RADYO VE TELEVİZYON TEKNİĞİ - Ünite 3: Mikrofonlar ve Ses Mikserleri Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 3: Mikrofonlar ve Ses Mikserleri

Giriş

Akustik ses enerjisi mikrofonlar aracılığıyla elektrik enerjisine çevrilir ve ses sinyali oluşur. Akustik ses enerjisini işitme ve kontrol etmede kulaklar ve beyin mükemmel bir şekilde çalışır. Fakat ses sinyalini kontrol edebilmek için bilgi, tecrübe ve donanım sahibi olmak gerekir. Mikrofonların ürettiği ses sinyalini kontrol etmek ve kaydetmek istenildiğinde, bu işlem iki türlü yapılır. Ses sinyali doğrudan bir ses kayıt cihazına ya da bir mikser aracılığı ile ses kayıt cihazına gönderilebilir. Ses seviyesinin kontrol edilmesinde ses monitörlerinden yararlanılır.

Ses Monitörleri

Ses, monitörler aracılığıyla izlenir ve dinlenir. Müzik ya da konuşma gibi her sesin bir dinamik alanı vardır. Dinamik alan, sesin en yüksek ve en düşük seviyeleri arasında kalan alandır, dB birimi ile ifade edilir. Özellikle klasik müzikte ani ses yükselmeleriyle karşılaşılır. Ses kayıtlarında ani ses yükselmeleri dikkate alınır ve sesler mümkün olduğunca optimum seviyede korunmaya çalışılır. Ses aniden yükseldiğinde voltaj seviyesi de yükselir. Voltaj seviyesindeki yükselmeler, belli bir sınırdan sonra ses cihazı tarafından karşılanamaz ve ses sinyali bozulur. VU metreler, ortalama ses yoğunluğunu ifade eden ses seviye göstergelerdir.

Sayısal ses kayıt cihazlarının kullandıkları ses seviye göstergeleri farklıdır. Sayısal ses cihazlarında genelde ışıklı ya da LCD ekran üzerinde “dBFS” olarak tanımlanan göstergeler vardır.

Kalibrasyon

Ses kayıtlarında cihazların giriş ve çıkışları birbirlerine bağlanıldığında, her iki cihazın ses sinyal seviyesi aynı olmalıdır. Örneğin, mikrofondan gelen sinyal bir ses mikserine bağlanmış ve mikserden çıkan sinyal de bir ses kayıt cihazına bağlanmış olsun. Mikserden çıkan ses sinyal seviyesi ile kayıt cihazının kaydettiği sinyal seviyesi aynı olmalıdır. Bu dengeyi sağlayabilmek için her iki cihaz birbirine kalibre edilmelidir. Kalibrasyon işleminde ses göstergeleriyle beraber “1 kHz” ses sinyalinden de yararlanılır. 1 kHz sinyali mikser tarafından üretilen ve ses kayıt işlemlerinde kalibrasyon için kullanılan referans test sinyalidir

Kalibrasyon işlemlerinde dikkat edilmesi gereken önemli bir durum vardır: “dengeli” ve “dengesiz” bağlantı. Dengeli sistemler ile dengesiz sistemler arasında voltaj farkı vardır.

Mikrofonlar

Mikrofon, kaydedilmek istenen sesleri toplar ve bu sesleri elektrik sinyalleri olarak kayıt cihazına ya da ses mikserine gönderir.

Mikrofon seçimi yaparken dikkat edilmesi gereken bazı unsurlar şu şekilde sıralanabilir: Fiyatları, büyüklük ve ağırlıkları, rüzgar ya da sıcaklığa karşı dayanıklılıkları, ses şiddetine ve frekansına karşı duyarlılıkları, ses almada yönel özellikleri, ses tonuna olan etkileri (sert ya da yumuşak), darbe ve gürültülere olan hassasiyetleri ve empedansları gibi özellikler, mikrofon seçimimizi etkileyecek unsurlardır. Mikrofonlar temel olarak şu şekilde sınıflandırırlar: Çalışma prensipleri, empedansları, yönel özellikleri ve hassasiyetleri.

Mikrofonların Çalışma Prensipleri

Mikrofonlar çalışma prensiplerine göre ikiye ayrılırlar:

  1. Elektromanyetik mikrofonlar: Dinamik ve şerit mikrofonlar
  2. Elektrostatik mikrofonlar: Kondansatör ve elektret mikrofonlar

Dinamik Mikrofonlar: Dinamik mikrofonlarda, kulak zarı gibi bir diyafram bulunur. Diyaframın hemen altında ve diyaframa yapışık durumda bir tel bobin yer alır. Bu bobin de bir mıknatısın içine yerleştirilir. Oluşan elektrik akımı, diyaframa uygulanan basıncın oranına bağlı olarak artar ya da azalır. Bobinin bu ileri ve geri hareketi, aslında ses dalgalarının mikrofon diyaframı üzerinde oluşturduğu basıncın bir benzeridir. Diyaframa çarpan ses dalgalarının frekansı ve basınç gücü, aynı zamanda tel bobininin frekansını ve basınç şiddetini belirler.

Şerit Mikrofonlar: Şerit mikrofonlar da elektromanyetik prensibe göre çalışırlar. Dinamik mikrofonlardan farklı olarak, şerit mikrofonlarda manyetik alan içine bobin yerine, ince bir metal şerit levha yerleştirilir. Şerit levha diyafram görevini görür. Ses dalgalarının basıncıyla, şerit levhada titreşimler oluşur.

KondansatörMikrofonlar: Elektrostatik mikrofonlar “kondansatör mikrofon” olarak da tanımlanır. Kondansatör mikrofonlar, dinamik mikrofonlara göre daha basit yapıdadırlar. Aralarında hava boşluğu olan iki iletken plakadan oluşurlar. Plakalardan birine pozitif voltaj, diğerine de negatif voltaj uygulandığında, aralarındaki hava boşluğundan dolayı, herhangi bir elektrik geçişi olmaz. Plakalar birbirine yakınlaştırıldığında, elektrik akımı kendi güç kaynağına doğru akmaya başlar ve elektrik kaybı oluşur. Plakalar arasındaki mesafe artırıldığında da elektrik akımı tekrar plakalara doğru akmaya başlar. Bu prensibe göre; plakalar arasındaki mesafenin artma ve azalma hızı frekansı belirler. Aynı zamanda da plakaların hareket hızı elektrik akımının yoğunluğunu belirler.

Elektret Mikrofonlar: Elektret mikrofonlar da elektrostatik prensibe göre çalışan bir mikrofon türüdür. “Elektretkondansatör mikrofon” olarak da tanımlanırlar. Kondansatör mikrofondan farklı olarak, bu tür mikrofonların diyaframları elektret plakadan oluşur. Elektret plakalar, sürekli ve kalıcı bir biçimde elektriklenmiş olarak üretilirler. Genelde elektrostatik yükleme, diyafram görevini yapan elektret plakaya uygulanır. Diğer kondansatör mikrofonlara oranla, diyafram ağırlaşır ve frekans tepkisi azalır. Fakat dinamik mikrofonlara göre performansı çok daha iyidir.

Mikrofonların Yönel Özellikleri

Her mikrofonun ortamdaki seslere karşı algısı aynı değildir. Özellikle birden fazla ses kaynağının olduğu ortamlarda, kaliteli bir ses kaydı yapabilmek için, mikrofonların yönel özelliklerinden yararlanılır. Yönel özellikler, mikrofonların ortamdaki seslere karşı algısını etkiler. Fakat unutulmaması gereken çok önemli bir özellik vardır. Dış mekânda seslerin kulağımıza ulaşması ile kapalı mekânlarda seslerin kulağımıza ulaşması farklıdır. Çünkü mekân içinde sesleri yansıtacak ya da sesleri emecek olan yüzeyler, seslerin yönünü değiştirecektir. Mikrofonların yönel özellikleri temelde üç gruba ayrılır: tek yönlü, çift yönlü ve çok yönlü mikrofonlar. Her mikrofonun yönel özelliğini belirten sembolleri de vardır.

Tek Yönlü Mikrofonlar: Tek yönlü mikrofonlar “unidirectional” ya da “cardioid” mikrofonlar olarak da tanımlanırlar. Tek yönlü mikrofonlar, daha çok önden gelen seslere karşı duyarlıdırlar. Tek yönlü mikrofonlar “ters kalp” sembolüyle gösterilirler

Çift Yönlü Mikrofonlar: “Bi-directional” mikrofonlar olarak da tanımlanırlar ve “sekiz” sembolüyle gösterilirler. Çift yönlü mikrofonlar her iki yönden gelen seslere karşı daha duyarlıdırlar

Çok Yönlü Mikrofonlar: Çevresel olarak, bütün yönlerden gelen seslere karşı duyarlıdırlar. Aynı zamanda “omnidirectional” mikrofonlar olarak bilinirler ve “çember” sembolüyle gösterilirler.

Değişken Yönlü Mikrofonlar: Bütün yönel özelliklere sahip olabilen mikrofonlardır. Bu tür mikrofonlarda yönel özellikler, tek bir mikrofon üzerinden ayrı ayrı seçilebilir. Ayrıca sinyal yükselteçlerinin olduğu gövdeleri sabit, fakat kafaları değişebilen mikrofonlar da vardır.

Mikrofonların Ses Alma Kalitelerini Etkileyen Bazı Özellikler

Ses enerjisinin basınç ve frekansından, her mikrofon aynı oranda etkilenmez. Mikrofonların ses alma kalitelerini etkileyen bazı özellikler şu şekilde sıralanabilir: Frekans Tepkisi, Ses Şiddeti ve Sinyal Seviyesi, Maksimum Ses Basınç Seviyesi, Hassasiyet, Yakınlık Etkisi ve Empedans. Frekans Tepkisi: Her ses cihazının, sesin frekans aralığını algılayabilmede ve işleyebilmede sınırlılığı vardır. Bu etki, ses cihazının, sesin frekansına karşı gösterebildiği frekans tepkisidir.

Ses Şiddeti ve Sinyal Seviyesi: Mikrofona gelen ses şiddeti çok fazla olduğunda, aşırı basınçtan dolayı bütün mikrofonlarda ses kalitesi bozulur.

Maksimum Ses Basınç Seviyesi: Ses sinyalinin mikrofon çıkışında ulaşabildiği en üst seviye miktarıdır (dB-SPL). Hassasiyet: Hassasiyet, bir mikrofonun belli bir basınç seviyesinde ürettiği voltaj değeridir (dBV). Mikrofonun ses kalitesini belirleyen bir gösterge değildir. Hassasiyet, ses kaydını olumlu ya da olumsuz etkileyebilir.

Yakınlık Etkisi: Mikrofon ile ses kaynağı arasındaki uzaklık ilişkisidir (proximity effect). Mikrofon ses kaynağına yaklaştıkça, düşük frekanslı seslerin diyaframa olan etkisi, basıncı artar.

Kullanım Alanlarına ve Amaçlarına Göre Mikrofonlar

Mikrofonlar temelde çalışma prensiplerine ve yönel özelliklerine göre sınıflandırılırlar. Fakat mikrofonlar kullanım alanlarına ve amaçlarına göre, farklı fiziksel yapıda ve özel amaçlı olarak üretilirler. Radyo, TV ve film yapımlarında kullanılan mikrofonların çalışma prensipleri ve yönel özellikleri benzerlik gösterse de kullanım amaçları farklı olabilir

Mikrofonlar kullanım alan ve çeşitlerine göre başlıca şu şekilde gruplandırılabilir: Kablolu Mikrofonlar: Vokal mikrofonlar, yaka mikrofonları, el mikrofonları, boom mikrofonlar, kafa tipi mikrofonlar, enstrüman mikrofonları, yüzeysel mikrofonlar. Kablosuz Mikrofonlar, Stereo Mikrofonlar, Surround Mikrofonlar.

Mikrofonun Ses Kaynağına Uzaklığı

Kaliteli ses kaydetmede, mikrofon ile ses kaynağı arasındaki mesafe oldukça önemlidir. Çünkü ses kaynağından yayılan ses dalgalarının şiddetine göre, mikrofon ile ses kaynağı arasındaki mesafe de değişkenlik gösterir. Amaç; kaydedilecek ses ile ortamdaki diğer sesler arasındaki dengeyi ayarlayabilmektir. Bu denge ayarlanamazsa, ortamdaki diğer sesler daha baskın olabilir ya da gürültü olarak algılanır.

Faz: Birden fazla mikrofon kullanılan durumlarda karşılaşılan bir problemdir. Bir ses kaynağından yayılan ses dalgaları, mikrofonlar tarafından aynı anda ve eşit ölçüde algılanırsa, seste faz çakışmaları oluşabilir. Fazların ters olarak örtüşmesi durumunda, bazı ses dalgaları birbirini yok ederler ve ses seviyesi önemli ölçüde zayıflar ya da sessizlik oluşur.

Mikrofon Aksesuarları

Mikrofonlar çoğu yapımlarda aksesuarlarıyla birlikte kullanılırlar. Kalitesiz aksesuarlar veya yanlış aksesuar kullanımı, hem sesin hem de yapımın kalitesini doğrudan etkiler. Çok küçük ya da çok basit bir aksesuar, ses kayıt çalışmasının başarılı bir biçimde yapılmasını sağlayabilir. Başlıca mikrofon aksesuarları; mikrofon sehpaları, boom oltalar, mikrofon klipsleri, mikrofon maşaları, mikrofon süspansiyonları ve mikrofon rüzgarlıklarıdır.

Mikserler

Radyo, TV ve film yapımlarında mikrofon gibi cihazlardan gelen ses sinyalleri, doğrudan ses kayıt cihazlarına bağlanabilir. Fakat ses sinyalinin birden fazla olduğu yapımlarda, sesleri daha iyi ayarlayabilmek için ses mikserleri tercih edilir. Çünkü ses mikseri kullanmadaki temel amaç, ses sinyallerini bir araya toplamak ve tek bir kaynaktan dağıtmaktır. Böylece ses sinyalleri, daha dengeli ve kontrollü olarak işlenebilir ve mikser çıkışlarına yönlendirilebilir

Ses Mikserini Oluşturan Bölümler

Bir ses mikserinde olması gereken temel bölümler şunlardır: Giriş bölümü, Monitör Bölümü ve Çıkış bölümüdür.

Ses mikserlerinin yapılarına bağlı olarak, mikseri oluşturan bölümlerdeki işlevler de her miksere göre değişiklik gösterir.

Giriş Bölümü

Ses mikserlerinin bütün ses giriş ve çıkış bağlantıları, genellikle mikserin arka kısmında toplanır. Bazı gelişmiş mikserlerde ses giriş ve çıkış bağlantıları mikserin ana gövdesinden bağımsız olarak, ayrı bir panelde toplanmış olabilir.

Monitör Bölümü

Mikserin monitör bölümünde ses sinyal ya da sinyallerinin izleme ve dinlemesi yapılır. Sesler VU metre, PPM ya da dBFS gibi göstergeler ile izlenir. Kulaklık ya da hoparlörler yoluyla da dinlenir.

Çıkış Bölümü

Çıkış bölümü “master” bölüm olarak da tanımlanabilir. Ses mikserinin çıkış bölümünde yer alan temel işlevler şunlardır: Group Fader, Master Aux/Send, Return, Oscillator ve Master Fader.

Ses Stüdyolarının Temel Yapı ve İşlevleri

Ses kaydı yapılacak bütün stüdyolarda aranan en temel özellikler hacim, yalıtım ve akustiktir. Özellikle yalıtım ve akustik birbirine karıştırılır. Yalıtımdaki amaç, özellikle stüdyo dışındaki seslerin stüdyo içine girmesini engellemektir. Akustik ise, stüdyo içindeki seslerin yansıma ve emilmesi ile ilgilidir. Radyo, TV, müzik ve seslendirme stüdyolarının fiziksel yapı, donanım ve işlevleri birbirlerinden farklıdır. Fakat temelde fiziksel olarak her stüdyo iki bölümden oluşur: kontrol odası ve stüdyo odası. Fiziksel yapıdaki en önemli unsur, her iki oda arasında titreşim geçirgenliğinin mümkün olduğunca engellenmesidir. Ses stüdyolarında titreşim geçirgenliğini önleyebilmek için, yapılar arasında katı iletişim engellenmeye çalışılır. Stüdyolar “oda içinde oda” olarak tanımlanan bir yapıyla inşa edilirler. Var olan odanın tavan, zemin ve duvarlarına mümkün olduğunca katı iletişimde bulunmayan bir iç oda inşa edilir. Bu iç oda titreşim emici süspansiyonlar üzerine oturur. Kapı ve pencereler dahil bütün yapı özel bir mühendislik çalışması gerektirir. Ses stüdyoları oldukça masraflı yapılardır ve amacına uygun olarak inşa edilmelidir. Stüdyolarda kullanılacak donanımlar da amacına uygun seçilmelidir. Kontrol odası, bütün ses donanımlarının bulunduğu ve ses kayıt çalışmalarının yönetildiği odadır. Stüdyo bölümü ise, mikrofon ve müzik enstrümanlarının yer aldığı bölümdür. Her iki oda birbirinden cam bölme ile ayrılır.