OSMANLI TÜRKÇESİ GRAMERİ I - Ünite 4: Arapça Kelime Yapımı: Sıfat-ı Müşebbehe, İsm-i Tafdîl, Mübâlağa-i Fâ'il, Diğer Kelime Türleri; Arapça Kelimelerde Değişim: İ’lâl Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 4: Arapça Kelime Yapımı: Sıfat-ı Müşebbehe, İsm-i Tafdîl, Mübâlağa-i Fâ'il, Diğer Kelime Türleri; Arapça Kelimelerde Değişim: İ’lâl
Arapça Sıfatlar
Arapçada ism-i fâ ' il, ism-i mef'ûl, sıfat-ı müşebbehe, ism-i tafdîl, mübâlağa-i fâ ' il ve ism-i mensûb olarak isimlendirilen kelime çeşitleri sıfattır. Bu ünitede Arapçada sıfat teşkil eden kelime çeşitlerinden diğer ünitelerde işlenmeyen ism-i mekân, ism-i zamân, ism-i âlet ve ism-i tasgîr olarak isimledirilen kelime kategorileri işlenecektir.
- Sıfat-ı Müşebbehe
İsm-i fâillerde öznenin durumu ve niteliği kalıcı değildir. Bunun aksine öznedeki değişmeyen bir durum ve niteliği bildiren kelimelere sıfat-ı müşebbehe denir. Türkçedeki -kan/-ken ( çalışkan, girişken ); -kın/-kin ( azgın, pişkin, düşkün ) ekleri Arapçadaki sıfat-ı müşebbehe kategorisine denk gelen kelimeler türetir.
İsm-i fâ'iller kıyâsîdir, yani bir kurala göre türetilirler. Sıfat-ı müşebbeheler ise semâîdir, yani kuralsızdır.
Sıfat-ı müşebbehe kategorisindeki kelimelerin sık kullanılan vezinleri şunlardır:
Fa'îl فعيل : Bu vezinde ortadaki ye ( ی ) harfi ekleme bir harftir:
كرم kerem “cömertlik” - كريم kerîm “cömert”
رحمت rahmet “esirgeme” - رحيم rahîm “esirgeyen”
Ef'al افعل : Bu vezinde baştaki elif ( ا ) ekleme bir harftir. Renkleri, bedendeki kusur ve sakatlıkları bildiren sıfatlar türetir:
سواد sevâd “karalık” - اسود esved “kara”
سمرت sumret “esmerlik” - اسمر esmer
بكامت bekâmet “dilsizlik” - ابكم ebkem “dilsiz”
عمى amâ “körlük” - اعمى a'mâ “kör”
- İsm-i Tafdîl
İsm-i tafdil sınıfındaki sıfatlar, belirttikleri niteliğin öznede başkalarına göre daha çok veya en çok olduğunu ifade ederler.
Bu kategorinin bir tek vezni vardır:
Ef'al افعل : Bu vezinde de baştaki elif ( ا ) harfi eklemedir.
كبير kebîr “büyük” - اكبر ekber “en büyük”
صغير sagîr “küçük” - اصغر asgar “en küçük”
نادر nâdir “seyrek” - اندر ender “pek seyrek”
- Mübalağa-i Fâil
Belirtilen işin çok yapıldığını, abartıyla yapıldığını veya daima yapıldığını ifade eden kelimelere mübâlağa-i fâ'il denilmektedir. Osmanlı Türkçesinde sıkça kullanılan vezinleri aşağıda gösterilmiştir:
Fa''âl فعال : Ortadaki elif ( ا ) harfi ekleme harftir.
سياحت seyâhat - سياح seyyâh “çok gezen, gezgin”
خلق halk “yaratma” - خلاق hallâk “daima yaratan, Allah”
كذب kizb “yalan” - كذاب kezzâb “çok yalan söyleyen”
Fa'ûl فعول : Burada ortadaki vav ( و ) harfi ekleme harftir.
جسارت cesâret - جسور cesûr “çok cesaretli”;
صبر sabr - صبور sabûr “çok sabırlı”;
ولادت vilâdet “doğum” - ولود velûd “doğurgan, üretken”;
- İsm-i Mensûb
Bir şeye ait, bir şeye dair, bir şey ile ilgili vs. anlamlarındaki kelimeler bu kategoride olur. Bu kelimeler kıyâsî, yani bir kurala bağlı olarak üretilir. Bunların yapılışı Türkçedeki ekleme sistemine benzer: Kelimenin sonuna Arapçada /iyyün/ şeklinde okunan bir ye ( ی ) getirilir. Yani ye harfi şeddeli ve tenvinlidir. Osmanlı Türkçesinde ise şedde ve tenvinin kaldırılmasıyla bu ek /î/ şeklinde okunur:
Arapça علمىٌّ ilmiyyün- Türkçe علمى ilmî gibi.
Kelimeye getirilen bu eke nispet eki denir. Bu ekle türetilen kelimeleri Türkçede +lı/+li, +ça/+çe, +sal/+sel gibi eklerle yapılan kelimeler karşılar:
فكر fikr “fikir” - فكرى fikrî
دين dîn - دينى dînî
بشر beşer “insanlık” - بشرى beşerî
ترك Türk - تركى Türkî “Türkçe”
عرب Arab - عربى Arabî “Arapça”
Bazı Arapça kelimelerin sonunda zâid (ekleme) harflerden ت veya ٥ /e/ varsa bunlar atılır ve nispet eki sondaki harfe eklenir:
اداره idâre - ادارى idârî “yönetimle ilgili”
تجارت ticâret - تجارى ticârî “ticaretle ilgili”
Sonu hâ’-i resmiyye ile biten kimi yer adlarına nispet eki -vî وى olarak getirilir ve kelime sonundaki hâ’-i resmiyye yazılmaz:
ادرنه Edirne - ادرنوى Edirnevî “Edirneli”
آنقره Ankara - آنقروى Ankaravî “Ankaralı”
Sonu çift ye harfi ile biten üç harfli kelimelerde ye harflerinden biri düşer, ikincisi vav harfine dönüşür; bir önceki harfin harekesi de üstün olur. Bunun sıkça kullanılan iki örneği şunlardır:
نبِى nebî (nebiyy) - نبوى nebevî "Peygamberle ilgili"
على Ali (Aliyy) علوى Alevî "Hz. Ali'ye mensup, Hz. Ali taraftarı"
İsm-i Mekan
Fiildeki iş ve hareketin gerçekleştiği yeri gösterirler. Dört vezinle türetilirler:
Mef'al مفعل : Baştaki mim ( م ) harfi ekleme harftir:
كتابت kitâbet “yazma” - مكتب mekteb “yazma yeri; okul”
سكون sükûn “oturma” - مسكن mesken “oturma yeri” عبادت ibâdet “kulluk etme” - معبد ma'bed “ibadet yeri”
Mef'il مفعل : Baştaki mim ( م ) harfi ekleme harftir:
جلوس cülûs “oturma” - مجلس meclis “oturma yeri”
نزول nüzûl “inme” - منْزل menzil “inme yeri, konak”
سجده secde - مسجد mescid “secde etme yeri, mescit”
Mef'alet مفعلة : Baştaki mim ( م ) harfi ve sondaki ( ة ) ekleme harftir. Sondaki ( ة ) harfi Osmanlı Türkçesinde açık te ت veya ٥ /e/ şeklinde yazılır ve okunur:
طبع tab' “tabetme, basma” - مطبعه matba'a “basım yeri”
درس ders - مدرسه medrese “ders verme yeri, okul”
Asıl isimlerden (câmid isimlerden) bu vezinde ism-i mekân yapıldığında Türkçede genellikle +lık/+lik ekiyle yapılan kelimeler türetilmiş olur:
ملح milh “tuz” - مملحه memleha “tuzla”
زبل zibl “çöp, süprüntü” - مزبله mezbele “çöplük” vs.
Mef'ilet مفعلة : Baştaki mim ( م ) harfi ve sondaki ( ة ) ekleme harftir. Bu vezinde daha az kelime türetilmiştir: منْزلت menzilet “inecek yer; rütbe”, مسيره mesîre “gezinti yeri” vs.
İsm-i Zaman
Fiilde ifade edilen hareketle ilgili oluş zamanını bildiren kelimeler ism-i zaman olarak isimlendirilmiştir. Mef'al مفعل ve mef'il مفعل olarak iki vezni vardır. Her iki vezinde de baştaki mimler ( م ) ekleme harftir:
بدء bed' “başlama” - مبدأ mebde' “başlangıç”
ولادت vilâdet “doğum” - مولد mevlid “doğum zamanı - Hz. Muhammed'in doğum günü”
İsm-i Âlet
Bu kategorideki vezinlerle, fiilden âlet, araç ve gereç isimleri türetilir. Üç vezni vardır:
Mif'al مفعل : Baştaki mim ( م ) ekleme harftir:
غفر gafr “örtme” - مغفر miğfer “başı örten başlık, tolga”
ثقب sakb “delme” - مثقب miskab “burgu, matkap”
Mif'âl مفعال : Baştaki mim ( م ) ve ortadaki elif ( ا ) harfi ekleme harftir:
فتح feth “açma” - مفتاح miftâh “anahtar”
ضرب darb “vurma” - مضراب mıdrâb “mızrap”
قياس kıyâs “kıyaslama”- مقياس mikyâs “ölçek”
Mif'ale مفعلة : Baştaki mim ( م ) ve sondaki te ( ة ) ekleme harflerdir:
شرب şürb “içme” - مشربه mişrebe “içme kabı, maşrapa” كنس kens “süpürme” - مكنسه miknese “süpürge”
İsm-i Tasgîr
Bu kategori isimlerde küçültme kategorisidir. Türkçede +cık/+cik, +cığaz/+ciğez ekleriyle karşılanır. Bunlar aynı zamanda sevgi, şefkat, küçümseme, hakaret gibi anlamlar da içerirler. İsm-i tasgîr kategorisini oluşturan vezinlerden fu'ayl فعيل vezni Osmanlı Türkçesinde daha sık kullanılmıştır.
Fu'ayl فعيل vezninde ortadaki ye ( ی ) harfi ekleme harftir:
عبد abd “kul” - عبيد ubeyd “kulcuğaz, kölecik”.
İ’lâl
ا و ى harflerinin illet harfleri olarak isimlendirildiğini görmüştük. Aslî harfleri içinde illet harfleri bulunan köklerde kelime türetimi sırasında bazı değişiklikler meydana gelebilir. İllet harfleri nedeniyle meydana gelen bu değişikliklere gramerde i’lâl adı verilir. Kelime türetimi sırasında meydana gelen bu değişiklikler ya illet harflerinin kelimeden çıkarılması (hazf) ya da illet harflerinin başka bir harfe dönüştürülmesi (kalb) şeklinde meydana gelir. İçinde illet harfleri bulunmamasına rağmen mehmûz ve muzâ'af kelimelerin vezinlerinde de bazı değişiklikler yapılabilir ve bunlar da i’lâl olarak değerlendirilir. Bu değişikleri birkaç örnekle şöyle gösterebiliriz:
Vücûd وجود kelimesinin aslî harfleri içinde illet harflerinden vav و vardır. Bu kelimeden if'âl افعال vezniyle türetilen îcâd ايجاد kelimesinde illet harfi vav ye ى harfine dönüşmüştür.
Hayr خير kelimesinin asli harflerinin biri illet harflerinden ى ye’dir. Bu kelimeden istif'âl استفعال vezniyle türetilen istihâre استخاره kelimesinde illet harfi düşürülmüştür.
Hubb حب (sevgi) kelimesi muzâ'af bir kelimedir. Bu kelimeden mef'alet مفعلة vezniyle türetilen mahabbet محبت kelimesinde vezin değişikliğe uğramıştır.
Arapça kelime kategorilerinde görülen bazı i'lâlleri şöyle sırlayabiliriz:
- Masdarlarda Yapılan İ’lâller
Sülâsî Mücerred Masdarlarda Yapılan İ'lâller
fa'l , فَعل fi'l فِعل ve fu’l فُعل vezinleri muzâ'af kelimelerde fa'' فَعّ , fi'' فِعّ ve fu'' فُعّ şekline dönüşür: medd مدّ , hiss حسّ , hubb ... حبّ
fa'âl فَعال , fi'âl فِعال , ve fu'âl فُعال vezinleri nâkıs kelimelerde fa'â' فَعاء , fi'â' فِعاء , ve fu'â' فُعاء durumuna gelir ve Osmanlıcada kelime sonundaki hemzeler genellikle yazılmaz: cezâ جزا , cilâ جلا , du'â ... دعا
fi'le(t) فعلة vezni misâl kelimelerde ilk harf atılarak 'ile(t) علة durumuna gelir: vasl وصل , vasf وصف gibi misâl kelimeler fi'let veznine girdiklerinde vavlar atılarak sıla صله ve sıfat صفت şeklini alırlar.
Kıyâsî Masdarlarda Yapılan İ'lâller
if'âl افعال bâbı ilk harfi hemzeli (mehmûz) ve misâl köklerde î'âl ايعال durumuna gelir: emn أمن → îmân ايمان , vuzûh وضوح → îzâh ... ايضاح if'âl vezni ecveflerde illet harfinin atılması ve veznin sonuna bir zait te ( ة ) harfi eklenmesiyle ifâle(t) افالة durumuna gelir: devr دور → idâre اداره , meyl ميل →imâle اماله , kıyâm قيام →ikāmet ... اقامت if' â l vezni nâkıslarda illet harfinin hemzeye dönüşmesiyle if'â' افعاء durumuna gelir ve sondaki hemze Osmanlıcada okunmaz ve genellikle yazılmaz: cereyân “akma” جريان →icrâ “akıtma” اجرا , ulüvv “yüce olma”
tef'îl تفعيل bâbı nâkıs ve son harfi hemzeli köklerde zaid olan ye ( ی ) harfinin atılması ve sonuna zaid bir te ( ة ) eklenmesiyle tef'ile(t) تفعلة veya son harfi vav ( و ) olan köklerde vavların ye harfine dönüşmesiyle tef'iye(t) تفعية
durumuna gelir:
safâ صفاء “saf oluş” → tasfiye تصفيه “temizleme”; semevv سمو “ad koyma” →tesmiye تسميه
tefa''ul تفعل bâbı nâkıs ve son harfi hemzeli olan mehmûz kelimelerde illet harfinin ve hemzenin ye harfine dönüşmesiyle tefa''î تفعّی durumuna gelir: cilâ' جلاء “parlatma” → tecellî تجلی “görünme, belirme”; adâvet عداوت “düşmanlık” → te'addî تعدی “saldırma, zulmetme”...
tefâ'ül تفاعل bâbı muzâ'af kelimelerde son iki harfinin aynı olması nedeniyle idgam yapılarak tefâ'' تفاع durumuna gelir: zıdd ضدّ → tezâdd ; تضادّ
tefâ'ül bâbı nâkıs kelimelerde illet harfinin ye harfine dönüşmesiyle tefâ'î تفاعی durumuna gelir:
ulüvv علوّ “yücelik → te'âlî تعالی “yükselme”; devâ → دوا
tedâvî ... تداوی
müfâ'ale(t) مفاعلة bâbı nâkıs ve lefif kelimelerde illetli son harfin elife dönüşmesiyle müfâ'ât مفاعات şekline girer: cezâ جزاء mücâzât “karşılık vermek, ceza vermek”; necât نجات “kurtuluş” → münâcât مناجات “Allah’tan kurtuluş isteme”...
infi'âl انفعال bâbı ecvef kelimelerde ortadaki illet harfinin ye harfine dönüşmesiyle infiyâl انفيال durumuna gelir: sevk سوق → insiyâk “sürülüp gitme”; kavd قود “önden çekme” → inkıyâd انقياد “boyun eğerek tabi olma”...
ifti'âl افتعال bâbı misâl kelimelerde illet harfinin te ( ت ) harfine dönüşmesi ve te harflerinin idgamıyla itti'âl اتّعال şekline girer:
vahdet وحدت “birlik” → ittihâd اتحاد “birleşme”
ifti'âl bâbı ecvef kelimelerde ortadaki illet harfinin ye harfine dönüşmesiyle iftiyâl افتيال durumuna gelir:
şevk شوق → iştiyâk اشتياق “arzulama”; âdet عادت → i'tiyâd اعتياد “âdet edinme”...
ifti'âl bâbı nâkıs kelimelerde illet harfinin hemze harfine dönüşmesiyle ifti'â' افتعاء durumuna gelir ve Osmanlıcada kelime sonundaki hemzeler okunmaz ve genellikle yazılmaz: nihâyet نهايت → intihâ انتها “sona erme”
istif'âl استفعال bâbı misâllerde ve ilk harfi hemze olan mehmûzlarda ilk harflerin ye harfine dönüşmesiyle istî'âl استيعال durumuna gelir: izn → أذن istîzân استيذان “izin isteme”; vuzûh وضوح → istîzâh استيضاح “izahat isteme”...
istif'âl bâbı ecveflerde illet harfinin atılması ve veznin sonuna zaid bir te harfinin getirilmesiyle istifâle(t) استفالة durumuna gelir:
kıyâm → قيام istikāmet استقامت ; şûrâ شوری → istişâre ... استشاره
istif'âl bâbı nâkıs, lefif ve son harfi hemzeli kelimelerde son harflerin hemzeye dönüşmesiyle istif'â ' استفعاء durumuna gelir ve Osmanlıcada sondaki hemzeler söylenmez ve genellikle yazılmaz: afv عفو → isti'fâ استعفا İsm-i Fâ'il Vezinlerinde Yapılan İ'lâller
fâ'il فاعل vezni ilk harfi hemzeli kelimelerde â'il آعل durumuna gelir:
emr أمر → âmir آمر
fâ'il vezni ecvef kelimlerde illet harfinin hemzeye dönüşmesiyle fâ’il فائل durumuna gelir:
devr دور → dâ’ir دائر ; meyl ميل → mâ’il ... مائل
fâ'il vezni nâkıs kelimelerde illet harfinin ye harfine dönüşmesiyle fâ'î فاعی şekline girer: rızâ رضا râzî راضی
fâ'il vezni muzâ'af kelimelerde son iki harfinin aynı olması sebebiyle fâ'' فاع durumuna dönüşür:
delâlet دلالت → dâll دالّ “yol gösteren”; firâr → فرار
fârr فارّ “firar eden, kaçan”...
müf'il مفعل vezni misâl ve ilk harfi hemzeli kelimelerde mû'il موعل durumuna gelir:
îcâd ايجاد → mûcid موجد “icat eden”; îrâs ايراث “miras bırakma” → mûris مورث “miras bırakan”...
müf'il vezni muzâ'aflarda son iki harfin idgamıyla müfi'' مفعّ şeklini alır:
ısrâr اصرار → musırr مصرّ “ısrar eden”...
müf'il vezni ecveflerde illet harfinin ye harfine dönüşmesiyle müfîl مفيل durumuna gelir:
idâre اداره → müdîr مدير ; ifâde افاده “faydalı olma” → müfîd مفيد “faydalı”...
müf'il vezni nâkıs, lefif ve son harfi hemzeli kelimelerde son harfin ye harfine dönüşmesiyle müf'î مفعی biçimine döner:
ihyâ احيا → muhyî محيی “dirilten”
müfa''il مفعّل vezni nâkıs ve son harfi hemzeli kelimelerde son harfin ye harfine dönüşmesiyle müfa''î مفعّی durumuna gelir:
terbiye تربيه → mürebbî مربی “eğitmen”
mütefa''il متفعّل vezni nâkıs, lefif ve son harfi hemzeli olan mehmûz kelimelerde mütefa''î متفعّی şekline girer: tecellî تجلی → mütecellî متجلی “tecelli eden, görünen”
mütefâ'il متفاعل vezni muzâ'aflarda son iki harfin idgamıyla mütefâ'' متفاع şekline girer:
tezâdd تضادّ → mütezâdd متضادّ “birbirine zıt olan”
mütefâ'il vezni nâkıs ve lefif kelimelerde mütefâ'î متفاعی durumuna gelir:
tedâvî تداوی → mütedâvî ... متداوی
müfâ'il مفاعل vezni nâkıs kelimelerde müfâ'î مفاعی durumuna gelir:
müsâvât مساوات → müsâvî مساوی “eşit olan, denk”...
münfa'il منفعل vezni muzâ'af kelimelerde aynı harflerin idgamıyla münfa'' منفعّ durumuna gelir:
infikâk انفکاك “ayrılma, çıkma” → münfekk منفكّ “ayrılan, çıkan”...
münfa'il vezni ecvef kelimelerde illet harfinin elife dönüşmesiyle münfâl منفال şeklini alır:
inkıyâd انقياد “boyun eğme” → münkād منقاد “boyun eğen”...
münfa'il vezni nâkıs ve lefif kelimelerde münfa'î منفعی şeklinde gelir:
inzivâ انزوا → münzevî منزوى “bir köşeye çekilen”...
müfte'il مفتعل vezni muzâ'af kelimelerde son iki harfin idgamıyla müfta'' مفتعّ şekline dönüşür:
iştikāk اشتقاق “kelime türeme” → müştakk مشتقّ “türemiş, bir kelimenin türevi”
müfte'il vezni ecvef kelimelerde illet harfinin elife dönüşmesiyle müftâl مفتال şekline dönüşür:
ihtiyâc احتياج → muhtâc .... محتاج
müfte'il vezni nâkıs, lefif ve son harfi hemzeli mehmûz kelimelerde müfte'î مفتعی şekline girer:
iştirâ اشترا “satın alma” → müşterî مشتری
müstef'il مستفعل vezni muzâ'af kelimelerde son iki harfin idgamıyla müstefi'' مستفعّ şekline dönüşür: istiklâl
استقرار → müstakırr مستقرّ “istikrarlı”...
müstef'il vezni ecvef kelimelerde müstefîl مستفيل durumuna gelir:
istikāmet استقامت → müstakîm مستقيم “doğru, doğruluk üzre olan”; istifâde → استفاده müstefîd مستفيد “yararlanan”...
müstef'il vezni nâkıs, lefif ve son harfi hemzeli mehmûz kelimelerde müstef'î şekline dönüşür:
istihzâ استهزا “alay etme” → müstehzî مستهزی “alay eden”...
İsm-i Mef'ûl Vezinlerinde Yapılan İ'lâller
mef'ûl مفعول vezni illet harfi vav harfi olan ecvef kelimelerde mefûl مفول , illet harfi ye harfi olan ecvef kelimelerde mefîl مفيل durumuna gelir:
havf خوف “korku” → mahûf مخوف “korkulu; korkunç”, bey' بيع “satma” → mebî' مبيع “satılmış, satılan şey”...
mef'ûl vezni illet harfi vav olan nâkıs kelimelerde mef ' uvv مفعوّ (Osmanlıcada mef'û şeklinde de okunabilir), illet harfi ye olan nâkıs kelimelerde mef'iyy مفعیّ durumuna gelir: da'vet دعوت → med'üvv مدعوّ → med'û “davet edilmiş”; remy رمی “atma” → mermiyy مرمیّ → mermî “atılan şey”...
müf'al مفعل vezni muzâ'af kelimelerde müfa'' مفعّ şekline gelir:
imdâd امداد “yardım etme” → mümedd ممدّ “yardım olunan”...
müf'al vezni misâl kelimelerde mû'al موعل durumuna gelir:
îsâl ايصال “ulaştırma” → mûsal موصل “ulaştırılmış”....
müf'al vezni ecvef kelimelerde müfâl مفال durumuna gelir:
irâde → اراده murâd ... مراد
müf'al vezni nâkıs ve lefif kelimelerde müf'â مفعی durumuna gelir:
i'tâ اعطا “verme” → mu'tâ معطی “verilmiş”; îmâ ايما → mûmâ مومی “ima edilen”...
müfa''al مفعّل vezni nâkıs, lefif ve son harfi hemzeli mehmûz kelimelerde müfa''â مفعّی durumuna gelir: tesmiye تسميه “isimlendirme” → müsemmâ مسمّی “isimlendirilmiş”
mütefa''al متفعّل vezni nâkıs kelimelerde mütefa''â متفعّی durumuna gelir:
teveffî “ölme” müteveffâ “ölen, vefat eden”...
müfte'al مفتعل vezninin muzâ'af ve ecvef kelimelerdeki i'lâli ism-i fâ'ili ile aynıdır. müfte'al vezni misâl kelimelerde mütte'al متّعل şekline dönüşür:
İttihâm اتهام “suçlandırma” → müttehem متّهم “suçlanan”,
müfte'al vezni nâkıs ve lefif kelimelerde müfte'â مفتعی durumuna gelir:
ادّعا müdde'â مدّعی “dava olunan, davalı”...
müstef'al مستفعل vezni muzâ'af kelimelerde müstefa'' مستفعّ şekline dönüşür:
istihkāk استحقاق → müstehakk مستحقّ “hak edilen”...
müstef'al vezni ecvef kelimelerde müstefâl مستفال şekline girer:
isti'âre استعاره “eğretileme” → müste'âr مستعار “eğreti alınan, takma ad”...
müstef'al vezni nâkıs kelimelerde müstef'â مستفعی durumuna girer:
istisnâ استثن ا → müstesnâ مستثنی “istisnâ edilmiş”...
Diğer Bazı Vezinlerinde Yapılan İ'lâller
fa'îl فعيل vezni nâkıs ve sonu hemzeli mehmûz kelimelerde fa'iyy فعیّ şekline dönüşür ve vezin Osmanlıcada genellikle fa'î şeklinde okunur:
gınâ غنا “zenginlik” → ganî غنی “zengin”, ulüvv علوّ “yücelik” → 'alî علی “yüce”....
ef'al افعل vezni muzâ'af kelimelerde efa'' افعّ biçimindedir:
lezîz → لذيذ elezz الذّ “en lezzetli”
ef'al vezni nâkıs ve lefif kelimelerde ef'â افعی şekline dönüşür:
kavî → قوی akvâ اقوی “en güçlü”...
mef’al مفعل vezni ecvef kelimelerde mefâl مفال biçimine dönüşür:
ziyâret زيارت → mezâr ... مزار
mef'alet مفعلة vezni muzâ'af kelimelerde mefa''at مفعّف şekline girer:
hubb حبّ “sevme” → محبّت mahabbet ...