OSMANLI TÜRKÇESİNE GİRİŞ II - Ünite 6: Kelime Sınıfları V: Takılar, Bağlamlar ve Ünlemler Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 6: Kelime Sınıfları V: Takılar, Bağlamlar ve Ünlemler

Ünite 6: Kelime Sınıfları V: Takılar, Bağlamlar ve Ünlemler

Takılar

Başlı başına kavramları olmayan, isim sınıfından kelimelerden sonra gelerek onları söz içinde başka unsurlarla ilişkilendiren kelimelerdir. İşleyişleri bakımından isim çekimi eklerine benzerler, bu yüzden de çoğu kez yerlerini bir çekim eki alabilir.

Takılar çekim ekleriyle olan bu yakınlıkları yüzünden sık sık geçici ekleşmeye uğrarlar, uyumlara uymak gibi ek davranışı gösterirler. Bu yüzden kimileri takıldıkları isme bitiştirilerek de yazılmıştır.

Takılar kendilerinden önceki isimle birlikte bir öbek oluşturur. Bu öbeğe takı öbeği diyoruz. Takı öbekleri söz içinde sıfat, çoklukla da zarf hükmünde bulunurlar; böylece bir sıfat ve zarfın üstlenebileceği bütün görevleri üstlenirler.

Takıların en önemli özelliği geldikleri adın belli çekim durumlarında bulunmasını istemeleridir. Buna göre de yalın, ilgi, yönelme ve ayrılma durumlarındaki adlara gelişlerine göre sınıflandırılırlar.

Yapıları bakımından takıları: 1. Kök (asıl) Takılar; 2. Türemiş Takılar olarak iki bölüğe ayırabiliriz. Kök takılar sayıca azdır. Türemiş takılar isimlerden çekim ekleriyle, fiillerden zarffiil ekleriyle yapılmışlardır. Her ikisi de söz içinde işleyiş bakımından aslında zarftır.

  • Bu iki bölüğe ek olarak, bir de takı işleyişinde yer, yon, cağ adlarının 3. kişi iyelik ekli biçimleri vardır:

altı, üstü, önü, ardı, dibi, arkası, arası,atı, üzeri, vati, içi, dışı, başı, sonu gibi.

  • Bir de bu tür takı öbeklerinin yönelme, bulunma ve ayrılma durumunda biçimleri vardır. Bunlarda da çekim eki katılmış bu belli kelimeler birer takı işleyişindedir:

قلعه آلتنده ḳał‘a ałtındaيندن , وب يالی yałı boyundanشهر طيشينه , şehir dışınaالله قاتنده , Ałłahatında gibi.

Osmanlı Türkçesi’nde Arapça ve Farsça’dan alınmış çok sayıda takı da kullanılmıştır.

Takılar da zamirler gibi yazılışları kalıplaşmış kelimelerdir. Osmanlı Türkçesi’nde kullanılmış olan takıları birleşme sırasında istedikleri durum ekine göre bölümlenmiş olarak;

  • Adları Yalın Durumda, Birtakım Zamirleri İse İlgi Durumunda İsteyen Takılar

  • Yönelme Durumunda Ad İsteyenler

  • Ayrılma Durumunda Ad İsteyenler

olarak ayırabiliriz.

Belirsiz Ad Takımlarının Başlıca Yer Yön*, *Bilelik, Birliktelik, Görelik Durumu Ekleri Almasıyla Biçimlenen Takılar

Bunlar belirsiz adtakımı kalıbında, tamlanan olarak yer yon, zaman, cağ, ilişki bildiren kelimelerden birinin bir takı işleyişiyle yer alarak bir tür takı öbeği oluşturduğu belirtme öbeklerinde 3. kişi iyelik ekli bu unsurların yönelme, bulunma, ayrılma ekleri almış biçimleridir. Bunlar da birer takı işleyişindedir ve takı öbekleri kurarlar.

Arapça ve Farsça Ön Takılar

Arapça ve Farsça’nın ön takıları Türkçe’nin yer yön bildiren yönelme, bulunma ve ayrılma eklerinin ve son takılarının karşılıklarıdır. Bunlar Türkçe’de bağımsız unsurlar olarak kullanılmamış; çoğu, cümlede zarf hükmündeki birleşik yapılarda yer almıştır.

Arapça Ön Takılar

Bunların bir bölüğü kök takı, bir bölüğü ise takı gibi kullanılan zarflardır.

a. Kök Takılar

Bunların bir bölüğü tek harften ibarettir. Önüne geldiği kelimeye bitiştirilerek yazılır:

b. Takı Gibi Kullanılan Zarflar

Bunlar takı işleyişinde kullanılan yer yon, cağ, birliktelik gösteren kelimeler, daha doğrusu zarflardır.

Farsça Ön Takılar

Farsça’nın ön takıları da Osmanlı Türkçesi’nde ancak yer aldıkları birleşik kelimelerde bulunur. Bunların bir bölüğü kök takı, bir bölüğü ise takı gibi kullanılmış olan zarf işleyişinde kelimelerdir.

a. Kök Takılar

Bunlar Türkçe’nin ad çekimi eklerine ve kimi takılarına karşılık gelir. Bu yapıdaki kelimeler Osmanlı Türkçesi’nde ad, sıfat ve zarf olarak kullanılmıştır:

b. Takı Gibi Kullanılan Zarflar

Bunlar da Türkçe’nin yukarıda tanıdığımız yer yon, zaman, cağ bildiren kelimelerine yönelme, bulunma ve ayrılma ekleri getirilerek yapılmış takılarına benzerler. Onların bir belirsiz adtakımının sonunda yer alarak takı öbekleri oluşturması gibi, takı öbekleri oluştururlar.

c. Ön Takı Olarak Kullanılan Adlar

Farsça’da kimi adlar da bir ön takı işleyişiyle kullanılmıştır. Bunlarla yapılmış birleşik kelimelere de Osmanlı Türkçesi’nde yer verilmiştir. Bunların kimi zarf, kimi ise adtakımı kalıbındaki bir takı öbeğinde takı işleyişindedir.

Bağlamlar

Söz içinde iki kelimeyi, aynı görevde iki cümle üyesini ya da iki cümleyi bağlayan kelimelerdir. Çoğu tek olarak kullanılır, ancak ikili kullanılanları da vardır.

Türkçe’de bağlamların çoğu yabancı asıllıdır. Önceki dönemde ve yerine kullanılmış olan تقی taı, یخد dahı da Osmanlı Türkçesi içinde yerini yabancı karşılıklarına bırakmıştır.

Bağlamları bağladıkları kelime ve söz öbekleri arasında kurdukları ilişkilere, kavramları ve düşünceleri birleştirme ve bütünleştirme yönlerine, yapılarına, ayrıca kaynaklarına

göre değişik başlıklar altında bölümlere ayırabiliriz.

Türkçe Asıllı Bağlamlar

Bunlar Türkçe asıllı bir ve birden çok kelimeden ya da Türkçe ve alıntı birden çok kelimeden oluşmuş olabilir. Birden çok kelimelik olanların karışıkları Türkçe’de üretildiği ve yalnız Türkçe’de kullanıldığı için bunlara da Türkçe bağlamlar arasında yer veriyoruz:

انجق ancaḳ,

يری غ اندن andan ğayrı,

نوچيا انك anın icun/icin,

اندن ماعدا andan ma‘ada,

یروتوا اندن andan oturu,

Yabancı Asıllı Bağlamlar

Hepsi Arapça ve Farsça’dan alınmıştır. Osmanlı Türkçesi’nde hem ve ne gibi ikili kullanılanları da olmuştur:

صوصلخا علی ale'l-husus “özellikle”,

بل bel “belki”,

بلكه bel ki,

Bağlamlar kurdukları ilişki türüne, anlatımlarına, iki cümleyi belli bir ilişki ile birbirine bağlarken cümlelerden hangisinin başında yer aldıklarına, kurduğu ilişkide iki yargıdan birinin ötekine bağımlı olup olmamasına göre bölümlere ayrılabilir.

Ünlemler

Seslenerek bir dilek ve isteği duyurmaya, çağırmaya, bir şey sormaya, bir şey öğrenmek istemeye, yönlendirmeye, bir şeye dikkat çekmeye, bir iş gördürmeye, bir şey göstermeye yarayan ya da kişiye özgü duyuşları, sevinç, keder, üzüntü, acı, hayıflanma gibi duyguları anlatan sesler ve kelimelerdir. Birinciler bir dinleyeni olan çağrı, uyarı, gösterme, soruşturma, teşvik, takdir, iyi dilek, özendirme, yönlendirme ve benzeri amaçlı seslenişler, ikinciler ise belli bir dinleyeni olmayan, kişinin içinden kopup gelerek ortaya salınan çoklukla duyuş ve duygu sesleridir. Bununla birlikte bu iki bölük ünlem kesin sınırlarla birbirinden ayrılmış değildir. Aralarında birbirinin yerine kullanılanlar vardır.

Osmanlı Türkçesi’nde Arapça ve Farsça’dan alınanlarla birlikte çok sayıda ünlem bulunmaktadır. Bunlardan asıl ünlemlerin çoğu tek hecelidir. İki hecelilerin çoğu da asıl

ünlemlerden ikileme yoluyla yapılmıştır. Her sınıftan kimi kelimeler ünlem işleyişinde kullanılabildiği gibi, çeşitli yapılardaki söz birlikleri de aynı işleyişi alabilir. Bunlar arasında ünlem olarak kullanılmaya en yatkın olanları fiillerin emir kiplerinin 2. kişileri ile dilek kipinin 2. ve 3. kişileridir. Osmanlı Türkçesi’nde kullanılmış olan türlü yapıdaki ünlemlerden örnekler:

آ a,

آ a

عجايب acayib,

ينرفآ aferin,

ين سكا رفا aferin sana,

آه ah,

اخ ah,

آل آ ał a,

غه رلاآ ałarġa “çekilin, savulun”