SAYISAL FOTOĞRAF BASKI TEKNİKLERİ - Ünite 5: Baskı Süreci ve Aygıtları II Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 5: Baskı Süreci ve Aygıtları II
Işığa Duyarsız Yüzeylerde Baskı
Işığa duyarlı olmayan yüzeyler üzerinde uygulanan baskı tekniklerini tanımlamak. Görüntülerin bilgisayarlarda rahatça işlenebilmesi ve hazırlanabilmesi bu sürecin başlangıcını oluşturmuştur. Bu süreç, baskının da aynı sayısal teknolojiyi kullanarak geliştirilmesini ve sonrasında ürünlerinin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Karanlık odadan aydınlık odaya geçiş süreci olan bu baskı teknolojisinin gelişimi günümüzde de sürmektedir.
Mürekkep Püskürtme Biçimlerine Göre İnkjet Sistemleri
Mürekkebi kağıdın üstüne taşıyan araca “başlık” adı verilir. Bu başlıklardan kağıdın üzerine mürekkebin akışını düzenleyen püskürtme sistemleri aşağıdaki gibidir:
Termal İnkjet Sistemleri
Elektrik akımı sayesinde mürekkep haznelerinde ısıtılmış olan mürekkep, kağıdın belirlenmiş olan yüzeyine ufak baloncuklar haline gelerek patlar ve istenilen renkteki mürekkep ısının etkisi ile yüzeye düşürülmüş olur. Genelde her renk “kafasında” (mürekkebi taşıyan başlık) 300 veya 600 kadar bu baloncukları oluşturan delikler (nozzle) vardır.
Piezo İnkjet Sistemleri
Epson firması tarafından geliştirilen bu sistemde mürekkep başlığındaki mürekkep haznesinin üst tarafına yerleştirilen çevirgeç (Transducer) aracılığı elektrik akımı sayesinde başlıkta titreşim sağlanır ve bu titreşim sonucunda memenin ucundaki mürekkep kağıtta istenilen noktaya düşürülmüş olur.
Mürekkep Çeşidine Göre İnkjet Sistemleri
İnkjet sistemlerinin sınıflandırmasında kullanılan bir başka yöntem, sistemin kullandığı mürekkep türüdür.
Boya Esaslı Mürekkep (Dye-Based)
Normalde bir mürekkepli kalemin içindeki mürekkep gibi kağıdı boyama sistemidir. Su, glikol ve mürekkebin karışımı ile elde edilir. Ucuzdur ve doğru yüzeye basıldığı zaman çok zengin ve canlı renkler basma olanağı sağlar. Su-bazlı baskı sistemi olarak da anılır.
Pigment Esaslı Mürekkep (Pigment-Based)
Adından da anlaşılacağı gibi, bu baskı mürekkebinde boya yerine renk partikülleri vardır. Boya direkt değil, bu ufacık renk partiküllerinin (pigmentlerinin) bir araya gelmesi ile oluşturulur. Baskı üzerinde daha engebeli bir yüzey yaratsa da pigment yapısı itibariyle hem suya ve neme daha dayanıklı hem de arşiv için daha uygun bir baskı sistemidir.
Işığa Duyarsız Baskı Yüzeyleri
Işığa duyarsız baskı sisteminde renklerin oluşabilmesi için püskürtülen mürekkebe duyar sağlanan bir tür emülsiyon sürülür. İnkjet baskımızın dış mekan (solvent veya UV) veya iç mekan (su tabanlı veya pigment) oluşuna göre malzemelerin üzerindeki emülsiyon değişir. Emülsiyon yapısının kalitesine göre renk ve tonlar daha kaliteli çıkabilir ve baskı daha kalıcı olabilir.
Dış Mekan Baskı Yüzeyleri
Dış mekanda uygulaması yapılan baskı malzemeleri kağıt tabanlı ve plastik tabanlı olmak üzere başlıca iki grupta değerlendirilebilir.
Kağıt Tabanlı Malzemeler: Kağıt tabanlı malzemeler daha çok geçici reklam işleri için kullanılır. Genelde solvent tabanlı mürekkebi yüzeyde tutunmasını sağlayacak bir emülsiyon vardır. Ayrıca akılda tutulmalıdır ki solvent baskı makineleri kurutucular ile çalışırlar. Bu kurutucular hem mürekkebin malzeme yüzeyine işlemesine yardımcı olur hem de solvent içeriğin malzemeden ayrıştırılıp uçmasını sağlar.
Plastik Tabanlı Malzemeler: Plastik tabanlı malzemeler daha çok pvc özlü olup petrol ve tuzun bileşiminden meydana gelen çok amaçlı bir malzemedir. Reklam dilinde daha çok branda ya da vinil olarak bilinen bu malzemeler hem emülsiyonlu hem de emülsiyonsuz olabilir.
İç Mekan Baskı Yüzeyleri
İç mekanda uygulaması yapılan baskı malzemeleri su tabanlı ve pigment tabanlı olmak üzere başlıca iki grupta değerlendirilebilir. Günümüzde kalıcılık ve kalite açısında pigment tabanlı baskı sistemleri daha yaygınlaşmaya başlamıştır. Pigment tabanlı malzemeler, RC tabanlı kağıtlar, kağıt tabanlı koton kağıtlar (fineart kağıtlar) ve PVC malzemeler olmak üzere üç gruba ayrılabilir.
RC Tabanlı Kağıtlar
Bu tip inkjet kağıtlar daha çok geleneksel fotoğraf baskı sistemlerinde kullanılan negatif kağıtlara benzerler. Yüzey pürüzsüz arkası bir reçina tabakası ile kuvvetlendirilmiştir.
Sonuçlar normal fotoğraf baskısına çok yakındır.
Kağıt Bazlı Kağıtlar
Bunlar geçmişten beri kullanılan, ressamların genelde resim yaptığı “fine art” kağıtların günümüz dijital baskı sistemlerine uyarlanmış çeşitleridir. Bu yüzden, üzerine yapılan baskı uzun yıllar bozulmadan saklanabilir.
Dış Mekan Baskı Sistemleri
Reklam ve dış mekan endüstrisinde kullanılan makineler genelde kullandıkları mürekkep tipine göre kategorilere ayrılırlar. Hepsi renk oluşturmak için pigment kullanır ama bunun baskı yüzeyine uygulanma şekli ve metoduna göre farklılıklar oluştururlar. Baskı sistemlerini, solvent ve UV baskı başlığı altında sınıflandırmak mümkündür.
Solvent Baskı Sistemleri
Solvent baskı, dış mekan ve reklam sektörünün vazgeçilmez inkjet baskı türüdür. Renk pigmentlerini inceltmek ve esneklik vermek için mürekkebe inceltici olarak solvent malzeme eklenir (alkol türü). Bu hem mürekkebin akışkanlığını sağlar hem de baskı yapılan yüzeyde mürekkebin incelerek yüzeye daha iyi nüfuz etmesini sağlar. Ayrıca içeriğindeki solventten dolayı zamanla uçarak, baskı yok olur.
UV Baskı Sistemleri
Akrilik moleküller içeren bu baskı sisteminde, pigment içeren mürekkep yüzeye düştüğü anda UV ışını sayesinde akrilik moleküller sabitlenir ve mürekkep yüzeye basılmış olur. Solvent kadar esnek olmamasına rağmen, bu mürekkep ile, cam, ahşap ve seramik gibi çok çeşitli yüzeylere ve özel duyarkat gerekmeyen hemen hemen her yüzeye (duvar kağıdı vs.) baskı yapılabilir. Akrilik, dış mekanda, monomerler sayesinde, solvent baskı sistemlerine göre daha dayanıklıdır.
Dye-Sublimation Sistemleri
Boya arıtma sistemi olarak da adlandırabileceğimiz bu sistem, iç ya da dış mekan baskı sistemlerinden ayrı olarak ele alınmalıdır. Polyester fiber içeriği olan tekstil ürünlerine doğrudan baskı yapmaya yarar. Özel bir ısıtma sistemi sayesinde mürekkep fiberlerin içine arıtılır. Bu yöntem ile, kalıcı ve canlı tekstil baskıları üretilebilir.
İnkjet Sistemlerin Genel Çalışma Prensipleri
Tüm inkjet baskı makineleri çıkarımsal sentez ile çalışırlar. Yani renkleri oluşturmak için Cyan, Magenta ve Sarı ara renklerini kullanırlar. Pozlandırma sistemlerinin aksine ara renkler görüntülerin oluşması için gereklidir. Tıpkı ışığa duyarlı fotoğraf baskılarının ilk evrelerindeki gibi Kırmızı, Mavi ve Yeşil üst üste geldiği zaman renk oluşturamazlar. Bu yüzden ara renklerin boyaması ile çalışan inkjet sistemleri tüm renkleri rahatça oluşturabilir. Baskı dilinde K, “siyah” rengi tanımlar. Normal şartlarda renk grafiğinde de görüleceği gibi Cyan, Magenta ve Sarının yüzde yüz karışımı siyahı oluşturur. İnkjet sistemlerde mürekkebin çok ince deliklerden püskürtülmesinden dolayı ve boyamanın organik değil, kağıt yüzündeki çok ince bir fiziksel karışım olmasından dolayı cyan, magenta ve sarı asla tam siyahı oluşturamazlar. Bu yüzden, matbaa baskısında da olduğu gibi, inkjet sistemlerde de K yani siyah da tamamlayıcı bir renk olarak eklenmiştir. İnkjet sistemler geleneksel renkli fotoğraf tekniği ile kıyaslandığında yolun daha başında oldukları söylenebilir.
Ekrandaki Görüntüden Noktalamaya Geçiş
Günümüz sayısal görüntü dünyasında yapılan en yaygın yanlış, dpi teriminin hem görüntü, hem tarama hem de baskı çözünürlüğü olarak kullanılmasıdır. Oysa ki; ppi: “Piksel per inch” her inch-kare başına düşen piksel sayısıdır. Monitör gibi, ışık girişi olan aygıtlar için geçerlidir. Bu terim, “pi-pi-ay” olarak okunur. lpi: “Line per inch” her inch-kare başına düşen çizgi sayısıdır. Tarama cihazları çizgisel hareket eder ve her inch başına tarayabildikleri alana göre çözünürlükleri kıyaslanabilir. Lpi terimi, “Li-pi-ay” olarak okunur. dpi: “Dot per inch” her inch-kare başına düşen nokta sayısıdır. Önceki bölümlerde anlattığımız gibi inkjet sistemleri ufak deliklerden düşen mürekkep ile baskı yapar. Her bir inchkare alanına kaç noktacık atabildiğini gösteren terime dpi denir ve “di-pi-ay” olarak okunur.
Sonuç olarak, ekranımızda Photoshop’da 300ppi hazırladığımız bir görüntü baskı cihazında 300dpi basılacak demek değildir. 300ppi o görüntünün ekran çözünürlüğüdür ve bunun ekranda iyi görünmesi ile kaliteli basılması arasında bir ilişki yoktur. Eğer baskı cihazı 720dpi baskı yapıyorsa ve siz ekranınızda görüntüyü “kendi baskı boyutunda” keskin ve iyi görüyorsanız, o zaman isterseniz 200ppi, isterseniz 100 ppi çözünürlükte bile bu dosyayı hazırlayabilirsiniz. Görüntü boyutunun büyümesi, baskı kalitesinin daha yüksek olmasını sağlamaz. Örneğin görüntünün dosya boyutunun 300 megabayt büyüklüğünde olması, mutlaka çok kaliteli bir sonuç alınacağı anlamına gelmez. Ama doğru hazırlandıysa 50 megabayt büyüklüğünde bir dosyaya göre daha “büyük” bir baskı alınabilir. Bir baskı aletinin dpi kalitesi ile bir görüntü dosyasının ppi çözünürlüğü arasında doğrudan ilişki yoktur. İyi hazırlanmış ve kaliteli bir görüntü dosyası ancak, iyi kalibre edilmiş ve düzgün çalıştırılan bir RIP programının kullanıldığı nitelikli bir makinede iyi ve kaliteli basılabilir.
RIP Tercüme İşlemi
İnkjet makinelerin hepsi CMYK sisteme göre çalışır. Günümüzde direkt olarak RGB dosyaları inkjet makinelere gönderen arayüzler vardır. Bunun sebebi RGB hazırlanan dosyaların (bütün sayısal çekimler RGB türevleridir) Photoshop gibi bir program aracılığı ile CMYK’ya dönüştürülmeden (convert edilmeden) ve bunun yaratacağı olumsuzluklardan etkilenmeden rahatça basılabilmesi için makinelerin bu RGB-CMYK dönüşümünü kendi içinde yapmalarıdır. Ancak bu demek değildir ki makineye RGB dosya gönderildiğinde RGB basılır. Tam tersine çok başarılı tercüme programları sayesinde bu RGB dilini veya bilgilerini baskı sistemi CMYK’ya tercüme eder, çevirir. Bu tercüme işlemine RIP denir.