OSMANLI TÜRKÇESİ I - Ünite 1: Osmanlı Türkçesi Alfabesi Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 1: Osmanlı Türkçesi Alfabesi
Osmanlı Türkçesi
Oğuz Türklerinin Anadolu’da oluşturdukları dil “Batı Türkçesi”, “Batı Oğuzcası”, “Türkiye Türkçesi” gibi adlarla anılmaktadır. Batı Türkçesinin 13. yüzyıldan 20. yüzyılın başlarına kadar süren uzunca bir dönemde Anadolu’da gelişen yazı diline “Osmanlı Türkçesi” denir. Batı Türkçesi üç döneme ayrılmaktadır:
- İlk dönem: Eski Osmanlıca, Eski Türkiye Türkçesi veya Eski Anadolu Türkçesi.
- İkinci dönem: Klâsik Osmanlı Türkçesi adıyla anılmakta olup 15. yüzyılın ortalarından 19. yüzyıla kadar devam eder.
- Üçüncü dönem: “Yeni Osmanlı Türkçesi” adıyla anılmakta olup Tanzimat’tan 1908’e yani ikinci meşrutiyete kadar gelir. Daha sonraki dönem ise “Yeni Türkiye Türkçesi” olarak adlandırılır.
Osmanlı Türkçesi döneminin belli başlı dil özellikleri şunlardır:
- Osmanlı Türkçesi döneminde bilhassa Arapça ve Farsçadan alınan kelime ve gramer unsurları, Anadolu’da yaşayan farklı dillerden etkilenmeler vb. sebeplerle dil bir hayli gelişmiş ve değişmiştir.
- Sözü edilen dönemde, Türkçe yönünden sade anlaşılır metinlerin yanında Arapça ve Farsça unsurlarla dolu belli bir kesimin anlayabileceği metinler de yazılmıştır.
- Hem manzum hem de mensur olarak yazılan metinlerde sade, orta ve süslü dillerle eserler telif edilmiştir.
- Dinî metinler sade ve orta seviyede bir dille kaleme alınırken edebî metinler her üç seviyede de kaleme alınmışlardır.
- Bunların dışında Özel kalıpları ve formülleri olan resmî belge dili de vardır. Resmî dille yazılan metinler diğerlerinden farklılık arz eder.
- Şurası unutulmamalıdır ki Arapça Farsça unsurların çok yaygın olduğu metinlerde bile Türkçe cümle yapısı ve gramer hususiyetleri hâkim olmuştur.
- Ayrıca farklı dillerden alınan unsurlar bir şekilde ve zaman içinde asli hüviyetlerinden uzaklaştırılarak Türkçeleştirilmişlerdir.
Osmanlı Türkçesi Alfabesi
Osmanlı Türkçesi Alfabesinin temeli 28 harfli Arap alfabesine dayanır. Arap alfabesinde bulunmayan bazı sesler İranlı ve Türkler tarafından ilâve edilerek geniş Osmanlı Türkçesi alfabesi oluşturulmuştur. Osmanlı Türkçesi alfabesindeki harfler şunlardır:
- Elif
- Be
- Pe
- Te
- SeCim
- Çim
- Ha
- Hı
- Dal
- Zel
- Rı
- Ze
- Je
- Sin
- Şın
- Sad
- Dad
- Tı
- Zı
- Ayın
- Gayın
- Fe
- Kaf
- Kef
- Gef
- Sağır gef
- Lam
- Mim
- Nun
- Vav
- He
- Lam-elif
- Ye.
Harekeler
Osmanlı Türkçesi alfabesinde harekelerin kullanım özellikleri için şunlar söylenebilir:
- Arapça kelimelerin yazılışında uzun ünlüler harfle (elif, vav, ye) gösterilirken kısa ünlüler yazılmaz.
- Kısa ünlüler yazılmadığı için bunların okunmasında hatalar olur.
- Kelimelerin doğru okunabilmesi için kısa ünlüleri göstermek üzere hareke adı verilen bazı yardımcı işaretler kullanılır.
- Arapça konuşanlar harekesiz metinleri okumakta hata yapmasalar bile Kur’ân-ı Kerîm’in indirilmesinden sonra müslümanlığın Arap olmayanlar arasında da yayılmasıyla bu kesimler arasında okuma hataları artmıştır. İşte o dönemde Kur’ân’ın yanlış okunuşunu önlemek maksadıyla kelimeleri harekelenmiştir.
- Türkler Arap alfabesini kullanmaya başladığında, Türkçe metinlerde de hatalı okumayı önlemek için 16. yüzyılın sonlarına kadar hareke kullanmışlar, zaman içinde imlâ oturdukça hareke kullanımını azaltmışlardır.
- Daha sonraları Kur’ân-ı Kerîm, sözlük ve dilbilgisi gibi doğru imlâ hususunda özel hassasiyet gerektiren eserler dışında hareke kullanımı kaldırılmıştır.
Osmanlı Türkçesi alfabesindeki harekeler şunlardır:
- Üstün : (Arapçası fetha) harfin üstüne konur ve harfi /a/e/ okutur.
- Ötre : (Arapçası damme) harfin üstüne konur ve harfi /o/ö/u/ü/ okutur.
- Esre : (Arapçası kesre harfin altına konur ve harfi /ı/i/ okutur.
- Tenvin : Üstün, ötre ve esrenin kelimenin son harfinde çift yazılmasıdır. Okunuşu da değişir.
- Üstünlü tenvin Kelimenin son harfini /an/en/ okutur. Yazılırken kelimenin sonuna tenvin elifi getirilir. Tenvin elifi getirilen kelimeler tenvin kaldırılsa bile tenvinli okunur.
- Esreli tenvin kelimenin son harfini /ın/in/ okutur.
- Ötreli tenvin kelimenin son harfini /un/ün/ okutur.
Med, Şedde ve Cezm
Arap alfabesine dayalı Osmanlı Türkçesi alfabesinde kelimelerin okunuşuna yardımcı olan üstün, esre, ötre ve tenvin gibi harekelerin dışında med, şedde ve cezm adı verilen yardımcı işaretler vardır:
Med
Elif harfinin üstüne konur ve uzun â sesi verir. Bu işaret ilk sesi a olan Türkçe kelimelerde de kullanılmıştır.
Şedde
Arapça kelimelerde yan yana gelen aynı ünsüzlerin tek harf yazılıp iki harf okunması için kullanılan bir işarettir. Bu işaret, iki defa okunması istenen harfin üzerine konmaktadır. Türkçe kelimelerde bu işaret umumiyetle kullanılmayıp harf iki kez yazılmıştır.
Cezm
(Sakin, sukun) harfin üstüne konur ve ünsüz okutur. Türkçe kelimelerde kapalı hecelerin heceyi kapayan ünsüzlerinin okunması için konmuştur.
Harflerin Şekilce Benzerlikleri
Osmanlı Türkçesi alfabesini tanırken şekilde birbirine benzeyen, yalnızca altlarına veya üstlerine konan noktalarla birbirinden ayrılan harfleri ayrıca incelemekte fayda vardır. Benzer harflerin alfabede arka arkaya sıralanışlarına dikkat ediniz.
Bitişen ve Bitişmeyen Harfler
Osmanlı alfabesi, bugün kullanılan Latin kökenli Türk alfabesinden farklı olarak sağdan sola doğru yazılır. Yazım sırasında harflerin çoğu önceki ve sonrakiyle bitişirken bazı harfler kendisinden sonraki ile bitişmez. Bu özellikleri sebebiyle harfler başta, ortada ve sonda yer alırken şekillerinde değişiklikler oluşur. Yazmaya geçmeden önce bitişen ve bitişmeyen harfleri öğrenmek gerekir.
a. Bitişen harfler: Kendinden önce ve sonraki harflerle bitişir. Başta ve ortada değişikliğe uğrarlar, sonda yalın biçimi ile yazılırlar. Osmanlı Türkçesi Alfabesindeki bitişen harfler şunlardır:
- Be
- Pe
- Te
- Se
- Cim
- Çim
- Ha
- Hı
- Sin
- Şın
- Sad
- Dad
- Tı
- Zı
- Ayın
- Gayın
- Fe
- Kaf
- Kef
- Lam
- Mim
- Nun
- Ye
b. Bitişmeyen harfler: Bunlar kendisinden önceki harflerle bitişir sonrakilerle bitişmez:
- Elif
- Dal
- Zel
- Rı
- Ze
- Je
- Vav
- He.
Harflerin Bitişmesi
Osmanlı Türkçesi alfabesinde harflerin başta, ortada ve sonda bulunuş şekilleri farklıdır. Kendisinden sonrakilerle bitişmeyenlerin doğal olarak ortadaki ve sondaki şekilleri aynıdır.