PARA VE BANKA - Ünite 8: Para Politikasının Amaçları ve Araçları Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 8: Para Politikasının Amaçları ve Araçları

Ünite 8: Para Politikasının Amaçları ve Araçları

Para Politikasının Amaçları

Enflasyon ile para politikası arasında önemli bir ilişki olduğunu gördük. Bu ilişkinin doğal sonucu olarak çağdaş bir merkez bankasının ilk temel amacı fiyat istikrarını sağlamak oluyor. Finansal sistem tehlike altındaysa finansal sistemi o durumdan çekip çıkarmak asıl temel amaç hâline geliyor.

Fiyat İstikrarı:

Para politikası ile enflasyon arasında çok yakın bir ilişki vardır. Para politikasının en önemli amacı fiyat istikrarıdır. Fiyat istikrarı ‘sıfır enflasyon’ anlamına gelmez. Enflasyonun %2 ila %4 arası olması normaldir.

Finansal İstikrar:

Finansal istikrarsızlık Unsurları ”açık döviz pozisyonu”, “vade uyuşmazlığı”, “sorunlu krediler”, “yetersiz sermaye sorunu” ve “likidite sorunu”, olarak sıralanabilir. Finansal istikrarı sağlamak merkez bankasının görevidir.Merkez bankalarının yukarıda sözünü ettiğim likidite sıkışıklığını giderme sorumlulukları var. Buna merkez bankasının ‘son başvurma merci’ olması deniliyor.

Diğer Amaçlar:

Bankaların şirketlere ve tüketicilere açtıkları kredilerin ekonomi açısından önemi büyüktür. Hele finansal kriz dönemlerinde yaşanan kredi daralması ekonomilerin küçülmelerine ve işsizliğin yaygınlaşmasına yol açabiliyor.

Bu nedenle, kredi piyasasının düzgün çalışması merkez bankaları açısından önemli.Varlık fiyatlarında balon oluşması önemli bir finansal istikrarsızlık kaynağıdır.Balon şiştikçe, varlık fiyatları artıyor; servet artıyor. Alınan riskler de artıyor. Balon patladığı zaman ise varlık fiyatlarındaki keskin düşüşle birlikte servetler eriyor, bilançolar bozuluyor.

TCMB’nin Amaçları:

Merkez Bankası fiyat istikrarını sağlamak ve bunu sağlarken de para politikasını ve araçlarını kendi belirler.

Hükümetin büyüme ve istihdampolitikalarınıdestekler.

Yasanın dördüncü maddesinde daha sonra ‘Bankanın temel görevleri’ sıralanıyor. Bu görevlerden biri şöyle: “Finansal sistemde istikrarı sağlayıcı ya da para ve döviz piyasaları ile ilgili düzenleyici tedbirleri almak”. ‘Bankanın temel yetkilerinden birkaçı: “Banka, olağanüstü hallerde ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) kaynaklarının ihtiyacı karşılamaması durumunda, belirleyeceği usul ve esaslara göre bu Fona avans vermeye yetkilidir.” Bir diğeri: “Banka, nihai kredi mercii olarak bankalara kredi verme işlerini yürütür.”

Para Politikasının Araçları

Yatırım ve tüketim kararları kredi almak ve kredi vermek, ücret sözleşmesi, kira anlaşması gibi uzun dönemli sözleşmelerde MB’ sının etkisi bulunmaktadır.

Zorunlu Karşılık Oranları, Sermaye yeterlilik oranları bu araçlardandır.

Küresel krize kadar temel politika araçlarının başında kısa vadeli faizoranlarıgeliyordu.

Küresel krizden sonra, tek başına politika faizini kullanarak hem finansal istikrarı hem de fiyat istikrarını sağlayamayacaklarını düşünen merkez bankaları başka politika araçlarını da kullanmaya yöneldiler.

Koridor Sistemi ve Politika Faizi:

Çağdaş MB’ sının en önemli araçlarının başında kısa vadeli faiz oranları gelir. Piyasadaki bu faiz oranına politika faizi deniyor. Bu koridorun alt faiz oranını ve üst faiz oranını MB’sı belirliyor ve faizin bu koridorda kalmasını sağlıyor.

Bankacılık Sisteminin Likidite Talebi ve Likidite Arzı:

Likidite talebini belirleyen üç unsur vardır. Bunların en önemlisi Zorunlu Karşılık uygulamasıdır. Bankalar topladıkları mevduatın bir kısmını MB tutmak zorundadırlar. İkinci unsur müşterilerin nakit taleplerindeki değişikliklerdir. Üçüncü unsur ise hazinelerin borçlanma politikasıdır.

Likidite Yönetimi:

Ekonomide, MB’nın fiyat istikrarını ve finansal istikrarı sağlamak amaçlarına uygun likidite koşullarının oluşması için yapılıyor.

Zorunlu (Munzam) Karşılık Oranı:

Bu uygulamanın temel amacı finansal istikrardır. MB’ sın da toplanan bu karşılıklar sigorta niteliğindedir.

Bu uygulamanın en önemli nedeni finansal istikrara katkıda bulunmak. Birincisi, merkez bankasında toplanan zorunlu karşılıklar beklenmedik mevduat çekilişlerine karşı bir sigorta işlevi görüyorlar. İkincisi, zorunlu karşılık oranları değiştirilerek bankaların açabilecekleri kredi miktarı azaltılabilir.

Makro-sakıngan Araçlar:

Finansal sistemde oluşabilecek riskleri önlemeye yarar. Türkiye’de bu işin asıl sorumlusu BDDK dur.

Zorunlu karşılık oranlarının artırılarak hızlı kredi genişlemesinin frenlenmesi, makro-sakıngan önlemler arasında sayılabilir.

Açık Piyasa İşlemleri:

Çağdaş merkez bankaları likidite yönetimini temel olarak açık piyasa işlemleri ile yapıyorlar. Piyasada likidite sıkışıklığı varsa ana araç “repo” işlemidir. Repo iki ayaklı bir işlemdir. İlk ayakta MB ticari bankadan menkul kıymet (tahvil)satın alıyor. Banka, bu satışı “geri almak” vadiyle yapıyor. İkinci ayakta ise işlem tersine dönüyor.

Banka, sattığı tahvili MB’ sından satın alıyor. Sonuçta, sistemin geçici likidite gereksinimi karşılanmış oluyor.

Merkez bankası sistemdeki likidite sıkışıklığının kalıcı olduğunu düşünüyorsa, bankalardan doğrudan tahvil alabilir. Tersi olduğunda ise doğrudan tahvil satımına gidebilir. Merkez bankalarının mevduat almalarının genellikle bir sınırı yoktur. Bu sınırı; bankların kredi alırken verebildikleri teminat miktarı belirlemektedir.

Reeskont Kredileri:

Merkez bankalarınca diğer finansal kurumlara verilen bir kredi türüdür.

İletişim Politikası:

MB ‘sının duyuruları, yöneticilerin açıklamaları incelenir ve medyadan takip edilir. Bu gibi konuları takip eden ve değerlendiren uzmanlar vardır.

Döviz Kuru Politikası Araçları:

Merkez Bankası döviz piyasasına müdahalelerde bulunabilir. Döviz kuru rejimi ‘saf’ bir dalgalı kur rejimi ise herhangi bir müdahale söz konusu olmayacaktır. Buna karşın, idare edilen dalgalı kur rejimlerinde ‘idare edilme derecesinde’ bağlı olarak Merkez Bankası müdahaleler yapabilir.

Merkez bankalarının finansal sistemden döviz almalarının iki temel etkisi olur: Birincisi, sistemde döviz talebi artar ve aksine başka bir gelişme yoksa döviz kuru yükselir. İkincisi, finansal sisteme çıkan yerli para miktarı satın alınan dövizin yerli para karşılığı kadar artar. Merkez bankaları döviz sattıklarında ise bu etkilerin tersi gözlenir.

TCMB’nin Araçları

Zorunlu Karşılık Sistemi:

Bankaların hangi yükümlülüklerinin zorunlu karşılık uygulamasına tabi olduklarını TCMB belirliyor. Zorunlu karşılıklara tabi yükümlülükler iki haftada bir cuma günleri itibarıyla hesaplanıyor. Bankanın bu yükümlülükleri, kendileri için geçerli olan zorunlu karşılık oranları ile çarpılarak o bankanın tutması gereken zorunlu karşılık tutarı bulunuyor. Bu karşılıklar TCMB’de açılan hesaplarda tutuluyor.

TCMB’de tutmak zorunda oldukları karşılıkların % 40’a kadar olan kısmı döviz, yüzde 10’a kadar olan kısmı altın, kalanı ise lira cinsinden tutulabiliyordu.

Yabancı para zorunlu karşılıklar ise altın ve döviz cinsin-den tutuluyordu. TCMB 2001 krizinden sonra lira cinsinden zorunlu karşılıklar faiz ödemeye başlamıştı. Aralık 2011’de geçerli olan mevzuat çerçevesinde artık faiz ödemesi yapılmıyor.

Koridor Sistemi ve Politika Faizi:

TCMB 2002 yılı ortasından bu yana koridor sistemini kullanıyor. Bu faizleri Para Politikası Kurulu saptıyor. Bu kurulun toplantıları her ay yapılıyor. Bir dahaki toplantıya kadar borç alma ve borç verme faiz oranları belirlenip koridorun içinde yer alan faiz oranları açıklanıyor.

Bu faizler TCMB bünyesindeki Bankalar arası Para Piyasası ile İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Repo-Ters Repo Pazarı’nda geçerli olan faizlerdir.

2010’un son aylarından itibaren TCMB faiz koridorunun genişliğini de bir para politikası aracı olarak kullanmaya başladı. Özellikle 2011’in ikinci yarısında Avrupa’da yaşanan finansal krizin derinleşmesiyle birlikte, politika faizi ile koridorun üst sınırı arasındaki farkı açtı.

Bunun temel nedeni, Avrupa’da yaşananların ileriye ilişkin belirsizlikleri son derece artırmasıydı. Böylelikle TCMB, kısa vadeli piyasa faizinin politika faizi ile üst sınır arasında gerekirse her gün değişik bir yerde olmasını sağlayabilecek duruma geldi. Bu esneklik, öte yandan piyasa faizinin politika faizinden uzaklaşması riskini de beraberinde getirdi.

Açık Piyasa işlemleri:

TCMB açık piyasa işlemlerini ya İMKB Repo-Ters Repo Pazarı’nda ya da kendi Bünyesinde gerçekleştiriyor. Repo, ters repo, doğrudan alım ve doğrudan satım yapabiliyor.

Reeskont Kredisi ve Reeskont Faiz Oranı:

Verilen kredi karşılığında TCMB vadesine en çok 120 gün kalmış şirket ticari senetlerini ve akreditif alacağı gibi ticari belgeleri teminat olarak alıyor.Bankanın ödemesi gereken reeskont faizini TCMB belirliyor.

İletişim Politikası:

TCMB’nin en önemli iki iletişim aracı Para Politikası Kurulu toplantılarından sonra yayınlanan duyurular ve üç ayda bir yayınlanan Enflasyon Raporu. Ayrıca, TCMB 2001 sonundan başlayarak her yılbaşından önce yeni yılda uygulanacak para ve döviz kuru politikası hakkında ayrıntılı bir rapor açıklıyor. Yılda iki kez Finansal istikrar Raporu ve her ay son enflasyon verisini değerlendiren kısa bir rapor yayınlanıyor.

Döviz Müdahaleleri ve İhaleleri:

Türkiye’de 2001 krizinden sonra dalgalı döviz kuru rejimi uygulanmaya başlandı. Bu sistemin ruhuna uygun olarak TCMB, finansal piyasalarda gerginliğin had safhada olduğu dönemler (mesela 2008 sonu-2009’un başları, 2011’in ikinci yarısı gibi) dışında sürpriz döviz müdahalelerinden kaçındı. Genellikle, döviz rezervlerini artırmak için kuralları önceden duyurulan ihalelerle piyasadan günlük döviz alımına gitti. Finansal piyasalarda gerginliğin arttığı dönemlerde ise bu uygulamasını durdurdu. Gerginliğin artarak finansal sistemde döviz likiditesinin son derece azalması durumunda ise hem sürpriz döviz satım müdahaleleri yaptı hem de düzenli döviz satım ihaleleri düzenledi. Özellikle 2011’in ikinci yarısında bu uygulama giderek yoğunlaştı.