MUHASEBE VE HUKUK - Ünite 1: Sosyal Düzen Kuralları ve Hukuk Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 1: Sosyal Düzen Kuralları ve Hukuk

Giriş

İnsan yaşamını sürdürdüğü çevrede diğer insanlarla ve kurumlarla birçok ilişkiye girer. Bu ilişkiler sosyal ilişki olarak adlandırılır. Bu sosyal ilişkinin tabi olduğu düzen ise, sosyal düzen olarak ifade edilir.

Sosyal Düzen ve Kurallar

İnsanların sosyal ilişkileri sayılamayacak kadar çoktur. Bu sosyal ilişkiler bazen sorunsuz bazen de çatışmalara neden olur. Ancak bu ilişkiler her ne kadar birtakım çatışmalar içerse de belli bir düzen içinde yürümektedir. Bu düzen sosyal düzendir.

Sosyal düzenin herkese yüklediği bazı yükümlülükler ve bazı ödevler vardır. Bu ödev ve yükümlere uymamak beraberinde birçok sorunu getirir. Zira sosyal düzen, belli bir ahengi sağlamak için birtakım emir ve yasaklar getirir. Sosyal düzen içinde yaşayan insanların ödevleri, hak ve yetkilerini düzenleyen kurallara sosyal düzen kuralları denmektedir. Bu kurallar genel nitelik taşır, ayrımsız herkese uygulanır. Süreklidir, çünkü bu kurallar çok uzun zamandır ve aralıksız biçimde uygulanır. Bu kurallar yaptırımlı kurallardır.

Sosyal düzen kuralları zaman içinde değişim gösterebilirler, hatta bölgeden bölgeye, ülkeden ülkeye dahi farklılaşabilir. Hatta zamanla bir kuralın ortadan kalkması da söz konusu olabilir.

Sosyal Düzen Kurallarının Türleri

Sosyal düzen kuralları, din kuralları, ahlak kuralları, görgü kuralları ve hukuk kuralları şeklinde sınıflandırılır.

Din Kuralları

Tanrı ile insanlar arasındaki ilişkileri düzenleyen, Tanrı’nın emir ve yasaklarını içeren kurallar bütünüdür. İstisnalar dışında bu kurallar genellikle kutsal kitaplara dayanır. Din, evreni yaratan ve yöneten ilahi bir varlığa yani Tanrı’ya inanmayı ve ona ibadeti emreder. Kutsal kitaplar da bu hususları düzenler. Kutsal kitapların getirdiği kurallar uhrevi olanlar yanında aynı zamanda sosyal yaşamı da düzenlemekte ve bu durumda din kuralları hukuk kuralı niteliğine bürünmektedir. Din kuralları Tanrı buyruğu olduğu için dogmatik ve statiktir. Bu kurallara uyulmadığı takdirde kişinin günah işlediği, Tanrı tarafından cezalandırılacağına inanılır.

Din kurallarının günümüzde sosyal düzene etkisi sınırlıdır. Laikliği benimsemiş ülkelerde din kurallarına uymamanın yaptırımı manevidir.

Ahlak Kuralları

İyilik-kötülük, doğruluk-yanlışlık gibi çeşitli konulardaki değer yargılarıdır. Ahlak zamana, yere, topluma göre değişir. Bu kurallara uymama halinde karşılaşılan yaptırımlar manevidir. Ancak bir ahlak kuralı hukuk tarafından benimsenmişse o ahlak kuralına uymamak aynı zamanda hukuk kuralının da ihlali anlamına geleceği için, maddi yaptırım söz konusu olabilir.

Görgü (Nezaket) Kuralları

Bu kurallar tavırlar, yöntemler ve hareket biçimlerinden oluşur. Bölgesel ve yöresel olabilir. Yazılı değildirler, aktarılarak günümüze ulaşmışlardır. Bu kurallara uymayanlar görgüsüz, kaba veya saygısız olarak nitelendirilir. Dolayısıyla yaptırımı manevidir.

Hukuk Kuralları

En önemli sosyal düzen kurallarıdır. Temel özellikleri genel ve soyut olması, emir ve yaptırım içermesidir. Yaptırımı da maddi niteliktedir, kamu gücü devreye girerek kuralı ihlal eden kimseye zor kullanılır ve kuralın gereği yapılır.

Hukuk Kurallarının Sosyal Düzen Kuralları İçindeki Yeri

Burada ön plana çıkan özellik yaptırımların niteliğine ilişkindir.

Hukuk Kurallarının Ögeleri ve Özellikleri

Her hukuk kuralının üç ögesi bulunur. Bunlar, konu, irade (emir) ve yaptırımdır.

Hukuk kuralının konusu kişilerin dışarıya yansıyan ilişkileri; eylem ve işlemleridir. İrade ögesi ise kanun koyucunun yapılmasını uygun bulduğu ya da yasakladığı davranışa ilişkin iradesini ifade eder. Nihayet, hukuk kuralı maddi bir yaptırım içerir. Bu yaptırım da ceza, tazminat, cebri icra, geçersizlik ya da iptal olabilir.

Hukuk kuralları soyuttur; somut ve tek bir olay için hazırlanmamıştır. Hukuk kuralları genel niteliktedir, aynı durumda bulunan tüm kişileri ve aynı vasıftaki tüm olayları kapsar. Bu kurallar yürürlükten kaldırıldıkları sürece sürekli uygulanırlar. Bağlayıcı nitelik taşırlar, bu bağlayıcılığa aykırı hareket edilmesi halinde maddi yaptırım ortaya çıkar.

Hukuk Kuralları ve Diğer Sosyal Düzen Kurallarının Ayrılması

Taraflar bakımından yapılan ayrıma göre, hukuk kuralları iki taraflı, diğer kurallar tek taraflıdır. Ancak din, ahlak ve görgü kuralları da iki taraflı olabilir.

Bazılarına göre hukuk kuralları yazılı kurallardır, diğer kurallar yazılı değildir. Ancak kutsal kitaplardan esinlenen din kuralları bu ölçüte uymaz.

Bazılarına göre hukuk kuralları toplumsal irade ürünü iken diğerleri değildir. Ancak ahlak kurallarının toplumsal iradeden kaynaklandığı dikkate alındığında bu ölçütte yerinde değildir.

Hukuk Kurallarına Uyulması ve Özgürlükler

Toplumların büyük bir çoğunluğunun hukuk kurallarına uymasının temelinde, bu kuralların bağlayıcı olduğu, HUK109U-MUHASEBE VE HUKUK Ünite 1: Sosyal Düzen Kuralları ve Hukuk 2 toplum düzenini sağladığı, adaleti koruduğu düşünceleri yatar.

Hukuk kuralları bir yandan sağladığı özgürlüklerle kişilerin güvende olmalarını sağlarken diğer taraftan birçok sınırlamalar getirerek özgürlükleri daraltır.

Hukuk ve Adalet

Hukuk sisteminin amacı adaleti gerçekleştirmektir. Genel bir tanıma göre adalet, ahlaka dayanan, herkese hakkı olanı veren, bireylere hürriyet ve eşitlik sağlayan, insan haklarına saygılı ve insanları mutlu eden erdem ve iradedir.

Hukukta Yaptırım

Yaptırım Kavramı ve Tarihçesi

Yaptırımın tarihçesinin ilk aşaması “sana zarar verene sen de zarar ver “ şeklinde kişisel öçte görülür. İkinci aşamasında “göze göz dişe diş” şeklinde ifade edilen kısas uygulamaları yer alır. Kısasın sakıncalarını bertaraf etmek için de uzlaşma ve hakeme başvurma gibi yöntemler benimsenmiştir.

Tüm bu yaptırımların sakıncaları, toplumun düzenini sağlamadaki yetersizlikleri sonucu insanlığı yeni arayışlara itmiştir. Modern hukuk sistemlerinin ortaya çıkışı ile yaptırım uygulama yetkisi devletin tekeline geçmiştir. Yaptırım, hukuk kurallarına uyulmasını sağlayan bir caydırma aracı olup, hukuka aykırılığın sonuçlarını ortadan kaldırmayı amaçlar.

Hukukta Yaptırım Türleri

Bazı yaptırımların insanlar üzerindeki etkileri zayıf iken bazı yaptırımlar daha ağır etkiler yaratır.

Ceza

Hukuka aykırı davranışlar, suç olarak ceza kanunlarında yer alır. Suçun işlenmesini önlemek, suç işlenmesiyle bozulan toplumsal düzeni kurmak ve suçluyu ıslah etmek amacıyla ceza yaptırımına başvurulur. Suçun karşılığı olan ceza, birçok toplumda temel yaptırım olarak kabul edilir.

Türk Ceza Kanunu’na göre cezalar hapis ve adli para cezaları olarak ikiye ayrılır. Hapis cezaları ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapis ve süreli hapis cezaları şeklinde üç grupta düzenlenir. Adli para cezası belli bir miktar paranın hükümlü tarafından hazineye ödenmesi niteliğini taşır.

Cebri İcra

Bir borç ilişkisinde borcunu kendi rızasıyla yerine getirmeyen borçlunun devlet gücü aracılığıyla bu borcunu yerine getirmesini sağlayan bir yaptırımdır.

Bu yaptırımın uygulanmasında temelde icra daireleri etkilidir. Hak sahibi öncelikle icra dairesine başvurarak borçlunun yükümlülüğünü yerine getirmesini isteyecektir. Bunun üzerinde icra dairesi önce bir ihtarda bulunacak, borçlu hala borcunu yerine getirmemişse icra dairesi hakkı zorla yerine getirecek, yani gerekirse kiracıyı zorla evden çıkaracak, alacaklının mallarını haciz edip sattırarak alacaklıya alacağını ödeyecektir.

Tazminat

Bir kimsenin hukuka aykırılık oluşturan kusurlu bir davranışı sonucu başkasına verdiği zararın o kişiye ödettirilmesidir.

Tazminata konu zarar maddi ya da manevi olabilir. Maddi zararın karşılığı olan maddi tazminat, zarar gören kimsenin mal varlığında iradesi dışında meydana gelen eksilmenin zarar veren tarafından aynen ya da nakden giderilmesidir.

Manevi tazminat ise genel olarak bir miktar para ödenmesi şeklinde giderilir. Bunun dışında özür dileme, mahkeme kararının ilanı veya kınama yazısı yayımlanması da diğer manevi tazminat türleridir.

Tazminat haksız bir fiilden veya sözleşmeye aykırı bir davranıştan doğabilir.

Geçersizlik

Hukuka aykırı bir şekilde yapılan hukuki işleme uygulanan yaptırımdır. Bir işlemin kanunun aradığı koşullara uymadan yapılması onun geçersizliği sonucunu doğurur. Türleri şunlardır:

Yokluk: Hukuki işlem kanunun öngördüğü kurucu unsurlardan en az birine uyulmadan yapıldığı için hiç oluşmamış sayılır. Bu tür hukuki işlemler, hukuk düzeninde varlık kazanmamaktadırlar.

Mutlak Butlan (Kesin Hükümsüzlük): Kanunun öngördüğü kurucu unsurlara sahip olan ancak kanunun emredici hükümlerine aykırı olarak yapılan hukuki işlemler aleyhine uygulanan yaptırımlardır. İşlemi yapan tarafın hukuki işlem ehliyetine sahip olmaması, işlemin konusunun ahlaka, adaba, kamu düzenine veya kanunun emredici hükümlerine aykırı bulunması, işlemin konusunun imkânsız olması, işlemin geçerlik koşulu olan şekle uygun yapılmaması veya işlemin muvazaalı olması mutlak butlan geçersizliğine yol açar. Bu geçersizlik türünde hukuki işlem doğmuş ama geçersiz sayılmıştır. Mutlak butlan herkesçe ileri sürülebilir, hâkim bunu kendiliğinden dikkate alır.

Nispi Butlan (Göreceli Hükümsüzlük-İptal Edilebilirlik): Kanunun öngördüğü unsurlara sahip olan ve kanunun emredici hükümlerine aykırı olmayan bir işlemin, o işlemi oluşturan iradelerden birindeki sakatlık sebebiyle geçersiz sayılmasıdır. Nispi butlanda işlem, iradesi sakatlanan kimsenin bunu ileri sürüp ispatlamasına kadar geçerlidir. Ancak iradenin sakatlandığının ortaya çıkmasıyla işlem geçersiz hale gelir. Nispi butlan sebepleri yanılma, aldatma ve korkutmadır.

Kısmi Butlan: Hukuki işlemin tamamı değil bir kısmının geçersizliği söz konusudur. Borçlar Kanunu’na göre, sözleşmenin içerdiği hükümlerden bir kısmının geçersizliği sözleşmenin bütününün geçersizliğine yol açmayıp, sadece o hükümlerin geçersizliğine yol açar. Ancak bu hükümler olmaksızın sözleşmenin yapılmayacağı kabul edilirse sözleşme bütünüyle geçersiz olur.

Tek Taraflı Bağlamazlık (Eksiklik): Kurucu unsurları ve geçerlik gerekleri mevcut olan ve bu yüzden geçerli sayılan bir işlemin, hukuki sonuçlarını doğurması için bir dış olgunun sonradan gerçekleşmesine bağlanmasıdır. Burada eksik olan işlemin tamamlanması aranır. Eksikliğin tamamlanması ile işlem baştan itibaren geçerli hale gelir.

İptal

Hukuk kurallarına aykırı bir biçimde yapılmış bir idari işlemin idari yargı organlarınca ortadan kaldırılması halinde iptal yaptırımı ortaya çıkar.