ÖĞRETİMDE PLANLAMA VE DEĞERLENDİRME - Ünite 1: Eğitimde Program Geliştirme Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 1: Eğitimde Program Geliştirme

Giriş

Eğitim kavramı, farklı tanımları olmakla birlikte, bireylerde kendi yaşantıları yoluyla istendik yönde davranış değiştirme süreci olarak tanımlanmaktadır. Bu doğrultuda eğitim sistemi, toplumu oluşturan bireylere, öncelikle bireysel ve toplumsal yaşamı için gerekli olan temel bilgi, beceri ve davranışları kazandırmak için programlardan yararlanacaktır.

Eğitim programları, toplumun benimsediği davranışların bireylere kazandırılmasına, öğretim etkinliklerinin bilimsel gelişmeler ışığında düzenlenmesine ve öğrenmeöğretme sürecine ilişkin yapılacak çalışmalara yol gösterici nitelik taşımaktadırlar.

Eğitim Programı

Eğitim sürecinin belirli bir plan, program dâhilinde gerçekleşmesi olan formal eğitim için programlar büyük önem taşır.

Genel olarak 20. yüzyıla kadar “konular listesi” anlamında kullanılan eğitim programı kavramı bir eğitim kurumunda öğrencilerde beklenen davranış değişikliğini oluşturabilmek için planlanmış etkinliklerin tümü olarak tanımlanabilir.

Eğitim programı belirlenen amaçlar doğrultusunda planlanan tüm eğitim etkinliklerini kapsamaktadır. Öğretim programı ise, bir eğitim basamağında çeşitli sınıf ve derslerde ele alınacak konularla ilgili tüm etkinlikleri kapsamaktadır. Ders programı da bir dersin öğretimiyle ilgili tüm etkinlikleri kapsamaktadır. Bu üç program türü birbiriyle ilişkilidir. Eğitim programı olmadan öğretim programından, öğretim programı olmadan da ders programından söz edilemez.

Resmî programlarda belirtilen amaç ve etkinliklerin dışında, öğrenme-öğretme süreci içinde ortaya çıkan bilgi, düşünce ve uygulamalar ile öğrencilerin ulaştıkları nitelikleri açıklayan program türü örtük program olarak adlandırılır. Örtük programlar önceden kurgulanabilir ya da duruma veya gereksinime bağlı olarak ortaya çıkabilir. Bireylerin toplumsal hayata uyumunu sağlamada örtük programlar, eğitim programları kadar etkili olmaktadır. Örtük programın kapsamı şu biçimde sıralanabilir:

  • Okulun idari ve örgütsel araç ve düzenlemeleri: Okul kuralları, okul binasının mimari yapı ve dekorasyonu, sınıfların oluşturulması, zaman, ders dışı faaliyetler
  • Okul ve çevre etkileşimi: Toplumsal normlar ve değerler, ideoloji, ders kitapları
  • Sınıf iklimi: Öğretmenlerin görüş ve beklentileri, öğretmenlerin ön yargıları, sınıf kuralları, öğretmen davranışları, öğrenci özellikleri, sınav ve öğrenci başarısı

Bir eğitim programının dört temel ögesi bulunmaktadır. Bu ögeler şöyle sıralanabilir:

  • Amaç: Öğrencilerin öğretim süreci sonunda ne yapabileceklerini tanımlayan anlatımlardır.
  • İçerik: Öğretim sürecinde öğrencilere kazandırılacak bilgilerdir.
  • Öğrenme-öğretme süreci: Öğrencilere amaçlara ulaşmaları için geçirmeleri gereken öğrenme yaşantılarını sağlayan etkinliklerdir.
  • Değerlendirme: Öğrencilerin amaçlara ulaşma derecelerini belirlemeye dönük etkinliklerdir.

Bir eğitim programının taşıması gereken bazı özellikler bulunmaktadır. Bu özellikler şu biçimde açıklanabilir

  • İşlevsellik : Bir eğitim programının işlevsel olması bireyin ve toplumun gereksinimlerini karşılaması, bireylerin özelliklerini ön plana çıkarmasıdır.
  • Esneklik: Esnek bir eğitim programı bireyler arasındaki farklılıkları dikkate alarak bireylerin değişen gereksinimlerine yanıt verebilmelidir
  • Toplumsal değerlere uygunluk: Eğitim programları bir ulusun değerlerini, bireysel ve toplumsal beklentileri kazandırmada en önemli araç rolünü taşımaktadır.
  • Bilimsellik: İyi bir eğitim programı bilim ve teknolojideki değişmelere ve gelişmelere göre güncellenebilmelidir.
  • Uygulanabilirlik : Bir programın uygulanabilirliği; işlevselliği, bilimselliği ve esnekliği ile yakından ilişkilidir.
  • Amaçlara uygunluk: Eğitim programlarında öncelikli ve en belirleyicisi olan amaçlar niçin sorusuna yanıt verir.
  • Çerçeve olması: Hazırlanan programlar, öğretmenlerin anlayabileceği bir dil ve anlatımla yazılmalı, açık ve anlaşılır olmalıdır.

Program geliştirme çalışmalarının dayandığı kuramsal temeller tarihsel, toplumsal, psikolojik ve felsefi temeller olarak ele alınıp incelenmiştir:

Tarihsel temeller: Antik dönemden (MÖ 4-5. yüzyıl ile MS 3-4. yüzyıllar arası) itibaren birçok düşünür eğitimin ne olduğu ve nasıl yapılması gerektiği konusunda önemli fikirler ileri sürmüştür. MÖ 5. yy. Atina’da, askerî nitelikli eğitimin etkisi azaltılarak moral, estetik ve bedensel eğitim arasında denge kurulmaya çaba gösterilmiştir. MÖ 4. yy. Sokrat döneminde, gençlerin yaşlı kişilerin rehberliğinde yetiştirilmesi geleneği sürdürülmüştür. MÖ 3. yy. da Romalılar dil bilgisi ve etkili konuşmaya dayalı bir eğitim anlayışı geliştirmiştir. Orta Çağ Avrupa’sında Latince ve Gramer öğretimi üzerine yoğunlaşılmıştır. Endüstri öncesi dönemde ise ders kitaplarında resimlerin yer alması, çevredeki nesnelerin öğretimi gerekliliğinin vurgulanması büyük etki yaratmıştır.

18. yy. da ise devlet okullarının sayılarının artmasıyla eğitim programlarına ihtiyaç ön plana çıkmıştır. 19. yy. da matematik, felsefe, kimya gibi yeni dersler okullarda yer almıştır. İçerik ve yöntem konusunda yapılan tartışmalar eğitimde program geliştirme alanının doğuşunu hazırlamıştır. 1918’de Bobbit’in “Eğitim Programı” kitabı alandaki ilk kitaptır. Ralph Tyler, 1949’da yayımladığı “Eğitim Programı ve Öğretimin Temel İlkeleri” adlı kitabında eğitim programının ögelerini şöyle sıralamıştır:

  • Amaçları tanımlama, içeriği düzenleme ve materyalleri seçme
  • Öğrenme yaşantılarını seçme ve öğrencileri tanıma
  • Öğrencileri yönlendirme
  • Öğretim ve değerlendirme tekniklerini tasarlama

1950’li yıllara kadar Türkiye’de program geliştirme çalışmaları daha çok dersler ve konular listesi biçiminde sürdürülmüştür. 1950’li yıllardan sonra Müfredat Programı anlayışı yerini Eğitim Programı anlayışına bırakmıştır. 1924’te J. Dewey’in raporu doğrultusunda ilköğretim programlarının geliştirilmesi, 1953-54 yıllarında ortaöğretim programlarının geliştirilmesi ağırlık kazanmıştır. 1961 yılında Millî Eğitim Bakanlığı, 1980’li yılların başında eğitim programlarının hazırlanmasında kullanılacak bir model geliştirmiştir. 1990’lı yıllara gelindiğinde Millî Eğitim Sisteminde Program Geliştirme ve Ölçme-Değerlendirme çalışmalarına ayrı bir önem verilmiştir. 1994 yılında ilköğretim programları tamamen değiştirilmiş ve uygulamaya konmuştur. Ancak bu program da 2004 yılında uygulamadan kaldırılmış ve yapılandırmacı yaklaşıma dayalı olarak geliştirilen yeni ilköğretim programları 2005-2006 öğretim yılından itibaren uygulamaya konulmuştur.

Toplumsal temeller: Bireylerin toplumdaki yaşam ve öğrenme koşullarına hazırlanmaları için bir yandan toplumun problemlerini ve gereksinimlerini gidermeyi, diğer yandan da bireylerin ilgilerini, gelişim özelliklerini ve gereksinimlerini dikkate almayı gerekli kılar. Toplum gereksinimleri ve beklentileri; yapısı, işleyişi ve yönelimi dikkate alınarak analiz edilmeli ve programlara yansıtılmalıdır. Program geliştirme sürecinin tüm aşamalarında toplumsal ve çevresel koşullar dikkate alınmalıdır. Program geliştirme uzmanlarının hazırladıkları eğitim programları, öğrencilerin toplumsallaşma ve şekillenmesinde önemli rol oynar.

Psikolojik temeller: Program amaçlarının gerçekleştirilebilirliğini belirlemede, bireylerin hem gelişim hem de öğrenme özelliklerinin bilinmesi gerekir. Öğrenmenin nasıl gerçekleştiğini bilen bir öğretmen; öğretim modellerini, ilkelerini, yöntem ve tekniklerini daha kolay kavrar ve uygular, öğrencilerin öğrenme eksikliklerinin, hatalarının, güçlüklerinin nedenlerini açıklayabilir ve önlemler alabilir.

İnsan öğrenmesi davranışçı kuram ve bilişsel kuram ile açıklanmaktadır. Watson, Pavlov, Thorndike, Skinner davranışçı kuramın temsilcilerindendir. Davranışçı kuram yalnızca gözlenebilir etkinlikler üzerinde durur ve öğrenmeyi, uyarıcı-tepki bağının oluşmasına indirger. Pekiştirme yoluyla davranış değiştirildiğini kabul eder.

Bilişsel kuramın öncüleri Piaget, Gagne, Guilford’dur. Bilişsel kuram; öğrenme sürecinin bilgiyi algılama, karşılaştırma, kodlama ve hatırlama sürecinden oluştuğunu ifade eder.

Felsefi temeller: Felsefe; insanın sezgi veya içe doğma yoluyla fark edebildiği, hayal gücü ve yaratıcı düşünme yoluyla üzerinde düşündüğü ve tartıştıkları ile algılayabildiği her şeyi kendisine araştırma konusu yapmaktadır. Felsefenin varlık felsefesi, bilgi felsefesi ve değerler felsefesi olmak üzere 3 farklı çalışma alanı vardır. Varlık felsefesi, var olan şeyleri, varlıkların temellerini ve varlıklar arasındaki bağları sorgulayan bilim dalıdır. Bilgi felsefesi, bilme eylemini ve bunun sonucunda elde edilen bilginin mahiyetini, bilme eyleminin nasıl gerçekleştiğini ve insanın nasıl bildiğini inceler. Değerler felsefesi, değerlerin mahiyetini açıklamaya çalışır. Kendi içinde etik ve estetik olmak üzere ikiye ayrılır. Etik, ahlaki değerleri; estetik ise sanatsal değerleri ifade eder.

Toplumda egemen olan felsefi görüşler bireylerin hem bireysel hem de toplumsal yaşam içindeki davranışlarını biçimlendirir. Bu felsefi görüşler idealizm, realizm, pragmatizm ve varoluşçuluk olarak sıralanabilir.

İdealizm, varlığın düşünceden bağımsız olmadığını, varlık denilen şey hakkında edinilen düşüncede olduğunu ileri süren felsefe akımıdır. Felsefe tarihinin her çağında birçok düşünür tarafından temsil edilen idealizm eğitimde genellikle kendi kendini gerçekleştirme olarak savunulur. İdealizme göre eğitim, insan aklının ve insanın zihinsel süreçlerinin geliştirilmesidir. Eğitim; bireyi, iyi, doğru ve güzele teşvik etmeli doğuştan getirdiği bazı yetenekleri ortaya çıkarmalıdır.

Realizm, varlığın var ve gerçek olduğunu savunan felsefe akımıdır. Kurucusu Aristoteles’tir. Eğitim, bütün insanlık tarihi boyunca doğruluğu tartışmasız kabul edilen değerleri öğretmelidir. Öğrencinin neler öğreneceğine öğretmen karar verir. Mükemmel eğitim tamamen öğrencilerin zekâsına ve anlama kapasitesine, öğretmenin bilgisine ve öğretme gücüne, eğitim-öğretim için uygun bir çevreye bağlıdır. Eğitim hayat içinde, hayata uygun olmalıdır. Önce teorik bilgiler verilmeli, daha sonra bu bilgilerin pratik hayat içindeki uygulamaları gösterilmeli ve öğrenciye yaptırılmalıdır.

Pragmatizm ’in kurucusu John Dewey’dir. Pragmatizme göre gerçeğin özü değişmedir. Eğitim, değişen çevre ve koşullara bağlı olarak insanı sürekli yeniden yetiştirme işidir. Eğitim yaşama bir hazırlık değil, yaşamın kendisidir. Eğitimde değişmez bir içerik söz konusu değildir. Bilgiye ulaşmak için deney ve araştırmaların kullanılması gerekir.

Varoluşçuluk, felsefesinin temelini, insanın kendini ve kendi gerçekliğini tanıması oluşturur. İnsana olabildiğince özerklik ve seçme şansı verilmesinden yanadır. Eğitimin ve yaşamın amacı, insanın bir varlık olarak kendi varoluşunun farkında olmasını, kendini tanımasını ve kendi varoluşunu gerçekleştirmesini sağlamaktır. Eğitim, kişilerin mutlak özgürlüğünü teşvik etmeli ve aynı zamanda bu özgürlüğü nasıl kullanacağını da öğretmelidir.

Bu dört temel felsefeye dayalı olarak ortaya çıkan eğitim felsefeleri ise daimicilik, esasicilik, ilerlemecilik ve yeniden kurmacılıktır.

Daimicilik, dayandığı temel felsefe, idealizm ve realizmdir. Eğitim programları beşeri bilimlere dayalı olmalıdır. Eğitim programları değişmemelidir. Entelektüel eğitim, düşünme insanın en önemli yeteneğidir. Bu nedenle insan, akıllıca kendini yönetebilecek şekilde yetiştirilmelidir. Evrensel ve değişmez gerçeğe uyum için eğitim, evrensel nitelikteki gerçeklere göre şekillendirilmelidir. Eğitim herkes için aynı olmalıdır. Eğitim hayatın bir kopyası değil, ona hazırlıktır. Okulun temel işlevi, kültürü etkili bir şekilde yeni kuşaklara aktarmaktır. Okuma, yazma, matematik, felsefe, edebiyat ve doğal bilimler programın merkezinde olmalı; iş ve meslek eğitimi iş yerlerinde olmalıdır.

Esasicilik, belli bir felsefeye dayanmaktan çok doğrudan bir eğitim hareketi olarak ortaya çıkmıştır. Daha çok realist az da olsa idealist özellikler taşır. Geçmişten gelen bilgi ve değerlerin önemli yanları korunup yeni kuşaklara bunların öğretilmesiyle geçmişin başarıları üzerine daha mükemmel uygarlıklar yaratılabilir. Öğrenmenin doğasında çok ve sıkı çalışma ve çoğu zaman zorlama vardır; disiplin, eğitimde önemlidir. Öğrencilerin kendilerini tam olarak gerçekleştirebilmesi için yetişkinlerin rehberliğine ve kontrolüne ihtiyaçları vardır. Bu nedenle öğretmenler iyi yetiştirilmelidir. Konu alanındaki uzmanlığını kullanarak öğrencileri yetiştirmelidir. Okulda zihinsel disiplin anlayışının geleneksel yöntemleri ile, soyut düşünme, alıştırma, ezber gibi yöntemler kullanılmalıdır.

İlerlemecilik , pragmatizmin eğitime uygulanışıdır. Çocuklar; ilgi, kapasite ve özelliklerine uygun bir eğitim programı içinde yetiştirilmelidir. İlerlemecilikte problem çözme yöntemi temeldir. Okul yaşama hazırlık değil, yaşamın kendisi olmalıdır. Öğretmen bir danışman ve bir rehber rolündedir. Çoklu bakış açıları ve öğrencilerin özdenetimi önemlidir. Okul yarışmayı değil, işbirliğini özendirmelidir. Öğrencilerin okulda kendi kendilerini yönetmelerine, fikirlerini serbestçe tartışmalarına okul faaliyetlerinin öğrencilerle birlikte planlanmasına ve herkesin eğitsel yaşantılara katılmasına olanak sağlayacak demokratik bir öğrenme ortamı oluşturulmalıdır.

Yeniden kurmacılık ilerlemeciliğin devamıdır. Temelinde pragmatizm ve varoluşçuluk vardır. Uygarlığın bütün temel değerleri gözden geçirilmeli ve yeni bir toplum düzeni oluşturmak üzere okul önderlik etmelidir. Sosyal reformu gerçekleştirme aracı eğitimdir. Eğitim, davranış bilimlerinin bulgularına dayanarak toplumu yeniden inşa etmelidir. Okul ve öğretmen, toplumsal değişimin ve reformun temsilcisidir.

Program Geliştirme

Program geliştirme eğitim programlarının tasarlanması, uygulanması, değerlendirilmesi ve değerlendirme sonuçlarına göre yeniden düzenlenmesi olarak tanımlanabilir.

Program geliştirme kapsamlı bir süreç olmakla birlikte planlama, uygulama ve değerlendirme olmak üzere üç aşamada gerçekleşir.

Programın planlanması: Bu aşamada çalışma gruplarının oluşturulması, çalışma planının yapılması, gereksinim belirleme, amaçların oluşturulması, içeriğin düzenlenmesi, öğrenme-öğretme sürecinin düzenlenmesi ve değerlendirme durumlarının düzenlenmesi biçiminde etkinlikler gerçekleştirilir.

Çalışma gruplarının oluşturulmasında; hangi alanlarda program geliştirme çalışmaları yapılacağına karar vermek, ülkenin başat eğitim felsefesinin bu programlara yansıtılmasını sağlamak, hazırlanan programlarda karar organı olarak görev yapmak ve koordinasyonu sağlamak görevlerine sahip olan program karar ve koordinasyon grubu , programın hazırlanması, uygulanması, değerlendirilmesi ve geliştirilmesi aşamalarında sürekli görev yapan program çalışma grubu ve gereksinime göre danışmanlık yapabilecek eğitim uzmanlarından oluşturulan program danışma grubu olmak üzere üç tür çalışma grubundan söz edilir.

Çalışma planının yapılması; program geliştirme çalışmalarının ne kadar sürede yapılacağı ve hangi işlemlerin yapılacağını önceden planlayıp bunu bir akış şemasında göstermek işlemlerin daha sistematik devam etmesi için gereklidir.

Gereksinim belirleme; program amaçlarının yerindeliğini ortaya koymada yardımcı olur. Toplumun, bireyin ve konu alanı ile ilgili gereksinimlerin belirlenmesi önemlidir. Gereksinim belirleme iş analizi, delphi tekniği, gözlem ve kaynak tarama gibi bilimsel tekniklerden yararlanılarak gerçekleştirilir.

Amaçların oluşturulmasında , amaç, öğretim sonrasında öğrencilerin neler yapabileceklerinin ya da onlardan beklenilen davranışları ifade eder. Bu özellikler; bilgiler, yetenekler, beceriler, tutumlar, ilgiler ve alışkanlıklar olarak sıralanabilir. Ayrıntılı bir öğretim planlaması yapmanın başlıca yolu, öğrenme-öğretme süreci sonunda ulaşılacak amaçların ölçülebilir bir biçimde tanımlanmasıdır. Amaçların belirlenmesi, yetiştirilecek insan gücünün niteliklerini tanımlama, program kapsamında yer alacak içerik ve öğrenme-öğretme süreçlerinin ve değerlendirme sürecinin planlanmasını da olanaklı kılar. Amaçları en genelden en özele doğru dört grupta toplayabiliriz. Bunlar uzak amaç, genel amaç, özel amaç ve davranışsal amaç olarak sıralanabilir.

Amaçların alanlara göre aşamalı sınıflaması ile ilgili olarak Bloom ve arkadaşları tarafından gerçekleştirilen Bloom Taksonomisi en bilinen sınıflamadır. Bu sınıflamada amaç alanları bilişsel, duyuşsal ve psikomotor olarak gösterilmiştir. Sayfa 14, Çizelge 1.1’de amaç alanlarının aşamalı sınıflamasına yer verilmiştir.

İçeriğin düzenlenmesinde, “Ne öğretelim?” sorusuna yanıt aranmaktadır. Program geliştirme sürecinde içerik, amaçlara göre seçilir ve düzenlenir. İçerik, eğitimsel amaçlar doğrultusunda seçilen olgu, kavram, ilke ve genellemelerin kimi sistematik bağlarla birleşerek oluşturdukları bilgi bütünleridir. Eğitimde içerik seçimine, günümüz dünyasında yaşanan iki baskın özellik etkide bulunmaktadır: Bunlar, yeni bilgi birikimlerinin programlara yansıtılamaması ve bilim ve teknolojideki hızlı gelişme ve bilgi patlaması ile faydadır.

İçeriğin düzenlenmesinde yararlanılabilecek dört temel ilke bulunmaktadır. Bunlar; kapsama ilkesi, tümdengelim ilkesi, ön koşul ilkesi ve kaynaştırma ilkesidir.

İçerik düzenlenirken dikkate alınacak özellikler şöyle sıralanabilir: İlgili olması, ekonomik olması, yaşama yakın olması, kendi kendine yeterli olması, bilimsellik, anlamlılık, yararlılık, geçerli ve güvenilir olması, kaynaşıklık.

İçerik düzenlenirken konuların ve derslerin özelliklerine göre farklı programlama yaklaşımları kullanılır. Bu yaklaşımlar şunlardır: Doğrusal, sarmal, modüler, piramitsel ve çekirdek, konu ağı proje merkezli ve sorgulama merkezli programlama yaklaşımları.

Öğrenme-öğretme sürecinin düzenlenmesinde, “nasıl” öğretelim sorusuna yanıt aranır. Bireyin istenilen amaçlara ulaşmasını sağlamak için düzenlenen öğrenme yaşantılarının yer aldığı bölümdür. Öğrenme-öğretme süreci, giriş etkinlikleri, geliştirme etkinlikleri ve sonuç etkinlikleri olmak üzere üç aşamada gerçekleşir. Giriş etkinlikleri, öğrencilerin sürecin başında neyi, nasıl, ne kadar öğreneceği konusunda bilgilendirilmesi önemlidir. Giriş etkinlikleri; dikkati çekme, güdüleme, gözden geçirme ve derse geçiş biçiminde düzenlenmektedir. Dikkati çekme, öğrencilerin dikkatini konuya ve kazandırılacak davranışlara çekmek ve ilgiyi sürekli hâle getirmektir. Geliştirme etkinlikleri; öğretim içeriğinin içselleştirilmesi için yapılan, işlenen konularla gerçek hayat arasında bağlantılar kurulması vb. süreç içerisinde yapılacak tüm çalışmaları içerir. Öğretim hizmetinin etkililiğini artırmak için kullanılması öngörülen ipuçları (işaretler), pekiştirme, katılım, dönüt ve düzeltmelerden yararlanılır. Sonuç etkinlikleri, bir ders ya da ünite işlendikten sonra yapılması planlanan etkinlikler arasında yer alır. Süreçte yapılan etkinliklerin ve çalışmaların sonucunda tekrarlar ve özetler kullanılarak ulaşılması amaçlanan davranışların yerleşmesi, eksiklerin tamamlanması, yanlışların düzeltilmesi sağlanır.

Değerlendirme durumlarının düzenlenmesinde, başlangıçta belirlenen öğrenme amaçlarına ne kadar ulaşıldığı belirlenmeye çalışılmaktadır. Değerlendirme durumlarının düzenlenmesi amacıyla ölçme araçları ya da test maddelerinden yararlanılabilir. Değerlendirme, amaçlar doğrultusunda planlanan ve uygulanan öğretim etkinliklerinin öğrenci davranışlarında oluşturduğu değişikliğin ölçülmesi ve yorumlanması etkinlikleridir. Bununla ilgili sonuca ulaşmak için elde edilen ölçümlerin bir ölçüt ile karşılaştırılması gerekir. Ölçüt ise, önceden kesin olarak belirlenmiş bir standarttır. Ölçütsüz bir değerlendirmeden söz edilemez. Değerlendirmenin niçin yapıldığı belirlendikten sonra, amaca uygun ölçme teknikleri kullanılarak ölçmeler gerçekleştirilmeli; ölçme sonuçları ölçütler yardımıyla yorumlanarak öğrencilerin gelişimi sağlanmalıdır. Değerlendirmenin hatasız ya da az hatalı olması değerlendirmede kullanılan araçların; değerlendirme amacına uygun olmasını, yeterli olmasını ve uygun bir ölçütün seçilmesini gerektirir.

Programın Uygulanması: Programın uygulanması hazırlanan programın uygulanması için gerekli şartları sağlama, programı öngörülüp sağlanan bu şartlarda uygulama, uygulama sürecince elde edilen verileri toplama ve çözümlenmeye uygun duruma getirme aşamasıdır. Programın uygulanması değişik aşamalardan gelişerek gerçekleşir. Uygulamanın planlanması, deneme yapılacak okulların ve sınıfların seçilmesi okul yöneticisi ve öğretmenlerin seçilmesi, okul yöneticisi ve öğretmenlere denenecek programın tanıtılması, hazırlanan program ve öğretim materyallerinin işe koşulması ve denenen programın ve öğretim materyallerinin değerlendirilmesi biçiminde sıralanabilir.

Programın Değerlendirilmesi: Program değerlendirme, programın uygulanmasıyla öğrenci davranışlarında amaçlar doğrultusunda oluşturulan değişmeleri yansıtan ölçümleri, amaçlarda kapsanan ölçütlerle karşılaştırarak, programın sağlamlığı ve etkililiği hakkında yargıya varma aşamasıdır. Bu aşama, uygulama aşamasında elde edilen tanıma-yerleştirme, biçimlendirme-yetiştirme ve erişilen öğrenme düzeyini belirlemeye yönelik değerlendirme sonuçlarının çözümlenmesini, çözümleme sonuçlarının ilgili ölçütlerle karşılaştırılmasını, karşılaştırma sonuçlarından yola çıkılarak programın sağlamlık ve etkililik derecesinin belirlenmesini, bu belirlemeye dayalı olarak programın her bir ögesi ve tümü hakkında yargıya varılmasını kapsamaktadır. Program geliştirme süreci içerisinde kullanılış amacına göre üç tür değerlendirme yapılabilir: Tanıma ve yerleştirmeye yönelik değerlendirme, biçimlendirme ve yetiştirmeye yönelik değerlendirme ve sonucu görmeye yönelik değerlendirme. Bu üç değerlendirme türü birlikte ya da ayrı ayrı kullanılabilir. Tüm bu değerlendirme türleri, bilgi toplama işi olarak gerçekleşmektedir. Bu bilgilerle program tanımlanır ve kalitesi ölçülür, programın güvenilirliği ve işe yararlığı ortaya çıkar.