ÖĞRETİMDE PLANLAMA VE DEĞERLENDİRME - Ünite 2: Öğrenme-Öğretme Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 2: Öğrenme-Öğretme

Giriş

Öğrencilerin öğrenme sürecinde daha etkin olmaları üzerinde önemle durulan noktalardan biridir. Öğrencilerin kendilerini yönlendirebilmeleri ve öğrenme becerilerine sahip olabilmeleri için çeşitli taktik, teknik, beceri ve bilişsel özelliklere sahip olmaları gerekmektedir. Öğrenme-öğretme sürecinin üç temel ögesi bulunmaktadır. Bunlar, öğretmen, öğrenci ve eğitim programıdır. Öğretmen, öğretme işlevini yerine getiren bireydir. Öğrenci, öğrenen bireydir. Eğitim programı ise; amaç, içerik, öğrenme-öğretme süreci ve değerlendirme ögelerini içeren kılavuzdur.

Öğretimin amacı; öğrencilere anlamayı, düşünmeyi, üretmeyi, problem çözmeyi öğretmek olduğunda geleneksel öğretim sınırlı bir değere sahiptir. Bugünün toplumlarının üretebilen, düşünen, sorun çözebilen bireylere daha çok gereksinimleri olduğu gerçeği göz önünde bulundurulduğunda öğretmenin sınıfta geleneksel öğretim yaklaşımlarından farklı öğretim yaklaşımlarını da uygulaması gerekmektedir. Bu noktada öğrenci kendisi sürekli artan ve değişen bilgiye ulaşabilmeli, onları düzenleyebilmeli, işleyebilmeli ve kendi düşünme biçimlerinin bir parçası durumuna getirebilmelidir.

Öğrenme ve Öğretme

Eğitim süreci çok boyutludur, yaşam boyu sürer, yaşantılarla gerçekleşir. Zaman ve yer açısından sınırsızdır ve her şeyden önce kültürü oluşturur. Bununla birlikte, eğitim süreci belli bir amaç için gerçekleştirilen öğrenme ve öğretme olaylarının bütünü olarak tanımlanabilir.

Öğrenme, bireylerin çevreleriyle etkileşimleri ile geçirdikleri yaşantılar sonucunda oluşur. Öğrenme günümüzde en temel ve önemli olgulardan biridir. Öğrenmenin temel özellikleri şunlardır: Öğrenme sonucunda mutlaka bir davranış değişikliği olur. Birey yeni bir davranış kazanır. Var olan davranışı değişir. Yanlış davranış düzeltilir. Öğrenme yaşantı ürünüdür. Öğrenme kalıcı izlidir.

Öğretim, öğrenmenin gerçekleşmesine hizmet eden süreçlerin tümüdür ve aynı zamanda okullarda formal eğitim kapsamında gerçekleşen planlı, kontrollü ve örgütlenmiş öğretme etkinlikleridir. Bu nedenle de eğitim düzeyleri ifade edilirken ilköğretim, ortaöğretim, yükseköğretim kavramları kullanılmaktadır..

İnsan öğrenmesi şimdiye dek yapılan bilimsel çalışmalarda genellikle iki temel yaklaşımla açıklanmıştır. Bunlardan birincisi davranışçı yaklaşım, ötekisi bilişsel yaklaşımdır.

Davranışçı yaklaşımda öğrenme, uyarıcıyla tepki arasında bağ kurma işlemi olarak tanımlanmıştır. Birey kendisine sunulan belli uyarıcılara karşı belli tepkiler geliştirir. Bu tepkiler, başka bir deyişle bireyin gözlenebilen davranışlarındaki değişmeleri öğrenme olarak tanımlanmaktadır. Davranışçı yaklaşım ile ilgili olarak birçok bilim adamı çalışmıştır. Pavlov, Watson, Guthrie, Thorndike, Skinner ve Hull bunların başlıcalarıdır.

Davranışçı yaklaşım ile birlikte öğrenme olayını açıklayan bir başka yaklaşım da “bilişsel yaklaşım” dır. Öğrenme ile ilgili olarak bilişsel yaklaşımda oldukça yoğun çalışmalar yapılmıştır. Bilişsel yaklaşımda öğrenme gözle görülebilir davranışların ötesinde zihinsel süreçleri içerisinde bulundurmaktadır. Öğrenme bu zihinsel işlemlerden sonra oluşmaktadır. Bilişsel yaklaşımın temelini Gestalt psikolojisi oluşturur. Gestalt psikolojisine göre davranışı anlayabilmek için kişinin bu durumu nasıl değerlendirdiğine bakılması gerekmektedir. Gestalt psikologları zihne ulaşan verilere anlam yükleme işlemi, yani algı üzerine yaptıkları çalışmalarla öğrenmenin bilişsel yönüne dikkat çekmektedirler.

Bilgi işleme kuramı temel olarak şu dört soruyu yanıtlamaya çalışmaktadır:

  • Yeni bilgi dışarıdan nasıl alınmaktadır?
  • Alınan yeni bilgi nasıl işlenmektedir?
  • Bilgi uzun süreli nasıl depolanmaktadır?
  • Depolanan bilgi nasıl geriye getirilip hatırlanmaktadır?

Bilgi işleme kuramı üç ana bileşenden oluşur. Bilgi depoları, bilgilerin saklandığı ilk bilgi işleme kuramı bileşenidir. Bilgi depoları, duyusal bellek, kısa süreli bellek ve uzun süreli bellek olarak adlandırılan üç bellekten oluşur. İkinci bileşen olan bilişsel süreçler, bilgilerin bir bellekten ötekisine aktarılmasını sağlayan içsel zihinsel etkinlikleri kapsamaktadır. Bilgi işleme kuramının üçüncü bileşeni bilişbilgisi ise, bilişsel süreçlerle ilgili bilgileri ve bunların denetimini içerir.

Öğrenme ve öğretme içerisinde strateji, yöntem ve teknik gibi süreçleri kapsayan geniş kavramlardır. Öğrenmeöğretme süreci ile ilgili birçok kaynakta strateji, yaklaşım, yöntem, teknik kavramları birbirlerinin yerlerine ya da benzer anlamlarda kullanılabilmektedir. Genel olarak strateji, bir şeyi elde etmek için izlenen yol ya da amaca ulaşmak için geliştirilen bir planın uygulaması olarak tanımlanmaktadır. Yöntem, sözcüğünün sözlük olarak anlamı “bir amaca ulaşmak için tutulan düzenli yol”dur. Ayrıca, yöntem yerine Batı kökenli olan metot sözcüğü de sıklıkla kullanılmaktadır.

Öğretme Stratejileri

Öğretme stratejilerinin belirlenmesinde temel çıkış noktası öğrencilere kazandırılacak davranışlardır. Öğretme stratejileri dersin amaçlarına ulaşmak için öğretmenler tarafından kullanılan her türlü yöntem ve teknik olarak adlandırılabilir. Bu araştırmacıların temel olarak üzerinde durdukları ve birçok kaynakta da ele alınan üç temel öğretme stratejisi vardır. Bunlar şu biçimde sıralanabilir:

a. Sunuş Yoluyla Öğretme Stratejisi
b. Buluş Yoluyla Öğretme Stratejisi
c. Araştırma-İnceleme Yoluyla Öğretme Stratejisi

Sunuş Yoluyla Öğretme Stratejileri

Sunuş yoluyla öğretme, bilgilerin çok dikkatli biçimde düzenlenmiş ve öğrenci tarafından alınmaya hazır bir durumda verilmesi süreci olarak tanımlanabilir. Ausubel, sunuş yoluyla öğretme stratejisinin en önemli temsilcilerindendir.

Buluş Yoluyla Öğretme Stratejileri

Buluş yoluyla öğretme stratejisi, öğrencinin kendi etkinliklerine ve gözlemlerine dayalı olarak gerçekleştirilen güdüleyici bir stratejidir. Buluş yoluyla öğretme stratejisinde öğretmen, sunuş yoluyla öğretme stratejisinden farklı olarak bilgiyi öğrenciye sunmak yerine öğrencinin çabalarına dayalı olarak öğrenmesini sağlayacak bir ortam hazırlar.

Buluş yoluyla öğretme stratejisi ile ilgili çalışan Bruner, öğrencilerin bilim adamı gibi düşünmesi gerektiğini ve bunu sağlayabilmek için bu stratejinin kullanılmasının gerekliliği üzerinde durmaktadır.

Araştırma İnceleme Yoluyla Öğretme Stratejileri

Araştırma-inceleme yoluyla öğretme stratejisi öğrenci etkinliğine dayalı olup problem (sorun) çözme yaklaşımını temel almaktadır. Bu strateji tümüyle öğrencilerin araştırma ve inceleme yapmalarına ağırlık veren bir yaklaşımdır. Yani, öğrenciler kendi çabalarıyla bilimsel bilgileri elde etmeye çalışırlar. Araştırma–inceleme yoluyla öğretme stratejisi problem (sorun) çözme yaklaşımında olduğu gibi dört adımda gerçekleşmektedir. Bunlar şu biçimde açıklanabilir:

  1. Problemi tanımlama: Konu ile ilgili problem ya da problemler belirlenir.
  2. Denencelerin kurulması: Problemin çözümü için denenceler kurulur. Denenceler problemin çözümüne yönelik çözüm yolları önerir.
  3. Verilerin toplanılması: Denencelerin sınanması için veriler toplanır.
  4. Verilerin analizi ve denencelerin sınanması: Bu aşamada da verileri değerlendirerek sonuca ulaşılmaya çalışılır.

Öğrenme ve Öğretme Yöntemleri

Öğretme stratejilerine dayalı olarak uygulamada çeşitli öğretme yöntemleri geliştirilmiştir. Yöntem, öğretimde oldukça önemli bir işleve sahiptir. Öğretim yöntemi, bir sorunu çözmek, bir deneyi sonuçlandırmak, bir konuyu öğrenmek ya da öğretmek gibi amaçlara ulaşmak için bilinçli olarak seçilen ve izlenen yoldur. Çok yaygın olarak kullanılan genel öğretim yöntemleri üzerinde durulacaktır. Bu yöntemler arasında düz anlatım yöntemi, soru-yanıt yöntemi, tartışma yöntemi, örnek olay yöntemi, problem çözme yöntemi ve gösterip yaptırma yöntemi sıralanabilir.

Düz Anlatım Yöntemi

Çok eskiden beri kullanılan ve geleneksel öğretim yöntemlerinden birisi olan düz anlatım yöntemi, öğretmen merkezli bir öğretme yöntemidir. Buna göre, düz anlatım yönteminde öğretmen etkin, öğrenci ise pasif konumda bulunmaktadır. Bu yöntemde, öğretmen sahip olduğu bilgileri, fazla hazırlık yapmadan öğrencilere aktarmaktadır.

Soru -Yanıt Yöntemi

Soru–yanıt yöntemi, öğretmenin düzenlediği soruları öğrencilerin sözel olarak yanıtlamalarına dayanan, bir başka ifade ile sözel etkileşime dayalı bir yöntemdir. Bu yöntem, oldukça yaygın olarak kullanılan yöntemlerden birisidir. Soru-yanıt yöntemi öğrencilerin düşünme alışkanlıklarını geliştirmeyi amaçlamaktadır. Bu yöntemde, öğretmen yanıt almak amacıyla sorular sorar ve aldığı yanıtları değerlendirerek öğretimi gerçekleştirir.

Soru-yanıt yöntemi, öğrencilerin öğretme-öğrenme sürecinde güdülenmelerine ve derslere istekle katılmalarına yardımcı olması, üst düzeyde düşünme becerilerinin gelişimine yardımcı olması, dinleme ve konuşma becerilerini geliştirmesi açısından olumlu bir yöntem olarak değerlendirilirken, bilginin öğrenciye iletilmesinde yavaş işleyen bir yöntem olması, soru hazırlamanın oldukça güç ve uzmanlık gerektiren bir süreç olması açısından eleştirilmektedir.

Tartışma Yöntemi

Etkili bir öğretimde, tartışmanın merkezi bir rolü vardır. Tartışma yöntemi, sınıf içinde öğrenci etkinliğine dayalı yöntemlerden birisidir. Tartışma yöntemi, bir grup öğrencinin belli bir konunun kavranması amacıyla karşılıklı görüşler, fikirler ve eleştiriler üreterek, o konuyu daha kapsamlı ve ayrıntılı olarak incelemesidir. Tartışma yöntemi, dinleme, sorgulama, fikir alışverişi ve değerlendirme gibi etkinlikleri içerir. Bu yöntemin temel amacı, öğrencilerin bir konu üzerinde düşünmelerini sağlamak, özellikle öğrencilerin eleştirel düşünme becerilerini geliştirmek ve çeşitli fikirler üretmek için onları cesaretlendirmektir.

Tartışma yönteminin sınıf içerisinde değişik uygulama biçimler vardır. Bunlar, konunun ve öğrencilerin özellikleri göz önünde bulundurularak tercih edilebilir. Tartışma yönteminde yaygın olarak kullanılan tartışma biçimleri ve özellikleri şunlardır: Büyük grup tartışması, Münazara, Panel, Forum, Seminer, Açıkoturum.

Tartışma yöntemi, öğrencilere analiz, sentez ve değerlendirme gibi üst düzey bilişsel yeterlikler kazandırması, konu ile ilgili düşünce ve görüşlerini açıklama olanağı sunması ve demokratik bir öğrenme ortamı oluşturması olumlu özellikleri olarak vurgulanırken, kalabalık sınıflarda uygulanmasının zor olması ve oldukça zaman alması kimi zaman amacından uzaklaşması tartışma ilerledikçe sınıf yönetiminin sağlanması güçleşmesi eleştiri aldığı noktalar arasında yer alır.

Örnek Olay Yöntemi

Örnek olay yöntemi, gerçek hayatta karşılaşılan sorunların, sınıf ortamında çözülmesi yoluyla öğrenmenin sağlanmasına dayalı bir yöntemdir. Bir başka deyişle, bu yöntemde öğrencilerin sorunlu bir olaya etkin olarak katılmaları ve sorunlu olayın nedenleri hakkında fikirler ve çözümler üretmeleri istenir. Bu yöntem, öğrencilere bir konuyu ya da bir beceriyi kazandırmak ve o konuda uygulama yaptırmak amacıyla kullanılır. Ayrıca, günlük hayatta karşılaşılan bir sorunun çözümü amacıyla da kullanılabilir. Örnek olaylar genelde yazılıdır, görsel olan olaylara da yer verilebilir.

Örnek olay yöntemi; gerçek hayatta karşılaşılan sorunların ele alınmasından ötürü, öğrencilerin ilgilerini ve güdülenme düzeylerini yüksek düzeyde tutması, öğrencilerin birlikte çalışmasına uygun olması, sorun çözme yeteneği ve düşünme gücünün artırılması açısından olumlu özellikler taşımaktadır. Tartışmalarda sınıf kontrolü sağlanamaması, uygulanması uzun zaman alan yöntemlerden birisi olması örnek olay yönteminin eleştirildiği noktalardır.

Problem Çözme Yöntemi

Problem (sorun) çözme, karşılaşılan güçlükleri yenerek bir amaca ulaşma sürecidir. Problem çözme, bilgiyi kullanarak ve bilgiye orijinallik, yaratıcılık ve hayal gücü katarak çözüm üretme süreci olarak da açıklanabilir. Problem çözme yöntemi, bilimsel araştırma sürecini temel almaktadır. Bu yöntem, daha önce de belirtildiği gibi araştırma–inceleme yoluyla öğretme stratejisinde, bilişsel alanın uygulama düzeyindeki davranışlarının kazandırılmasında ve bu alanın analiz ve sentez özelliklerini geliştirmek amacıyla kullanılmaktadır.

Problem çözme yöntemi, öğrenci merkezli olması, bireysel çabaların yanı sıra grup çalışmasını desteklemesi, öğrencilerin kendilerine güven duymalarını geliştirmesi, sorgulama ve araştırma yeterlilikleri kazandırması açısından olumlu özellikler taşırken problem bulma, problemi düzenleme, probleme odaklanma ve öğrencileri yönlendirme konularında güçlük yaşanması, yeterli dikkat gösterilmediğinde çalışma yalnız birkaç öğrencinin çabasıyla yürütülmesi ve bütün derslerde uygulanmasının güç olması açılarından eleştirilebilir.

Gösterip Yaptırma Yöntemi

Herhangi bir işin nasıl yapıldığını göstermek, yazılı ve sözlü öğretimden çok daha etkilidir. Bunun nedeni ise, öğrencilerin okuduklarından ya da işittiklerinden daha çok gördüklerini hatırlamalarından kaynaklanmaktadır. Gösterip yaptırma yöntemi, bir işlemin uygulanmasını, bir araç–gerecin çalıştırılmasını önce göstererek açıklama, arkasından da alıştırma ve uygulama yaptırarak öğretme yoludur. Gösterip yaptırma yöntemine dayalı olarak öğrencilerin önünde birtakım gösteriler gerçekleştirilerek, konuyla ilgili davranışsal amaçlar kazandırılmaya çalışılır. Yöntem, öğretmen öğrenci merkezlidir. Bir başka deyişle gösteri kısmı öğretmen merkezli olan yöntemin yapma kısmı öğrenci merkezlidir.

Öğrenme ve Öğretme Teknikleri

Yöntem ile çok karıştırılan bir kavram olan teknik kavramı, öğretim materyallerini sunmada ve öğretim etkinliklerini örgütlemede izlenen yoldur. Teknik, yönteme göre daha dar kapsamlıdır.

Öğretimde kullanılacak teknikler, farklı araştırmacılar tarafından değişik biçimlerde sınıflandırılmıştır. Bunlardan kimileri tekniklerin içeriklerine, kimileri tekniğin uygulandığı yere (sınıf içi ve sınıf dışı) ve kimileri de tekniğin uygulandığı kişilere (bireysel ve grup) göre teknikleri gruplandırmışlardır. Ancak, burada bu tür bir sınıflama yapılmadan yöntemlerde olduğu gibi en çok kullanılan tekniklere yer verilecektir. Bunlar ise beyin fırtınası tekniği, rol oynama tekniği, drama tekniği, yaratıcı drama tekniği, benzetim tekniği, programlı öğretim, mikro öğretim, bilgisayar destekli öğretim, gezi tekniği, gözlem tekniği, proje tekniği, eğitsel oyunlar ve altı şapkalı düşünme tekniği olarak sıralanabilir.

Beyin Fırtınası Tekniği

Çok bilinen ve yaygın olarak kullanılan düşünme tekniklerinden birisi beyin fırtınası tekniğidir. Beyin fırtınası, öğrencilerin düşüncelerini geliştirmek, bir soruna çözüm getirmek, çeşitli konularda fikir ve düşünce üretmek için kullanılır.

Rol Oynama Tekniği

Öğrenci merkezli tekniklerden birisi olan rol oynama tekniği, öğrencilerin kendi duygu ve düşüncelerini başka bir kimliğe bürünerek ifade etmelerini sağlayan bir öğretim tekniğidir. Rol yapma, eskiden beri öğretim amacıyla kullanılması önerilen tekniklerdendir. Rol yapmada birey, gerçek rolünden ve duygularından sıyrılıp kendini bir başkasının yerine koyar.

Drama Tekniği

Drama, doğaçlama, rol oynama ve tiyatro tekniklerinden yararlanarak öğrencilerin bir yaşantıyı, bir olayı, bir fikri ya da soyut bir kavramı oyunsu süreçlerle canlandırmasıdır. Bu teknik, öğrencilere karşılaşabilecekleri durumlarda ne yapmaları gerektiğini yaşayarak öğrenme fırsatı vermektedir.

Yaratıcı Drama Tekniği

Önceden yazılmış hazır bir metin olmaksızın, katılımcıların kendi yaratıcı buluşları, özgün düşünceleri, öznel anıları ve bilgilerine dayanarak oluşturdukları eylem durumları ve doğaçlama canlandırmalardır. Yaratıcı drama, içten geldiği gibi gerçekleştirilmektedir. Yaratıcı dramada, dramadan farklı olarak bir oyun yaratılmaktadır.

Benzetim Tekniği

Benzetim tekniği hemen her alanda kullanımı olan ve bunun yanında eğitim alanında da yaygın olarak kullanılan tekniklerden birisidir. Bu teknikte, öğrenci gerçek bir durumun benzeri üzerinde eğitilmeye çalışılmaktadır. Benzetim tekniği, sınıf içinde öğrencilerin bir olayı gerçekmiş gibi ele alıp üzerinde eğitici çalışma yapmalarına olanak sağlayan bir öğretim tekniğidir.

Programlı Öğretim

Programlı öğretim, bireysel öğrenme tekniklerinden birisidir. Gagne, Pressey, Skiner ve Crowder gibi araştırmacılar programlı öğretim yönteminin öncüleri olarak bilinmektedir. Programlı öğretim, öğretmeye disiplinli ve planlı bir yaklaşımdır. Programlı öğretim, öğrencilerin davranışsal amaçlara ulaşmasına yardım etmek üzere geliştirilmiş öğrenme teknolojisinin sistemli olarak uygulanmasından oluşan bir süreçtir.

Mikro Öğretim

Mikro öğretim, ilk kez 1960 yılında ABD’de Stanford Üniversitesi’nde öğretmen eğitiminin niteliğini artırmak amacıyla, deneysel bir programın parçası olarak geliştirilmiştir. Mikro öğretim, öğretmen adaylarının mesleki gelişimlerini arttıracak laboratuvar (normal sınıf ortamına göre daha kontrollü olan ortam) öğretim tekniğidir. Bu teknikte, etkinlikler ve yaşantılar denenmektedir.

Bilgisayar Destekli Öğretim

Bilgisayar destekli öğretim, öğretme aracı olarak bilgisayarın kullanıldığı bireysel öğretme sistemidir. Öğrencinin karşılıklı etkileşim yoluyla eksiklerini ve performansını tanımasını, dönütler alarak kendi öğrenmesini kontrol altına almasını; grafik, ses, animasyon ve şekiller yardımıyla derse karşı daha ilgili olmasını sağlamak amacıyla eğitim ve öğretim sürecinde, bilgisayardan yararlanma yöntemine Bilgisayar Destekli Öğretim (BDÖ) denilmektedir.

Gezi Tekniği

Öğretim sırasında sınıf ortamına getirilemeyen cisim, olgu ve olayların yerinde ve planlı olarak incelenmesini gerektiren bir teknik olan gezi tekniği, öğrencilerin yaşamla bağlantı kurmasını sağlamaktadır.

Gözlem Tekniği

Öğretim ortamında gözlem, varlık ve olayların kendi doğal ortamlarında planlı ve amaçlı olarak incelenmesidir. Gözlem sınıf ortamında yapılabileceği gibi sınıf dışında da gerçekleştirilebilir. Gözlem, belirli bir olay, nesne ya da durumla ilgili bilgi elde edilmek istenildiğinde kullanılır.

Proje Tekniği

Bu teknik, bireysel öğretim tekniklerinden birisidir. Ancak, grup çalışmaları biçiminde de yürütülebilir. Proje tekniğinin temel amacı diğer tekniklere benzer olarak öğrencilerin zihinsel gelişimini desteklemektir.

Eğitsel Oyunlar

Eğitsel oyunlar, bireylerin fiziksel yeteneklerini geliştirici, yaşantıyı zevkli kılıcı, sanatsal ve estetik nitelikleri ve beceriyi geliştirici etkinlikler olarak tanımlanabilir. Eğitsel oyunlar sınıf ortamına canlılık kazandırarak, öğrencilerin tümünün öğretme-öğrenme sürecine katılımını sağlar.

Alt Şapkalı Düşünme Tekniği

Öğrencilerde yaratıcı düşünme becerilerini geliştirmeyi amaçlayan altı şapkalı düşünme tekniği sıklıkla kullanılan tekniklerden birisidir. Edward De Bono tarafından ortaya konan teknikte, bireylere nasıl yaratıcı olabilecekleri ve yeni fikirler üretebilecekleri öğretilmek istenmektedir. Altı Şapkalı Düşünme Tekniği’nin temelinde, düşüncelerin altı farklı bakışı simgeleyen farklı renklerdeki şapkaları takarak ortaya konulması ve yaratıcılığın geliştirilmesi yatmaktadır. Altı şapkalı düşünme tekniğinde altı renkte şapka bulunmaktadır. Beyaz, Kırmızı, Siyah, Sarı, Yeşil ve Mavi Şapka.

Öğrenmeyi Öğrenme

Bilgi işleme kuramı öğrenmenin açıklanması açısından önemli bir kuramdır. Bu kuram ile birlikte üzerinde durulan en çarpıcı kavram öğrenmeyi öğrenme olmuştur. Öğrenmeyi öğrenme bireylerin kendi öğrenme süreçleri üzerinde söz sahibi olmasıdır. Nisbet ve Shucksmith’e göre en önemli öğrenme “öğrenmeyi öğrenme” olarak nitelendirilmektedir. Öğrenmeyi öğrenme, bireyin bilgiye ulaşması, seçmesi, kullanması ve yeni bir bilgi üretmesi becerilerine sahip olmasını gerektirir.

Öğrenme Stili

Bireyin öğrenmeye yönelik özelliklerini içeren öğrenme stili kavramı, öğrenme açısından önemli bir yere sahiptir. Bu kavramı tanımlamadan önce stil kavramı açıklanabilir. Stil, bireyin birbiriyle tutarlı ve oldukça sürekli eğilimlerinden ya da tercihlerinden oluşan genel niteliğidir. Stil bireyi başkalarından ayıran bir özellik taşır, bireyin kendine ait olan, hem kişiliğiyle ilgili olan hem entelektüel iş görmesiyle ilgili olan genel niteliktir. Öğrenme stili kavramı, araştırmacıların bireyler arasındaki farkları inceleme çalışmaları sonucunda ortaya çıkmıştır.

Öğrenme Stratejisi

Öğrenmeyi öğrenme sürecindeki öteki temel öge öğrenme stratejisidir. Öğrenme stratejileri, bilgi kaynaklarına en hızlı biçimde ulaşmayı sağlama açısından üzerinde en çok çalışılan konulardan birisidir. Strateji uzun dönemli askeri eylemlerde yapılan planlara işaret etmektedir. Genel olarak strateji, bir şeyi elde etmek için izlenen yol ya da amaca ulaşmak için geliştirilen bir planın uygulanması olarak tanımlanabilir. Bireylerin öğrenmeyi sağlamak için izlemeleri gereken yollar vardır. Bu kapsamda öğrenme stratejileri öğrenenlere yardımcı olmaktadır.