ORTAÇAĞDAN GÜNÜMÜZE ANADOLU UYGARLIKLARI - Ünite 7: Geç Osmanlı Dönemi (XVIII.-XIX. Y.Y.) Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 7: Geç Osmanlı Dönemi (XVIII.-XIX. Y.Y.)

Geç Osmanlı Dönemi Tarihçesi

Osmanlı Devleti, XVII. yüzyılın ikinci yarısında ekonomik ve askeri sisteminin zayıflaması, devlet yönetiminde ehil olmayan kişilerin görev alması sonucunda duraklama dönemine girmiştir. XVII. yüzyıl sonrası Osmanlı Devleti Avrupa devletleri, Rusya ve İran ile sürekli anlaşmazlıklar yaşayacak ve toprak kaybetmeye başlayacaktır.

1669 yılında Fransa ile imzalanan anlaşma sonucu tüccar ve gezgin kimliğinde birçok insanın Osmanlı topraklarına gelmesi akımı başlar.

İstanbul Galata bölgesi limandan kaynaklanan yoğun ticaret potansiyeli nedeni ile hem Osmanlı dışından gelenlerin elçiliklerinin olduğu hem de Osmanlı tebaasındaki gayri Müslimlerin yerleşim alanıdır. Modern belediyecilik hizmetlerini vermek üzere kurulan Beyoğlu Belediye Dairesi burada kurulur.

Osmanlı Mimarisi ve Sanatı önce Lale Devri ile Batı ile ilişkiye girmiş ardından Avrupa kökenli Barok, Rokoko, Ampir ve Seçmeci üslupları benimsemiş bunların etkisi ile kendi üslubunu oluşturmuştur.

Başkent İstanbul’da yeni yerleşimlerin oluşturulma süreci Dolmabahçe Sarayı, Dolmabahçe Camisi ve saat kulesi, Beylerbeyi Sarayı, Yıldız Sarayı ve bağlı kasırlar gibi öncelikle devletin üst yönetiminin nitelikli yapıları inşa edilerek başlamıştır.

II. Mahmut döneminde kentin ilk imar planı hazırlanmıştır. İlk buharlı geminin alınması, tünel inşası, Karaköy Köprüsü geleneksel ulaşım hizmetlerine bağlı gelişen mimarlık örnekleridir.

Osmanlı Tarihinde, 1718 Pasarofça anlaşması ile 1730 Patrona Halil İsyanı arası dönem “Lale Devri” olarak tanımlanır. Bu dönemde Avrupa başkentlerine elçiler gönderilir ve Avrupa’dan getirilen uzmanlar Avrupa’daki uygulamaları Osmanlı Devletinde gerçekleştirirler.

Geç Osmanlı Dönemi Sosyal ve Kültürel Ortam:

İtfaiye teşkilatı, matbaa, mühendis okulu, humbaracılar ocağı, çağdaş tıp üniversitesi, Nizam-ı Cedit ordusu, Nazırlıklar gibi teşkilatlar ile Kanun-i Esasi, erkek çocuklara zorunlu ilköğretim, ilk gazete, nüfus sayımı ve posta dağıtımı gibi yenilik ve uygulamalar ilk olarak bu dönemde faaliyete geçirilmiştir.

Dönemin en önemli eserleri Sefaretname, En Muzecu’t Tıbb ve Cihan-nüma dönemin en önemli eserleridir.

XVII. yüzyıl sonrasında, Avrupa devletlerinin ve Rusya’nın oluşturduğu ittifakların Osmanlı Devletinde yıkıcı faaliyet ve toprak kaybına neden olması, Fransız İhtilali ve Sanayi Devriminin Osmanlı toplumunu da etkilemesi gibi siyasi ve ekonomik problemler Osmanlı Devletinin duraklama ve ardından dağılma sürecine girmesine neden olmuştur.

İtalya kökenli Barok ile Fransa kökenli Rokoko tarzı, Osmanlı mimarisinde yapı kütlesini etkilememiş, ancak iç mekan düzeni ve süslemesinde etkili olmuştur.

Genç Osmanlı Dönemi Sanatının Ana Hatları

  • Barok, Rokoko, Ampir gibi üsluplar mimariye yansımıştır.
  • Yabancı ve gayrimüslim sanatçılara ilgi artmıştır.
  • İç mekanlarda duvar resmi artmış, cephe mimaride figüratif heykel uygulanması başlamıştır.
  • Asker ressamlar çağdaş bir ekol oluşturmuş, tuval resmi ilgi görmüştür.
  • Park ve bahçe mimarisinde düzenlemeler başlamıştır.
  • Klasik Osmanlı Mimarisinin plan ve yapı formlarına devam edilmiştir.
  • Devlet ileri gelenlerinin imar faaliyetleri başlamış, medrese veya kütüphane merkezli külliye modelleri ortaya çıkmıştır.

Osmanlı mimarisinin seçmece anlayışını sergileyen Abdülaziz ve Abdülmecid dönemi kamu yapılarının neredeyse tamamı Ermeni Balyan ailesi tarafından yapılmıştır.

Geç Osmanlı Dönemi Mimarisi Özellikleri:

Nuruosmaniye Külliyesi (1748) : I. Mahmut tarafından yaptırılmış olup 1755 yılında tamamlanmıştır. XVIII. yüzyılın en güçlü Barok etkileri taşıyan camisidir. Barok etkisi en yoğun kavsara dolgusunda hissedilmektedir. Caminin hünkar mahfili dönemin ayrı bir mimari uygulamasıdır.

İstanbul Laleli Camisi (1759-1763): III. Mustafa döneminde Mimar Tahir Ağa tarafından inşa edilmiştir. Cami avlusu, zemine kemer sistemi ile oturtularak yükseğe alınmıştır. Kubbeyi destekleyen payandaların S şeklindeki görüntüsü Barok etkiyi hissettirmektedir.

Tophane Nusretiye Cami: Yüksek kasnak üzerine oturtulmuş tek kubbeye sahip, yuvarlak kemerli pencereler Barok bezemeli süslemeler ile dönem özelliklerini yansıtan cami, II. Mahmut tarafından 1826 yılında yaptırılmıştır.

Dolmabahçe Cami (1853-1854): Bezmi Alem Valide Sultan tarafından yaptırılan caminin köşe kuleleri ve bezemeleri Barok özelliklerini, renkli mermer mimberi ise Ampir tarzı özellikleri yansıtmaktadır.

Aksaray Valide Camisi (1871): 16gen yüksek kasnağa oturtulmuş ve küçük bir kubbeye sahip olan cami Pertevniyal Valide Sultan tarafından yaptırılmıştır.

Ortaköy Cami (Büyük Mecidiye): 1854-1855 yılları arasında Sultan Abdülmecid tarafından yaptırılmıştır. Renkli taş minberi dönem özelliklerini yansıtmakla birlikte denenen yeni tasarımların uygulandığı yapılardan biridir.

İzmir Salepçioğlu (1897-1907): Dış cephesinde Barok özelliklerin yoğun olarak hissedildiği cami başkent dışındaki önemli dönem örneklerinden birisidir.

Geç Osmanlı Dönemi Mimarisinde Cami Dışındaki Yapı Örnekleri:

III. Ahmet Çeşmesi (Bab-ı Hümayun Meydan Çeşmesi, 1728): Lale Devri ile birlikte Avrupa etkisiyle Osmanlı mimarisinde meydan çeşmesi ve sebil yapımı gibi kentsel gelişim örnekleri görülmeye başlanmıştır.

Medreselere kütüphane birimlerinin ilave edilmesi bu dönemde başlamıştır.

Dolmabahçe Sarayı: Avrupa sarayları örnek alınarak inşa edilen saray dönemin en görkemli devlet yapısıdır. Ana kapı ve on adet yan kapı oldukça gösterişli olup Barok özellikleri taşır.

Geç Osmanlı Dönemi Çini ve Seramik Sanatı

İznik ve Kütahya Osmanlı Çini Sanatının önemli iki merkezidir. XVII. yüzyılda İznik’te çini üretimi neredeyse bitmiş olmasına rağmen, üretimi daha kalitesiz olan Kütahya çiniciliği günümüze kadar süreklilik göstermiştir. Tekfur sarayında kurulan çini atölyesi ve Kütahya çinilerinde renkler soluk, sır kalitesi bulanık, kaba hamurlu örnekler görülür. Kâbe ve Medine tasvirleri sadece Kütahya’ya özgü tasarımlardır. 18. Yüzyılda Çanakkale’de ortaya çıkan seramik işçiliğinde ise yelkeni şişmiş kalyon ve hayvan betimlemeleri karakteristik özellik olarak kendini göstermektedir.

Geç Osmanlı Dönemi Minyatür Sanatı:

Bu dönem minyatür eserlerde iki önemli sanatçı ön plana çıkmaktadır:

  1. Levnî: Gerçek adı Abdülcelil Çelebi’dir. Surnâme-i Vehbi adlı eserinde Sultan III. Ahmed’in oğullarının sünnet töreni ve geçit törenlerini resmetmiştir.
  2. Abdullah Buharî: Tek figürleri ve çiçek resimleri ile bilinmektedir.

Levnî’nin kadın portrelerinde kıvrak vücutlar, uyumlu renkler dönem özelliği olarak değerlendirilebilir.

Geç Osmanlı Döneminde Mimarî Bezeme

Anadolu’daki bu dönem camilerinde Kâbe, İstanbul camileri tasviri tercih edilen kompozisyonlardır. Başkent yapılarında ise çiçek demetlerinin vazoda tasviri, perde, püskül gibi motifler kıvrımlı, renk tonlamaları ile hacim kazandırılmış kompozisyonlar uygulanmıştır. Dolmabahçe sarayının iç dekorasyonunda ise altın varaklı Barok süslemeler göze çarpar.

Geç Osmanlı Dönemi Maden Sanatı

Bu dönemde tunç işleri azalmış, gümüş ve altından üretilen eserler zenginlik göstermiştir. Günlük kullanım eşyalarında kabartma, kazıma desenler uygulanmıştır.

Bu dönemde geleneksel Osmanlı maden sanatının en özel üretim tekniği olan “Tombak” eserleri çeşitlilik göstermiştir.

En değerli ürün grubu Kuran-ı Kerim muhafaza kaplarıdır.

Geç Osmanlı Dönemi Resim Sanatı,

19. yüzyıl içinde askeri eğitim amaçlı olarak, mühendislik okullarında başlayan haritacılık ve teknik çizimler, çağdaş Türk resminin öncüsü olacaktır. 19. yüzyıl yağlıboya tuval resminin Türk resim tarihinde yer bulması ve Sanay-i Nefise mektebinin resim eğitimi vermeye başlaması resim sanatı adına çağdaşlığın yolunu açacaktır. En çok dikkat çeken ilk konular doğa tasvirleri, kent görüntüleri, natürmort, manzara olarak gruplanabilir.