ÖZEL GÜVENLİK HİZMETLERİNDE GÜVENLİK ÖNLEMLERİ - Ünite 3: Özel Güvenliğin Kolluğa Dair Yetkileri Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 3: Özel Güvenliğin Kolluğa Dair Yetkileri

Giriş

Güvenlik ihtiyacının sağlanması aşamasında özel güvenlik görevlileri görev alanlarında ve görev saatlerinde kolluğa ait bazı yetkileri kullanma gücüne sahiptirler. Özel güvenlik görevlileri görev esnasında gerek duyulması hâlinde şu haklara sahiptirler;

  • Kimlik sorma
  • Arama
  • Yakalama
  • Zor kullanma

Kimlik Sorma Yetkisi

5188 sayılı kanun ile özel güvenlik görevlilerinin kimlik sorma yetkisinin şartları belirtilmiş ve sınırları çizilmiştir. Buna göre; özel güvenlik görevlileri toplantı, konser, spor müsabakası, sahne gösterileri ve benzeri etkinlikler ile cenaze ve düğün törenlerinde kimlik sorma hakkına sahiptirler. Bunun yanında hava meydanı, liman, gar, istasyon ve terminal gibi ulaşım merkezlerinde de özel güvenlik görevlileri kimlik sorma hakkına sahiptirler.

Özel güvenlik görevlilerinin kamuya ait kapalı alanlarda makul bir neden olmadan kimlik sorma yetkisi kısıtlıdır. Kamuya ait açık alanlarda ise suç şüphesi bulunmadığı sürece özel güvenlik görevlilerinin kimlik sorma yetkisini kullanmamaları gerekir. Özel alanda yapılacak kimlik sorma işlemi ise özel alanın sahibi işveren tarafından verilen talimatlar ve uyarılar doğrultusunda gerçekleşmektedir. Bunların dışında özel güvenlik görevlilerinin şüpheli gördükleri bir kişiye kimlik sorma hakları bulunmakla beraber ‘’makul şüphe’’ kavramı göz önüne alınmalı ve kimlik sorma durumunda somut nedenler bulunmalıdır.

Özel Güvenlik Görevlilerinin Arama Yetkisi

Şüphelileri yakalayabilmek, suça ait delillerin ele geçirilmesi ve suçluların yakalanabilmesi için güvenlik güçleri konut, işyeri ve kişilerin üstlerini arama yetkisine sahiptirler. Bunların yanında suç işlenmesini önlemek amacıyla da arama faaliyeti gerçekleştirilebilmektedir. Kişilerin üstlerinin ve konutlarının aranması özel hayatın gizliliği ilkesi nedeniyle bazı şartlara bağlı olarak gerçekleştirilebilmektedir. Bu şartlar;

  • Durdurma ve aramanın milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlakın korunması veya diğer kişilerin hak ve özgürlüklerinin korunması gereken durumlar
  • Arama için hâkim kararı olması gerekmektedir ancak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde durdurma ve arama yapılabilmektedir. Böyle bir durumda hâkim kararı olmasa dahi yetkili merciin yazılı kararının bulunması ve bu kararın 24 saat içerisinde hâkim onayına sunulması gerekmektedir.
  • Arama yetkisi kanunla düzenlenmiş olmalı ve bu yetki özel hayata saygı duyulması ilkeleri göz önünde bulundurularak uygulanmalıdır.

Güvenlik hizmetlerinin sağlanması sırasında yapılacak arama faaliyetleri iki ana başlık altında değerlendirilmektedir;

  • Adli Aramalar
  • Önleme Aramaları

Adli aramalar bir suç işleme ya da suça ortak olma ihtimali olan bir kişinin yakalanması veya işlenen bir suça dair iz, emare ve delillerin ele geçirilmesi amacı ile kişilerin konutlarında, işyerlerinde veya kendilerine ait mülklerde veya üzerlerinde yapılan araştırma işlemidir. Aramanın yapılması için makul şüphe unsurunun bulunması gerekmektedir. Makul şüphe ihbar ve şikayetle desteklenen emarelerin yanında arama yapılacak yerin veya kişinin davranış ve tutum biçimleri ile kolluk kuvvetinin kişinin taşıdığını düşündüğü eşyanın niteliği gibi faktörler göz önünde bulundurularak oluşmaktadır.

Adli aramaya karar verme yetkisi hâkime aittir. Kolluk arama kararı alınmasını talep ettikleri durumlarda arama gerekçelerini detaylı ve gerekçeli olarak yazdıkları bir rapor ile cumhuriyet savcısına başvurmaktadır. Cumhuriyet savcısına ulaşılamayan durumlarda ise kolluk amirinin yazılı emri ile arama işlemi gerçekleştirilir. Bu şekilde yapılan aramalar ve sonuçları cumhuriyet savcısına ayrıntılı bir tutanak ile bildirilir.

Önleme aramasının amaçları şu şekilde belirtilmektedir:

  • Millî güvenlik ve kamu düzeninin, genel sağlık ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve hürriyetlerinin korunması
  • Suç işlenmesinin önlenmesi
  • Taşınması veya bulundurulması yasak olan her türlü silâh, patlayıcı madde veya eşyanın tespiti

Özel Güvenlik Görevlilerinin Yakalama Yetkisi

Kamu düzenine veya kişilere karşı olan bir tehlikenin ortadan kaldırılması, suç işlediğine dair kuvvetli delil ve emareler bulunan bir kişinin özgürlüğünün geçici olarak kısıtlanarak denetim altına alınması işlemi yakalama olarak adlandırılmaktadır.

Özel güvenlik görevlilerinin ÖGHK kapsamında düzenlenen haklar çerçevesinde yakalama yetkisi bulunmaktadır. Özel güvenlik görevlileri bu kanun gereğince Ceza Muhakemesi Kanununun 90. maddesine göre yakalama, görev alanları içerisinde haklarında arama emri veya yakalama emri bulunan kişileri yakalama, kişinin vücudu veya sağlığı açısından mevcut bir tehlikeden koruma amacıyla yakalama haklarına sahiptirler. Bunların yanı sıra CMUK 90. Maddesi kişiye suçu işlerken rastlanması ve suçüstü bir fiilden dolayı izlenen kişinin kaçması olasılığının bulunması veya hemen kimliğini belirleme olanağının bulunmaması hâllerinde herkesin yakalama yetkisine sahip olduğunu belirtmektedir.

Kolluk kuvvetleri yakalamanın ardından yakalanan kişiye haklarının neler olduğunu bildirmek durumundadırlar, bu hakları yakalama yetkisini kullanacak özel güvenlik görevlilerinin de bilmesi gerekmektedir. Yakalanan kişiye tanınan ve bildirilmesi gereken haklar şu şekilde belirtilmektedir:

  • Yakalama nedeni
  • Yakınlarına haber verme hakkı olduğu
  • Müdafiden yararlanma haklarının olduğu
  • Susma hakkının olduğu
  • Yakalamaya itiraz hakkının olduğu.

Özel Güvenlik Görevlilerinin Zor Kullanma Yetkisi

Güvenliğin sağlanması için gerekli durumlarda kuvvet kullanımı gerekli ölçüde ihtiyaç duyulan bir eylemdir. Ancak bu kuvvet kullanımının yasalar çerçevesinde verilen doğrultuda ve insani sınırlar içerisinde olması, temel hak ve özgürlüklere saygılı şekilde gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Kuvvet kullanımının ölçüsü karşılaşılan direnişin ölçüsü ile doğru orantılı olmalı ve sadece direnişi kırmak amacı ile uygulanmalıdır. PVSK Madde 16’ya göre kuvvet uygulamanın derecesi birbirini takip edecek bedenî güç, maddi güç ve gerekli şartlarda silah kullanımı şeklinde gerçekleştirilmelidir.

Suçla mücadele ve adli vakaların çözüme kavuşturulması sürecinde kolluk kuvvetleri zor kullanımına başvurabilmektedir. Kolluk kuvvetlerinin suçla mücadele aşamasında kuvvet kullanımına başvurabilmeleri temel hak ve özgürlükler açısından müdahaleci bir yol olması bakımından yasal düzenlemeler çerçevesinde gerçekleştirilmektedir. Güvenlik hizmeti sağlayan kolluk kuvvetleri sadece güç kullanımı ve suç ile mücadele etmeyi değil; aynı zamanda toplumsal olayların analizini, suçun önlenmesi ve mevcut tehlikelerin önüne geçilmesini de içinde barındıran ve sosyal hizmet uzmanı gibi hareket ederek insan ilişkilerine önem verilen bir kamu hizmeti olarak ele alınmalıdır.

Kolluk kuvvetleri zor kullanma yetkilerini PVSK madde 16’dan almaktadır. Bu maddeye göre zor kullanılmadan önce direnişe son verilmemesi hâlinde kuvvet uygulanacağı ihtarı yapılmalıdır. Ancak direnişin şekli ve ölçüsünün gerektirdiği durumlarda kolluk kuvveti ihtar yapmadan da güç kullanma hakkına sahiptir. PVSK’nın aynı maddesi gereğince kuvvet kullanımında izlenecek süreç şu şekilde belirtilmiştir;

  • Bedenî Güç: Direnen kişilere karşı veya eşya üzerinde doğrudan doğruya kullanılan bedenî kuvvettir.
  • Maddî güç: Direnen kişilere karşı veya eşya üzerinde bedenî kuvvetin yeterli olmadığı durumlarda kullanılan kelepçe, cop, basınçlı veya boyalı su, göz yaşartıcı gazlar veya tozlar, fizikî engeller, köpekler, atlar ile diğer hizmet araçlarıdır.
  • Silah: Kanuni şartlar gerçekleştiğinde, bedenî kuvvet ve maddî güç kullanarak etkisiz hâle getirilemeyen direniş karşısında, sadece bu direnişi kırmak amacıyla ve kıracak ölçüde silah kullanılabilir.

Kolluk görevlileri uygulanacak başka bir yol kalmadığı durumlarda ve yaşam hakkının korunması gerektiği durumlarda silah ve zor kullanma yetkisine sahiptir. Yani diğer bir deyişle kolluk personeli kendisinin veya bir başkasının yaşam hakkının tehlikeye düşmesi durumunda, ölüm ve yaralanma ihtimallerinin bulunması durumunda ve zor kullanma dışında başka bir yol kalmaması durumunda suçu engellemek ve kişilerin yaşam hakkını korumak amacı ile bedenî ve maddi güç uygulayabilirler.

Güvenlik hizmetini uygulayan kolluk kuvvetleri uygulamalarını makul şüpheye dayandırmalıdırlar.

Özel güvenlik görevlilerinin zor kullanma yetkisine sahip olmalarından önce taşıması gereken bazı şartlar vardır, bu şartlar:

  • Görevde yerinde olma
  • Görev zamanı içerisinde olma
  • Özel güvenlik görevlisi olarak mevzuatta sayılmış olma
  • Özel güvenlik kimlik kartını taşıyor olma

Zor kullanma aşamasına geçilmeden önce zor kullanma yetkisi şu üç şartı taşımak zorundadır:

  • Yasaya uygun olma
  • Dengeli olma
  • Zorunlu olma

Özel güvenlik görevlileri sınırları belirlenmiş görev alanlarına sahiptirler ve bu görev alanları içerisindeki görevlerini zor kullanmadan yerine getirmeye çalışmalıdırlar. Zor kullanmak güvenlik hizmetlerinin sağlanması aşamasında en son ihtimal olarak görülmelidir. Daha öncesinde gerçekleştirilecek güvenlik faaliyetleri ile zor kullanılmasını gerektirecek güvenlik açıklarının önüne geçmeye yönelik çalışmalar da yürütülmelidir.

Zor kullanımı durumunda direnme ve saldırının derecesine göre saldırganı durduracak ölçüde bedenî ve maddi kuvvet kullanılması gerekmektedir. Saldırganı yahut direneni etkisiz hâle getirmek amacıyla güvenlik kuvvetlerinin kullanacağı yardımcı ekipmanlar şunlardır:

  • Kelepçe
  • Basınçlı su
  • Teknik engeller (barikatlar)
  • Eğitimli köpekler
  • Motorlu araçlar
  • Göz yaşartıcı gazlar
  • Silah ve diğer ekipmanlar.

Zor kullanma durumunda direnişin kırılması ve saldırganın etkisiz hâle getirilmesi aşamalarında ateşli silahlar da kullanılabilmektedir. 5188 sayılı kanun uyarınca özel güvenlik görevlilerinin görev alanları içerisinde ateşli silah taşıyabilecekleri belirtilmektedir. Silah kullanımı zor kullanma basamaklarının en son şeklini oluşturmaktadır. Ateşli silahların kullanılması durumu meşru müdafaa, ölüm veya ağır yaralanma riski taşıyan durumlar, üçüncü kişileri savunmak ve insan yaşamını ciddi şekilde tehlikeye sokan durumların önlenmesi durumunda kullanılacak bir yetkidir. Böyle bir durumun yaşanması hâlinde;

  • Özel güvenlik görevlisi kendisini açıkça tanıtmalı
  • Ateşli silah kullanma niyeti olduğunu belirtmeli
  • Bu ikazın etkisini göstermesi için de belli bir süre beklemelidir.