SAĞLIK HUKUKU - Ünite 2: Hasta-Hekim Hakları ve Yükümlülükleri Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 2: Hasta-Hekim Hakları ve Yükümlülükleri

Giriş

Hekim-hasta hakları ve yükümlülükleri, en temel anlamda insan hakları ile yakından ilgilidir. Kişinin insan olmakla kazandığı haklar, hasta hekim ilişkisine doğrudan yansımakta ve bu ilişkiyi şekillendirmektedir. İnsan hakları, insanın insan olmasından kaynaklanan haklarıdır. Hekim-hasta hak ve yükümlülüklerinin belirlenmesinde insan hakları bir anlamda yol gösterici nitelik taşımaktadır. İnsanın sağlıklı, iyi ve dengeli bir yaşam sürmesi ne kadar önemli ise sağlığını kaybettiği anda başvurduğu hekim ile arasında tesis edilen ilişkinin özelliği de o derece önem taşımaktadır. Hekimin hastasının yeniden sağlığına kavuşması ve temel hak ve özgürlüklerinden yararlanabilmesi için gerekli müdahalelerde bulunması, hak ve yükümlülüklerinin sınırlarının belirlenmesi de ayrıca üzerinde durulması gereken bir husustur. Bu noktada en çok öne çıkan konu hasta hakları olmakla birlikte, hekimin hakları ile hasta ve hekimin yükümlülüklerinin de ayrıntılı olarak ortaya konulması gerekmektedir. Hasta yeniden sağlığına kavuşmak arzusu ile kendisini teslim ettiği hekimin, bilgi ve becerileri doğrultusunda en doğru teşhisi ve en iyi tedaviyi uygulayacağı konusunda tam bir güven içinde olmalıdır. Hasta hakları kavramı bu bağlamda, insan haklarına yönelik uluslararası sözleşmelerden yola çıkarak kendisine sağlık alanında bir yer tesis etmeye gayret göstermelidir.

Hasta Hak ve Yükümlülükleri

  • Kişilik Hakları: Hukuk sistematiği içinde temel olarak Özel Hukuk alanında yer alan kişilik hakları, kişiler hukuku bakımından, insan ve insan topluluklarının hukuk düzeni içindeki yerini incelemektedir. Kişi, hukuk toplumunun sorumlu bir üyesi olmasından kaynaklanan hakların öznesi olarak kabul edilmektedir. Buna karşılık kişi, bir hakkın konusu ya da amacına ulaşmak bakımından asla bir araç olarak görülemez. Kişi, hak ve borç edinebilen varlık olarak nitelendirilmekteyken kişilik kavramını da içine alan ve kişinin kişisel değerleri toplamından oluşan bir bütündür. Kişilik hakları denildiğinde ise “kişinin toplum içindeki saygınlığını ve kişiliğini özgürce geliştirmesini temin eden varlıkların tümü üzerindeki haklar” anlaşılmaktadır. Kişilik hakları, kişisel değerlerin bütünü üzerinde geçerlidir. Kişilik hakları son derece geniş bir kavram olup kapsamına yaşam hakkı, beden bütünlüğü, sağlık hakkı, kişinin şeref ve onuru, özel hayatın korunması, resim ve isim üzerindeki haklar gibi konular dâhil olmaktadır. Kişilik hakları da özellikleri gereği, mutlak hak statüsündedir. Kişilik hakları içinde yer alan bazı hususların maddi anlamda parasal bir karşılığı olmasa da birtakım kişisel hakların ihlal edilmesi durumunda tazmin edilmesi beklenmektedir. Kişilik hakları kişiye sıkı sıkıya bağlı haklar kategorisindedir. Kişilik hakları, kişiye sıkı sıkıya bağlı olmasından dolayı devredilemeyen ve vazgeçilemeyen haklardandır. Bu açıdan değerlendirildiğinde, kişi rızasının alınamadığı birtakım özel durumlar veya ehliyetsiz olması dışında, tıbbi müdahaleye rızayı mutlaka bizzat kendisi vermelidir.
  • Hasta Hakları: Hasta haklarının ortaya çıkmasındaki en büyük etken, sağlığını bir şekilde geri kazanmak isteyen hastaların, hekimlerden yardım isteyen konumunda ve hekimin bilgi, beceri ve otoritesini kabullenmiş olmaları karşısında haklarını korumak durumunda kalmasıdır. Hastanın, hekim karşısındaki konumu, hastanın sosyal, ekonomik ve hiyerarşik konumundan bağımsızdır. Hasta haklarını sırf hasta açısından ele almak ve yalnızca hasta için tanınmış birtakım haklar olduğu görüşüne katılmak mümkün değildir. Çünkü hasta-hekim arasında sağlanan bu haklar ve görevler ilişkisi bir yandan hastanın yararına iken diğer yandan da hekime bir güvence teşkil etmektedir. Hasta haklarının güvenceye alınması, sağlık hizmetlerinde birtakım standartların yakalanması ve bu standartlar sayesinde hastaya verilecek hizmetlerin kalitesini arttırmaktadır. Hekim, hastasına özenle davranmak durumundayken hastanın da kendi hakkından fazlasını talep hakkı bir anlamda önlenecektir. Hekimle hasta arasındaki iletişimin güçlü olması, güven duygusunu güçlendirilecek, hastanın kendisine uygulanacak tıbbi tedavinin en doğrusu olduğu konusunda inanç hâkim olacak, hekimle iş birliği artacaktır. Hekim, hastasının zarar görmeden tedavi olması konusunda gerekli hassasiyeti gösterecek ve hastasına azami yararlı olmayı hedefleyecektir. Hekim aldığı eğitim, bilgi ve becerileri ile hastasına yararlı olmaya gayret gösterecektir. Hekim, tedavi öncesinde ve esnasında hastasına gerekli açıklamaları yapacak ve hastanın kişilik haklarından kaynaklanan bağımsız rızasını alacaktır. Kişi, hasta olmasına rağmen kendi geleceğine karar verme hakkını elinde tutmaktadır.
  • Hasta Haklarının Tarihçesi: Hasta hakları alanında ilk dönemdeki anlayışın, doğrudan hasta hakkı yerine tıp sanatı ile uğraşanların bu sanatın icrasında uyması gereken kuralları belirleyen “tıp yemini” ile öne çıktığı görülmektedir. Tıp yemini, Hipokrates’e atfen yazılmış ve tıp sanatının uygulanmasını bir yemin metni çerçevesinde koruma altına almıştır. Hekimlerin ve sağlık çalışanlarının mesleklerini onurla uygulayacaklarına dair tarih boyunca ettikleri bu yemin sayesinde bir açıdan hasta haklarına da vurgu yapılmaktadır. Hipokrat yemini, hekimlik mesleğinin icrasında uyulması gereken etik değerlere zemin hazırlarken aynı zamanda hekim-hasta ilişkinin boyutunu belirlemiştir. Yemin, hekime yüklediği birtakım görevler ile hasta hakkını ön plana çıkarmıştır. Hipokrat yemininin hekim açısından getirmiş olduğu düzenlemeleri, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi salt insan hakları temelinde değerlendirmiştir. Hasta haklarına ilişkin hareketin ilk gelişiminin ABD’de başladığı kabul edilmektedir. Başlangıçta ruhsal bozukluklarla ilgili yataklı tedavi kurumları ve bakımevlerindeki hastaların haklarından yola çıkılmış ancak süreçte özel hekim muayenelerine kadar uzanan bir hasta hakları anlayışı hâkim olmuştur. Karara bağlanan birçok federal mahkeme kararında; sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkı tanımlanmaya çalışılmış ve hekim-hasta ilişkininin normal bir iş ilişkisi olmadığı, temelde karşılıklı güvene dayanan bir ilişki olduğu vurgulanmıştır. Benzer şekilde bu kararlarda; “özel eğitim görmüş, konusunda deneyimli ve devlet tarafından tıbbi uygulama yetkisi verilmiş hekimden, hasta olan kişinin yardım talep etmesi” öne çıkmıştır. Hastanın bu talebine yanıt verecek hekimlerin yüklendiği sorumluluklar vurgulanırken özellikle hekimin tedaviye başlamadan önce hastasına bilgi vererek onu aydınlatması, hastanın aydınlatılmış onamının alınması gerektiği, bu aydınlatma sürecinde hastalığın niteliği, tedavi yöntemleri, tedavinin riski ve muhtemel komplikasyonları, alternatif tedavilerin neler olabileceği gibi hususların da açıklığa kavuşturulması gerektiği belirtilmiştir. Yaşanan birtakım sıkıntıların giderilmesi maksadıyla, 1969 yılından itibaren ABD’deki hastanelerin belirli standartlara sahip olması hedeflenmiştir. Hastaneler için getirilen standartlar daha çok hastane yönetimi ile ilgili olmakla birlikte hasta haklarına da sınırlı ölçüde yer vermiştir. Standartlar içinde hastalar bakımından en dikkat çeken hususların, hasta sevklerine kısıtlama getirilmesi, halk temsilcilerinin hastane yönetiminde temsil edilmesi, hastaların tam olarak aydınlatılması, tedavileri hakkında detaylı bilgi verilmesi, hastalar arasında ayrımcılığa gidilmemesi, eşit ve insancıl tedavi yöntemlerinin uygulanması, hastanın özel hayatının gizliliği ve mahremiyetine özen gösterilmesi vb. haklara yer verilmiştir.
  • Hasta Hakları Bildirgesi: Hasta haklarına ilişkin doğrudan yapılan ilk düzenleme 1973 yılında ABD’de Amerikan Hastaneler Birliği tarafından kabul edilerek yayımlanan bir dizi haklardan oluşmaktadır. Yukarıda da açıklanmaya çalışıldığı üzere bu hakların doğuşu kendiliğinden olmamıştır. 1900’lü yılların başından itibaren ABD’de hastanelere karşı açılan çok sayıdaki dava neticesinde Amerikan Hastaneler Birliği “Hasta Hakları Bildirgesi” (A Patient’s Bill of Rights) adı altında birtakım hakları yayımlamak durumunda kalmıştır. Hasta Hakları Bildirgesi’nin amacı; “hastaların, hekiminin ve hastanenin memnun edilmesi ve hastaların daha etkin olarak tedavilerinin sağlanmasıdır.” şeklinde belirlenmiştir. Bildirgede ayrıca; hastanelerin, hastalar adına, hasta haklarının desteklenmesi ve tedavi sürecinin bir parçası olarak görev yapması gerektiği belirtilmiştir. Doğal olarak Amerikan Hastaneler Birliği, bahse konu bildirgeyi hastaneler temelinde ele almıştır. Bu yüzden klasik hasta-hekim ilişkisinden öte örgütlü bir yapı içinde faaliyet gösteren hastanelerin birtakım sorumluluklar üstlenmesi gerektiği vurgulanmıştır. Amerikan Hastaneler Birliğinin kabul ettiği hasta haklarını aşağıdaki gibi özetlemek mümkündür. 1. Hastanın, tedavi ve bakım süresince “saygı görme” hakkı bulunmaktadır. 2. Hastanın, hekiminden hastalığı hakkında tanı, tedavi ve hastalığın aşamalarına ilişkin bilgi alma hakkı bulunmaktadır. Bu bilgiler mutlaka hastaya anlayabileceği bir dil ile aktarılmalıdır. Bu bilgilerin hasta ile paylaşılmasında tıbbi açıdan birtakım sorunlar ortaya çıkacaksa bu durumda hasta adına yetkili bir kişiye aktarılmalıdır. Hasta, hekiminin adını bilme hakkına sahiptir. 3. Hekim, hastaya gerekli bilgileri verdikten sonra hasta aydınlatılmış onamı verme hakkına sahiptir. Acil durumlar dışında, hastanın kendisine uygulanan tedavinin birtakım alternatifleri olması durumunda ya da hastanın diğer başka tıbbi müdahaleler hakkında bilgi talep etmesi durumunda, hastanın bu bilgiye sahip olma hakkı bulunmaktadır. 4. Hasta, yasaların izin verdiği ölçüde tedaviyi reddetme hakkına sahiptir. Ancak bu durumda hastanın bu davranışının tıbbi sonuçları hakkında bilgilendirilmiş olması gerekmektedir. 5. Hastanın, tıbbi bakım sürecindeki konuların mahrem olarak nitelendirmesini isteme hakkı bulunmaktadır. Bu süreçteki her aşama gizli tutulmalı, hastanın durumu ile doğrudan ilgili kişilerin sürece dâhil olmaları yalnızca hastanın iznine bağlı olmalıdır. 6. Hasta kendisi ile ilgili bütün iletişim ve belgelerin gizli tutulmasını isteme hakkına sahiptir. 7. Hastanenin, hastaya sunabileceği imkânlar dâhilinde hasta, bu hizmetlerden yararlanma hakkına sahiptir. Hastane, durumun aciliyet göstermesi hâlinde, hastayı değerlendirmeli, gerekli hizmetleri vermeli ya da başka bir merkeze sevkini yapmalıdır. Hasta, tıbben uygun olması durumunda, sevkin gerekliliği bakımından tam olarak aydınlatılmalıdır. Bu aydınlatmadan sonra ancak başka bir merkeze sevki gerçekleşebilir. Hastanın sevk edileceği kurum önceden hastanın sevkini kabul etmelidir. 8. Hastanın, kendi hastanesi ile diğer sağlık merkezi arasında kurulan her türlü ilişki ile ilgili bilgiyi elde etme hakkı bulunmaktadır. 9. Hastanede, insanlar üzerinde araştırmalar yapılıyorsa ve hastanın tedavi veya bakımının etkileneceği durumlarda, hastanın öneri alma hakkı bulunmaktadır. Hastanın, hastanenin araştırma projelerine katılmayı reddetme hakkı bulunmaktadır. 10. Hastaların, hekimlerin hangi saatte muayene yaptığını, hekimlerin ne zaman nerede bulunacaklarını önceden bilme hakkı bulunmaktadır. Hastaların, kendilerine uygulanan tedavinin devamlılığını bekleme hakları vardır. Hastanın, hekim tarafından bilgilendirileceği bir mekanizmanın hastane tarafından tesis edilmesi ve devamlılığının sağlanmasını bekleme hakkı bulunmaktadır. 11. Hastanın kendisine sunulan masraflara ait faturayı inceleme ve bu faturada yer alan hususların açıklanmasını talep etme hakkı bulunmaktadır. 12. Hastanın, hastanenin kendisine uygulayacağı kuralları tam olarak bilme ve düzenlemelerin neler olduğu konusunda kendisinin bilgilendirilmesini talep etme hakkı bulunmaktadır.
  • Lizbon Bildirgesi: Hasta haklarına ilişkin ilk uluslararası belge niteliğini taşıyan bildirge, Dünya Tabipler Birliğinin 34. Genel Kurulunda kabul edilen “Lizbon Bildirgesi”dir. Lizbon Bildirgesi, temel hasta haklarını konu alan 6 madde ve hekimlere bunları sağlamak konusunda görev veren bir paragraftan oluşmaktadır. Hasta haklarını konu alan 6 madde şu şekilde belirlenmiştir: 1. Hasta, hekimini özgürce seçme hakkına sahiptir. 2. Hasta, hiçbir dış etki altında kalmadan, özgürce klinik ve etik kararlar verebilen bir hekim tarafından bakılma hakkına sahiptir. 3. Hastanın yeterli bilgiyi aldıktan sonra tedaviyi kabul veya reddetme hakkı vardır. 4. Hasta, hekimden tüm tıbbi ve özel hayatına ilişkin bilgilerin gizliliğine saygı duyulmasını bekleme hakkına sahiptir. 5. Her hastanın onurlu bir şekilde ölme hakkı vardır. 6. Hasta, uygun bir dinî temsilcinin yardımı da dâhil olmak üzere ruhi ve manevi teselliyi kabul veya reddetme hakkına sahiptir.
  • Amsterdam Bildirgesi: Hasta hakları konusunda uluslararası alanda ilk girişim olarak kabul edilen ve Dünya Tıp Birliği tarafından yayımlanan yukarıdaki bildirge sonrasında, Dünya Sağlık Örgütü tarafından 1994 yılında “Avrupa Hasta Haklarının Geliştirilmesi, Amsterdam Bildirgesi” (Declaration on the Promotion of Patients Right in Europe) kabul edilmiştir. Lizbon Bildirgesi’nden sonra çok daha kapsamlı olarak ele alınan Amsterdam Bildirgesi’nin yalnızca Avrupa kıtası ile sınırlı kalması çeşitli eleştirilere neden olmuştur. Hasta haklarının yalnızca Avrupa bakımından geçerli olduğu gibi bir yaklaşımla düzenlenen bu bildirge sonrasında bu coğrafya dışında kalan ülkelerin belirtilen standartlara ulaşma konusunda çabalarını kısıtlayacağı düşüncesi hâkim olmuştur. Bütün bu eleştirileri dikkate alan Dünya Sağlık Örgütü, Amsterdam Bildirgesi’nden sonra diğer ülkeleri de kapsayacak şekilde çalışmalarını yoğunlaştırmıştır. Amsterdam Bildirgesi’nde, temel olarak sağlık hizmetlerinde insan hakları ve değerleri, bilgilendirme, onay, mahremiyet ve özel hayat, bakım ve tedavi ile başvuru başlıkları altında düzenlemeler yapılmıştır.

Avrupa Hasta Haklarının Geliştirilmesi Bildirgesi, 30 Mart 1994 Amsterdam Bildirgesi

Bildirgede şu konularda ayrıntılı düzenlemeler yapılmıştır:

Sağlık bakımından (hizmetlerinde) insan hakları ve değerleri, bilgilendirme, onay, mahremiyet ve özel hayat, bakım ve tedavi, başvuru.

Yukarıda belirtilen bildirgelere ilave olarak Dünya Tabipler Birliği tarafından, Lizbon Bildirgesi gözden geçirilerek 1995 tarihinde kabul edilen “Bali Bildirgesi” hekim, hasta ve geniş toplum kesimleri bakımından önemli hususları içermektedir. Hekim kendi vicdanı ile karar verirken mutlaka hastanın yararına hareket etmeli ve hastanın özerkliğini ve haklarını da garanti altına almalıdır. Bali Bildirgesi’nde tıp mesleğinin ortak paydada kabul ettiği temel hasta haklarına yer verilmiştir. Hekimlerin, sağlık alanında faaliyet gösteren kurumların ve ilgili diğer kuruluşların bu hakları tanıması ve desteklemesi hususunda ortak yükümlülüklerinin bulunduğu ifade edilmektedir. Bu yükümlülükler doğrultusunda hasta haklarının kabul edilmesi ve tanınması konusunda gerekli yasal düzenlemeler ve kamu otoritesi tarafından gerekli girişimlerde bulunulmasa bile hekimler, bu hakların korunması ve geliştirilmesine yönelik uygun önlemleri almak zorundadır. İnsanlığı ilgilendiren biyomedikal araştırmalara katılan, tedavi amaçlı olmayan araştırmalara katılan kişiler de herhangi bir hastaya tanınan haklara sahiptir.

Lizbon Bildirgesi Gözden Geçirilerek Yayımlanan Eylül 1995 Bali Bildirgesi

Bildirgenin başlıkları şunlardır:

Kaliteli tıbbi bakım hakkı, seçim yapma özgürlüğü, kendi kaderini belirleme hakkı, bilinci kapalı hasta, yasal ehliyeti olmayan hasta, hastanın isteğine karşın yapılan işlemler, bilgilendirme hakkı, gizlilik hakkı, sağlık eğitimi hakkı, onur hakkı, dini destek hakkı.

Avrupa Konseyi Parlementerler Meclisinin, biyoetik sözleşmesi hazırlanmasına ilişkin tavsiye kararı doğrultusunda, “Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi; İnsan Hakları ve Biyotıp Sözleşmesi” Avrupa Konseyi bünyesinde 4 Nisan 1997 yılında imzaya açılmıştır. Küreselleşen dünya üzerinde bilimsel araştırmaların da kendi açısından bir pay alması sebebiyle, biyoetik alanında bazı ortak ilkelerin kabul edilmesi zorunluluğu doğmuştur. Bu ortak ilkeler sayesinde küreselleşmenin etik alana ilişkin etkilerini de değerlendirmek mümkün olabilmektedir. Biyoetik alanındaki gelişmeler, insan hakları bakımından, biyotıbbın, insan onurunun ve temel hak ve özgürlüklerin korunacağı yeni bir alan olarak kabul edilmesinin sonucudur. İnsan hakları mücadelesinin geniş yelpazesine bu gelişmeler ile birlikte tıp ve genetik araştırmalar da katılmıştır. Tıp ve genetik araştırmalardaki son derece hızlı gelişmeler, yeni ve karmaşık etik sorunları yaratırken birtakım tekniklerin kötüye kullanılması sebebiyle etik ve hukuk alanından beklentilerin artmasına sebep olmuştur. Avrupa Konseyi, “İnsan Hakları ve Biyotıp Sözleşmesi” ile biyoetik sorunları insan hakları çerçevesine dâhil ederek bu alandaki ilk bağlayıcı insan hakları belgesini yayımlamıştır.

“Hasta Haklarına İlişkin Avrupa Statüsü Sözleşmesi” 2002 yılında Roma’da kabul edilmiştir. Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin ulusal sağlık sistemlerindeki farklılıklar nedeniyle temelde insan olmanın vermiş olduğu ortak payda altında Birlik içinde aynı şartların geçerli olması gerektiği vurgulanmıştır. AB dâhilinde herkesin sağlık hizmetleri alanında mevcut farklılıklardan kurtularak, herhangi bir haksızlığa uğramadan yararlanabilmesinin altı çizilmiştir. Sözleşmede özellikle, “Avrupa Vatandaşlığı” gibi üst seviyede birtakım hakların bulunduğu kabul edilirken mali ve ekonomik farklılıkların ileri sürülerek bu hakların kullanılmasının kısıtlanmasının kabul edilemeyeceği özellikle belirtilmiştir.

Ülkemizde Hasta Hakları ve Yükümlülükleri

Ülkemizde hasta haklarına ilişkin ilk düzenlemenin Türk Tabipleri Birliği tarafından 1960 yılında kaleme alınan “Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi” olduğu kabul edilmektedir. Nizamname daha sonra Ekim 1998’de Birliğin 47. Büyük Kongresinde “Hekimlik ve Meslek Etiği Kuralları” adı altında yeniden düzenlenerek yayımlanmıştır. Bu kuralların kabul edilmesinde kuşkusuz 1980’li yıllardan sonra dünyada insan hakları alanında yaşanan gelişmelerin büyük katkısı bulunmaktadır. Bütün bu gelişmelerden etkilenen ülkemiz açısından da birtakım toplantılar yapılmış, hasta haklarının gündeme getirilmesi sağlanmıştır. Türk Tabipleri Birliği Başkanlığında oluşturulan Hasta Hakları Etkinlik Grubunun yoğun çalışmaları neticesinde, 4-5 Kasım 1994 tarihinde Ankara’da yapılan toplantı sonrasında “Hasta Hakları Konusunda Duyuru” yayımlamıştır. Bu duyuru sayesinde, temel hasta haklarının neler olduğu vurgulanmış, toplumun geniş bir kesimi tarafından hasta haklarına ilişkin düzenlemelerin varlığı konusuna dikkat çekilmiştir.

1998 yılında yayımlanan Hasta Hakları Yönetmeliği’nin ikinci, üçüncü ve yedinci bölümlerinde hasta haklarına yer verilmiştir. Bu hakların başlıkları şunlardır: Adalet ve Hakkaniyete Uygun Olarak Faydalanma, Bilgi İsteme, Sağlık Kuruluşunu Seçme ve Değiştirme, Personeli Tanıma, Seçme ve Değiştirme, Öncelik Sırasının Belirlenmesini İsteme, Tıbbi Gereklere Uygun Teşhis, Tedavi ve Bakım, Tıbbi Gereklilikler Dışında Müdahale Yasağı, Ötenazi Yasağı, Tıbbi Özen Gösterilmesi, Sağlık Durumuyla İlgili Bilgi Alma Hakkı, Mahremiyete Saygı Gösterilmesi, Tıbbi Müdahalede Hastanın Rızası, Güvenliğin Sağlanması, Dini Vecibeleri Yerine Getirebilme ve Dini Hizmetlerden Faydalanma, İnsani Değerlere Saygı Gösterilmesi ve Ziyaret, Refakatçi Bulundurma, Müracaat, Şikâyet ve Dava Hakkı.

Hasta Yükümlülükleri: Hasta yükümlülüklerini aşağıdaki gibi sınıflandırmak mümkündür. 1. Genel Olarak Sorumluluklar 1.1. Her insan kendi sağlığını korumakla mükelleftir. Sağlığın korunması kişilerin sorumluluğundadır. 1.2. İnsanlar kendi sağlıklarına dikkat ederken aynı zamanda sağlıklı bir yaşam için kendisine tavsiye edilen hususlara riayet etmelidir. 1.3. Kişi ancak bedenen, fiziken ve moral bakımından uygun olması durumunda kan verebilir veya organ bağışında bulunabilir. 1.4. Sağlığın korunması maksadıyla kişiler basit tedbirler almak suretiyle kendi bakımlarını yapmak durumundadır. 2. Sosyal Güvenlik 2.1. Hasta, sağlık, sosyal güvenlik ve kişisel bilgilerindeki değişiklikleri zamanında bildirmek durumundadır. 2.2. Hasta, varsa diğer sosyal güvenlik güvencelerini sağlık kuruluşuna bildirmek durumundadır. 2.3. Sosyal Güvenlik Kurumunun hastanın tedavi maksadıyla karşıladığı miktarın üzerinde bir ücret söz konusu olduğunda, hasta bu farkı ödemelidir. 3. Hekim ve Sağlık Çalışanlarını Bilgilendirme 3.1. Hasta, sıkıntılarını, daha önce geçirdiği hastalıkları, yatarak herhangi bir tedavi görüp görmediğini, eğer varsa hâlen kullandığı ilaçları ve tüm sağlığıyla ilgili bilgileri tam, eksiksiz vermelidir. 3.2. Tedavinin tam anlamıyla başarılı olabilmesi için sağlık çalışanlarının özellikle de hekimin doğru bilgilendirilmesi gerekmektedir. 3.3. Hastanın kendisine verilen ilaçları tam ve zamanında alması, egzersiz programlarını düzenli olarak takip etmesi, yapmaması gereken fiziksel aktivitelerden uzak durması, bütün bu hususların sağlık çalışanları ile paylaşılarak bilgilendirmesi beklenmektedir. 3.4. Tedavi sürecinden önce teşhis aşamasında sağlık çalışanlarının detaylı olarak bilgilendirilmesi önem arz etmektedir. Özellikle doğru ve zamanında aktarılmayan bilgiler sebebiyle yanlış anlaşılmaların önüne geçilmelidir. 4. Hastane Kurallarına Uyma 4.1. Hasta, tedavi olduğu sağlık kuruluşunun kural ve uygulamalarına uymalıdır. 4.2. Hasta, Sağlık Bakanlığı ve diğer sosyal güvenlik kurumlarınca belirlenen sevk zincirine uymalıdır. 4.3. Hastanın, tedavi, bakım ve rehabilitasyon sürecince sağlık çalışanları ile işbirliği içinde olması beklenmektedir. 4.4. Hasta, randevulu hizmet veren bir sağlık tesisinden yararlanıyorsa randevunun tarih ve saatine uyması ve değişiklikleri ilgili yere bildirmesi gerekir. 4.5. Hasta, hastane personelinin, diğer hastaların ve ziyaretçilerin haklarına saygı göstermelidir. 4.6. Hasta, hastane malzemelerine verdiği zararları karşılamak zorundadır. 5. Tedavisi ile İlgili Önerilere Uyma 5.1. Tedaviyi üstlenen hekimin, hastaya tedavi konusunda önerilerde bulunması kimi durumlarda yetersiz kalmaktadır. Hastanın bu aşamada iyi motive edilmesi ve verilen bilgileri tam olarak anlaması sağlanmalıdır. 5.2. Hasta, kendisine aktarılan tedavi ve ilaçlarla ilgili tavsiyeleri dikkatle dinlemeli, anlayamadığı yerleri sorarak hekimin bunları açıklamasını istemelidir. 5.3. Hasta, kendisine verilen bilgileri komplike ve karışık bulması durumunda derhâl sağlık çalışanını uyarmalı ve kendi anlayacağı şekilde anlatılmasını talep etmelidir. 5.4. Hastanın, tedavisiyle ilgili önerilere uyum sağlayamama durumu söz konusu ise bunu sağlık çalışanına bildirmesi gerekir. 5.5. Hasta, sağlık bakım ve taburculuk sonrası bakım planını beklendiği gibi doğru anlayıp anlamadığını belirtmesi gerekir. 5.6. Hasta, uygulanacak tedaviyi reddetmesi veya önerilere uymamasından dolayı doğacak sonuçlardan kendisi sorumludur. 6. Hastanın Ücret Ödeme Borcu 6.1. Hasta, kamu, özel veya muayenehane hizmetlerinden herhangi birinde Kanunda belirtilen istisnalar haricinde kendisine teşhis, tedavi ve bakım verilmesi durumunda belirlenen miktarlarda bir ücret ödeme borcu altına girmektedir. 6.2. Sağlık kuruluşu, hekim veya hastaneler, hastanın ücret ödeme borcu yükümlülüğünü kötüye kullanmamalı, gereksiz tetkiklerden kaçınmalıdır. 7. Hastanın Tedaviye Katlanması ve Rıza Göstermesi 7.1. Hastanın katlanma yükümlülüğü ancak hastanın tedavi sürecinde pasif işbirliği içinde olmasına bağlıdır. 7.2. Hastanın, kendisine uygulanan tıbbi müdahaleye katılmaması temelde sözleşme ihlalidir. Hasta her hâlükârda muayene ve tıbbi müdahaleye hukuk ve sözleşme sınırları içinde katlanmalıdır.

Hekim Hakları ve Yükümlülükleri

Hekimin haklarını şu başlıklarda toplamak mümkündür:

Hekimin Temiz, Çağdaş Sağlık Kurum ve Kuruluşlarında Çalışma Hakkı, Hekimin Yeterli Eğitim Alma ve Bilimsel Gelişmeleri Takip Edebilme Hakkı, Hekimin Mesleğini Uygularken Etik İlkelere Bağlı Olma Hakkı, Hekimin Mesleğini Baskı Altında Olmadan, Özgürce Uygulama Hakkı, Hekimin Bilgi Alma Hakkı, Hekimin Tedaviyi Seçme Hakkı, Hekimin Tedaviyi Üstlenmeme, Hastayı Reddetme ve Tedaviyi Yarıda Bırakma Hakkı, Hekimin Hastasından Saygılı Davranmasını ve Güvenmesini Bekleme Hakkı, Hekimin Hastasına Yeterli Zaman Ayırma Hakkı, Hekimin Yeterli Ücret Talep Etme Hakkı, Hekimin Meslek Dayanışması ve Yardımlaşma Talep Etme Hakkı, Hekimin Yönetimsel Kararlara Katılma Hakkı, Hekimin Tıbbi Etik İlkelerine Bağlı Olunmasını İsteme Hakkı, Hekimin Sağlığını Koruma ve Mesleki Risklerden Sakınma Hakkı, Hekimin Tanıklıktan Çekinme Hakkı, Hekimin Tavsiye ve Tedavisine Uyum Sağlanmasını İsteme Hakkı, Hekimin Hastaya İyileşme Garantisi Vermeme Hakkı, Hekimin Cezalandırma Eyleminde Bulunmayı Reddetme Hakkı, Hekimin Acil Durumlarda Rıza Dışı Tedavide Bulunma Hakkı.

Hekim yükümlülükleri ise;

İnsan Yaşamını Koruma Yükümü, Hekimlik Meslek Kurallarına Uygun Davranma Yükümü, Hasta Haklarına Özen Gösterme Yükümü, Teşhis Koyma Yükümü, En Uygun Tedaviyi Seçme Yükümü, Malpraktis’ten Kaçınma Yükümü, Dikkat ve Özen Gösterme Yükümü, Hekimin Sır Saklama Yükümlülüğü, Hekimin İhbar Yükümü, Hekimin Dosya Tutma Yükümü.