MUHASEBE UYGULAMALARI - Ünite 4: Yabancı Kaynaklar ve Öz Kaynakların Dönem Sonu İşlemleri Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 4: Yabancı Kaynaklar ve Öz Kaynakların Dönem Sonu İşlemleri

Yabancı Kaynaklar

İşletmede gelecekte nakit veya başka bir varlık azalmasına neden olan yükümlülüklere yabancı kaynaklar denir. Vadesi bir yıldan kısa olanlar kısa vadeli yabancı kaynak, bir yıldan uzun olanlar ise uzun vadeli yabancı kaynak olarak tanımlanır.

Ticari Borçlar

İşletmenin ticari faaliyetini sürdürebilmek için yapmış olduğu mal ya da hizmet alımından kaynaklanan borçlar ticari borçlardır.

  • Senetsiz (açık hesap, cari hesap) borçlar, Satıcılar hesabında
  • Senetli borçlar, Borç senetleri hesabında izlenir.

Satıcılar: Satıcıların yani senetsiz borçların envanter işlemleri, alacaklarda olduğu gibi mutabakat yoluyla yapılır. Vergi mevzuatımıza göre senetsiz borçlar, mukayyet değerle değerlenir. Tutarı doğrulanmış Türk lirası cinsinden senetsiz borçlar için dönem sonunda başkaca bir işlem yapılmasına gerek yoktur. Yabancı para cinsinden senetsiz borçların dönemsellik ilkesi ve borçların bilançoda gerçek değerleriyle gözükmesini sağlamak için dönem sonunda değerlemeye tabi tutulması gerekir.

Yabancı para cinsinden senetsiz borçlar, Maliye Bakanlığı tarafından belirlenen ve Resmi Gazete’de yayımlanan döviz kurları esas alınarak değerlenir.

Borç Senetleri: Banka, banker ve sigorta şirketleri; hem senetli hem de senetsiz borçlarını tasarruf değeri ile değerlerler. İşletmeler, varsa yabancı para cinsinden düzenlenmiş borç senetlerini değerlerken, kurdaki değişime paralel olarak, borç senetlerinin tutarını artırır ya da azaltırlar. İşletmeler isterlerse borç senetlerini tasarruf değeriyle de değerleyebilir, yani reeskonta tabi tutabilirler. Bu seçeneği tercih eden işletmenin, tüm borç senetlerini reeskonta tabi tutması gerekir. Hesaplanan reeskont tutarı geçici bir hesaba kaydedilir ve ertesi yıl ise ters kayıtla kapatılır.

Yabancı para cinsinden borç senetlerinin de reeskonta tabi tutulması mümkündür. Bu durumda iskonto oranı olarak libor esas alınmalıdır.

LİBOR; Londra Bankalar Arası Para Piyasasında, kredibilitesi yüksek bankaların birbirlerine ABD doları üzerinden borç verme işlemlerinde uyguladıkları faiz oranıdır. Londra saati ile 11.00’de sabitlenen bu oran, piyasalar tarafından referans faizi olarak kullanılmaktadır.

Mali Borçlar

Mali borçlar;

  1. İşletmelerin kredi kurumlarına olan borçları ile
  2. Para ve sermaye piyasası araçları ile sağlanan krediler ile bunların anapara ve taksit faizlerini kapsar.

Banka Kredileri: Tek Düzen Muhasebe Sistemi’ne göre Banka Kredileri Hesabı, işletmelerin bankalardan aldığı her türlü kredilerin (vadeli, vadesiz, Türk lirası veya yabancı para cinsinden) izlendiği hesaptır. Vadesi bir yıldan kısa olan banka kredileri, 300 kodlu Banka Kredileri hesabında; vadesi bir yıldan uzun olanlar ise 400 kodlu Banka Kredileri hesabında izlenir.

Yabancı para cinsinden alınan krediler: İşlem tarihindeki kurla Türk lirasına dönüştürülerek muhasebeleştirilir. Dönem sonunda ise Maliye Bakanlığı tarafından ilan edilen döviz kurları ile değerlenir.

Dönem Sonu Faiz Tahakkuku: Banka kredileri ile ilgili olarak dönem sonunda yapılması gereken bir diğer işlem de dönem sonuna kadar geçen süre için faizin hesaplanarak tahakkukunun yapılmasıdır.

Vadeleri Bir Yılın Altına Düşen Krediler: İşletme, esas vadesi uzun olan banka kredisi kullanmış olabilir. Zaman ilerledikçe vade kısalır ve bir yılın altına düşer. Bu durumda kredinin kısa vadeli yabancı kaynaklar arasında gösterilmesi gerekir. Tek Düzen Muhasebe Sistemi’nde bu tür krediler için 303 kodlu “Uzun Vadeli Kredilerin Anapara Taksitleri ve Faizleri” hesabı tanımlanmıştır. Bu hesaba; uzun vadeli kredilerin, bilanço tarihinden itibaren bir yıl içinde ödenecek anapara taksitleri ile vadesi bir yılın altına düşenleri ve bunların tahakkuk ettiği halde henüz ödenmeyen faizleri kaydedilir.

Çıkarılmış Tahviller: Tahvil uzun vadeli borçlanma aracıdır. Tahvil ihraç eden işletme, vade bitiminde tahvilin üzerinde yazılı olan nominal değer ve faizi öder. Tahviller, nama ya da hamiline yazılı olabilir. Hamiline yazılı tahvillerin devri için teslim yeterlidir. Nama yazılı tahviller temlikname ile teslim edilmelidir. Tahviller ciro edilemez.

Tahvil Türleri: Ülkemizde anonim şirketler değişik özelliklere sahip tahviller ihraç edebilirler.

  • Sabit Faizli Tahviller,
  • Değişken Faizli Tahviller,
  • Kuponlu Tahviller,
  • Kara iştirakli Tahviller,
  • Hisse senedi ile değiştirilebilir tahviller vb. olabilir.

Tek Düzen Muhasebe Sistemi’ne göre ihraç edilen tahviller “Çıkarılmış Tahviller” hesabında izlenir.

Nominal değerle ihraç edilen tahvillere başa baş tahvil denir.

İskontolu Tahvil İhracı: Tek Düzen Muhasebe Sistemi’nde iskonto tutarı, pasif düzenleyici bir hesap olan 408 kodlu Menkul Kıymet İhraç Farkları hesabına kaydedilir. Çıkarılmış tahvillerin nominal değerinden iskonto tutarı düşüldükten sonra kalan değere, tahvilin defter değeri denir.

Menkul Kıymet İhraç Farkları hesabında gösterilen iskonto tutarının, borcun vadesine uygun olarak yıllara pay edilmesi gerekir. Bu amaçla;

  • Eşit paylı yöntem,
  • Efektif faiz yöntemi kullanılabilir.

Eşit Paylı Yöntem: Bu yöntemde iskonto tutarı, borcun vadesine bölünerek yıllara eşit olarak dağıtılır.

Efektif (Etkin) Faiz Yöntemi: İskonto tutarının yıllara dağıtılmasında sırayla aşağıdaki işlemler yapılır:

  1. Her dönem gider yazılacak faiz gideri hesaplanır (Tahvilin defter değeri ile efektif faiz oranı çarpılır.).
  2. Döneme ilişkin tahakkuk eden faiz gideri hesaplanır (Tahvilin nominal değeri ile üzerinde yazılı olan faiz oranı çarpılır.).
  3. Döneme düşen (gider yazılacak) iskonto tutarı hesaplanır (Yukarıdaki aşamalarda hesaplanan tutarların farkıdır.).

Primli Tahvil İhracı: İhraç edilen tahvilin fiyatını belirleyen en önemli unsur (işletmenin kredibilitesi ve risk faktörünün yanı sıra) piyasa faiz oranıdır. Piyasa faiz oranı, tahvilin üzerinde yazılı olan faiz oranından düşükse tahvil, primli ihraç edilir.

Öz Kaynaklar

Bilanço eşitliği yaklaşımına göre öz kaynaklar, işletmenin toplam varlıkları ile toplam borçları arasındaki farktır. İçerik ve kaynak açısından ise şirketin sahibi ve ortaklarınca konan sermaye ile şirketin kendi kendine yarattığı değerlerin toplamı olarak tanımlanmaktadır.

Dönem Net Karı: Dönem sonunda tüm gelir hesapları ile tüm gider hesapları kapatılarak 690 kodlu Dönem Karı veya Zararı hesabına devredilir. Bu kayda, devir kaydı denir. Devir kaydı sonunda Dönem Karı veya Zararı hesabının alacak kalanı vermesi dönemde kar elde edildiği anlamına gelir. Bu durumda öncelikle söz konusu kar üzerinden ödenecek vergi tutarının ve net kar tutarının hesaplanarak ilgili hesaplara kaydedilmesi gerekir.

Dönem karı bulunduktan sonra kanunen kabul edilmeyen giderler bu tutara eklenip vergiden istisna kazançlar düşülerek, mali kar (vergi matrahı) bulunur. Bulunan tutar ile vergi oranı çarpılarak vergi tutarı hesaplanır.

Dönem karı üzerinden hesaplanan verginin, Gelir Vergisi mükellefleri tarafından takip eden yılın mart ayında, Kurumlar Vergisi mükellefleri tarafından ise takip edilen yılın nisan ayında beyan edilerek ödenmesi gerekir.

Vergi tutarı bilançoda, pasifte kısa vadeli yabancı kaynaklar arasında gösterilmelidir. Net kar tutarı ise ilgili dönemde şirketin kendi kendine yaratmış olduğu değer olarak öz kaynaklar arasında yer almalıdır. 590 Dönem Net Karı Hesabı, işletmenin faaliyet dönemine ilişkin vergi sonrası net kar tutarının izlendiği hesaptır.

İşletmenin yıl içinde ödemiş olduğu geçici vergiler ve stopaj yoluyla ödediği vergiler Peşin Ödenen Vergi ve Fonlar hesabında izlenir. İşletmenin ödeyeceği net vergi tutarının bilançoda gösterebilmek için Peşin Ödenen Vergi ve Fonlar hesabı kapatılarak 371 kodlu Dönem Karının Peşin Ödenen Vergi ve Diğer Yükümlülükleri hesabına devredilir.

Bazı dönemlerde peşin ödenen vergi tutarı, dönem karının hesaplanan vergisinden fazla olabilir. Bu durumda 371 kodlu hesaba devredilecek olan tutar, dönem karının vergisi kadar olmalıdır. Artan tutar Peşin Ödenen Vergi ve Fonlar hesabında kalmalıdır, çünkü bu tutar devletten olan vergi alacağını gösterir.

Yedekler: Sermaye şirketleri her mali yılı takiben yapacakları ilgili kurul (anonim şirketlerde genel kurul, limitet şirketlerde ortaklar kurulu) toplantıları ile karın nasıl dağıtılacağını kararlaştırırlar. Kar dağıtımı kararı, Türk Ticaret Kanunu ve şirket ana sözleşmesinde yazılı hükümler doğrultusunda olmak zorundadır.

Yedekler işletme karlarının gelecekte ortaya çıkabilecek risklere karşı dağıtılmayarak işletmede tutulan kısımlarıdır. Sermaye şirketlerinde yedek ayrılması zorunludur ancak şahıs işletmelerinde zorunlu değildir. İkiye ayrılır:

  • Kar Yedekleri: Kar üzerinden ayrılan yedekler olup Tekdüzen Muhasebe Sistemi’nde kardan ayrılacak yedekler; yasal yedekler, statü yedekleri ve olağanüstü yedekler şeklinde tasnif edilmiştir.
  • Sermaye Yedekleri: Sermaye hareketleri nedeni ile ortaya çıkan ve işletmede bırakılan tutarlardır. Tekdüzen Muhasebe Sistemi’nde sermaye yedekleri; hisse senedi ihraç primleri ve hisse senedi iptal karları şeklinde sınıflandırılmıştır.