PARA VE BANKA - Ünite 5: Para Arzının Belirlenmesi ve Para Piyasasında Denge Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 5: Para Arzının Belirlenmesi ve Para Piyasasında Denge

Para Arzının Belirlenmesi

Para arzı (M1), dolaşımdaki para (C) ve vadesiz mevduatlardan (D) oluşmaktadır. M1 para arzı olarak ifade ettiğimiz para tanımı dar tanımlı para olarak bilinmektedir. Para arzı tanımı içerisinde ticari bankaların ve banka müşterilerinin belirlediği vadesiz mevduat kalemi de yer almaktadır.

Para arzını belirleyen iki temel değişken parasal taban ve para çarpanıdır. Para çarpanının değeri ve ekonomideki para arz miktarını etkileyen üç ekonomik birim söz konusudur:

  1. Merkez bankası
  2. Bankacılık sistemi
  3. Banka dışı kesim (Mevduat sahipleri)

Para Arzının Belirlenmesi Yönüyle Merkez Bankaları

Merkez bankasının günlük işlemleri para arz sürecinde önemlidir. Bu sebeple merkez bankası bilançosunu oluşturan aktif ve pasiflerin değişimine bakmamız gerekmektedir. Merkez bankası pasifinde (yükümlülükler), dolaşımdaki para ve rezerv kalemleri yer almaktadır. Pasif kalemindeki değişiklikler para tabanında da değişime neden olacaktır.

  1. Dolaşımdaki para , banka dışı kesimin elinde tuttuğu nakit para olarak tanımlanmaktadır.
  2. Rezervler, serbest rezervler ve zorunlu karşılıkların toplamına eşittir. Bankalar ani mevduat çıkışları durumda mevduat sahiplerine karşı olan sorumlulukları gereği Merkez bankasınca belirlenen zorunlu karşılık oranı nı tutmaktadırlar. Merkez bankasında tutulan bu rezervlere ise zorunlu karşılık denilmektedir. Merkez bankalarınca belirlenen zorunlu karşılığın yanı sıra bankalar, yatırım fırsatlarını değerlendirebilecek likit bir kaleme sahip olma amacıyla zorunlu karşılık oranı üzerinde bir miktarı nakit olarak tutabilirler. Bu duruma ise serbest rezerv denilmektedir. ( Rezervler = Zorunlu Rezervler + Bankaların Serbest Rezervler)

Merkez bankasının aktif kaleminde ise aşağıdaki kalemler bulunmaktadır:

  1. Döviz rezervleri,
  2. Menkul kıymetler,
  3. Reeskont krediler.

Merkez bankası bilançosundaki pasif kaleminin bir maliyeti söz konusu değilken, aktif kaleminin faiz getirisi söz konusudur.

Merkez Bankası ve Parasal Tabanın Kontrolü

Parasal taban, dolaşımdaki para (C) ile banka rezervleri (R) toplamından oluşmaktadır (MB = C + R). Parasal taban, merkez bankasının kendi dışındaki kesimlere yani bankacılık kesimi ve banka dışı kesimlere karşı yükümlülüğü ifade etmektedir. Dolaşımdaki para; merkez bankasının parayı bulunduran şirketlere ve hane halkına karşı sorumluluğunu, rezerv para; merkez bankasının diğer bankalara karşı yükümlülüğünü ifade etmektedir.

Merkez bankası faiz haddini istediği düzeyde tutabilmek için para talebine uygun para arzı yaratmak zorundadır. Dolayısıyla, faiz haddini değiştirdiğinde para arzı da değişecektir. Merkez Bankasının parasal taban üzerinde etkili olmak için başvurabileceği yöntemlerin en önemlisi açık piyasa işlemleridir. Açık piyasa işlemleri, merkez bankasının tahvil ve bono piyasasından kamu kesimi menkul kıymetlerini alıp satmasıdır. Doğrudan menkul kıymet alımı ile parasal tabandaki artış kalıcı, geri satım vaadiyle alım (ters repo) işlem yaptığında parasal tabanda artış geçici olacaktır. Açık piyasa işlemleriyle satım yaptığında ise parasal taban üzerindeki etki tam ters yönde olacaktır (Merkez bankası parasal tabanı azaltmak istiyorsa açık piyasa işlemlerini kullanarak devlet tahvili satabilir).

Para Arzının Belirlenmesi Yönüyle Bankacılık Sektörü

Para arzını etkileyen aktörlerden biri merkez bankası iken, diğeri bankacılık sektörüdür. Bankacılık sektörü, parasal taban ve para arzı yoluyla dolaşımdaki para miktarını etkileyerek elindeki serbest rezervleri tekrar piyasaya kredi verme yöntemiyle dâhil etmesiyle kaydi para yaratarak para arzını artırır. Kaydi para , bankalar tarafından yaratılan para mevduatlarından ve muhasebe kayıtlarından oluşan basılı olmayan paradır. Bankacılık sisteminin para arzını arttırması kaydi para çarpanı veya mevduat çarpanı dediğimiz yöntem ile hesaplanır. Bölümde anlatılan varsayımlar altında bankanın rezerv miktarı, mevduat miktarı (D) ile zorunlu karşılık oranının ( r D )  çarpımına eşit olacaktır.

Para Çarpanın Elde Edilmesi

Parasal taban büyük ölçüde merkez bankası tarafından kontrol edilmekteyken toplam para arzı miktarı parasal tabanın belirli bir katı kadardır.

Para arzı miktarını M1 ve parasal tabanı MB ile gösterirsek çarpanın (m) değerine aşağıdaki eşitlikle ulaşırız:

M1 = m × MB

Para çarpanı, bir ekonomide para arzı miktarının dört değişkene bağlı olarak oluştuğunu göstermektedir:

  1. Parasal taban, büyük ölçüde merkez bankası tarafından kontrol edilmektedir. Bankacılık sektörü ve banka dışı kesimin davranışlarının değişmediği ortamda, parasal tabanın artışı para arzını arttıracaktır.
  2. Zorunlu karşılık oranı merkez bankasınca belirlenir.
  3. Serbest rezerv oranı , bankacılık sektörü tarafından belirlenir. Merkez bankasının parasal tabanı sabit tuttuğu ortamda zorunlu rezerv oranı ve serbest rezerv oranı değişkenlerinden birinde meydana gelecek artış, para çarpanının değerini küçülterek para arzını azaltacaktır.
  4. Nakit oranı , banka dışı kesimin kararlarına bağlı olarak belirlenir.

Banka dışı kesimden bir kişi, bankada bulunan mevduatını çekip nakit olarak tutmaya başlarsa dolaşımdaki para miktarını arttıracak ve rezerv miktarını azaltacaktır. Bankacılık kesiminin rezervlerindeki her bir birimlik artışın, bir birimden fazla mevduat artışına yol açtığını biliyoruz.

Para Piyasasında Denge

Bir ekonomide tüm bireylerin ve kurumların hemen harcanabilir durumda bulundurmak istediği para stokuna para talebi denir. Para miktarını belirleyen üç faktör vardır:

  1. Fiyat Düzeyi : Fiyatlarda meydana gelecek bir artış, aynı miktar mal ve hizmeti satın alabilmek için daha fazla miktarda para gerektireceği için, nominal para talebiyle fiyatlar arasında doğru yönlü ve oransal bir ilişki söz konusu olacaktır . Nominal para talebi , dolaşım halindeki efektif ve kaydi ödeme araçlarının üzerlerindeki yazılı para birimiyle hesaplanan miktarıdır. Reel para talebi ise, deflatör; yani fiyatlar genel düzeyinin süzgecinden geçirilerek sabit fiyatlarla değerlendirilen satın alma gücü dolaşım hacmidir.
  2. Reel Gelir: Bireylerin ve şirketlerin tutmak istedikleri para miktarı, harcamalarına bağlıdır. Gelirle harcamalar arasında doğru yönlü bir ilişki söz konusudur. Bu sebeple gelir arttıkça harcamalar artacak, harcamalara bağlı olarak, para talebi de artacaktır.
  3. Faiz Oranı: Bir varlığın fırsat maliyeti arttıkça, ekonomik birimlerin o varlığın ikâmesini bulma arayışları da artar. Bu prensip “para” için de geçerlidir. Para tutmanın alternatif maliyeti arttıkça, diğer koşullar sabit olmak üzere, reel para tutma talebi azalmaktadır. Paranın alternatif maliyetini ise, para tutarak elde ettiğimiz faiz getirisi (sıfır) ile para yerine başka bir varlık tutmamız durumunda elde edeceğimiz faiz getirisi arasındaki fark olarak belirleyebiliriz. Faiz oranlarının düşük olduğu bir ortamda kaybedilen faiz kazancı anlamındaki maliyet düşük olacaktır. Ancak faiz oranları yükseldikçe maliyet de yükselecektir. Bu nedenle faiz oranları ile para talebi arasında negatif yönlü bir ilişki olduğunu söyleyebiliriz.

Para talebi eğrisi, para tutmayı etkileyen diğer bütün faktörler sabitken, talep edilen reel para miktarı ile faiz oranı arasındaki ilişkiyi gösterir. Faiz oranları arttığı zaman (diğer koşullar sabitken) para tutmanın alternatif maliyeti de artar ve para talebi azalır. Benzer şekilde, faiz oranları düşerse para tutmanın alternatif maliyeti de azalır ve para talebi artar. Para talebindeki artış ve azalışların etkisi para talebi eğrisi üzerinde değişikliklere sebep olur.

Faiz oranlarındaki değişim dışında para talebimizi etkileyen diğer faktörlerin devreye girmesi durumunda ise para talebi eğrisinde sağa veya sola doğru kayma ortaya çıkar.

Para Piyasasında Denge ve Faiz Oranının Belirlenmesi

Para piyasasında denge para arz ve talebinin eşitlendiği noktada gerçekleşecektir. Para arzı eğrisi ( M 5 ) para tutmayı etkileyen diğer tüm şartlar sabitken para arzı stoku ile faiz oranı arasındaki ilişkiyi gösterir ve bu ilişki pozitiftir. Para arzı ve talebinin eşit olduğu noktada denge faiz oranı belirlenecektir. Faiz oranının, denge faiz oranından büyük olduğu durumda arz fazlası oluşacak tersi durumda ise talep fazlası oluşacaktır.

Para arzı ile para talebi ( D ) noktasında birbirine eşitlenecek ve bu noktada denge faiz oranı belirlenecektir. Faiz oranlarının, denge faiz oranının üstüne çıktığı bir noktada para arzı, para talebinden büyük olacaktır. Para arzının para talebinin üzerine çıkması neticesinde bireylerin ellerindeki para miktarı, tutmak istedikleri para miktarından fazla olacaktır. Bu durumda, bireyler tutmak istedikleri miktarın üzerindeki parayla faiz getirisi olan tahvil satın alacaklardır.