RADYO VE TELEVİZYON HABERCİLİĞİ - Ünite 7: Radyo ve Televizyonda Haber Dili ve Röportaj Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 7: Radyo ve Televizyonda Haber Dili ve Röportaj

Giriş

Kitle iletişim araçları olarak radyo ve televizyonun yapısal özelliklerinden kaynaklanan temel farklılıklar, haberin yazım biçimlerinde de kimi farklılıkları beraberinde getirmektedir. Ses ve görüntüye dayalı bu araçlarda haber dili yazılı/basılı araçlara göre daha az resmidir. Haberler konuşma dili tekniğine göre yazılır ve aktarılır. Haber bültenlerinin akışında yer verilen ya da haber-röportaj programlarında kamuoyunun daha derinlemesine bilgi edinmesini amaçlayan içeriklerde ise ele alınan konunun uzmanı ya da habere doğrudan ya da dolaylı olarak konu olan kişi/kişiler ile gerçekleştirilen röportajlar da kendi içinde farklı türlere ayrılmaktadır.

Radyo ve Televizyon Haberciliğinde Konuşma Dili ve Tekniği

Teknoloji ne denli hızlı ilerlese de iletişimin temelini oluşturan çekirdek, dildir. Gündelik yaşamda bireyin amaçlarını, uğraşlarını, isteklerini, düşüncelerini, durumunu ifade etmek için kullandığı da; kitle iletişim araçlarının toplumu bilgilendirmek üzere hazırladığı haber bültenlerinde/programlarında, eğitmek, eğlendirmek üzere ürettiği diğer içeriklerde kullandığı da dildir. Elbette örneklenen ortamların her birinde kullanılan dil, yapı ve içerik anlamında birbirinden farklı nitelik taşır. Ancak burada ortak olan, dilin ister bireyler arasında ister kitle iletişim araçlarında ve isterse bireylerin bu araçlarla girmiş olduğu etkileşim ve iletişim sürecinde en önemli kod ve kodlama öğesi olmasıdır (Vural, 2013: 145).

Konuşma dili yazı diline göre gerek yapısal ve gerekse resmiyet (formal) açısından farklılık gösterir. Konuşma dilinde sözcüklerin değişimi, yazı diline oranla daha hızlıdır. Konuşma dili, aynı zamanda, yazı diline oranla daha doğaldır; bu nedenle cümledeki kurallar dizgesine, söyleyişlere yazı dilindeki kadar dikkat edilmeyebilir. Ancak yine de konuşma dilinin de kendine özgü, söyleyişe yönelik kurallarının olduğu unutulmamalıdır. Konuşma dilinde zaman içerisinde kelimelerin söyleyiş biçimleri değişebilirken, yazı dilinde bu değişimin daha yavaş olduğu söylenebilir. Bu nedenle radyo ve televizyon haberciliğinde konuşma diline uygun olarak haber yazılmasının da kendine özgü birtakım kuralları vardır (Vural, 2013: 146).

Sıcak haberler aktaran radyo ve televizyon haberciliğinde yaygın olarak konuşma dili tekniği kullanılır. İnsanların birbirleriyle anlaşmak için sesli olarak konuştukları dile “konuşma dili” denir. Haberlerin sesli olarak birine anlatılıyormuşçasına sunulduğu radyo ve televizyon haberlerinde kullanılan konuşma dili tekniği, karşıdaki insanlarla konuşuyormuş gibi haberi yazma temeline dayanır. Çünkü yazılan bu haber, bir spiker tarafından sesli olarak okunarak izleyenlere sunulacaktır. Anahtar ilkeleri, “konuştuğunuz gibi yazın” ya da “yazdıklarınızı sesli olarak okuyun” olan konuşma tekniğinde, sunucuların izleyenlerine “şimdi ne olduğunu duyduğunu ya da gördüğünü aktarması” esastır.Konuşma dilindeki gibi basit ve kısa cümlelerle yapılan bu anlatımda edilgen cümlelerden de yararlanılır. Bağlaç kullanımı ve dolaylı anlatım yaygındır. Bununla birlikte haberlerin anlaşılabilir özellikte olması gerekir. Kelime zenginliği yerine daha az kelimeyle daha çok bilgi aktarılmaya çalışılır. Açıklamalara ve geçmiş hakkındaki bilgilere yer verilmeyebilir (Yüksel ve Gürcan, 2005: 226).

Konuşma dilinde radyo ve televizyon haberi hazırlarken, dinleyici profili az çok biliniyorsa, genel olarak saptanılan ortalama dinleyicinin bir adım ötesinde bir hedef tutturmak gereklidir. Haber sunulurken ne çok mesafesiz (popüler) ne de çok mesafeli (seçkinci) olunmalıdır (Duran, 2003).

İnsanların birbirleriyle anlaşmak için sesli olarak konuştukları dile “ konuşma dili ” denir. Haberlerin sesli olarak birine anlatılıyormuşçasına sunulduğu radyo ve televizyon haberlerinde kullanılan konuşma dili tekniği, karşıdaki insanlarla konuşuyormuş gibi haberi yazma temeline dayanır.

Konuşma dili tekniğinde kullanılan dil, gerçekte gündelik yaşamda kullanılan konuşma dilinden farklı olmamalıdır. Çünkü radyo dinleyicisi ile haberi veren kişi arasında ses ve sözcüklerden başka hiçbir öğe ya da aracı bulunmamaktadır. Bu, bir anlamda, dinleyicinin hemen karşısında ya da yanında başka biri varmış gibi baş başa olmayı, samimiyet hissini ve dikkati konuşan sese odaklama güdüsünü de uyandırmaktadır. Radyo haber metninde dikkati ve dinleyici ile arada kurulan gizli iletişim sürecini basit, kısa ve az cümleli ifadeler kullanarak devam ettirmek, en temel ilkelerden biri olarak düşünülmelidir. Uzun açıklamalardan kaçınılarak, doğrudan habere konu olan olay hakkında açık ve net bilginin verilmesi yine dikkatin yoğunlaştırılması açısından önemli bir noktadır (Vural, 2013: 153).

Konuşma Dili Tekniğinde Haber Girişleri

Haber girişleri, gazete ve dergi ya da radyo ve televizyonda olsun, haberin en önemli bölümünü oluşturmaktadır. Haberin giriş cümlesi dinleyicinin ve izleyicinin ilgisini/dikkatini, verilecek habere çekmesi açısından özenle hazırlanması gereken bölümdür.

Radyo ve televizyon haberciliğinde haberin giriş bölümü genellikle spiker ya da haber sunucusu tarafından bir metni okur gibi değil, daha çok anlatır gibi bir üslupla aktarılır. Televizyon haberciliğinde bu bölüm “Kamera Spikerde” bölümü olarak adlandırılır. Anlatım üslubuna da uygun biçimde konuşma dili tekniğinde seçilecek cümlelerin daha kısa, daha anlaşılır ve daha güncel dildeki sözcüklerle örtülü olmasına dikkat edilmelidir. Buradaki ifadelerin sıkıcı ya da monoton olmaması, yığma bilgiler içermemesi ve kendine özgü bir canlı ruhunun bulunması dikkat edilecek unsurlar arasındadır (Yüksel ve Gürcan, 2005: 227-228).

Haber Giriş Cümlesi; haberin giriş cümlesi dinleyicinin ve izleyicinin ilgisini/dikkatini, verilecek habere çekmesi açısından özenle hazırlanması gereken bölümdür.

Genelde radyo haberlerinde, ister kısa haberler ister haber programlar isterse haber bültenlerinde aşağıda sayılan giriş tipleri uygulanarak haberler kaleme alınır (Tokgöz, 2012: 430):

  1. Kaynağı belirtilerek yazılan girişler
    Örnek, Reuters’in haberine göre…
  2. Yer belirterek yazılan girişler
    Örnek, Portekiz’in başkenti Lizbon’da…
  3. Zaman belirterek yazılan girişler
    Örnek, saat 01.00’den sonra…
  4. Zıtlık gösterilerek yazılan girişler
    Örnek, Tırmanan terör sona erecek mi?
  5. Soru sorarak başlayan girişler
    Örnek, İki Almanya birleşecek mi?
  6. Nükte ile başlayan girişler
    Örnek, Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır.

Radyo ve Televizyonda Röportaj

Röportaj kelimesinin kökeni, Latincede ‘toplamak/getirmek’ anlamlarında kullanılan reportare fiiline dayanmaktadır.

Röportaj

Röportaj, Türkçede mülakat, görüşme, söyleşi hatta kimi kez karşılıklı sohbet ya da soru-cevap sözcükleriyle kullanılmaktadır. Fransızca Rapportage sözcüğünden dilimize yerleşmiştir. Sözcüğün fiil hali haber verme, rapor verme anlamına gelen rapport sözcüğüdür. Röportajı yapan kişiye ise rapporteur denilmektedir. İngilizce olarak interview sözcüğü kullanılır ve interviewing sözcüğünden gelir. Görüşmeyi yapana interviewer, görüşme yapılan kişiye ise interviewee denilir (Aziz, 2002: 149).

Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlüğü’ndeki tanımlamalardan birine göre ise röportaj, radyo ve televizyon habercisinin araştırma ve soruşturma sonucunda hazırlamış olduğu program, mülakat olarak tanımlanmaktadır (www.tdk.gov.tr).

Röportaj, radyo ve televizyon habercisinin araştırma ve soruşturma sonucunda hazırlamış olduğu program veya mülakattır.

Gündelik yaygın kullanımda zaman zaman röportaj, söyleşi ve mülakat kavramları birbirinin yerine kullanılıyor olsa da, ayrıştıkları bazı noktalar şöyle vurgulanmaktadır: Röportaj ve söyleşi birbirinden farklıdır. Türkiye’de sıklıkla karıştırılan iki türün arasındaki temel fark, röportajda gazetecinin kendi duygu ve düşüncelerini de aktarmasıdır. Oysa söyleşide bu yoktur. Gazeteci, röportajda daha aktiftir. Röportaj yapılan yer, kişi ve konu hakkında duygu ve düşüncelerini paylaşır, dilediği bir sıralamada röportajı yaptığı kişinin görüşlerini de aktarır. Söyleşide ise gazetecinin pasif olması, okuyucu söyleşi yapılan kişi arasından çekilmesi beklenir. Söyleşide gazetecinin duygu ve düşüncelerine yer verilmezken sadece soru ve cevaplara yer verilir (http://www.medyaakademi. org/2015/01/19/roportajnasil-yapilir-teknikleri-nelerdir/).

Girgin de mülakat ve röportajın genelde birbirine karıştırıldığını ancak ikisi arasında önemli bazı farklar bulunduğunu belirtmektedir: Mülakat yöntemi, aslında bir kişiyle konuşma, konunun aydınlanması için sorulan sorular ve alınan yanıtlardır. Kişinin tutumunu ve fikirlerini öğrenmek amacıyla sorulan sorular ve alınan yanıtlarla konuyu aydınlığa çıkarmak, mülakatın özünü oluşturmaktadır. Röportaj daha geniş bir anlam taşımakta, içinde mülakat da yer almaktadır. Oysa mülakatın kapsamında röportaj bulunmamaktadır. Mülakatta mümkün olduğu kadar görüşme yapılan kişi ve konuşulanların dışına çıkılmamakta, özel görüş, duygu ve yorumlara yer verilmemektedir (http://atillagirgin.net/ kategori/makaleler/61124/röportaj--mulakat---soylesi bolum-i-istanbul-universitesi-iletisim-fakultesi-dergisi2004.-19.-sayi).

Mülakat yöntemi bir kişiyle konuşma, konunun aydınlanması için sorulan sorular ve alınan yanıtlardır.

Radyo ve Televizyonda Röportaj

Günümüz iletişim ve yayıncılık teknolojisinin ulaşmış olduğu düzeyle günün her saatinde her mekândan eşzamanlı (naklen/canlı) yayınların gerçekleştirilebilmesi mümkün olmaktadır. Özellikle canlı yayınlarda gerçekleştirilen röportajlar, izleyicinin/dinleyicinin dikkatini olay/kişi üzerine yoğunlaştırabildiği gibi aynı zamanda heyecan düzeyini de arttırmaktadır. Örneğin siyasi parti Başkanlık seçiminin yapıldığı bir genel kurul salonundan adaylarla ya da delegelerle seçim sonuçlarına, adayların vaatlerine, çalışma programlarına ilişkin yapılan ve izleyiciye/dinleyiciye olay yerinden eşzamanlı aktarılan röportajlar kuşkusuz haber merkezindeki rutin anlatımdan daha ilgi çekici ve etkili olmaktadır. Eş deyişle, seçim atmosferini birebir aktarması açısından dikkat çekici ve heyecanı yüksek bir sunum da olmaktadır.

Radyo ve televizyon için yapılan röportajlar ile yazılı basın için yapılan röportajlar arasında da birtakım teknik farklılıklar bulunmaktadır. Bunlardan ilki; radyo ve televizyonda süre sınırlandırması söz konusudur; ancak, gazete için yapılan röportajlarda genellikle süre sınırlandırması yoktur. Buna karşılık sayfa- sütun sınırlandırması olabilir. İkincisi, radyo ve televizyon için yapılan röportajlarda dinleyicinin rahat anlayabilmesi için mikrofonların ve kameraların iyi yerleştirilmesi, kaliteli bir ses ve görüntü kaydının veya yayınının bulunması gerekirken, gazete için yapılan röportajlarda yapılan kaydın ne dediğinin anlaşılması yeterlidir. Yazılı ve görsel basında ortak olan uygulama ise röportajın gerçek uzunluğu ne olursa olsun görsel basında bu röportaj için ne kadar zaman ayrılmış ise o kadarlık süre montajlanarak verildiği gibi, gazeteler için de ne kadar sütun- satır ayrılmış ise o kadarı verilebilir (Kasım, 2008: 185).

Röportajın Aşamaları

Fransızca bir sözcük olan röportaj bir gazetecinin, bilgi kaynağı olarak nitelendirilen bir konuşmacı ile yaptığı görüşmedir. Her röportaj dördüncü bir öğe olarak kabul edilebilecek olan kayıt cihazı sayılmazsa, şu üç önemli öğeyi içermektedir:

  • Görüşmeci
  • Görüşülen
  • Dinleyici

Bu üç öğe arasından en önemli öğenin dinleyici olduğu unutulmamalıdır. Görüşmeci aracılığıyla soruları soran ve yanıtların yönelik olduğu kişi odur; gazetecinin çalışmasını o denetler. Röportaj çoğunlukla ilk elden bir haber kaynağıdır. Başarılı bir türdür. Çünkü haberin kişiselleştirilmesine olanak sağlamaktadır. Dinleyicilerin birçoğu benzerlerinin ya da kendisini özdeşleştirebileceği kişilerin neler düşündüklerini merak etmektedirler. Dinleyici, gazeteci tarafından yapılan bir açıklama ya da yorumdan çok bir röportaj sırasında aktarılan iletileri algılamaktadır (Chenuaud ve Riboreau, 1998:60-61). Haberciliğin her uygulama biçiminde olduğu gibi röportaj da öncesinde ciddi bir hazırlık ve ön çalışma gerektirmektedir. Chenuaud ve Riboreau, radyo için hazırlanacak röportajlar için; belge toplamak, nerede aramalı, bağlantı kurmak, soruların hazırlanması gibi başlıklarda önemli aşamaları şöyle vurgulamaktadır:

Belge Toplamak

Röportajın temelini belge toplama aşaması oluşturmaktadır. Soruların yerindeliği ve yönlendirme eğilimine karşı koyabilme yeteneği belge çalışmasının ciddiyetine bağlıdır. Gazetecinin nesnelliği sürekli olarak saldırıya uğramaktadır. Gazetecinin nesnelliğini koruyabilmesi önceden hazırlık yapmasına, bilgi toplamasına bağlıdır. Aynı zamanda kiminle görüşüleceğinin iyi bilinmesi gerekmektedir. Bu nedenle görüşülecek olan kimsenin kişiliği, ilgi alanları, bulunduğu makamda ondan önce bulunanlar, daha önceki açıklamaları, siyasal, ekonomik, kültürel konumu ile ilgili araştırma yapılmalıdır.

Nerede Aramalı?

Konu ile ilgili zaman içerisinde oluşturulan belgeler bir araya toplanabilir. Daha önce araştırma yapmış olan meslektaşların topladığı belgelerden yararlanılabilir. Radyonun arşivinden yararlanılabilir. Diğer medya kuruluşlarının arşivlerine başvurulabilir. Konuyla ilgili kuruluşların basın servislerinden yararlanmak olasıdır. Aynı biçimde görüşme yapılacak kişiden de alınabilecek başvuru kaynakları olabilir; ancak, bu durumda yönlendirmeden kaçınmak noktasında dikkatli olmakta fayda olacaktır. İyi belge toplamak konuyu renklendirir, gerçeğin su yüzüne çıkmasını sağlar ve yanlış bilgi aktarımını önler.

Bağlantı Kurmak

Röportaj yapılacak kişi ile bağlantı kurma aşaması, daha sonraki ilişkileri de etkileyebileceğinden oldukça önemlidir. İyi bir bağlantı kurmak demek görüşmecinin, sizin ondan ne beklediğinizi ve görüşmenin hangi bağlamda kullanılacağını anlamasını sağlamaktır.

Soruların Hazırlanması

Röportaj için soruların hazırlanması şu dört ölçüte bağlıdır:

  1. Görüşme kiminle yapılacak? Sokaktaki insan, uzman, tanınmış biri, siyasetçi, meslektaş
  2. Görüşme nerede kullanılacak? Haber bülteni, magazin haberleri, genel bir program
  3. Görüşmenin amacı ne?
  4. Bu amaca ulaşmak için hangi araçlar kullanılmalı?

Dinleyici ile haber kaynağı arasında gazetecinin bir aracı olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle de dinleyici kitlesi çok iyi tanınmalıdır.

Radyoda röportaj türleri genel olarak yorumlayıcı ve hissi olmak üzere iki sınıfa ayrılır (Chantler ve Harris’den akt. Yavuz, 2008:143):

Yorumlayıcı (interpretative) röportajlar da konuğun bir husustaki fikri öğrenmeye çalışılır. Konuk, var olan durumdan çok, olabilecek şeyler, olasılıklar üzerinde değerlendirmeler yapacaktır.

Hissi (emotional) röportajlar da ise kişinin duygularını yansıtmak amaçtır. Oğlunu çatışmada kaybeden anne, şampiyonluk sevinci yaşayan sporcu, sınava girecek öğrenci ile yapılacak röportajlar bu türe girer. Hissi röportajlar en riskli röportaj grubudur. Gazeteci, röportajı ilginç kılma uğruna duygu sömürüsü yapar duruma düşmemelidir.

Televizyon Röportajı

Televizyonda gündemdeki konuların derinlemesine ve konunun uzmanı kişi/kişilerce ele alındığı haber röportajlarda programın süresine ya da konunun önemine göre zaman planlaması yapılmaktadır. Diğer haber program türlerine göre zaman/süre kısıtlaması olan ve canlı olarak yayınlanan haber bültenlerinde yer alan röportajlarda, olabilen en kısa zamanda en çok bilgiyi izleyicilere, uzmanı ya da olayın taraflarından olan kişilerin ağzından aktarabilmek amaçlanmaktadır. Radyoda olduğu gibi, televizyonda da röportaj öncesi bir dizi çalışma ve ön hazırlık yapılması gerekmektedir. Televizyon haber bültenlerindeki röportajların genellikle stüdyo konuğu ya da stüdyodan konuğun olduğu mekâna yapılan canlı bağlantı ile gerçekleştirildiği düşünüldüğünde, program sunucusunun ve ekibinin konuğa ve konuya hâkimiyeti birinci derece önem taşımaktadır. Zira bülten yayın akışında hâlihazırda birkaç dakika ayrılmış olan röportajda, soruları yönelten gazetecinin hazırlıksız olması ya da hâkimiyetinin düşük olması, zamanın etkili kullanılmasını engelleyecek ve süreci değersiz kılabilecektir. Yine benzer şekilde radyoda olduğu gibi, sözü edilen gerekli olan ön hazırlık aşamaları olarak, konu ve konuk hakkında derinlemesine bilgi sahibi olabilmek amacıyla belge toplamak, araştırma yapmak; konuğun geçmiş açıklamalarını yayından önce gözden geçirmek ve önceki programlarında ya da demeçlerinde sorulmamış soruları hazırlamak olarak sıralanabilir. Aynı şekilde röportaj sırasında geçmiş ya da güncel görseller kullanılması (haber görüntüsü, grafik, harita, tablo vs.) gerekiyorsa bu aşamada hazırlanması gerekmektedir.

Kaptan da, röportajda ve röportajcıda aranan nitelikleri şöyle belirtmektedir (1999:85-86):

  • Röportajcı her şeyden önce gazeteci olmalı, habercilik kurallarını bilmelidir.
  • Röportajcı iyi bir gözlemci olmalıdır.
  • Röportaj, kesinlikle haber değeri özelliği taşımalı ve haber verecek nitelikte olmalıdır.
  • Olay yeri, muhabirin arka planında mutlaka görülmelidir.
  • Özlü ve kısa cümlelerle kesin ifade kullanılmalı, konu dağıtmamalı ve devrik cümlelerden kaçınılmalıdır.

5N+1K, haberin öğelerini oluşturan “Ne?”, “Ne zaman?”, “Nerede?”, “Nasıl?”, “Neden?” ve “Kim?” sorularından oluşmaktadır.

Röportaj yaparken dikkat edilmesi gereken noktalar genel olarak şöyle sıralanabilir:

  • Yapılan röportajda ele alınan konunun, fikir ve haber yönü ortaya çıkartılmalıdır.
  • Röportaj, hitap ettiği kitlenin, merak ettiklerini açıklayıcı olmalıdır.
  • Sorular birbirini tamamlamalı; 5N+1K kuralını açıklar şeklinde olmalıdır.
  • Röportajda, yöneltilecek sorular bilinenler bilinmeyene ya da basitten karmaşığa doğru, içeriği zenginleştirilerek hazırlanmalıdır.
  • Röportajda kullanılan dil sade ve anlaşılır olmalıdır.
  • Röportajda yönetilecek sorularla devrik cümleler kullanılmamalıdır.
  • Cevabı evet, hayır olabilecek sorularla kaçınılmalı, uzun cevaplı kısa sorular sorulmalıdır.
  • Birden fazla anlamı bulunan kelimeler kullanılmamalı, zorunlu olarak kullanılacaksa, konuğun doğru anlaması için açıklama yapılmalıdır (http://www.megep.meb.gov.tr /mte_program_modul/moduller_pdf/Televizyon %20Habercili%C4%9Fi.pdf).

Konularına ve Türlerine Göre Röportajlar

Radyo ve televizyonda röportaj ikiye ayrılabilir: Haber Röportaj: Haber değeri olan ve haber veren röportaj biçimidir. Aslında röportaj haberle dolu bir çalışma biçimidir ve her haber bir röportaj her röportaj da bir haber değeri taşır. Haber röportaj mutlaka bir haber bülteni içinde verilmelidir. Kısa olmalıdır, olayı anlatmalıdır. Feature Röportaj: Bir konuyu uzun uzun geçmişiyle, geleceğiyle, yan etkileriyle ele alarak inceleyen ve haberden daha çok bilgi verme ağırlığı taşıyan röportaj türüdür. Feature röportaj özellikle, özel bir program içinde verilmesi gereken bir çalışma biçimidir. Feature röportajın Türkçe’de tam karşılığı pek yoktur denilebilir.

Yapıldıkları Mekâna Göre Röportajlar

Olay yerinde yapılan röportajlar, habere konu olan mekanda olaya tanık olmuş, olayın aktörü ya da olayla ilgili uzmanlığı olan kişi/kişilerle yapılan röportajlardır. Bu tür röportajlar, ekran karşısındaki izleyicilerin olayın geçtiği zamana ve mekana ilişkin yakınlık hissi duymalarına; bir anlamda olayın içinde hissetmelerine ve o an’a tanık olmalarına olanak sağlaması açısından bültenlerde sıklıkla tercih edilmektedir. Benzer şekilde, olay yerindeki kişilerin mikrofona yaptıkları açıklamaları, ortamın doğal sesleri de kuşkusuz radyo dinleyicileri için dikkatin odaklanmasını sağlamaktadır: Büyük bir yangın felaketi sonrasında fabrikadaki işçilerle yapılan röportajda olay yeri görüntüleri eşliğindeki felaketzedelerin açıklamaları ekran karşısındaki izleyicilerin; felaketzedelerin seslerindeki korku, telaş ve panik de kuşkusuz radyo dinleyicileri için mekânsal uzaklığı ortadan kaldıracaktır.

Sokak röportajları, ülke ya da dünya gündemindeki öne çıkan, dikkat çeken bir konunun/olayın bir ya da iki kısa soru ile çok sayıda kişiye sorulması olarak ifade edilebilir. Sokak röportajlarında halka yöneltilecek olan sorunun oldukça açık, kısa ve net olması gerekmektedir; zira, hem süre kısıtlıdır hem de çok sayıda vatandaşa ulaşarak konuya ilişkin farklı görüşlerin alınması sokak röportajının temel amacıdır. Bu tür röportajlarda genellikle halkın yoğun olduğu caddeler/sokaklar tercih edilmektedir. Sokak röportajlarında sorulacak soru sıcak gündemle ilgili olabileceği gibi rutin/gündelik konularla da ilgili olabilir. Stüdyo röportajları, haber bülteni akışında ya da haber programının bir bölümünde ya da tamamında (tartışma programı, yorum/analiz vb. program türlerinde) stüdyoda bulunan konunun uzmanı, olayın tanığı ya da olayın tarafı kişi/kişilerce gerçekleştirilen röportajlardır ve genellikle canlı yayın tekniği ile izleyiciye aktarılırlar. Haber programcısı tarafından yayın öncesinde hazırlanan soruların belli bir akış çerçevesinde konuk/konuklara yöneltildiği bu tür röportajlarda, ekran karşısındaki izleyicilerin ya da radyodan programı dinleyen kişilerin konuya ilişkin derinlemesine ve ayrıntılı bilgiye sahip olması amaçlanır. Programcı/muhabir önceden hazırlamış olduğu soruların yanı sıra akışa ve alınan cevapların seyrine göre konuğa/konuklara irticalen sorular da yöneltebilir. Telefonla ya da video konferans tekniği ile yapılan röportajlar, konuk/konukların genellikle haber merkezine mekânsal olan uzaklıklarında tercih edilmektedir. Kimi zaman haber konusu hakkında bilgi ve görüşlerine başvurulacak konukların farklı şehirlerde/ülkelerde bulunmaları durumunda teknolojiyi kullanarak tıpkı aynı stüdyodaymış gibi röportaj yapmak da mümkün olmaktadır. Bu tür tekniğin kullanıldığı röportajlarda, aynı anda farklı mekânlardaki birkaç konuk ile yayının gerçekleştirilmesi de sağlanabilmektedir.