapılan fiili sayım sonucunda bulunan mallar olduğu kabul edilir. Bu yöntemde de dönem başı stok dahil dönem içindeki tüm alımlar tarih sırasına göre sıralanır.
Sürekli Envanterde Varsayılı Maliyet Akış Yöntemleri: Sürekli envanter yöntemini kullanan işletmeler sürekli stok tuttukları satış anında malın maliyetini bildikleri için, satılan malın maliyetinin muhasebe kaydını almaktadırlar. Gerekli bilgiler ise her bir malın stok kartında belirtilmiştir. Stok kartları 3 bölümden oluşmaktadır. Bunlar:
- Mal girişlerinde adet, birim maliyet ve tutar,
- Yapılan satışların adedi, seçilen stok değerleme yöntemine göre birim maliyeti ve toplam satılan malların maliyeti,
- Stokta kalan malların adet, seçilen stok değerleme yöntemine göre birim maliyeti ve stok tutarı.
Sürekli envanterde maliyet akış yöntemlerinde de; ortalama maliyet yöntemi, FİFO İlk giren ilk çıkar yöntemi, LİFO Son giren ilk çıkar yöntemi mevcuttur.
Stok Değer Düşüklüğü
Değer düşüklüğü bir malın değerleme dönemindeki satış bedelinin maliyetinin altına düşmesi demektir. İşletmelerin ellerindeki stoklar, deprem, yangın, su basması gibi doğal afetler, kırılma, bozulma, paslanma gibi nedenlerden dolayı değer düşüklüğüne uğrayabilir.
Vergi Usul Kanununa göre işletmelerin elinde bulunan stokların %10 ve daha fazla değer kaybetmesi durumunda maliyet bedeli yerine emsal bedeli ile değerleme yapılabilir. Stok değer düşüklüğü durumunda kullanılan yaygın uygulama vergi dairesine başvurulup takdir komisyonu oluşturulmasıdır.