RADYO VE TELEVİZYON PROGRAMCILIĞININ TEMEL KAVRAMLARI - Ünite 1: Televizyon Programcılığının Temel Kavramları Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 1: Televizyon Programcılığının Temel Kavramları

Ünite 1: Televizyon Programcılığının Temel Kavramları

Giriş

Kitle iletişim araçları arasında hala en popüler kitle iletişim aracı olan televizyonun 2000’li yıllar sonrası teknolojik yapısı ve organizasyon yapısında değişimler olmuştur. TV kurumları karasal yayınlar dışında uydu yayınlarına geçmiş, farklı kanalların bir araya toplandığı dijital platformlar kurulmuş ve belli başlı televizyon kurumları yayınlarını internet ortamına taşımaya başlamıştır. Yeni teknolojilere koşut olarak ortaya çıkan sayısal yayın sistemleri, öde ve izle sistemi, istediğini izle sistemi, internet televizyonu, mobil TV gibi gelişmeler televizyon yayıncılığında gözlemlenen yeni kavramlardır. Bu kavramlardan bazıları aşağıda kısaca açıklanmıştır:

  • Kaynak: Kamu ya da ticari televizyon kanalına karşılık gelir. Bir televizyon programı olarak tasarlanan iletiyi kodlayan kişi ya da kurumdur.

  • Yaratım: Bir fikrin, konunun, görüşün, olayın, gerçeğin televizyonun anlatım olanaklarını kullanarak bir televizyon metnine dönüştürülmesidir. Yaratım süreci, bu konuların televizyon programına dönüşürken bireysel ya da ekip olarak ortaya konulan süreçlerin tümünü kapsar.

  • İletim: Kaynaktan çıkan ses ve görüntü sinyallerinin elektronik olarak izlerkitleye ulaştırılmasıdır.

  • İzlerkitle: Televizyon programının ulaştığı izleyici topluluğudur. Hedef kitle, bir iletişim modelinde iletilerin gönderildiği ve harekete geçirilmeye çalışıldığı, iletinin hitap ettiği izlerkitledir.

  • Etki/Tepki: İzlerkitlenin televizyon programlarına beklentileri, ihtiyaçları doğrultusunda tepki vermesidir.

  • Geri besleme: İzlerkitle, karşılaştığı televizyon içeriklerine dair duygu ve görüşlerini iki yönlü iletişim ortamlarında olduğu gibi doğrudan aktarabilme olanağına sahip değildir. Bu durum televizyonun tek yönlü kitle iletişim aracı olmasından dolayıdır. İzlerkitle anketler, reyting ölçümleri, internet yorumları, mobil telefon mesajları gibi farklı yöntemlerle geribildirimde bulunabilirler.

Televizyon programcılığında bir konunun, fikrin, olayın, gerçeğin bir ekip tarafından, gerekli teknolojik altyapıyı kullanarak bir televizyon programına dönüştürülmesinde belli aşamalar vardır. Bu aşamalar şunlardır:

  • Yapım öncesi,

  • Yapım,

  • Yapım sonrası.

Yapım Öncesi: Bir fikrin televizyon programına dönüştürülmesi sürecinden yapılan ilk görüntü kaydına kadar gerçekleştirilen aşama olarak tanımlanır. Bu süreçte fikirler belirlenir ve bir konu üzerinde odaklanılır. Bu fikir önce basit sinopsis haline getirilir, daha sonra geliştirme senaryosu olarak da tanımlanan tretmana dönüştürülür.

Sinopsis: Bir televizyon programı ya da bir film öyküsünü kısaca anlatan beş-altı cümlelik özettir.

Tretman: Kurmaca ya da gerçeğe dayalı olsun programda neyin, nasıl anlatılacağının belirlenmesidir; senaryonun özetidir.

Senaryo: Tretmanda aktarılan televizyon programının daha ayrıntılı ve diyaloglarla yazılmasıdır. Görüntü ve sese dönüşecek herşeyin yazılı halidir.

Çekim senaryosu: Senaryonun görselleşmiş halidir. Çekim zamanından dekora, mekanlara, kostümlere, kullanılacak objektiflerden çekim ölçeklerine kadar bütün görsel detayların çekim çekim ayrıntılarını içerir.

Görselleştirme kağıdı (storyboard): Bir televizyon programını oluşturan görsel anlatı öğelerinin çizilerek görselleştirilmesidir.

Her ülkede yayın yapan televizyon kanallarını sayısı yüzlü sayılarla ifade edilemeye başladığından birçok tema, içerik, biçim ya da diğer anlatı öğeleri birbirine benzemekte, birbirinden esinlenmektedir. Bu durumda her yapımcı telif haklarını düzenleyen ‘Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na uygun davranmalıdır. Mevzuata dayanarak daha önce üretilmiş medya metinlerinin bir bölümü ya da tamamı, telif hakkı sahibinin izni ile kullanılabilmektedir.

Yapım: Bir televizyon programının dijital format ya da film formatında kayıt altına alındığı aşamadır; program fikrinin görüntü ve ses ortamına aktarılmasıdır. Canlı yayın; yayıncı veya yayıncı dışında gerçek ya da tüzel kişilerce hazırlanmış bir radyo veya televizyon programının, bir faaliyet veya bir olayın anında, naklen veya stüdyodan izleyiciye aktarıldığı yayın türüdür. Program canlı kaydediliyorsa yayın zamanında doğrudan yayınlanır. Canlı yayınlanmayan ve canlı kaydedilmeyen televizyon programlarının kayıtları yapım sonrası aşamasında hazırlanır.

Yapım Sonrası: İlk etabında yapım aşamasında kaydedilen program dijitalse doğrudan kurguya yönlendirilir, film formatındaysa banyo edilmek üzere laboratuvara gönderilir. Sadece kurgu değil her türlü ses, grafik, görüntü, fotoğraf, animasyonun eklendiği, renk, ses düzeltmesinin, özel efektin yapıldığı aşamadır. Bu aşama sonrası televizyon programları yayına hazır hale gelir.

Tasarlanacak programın hangi koşullarda ve hangi coğrafyaya nasıl bir ölçekte, ne kadar izleyiciye yayınlanacağı yayın ölçeği kavramı ile tanımlanır. Televizyon yayınları üç ana başlıkta toplanır:

  • Ulusal yayın: Bütün ülkenin yerleşik alanının %70’den az olmamak üzere gerçekleştirilen yayınlara verilen addır.

  • Bölgesel yayın: Birbirine komşu en az üç il veya en az bir coğrafi bölge alanının asgari %70’inde yapılan yayınlardır.

  • Yerel yayın: Mülki taksimat itibariyle en az bir ilçede (merkez ilçe dahil) veya bir ilin alanının en az %70’inde yapılan yayınlardır.

Gerçekleştirilen yayınların teknik altyapısı da önemlidir. Televizyon yayınları farklı teknolojiler ile gerçekleştirilebilmektedir. Genel olarak kullanılan teknolojiler şunlardır:

  • Karasal yayın: Ses ve görüntünün elektromanyetik sinyallere dönüştürülerek belirli frekanslardan yine elektromanyetik dalgalar aracılığıyla alıcılara iletildiği yayındır. 90’lı yılların ortalarına kadar Türkiye’de gerçekleştirilen yayınların tamamı karasaldı.

  • Kablolu yayınlar: Radyo ve televizyon programlarının ve/veya program ilintili veri sinyallerinin kablo ortamından (metal veya fiber optik kablo gibi transmisyon ortamları üzerinden) kamuya yönelik olarak iletilmesi suretiyle gerçekleştirilen yayınlardır. Oldukça pahalı bir altyapı gerektirdiğinden sınırlı bölgelerde gerçekleştirilen bu yayınlar için izleyiciler para ödemek zorundadır.

  • Uydu yayını: Radyo ve televizyon programlarının ve/veya program ilintili veri sinyallerinin uydu ortamından doğrudan kamuya yönelik olarak iletilmesi suretiyle gerçekleştirilen yayınlardır.

  • Televizyon yayın platformları: Ulusal ya da uluslararası birçok televizyon, radyo, veri yayını ve ek yayın hizmetlerini paketler halinde toplayarak belirli bir ülkedeki izleyici gruplarına ücret karşılığında kesintisiz olarak yayınlayan ticari kurum ve kuruluşlardır.

  • Aboneli-şifreli yayın ses ve görüntünün şifrelenmek yoluyla iletildiği ve belirli bir abonelik ücreti ödenerek izlenebilen yayınlar olarak adlandırılır.

  • Veri yayını televizyon yayınları için ayrılan bant içinde, radyo ve televizyon yayını ile birlikte, radyo ve televizyon programlarıyla ilintili ve televizyon programlarından bağımsız verilerin; halkın doğrudan alması amacıyla iletişim ortamında yayınlanmasıdır.

  • Ek yayın hizmetleri televizyon yayınlarına tahsis edilen kanal içinde kalmakla birlikte kullanılmayan bölümler üzerinden, radyo yayınlarında ise tahsis edilen frekans içinde ek taşıyıcılar aracılığıyla, televizyon ve radyo program yayınlarıyla birlikte yapılan radyo veri sitemi, veri yayıncılığı, teleteks ve benzeri bağımsız hizmetler olarak tanımlanır.

Televizyon Programlarında Anlatı Yapısı

Anlatı yapısı, sekansların içinde gerçeğe veya kurmacaya dayalı hikayeyi geliştiren planlar stratejiler ve gelenekler/kurallar olarak tanımlanır. Ayrıca belli bir zaman ve mekanda geçen, neden-sonuç ilişkisine dayanan olaylar zinciri olarak da tanımlanır. Televizyon metinleri anlatısal (narrative) metinlerdir, farklı drama türleri ve bunlara benzer metinler televizyon yayınları içinde sıklıkla yer alır. Art arda gelen farklı türde programlar olduğundan tür, televizyonun anlatı yapısının temel öğelerinden biridir. Televizyonun anlatı yapısı düşsel öykülerle eşitlenen kurmaca metinler ve gerçeğe dayalı metinler olarak iki farklı şekilde değerlendirilebilir. Artık bu ayrımın sınırları değişerek geçişken bir hale gelmiştir.

Televizyon Programlarında Akış

Akış, televizyon yayınlarının birbirinden farklı türdeki programlarla sistematik bir şekilde ardı ardına dizilmesinden ortaya çıkar, kesintiler yaratarak bölümleme ve sıralama olarak tanımlanır. Gündelik yaşamda insanların genel olarak yaptıkları işlerin ve eylemlerin zamansal dağılımı gibi televizyon yayınlarının da belirli bir zamansal sıralanışı vardır. Bu zamansal sıralanış ülkelere, televizyon şirketlerine ve hatta bu şirketlerinin farklı kanallarına göre çeşitlilik gösterebilir.

Televizyon Programlarında Format

Format kavramı, bir programın yapısı, biçimi, yapım stili, tarzı gibi programın kendine özgü yapısını belirtmek için kullanılır. Kavram olarak format, televizyon programları arasında genel türsel bir ayrımlamadan çok, daha keskin ve net bir ayrımlama ortaya koyar. Format kavramı tekil bir yapıya karşılık gelir ve yasal olarak telif oluşturabilecek bir özgünlük arz eden televizyon yapımlarının formüllerini içerir. Tür ve format kavramları birbiriyle karıştırılsa da tür kavramı programa özgü olarak anılan bir kavram değildir.

Program mekanı, karakterlerin sayısı, işlevleri, olay örgüsünde yer alabilecek anahtar öğeler, kurallar, kamera kullanımı gibi diğer programlarda görülmeyecek kadar eşsiz ve kendine özgü öğeler, bir programın formatını oluşturan formüllerdir.

Öncelikle seri, serial ve süren serial kavramlarını pekiştimekte fayda vardır. Bu üç kavramda aslında yaygın olarak kullanılan dizi kavramı ile örtüşür; ancak aralarında bazı farklılıklar vardır:

  • Seri, her hafta başlayıp biten bir öykü içeren televizyon dizileridir.

  • Serial, televizyon için çekilmiş birkaç bölüm devam eden ve biten dizilerdir.

  • Süren serial ise, başlayan ve bitmeyen, başı unutulan ve sonu beklenmeyen yüzlerce bölüm sürebilen (pembe diziler gibi) televizyon dizileridir.

Televizyon formatı, üretilen serilerden bağımsız bir bölüm içindeki değişken öğeler sisteminden ortaya çıkan, fakat serinin tümünde değişmeyen öğeler sistemidir ve format kavramını en iyi tanımlanabileceği televizyon programları serial yayınlardır. Format, lisanslanabilir ve pazarlanabilir olduğundan ticari yönü de önemlidir. Programların telif korumaları, alınan lisanslarla sağlanır.

Format uyarlaması özgün bir televizyon program formatının farklı ülkelerde yayınlanması için programın ana yapısına sadık kalınarak, ülkelerin kültürel, yerel özellikleri dikkate alınarak yeniden düzenlenmesidir. Birçok uluslararası yapım dolaşıma sunulurken yapımın kendisi değil formatı pazara sokulur, bu durumda günümüz televizyon yayıncılığında birebir formatlardan çok format uyarlamalarına sıklıkla rastlanır.

Televizyon Programlarında Tür

Tür kavramının temelinde bir ayrımlama ya da sınıflandırma yatsa da, sadece nesneleri ya da olayları sınıflandırmak için uygulanan bir sistem olarak algılanmamalıdır.

Tür, aralarında benzer ortak özellikler bulunduran varlık ya da nesneler topluluğu olarak tanımlanır.

Televizyonda tür en basit anlamıyla birden çok programın benzer özellikler göstermesi ile oluşturdukları gruplamalar olarak adlandırılır.

Altman’ın ayrımlaması, Mittel (2004) ve Neale’ın (1980) anlatımlarıyla ortak noktalar gösterse de, adı geçen kuramcıların tür kuramı doğrultusundaki görüşleri dört ana başlık altında toplanabilir:

  • Tür sınır koyucu bir olgudur.

  • Tür bir uzlaşı aracıdır.

  • Tür bir endüstri ürünüdür.

  • Tür geleneklere dayanan kültürel bir öğedir.

Programların sınıflandırmaları programların süresine, kurmaca ya da gerçek yapısına, kullandıkları çerçeve oranlarına ve hatta içerdikleri temadan ses bilgisine kadar çeşitlilik gösterebilir.

Televizyon metinleri üzerinde çalışma yapan kuramcıların, televizyon program türlerini farklı bakış açılarına göre ve farklı adlar altında sıraladıkları görülür. Haber, drama, varyete, spor, reklam, melodram, polis dizileri, belgesel, çizgi film, durum komedisi, çocuklar için televizyon programları, popüler eğlence, bilim kurgu ve bunlara benzer çok daha uzun bir liste oluşturabilecek kadar farklı ayrımlara rastlamak mümkündür.

Türlerdeki sınıflandırmalar zamanla değişebileceği de dönemsel incelemeler ile ortaya konmuştur.