MUHASEBE YAZILIMLARI - Ünite 4: Stoklar ve Maddi Duran Varlıklar Yönetimi Modülü Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 4: Stoklar ve Maddi Duran Varlıklar Yönetimi Modülü
Giriş
İşletmeler genel olarak ticaret işletmeleri, sanayi (üretim) işletmeleri ve hizmet işletmeleri olarak gruplandırılabilir. Ticari işletmeler faaliyet konusu mal alım-satımı olan işletmelerdir. Bu işletmeler mal üretimi yapmaz. Üretim işletmeleri ise ham madde alımı yaparak bunları mamule dönüştüren ve ürettikleri mamulü satan işletmelerdir. Bu bağlamda, stok denildiğinde ticari işletmeler açısından faaliyet konusu olan ticari mallar, üretim işletmeleri açısından ise ham madde, yarı mamul ve mamul stoğu anlaşılmaktadır. İşletmelerin asıl amacı mal ve hizmet satışı yoluyla kâr elde etmek olduğuna göre stok takibi ve yönetimi işletmeler açısından hayati öneme sahiptir.
Stoklar satıldığında gidere dönüşür ve gelir tablosunda satış gelirlerinden bir indirim olarak ticaret işletmelerinde “Satılan Ticari Mallar Maliyeti”, üretim işletmelerinde ise “Satılan Mamullerin Maliyeti” olarak yerini alır. Elde kalan stok tutarları ise dönem sonu stok olarak bilançoda görünür. Maddi duran varlıklar ise amortisman yoluyla faydalı ömrü boyunca gidere dönüşür. Üretimde kullanılan maddi duran varlıklar için ayrılan amortisman tutarı genel üretim giderleri içerisinde üretilen mamulün maliyetine dâhil edilir. Üretimde kullanılmayan maddi duran varlıklara ilişkin amortisman tutarları ise kullanıldıkları departmanlara göre giderleştirilir.
Stok Yönetim Modülü
İşletmeler açısından stok giriş ve çıkışlarının takibini yapmak mevzuat açısından, stok kontrolü açısından ve işletme faaliyetlerinin aksamaması açısından gereklidir. Gereğinden az veya fazla stok bulundurulmasının işletmeler açısından birçok dezavantaja sahip olması, stok yönetiminin ve stok kontrolünün önemini göstermektedir. Muhasebe programları aracılığı ile stok yönetimi modülünün kullanılması ise stok kontrolünün ve takibinin etkinliğini artırmaktadır.
Stok yönetimi modülü ile satın alınan her bir stoğun maliyet değeri ile kayıt edilmesi, stok miktarının devamlı olarak istenilen seviye aralığında olup olmadığının takibi, faaliyetlerin aksamaması için ihtiyaç olduğunda yeniden sipariş verilmesinin sağlanması, stok çıkışı olduğunda çıkan stoğun maliyetinin belirlenmesi ve kayıt edilmesi, satış sonrası kâr zarar durumunun raporlanması, dönem sonu kalan stok miktar ve tutarlarının takip edilmesi, aktif ve pasif stokların belirlenmesi vb. sağlanmaktadır.
Stok kartları menüsü sayesinde ham madde, yarı mamul, mamul ve ticari mal olarak işletme tarafından satın alınan veya üretilen tüm stokların ayrı ayrı kaydedilerek takibi yapılmaktadır. Stok kartlarında işletmede yer alan tüm stoklar toplu olarak veya ayrı ayrı görüntülenebilir ve stokların kontrolü yapılabilir. Stok kartları sayesinde daha önceden tanımlanmış olan tüm stoklar liste hâlinde görünecek ve takip edilebilecektir.
Kaydedilen alış ve satış faturalarına göre maliyetler otomatik olarak hesaplanacaktır. Stok raporları kısmından maliyet kısmına gelindiğinde buradan maliyet raporlaması yapılacak alan gelir. Bunun için öncelikle envanter tarihinin girilmesi gerekmektedir. Örneğin envanter tarihi olarak 01-01-2016 ile 31-12-2016 arası girilebilir. Bu ekrandan stok değerleme yönteminin (Aritmetik Ortalama, Hareketli Ortalama veya İlk Giren İlk Çıkar) seçilmesi gerekmektedir. Daha sonra rapor hazırla denildiğinde tüm stok dokümanları ekrana gelir.
İşletmeler stok düzeyi belli bir limitin altına düştüğünde tekrar sipariş vermektedir. Siparişin verilmesi ile işletmeye gelişi arasında geçen süre boyunca işletme faaliyetlerinin aksamadan yürümesi için işletmede yeterli stoğun bulunması gerekmektedir. Bu bağlamda elde bulundurulması gereken minimum stok düzeyi veya hangi stok düzeyinde tekrar sipariş verilmesi gerektiği doğru bir şekilde hesaplanmalıdır. İşletmeler siparişin verilmesi ile stoğun işletmeye gelişi arasında geçen süre boyunca ihtiyaç duyulan stoğa ilave olarak belli bir miktar emniyet stoğu bulundurmak ister. Emniyet stoğunun miktarı tedarik süresinde yaşanabilecek gecikmeler ve günlük stok kullanımındaki değişkenlikler dikkate alınarak belirlenir.
Stok yönetimi modülü ile işletmelerin stok düzeylerinin optimal sınırlar içerisinde tutulması amaçlanır. Bu bağlamda işletme stok düzeyi belirlenen maksimum miktarın üzerine çıktığında sistem uyarı verir. İşletmelerin gereğinden fazla stok bulundurmasının işletmeler açısından birçok sakıncaları bulunmaktadır. Fazla stok bulundurulmasının dezavantajları aşağıdaki gibi özetlenebilir:
- Gereğinden fazla stok bulundurulması depolama masraflarını (kira gibi) artıracaktır. Özellikle soğutma, ısıtma gibi özel depolama gerektiren stoklar için depolama masrafları yükselecektir.
- Fazla stok bulundurulması durumunda stokların modasının geçmesi, çürüme ve bozulma gibi riskler artacaktır.
- Teknolojik ürünlere yönelik fazla stok bulundurulması durumunda stok değeri teknolojik gelişmeye bağlı olarak değer kaybedecektir.
- Stoklara fazladan bağlanan fonlar işletmenin fon maliyetini artıracaktır.
- Gereğinden fazla stok bulundurulması stoklara ilişkin sigorta giderlerinin artmasına neden olacaktır.
- Bununla birlikte istif, yükleme, boşaltma gibi giderler artacaktır.
Stok Değerleme Yöntemleri
VUK Madde 274’e göre stoklar maliyet değeri ile değerlenir. İmal edilen mamullerin maliyeti ise mamulün üretiminde kullanılan Direkt İlk Madde ve Malzeme, Direkt İşçilik ve Genel Üretim Giderlerinden oluşmaktadır. Bununla birlikte zorunlu olarak piyasaya ambalajlı sürülen mallarda ambalaj malzemesinin bedeli de maliyete dâhil edilmektedir.
Stokların maliyeti tüm satın alma maliyetlerini, dönüştürme maliyetlerini ve stokların mevcut durumuna ve konumuna getirilmesi için katlanılan diğer tüm maliyetleri içermektedir. Satın alma maliyeti ise satın alma fiyatı, vergi idaresinden iade alınmayacak olan vergiler (ithalat vergileri vb.) ve stokların mevcut duruma gelmesi ile ilgili (taşıma gideri vb.) katlanılan maliyetlerin toplamından oluşmaktadır. Stoklar açısından net gerçekleşebilir değer, stokun piyasadaki tahmini satış fiyatından tahmini satış giderlerinin düşülmesi sonucu bulunan değerdir. Net gerçekleşebilir değerin stoğun maliyet değerinin altına düşmesi durumunda stok değer düşüklüğü karşılığı ayrılır ve stok net gerçekleşebilir değer ile değerlenir.
Türkiye Muhasebe Standartlarına (TMS 2) göre stok değerleme yöntemleri:
- Gerçek Parti Maliyet Yöntemi
- İlk Giren İlk Çıkar (FİFO)
-
Ağırlıklı Ortalama Maliyet Yöntemi
- Dönem Sonu Ağırlıklı Ortalama Maliyet Yöntemi
- Hareketli Ağırlıklı Ortalama Maliyet Yöntemi
Mal giriş ve çıkışlarının parti bazlı olarak takip edilebildiği stoklar için stok değerlemede gerçek parti maliyet yöntemi uygulanır. Bu tür stoklar genellikle birbirleri ile ikame edilemeyen stoklar ile özel projeler için üretilen veya satın alınan mal ve hizmetlerden oluşmaktadır. Bu yöntem çok çeşitli ve birbiri ile ikame edilebilen mallardan oluşan stoklar için uygun maliyet hesaplama yöntemi değildir. Bunun nedeni ise mal çıkışlarında hangi parti maldan çıkışın olduğunun takibinin zor olmasıdır.
Ağırlıklı Ortalama Maliyet Yöntemine göre dönem başı stok tutarı ile dönem içi alınan stokların tutarı toplanır ve bulunan toplam stok tutarı, dönem başı stok miktarı ile dönem içerisinde satın alınan stok miktarının toplamına bölünerek döneme ait stok çıkışlarında kullanılacak ortalama stok birim maliyeti hesaplanır.
Hareketli Ortalama Maliyet Yönteminde dönem içerisinde satın alınan ticari mal veya ham maddenin satılması ve kullanılması durumunda, maliyet değeri ile kayıt edilmiş olan mevcut stokların toplam tutarı toplam stok miktarına bölünerek ortalama birim maliyet hesaplanır. Mal satışı veya ham madde kullanımında çıkışlar bu birim maliyet üzerinden yapılır. Yeni mal alımına kadar bu fiyatlar kullanılır. Yeni mal girişi olduğunda tekrar mevcut toplam stok değeri ve tutarına göre birim maliyet hesaplanır. Özetle her yeni mal girişinde birim maliyet tekrar hesaplanır.
İlk Giren İlk Çıkar (FIFO) stok değerleme yöntemi, ilk satın alınan veya üretilen stoğun ilk satıldığını ve dolayısıyla dönem sonu elde kalan stoğun en son satın alınan veya üretilen stoklardan olduğunu varsaymaktadır. İlk madde ve malzeme stok kartlarında ise ilk satın alınan madde ve malzemenin ilk kullanıldığı varsayılmaktadır. Buna göre, tarih itibariyle önce alınan stoklar ilk önce kullanılacaktır. Bu nedenle işletmenin elinde kalan stoklar daha yeni tarihli alınan stok olacak ve bu tutar işletme bilançosunda stoklar hesabında yer alacaktır. Stok hesabında yer alan stokların yeni tarihli alınan mallardan oluşması bilançoda görünen tutarın da piyasa fiyatına yakın olmasını ve güncel olmasını sağlayacaktır.
Son Giren İlk Çıkar (LİFO) stok değerleme yöntemi, satılan ticari malın veya işletme tarafından kullanılan ham maddenin tarih itibariyle işletme tarafından en son satın alınan stokların olduğunu varsaymaktadır. Buna göre, işletmeye giriş tarihi itibariyle en son alınan stoklar ilk önce kullanılacaktır. Bu nedenle işletmenin elinde kalan stoklar daha eski tarihli alınan mallar olacak ve bu tutar işletme bilançosunda stoklar hesabında yer alacaktır. Stoklar hesabında yer alan stokların eski tarihli alınan mallardan oluşması nedeniyle bilançoda görünen tutar da güncel olmayacaktır.
Stok değerleme yöntemleri sonucu satılan ticari malların maliyeti veya satılan mamul maliyeti belirlenmiş olup bu tutar gelir tablosunda yer alacaktır. Bu tutarın yüksek hesaplanması durumunda brüt satış kârı ve dolayısıyla dönem kârı daha düşük görünecektir. Böylece işletmenin ödeyeceği vergi tutarı daha az olacaktır.
İkinci olarak stokta kalan dönem sonu stok tutarı da belirlenmiş olacaktır. Bu tutar bilançoda varlıklar içerisinde yer alacaktır. Bu tutar ticaret işletmelerinde 153 Ticari Mallar, üretim işletmelerinde ise 150 İlk Madde ve Malzeme, 151 Yarı Mamuller ve 152 Mamuller Hesabı tutarlarını etkileyecektir. FIFO yönteminde bilançoda yer alan stok tutarları güncel piyasa fiyatlarına daha yakın olacak ve işletmenin mevcut stok tutarlarının gerçek durumunu daha iyi yansıtacaktır.
Maddi Duran Varlık Yönetimi Modülü
Maddi duran varlıklar işletme tarafından 1 yıldan uzun süre kullanılan ve kendisinden fayda sağlanan varlıklardır. Bir harcamanın gider olarak kabul edilmesi için fayda elde etmek amacıyla tüketimin olması gerekmektedir. Bundan dolayı, maddi duran varlıklar satın alındıklarında tüketilen bir varlık olmadığından doğrudan gider olarak kaydedilmez maliyet değeri ile bilançoda varlık olarak kayıt edilir. Bunların gidere dönüşmesi ise faydalı ömrü boyunca tükenmeleri (fiziksel veya teknolojik olarak) sonucu ortaya çıkacak ve bu tutar amortisman gideri olarak muhasebeleştirilecektir. Varlığın faydalı ömrü zaman veya üretim kapasitesine göre belirlenmektedir. Maddi duran varlığın zaman içerisinde uğradığı değer kaybının tutarı amortisman gideri olarak tanımlanmaktadır. Ayrılan amortismanların toplamı birikmiş amortisman olarak maddi duran varlıklardan bir indirim olarak bilançoda yer alır. Böylece maddi duran varlıkların gerçek değeri ile bilançoda yer alması sağlanmış olur.
Türkiye Muhasebe Standartlarına (TMS 16) göre maddi duran varlıklar ilk muhasebeleştirmede maliyet bedeli ile kayıt edilir. Maliyet bedeli ise varlığın satın alım fiyatı, vergi idaresinden iade alınmayacak olan vergiler (ithalat vergileri vb.) ile maddi duran varlığın kullanılabilir duruma getirilebilmesi ile doğrudan ilişkili (yükleme, boşaltma, kurulum, montaj vb.) tüm maliyetlerin toplamından oluşmaktadır. İlk kayıttan sonra maddi duran varlıklar maliyet ile geri kazanılabilir değerden düşük olanı ile değerlenir. Geri kazanılabilir değer, varlığın net satış fiyatı ile kullanım değerinden büyük olanıdır. Kullanım değeri ise varlığın gelecekte yaratacağı nakit akışlarının bugünkü değeridir.
Amortisman Ayırma Yöntemleri
Amortisman süresi, maddi duran varlığın aktife girdiği yıldan başlamaktadır. Vergi Usul Kanunu’na (VUK) göre amortisman ayırma yöntemleri:
- Normal (Doğrusal) Amortisman Yöntemi
- Azalan Bakiyeler Yöntemi
- Madenlerde Amortisman
- Fevkalade Amortisman
Türkiye Muhasebe Standartları (TMS 16) amortisman yöntemlerini şu şekilde belirtmiştir:
- Doğrusal Amortisman Yöntemi,
- Azalan Bakiyeler Yöntemi,
- Üretim Miktarı Yöntemi
Normal amortisman yöntemine göre her yıl ayrılacak amortisman tutarı eşit olmaktadır. Amortisman tutarı varlığın değerinin, varlığın faydalı ömrüne bölünmesi suretiyle bulunur.
Azalan bakiyeler yönteminde kullanılacak amortisman oranı normal amortisman oranının 2 katıdır. Fakat bu oran %50’yi geçemez. Azalan bakiyeler yönteminde amortismana tabi tutar varlığın maliyet değerinden önceden ayrılmış olan amortisman tutarlarının yani birikmiş amortismanların düşülmesi suretiyle bulunacak olan değerdir. Bu yöntemde de amortisman ayırma işlemi faydalı ömre göre yerine getirilir. Son yıl amortisman oranı dikkate alınmaksızın kalan tutarın hepsi amortisman gideri olarak kayıt edilir.
Madenlerin ve taş ocaklarının kullanım sonucu içindeki cevherin azalmasından dolayı uğradığı değer kayıpları Maliye ve Sanayi Bakanlıklarınca belli edilecek oranlar üzerinden amortismana tabi tutulur.
Amortismana tabi olan menkul ve gayrimenkuller hakların yangın, deprem, su basması vb. afetler sonucu değer kaybına uğraması, teknolojik gelişim sonucu teknik verim ve kıymetlerinin düşmesi, cebri çalışma sonucu normalden fazla aşınma ve yıpranmaya maruz kalması neticesinde olayın durumuna göre işletmelerin müracaatları üzerine Maliye Bakanlığınca belirlenen “Fevkalade ekonomik ve teknik amortisman nispetleri” ölçüsünde amortisman uygulanır.
Vergi Usul Kanunu binek otomobiller için amortisman ayırmada otomobilin satın alındığı ayın dikkate alınarak amortisman tutarının hesaplanacağını belirtmiştir. Buna göre satın alınan ay tam ay sayılmak koşuluyla yıl sonuna kadar binek otomobilin kullanıldığı ay sayısı dikkate alınarak ilk yılın amortismanı hesaplanır. İlk yıla ait eksik ayrılan amortisman tutarı ise varlığın ekonomik ömrü sonunda son yılın amortisman tutarına eklenir ve yok edilir. Binek otomobillerin amortismanında olduğu gibi varlığın satın alındığı ay dikkate alınarak, ilk yıl için varlığın aktifte kaldığı ay sayısı dikkate alınarak hesaplanan amortismana kıst amortisman denilmektedir.
Maddi duran varlık satışı işletme açısından olağan bir faaliyet değildir. Bu nedenle maddi duran varlık satışı sonucu oluşan kâr veya zarar, gelir tablosunda olağan dışı kâr veya zarar olarak yer alır. Diğer bir deyişle, bir maddi duran varlık net defter değerinin üzerinde bir fiyatla satılırsa oluşan kâr tutarı Diğer Olağan Dışı Gelir ve Kârlar Hesabına, net defter değerinin altında bir fiyatla satılırsa oluşan zarar tutarı Diğer Olağan Dışı Gider ve Zararlar Hesabına kayıt edilir. Bir maddi duran varlığın net defter değeri bilançoda kayıtlı olan maliyet değerinden o varlık için ayrılmış olan birikmiş amortisman tutarının düşülmesi ile bulunan değerdir.
İşletme değişik nedenlerle maddi duran varlık satışı yapabilir. Bu nedenler arasında, işletmenin maddi duran varlığı yenilemek istemesi, atıl duran varlıkların satılması, işletmenin nakit sıkıntısı içerisine düşmesi vb. gösterilebilir. Eğer işletme bir maddi duran varlığını yenilemek amacıyla satar ve bu satıştan kâr elde ederse bu kâr tutarını gelir tablosunda göstermek yerine bilançoda özkaynaklar grubu altında Özel Fonlar Hesabı altında gösterebilir. Bu durumda işletmenin 3 yıl içerisinde yeni makinenin alımını gerçekleştirmesi gerekmektedir.