RADYO VE TELEVİZYON STÜDYOLARI - Ünite 3: Radyo Stüdyolarında Yapım Uygulamaları Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 3: Radyo Stüdyolarında Yapım Uygulamaları
Giriş
Bir radyo istasyonunda linkler vasıtasıyla radyo dışından gerçekleştirilecek canlı yayınlar dışında kalan tüm yayınlar ve bunların türlerinin tamamı stüdyo uygulamaları başlığı altında toplanmaktadır. Atölye anlamına gelen “stüdyo” kelimesi, elektronik medya öncesinde sanatçıların çalıştıkları mekânları tanımlamak için kullanılmıştır. Günümüzde ise stüdyo kelimesi çoğunlukla radyo televizyon ve diğer elektronik medyada üretim yapılan alanı tanımlamak için kullanılmaktadır. Günümüzde radyo yayınları, ilk radyo yayınlarından bir hayli farklı anlayışla yapılmaktadır. Gelişen teknolojik imkânlar stüdyo uygulamaları konusunda yeniliklere neden olurken, toplumsal değişimler ise ihtiyaçların ve radyodan beklentilerin farklılaşmasına neden olmuştur. Radyo üretiminin günümüzde nasıl olduğunun anlaşılabilmesi için stüdyo uygulamaları başlığı ile radyo program yapım ve yayıncılığının incelenmesi gerekir.
Radyoda Üretim: Yapım ve Yapımcı
Bir radyo program üretiminin tüm aşamalarına yapım denilmektedir. Bu sürecin başında ise yapımcı adı verilen kişi vardır. Yapımcı, bir radyo yapımının nasıl gerçekleşeceğine, ne hakkında ve ne türde olacağına ve bunların nasıl ifade edileceğine karar veren kişidir. Yapımcı, kurumsal radyolarda radyo yönetimine gerçekleştireceği yapım ile ilgili önerisini sunmalıdır. Bir program önerisinde bulunması gereken başlıklar ise şunlardır:
- Programın Adı
- Programın Türü
- Programın Konusu
- Programın Amacı
- Programın Gerekçesi
- Hedef Kitle
- Yayın Dönemi
- Yayın Saati
- Yayın Süresi ve Yayın Periyodu
- Yapım Özellikleri
- Yapım Biçimi
- Tahmini Bütçe
- Sponsor
Kamu radyolarında kamusal yarar göz önünde bulundurularak bu öneriler cevaplanırken, özel radyolarda ise bu süreç daha çok yapımın kuruma olacak maddi katkısı, yani reklam ve destekleyici gelirlerini arttıracağı düşünülerek yanıtlanmaktadır. Kurumsal radyo istasyonlarında program kayıtlarının yapıldığı bir kayıt stüdyosu ve canlı olarak programların gerçekleştirildiği bir yayın stüdyosu bulunmaktadır. Bu açıdan atölye çalışmaları olarak da kabul edebileceğimiz stüdyo uygulamalarını temelde iki ana kategoride incelemek gerekmektedir. Kayıt ve canlı yayın stüdyo uygulamaları olarak sınıflandırılacak bu uygulamalar için yapım aşamaları farklıdır.
Kayıt Programların Yapım Süreci
Kayıt programlarının yapım süreci; yapım öncesi, yapım ve yapım sonrası aşama olarak belirlenmektedir. “Yapım öncesi” bir hazırlık sürecidir. Bu süreçte, yapılacak olan programın türüne göre farklılaşacak hazırlıklar yapım ekibi tarafından gerçekleştirilmektedir. Programı kimin sunacağına karar verilmeli ve programda mülakatlara vb. yer verilecekse, dış kayıtları gerçekleştirecek ekip ve muhabir belirlenmelidir. Programa bir konuk katılacak ise konuk ile görüşmeler gerçekleştirmelidir. Konuşma metinleri ve diğer tüm ses unsurları hazırlanmalıdır. Yapım öncesi aşamanın en önemli unsurlarından biri de programa ait bütün içeriğin bir film senaryosu gibi yazılmasıdır.
Kayıt programlardaki “yapım aşaması”, yapım öncesinde temin edilen ses unsurları dışında, yapımda kullanılacak diğer seslerin de kayıt stüdyosunda oluşturulmasıdır. Sunucunun metinleri seslendirmesi ise programın kilit noktalarından birisidir. Kayıt altına alınacak seslendirmelerde metinler ne kadar iyi olursa olsun, seslendirmenin biçimsel olarak da başarılı olması zorunludur. Radyoda ses kayıt işlemleri teknolojinin ilerlemesi ile analog kayıttan (kaset vb.) dijital kayıtlara geçilmiştir. Bilgisayar ortamına özel ses kartları ve yazılımlar aracılığıyla kaydedilen sesler, aynı zamanda da bilgisayarda kurgulanıp işlenebilmektedir.
Kayıt programların canlı programlara göre en önemli avantajı ise, hataların en aza indirilebilmesi için tekrar kayıt alabilme olanağının bulunmasıdır. Bu olanakla birlikte yapım öncesi ve yapım aşamasının sonunda elde edilen ses unsurları program metnine göre bir araya getirilmelidir. Bu süreç ise “yapım sonrası aşama” yani “kurgu” (montaj) aşamasıdır. Bu sürecin sonrasında yapımcı, programın yayınlanacağı tarihe kadar radyoda programın tanıtımını yapmak için çalışmaya başlar.
Radyo programlarının kaydedilmesi amacıyla kullanılan stüdyoların canlı yayın stüdyolarına benzerlikleri olmasına rağmen, genel olarak farklı bir yapıyla oluşturulmuştur. Bir kayıt stüdyosu için öncelikle iyi bir ses yalıtımına ihtiyaç duyulmaktadır. Ses yalıtımıyla dış dünyadan izole olan stüdyonun aynı zamanda akustik olarak da kayıt için uygun hale getirilmesi gerekmektedir.
Stüdyoda kayıtların sağlıklı işleyebilmesi için ihtiyaç duyulacak diğer malzemeleri donanım ve yazılım olarak iki ayrı kategoride incelemek gerekmektedir. Radyolarda kayıt stüdyoları için gerekli olan başlıca donanımlar şu şekilde sıralanabilir:
- Mikrofonlar
- Ses mikserleri
- Ses monitörleri (kulaklıklar ve hoparlörler)
- Dijital ses işistasyonları (bilgisayarlar)
- Harici ses kartları
Sözü edilen bu donanımlar dijital ortamda sesin kaydedilmesi için gerekliyken, bu kayıtların dijital ortamda işlenebilmesi için bir takım bilgisayar yazılımlarına ihtiyaç duyulmaktadır. Ses kayıt ve kurgu yazılımları dip sesleri temizlemek ve ham seste istenmeyen sesleri ayırmak için kullanılmaktadır. Bu tür kayıt programlarında çeşitli ses efektleriyle birlikte sesin yaratılmak istenilen dramatik etkiye yükseltilmesi de söz konusu olabilmektedir. Ayrıca elde edilen ve işlenen sesler “WAV, MP3, AIFF” vb. pek çok formatta yeniden dönüştürülebilir.
WAV, AIFF, ses dosyalarını dijital medya ortamlarında kullanabilmek için geliştirilmiş, sıkıştırmasız (kayıpsız) dijital ses formatlarıdır. MP3 ise ses dosyalarını dijital medya ortamlarında kullanabilmek için geliştirilmiş, sıkıştırmalı (kayıplı) dijital ses formatıdır.
Yapımın tüm aşamaları tamamlandıktan sonra hazır haldeki program, belirlenen gün ve zamanda dinleyici ile buluşturulacaktır. Bir kez yayınlanan bir kayıt program, radyo yayın yönetmenlerinin yetkisinde, daha sonraki bir zamanda tekrar yayınlanmak üzere arşivlenir.
Canlı Programların Yapım Süreci
Teknolojik imkânların gelişmesi ile canlı olarak gerçekleştirilen program kalitelerinin de bir hayli yükseldiği bilinmektedir. Günümüzde bilgisayarlar ve diğer donanımların gelişmesi ile stüdyodan gerçekleştirilen canlı yayınların yapımları kolaylaşmıştır.
Canlı yayınlanacak bir yapım için iki ana aşama bulunmaktadır. Bu aşamalardan ilki “yapım öncesi” diğeri ise “yapım” aşamasıdır. Yapımcı her iki aşamada da süreci takip eden kişi olarak karşımıza çıkmaktadır. Canlı yayınlanacak yapımların yapımcıları, kurumsal radyolarda kayıt yapımlarla benzer süreçleri yaşamaktadırlar. Yapım öncesinde, kullanılacak ses materyalleri, müzikler, kayıtlı söyleşi veya görüşmeler, canlı telefon görüşmeleri, efektler, canlı yayın konukları ile sunucunun bahsedeceği konular için bir planlama yapılmaktadır. Buna göre canlı yayınlanacak yapımın bir zaman planlaması yapılır ve içerik oluşturulur. İçeriğin oluşturulması ve yayının içerik çerçevesinde planlanmasından sonra yapım aşaması başlar.
Canlı yayınlanacak yapımlarda, kayıt yapımlarındaki yapım ve kurgu aşamalarının bir arada olduğu belirtilmelidir. Canlı yayın stüdyolarının teknik imkânları çerçevesinde tüm ses unsurları gerek önceden canlı program için kaydedilmiş sesler, gerekse canlı sunular, yayın esnasında kullanılan otomasyon ve mikserin yardımıyla o anda kurgulanarak yayınlanır.
Canlı yayın, ses unsurlarının mikrofon veya diğer ünitelerden (bilgisayar, CD çalar, kaset çalar vb.) mikser girişine, mikser çıkışından da radyo vericilerine aktarılması ve anlık olarak da dinleyicinin radyo alıcısında son bulması sürecini kapsar.
Canlı yayınlarda, yapımların kayıt yapımlar gibi sonradan düzeltmelere izin veren bir yapım sonrası (kurgu) süreci bulunmamaktadır. Yapım aşaması ve kurgu aşaması birlikte yürütülür ve eş zamanlı olarak dinleyiciye ulaştırılmaktadır. Bu yüzden canlı yayın yapımlar hata riskinin yüksek olduğu ve düzeltmenin mümkün olamadığı yapımlardır. Canlı yayınlarda iki tür hatadan söz etmek mümkündür:
1.
Teknik hatalar:
Ses unsurlarının yanlış zamanlama ile yayına ulaştırılmasıdır.
2.
Sunum hataları:
Sunucunun (spikerin) sunum metnini bozuk veya yanlış seslendirmesidir.
Radyo istasyonlarında RDS (Radio Data System, Radyo Veri Sistemi) ismi verilen ve radyo sinyalleri üzerinden sayısal bilgi aktarmaya yarayan bir donanım bulunmaktadır. Alıcılarında RDS özelliği bulunan kullanıcılara bu vasıtayla bilgi aktarımı söz konusudur.
Radyoda Program Türleri
Radyo stüdyo uygulamaları gerek kayıt gerekse canlı olsun program türlerine göre değişiklikler göstermektedir. Bunun için radyo üretiminin daha iyi anlaşılması adına radyo program türlerinin bilinmesi gereklidir. Yapım biçimleri olarak da bilinen bu program türlerini şu şekilde sıralamak mümkündür:
Müzik Programları:
İşitsel bir araç olan radyo için en önemli unsurlar insan sesi ve müziktir. Radyo istasyonları günümüzde ağırlıklı olarak eğlence anlayışı üzerine şekillenen kimlikleri nedeniyle, popüler müzikler üzerine yapılan programlara yönelmişlerdir. Günümüzde özellikle müzik yayını yapan radyo istasyonlarında, radyonun müzik politikaları çerçevesinde hangi şarkıların çalınacağı müzik direktörleri tarafından playlist ismi verilen listeler ile belirlenir.
Haber Programları:
Sanayileşmiş ülkelerde ilk düzenli yayınların başladığı 1920’li yıllarla birlikte, radyo istasyonları için haber türü önemli bir radyo üretimi olarak sunulmaya başlanmıştır. Günümüzde ise radyoda haber sürelerinin, geçmişe nazaran kısaldığı görülmektedir. Bunun için haberler başlıklar halinde ve ayrıntıya girilmeden aktarılmaktadır. Haberler birkaç dakikalık spotlar halinde hazırlanmaktadır.
Reklam ve Tanıtım Programları:
Radyo istasyonları için iki tür tanıtımdan söz edilecektir. Bunlardan ilki radyo istasyonlarının kendi tanıtımları ve yapımlarının tanıtımlarıdır. Jingle olarak adlandırılan tanıtım türü, radyonun kimliğini ortaya koymaktadır. Diğeri ise şirketlerin sunduğu hizmet veya ürünlerin tanıtımlarıdır. Tüm reklamlar gibi radyo reklamları da ilgili olduğu mal veya hizmetin tanıtımlarını yaparak dinleyiciyi satışa yönlendirmek istemektedir.
Magazin Programları:
İçerik olarak, magazin dergi içeriklerinin kopyası gibidir. Bu program türünü de kendi içinde sınıflandırmak mümkündür. Oto magazin, moda magazin, sinema, tiyatro, kitap, sanat, etkinlik, iş dünyası ve sektörler gibi türler için ayrı ayrı magazin programları yapılabildiği gibi, bir kaçının bir araya getirildiği programları günümüzde radyolarda görmekteyiz.
Dramalar:
Televizyonun yaygınlaşmadığı ve radyonun hâkim olduğu dönemlerde radyoda dramalar dinleyicinin en çok ilgisini çeken türlerin başında gelmekteydi. Radyo başında toplanmış aileler “radyo tiyatroları” veya “arkası yarın” gibi yapımları heyecanla dinlemekte, anlatılanları hayal güçleri vasıtasıyla zihinlerinde canlandırmaktaydı. Günümüzde ise dramalar çok daha nadir olarak yayınlanmaktadır.
Eğitim Programları:
Radyonun ilk yıllarında eğitim, radyonun temel işlevleri arasında görülmüştür. Bu süreçte halkların pek çok konuda eğitilmesi için radyonun kullanıldığı bilinmektedir. Günümüzde ise, radyo artık diğer pek çok yeni eğitim aracının devreye girmesiyle bu özelliğini tamamen yitirmiştir.
Belgesel ve İnceleme Programları:
Günümüzde radyo istasyonlarının tercihleri arasına nadiren giren belgesel ve incelemeler, kurumsal ve kamusal radyo istasyonlarında daha sık görülmektedir. Bunun nedenleri arasında yapım sürecinin oldukça zor olması ilk sıradadır. Belgeseller, tamamen gerçek dokümanlara dayanmaktadır. Bunda ana amaç bilgilendirmek ve gerçek bir durum ya da hikayeyi sunmaktır. İncelemenin ise her zaman gerçek olaylara dayanmasına gerek yoktur.
Tartışma Programları:
Giderek azalan program türlerinden birisi de tartışmalardır. Genel hatları ile toplumun ilgilisini çeken meselelerde fikir sahiplerinin tartıştıkları yapımlardır. En basit düzlemde bir tarafsız sunucu ve iki farklı görüşteki tartışmacıyı barındırır. Yapımın daha objektif olabilmesi için ise farklı fikirlerden daha çok sayıda tartışmacıya ihtiyaç vardır.
Spor Programları: Türler arasında baskın tür olan, müziğin karşısında rekabet edecek düzeyde kalan program türlerinden birisidir. Günümüzde spor olaylarının geniş kitlelerce takip edildiği bilinmektedir. Bu yüzden spor programları doğrudan bu kitlelere ulaşabilmekte ve doğrudan etkisini sürdürmektedir. Spor programlarını hazırlanışlarına göre stüdyo programları, bültenler, canlı yayınlar ve spor magazinleri şeklinde sınıflandırmak mümkündür.
Komedi Programları:
Radyonun eğlence anlayışına yönelmesi ile ilgi çeken program türlerinin başında komedi programları gelmektedir. Günümüzde görselliğin iletişim alanını ele geçirmesi, radyolardaki komedi programlarına kısmi olarak olumsuz etki gösterse de ulusal çaptaki özel radyolar bu tür programlardan vaz geçmemektedirler.
İnternet Radyo Yayıncılığı
2000’li yıllarda radyoda değişen tek şey stüdyo uygulamaları ve üretim biçimleri değildir. Radyonun televizyon ve internete karşı güç kaybettiği dönemlerde trafikte ve iş yerlerinde yoğun olarak dinlendiği konusunda araştırmalar vardır. Günümüzde ise radyo alıcılarının özellikle evlerde giderek azaldığını söylemek mümkündür. Artık nostaljik bir görünüm kazanan radyo alıcılarının yerini ise ev ve işyerlerinde radyo dinlemeyi mümkün kılan internet radyoculuğu almıştır. Radyo yayınlarının internet üzerinden de dinlenebilir olması, radyo istasyonlarının yeniden dinlenme oranlarını arttırabildikleri bir mecra olmuştur. İnternette kendi sitelerinde yayınlarını sunan radyolar, böylelikle bir radyo alıcısına olan ihtiyacı da ortadan kaldırmıştır. Günümüzde internet vasıtasıyla her türlü müzik, haber, drama, komedi, belgesel, spor içeriği, tartışmalar gibi materyallere ulaşmak mümkündür.