RUSYA TARİHİ - Ünite 6: Çarlığın Yıkılışı-Bolşevik Devrimi Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 6: Çarlığın Yıkılışı-Bolşevik Devrimi

Çarlığın Yıkılışı-Bolşevik Devrimi

Rusya’da ihtilal hareketlerinin tarihi 1825 yılına kadar dayanır. Mutlak monarşi ile idare edilen Rusya İmparatorluğu devrine göre güçlü “Ohranka” adlı bir polis teşkilatı tarafından kontrol altında tutuluyordu. 1825’lere doğru biri Petersburg’ta diğeri Kiyev’de faaliyet gösteren iki ihtilalci gurup bulunmaktaydı. Petersburg Grubu 14 Aralık 1825’de kendilerine sadık askerlerle ayaklandılar. geri püskürtüldü. Bu grup, Rus tarihinde “Dekabrist”ler (hareket Aralık ayında yapıldığı için) diye adlandırılmıştır. Meşhur ihtilalcilerden Neçayev tutuklandı ve ömrünün sonuna kadar Peter Paul hapishanesinde kaldı. Bu olaylardan sonra gayri memnunlar arasında “Narodniçestvo” (Halkseverlik/Populizm) adı verilen yeni bir akım doğdu. “Halkın İdaresi” adı teşkilat 1(13) Mart 1881’de II. Aleksandr’ı öldürdü. Sovyet ihtilalinin en bilinen karakteri Vladimir İlyiç Ulyanov (Lenin)’un Rusya Sosyal Demokrat İşçiler Partisi (RSDRP)’ne katılması ile ihtilal hareketi güçlendi. Lenin, 1896’da tutuklandı ve Sibirya’ya sürüldü (1897-1900). İhtilalci bir yol tutulmasının teklif edildiği kurultayda Lenin çoğunluğu aldığı için o gurup “Bolşevik” (çoğunluk), Martov gurubu ise “Menşevik” (azınlık) diye anıldı. Sosyal Demokratlar bu şekilde birbirleriyle mücadele ederken, Rusya içinde 1902’de kurulmuş olan “Sosyal Revolüsyoner’ler” (SR) partisi terör (tedhiş) faaliyetlerini sürdürüyordu. Kısacası, çeşitli gizli Rus teşekkülleri, mevcut rejimi yıkmak için bütün gayretlerini ortaya koyuyorlardı. Bunun sonucunda grevler, işçi-talebe gösterileri, Yahudi katliamı ve İç İşleri Bakanı’nın öldürüldüğü suikast gerçekleştirildi.

1898 yılında Çin’in Port Arthur limanını ele geçiren Ruslar 1897 yılında başlattıkları “Trans-Sibirya” demiryolunu 1903’te tamamlayarak bu mühim limana dayanmışlar, tesirlerini buralara kadar genişletmişlerdi. Bundan tedirgin olan Japon Hükümeti, Rusya’ya savaş ilan etti. Karada ve denizde devam eden savaşlar Birinci Dünya Savaş’ından önceki en büyük savaş olma özelliğini taşımaktadır. 1904 yılı Şubat ayında başlayan savaş, Mayıs 1905’e kadar yani 16 ay sürdü. Rusya, ülkesinde yaşadığı iç karışıklıklar nedeniyle geri çekilmek zorunda kaldı. Amerika Birleşik Devletler Başkanı Thedore Roosevelt’in arabuluculuğu ile Eylül 1905’te Portsmouth mevkiinde bir savaş gemisinde Japonya ile Rusya barış antlaşmasını imzaladılar.

Rusya’nın kendinden güçsüz kabul edilen Japonya karşısında beklenmedik bir mağlubiyete uğraması Rusya içinde kımıldamaların artmasına sebep oluyordu. Öğrenci yürüyüşleri düzenlemek, dernekler kurmak, konferanslar düzenlemek ve isyanlar çıkarmak, bu dönemde görülen hareketlenmelere örnek olarak verilebilir. İlk başta hükümet, bu devrim hareketlerini askeri güç kullanarak veya devrimci örgütlerin önüne geçerek bastırmaya çalıştı. Rusya tarihine “Kanlı Pazar” olarak geçen 22 Ocak 1905 tarihini, 1905 İhtilalinin patlamasına zemin hazırlamıştı. Çünkü işçilerin büyük çoğunluğu sosyalistler tarafına geçtiler. Çar, olaylar bir türlü yatışmayınca 6 Ağustos’ta çıkardığı fermanla bir danışma meclisi (DUMA) kuracağını bildirdi. Ancak bu karar çoğunluğu pek mutlu etmedi. Sonbaharda tüm Rusya genelinde grev çağrısı yapıldı. Grevlerin getirdiği çatışma ortamının etkisiyle Çar Nikola, halkın baskısına dayanamayarak “30 Ekim 1905 Manifesto’sunu” ilan etti. Böylece sosyalistlerin umdukları devrim için zemin kalmamıştı. Bu fermanla Rusya’da yaşayan herkes için söz, basın ve toplantı hürriyeti tanınmakta, demokratik oy hakkı verilmekte, “Duma”nın (parlamento) teşrii, yani yasa yapıcı bir kurum olacağı ve seçimler yapılacağı bildirilmekte idi.

1905 Devriminde Rusya Türkleri

Rusya Türkleri 1905 İhtilaline hazırlıklı giremediler. Rusya Türkleri arasında ilk siyaset temsilcisi olarak Abdürreşid İbrahim (1853-1944) görünmektedir. Abdürreşid İbrahim, 1895’te yazdığı Çoban (Çulpan) Yıldızı adlı broşürü ile Rusya Müslümanlarının nüfusunun mühim olduğunu vurgulamaktadır.

Ağustos ayının 10’una doğru Mekerce Fuarı’na (Nijni Novgorod Panayırına) ülkenin çeşitli bölgelerinden temsilciler gelmeye başladı. Bunlar arasında Türk burjuvazisinin siyasi ve sosyal hayatında sivrilmiş şahıslar ve din adamları da vardı. 15 Ağustos 1905’te saat 9 sularında Mekerce Fuarı için bir araya gelen davetliler “Gustav Struve” adlı gemide “Rusya Müslümanlarının toplantısı” düzenlediler. Bu toplantıyla Kafkas Şiileri ile Sünnileri arasındaki sürtüşme burada sona erdi. Toplantıda alınan kararlar daha sonra Rusça olarak da bastırılmıştır. Bu toplantıda bütün Rusya Müslümanlarının bir “ittifak” kurmaları esası kabul edilmiş; fakat bunun henüz bir siyasi parti mahiyeti alması kararlaştırılmış değildi. Buna rağmen birlik fikrinin doğmuş olmasının toplantıyı düzenleyenlere Rusya Müslümanlarının geleceği bakımından büyük cesaret verdiği muhakkaktı.

İkinci toplantıyı düzenleyecek olan “İttifak”ın Kazan şubesinin en faal üyesi olan Yusuf Akçura, kongrenin 15 Ocak 1906’da Petersburg’da yapılacağını ilgililere bildirdi. 13-23 Ocak 1906 tarihli toplantılarda “İttifak” nizamname (23 madde) ve program (79 madde) projeleri okunarak, müzakere edildi. 23 Ocak’ta 50’den fazla delege olmak üzere yeniden toplanan Rusya Müslümanları, “Müslüman İttifakı”, kısaca “İttifak” nizamnamesini oybirliğiyle kabul etti. Buna göre resmen “Rusya Müslümanlarının ittifakı” adını almış olan teşkilatın bir merkez komitesi olacak ve bütün Rusya 16 bölgeye bölünecekti.

Daha önce Nijni Novgorod’ta ve Petersburg’ta yapılan gizli toplantıların ardından üçüncü toplantı Umum Rusya Müslümanlarının ilk resmi izinli toplantıları olarak Nijni Novgorod’ta (Mekerce panayırında) yapıldı. Kongrede kabul edilen eğitim raporuna göre, Rusya Müslümanlarının eğitim sistemi her bölgede aynı olacak, mahalli şive ile birlikte Türkleri birleştirici edebi Türkçe (Türkiye Türkçesi) okutulup, öğretilecekti. Aynı zamanlarda Rusya Eğitim Bakanlığı’nın hazırladığı kural ile yani Rus olmayan milletler kendi dillerini Rus harfleriyle yazmaları getirildi. Üçüncü toplantıda kabul edilen bir diğer raporda Rusya Müslümanlarının dini müesseselerine ait yürürlükteki kanun ve hükümlerin değiştirilmesi; Rusya’daki müftülerin (Kafkasya’da iki, Ufa, Kırım ve Türkistan’dan birer) halk tarafından serbestçe seçilmesi; bütün Müslüman ruhanilerin maaş alarak hukuken Rus papazları ile aynı dereceye getirilmeleri teklif ediliyordu. Rusya Müslümanlarının III. Kongresi’nde alınan kararlarla “İttifak” siyasi bir parti mahiyetini kazandı. Aynı zamanda Kadetler ile “İttifak” arasında işbirliğine yol açılmıştır. Kabul edilen “İttifak” programı Rus İmparatorluğu içindeki Rusya Müslümanlarına kültürel (medeni) muhtariyet, eşit haklar sağlamayı göz önünde bulunduran masum dilekçelerden ileri gitmiyordu. Bazı kusurlarına rağmen III. Kongre Rusya Müslümanlarının siyasi faaliyetlerinde başarılı bir olay olmuştur.

Rusya’da Meşrutiyet Dönemi

11 Aralık 1905 tarihinde Başbakan Witte tarafından hazırlanmış olan seçim kanunu ilan edildi. I. Duma, 27 Nisan 1906 tarihinde, Petersburg’daki “Tavrida Sarayı”nda açıldı. 490 mebus (deputat) bulunuyordu. En güçlü parti 190 mebusla “Kadet” (Konstitutsionalnıy Demokratı: Anayasacı Demokratlar)’ lerdi. Müslümanlardan toplam 25 mebus seçilmişti. Duma’nın çalışmaları için hükümet tarafından herhangi bir hazırlık yapılmamıştı. Dolayısıyla hükümetle Duma arasında iyi bir işbirliği yapılamadı. Duma’daki partiler arasında da ahenkli bir çalışma havası yaratmak mümkün olmadı. Devlet Duması’nın ilk toplantısında, Fedor Rodiçev’in (Narodnıy Svabodi Partisi: Milli Hürriyet Partisi) siyasi mahkümlar için genel af çıkarılmasıyla ilgili teklifi büyük çoğunlukla kabul edildi. II. Nikola’nın Duma’nın başkanlığına İ. Gormeykin’i ataması büyük hata oldu ve hükümetin Duma ile ilişkileri kısa sürede düşmanca bir şekle dönüştü. Çar, salahiyetini kullanarak, 8(21) Temmuz 1906’da Duma’yı dağıttı. I. Duma’da Rus partilerinin kendi gruplarını-fraksiyonlarını kurmuş olmalarına rağmen 25 Türk mebus, bir araya gelme imkanını bile bulamamışlardı. Duma’nın dağıtılması mebuslar tarafından çok kötü karşılandı.

I. Duma’nın dağılmasının ardından yeni Başbakan olarak Pyotr Stolıpin ile yeni seçimlere gidildi. Kadet Partisi bu defa % 50 fire vererek 98 mebus çıkarabildi. Seçime Lenin’e bağlı RSDRP (Rusya Sosyal Demokrat İşçiler Partisi) de katılmış ve 65 mebus çıkarmıştı. 35 Müslüman mebusun da yer aldığı II. Duma seçimlerinde, Tatarların iki mühim şahsiyetinin mebus seçilmesi engellenmişti. Bunlardan biri Yusuf Akçura, diğeri ise Fatih Kerimi idi. Kırım Tatarlarından II. Duma’ya giren en mühim şahıs belki de Abdürreşid Mehdi(yev) idi. II. Duma, birincisine nispeten daha fazla sol eğilimli idi. Çar II. Nikolay 3 Haziran 1907 Fermanı ile Duma’yı dağıttı ve aynı gün Başbakan Stolıpin yeni bir seçim kanunu ilan etti.

Böylece, bir takım milli, dini ve medeni haklar elde etmeyi, gasp edilen arazilerini geri almayı ümit eden Müslümanlara da ağır bir darbe indirilmiş oldu.

Başbakan Stolıpin 3 Haziran 1907 tarihli yeni seçim kanunu ile Duma seçimlerinde büyük değişiklikler yaptı. Lehistan ve Rusya’nın Avrupa bölümünde yaşayan Türklerin seçim hakkı çok kısıtlanmış, Türkistan ve Bozkır eyaletlerindeki yerli halk seçim hakkından tamamen mahrum edilmişlerdi. III. Duma’ya Avrupa kısmından 10 Türk mebusu katılabildi. II. Duma’da olduğu gibi, bir “Müslüman Fraksiyonu” kuruldu. “Müslüman Fraksiyonu” ana dilde ilkokul eğitimi, Kafkasya’da toprak meselesi, eğitim müesseselerinin ıslahı için 6 milyon rublenin gerekliliği, din (inanç) hürriyeti, Devlet Duması’nda “Müslüman Fraksiyonu”nun kendi sorunları hakkında Tatarca (Türki) konuşma yapma ve dilekçe verebilmesi hususlarını gündeme getirdi. III. Devlet Duması devrinde ilkokul tahsilini mecbur kılan bir eğitim kanunu projesine göre gayri Rusların okullarında da Rusça mecburi ders olacaktı. Rus baskısı artmış, Türkler arasındaki milli cereyanları ve yenilik hareketlerini bastırmak için Rus hükümeti tarafından da sıkı tedbirler alınmıştı. 9 Haziran 1912’de Devlet Duma’sı Çar’ın emri ile kapandı ve IV. Duma için seçimlere geçildi.

Türlü kısıtlamalarla yapılan IV. Duma seçimlerinde Rus milliyetçileri çoğunluk sağladı ve Müslümanların ancak yedi temsilcisi Duma’ya girebildi. IV. Duma “Müslüman Fraksiyonu” 1914 yılının 15-25 Haziranı’nda Petersburg’ta bir “Rusya Müslümanları toplantısı” düzenlemiştir. IV. Duma’nın çalıştığı sürede 1914 Ağustos’unda Rusya’nın I. Dünya Savaşı’na katılması, ülkede savaş ekonomisi başlattı. IV. Duma, 1917’de hakimiyetini Bolşeviklere kaptırdı.

Rusya Dünya Savaşında (1914-1917)

Rusya İmparatorluğu 1904’te Uzak Doğu’da Japon-Rus Savaşı’nda büyük darbe aldıktan sonra, dış politikada dikkatini tekrar Avrupa ve Yakın Doğu’ya teksif etti. 1907-1913 yıllarında silahlanmak için 4 milyar ruble; 1914 yılında orduyu teçhiz etmek için yalnız 975 milyon ruble harcanmıştı. Böylece Rusya kendine göre hazırlıklarını yaparak, bir fırsatın çıkmasını beklemeye başladı.

I. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla bir tarafta Almanya, Avusturya-Macaristan (İtalya sonradan İtilaf devletleri safına geçti) ve sonradan Osmanlı İmparatorluğu, diğer tarafta Rusya, İngiltere ve Fransa olmak üzere büyük çatışmaya girişildi. Savaşın başlaması Rusya’da büyük milli heyecan doğurmuş, “Duma”daki bütün partiler (5 Bolşevik üye hariç) savaş lehine oy vermişlerdi. Duma Ocak 1915’de tatil edildi, hükümet Anayasa’nın “87. maddesi “ne dayanarak memleketi Duma’sız idareye başladı. Savaş ekonomik hayatı da etkiledi. Savaş sonucunda ihracat büyük sekteye uğradı. Paranın değeri düştü ve hayat çok pahalandı. 1916’larda işçi ücretleri  %300 kadar artmasıyla köylünün maddi gücü de arttı. Savaşın sonunda Rusya, 842 bin kilometre karelik toprağını, endüstri kuruluşlarının üçte birini ve nüfusunun % 23’ünü kaybetti.

1916 İsyanları

1914-1915 yıllarında Rus orduları büyük kayıplar verdi. Rus hükümetinin Rus illerindeki askeri hizmet için Müslümanları çağırmayacağına dair verdiği söz nedeniyle Türklerden toplanan vergiler ağırlaştırıldı. 1 Ocak 1915’te Türkistanlılara askere gitmedikleri için gelirlerinin %21’ine vergi kondu.

Savaşın başlamasıyla Orta Asya’nın ana gelir kaynağını teşkil eden pamuk ihracatı durmuş, hükümet de fiyatları dondurmuştu. Kendi topraklarının gasp edilerek, buralara Rus göçmenlerinin yerleştirilmesi, Orta Asya Türklerini rahatsız eden faktörlerden birini teşkil ediyordu. Cephede büyük kayıplar verilmesi neticesinde Rus hükümeti çevresinde Kazakistan ve Türkistan’daki yerli halktan, yani Müslümanlardan da asker alınmasına ve yaklaşık 500 bin Müslüman-Türk geri hizmete çağrılmasına karar verildi. Hive Hanlığı’ndaki ayaklanma aslında doğrudan doğruya seferberliğin ilanı ile alakalı olmayıp, halkın Rus ve yerli idarecilerin sömürülerinden, istismarlarından ve rüşvetçiliklerinden, yüksek vergilerden, su kullanma haklarının bozulmasından zarar vermelerinin neticesi idi. Çar’ın yerli halktan siper kazdırmak, yol inşa ettirmek için asker (işçi) alacağı haberi duyulunca Özbekistan’da ilk isyan hareketi Semerkant oblastının Hockent şehrinde çıktı. İsyan hareketleri sonucunda Türklerden binlerce kişi öldü, 184 kişi de idam edildi. Rus hükümeti ayaklanmalar neticesinde Türkistan Genel Valiliği’nden toplamayı planladığı 250 bin kişi yerine ancak 123 bin kişiyi toplamakla iktifa etmek zorunda kaldı. İşçi celbiyle ilgili fermanın sonucu olarak Kırgızistan’da ayaklanma, 6 Ağustos’ta Pişpek etrafında başladı ve diğer bölgelere süratle yayıldı. Semireçie oblastındaki istiklal hareketi pek kanlı şekilde bastırıldı; Kırgızlar büyük maddimanevi kayıplara uğradı. Çar’ın asker fermanının ardından Bozkır Eyaletindeki en şiddetli ve en uzun ayaklanma Turgay oblastında oldu. Rus askerlerinin Turgay’a girmesinin ardından, Ruslar için esas tehlikeyi teşkil eden Kıpçak, Nayman, Argun uruğlarının harekatı durdurulmuş ve aralarındaki işbirliği parçalanmış oldu.

Bu isyanlardan en büyük zararı şüphesiz Türkler görmüş olmakla beraber, Rus devletine de can ve mal kaybı bakımından oldukça pahalıya mal oldu. 1917 İhtilalinin çıkmasını hızlandıran sebeplerden biri de bu isyanlar sayılabilir. Rus idarecileri sulh devrinde yerli halktan rüşvet ve türlü hediyeler almaktan geri kalmadıkları gibi ayaklanmalar esnasında da halkı yağmalamaktan çekinmediler. Sovyet nüfus uzmanları 1914 ile 1918 yıllarında Türkistan’ın nüfusunun 1.230.000 azaldığını tahmin etmektedirler. Bunun 300 binini Doğu Türkistan’a kaçan Kazak-Kırgızlar teşkil etmekte olup, Türk nüfusunun genel kaybı 673 bin civarında hesaplanmaktadır.

İkinci Rus Devrimi (27 Şubat 1917)

Savaş ve isyanların yaratığı olumsuz şartlar halk ve işçiler arasındaki huzursuzluğu had safhaya ulaştırmıştı. Ocak 1917’de Rusya tarihi için belki de en mühim olay “grevler” oldu. Çar Duma’yı dağıttığını bildirdi. Duma üyeleri Çar’ın bu emrine uymadılar ve toplantıların yapıldığı Tavrida Sarayı’nda kaldılar. 27 Şubat 1917’de Petrograd’da ihtilalciler galip geldiler. Geçici bir komite kuruldu ve 2 Martta Knez L’vov’un başkanlığında “Geçici Hükümet” teşkil edildi. Geçici Hükümet vazifeye başlar başlamaz basın ve konuşma hürriyeti getirdi; bütün siyasi mahkumlar serbest bırakıldı, polis teşkilatı dağıtıldı. Rusya’daki bu karışık durumdan, düşmanı zayıflatmak için, Alman hükümeti yurt dışındaki ihtilalcileri Rusya’ya sokmak sureti ile faydalanmaya çalıştı. Bolşevikler Moskova’da iki-üç ay içinde tesirlerini beklenmedik şekilde arttırdılar. Lenin ve Bolşevik partisinin Alman hükümetinden para aldığını gösteren belgelerin ortaya çıkmasıyla halk bu sefer Bolşevikler aleyhine döndü ve Lenin kaçmak zorunda kaldı. Kerenski’nin ardından savaşı hemen bitirme vaadi veren Lenin ve arkadaşları, Ekim 1917’de başarılı oldu ve iktidarı ele geçirdi.

Rusya Müslümanlarının Genel Kurultayı (1-11 Mayıs 1917)

Şubat 1917 İhtilalinden sonra Geçici Hükümetin her çeşit siyasi toplantılara izin vermesi üzerine Devlet Duma’sındaki “Müslüman Fraksiyonu”nun inisiyatifi ile çok sayıda kadının da katılımıyla 980 delege ile kurultay toplandı. Bu kurultayın önemi, bütün Türk boylarının çeşitli görüşteki vekillerinin fikirlerini, ilk defa olarak birbirleri önünde açıkça belirtebilmiş olmalarına dayanmaktadır. Kurultay, bazı eksikliklerine rağmen, devrine göre önemli kararlar da almıştı. Fakat hiç birinin bağlayıcı gücü yoktu.

Üçüncü Rus Devrimi (Ekim veya Bolşevik Devrimi) (25 Ekim 1917)

9 Eylül’de Kerenski’nin kendisini görevden alması üzerine Başkomutan Kornilov, 10 Eylül’de isyan hareketi başlattı. 25 Ekim 1917’de Lenin ve Trotskiy tarafından düzenlenen silahlı ayaklanma ile Bolşevikler iktidarı ele aldılar. Bolşevik İhtilali, Rusya’yı Brest-Litovsk Ateşkes Antlaşması’nı yapmağa zorladığı gibi Ukrayna, Letonya, Finlandiya, Sibirya ve Kafkasya’nın merkezden kopmasına, Rusya’nın birçok şehrinde iç savaşın çıkmasına, çok kan dökülmesine, açlığa ve sefalete yol açtı ve azınlıklar da bağımsızlık mücadelesine giriştiler.