PSİKO-SOSYAL REHABİLİTASYON - Ünite 4: Yaşlılıkta Öz Güven Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 4: Yaşlılıkta Öz Güven

Giriş

Öz güven en genel anlamıyla kişinin kendine olan güveni olarak tanımlanabilir (Corey, 1996). İnsanlar kendilerine olan güvenleri ölçüsünde yaşamda mutlu ve başarılı olabilmektedirler (Feldman, 1997). Bu ünitenin temel konusu yaşlılarda özgüven duygusunu incelemektir.

Yaşlılıkta Öz Güven

Öz güven hangi yaşta olursa olsun herkes için temel bir öneme sahiptir. Yaşlılık dönemi de kişinin birçok gelişim görevini yerine getirmesi gereken bir evredir. Bu evrede bireylerin sağlık ve bedensel yavaşlamayla ilgili sorunlarıyla başa çıkabilmeleri, başkalarına muhtaç olmadan kendi ayakları üzerinde durabilmeleri, kendileri için uygun bir sosyal ortam oluşturabilmeleri, emekliliğe ayak uydurabilmeleri, eş veya akran kaybının yarattığı yas durumuyla başa çıkabilmeleri gibi birçok gelişim görevi bulunmaktadır. Bu gelişim görevlerinin üstesinden gelmek kişinin kendisine güvenmesiyle doğrudan ilişkili olduğu için yaşlı kişiler için de öz güven son derece önemlidir.

Yaşlılıkta Öz Güveni Etkileyen Faktörler

Öz Güveni Etkileyen Yaşlanmaya Bağlı Faktörler: Yaşlılığın fiziksel, psikolojik, duygusal ve sosyal pek çok açıdan bir kayıp dönemi olarak yaşanması kişinin öz güven duygusunun zayıflamasına neden olabilmektedir .

Özgüveni Etkileyen Bireysel Faktörler: Yaşlılık döneminde yaşanan tüm fiziksel ve psikososyal destek kayıplarına rağmen kimi yaşlılar psikolojik olarak daha sağlam kalmaktayken, kimileri kayıplar karşısında ciddi psikolojik zorlanmalar yaşayabilmektedir. Bunun nedeni bireysel faktörlerdir. Takip eden başlıklarda öz güven kaybına neden olan bireysel faktörler (öz yeterlik, benlik saygısı, kendini kabul ve kendini gerçekleştirme düzeyi, gelişim görevlerini yerine getirme, yetersizlik duygusu) kısa başlıklar halinde özetlenmiştir.

  • Öz yeterlik Algısı ve Özgüven: Öz yeterlilik algısı, bireyin gerçek başarıları değil, bir işte istediği sonuca ulaşmak için gerekli olan becerileri sergileyip sergileyemeyeceği yönündeki algısıdır (Bandura, 1982). Öz yeterlik bireylerin en önemli motivasyon kaynaklarındandır ve kişinin başarılı olmasında önemli bir faktördür. Bu bağlamda yaşlı kişilerin öz yeterlik düzeylerini arttırmak için onları cesaretlendirmek ve başarılı deneyimler edinmelerini sağlamak son derece işlevsel olacaktır.
  • Benlik Saygısı ve Özgüven: Benlik saygısı benliğe yapılan olumlu yüklemeler olarak düşünülebilir. Kişinin kendini değerli, anlamlı ve gerekli görmesi ile ilgilidir. Kişinin benlik saygısı ne denli yüksekse o denli mutlu olacağı söylenebilir. Benlik saygısı yüksek bir kişi kendini değerli bulur, yaşamını anlamlı bulur, diğerleri için gerekli olduğunu ve olmaması halinde ilişkide bulunduğu insanların bir yoksunluk yaşayabileceğini düşünür. Yaşlıların benlik saygısı düzeyinin, çevreleri tarafından saygı gördükçe, düşünceleri dikkate alındıkça artacağı düşünülebilir.
  • Kendini Kabul, Kendini Gerçekleştirme Düzeyi ve Öz Güven: Kendini kabul kişinin sahip olduğu tüm özelliklerini olduğu haliyle sindirebilmesi anlamına gelmektedir. Kendini kabul bir bakıma kendi yaşantılarını sahiplenmek anlamına da gelmektedir. Yaşlılıktaki çok yönlü kayıplar ve yaşamın sonunun geliyor olması duygusu açısından düşünüldüğünde kendini kabulün kişini yaşam doyumu için ne kadar kritik olduğu ortadadır. Yaş dönemi fark etmeksizin kendini kabul edebilme becerisi, hem özgüven yüksekliğiyle hem de kendini gerçekleştirme kavramıyla yakından ilişkilidir. Kendini gerçekleştirmiş bir birey kendinden ve yaptıklarından hoşnuttur. İçinde bulunduğu koşullardan ve ilişkilerinden memnundur. Bu bağlamda kendini gerçekleştirmiş bir yaşlı bu güne kadar geçirmiş olduğu yaşamından memnundur. Kişilerin hayatlarında her zaman aksaklıklar, bazı talihsizlikler olacaktır. Kişinin kendini gerçekleştirebilmesi için mükemmel bir noktaya gelmiş olması gerekmez. Önemli olan kişinin gelmiş olduğu noktayı nasıl değerlendirdiğidir. Kendini gerçekleştirme yaşlılık döneminde yerine getirilmesi gereken gelişim görevlerinin tam ve sağlıklı bir biçimde yerine getirilmesi ile yakından ilişkilidir.
  • Gelişim Görevlerini Yerine Getirme ve Öz Güven: Gelişim görevi, bireyin içinde bulunduğu takvim yaşının gerektirdiği her türlü davranış ve beceriyi sergileyebilmesi anlamına gelmektedir. Diğer bir ifade ile bireyin içinde bulunduğu gelişim dönemine bağlı olarak, gerçekleştirmesi beklenen bütün davranış ve beceriler gelişim görevi kapsamındadır (Onur, 1995; Santrock, 2014). Bu bağlamda bakıldığında yaşlılıkta gelişim görevlerinin yerine getirilip getirilmemesi bireyin öz güveniyle de yakından ilişkilidir ve yaşlılığın sağlıklı geçip geçmediğinin de göstergesidir. Kişinin öncekinden farklı fiziksel sağlık durumuna uyum sağlaması, emekliliğe uyum sağlaması, eşinin ölümünü kabullenme yaşlılık döneminin önemli gelişimsel görevlerindendir (Onur, 1995).
  • Yetersizlik Duygusu ve Öz Güven : Yetersizlik duygusu yaşlılık döneminde yaşanması muhtemel duygulardan birisidir. Bireyin yaşam kalitesini bozucu nitelikteki bu duygu genel olarak kişinin sahip olduğu özelliklerini diğerleriyle kıyaslaması sonucunda yetersiz bulması anlamına gelmektedir. Yaşlı kişilerin bedensel bakımdan birçok sorunu yaşayabilecekleri göz önüne alınırsa yetersizlik duygusunun bu yaşam dönemi için kritik olduğu düşünülebilir. Burada vurgulanması gereken bir nota da yetersizlik duygusunun yaşanması için bireyin gerçekten de yetersiz olması gerekmediği, önemli olanın kişinin öznel hissi olduğudur (Mosak & Schneider, 1977).

Yaşlılıkta Öz Güveni Arttırma

Yaşlılık döneminde öz güveni arttırmanın çeşitli yolları bulunmaktadır. Kişiden kişiye değişen işlevler gösterebilen bu yöntemlerin yaşlılara önerilirken de dikkatle analiz yapılıp o yaşlı için uygun olup olmadığı düşünülmelidir.

  • Doğru iletişim ve etkileşim: Yaşlı kişilerde öz güveni arttırmak için iletişim, ilk adım olarak düşünülebilir. Doğru bir iletişim öncelikle yaşlı kişinin sorununun ne olduğunu anlamaya hizmet edecektir. Yaşlı kişilerle doğru iletişim kurmanın anahtarı, olayları onların gözüyle değerlendirebilmekle yani onlarla empati kurabilmekle başlar. Başarılı ve etkili bir iletişim kişilerin yaşadıkları güçlüklerin üstesinden kendilerinin gelebilmeleri için düşünmeye yöneltir. Ek olarak yaşlı insanlarla doğru ve etkili iletişimin bir diğer yolu ona saygı gösterilmesi, yeri geldiğinde fikrinin alınmasıdır. Bu onun kendisini değerli hissetmesine yardımcı olacaktır.
  • Gelişim görevlerini destekleme: Yaşlılıkta öz güveni etkileyen en önemli faktörlerden birisi yaşlı kişinin hem içinde bulunduğu yaşın hem de gençlik dönemlerinin gelişim görevlerini yerine getirip getirmediğidir. Diğer gelişim dönemlerinde gelişimsel görevlerinin yerine getiren bir kişinin genel yaşam doyumu ve dolayısıyla özgüveni de yüksek olması beklenir. Geçmiş yıllarda gelişim görevlerini yeteri kadar yerine getirememiş olan, diğer bir ifadeyle kendini gerçekleştirememiş olan yaşlı kişiler genellikle huzursuz, huysuz, yakınmacı bir tutum içine girebilirler. Şüphesiz geçmiş yaşantıları düzeltmek mümkün değildir. Ancak yaşlılık döneminde yaşanan psikolojik güçlüklerin geri dönüşsüz olduğunu da düşünmemek gerekir (Szapocznik, 1980). Yaşlılık sadece geçmişin mirasından ibaret değildir. Yaşlılık döneminde de kişi pek çok şey üretebilir ve daha önce hiç yapmadığı şekilde hem kendi yaşamını hem de ilişki kurduğu insanların yaşamını zenginleştirebilir. Bu bağlamda yaşlılara destek olma sürecinde yapılabilecek en önemli şey, onların bakış açılarının değişmesini sağlamak ve yaşlarının gerektirdiği görevleri üstlenirken onlara yardımcı olmaktır.
  • İlişkileri Düzenleme: Çevreyle ne denli sağlıklı ilişkiler içinde olunursa o denli sağlıklı bir benlik algımızın olacağını söyleyebiliriz. Bu nedenle yaşlılık döneminde sosyal ilişkilerin kalitesi son derece önemlidir. Yaşlı kişilerle ilişki kuracak kişilerin onlarla sağlıklı ilişki kurmaları bu bakımdan anlamlıdır.
  • Hobiler geliştirme : Yaşlılık dönemi çoğu insan için aynı zamanda emeklilik yıllarına denk gelmektedir. Bu bağlamda kişilerin boş zamanlarının oldukça fazla olduğu söylenebilir. Boş zamanlarını işlevsel bir biçimde geçirmeyen kişilerin, kendilerine kendi, sorunlarına ve yalnızlıklarına yoğunlaşmaları mümkündür. Bu nedenle bu dönemde kişinin kendisini iyi hissedeceği etkinlikler içinde bulunması önemlidir. Burada önemli olan kişilerin kendileri için uygun olan hobiyi bulmalarını sağlamaktır. Sadece boş zamanları doldurmak değil o boş zamanların kişi için eğlenceli ve verimli geçirilmesi önemlidir.
  • Bağımsız yaşama : Yaşlılık döneminde kişilerin öz güven sorunu yaşamaları, bağımsız bir biçimde yaşayıp yaşamamaları ile yakından ilişkilidir. Bağımsızlık genel anlamda diğerlerine bağımlı kalmadan yaşayabilmek anlamına gelmektedir. Burada kastedilen özerk olmak, kendi kendine yeterli olmak ve elbette diğer insanlarla ağlarını sürdürerek yaşamını devam ettirmektir.
  • Üretken olma : Yaşlılık dönemi çoğu kişi için emeklilik yıllarına denk gelir. Bu bakımdan yaşlılık kişilerin bir anlamda uğraşsız kaldıkları bir evredir. İşe yaramazlık duygusu bu nedenle yaşlılık döneminde sıkça yaşanır ve bu da kişilerin öz güven duygusunu zedelemektedir. Bu bakımdan yaşlılıkta üretken olmak son derece önemlidir. Üretkenlik sadece bir işte çalışmak ve ekonomik gelir getirmekle sınırlı tutulmamalıdır. Ev ortamında kişinin evinin düzenini sağlaması, torununa bakması, çocuklarına ve daha genç yaşta olan kişilere deneyimlerini aktarması da üretkenlik olarak düşünülmelidir. Yaşlılık dönemi hayatın bittiği bir evre değildir. Pek çok yaşlı kişi hala toplumsal hayatta oldukça üretken olabilmektedir.
  • Aktif olma : Yaşlılık döneminde kişilerin hareketsiz bir biçimde kalmaları ve kendilerine ne verilirse yemeleri, ne söylenirse yapmaları kendi yaşamlarını adeta diğerlerinin eline bırakmaları anlamına gelmektedir. Bu bir bakıma ölümü beklemek anlamına da gelmektedir. Bu durum sağlıklı ve aktif bir yaşamın önünü kesmekte kişinin yaşamının son evresini oldukça sağlıksız bir biçimde geçirmesine neden olabilmektedir. Yaşlılık dönemi kişinin bedensel ve fiziksel olarak yavaşladığı bir dönem olmasına karşın hareketli ve aktif geçirilmesi gereken bir dönem olarak değerlendirilmektedir (Chan & Liang, 2013). Hatta bireylerin davranışsal olarak aktif olmaları yaşlılık döneminde ortaya çıkan bazı hastalıklarla başa çıkmasını da kolaylaştırmaktadır (White & ark., 2012).

Sonuç

Yaşlılık dönemi yaşamın son evresi olarak insan hayatında oldukça önemli bir evredir. Bu evre bir yandan bireylerin hayatları boyunca geçirdikleri deneyimlerin ürünlerini aldıkları verimli bir evre, diğer yandan ise kayıpların olduğu bir evredir. Yaşlılık döneminde kişilerin öz güven duygusunu yitirmemeleri, dönemin verimli geçirilmesinde kritik bir öneme sahiptir. Bu ünitede yaşlıların var olan özgüvenlerinin devam edebilmesi için yapılması gerekenler ve yaşlılık dönemine özgü desteklerle özgüvenin nasıl arttırabileceği tartışılmıştır.