ÖZEL VERGİ HUKUKU II - Ünite 6: Damga Vergisi Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 6: Damga Vergisi

Damga Vergisinin Tanımı ve Nitelikleri

En genel tanımı ile damga vergisi, bireyler ve topluluklarının kendi aralarında veya devletle yaptıkları hukuki işlemler dolayısıyla düzenlenen, bir hususu ispat ve belli etme niteliğini taşıyan kâğıt ya da elektronik belgeler üzerinden alınan bir mali yükümlülüktür.

Damga vergisi, devletin mali alanda egemen olması nedeni ile tek taraflı üstün iradesini kullanmak suretiyle bireyler ve topluluklarına buyurup bunlardan kamu gücüne dayanarak hukuki cebir altında topladığı ve bireyler ile topluluklarının devlete sağlamak-ödemek zorunda oldukları, aksi takdirde kendileri hakkında yaptırım niteliğinde hukuki sonuçların (ceza, gecikme zammı ve sair) gündeme gelip bu gelirlerin kendilerinden cebren tahsil edileceği cebri kamu gelirlerindendir.

Damga vergisi konularına göre mali yükümlülükler ayrımında harcamalardan alınan vergiler grubuna dâhil edilir. Gerçekten damga vergisi diğer harcama vergileri gibi (özellikle hukuki işlemler nedeniyle) yapılan harcamalar içinde ödenmek zorunda kalınan bir kamu geliri niteliğindedir. Damga vergisinde vergiyi doğuran olay hukuki bir işlemin yapılması ve bu işlem ile ilgili bir kâğıdın imzalanıp düzenlenmesi olduğundan damga vergisi hukuki muamele vergilerinin bir alt türünü oluşturur. Damga vergisi tek veya iki taraflı hukuki işlemleri konu edinen bir muamele vergisidir. İdari karar ve tasarruflar gibi bir kısım tek taraflı hukuki işlemler ile sözleşmeler gibi bazı iki taraflı hukuki işlemler üzerinden damga vergisi alınır.

Damga Vergisinin Unsurları ve Vergilendirme Biçimleri

Anayasamızın 73. maddesinin III. fıkrasında da ifade edilen mali hukuk ve vergi hukukunun temel ilkesi olan yasallık ilkesi gereğince konu, yükümlü, vergiyi doğuran olay, matrah, oran ve vergi kolaylıkları gibi damga vergisinin temel unsurları 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’nda açıkça düzenlenmiş bulunmaktadır.

Damga Vergisinin Konusu

“Neyi vergilendireceğiz?” sorusunun yanıtını veren verginin konusu ya da mevzuu üzerine vergi konulan ve verginin kaynağı olan ekonomik nitelik taşıyan öğe olarak tanımlanır. Anayasa madde 73’te mali güce göre vergilendirme ilkesine yer verildiğinden, verginin konu unsurunu da mali güç ve bunun göstergeleri oluşturmaktadır. Çağdaş kamu maliyesinde mali gücün üç göstergesinin gelir, servet ve harcama oluştuğu kabul edilerek bu üç unsur vergi konusu kılınmış, vergiye tabi tutulmuştur.

Damga vergisinin konusu, 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’nun 1. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan maddede Damga Vergisi Kanunu’na ekli (1) sayılı tabloda yazılı kâğıtların damga vergisine tabi olduğu belirtilmiştir. Bu ifadeden de anlaşılacağı üzere damga vergisinin konu unsurunu yasaya ekli (1) sayılı tabloda yer alan bir kısım kâğıt ve belgelerden oluşturmaktadır.

Akitlerle İlgili Kâğıtlar

Bunlar sözleşme-akit biçimindeki hukuki işlemlerle ile ilgili olarak düzenlenen belli bir parayı içeren veya içermeyen tek, iki ve hatta çok taraflı işlemlere dair muhtelif kâğıtlardır. Bunlar ders kitabınızın 125-126. sayfalarında yer almaktadır.

Kararlar ve Mazbatalar

Kararlar ve mazbatalar, belli parayı içeren veya içermeyen çeşitli meclislerden, resmî heyetlerden ve idari davalarla ilgili olmayarak Danıştay’dan verilen mazbata, ilam ve kararlar ile hakem kararları ve ihale kanunlarına tabi olan veya olmayan resmî daire ve kamu tüzel kişiliğini haiz kurumların her türlü ihale kararlarından oluşur. Bu kapsamdaki kâğıtlar aşağıda belirtilenlerden ibarettir.

  • Kararlar
  • Mazbatalar
  • İlamlar
  • Hakem Kararları
  • İhale Kararları

Ticari İşlemlerde Kullanılan Kâğıtlar

Ticari işlemlerde kullanılan kâğıtlar, ticari hayatta yapılan çok çeşitli hukuki işlemler ile ilgili olarak düzenlenip kullanılan kâğıtlardır. Bunlar ders kitabınızın 126. sayfasında yer almaktadır.

Makbuzlar ve Diğer Kâğıtlar

Ticari hayatta gerçekleştirilen çeşitli işlemleri (ödeme vb.) belgelemek amacıyla düzenlenen kâğıtlar ile vergi veya sosyal güvenlik ile ilgili yetkili makamlara bu ödevlere dair bazı bildirimlerde bulunmak amacıyla düzenlenmiş diğer kâğıtlardır.

  • Makbuzlar
  • Beyannameler

Yasaya ekli (1) sayılı tabloda yazılı kâğıtlardan aslı 1,00 Türk lirasından fazla maktu ve nispi vergiye tabi olanların resmî dairelere ibraz edilecek özet, suret ve tercümeleri de maktu esasta damga vergisine tabi tutulur.

Damga vergisinin konu unsuru ile ilgili olarak belirtilmesi gereken son husus vergi hukukuna hakim yasallık ilkesi gereğince ancak kanuna ekli (1) sayılı tablo kapsamında bulunan ve kanuna ekli (2) sayılı tabloda yazılı damga vergisinden müstesna tutulmuş kâğıtlar arasında yer almayan kâğıtların damga vergisi ile yükümlendirilebileceğidir.

Yukarıdaki açıklamalardan hareketle damga vergisine tabi olacak kâğıtların taşıması gerekli temel nitelikler aşağıdaki gibi tespit edilebilir:

  • Kanun’a ekli (1) sayılı tabloda sayılan kâğıtlar arasında bulunmak ve Kanun’a ekli (2) sayılı tabloda sayılan kâğıtlardan olmamak,
  • Yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konulmak suretiyle düzenlenmiş olmak,
  • Yürürlükteki mevzuat uyarınca herhangi bir hususu ispat veya belli etmeye yaramak (kâğıt bir hukuki ilişkinin varlığı, bu ilişkinin taraflarının karşılıklı hak ve yükümlülükleri, bir borcun dayanağı ve miktarı gibi hususları ispat veya belli etmeye yaramalıdır),
  • Gerektiğinde ibraz edilebilecek nitelikte olmak (bir hususun ispat ve belli edilmesinin koşulu gerektiğinde ibraz edilebilecek olmaktan geçer, ibraz edilmek kâğıdın ispat ve tevsik vasıtası olarak kullanılması fiilidir).

Damga Vergisinde Vergiyi Doğuran Olay

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 19. maddesinde düzenlenen ve vergi yasalarının vergi alacağının doğumunu gerçekleşmesi koşuluna bağladığı hukuki olay, işlem veya durumlar olarak tanımlanması mümkün olay vergiyi doğuran olay unsuru vergi borcunun ne zaman doğduğunu gösteren son derece önemli bir vergi unsurudur.

Damga vergisi açısından vergiyi doğuran olay verginin konusunu oluşturan bir kâğıdın düzenlenmiş olmasıdır. Düzenlenmek, bir hukuki işlemin kâğıda bağlanması, yazılı şekilde yapılması anlamına gelir. Düzenlenmek suretiyle kâğıt ilgili olduğu hukuki işlem ile ilgili bir hususu ispat ve belli etme ve bu husus açısından hüküm ifade etme niteliğini kazanır. Böylece vergi borcu doğar.

Damga vergisi borcunun doğumu için öncelikle vergiye tabi bir kâğıdın düzenlenmiş olması gerekir. Düzenlenmek suretiyle kâğıt ilgili olduğu hukuki işlem ile ilgili bir hususu ispat ve belli etme ve bu husus açısından hukuken hüküm ifade eder hâle gelir ki bu durum da damga vergisi açısından vergiyi doğuran olay unsurunun gerçekleşmesi sonucunu doğurur. Damga vergisi bir hukuki işlemin kâğıda bağlanmak suretiyle hukuken değer kazanıp, hukuk düzeninin sağladığı himayeden yararlanmaya başlaması nedeni ile alınan bir mali yükümlülüktür. Kâğıda bağlama işleme hukuki açıdan ispat ve tevsik kabiliyeti kazandırır. Ancak varlığı ispat edilebilen bir hak hukuki değer taşır ve hukuk düzeni tarafından korunur.

Damga vergisine tabi bir kâğıdın vergilendirilebilmesi için ayrıca kural olarak bu kâğıdın Türkiye’de düzenlenmiş olması gerekir. Damga Vergisi Kanunu kapsamında ver- gilendirilecek olan kâğıtlar kural olarak Türkiye’deki işlemlerle ilgili olarak Türkiye’de düzenlenmiş kâğıtlardır. Yabancı ülkelerde veya uluslararası hukukta yabancı ülke kabul edilen elçilik ve konsolosluklarda düzenlenen kâğıtlar kural olarak Türkiye’de damga vergisine tabi tutulamaz. Zira kanunların yer yönünden uygulanmasında söz konusu olan mülkîlik esası uyarınca Damga Vergisi Kanunu da dahil olmak üzere mali yükümlülüklere dair yasalar ülkenin mali egemenliğinin geçerli olduğu alanda uygulanabilir. Başka bir deyişle damga vergisi Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin egemenlik hakkının (mali ege- menlik) geçerli olduğu saha içinde düzenlenmiş kâğıtlardan alınabilir. Bu durumun sebebi damga vergisi açısından vergilendirmede mülkîlik ilkesinin uygulanmasıdır. Bu ilke uyarınca bir devlet ancak kendi ülkesi içinde bulunan vergi konuları ile kendi ülkesinde gerçekleşen vergiyi doğuran olayları vergilendirebilir.

Bir kâğıdın damga vergisine tabi tutulabilmesi için bu kâğıda bağlanmış olan işlemin hukuken tekemmül etmiş olması gerekir. İşlemin hukuken tekemmül etmiş olması için tüm unsurları açısından eksiksiz olması, hukuken hüküm ifade eder hâle gelmiş olması gerekir. Hukuk âleminde vücut bulmamış hüküm kazanmamış, yok hükmünde veya mutlak butlanla batıl veya hukuken geçersiz sayılan işlemler için düzenlenen kâğıtlardan damga vergisi alınamaz. Damga vergisinin konusunu oluşturan kâğıdın varlığı tespit edilmeden vergileme yapılması mümkün değildir. Vergileme yapabilmek için idare kâğıdın fiziki mevcudiyetini belli delil veya ölçülere göre mutlaka tespit etmelidir.

Son olarak bir kâğıdın damga vergisine tabi tutulabilmesi için imzalanması veya üzerine imza yerine geçen bir işaret konulması gerekir. İmza geleneksel tipte imza olabileceği gibi elektronik imza da olabilir.

İmza bir kişinin bir yazının altına bu yazıyı yazdığını veya içeriğini onayladığını belirtmek için her zaman aynı biçimde el yazısı yazdığı adı veya özel işareti olarak tanımlanabilir.

İmza atmayı bilmeyenler için imza yerine ne şekilde işlem yapılacağı BK madde 14 ve 15’te düzenlenmiştir. Yine Noterlik Kanunu’nun 75. maddesi de bu konuda özel bir hüküm içerir.

Damga Vergisinin Yükümlüsü ve Sorumlusu

“Kimi vergilendireceğiz?” sorusunun yanıtını veren yükümlü unsuru (mükellef), vergi yasalarına göre üzerine vergi borcu düşen, vergiyi doğuran olayı kendi kişiliğinde gerçekleştirmiş olan ve vergi borcunu da kendi mal varlığından ödeyecek olan gerçek veya tüzel kişi ya da tüzel kişiliği olmayan ekonomik oluşum olarak tanımlanır.

Damga Vergisi Kanunu’nun 3. maddesinde damga vergisinin yükümlüsünün kâğıtları imza edenler olduğu hükme bağlanmıştır. İmza sahibi damga vergisi yükümlüsü, kâğıdın ilgili olduğu hukuki işlemin tekemmülü için imzası gereken kişi veya kişilerdir.

Damga vergisine tabi bir kısım kâğıt tek tarafça düzenlenip imza edilir. Taahhütname ve teklifname gibi kâğıtların damga vergisini kâğıdı imza eden taraf öder.

Damga vergisi kapsamında bulunan diğer bir grup kâğıt ise birden fazla kimse tarafından imzalanır. Sözleşmeler- mukavelenameler gibi kâğıtların damga vergisi yükümlülüğü kâğıdı imza eden tüm kişilere aittir. Kâğıtta imzası bulunanların hepsi kâğıda ilişkin damga vergisinin tamamının ödenmesinden müştereken ve müteselsilen mükellef ve sorumlu tutulurlar. Zira Yasa’da birden fazla kişi tarafından imza edilen kâğıtlara ait vergi ve cezanın tamamından kâğıdı imza edenlerin müteselsilen sorumlu olacağı belirtilmiştir (DVK m.24/II). Bu nedenle vergi idaresi damga vergisini kâğıdı imza edenlerin herhangi birinden isteyebilir.

Damga Vergisi Kanunu vergi alacağını güvence altına almak için çeşitli özel sorumluluk hükümleri, ders kitabınızın 132. sayfasında verilmektedir.

Damga Vergisinde Matrah ve Çeşitli Vergilendirme Biçimleri

Verginin matrahı, vergi konusunun vergi borcunun hesaplanmasında esas alınan değer ve miktarıdır. Verilen tanımdan da anlaşılacağı üzere matrah değer esaslı (ad valorem) veya miktar esaslı (spesifik) olabilir. Vergi borcunun hesaplanmasında vergi konusunun değeri esas alınıyor ise değer esaslı (ad valorem) matrah söz konusu olur. Yok eğer vergi borcunun hesaplanmasında vergi konusunun adet, ağırlık, hacim ve yüzölçümü gibi sayısal büyüklükleri esas alınıyorsa miktar esaslı (spesifik) matrahtan söz edilir.

Damga vergisinde değer esaslı (ad valorem) ve miktar esaslı (spesifik) matrah türleri bir arada uygulanmaktadır. Maktu vergiye tabi kâğıtlar açısından miktar esaslı (spesifik) matrah söz konusu iken nispi vergiye tabi kâğıtlar açısından ise değer esaslı (ad valorem) matrahtan söz edilir.

Damga vergisi kapsamındaki kâğıtlar açısından nispi ve maktu vergileme olmak üzere iki temel vergilendirilme biçimi söz konusudur. Damga vergisine tabi kâğıtlar matrah türü ve belli bir parayı içerip içermeme ölçütleri uyarınca maktu veya nispi biçimde vergiye tabi tutulurlar.

Maktu Vergilendirme

Maktu vergilendirme miktar esaslı matraha sahip vergilerde söz konusu olan bir vergilendirme biçimidir. Bu vergilendirme biçiminde oran söz konusu değildir. Vergi miktarı sabittir. Yasa kendi hükmü içinde vergi miktarını sabit olarak düzenlemiştir. Maktu vergilendirme biçiminin uygulama alanlarından birisi de damga vergisidir.

Maktu vergilendirme miktar esaslı matraha sahip vergilerde söz konusu olan bir vergilendirme biçimidir. Bu vergilendirme biçiminde oran söz konusu değildir. Vergi miktarı sabittir. Yasa kendi hükmü içinde vergi miktarını sabit olarak düzenlemiştir. Maktu vergilendirme biçiminin uygulama alanlarından birisi de damga vergisidir.

Damga vergisi konusuna giren bir kısım kâğıt maktu vergiye tabidir. Maktu vergileme yasaya ekli (1) sayılı tabloda yazılı tutarlar üzerinden yapılır. Damga vergisinde maktu vergilendirmede Yasa’nın 10 uncu maddesi gereğince kâğıdın sadece mahiyeti esas alınır. Maktu vergilemede ödenecek vergi miktarı açısından önemli olan kâğıdın niteliğidir, kural olarak kâğıdın belli bir para içerip içermemesi bu açıdan önem taşımaz. Bu tür vergi- lemede vergi kâğıt başına belirlenmiş belirli ve sabit bir miktardır. Bu nedenle de miktar esaslı matrah uygulanır. Her bir kâğıt için ayrı ayrı belirlenmiş tutarda maktu vergi alınır. 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’na ekli (1) sayılı tabloda farklı kâğıtlar için 2018 yılı için 0,60TL’den başlayıp 330,30TL’ye varan miktarlarda maktu damga vergisi öngörülmüştür.

Nispi Vergilendirme

Nispi vergilendirme orana dayalı olarak yapılan vergilendirme biçimidir. Bu vergilendirme biçimi oranın söz konusu olabildiği değer esaslı (ad valorem) matraha sahip vergilerde uygulanabilir. Bu vergilendirme biçiminde matraha ilgili vergi oranı uygulanmak suretiyle vergi borcu tespit edilir. Damga vergisinde de nispi vergilendirme biçimi uygulanır.

Damga Vergisi Kanunu bazı kâğıtlar açısından nispi vergilendirme biçiminin kullanılmasını öngörmüştür. Yasa’nın 10 uncu maddesinde nispi vergilemede kâğıdın türü ve niteliğinin dikkate alınacağı hükme bağlanmıştır. Bir başka deyişle bazı tür kâğıtlar niteliği ve içerdiği belli para esas alınarak vergilendirilir. Belli parayı içeren kâğıtlar için nispi vergileme yapılır. Nispi vergileme değer esaslı matraha dayandığı için kâğıt için ödenecek damga vergisi kâğıdın içerdiği belli paradan hareketle bulunur. Belli para kâğıtların ihtiva ettiği veya kâğıtlarda yazılı rakamların ortaya çıkardığı parasal büyüklüklerdir. Damga vergisi hesaplanırken matraha katma değer vergisi dâhil edilmez; KDV hariç tutar üzerinden kâğıdın damga vergisi hesaplanır. Yine kâğıtta taahhüt edilen işin belli bir oranda arttırılabileceğinin öngörülmesi durumunda da belli para olarak kâğıttaki meblağ esas alınır. Bu meblağa muhtemel fazlalık eklenmez. Muhtemel fazlalık gerçekleştiğinde ise gerçekleşen meblağ üzerinden ayrıca vergi alınır.

Damga Vergisinde Oran

Verginin oranı (nispeti) değer esaslı (ad valorem) matrahlı vergilerde vergi matrahının yüzde veya binde kaçlık kısmı üzerinden vergi alınacağını gösteren ibaredir. Vergi oranı tek veya sabit bir oran olabileceği gibi artan-müterakki oranlı da olabilir.

Damga vergisinde oran unsuru ancak nispi vergilemede söz konusu olur. Yasa’ya ekli (1) sayılı tabloda belli kâğıt türleri için bunların içerdikleri paraların belli bindelik oranları biçiminde farklı vergi oranları belirlenmiştir.

Damga vergisinde vergileme sabit oran üzerinden yapılır. Hâlihazırda uygulanmakta olan damga vergisi oranları binde 0 ile binde 9,48 arasında değişen farklı bindelik oranlar biçimindedir.

Damga Vergisinde Vergi Kolaylıkları

Damga vergisine dair vergi kolaylıkları esas itibarıyla 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’nda düzenlenmiştir. Gerçekten de Yasa’ya ekli (2) sayılı cetvelde damga vergisinden istisna edilmiş kâğıtlar ayrıntılı biçimde düzenlenmiştir.

Yasa’nın “istisnalar” başlıklı 9. maddesinde Kanu’na ekli (2) sayılı tabloda yazılı kâğıtların damga vergisinden müstesna tutulduğu belirtilmiştir. Bu düzenlemeye paralel olarak Kanun’a ekli (2) sayılı tabloda ise damga vergisine tabi olmayan, bir başka deyişle damga vergisinden istisna edilmiş kâğıtlar beş grup halinde düzenlenmiştir. Bu bağlamda resmî işlerle ilgili kâğıtlar, öğrenciler ve askerlerle ilgili kâğıtlar, işçiler, çiftçiler ve göçmenlerle ilgili kâğıtlar, ticari ve medeni işlerle ilgili kâğıtlar ile kurumlarla ilgili kâğıtlar damga vergisinden müstesnadır.

Yine Yasa’da resmî daireler ile kişiler arasındaki işlemler için düzenlenen kâğıtların vergisini kişilerin ödeyeceği, resmî dairelerin damga vergisine tabi olmadığı belirtilerek bu nitelikteki kuruluşlara yönelik bir vergi muafiyeti getirilmiş, resmî daireler damga vergisinden muaf tutulmuşlardır.

Damga Vergisinde Vergilendirme Açısından Özellik Taşıyan Durumlar

Yasa’da belirlenmiş bazı durumlarda damga vergisi açısından vergilendirme özellik arz eder. Bu durumlar aşağıda aktarıldığı gibidir:

Damga Vergisine Tabi Kâğıtların Niteliklerinin Tayin Edilmesi

Damga vergisi uygulaması bakımından kâğıdın tabi olacağı damga vergisi miktarının tespiti son derece önemli bir husustur. 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’na ekli (1) sayılı Tablo’da damga vergisine tabi olan kâğıtlar ismen sayılmış olup buna göre vergileme kâğıdın ismen yer aldığı pozisyondaki miktar ve tarife üzerinden yapılmaktadır. Ancak bu düzenlemeye rağmen kâğıdın tabi olduğu verginin belirlenmesi kimi zaman kolay olmayabilmektedir. Böyle bir durumda Vergi Usul Kanunu ve Damga Vergisi Kanunu’nun ilgili özel hükümleri devreye girip uygulanmak suretiyle çözüm getirilmeye çalışılmaktadır.

Vergi Usul Kanunu’nun 3. maddesi “vergi kanunlarının uygulanması ve ispat” başlığını taşır. Bu madde uyarınca vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemlerin gerçek mahiyeti esas alınır. Bu hükmün amacı alacaklı ve borçlu tarafların menfaatlerinin birbirine zıt olduğu vergilendirme ilişkisinde her iki tarafa da güvence sağlamaktır. Damga Vergisi Kanunu’nun 4. maddesi VUK madde 3’e paralel bir düzenleme içerir. Bu madde uyarınca bir kâğıdın tabi olacağı verginin tayini için o kâğıdın niteliğine bakılır ve buna göre (1) sayılı tabloda yazılı vergisi bulunur.

Damga Vergisine Tabi Kâğıt Nüshaların Birden Fazla Olması

Damga vergisine tabi kâğıtların vergilendirilmesinde özellik arz eden bir başka durum ise kâğıdın bir veya birden fazla kopya hâlinde düzenlenmiş olması hâli ile bu kâğıt kopyalarının hukuki niteliğidir. Damga vergisine tabi bir kâğıdın vergi yükü bu kâğıdın bir veya birden fazla nüsha ya da suret hâlinde düzenlenmiş olması durumunda değişebilecektir.

Damga Vergisi Kanunu’nun 5. Maddesinde bir nüshadan fazla olarak düzenlenen kâğıtlardan, maktu vergiye tabi olanların her bir nüshasının ayrı ayrı aynı miktarda; nispi vergiye tabi olanların ise sadece bir nüshasının damga vergisine tabi olacağı belirtilmiştir. Bir başka deyişle birden fazla nüsha olarak düzenlenen bir kâğıt açısından daha yüksek bir damga vergisi yükü söz konusu olacak, fakat nispi vergiye tabi bir kağıt birden fazla nüsha halinde düzenlenmiş olsa da bu nüshalardan yalnızca biri damga vergisine tabi tutulacak, diğer nüshalar ise damga vergisine tabi olmayacaktır.

Damga Vergisine Tabi Kâğıtta Birden Fazla Akit ve İşlem Bulunması

Aynı işlem için birden fazla kâğıt düzenlendiğinde kural bunlardan her biri için ayrı ayrı damga vergisi alınmasıdır.

Tek kâğıtta birden fazla işlemin toplanması 3 ayrı biçimde gerçekleşebilir. İlk olarak bir kâğıtta birbirinden tamamen ayrı birden fazla akit ve işlem bir araya gelmiş olabilir. Böyle bir durum söz konusu olduğunda her bir işlem için kâğıt ayrı ayrı vergiye tabi tutulur. Zira kâğıt bünyesindeki her bir akit ve işlem için ayrı ayrı ispat ve belli etme niteliği taşır.

İkinci durum bir kâğıtta toplanan birden fazla akit veya işlemin bir asıldan doğmuş olması ve bunların birbirine bağlı bulunmasıdır. Bu takdirde kâğıdın düzenlendiği anda gerçekleşmiş ve aynı kâğıtta yer almış olan bu bir asıldan doğmuş ve birbirine bağlı birden fazla işlemden sadece en yüksek vergi alınmasını gerektireni için kâğıt bir defa vergiye tabi tutulur.

Damga Vergisine Tabi Kâğıda Konulan İmzanın Birden Fazla Olması

Damga Vergisinin Yükümlüsü ve Sorumlusu başlığı altında daha önce belirtildiği üzere damga vergisinin yükümlüsü kâğıdı imza eden kişi veya kişilerdir. Birden fazla kişi tara- fından imza edilen kâğıtlara ait vergi ve cezanın tamamından kâğıdı imza eden kişiler müteselsilen sorumlu olurlar. Ancak bu durumla birlikte damga vergisine tabi olan bir kâğıda birden fazla imza konulması verginin tekerrürünü, bir başka deyişle bu kâğıt için birden fazla kez alınmasını gerektirmez. Böyle bir durumda kâğıttan kural olarak üzerinde yer alan imza adedince vergi alınmaz.

Kâğıtta birden fazla kişinin imzasının yer alması sadece mükellef sayısını belirleyen bir husustur. Birden fazla kişi tarafından imza edilmiş bir kâğıda ilişkin damga vergisinin yükümlüsü imza sahibi kadar kişi olacaktır. Kâğıdın vergi ve cezası bu kişilerden herhangi birinden müteselsil borçluluk esasları uyarınca istenebilecektir. Burada önemli olan ancak birden fazla kişinin imzasının yer alması ile kâğıttaki hukuki işlemin tekemmül edebilecek olmasıdır.

Damga Vergisine Tabi Kâğıtlarda Belli Para Gösterilmesi Zorunluluğu

Damga vergisi kapsamına giren kâğıtlardan belli para ihtiva edenler nispi esasta vergilenir.

Yasa’nın 11. maddesinde bir kısım kâğıtların sadece nispi vergilemeye tabi tutulması istenmiş ve bunlar açısından mutlaka belli para gösterme zorunluluğu getirilmiştir. Bunlar konusu sadece para olabilen sözleşmelere ilişkin bazı kâğıtlardır. Belirtilen nitelikleri gereği bu tür kâğıtların belli bir parayı içermeksizin düzenlenmeleri mümkün değildir.

Damga Vergisi Kanunu’nda cari hesap şeklinde açılan kredilerle her türlü ikrazata ait taahhütname ile mukavelenameler ve bunların temlik, yenileme, devir ve değiştirilmesine ilişkin bütün kâğıtlarda ve keza matlupların devir temlikine dair mukavelename ve temlik- namelerde ikraz veya temlik edilen para miktarının veya azami haddinin gösterilmesinin mecburi olduğu hükme bağlanmıştır. Yasa koyucu bu hükümle nispi esasta damga vergisine tabi kâğıtlarda örtülü sözleşmeler vasıtası ile bu kuralın dolanılmasını önlemek istemiştir.

Yabancı Para Cinsinden Düzenlenen Kâğıtlarda Damga Vergisi

Damga Vergisi Kanunu’nun 12. maddesi yabancı para cinsinden tutar içeren kâğıtlarda matrah tespiti ile ilgili özel bir düzenleme içerir. Bu düzenleme uyarınca damga vergisine tabi kâğıtlar yabancı para cinsinden düzenlenmiş ise kâğıt üzerinde yazılı paralar belirlenmiş esaslara göre Türk parasına çevrilerek kâğıdın damga vergisi alınır.

Damga Vergisinin Ödenme Biçimleri

Damga vergisi günümüzde üç temel şekilden biri vasıtası ile ödenir. Bunlar aşağıdaki gibidir:

  • Makbuz karşılığında ödeme
  • Basılı damga konulması suretiyle ödeme
  • İstihkaktan kesinti yapılması suretiyle ödeme

5281 sayılı Kanun ile yapılan yasa değişikliği ile öteden beridir uygulanmakta olan damga vergisinin pul yapıştırılması suretiyle ödenmesi usulü 31.12.2004 tarihi itibarıyla kaldırılmıştır.

Damga Vergisinin Makbuz Karşılığında Ödenmesi Usulü

Damga Vergisi Kanunu’nun 18. maddesinde bu kanunda gösterilen hâller dışında damga vergisinin makbuz karşılığında ödeneceği hükme bağlanmıştır. Bu ödeme şekli bugün için damga vergisinin genel ödeme şekli konumundadır. Diğer bir deyişle Yasa’da özel bir ödeme şekli öngörülmemiş ise damga vergisi makbuz verilmesi karşılığında ödenir.

Bugün için pek çok kişi ve kuruluş makbuz karşılığı ödeme kapsamında bulunmaktadırlar. Bunlar bir damga vergisi defteri tutarlar ve bir ay zarfında yaptıkları damga vergisine tabi işlemlerin makbuz karşılığı ödenecek vergileri ile istihkaktan kesinti suretiyle ödenecek damga vergilerini bu deftere yazarlar. Makbuz karşılığı ödenecek vergilerin izleyen ayın 23. günü akşamına kadar bağlı olunan vergi dairesine damga vergisi beyannamesi ile bildirilip aynı ayın 26. günü akşamına kadar ödenmesi gerekir. Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenen mükellefler, kurum ve kuruluşlarca bir ay içinde düzenlenen kağıtların vergisinin, ertesi ayın yirminci günü akşamına kadar vergi dairesine bir beyanname ile bildirilmesi ve yirmialtıncı günü akşamına kadar ödenmesi dışındaki hallerde ise kâğıdın düzenlendiği tarihi izleyen onbeş gün içinde damga vergisinin vergi dairesine bir beyanname ile bildirilmesi ve aynı süre içinde ödenmesi gerekir.

Damga Vergisinin İstihkaktan Kesinti Yapılması Suretiyle Ödenmesi

Damga Vergisi Kanunu’nun 19. maddesinde genel ve özel bütçeli dairelerle il özel idareleri ve belediyeler, bankalar, iktisadi kamu teşekkülleri ile bunların iştirakleri ve müesseseleri ve benzeri teşekkül, iştirak ve müesseselerin ödemelerinde kullanılan ve nispi vergiye tabi bulunan makbuzlar ile bu nitelikteki kâğıtlara ait damga vergisinin bu ödemelerin yapılması; avans suretiyle ödemelerde ise avansın itası sırasında ilgili daire ve müesseseler tarafından istihkaklardan kesinti yapılması şekliyle ödenmesine Hazine ve Maliye Bakanlığınca izin verilebileceği düzenlenmiştir.

Damga vergisi istihkaktan kesinti suretiyle ödenecek kâğıtlar nispi vergiye tabi aşağıdaki işlemler ile ilgili kâğıtlarla sınırlıdır:

  • Hizmet erbabına maaş, ücret, gündelik, huzur hakkı, tazminat, ikramiye ve harcırah gibi adlarla yapılan nispi vergiye tabi istihkak ve avans ödemeleri,
  • Müteahhitlere ve diğer kimselere yapılan avans ödemeleri,
  • Resmî dairelerce yapılan her türlü ödemeler

Damga vergisi istihkaktan kesinti suretiyle ödenecek kâğıtlara (ücret bordrosu, avans makbuzu vs.) “damga vergisi tarafımızdan istihkaktan kesinti suretiyle ödenecektir” şerhi konulup yetkililerce imzalanır.

Damga Vergisinin Basılı Damga Konulması Suretiyle Ödenmesi

Damga Vergisi Kanunu’nun 17. maddesinde makbuz ve ibra senetleri, faturalar, ulaştırma ile ilgili konşimento ve manifesto gibi kâğıtlar, elektrik, havagazı, telefon ve su abonman sözleşmeleri ile Hazine ve Maliye Bakanlığının izni alınmak şartıyla damga vergisine tabi diğer kâğıtların damga vergisinin basılı damga konulması şekliyle ödenebileceği öngörülmüştür.

Basılı damga konulan kâğıtlar matbu olarak hazırlanıp bastırılır. Stoklarda yer alan bu matbu kâğıtlar gerek oldukça üzerinde boş bırakılmış bilgiler ilgililerce doldurulmak suretiyle kullanılır. Bu kâğıtların damga vergisi söz konusu kâğıt basılmadan önce yüzde beş noksanı ile peşin olarak ödenir.