PROFESYONEL YAŞAMDA İMAJ VE İTİBAR YÖNETİMİ - Ünite 3: Sözel İletişim ve Retorik Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 3: Sözel İletişim ve Retorik

Ünite 3: Sözel İletişim ve Retorik

Giriş

Başarılı iletişimin temel anahtarı, kendimizi dinleyenin yerine koymak ve konuşurken onların beklentisini ve duygularını hesaba katmaktır.

Sözel İletişimde Retorik

Dil, kültürü oluşturan önemli unsurların başında yer alır. Bu konumuyla dile, bir toplumun kültürü içinde şekillenen tüm birikimleri temsil edecek işlev yüklenmektedir. Günlük alışkanlıklar, öfkeler, sevinçler ve değer yargıları dil yoluyla ifade edilmekte ve tanımlanmaktadır. Dilin, etkili ve güzel bir şekilde kullanılması sanatına Batı kültüründe retorik, Türk-İslam kültüründe ise belagat adı verilmiştir. Belagatin üç bileşeni vardır:

Meani: Sözün yerinde kullanılmasını, muhatabın haline uygun düşmesini içeren kısımdır.

Beyan: Anlamın farklı üsluplarla, çeşitli yollarla ifade edilmesidir.

Bedi: Anlamın süslenmesidir.

Söz söyleme sanatını inandırma yönünden ele alana Aristo ve ondan sonra gelen klasik yazarlar, inandırıcı konuşmada şu beş temel kuralın bulunduğunu ileri sürmüşlerdir:

  • Buluş (İcat): Konuşmayı oluşturan du¨s¸u¨ncelerin kaynağı ve özü¨.

  • Düzenleme: Konuşmanın kuruluşu ve akışı

  • Üslup

  • Bellek

  • Deyiş

Aristoteles “Retorik” isimli eserine öncelikle herhangi bir konuşmanın yapısını inceleyerek başlamaktadır. Bir konuşmada üç¸ tür inandırma tarzı olduğunu ifade eder.

  • Ethos:Hatibin konuşmasıyla olan uyumu ve kişisel karakterini ifade eder.Dürüst olarak tanınan, toplumda iyi bir imajı olan ve itibar sahibi birinin söylediklerine daha kolay inanırız.

  • Pathos:Dinleyiciyi belli bir ruh haline sokma durumudur. Konuşmadaki şiirsellik, dinleyicilerin duygularına seslenmedir ve bu konuşmadan önce şekillenmiş¸ değildir. İzleyicinin gözyaşı dökmesi, saatine bakması veya kafa sallaması vb., bunlar aposterioridir, konuşmayla beraber gerçekleşir.

  • Logos:Aristoteles’e göre iyi bir konuşma, sadece konuşmacının karakterine veya dinleyicilerinin duygularına yönelmiş¸ olmamalıdır. Logos konuşmadaki kanıtlama ve mantıktır. Tu¨mdengelim (deduction ve tümevarım (induction Aristoteles, doğru du¨s¸u¨nmenin biçimsel yani zihinle ilgili kurallarını araştırarak biçimsel mantığın temel kurallarını bulmuştur.

Sözlü iletişim “dil” ve “dil ötesi “ olmak üzere iki ayrı kategoride değerlendirilebilir. İnsanların karşılıklı konuşmalarını, dil ile iletişim olarak kabul edebiliriz. Dil ötesi iletişim ise sesin niteliği ile ilgili olan ses tonu, sesin hızı, şiddeti, hangi kelimenin vurgulandığı, duraklamalar, vb. gibi özellikleri kapsamaktadır. Dil ile iletişimde kişilerin ‘ne söyledikleri’ önemliyken dil ötesi iletişimde ise ‘nasıl söyledikleri’ önemlidir.

Dil dediğimizde tek bir yapıdan so¨z etmemiz mümkün değildir. Dilin birçok varyasyonu söz konusudur. Standart dil, yerel ve sosyal tabakalara ait izler taşımayan, ağızlar u¨stu¨, norm oluşturucu bir yapıyı ifade eder. Günlük dilde standart dil, ideal yazılı bicim anlamında kullanılır. En geniş¸ sahaya sahip dildir. Kurumlarda ve resmi^ durumlarda kullanılması bir prestij oluşturur ve belli sosyal kazanımların elde edilmesini sağlayabilir. Standart varyant bir tür üst dil durumundadır.

Sosyal etkenler de dilde önemli bir çeşitlenme nedenidir. Sosyal gruplar dili kendilerine özgü¨ bir biçimde kullanır; bir yerde kendi sosyal çevrelerine has, kendilerini başkalarından ayıran bir dil yaratırlar. Meslek, toplumsal statü¨, yas¸, cinsiyet gibi dil dışı etkenler burada belirleyici bir rol oynamaktadırlar. Bunlar şu şekilde sıralanabilir:

  • Meslek:Aynı is¸i yapan, gu¨nu¨n bu¨yu¨k bir bo¨lu¨mu¨nu¨ bir arada gec¸iren insanlar, zamanla aralarındaki ilis¸kiyi yansıtacak bir varyant gelis¸tirirler.

  • Sosyal statü:Sosyal statü de dilde varyantlaşma nedenlerinden biri olarak karşımıza çıkabilmektedir.

  • Yaş:Dil incelemeleri, farklı yaş gruplarının dillerinde de farklılıklar olduğunu göstermiştir.

  • Cinsiyet:Cinslerin dili farklı kullanmaları da dilde varyantlaşma nedenlerinden biridir.

  • Bağlam:Aynı konuşmacının dili duruma göre kullanması sosyal varyasyonun nedenlerinden bir başkasıdır.

  • Dil Politikası Kaynaklı Varyasyon:Türkçede varyasyon nedenlerinden bir başkası da dil politikası kaynaklı tercihlerdir. Dilde özleşme tartışmaları geçen yıllarda bugünkünden c¸ok daha yogˆun yas¸anmıs¸tır.

  • Dil İlişkisi:Dil ilis¸kisinde kars¸ı kars¸ıya gelen diller birbirlerini etkilemektedirler. Bu ilis¸kinin su¨resi, yogˆunluk derecesi, dillerin baskınlık derecesi gibi c¸es¸itli nedenlere bagˆlı olarak degˆis¸ebi mektedir.

Sözlü Anlatım Biçimleri

Sözlü anlatım biçimleri açıklama, öyküleme, betimleme ve tartışmadır. Şimdi bunları ele alalım:

Açıklama: Bilgi vermek amacı ile kullanılan anlatım teknigˆidir. Bu tu¨r konus¸malarda amac¸ dinleyiciyi bilgilendirmek, ona bir s¸eyler o¨gˆretmek oldugˆu ic¸in anlas¸ılır bir dil kullanılır. Ac¸ıklayıcı anlatımda konus¸macı duygularına yer vermez, nesnel bir anlatım ha^kimdir.

Öyküleme: Tasarlanmıs¸ veya yas¸anmıs¸ bir olayın bas¸kalarına anlatıldıgˆı anlatım bic¸imine o¨yku¨leme (hik ye etme denir. O¨yku¨lemede zaman akıs¸ halindedir ve olaylar bu akıs¸ ic¸inde verilir. O¨yku¨leme, belli bir zaman aralıgˆında gec¸en olayları anlatan film gibidir.

Betimleme: Varlıkların dinleyicinin go¨zu¨nde, zihninde canlanacak s¸ekilde ayırt edici nitelikleriyle resim c¸izer gibi anlatılmasına betimleyici anlatım (tasvir etme denir. Betimlemede go¨zlem esastır.

Tartışma: Konus¸macının kendi dogˆrularına dinleyicileri inandırmak, onu kendi gibi du¨s¸u¨ndu¨rmek ic¸in kullandıgˆı anlatım teknigˆine tartıs¸ma denir. Amac¸ kendi du¨s¸u¨ncesini savunmak, varsa yanlıs¸ du¨s¸u¨nceyi c¸u¨ru¨tmek oldugˆundan konus¸macı, so¨zlerini sanki kars¸ısında tartıs¸tıgˆı biri varmıs¸ da onunla konus¸uyormus¸ gibi ele alır. Bu yo¨ntemde o¨nce eles¸tirilecek olan du¨s¸u¨nce verilir. Konus¸macı, kendi du¨- s¸u¨ncesinin dogˆrulugˆunu, eles¸tirdigˆi du¨s¸u¨ncenin ise yanlıs¸lıgˆını savunur.

Metafor; “bir s¸eyi anlatmak ic¸in ona benzetilen bas¸ka bir s¸eyin adını eğreti olarak kullanma, egˆretileme” olarak tanımlanmaktadır. Hitabette anlatımı güçlendirmek, canlı kılmak ic¸in yararlanılan so¨z sanatlarından biri, “benzetme”dir. Benzetme; bir nesnenin niteligˆini, bir eylemin o¨zelligˆini daha iyi anlatabilmek ic¸in daha anlas¸ılır bir bas¸ka nesne ve eylemlerden yararlanarak, kars¸ılas¸tırma yoluyla ac¸ıklamaya c¸alıs¸maktır. Benzetmeler, metaforların ilk as¸amasıdır. Bir gerc¸egˆi dile getirmek amacıyla kullanılan metafor; Grekc¸e “metaphora” kelimesinden gelmektedir. “Metafor” kelimesi, meta: o¨te ve pherein: tas¸ımak, yu¨klenmek kelimelerinden tu¨remis¸tir ve “bir yerden bas¸ka bir yere go¨tu¨rmek” anlamına gelir. Ancak so¨z konusu olan igˆreti, gec¸ici bir anlam degˆil, kalıcı, ko¨klu¨, yeni bir anlamdır. Metaforun o¨zu¨, bir tu¨r s¸eyi bas¸ka bir s¸eye go¨re anlamak ve tecru¨be etmektir.

Liderler takipc¸ilerine hitap ederlerken dinleyicileri sanki bir olayın ic¸inde yas¸atmak ic¸in hika^yeleme teknigˆini kullanırlar. Olayların akıs¸ı ve tasviri haber kipleriyle c¸ekimlenmis¸ yu¨klemler kullanılarak aktarılır. So¨ylemin ic¸erisinde bir romandan ya da o¨yku¨den alınmıs¸ bir kesit algısı olus¸turulur. Burada amac¸ dinleyicileri bir olayın ic¸erisinde yas¸atmaktır. Hayatın ic¸erisinden alınan her kesit bir s¸ekilde hika^yelendirilebilir. Konus¸maların arasına anlatımı pekis¸tirmek ic¸in serpilen hika^yeler hem so¨ylemin cazibesini arttırır hem de iddiayı inandırıcı kılar. Burada dikkat edilmesi gereken husus o¨yku¨nu¨n akıcı ve basit olmasıdır. Dinleyiciler anlatılan o¨yku¨yu¨ zihinlerinde canlandırabilmelidirler. O¨yku¨ duygulara hitap etmeli, dinleyenleri yu¨regˆinden yakalayabilmelidir. Dinleyiciyi o¨yku¨ye dahil edebilmek ic¸in onlara uygun bos¸luklar hazırlamalı, bu sayede dinleyici ve o¨yku¨ o¨zdes¸les¸tirilmelidir. Dinleyiciyi sarmalayamayan o¨yku¨ bir su¨re sonra bıktırıcı bir ha^le do¨nu¨s¸ebilir.

Profesyonel Hayatta Sözlü Anlatım ve Retorik İlişkisi

Profesyonel yas¸amda hedefleri olan her kis¸inin mutlaka konus¸ma sanatını o¨gˆrenmesi gerekmektedir. Yo¨neticiler c¸alıs¸ma zamanlarının yu¨zde ini iletis¸im kurmakla gec¸irirler. Neredeyse her saatin dakikası telefonda, toplantıda, internette ya da resm olmayan sohbetlerle gec¸mektedir. Digˆer yu¨zde lik zaman diliminde ise okuma ve yazma s¸eklindeki masa bas¸ı is¸leri yapılmaktadır. Yo¨neticinin bilgi dagˆıtma rolu¨ vardır. O nedenle o¨rgu¨tu¨n ic¸inden yahut dıs¸ından aldıkları bilgileri iletilmesi gereken hedeflere dagˆıtırlar. Yo¨neticilerin, is¸letmenin yo¨netilmesi as¸amasında konus¸ma ve faaliyetleriyle c¸alıs¸anları amac¸lar dogˆrultusunda inandırmaları, hem c¸alıs¸anlar hem de yo¨neticiler ic¸in kars¸ılıklı kazanc¸lar olus¸turmaktadır. Yo¨neticiler ku¨c¸u¨k takım toplantılarında, o¨nemli piyasa toplantılarında ve digˆer is¸letmelerle yaptıkları go¨ru¨s¸melerde kars¸ılas¸acakları c¸es¸itli durumlarda kelimelerin gu¨cu¨nden yararlanmak zorundadırlar. Profesyonel is¸ yas¸amında o¨zellikle astlara yo¨nelik hitaplar son derece o¨nemlidir. Astları harekete gec¸irici, is¸ go¨rme arzularını artırıcı bir hitapla emir verilmesi verimliligˆi arttırıcı bir unsurdur. Yo¨netici astlarına emir verirken s¸u hususlara dikkat etmelidir:

  • Ac¸ık ve anlas¸ılır olmalı, kullanılan kelimeler astlar tarafından biliniyor olmalı ve yanlıs¸ anlamaya, yoruma ac¸ık olmamalı,

  • Astların bilgi, yetenek ve uzmanlık alanlarına uygun olmalı,

  • Hiyerars¸ik du¨zene ve ilis¸kilere uygun bir s¸ekilde her ast tek bir u¨stten emir alacak s¸ekilde du¨zenlenmeli,

  • Emir, astın organizasyon ic¸in bekledigˆi c¸ıkarlara aykırı olmamalı,

  • “Şu is¸i yapınız s¸ekli yerine astı, mu¨s¸terek bir c¸abaya davet bic¸iminde Haydi, s¸u is¸i yapalım” s¸eklinde olmalı. Emir vermek yerine, “bunu yapmanızın nedeni s¸udur” s¸eklinde emrin hedefledigˆi amac¸ belirtilmeli, astlar cesaretlendirilmeli ve c¸alıs¸maya aktif olarak katılımları sagˆlanmalı,

  • Emir, emri veren amirin daha u¨st bir yo¨neticisi tarafından gerekirse kontrol edilip asta kendi amirlerinin u¨stu¨ndeki yo¨neticiye mu¨racaat hakkı tanınmalıdır.

I·letis¸imin bir sanat, beceri ve disiplin olarak go¨ru¨lmesi ve iletis¸imin bir model c¸erc¸evesinde ilk olarak ac¸ıklanması Aristo ve Platon a kadar uzanmaktadır. Klasik do¨nemlerin du¨s¸u¨nu¨ru¨ Aristo, kis¸ilerarası iletis¸imin, u¨c¸ temel unsurunun oldugˆunu ileri su¨rmu¨s¸tu¨r. Bunları; “konus¸macı”, “mesaj” ve “dinleyici” olarak ac¸ıklamıs¸tır. Modern iletis¸im teorisi, Aristo’nun klasik modeline bas¸ka bazı unsurları da ilave etmis¸ olmakla birlikte, iletis¸im modeli, o¨zu¨nde aynı kalmıs¸tır. Şimdi bu unsurları ele alalım:

  • Konuşmacı (Kaynak): Kaynak, iletis¸imi bas¸latan, mesajı o¨rgu¨tleyip hede eyen, alıcıya dogˆru go¨nderen kis¸i, kurum ya da aygıt olarak tanımlanmaktadır. Etkili bir iletis¸im ic¸in kaynagˆın tas¸ıması gereken bazı o¨zellikler vardır. Bu o¨zellikler kısaca s¸u s¸ekilde sıralanabilir:

i.Bilgili olmalıdır.

ii.Mesajını uygun bir s¸ekilde go¨ndermelidir.

iii.Alıcı tarafından tanınmalıdır c¸u¨nku¨ alıcı, aldıgˆı mesajı kaynagˆın o¨zelligˆine ve statu¨su¨ne go¨re degˆerlendirmektedir.

  • Mesaj: Göndericinin fikir, du¨s¸u¨nce, istek ve verilerini belirten semboller oldugˆu ifade edilmektedir. Go¨ndericinin, alıcıya ulas¸tırmak istedigˆi du¨s¸u¨ncelerini bu semboller vasıtasıyla go¨nderdigˆi kabul edilir. Sembolleri algılayan alıcı da bu sembollere anlam yu¨kler. Egˆer alıcının verdigˆi anlam ile go¨ndericinin aynı sembole verdigˆi anlam o¨rtu¨s¸u¨yor ise ortada etkin bir iletis¸im vardır. I·letis¸im su¨recinin etkinligˆi bakımından mesajın, alıcının ku¨ltu¨rel o¨zelliklerini dikkate alarak hazırlanması gerekmektedir. Alıcı, sembolleri tanımıyorsa bunlara go¨ndericinin verdigˆi anlamı yu¨kleyemeyecek ve sagˆlıklı iletis¸im olmayacaktır. Mesajın etkin iletis¸imi sagˆlayabilmesi ic¸in tas¸ıması gereken bazı o¨zellikleri vardır. So¨zlu¨ veya so¨zsu¨z mesajların tas¸ıması gereken o¨zellikleri s¸unlardır:

i.Anlas¸ılır olmalıdır

ii.Ac¸ık olmalıdır

iii.Dogˆru zamanda iletilmelidir

iv.Uygun kanalı izlemelidir

v.Kaynak ve alıcı arasında kalmalıdır.

  • Dinleyici (Alıcı): Bildirimi alıp çözümleyen taraftır. Kars¸ıdakini dinlemeyi bilmek ve bas¸kalarına kendilerinden bahsetme imka^nı vermek iletis¸imde o¨nemli kurallardan birisidir. Etkin dinlemede;

i.Hitap edilen kis¸iyle go¨z temasını koparmamak,

ii.So¨ylenilen s¸eylere ilgi duyuldugˆunu beden dili ya da kısa onay kelimeleriyle pekis¸tirmek,

iii.So¨ylenenleri dogˆru anlayıp anlamadıgˆını kontrol etmek, dogˆru anlas¸ıldıgˆından emin olduktan sonra yargıda bulunmak,

iv.Konus¸ulan kis¸inin so¨zu¨nu¨ bitirmesini beklemek gerekir.

Dinlemede o¨n yargılı olmak, pes¸in hu¨ku¨m vermek, dar fikirli olmak, savunma me- kanizmaları ve hata yapmaktan korkmak iyi bir dinleyici olmayı o¨nler. Kars¸ıdaki insanın yu¨z ifadesini ve vu¨cut dilini de en az so¨zleri kadar iyi dinleyebilmek gerekir. Dinleyicinin yapmaması gerekenler:

  • Kanal: Alıcı ve kaynak arasındaki bağdır.

  • Geri Besleme: Alıcının, kendisine go¨nderilen mesaj veya enformasyona ilis¸kin olarak ortaya koydugˆu tepki, literatu¨rde geri besleme (feedback olarak adlandırılmaktadır. Buna go¨re iletis¸im su¨recinin istenilen yo¨nde gerc¸ekles¸tirilip gerc¸ekles¸tirilmedigˆi, kaynagˆın alıcı u¨zerindeki istek ve beklentilerinin ne o¨lc¸u¨de sagˆlandıgˆının belirlenmesinde geri besleme can alıcı bir o¨neme sahiptir. Kaynak, alıcı tarafından bas¸latılan geri besleme su¨recinden hareketle, go¨nderdigˆi mesajın etkisinin ne oldugˆunu anlayabilir ve daha sonraki mesajını ona go¨re aynı bic¸imde go¨ndermeye devam edebilir, iletis¸im tarzını degˆis¸tirebilir ya da tu¨mu¨yle sonlandırabilir.

  • Gürültü: Zihinsel is¸lem gerektiren durumlarda as¸ırı rahatsız edici olan gu¨ru¨ltu¨, haberles¸menin gu¨- venirligˆini ve dogˆrulugˆunu azaltan herhangi bir unsurdur. Kaynagˆın amac¸ladıgˆı mesajı bozan, alıcının mesajı kaynagˆın alınmasını istedigˆi bic¸imde almasına mu¨dahale eden fakto¨rlerdir. Bas¸lıca u¨c¸ tu¨r gu¨ru¨ltu¨ vardır:

i.Fiziksel gürültü: Sinyal ya da mesajın fiziksel iletimine müdahale eden gürültü türüne yoldan geçen araç sesleri, havalandırma ya da bilgisayarım çalışırken çıkardığı ses örnek verilebilir.

ii.Psikolojik Gürültü: Bir müdahele tipi oluğ, göndericiler ile alıcılarda bilginin alım ve işlenme süreçlerinde bozulmalara yol açan tarafgirlik ve ön yargıları içerir.

iii.Anlamsal gürültü: Göndericinin amaçladığı anlamları alıcının kavrayamaması nedeniyle ortaya çıkan müdahale biçimleridir.

  • Sözlü Anlatımı Güçlendirmek: Profesyonel ve gu¨nlu¨k yas¸amımızda dogˆru ve etkili konus¸abilmemiz ic¸in, go¨z o¨nu¨nde bu- lundurmamız ve uygulamamız gereken bazı kurallar vardır. Bu kuralların belli bas¸lılarını do¨rt bas¸lık altında o¨zetleyebiliriz:

i.Güven verici ve içten olmak

ii.Canlı ve doğal olmak

iii.Ölçülü olmak

iv.Dili iyi bilmek ve kullanmak

Sözlü Anlatım Mecraları

Profesyonel yas¸amda kendinizi ya da kurumunuzu anlatacak c¸ok çeşitli mecralarda bulunabilirsiniz. Bunlardan sıklıkla karşılaşabilecek olduklarınıza kısaca go¨z atalım:

Söylev(Nutuk, Hitabet): Bir toplulugˆa heyecan vermek, belli bir du¨s¸u¨nceyi, bir duyguyu as¸ılamak ic¸in yapılan uzunca, cos¸kulu konus¸malardır. Kalabalık o¨nu¨nde bu tu¨r konus¸maları yapan kis¸iye hatip, bu tu¨r konus¸malara hitabe, nutuk söyleme sanatına da hitabet adı verilir.

Konferans: Bilim ve sanat konularında bilim adamlarının, yazarların, du¨s¸u¨nu¨r ve sanatc¸ıların dinleyicilerine kars¸ı du¨s¸u¨ncelerini, bilgilerini ac¸ıklamak ve bir s¸eyler o¨gˆretmek amacıyla yaptıkları konus¸malardır.

Demeç: Yetkili bir kis¸inin, yetki alanına giren konularda kamuoyuna duyurulmak u¨zere kitle iletis¸im arac¸ları aracılıgˆıyla yaptıgˆı ac¸ıklamalara denir. Bu tu¨r konus¸maların dıs¸ında bir de daha o¨nce bas¸ka bir kis¸i tarafından hazırlanmıs¸ herhangi bir metnin topluluk o¨nu¨nde yu¨ksek sesle aktarılması vardır.

Açık Oturum: Belli bir konunun degˆis¸ik go¨ru¨s¸lerdeki kis¸iden olus¸an bir konus¸macı grubu tarafından dinleyiciler o¨nu¨nde tartıs¸ılmasıdır.

Panel: Bir konunun, ku¨c¸u¨k bir topluluk o¨nu¨nde sohbet havası ic¸inde birkac¸ kis¸i tarafından tartıs¸ılmasına panel denir.

Forum: Bu konus¸ma tu¨ru¨nu¨n digˆerlerinden farkı, dinleyicilerin daha etkin bir s¸ekilde tartıs¸maya katılabilmeleridir.

Seminer:Seminerde konuşmacılar sempozyumlarda olduğu gibi hazırladıkları bildirileri sunarak konularına ilişkin araştırma, inceleme ve görüşlerini aktarmaktadırlar.

Sempozyum:Bir konunun çeşitli yönlerinin, aynı ortamda, alanlarında uzman olan değişik konuşmacılar tarafından sırayla ortaya konduğu tartışmalı toplu konuşmalardır.

Münazara:Bir cümle hâlinde ifade edilen bir tezle antitezin, iki ekip arasında ve bir jüri huzurunda tartışılmasıdır.

Yuvarlak masa toplantısı: Belli bir konunun bir grup tartıs¸macı tarafından yuvarlak bir masa çevresinde irdelenip tartıs¸ıldıgˆı konus¸ma bic¸imidir.

Komisyon Görüşmesi:Belli bir amaç için iki ya da daha fazla kişi arasında gerçekleştirilen bir sözel iletişim ortamı olarak tanımlanmıştır.

Sunum Yapma:Sunum, ‘’biçimsel’’ ve ‘’biçimsel olmayan’’ sunum şeklinde ikiye ayrılmaktadır. Biçimsel sunumların şekli belirlenmiş, zaman sınırları saptanmıştır. Biçimsel olmayan sunumlarda genellikle sunum yapan kişi, bilgilerini örgütleme konusunda yeterli imkân veya zamana sahip olmadığı için birtakım yazılı veya görsel destek unsurlarından yararlanmak suretiyle konuşmasını doğaçlama olarak yapmaktadır.

Telefon Görüşmeleri: Telefonla arama yaparken ve cevaplarken dikkat edilmesi gereken hususlar

Müzakere Süreci ve Kültürel Farklılıklar

Mu¨zakere insanlık tarihinin bas¸langıcından bu yana gu¨nlu¨k yas¸amımızın bir parc¸asıdır. Mu¨zakere de so¨zlu¨ anlatımın bu¨yu¨k bir rolu¨ vardır c¸u¨nku¨ iki veya daha fazla kis¸inin farklı beklenti ya da ihtiyac¸larının kendi menfaatleri dogˆrultusunda kars¸ılıklı olarak c¸o¨zu¨lebilmesi ic¸in konus¸maya ihtiyac¸ vardır. Bu konus¸maların sonucunda anlas¸ma sagˆlanması beklenir. Herhangi bir c¸atıs¸ma yas¸amadan birden fazla tarafın farklı amac¸larını ortak bir mu¨s¸terekte bulus¸turmaya c¸alıs¸maları mu¨zakere su¨recini olus¸turur.

Müzakerelerin aşamaları vardır: Hazırlık, Müzakere Sonuçlar ve Bilgi Değerlendirme

Bir mu¨zakerecinin bas¸arılı olması ic¸in s¸u o¨zellikleri tas¸ıması gerektigˆi ifade edilmektedir:

i.Empati Yeteneği

ii.Güven Kazanma

iii.Yaratıcılık

iv.İyi bir dinleyici olmak

v.Planlı olmak

vi.Sorular sormak

Anlaşmaya doğru ilerlemeyi kolaylaştırmak için müzakerecinin uygulayabileceği taktiklerden bazıları şunlarder:

i.Tavisye ve öneri

ii.Taahhüt

iii.Tehdit

iv.Açıklama

v.Övgü

vi.Eleştiri

vii.Yönlendirici sorunlar

viii.Özür

ix.Yansıtma

x.Erteleme

xi.Mizah /Latife

xii.Ortak Özet

xiii.Teklif

Müzakerede tarafların aynı sosyo-ku¨ltu¨rel ortamı paylas¸ması tara arın birbirini dogˆru anlamaları ac¸ısından bir avantajdır. Farklı ku¨ltu¨rlerin birbiriyle olan müzakere su¨rec¸lerinde tara arın kendi ku¨ltu¨rel normlarıyla hareket etmeleri durumunda bir c¸atıs¸ma yaşanması muhtemeldir. Özellikle profesyonel hayatta uluslararası is¸ mu¨zakerelerinde ku¨ltu¨rden ku¨ltu¨re degˆis¸iklikler yas¸anır ve bu degˆis¸iklikler; dil, ku¨ltu¨rel s¸artlar, mu¨zakere stilleri, problem c¸o¨zme yaklas¸ımı, varsayımları kabullenis¸ s¸ekilleri, jest ve mimikler, protokol ve resmiyetin rolu¨ s¸eklinde c¸es¸itlendirilebilir. Uluslararası is¸ mu¨zakerelerinde, sadece kısa do¨nemli degˆil uzun do¨nemli sinerji ve is¸birligˆi sagˆlayabilmek ic¸in, her iki tara aki mu¨za kerecilerin c¸ok yo¨nlu¨ ku¨ltu¨rel boyutların farkında olması beklenmektedir. Mu¨zakereciler kars¸ılıklı olarak aradaki ku¨ltu¨rel bos¸lugˆu anlayarak ve buna go¨re davranıs¸larını şekillendirerek bas¸arıya ulas¸malıdır.

Salacuse adı düşünürümüz aras¸tırmasında hedef, tavır, kis¸isel stil, iletis¸im, zamana duyarlılık, duygusallık, anlas¸ma s¸ekli, anlas¸maya varma s¸ekli, takım organizasyonu ve risk alma boyutları c¸erc¸evesinde u¨lkeleri kars¸ılas¸tırmıs¸tır.