SAYISAL FOTOĞRAFA GİRİŞ - Ünite 2: Sayısal Teknolojinin Fotoğrafa Getirdikleri Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 2: Sayısal Teknolojinin Fotoğrafa Getirdikleri

Filmden Sayısala Geçiş

Sayısal teknolojinin fotoğraf sanatında kullanılmasıyla fotoğraf dünyasında önemli değişiklikler olmuştur. Her değişimde olduğu gibi bu konuda da karşı çıkanlar ve destekleyenler olmuştur. Uygarlık kavramı teknolojiyi üretme, ondan doğrudan faydalanma ve onu düzgün bir şekilde kullanma olarak özetlenebilir. Söz konusu teknolojinin yerini aldığı, kendisinden önceki teknolojiden farkını sonuçlarıyla birlikte kavramak ise çok daha uygar bir yaklaşım olacaktır. Böylece yeni teknolojinin toplumsal faydaları olabildiğince artacaktır. Sayısal fotoğrafçılıktaki teknolojinin hızlı gelişmesi ve yayılması bu teknolojilerin gerçekte ne işe yaradığının anlaşılmasını zorlaştırmıştır. Yeni teknolojilerin uygulama ve kullanım kolaylıkları sağlamasıyla fotoğraf çekiminin artık çok kolay olduğu düşünülmeye başlanmıştır. Fotoğraf çekmenin yalnızca çekim düğmesine basmak olduğu yanılgısı sayısal fotoğraftan önce de vardı. Nasıl bir fotoğraf çekmek istediğinizi doğru belirleyebiliyorsanız bu fotoğrafın çekimini sayısal fotoğraf teknolojisi oldukça pratikleştirmiştir.

İnsanlık tarihine bakıldığında farklı teknolojik dönemlerin toplumu farklı yönlerde şekillendirdiği görülmektedir. Sayısal fotoğrafçılık denildiğinde ise çevremizdeki insanlara ve fotoğraf makinesinin geçmişine bakmamız yerinde olacaktır. Fotoğraf teknolojisi sayısal teknolojiye kadar iki temel bilimdeki gelişmelere dayanmaktadır. Işığa duyarlı yüzey ve baskı açısından kimya bilimine, ışığın kontrolü açısından da fizik bilimine dayanmaktadır. Sayısal teknoloji ile ışığa duyarlı yüzey kimya biliminin alanından çıkarak elektronikleşmiştir. Bunun haricindeki baskı ve optik alanlarda ise pek fazla bir değişim olmamıştır.

Sayısal teknoloji denildiğinde anlaşılması gereken şey verilerin sayısal olarak kaydedilmesi, işlenmesi ve saklanmasıdır. Bu anlamda sayısal teknolojinin getirdiği en önemli farklardan biri verilerin çok hızlı bir şekilde kaydedilmesi bir diğeri ise hızlı bir şekilde sayısal veri aktarım ağları üzerinden aynı anda dünyanın birçok yerinden ulaşılabilir olmasıdır. Bu yeni durumun belirleyicileri verinin sayısallaşmış olması, bilgisayarda işlenebiliyor olması ve bilgisayarları birbirine bağlayıp sayısal veri aktarımını gerçekleştiren küresel ağ olan internettir. Ayrıca günümüzün fotoğraf makineleri uydu bağlantısıyla GPS (Küresel Konumlama Sistemi) verisi kaydederek, fotoğrafın dünyanın neresinde çekildiği bilgisini fotoğrafa üstveri olarak kaydedebilir.

Fotoğraf üretimindeki baş döndürücü nicel artış görüntü kirliliği boyutunda olsa da, yaşadığımız geçiş dönemi atlatıldığında fotoğraf üretim ve tüketimindeki nitelik artışı baş döndürücü bir düzeye ulaşabilir. Fotoğrafla daha öncede ilgilenmiş bireylerin teknolojinin geçiş sürecini iyi analiz edip fotoğrafla yeni tanışan kitleye yardımcı olması gerekmektedir. Fotoğrafçılıkla sayısal fotoğraf teknolojisi ile birlikte tanışan bireylerin, fotoğraf teknolojisi sayısallaşmadan önce fotoğrafla tanışmış olanlardan oldukça farklı fotoğraf anlayışı olduğu görülmektedir. Bilgisayar ve bilgi teknolojileri alanında ortalamanın üzerinde bilgi düzeyine sahip bireyler sayısal teknolojiyi bildikleri için, teknolojisi sayısallaşmış olan fotoğrafçılığı da bildikleri yanılgısına yaygın olarak düşmektedir.

Sayısal teknoloji ile birlikte yaşanan kolaylıklar daha çok fotoğraf üretim sürecinin uygulama alanında göze çarpmaktadır. Uygulamada yaptığı en belirgin katkının ise hız olduğu söylenebilir. Bir fotoğraf dolaysız olarak sayısal fotoğraf makinesiyle üretilebilir ve bilgisayar ortamına yani sayısal ortama aktarılabilirken, analog fotoğrafçılıkta film banyo edildikten sonra tarayıcı kullanılarak görüntü sayısallaştırılabilir ve bilgisayar ortamına aktarılabilir. Fotoğraflar dijital ortama aktarıldıktan sonra görüntü işleme yazılımlarıyla birkaç dakikada karanlık oda teknikleriyle ulaşılması olanaksız ve neredeyse hayal gücüyle sınırlı değişimler geçirebilir.

Bir teknolojiye duyulan gereksinim, o teknolojinin nedenleri ve sonuçları, gelişme ve değişme süreci belli koşullara da bağlı olarak gerçekleşir. Bu koşulların arasında ekonomik koşulların üzerinde özellikle durulmalıdır. Bir teknolojinin yenisi çıktığında eskisi yok olmaya başlar ya da başka gereksinim alanlarına kayabilir. Sayısal teknoloji ile başlayan süreçte siyah-beyaz fotoğraf tekniği daha çok sanatın ve eğitimin alanına kaymaya başlamıştır. Sayısal fotoğraf teknolojisi ile birlikte dünya çapında fotoğrafa ayrılan para fazlasıyla artmış ve pazar büyümüştür. Bunun doğal sonucu olarak yeni fotoğraf teknolojisine ayrılan araştırma ve geliştirme harcamaları artmıştır. Günümüzde fotoğraf teknolojisi birçok başka teknolojiyle de birlikte kullanılmaya başlanmış ve hızla ilerlemiştir. Tüketici açısından bakıldığında sayısal fotoğraf teknolojisinin yatırım maliyetinin başlangıçta görece yüksek olduğu görülmektedir. Diğer bir deyişle, sayısal fotoğraf makinesi filmli fotoğraf makinesinden çok daha maliyetlidir. Ancak satın alındıktan sonra maliyetler filmli teknolojiye göre çok düşüktür.

Fotoğrafın hukukla ilişkisi her şeyden önce belge niteliğinden kaynaklanmaktadır. Fotoğraf, bilgiyi görsel olarak kaydedip belgeleyebildiği için kimi zaman kanıt olarak hukuki anlam taşıyabilmektedir. Ayrıca fotoğraf ticari mal da olabilmektedir. Fotoğrafın belge niteliği ve gerçeklikle ilişkisi icadından günümüze tartışılagelmiştir; ancak, sayısal fotoğraf teknolojisi bu açıdan bir kırılma noktası olmuştur. Analog fotoğraftaki olanaklarla fotoğraf üzerinde yapılabilecek değişiklikler oldukça kısıtlı, zor gerçekleştirilen, uzun süren ve izleri belli olan değişiklikler olmasına rağmen sayısal fotoğrafta görüntünün fotoğraf olup olmadığı zor anlaşıldığı için, bir nesnenin fotoğrafı var ise kendisi de mutlaka var olmuştur inancı da işlevini yitirmeye başlamıştır. Çünkü yeni teknolojinin sunduğu olanakları kullanarak bir nesnenin fotoğraf gibi görünen görüntüsünü üretmek olasıdır. Bir gazetede yer alan haber fotoğrafının belge olma yükümlülüğü olduğu için, aktardığı gerçekliği fotografik olanaklar mümkün olduğunca zorlanarak içtenlikle üretilmiş olması başta etik ve gerektiği durumlarda da hukuksal bir zorunluluktur. Yeni teknoloji ile saniyeler fotoğrafları değiştirmek yani “belgede tahrifat yapmak” için yeterlidir ve anlaşılması oldukça güçtür.

Yeni teknolojinin sunduğu diğer bir olanak ise fotoğrafların kolaylıkla aynı nitelikte çoğaltılıp özellikle internet üzerinde dağıtılabilme olanağıdır. Bu olanakla birlikte fotoğraflar başta telif hakları açısından sıklıkla hukukun konusu olmaya başlamıştır. Yeni teknolojinin kendine özgü etik duyarlılıklarının toplumlar tarafından kazanılmasının önemi, yeni hukuksal düzenlemelerin yapılması ve bu düzenlemelerin kanıksanarak işlemeye başlamasının önemi her gün yaşanan örnek olaylarda açıkça görülmektedir.

Sayısal Teknolojinin Olanakları ve Yetersizlikleri

Sayısal fotoğraf teknolojisinin sunduğu olanaklar ve kendisine özgü yetersizlikler birlikte değerlendirildiğinde ve bu değerlendirme sayısal fotoğraf teknolojisinden önceki teknolojinin olanak ve yetersizlikleri ile karşılaştırmalı olarak yapıldığında anlamlı olacaktır.

Sayısal fotoğraf teknolojisinin sunduğu olanaklar şu şekilde sıralanabilir:

  • Sayısal teknolojinin başlangıç yatırım maliyeti yüksek olduğu halde orta ve uzun vadede film kullanan teknolojiye göre düşük maliyetlidir.
  • Bayat film ya da banyo kazası riski yoktur.
  • Farklı gereksinimler için çok sayıda film taşımaya ve bu filmleri korumaya gerek yoktur.
  • Her fotoğraf için farklı ışığa duyarlılık (ISO ya da ASA) değeri kullanmak mümkündür.
  • Negatif, pozitif, siyah-beyaz, renkli gibi çeşitli film tiplerini taşımaya gerek yoktur.
  • Yüksek ISO değerinin film görüntüsünde oluşturduğu grenlilik, sayısal teknolojide “gürültü” (noise) olarak adlandırılır ve günümüzde yüksek grene oranla daha önemsiz bir sorundur.
  • Fotoğrafta en az ve en çok ışık alan alanların nasıl görüneceğini belirleyen “dinamik aralık” sayısal teknoloji ile kontrol edilebilmektedir.
  • Panoramik çekimler sayısal fotoğraf makineleriyle çok daha kaliteli ve kolay gerçekleştirilebilmektedir.
  • Çekilen fotoğraf küçük bir ekranda da olsa makine üzerinde anında izlenebilmektedir.
  • Sayısal fotoğraf makinesiyle çekilmiş fotoğrafların pozlanması ve ışık dağılımıyla ilgili bilgiyi bir histogram grafiği olarak görüntülenebilmektedir.
  • Sayısal teknoloji ile fotoğrafların depolandığı bellek kartını değiştirmeden binlerce fotoğraf çekilebilmektedir.
  • Netleme, titreşim engelleme gibi olanaklar sayısal teknolojiyle birlikte daha hızlı gelişim göstermektedir.
  • Sayısal fotoğraf makineleri video görüntüsü ve ses de kaydedebilmektedir.
  • Sayısal fotoğraflar çekimden hemen sonra kolaylıkla ve kısa sürede bilgisayara aktarılabilmektedir.
  • Sayısal teknoloji ile üretilmiş fotoğraflar saniyeler içerisinde internet üzerinden dünyanın istenilen yerine ulaştırılabilmektedir.
  • Sayısal fotoğraflar birebir aynı olarak çoğaltılabilmektedir.
  • Sayısal fotoğrafların arşivlenmesi ve bu arşivlerin taranması görece çok kolaylaşmıştır ve ucuzlamıştır.
  • Bilgisayar yazılımları kullanılarak sayısal fotoğraflar üzerinde yapılabilecek değişiklik ve düzeltmeler karanlık oda işlemlerine göre daha kolaydır.

Sayısal fotoğraf teknolojisinin yetersizlikleri ise şu şekilde sıralanabilir:

  • İlk ve en önemli unsur, sayısal fotoğraf teknolojisinin başlangıç yatırım maliyetinin oldukça yüksek olmasıdır.
  • En yaygın fotoğraf filmi olan 35mm.’nin 24mmX36mm kayıt yüzeyi alanı halen çoğu dijital makinenin algılayıcısından büyüktür.
  • Sayısal teknolojili amatör fotoğraf makineleri çekim düşmesine basar basmaz kayıt yapamaz, gecikir.
  • Yüksek teknolojinin kullanıldığı sayısal teknolojili fotoğraf makineleri özellikle toz ve nem gibi çevresel etkenlere karşı savunmasızdır.
  • Uzun pozlamalarda sayısal algılayıcılar ısındığı için arızalanabilmekte hatta yanabilmektedir.
  • Sayısal verilerin kaydedildiği bellek kartı gibi ortamları, manyetik alanlardan, virüslerden ya da fiziksel darbelerden ve nem gibi çevresel faktörlerden korumak oldukça güçtür.
  • Sayısal fotoğraf teknolojisinde fotoğrafı belirleyen görece çok sayıda etken olduğu için küçük bir detayı atlamanın olumsuz bir sonuç doğurma olasılığı her zaman vardır.
  • Sayısal fotoğraf, üretimi sayı olarak arttırdığı için üretilen fotoğrafın kalitesinin düştüğü düşünülmektedir.

Sayısal Fotoğraf Üretim Süreci

Film kullanarak fotoğraf üretme süreciyle sayısal teknoloji kullanarak fotoğraf üretme süreci temelde aynıdır. Üretim teknolojisine bağlı olarak sürecin aşamalarının işleyişinde farklılıklar vardır. Sayısal fotoğraf üretmek için iki yöntem vardır. Birincisi fotoğrafı sayısal fotoğraf makinesi kullanarak üretmektir. Bir diğer yöntem ise sayısal olmayan yöntemlerle üretilmiş bir fotoğrafı tarayıcı kullanarak sayısallaştırmaktır. Sayısal fotoğraf makinesi kullanarak fotoğraf üretme süreci üç aşama olarak irdelenebilir. Bu aşamalar çekim öncesi, çekim ve çekim sonrasıdır.

Çekim öncesinde çekim için gerekli hazırlıklar büyük bir titizlikle eksiksiz olarak yapılmalıdır. Çekim çok iyi planlanmalıdır. Donanım bu plana göre hazırlanmalıdır. Bu aşamanın her zaman en önemli iki başlığı bellek kartları ve pillerdir. Yedek pil mutlaka bulundurulmalıdır ve kesinlikle dönüşümlü olarak kullanılmalıdır. Sayısal fotoğraf makinesinde üretilen fotoğraflar sayısal veri olarak bellek kartlarına kaydedilir. Bellek kartı sorunları fotoğrafları kaybetmek anlamına geleceği için çok dikkatli olunmalıdır. Kartlar kesinlikle tam doldurulmamalıdır, birkaç fotoğraflık yer her zaman boş bırakılmalıdır. Günümüz sayısal fotoğraf makinelerinin üzerinde çok sayıda kontrol olduğu için her fotoğrafçının her kontrol için bir standardının olması salık verilebilir. Çekim öncesinde bu ayarları kontrol etmek gerekir. Fakat fotoğraf üretiminin pratik bölümü çoğunlukla el alışkanlığı ve reflekslerle yürütülür.

Çekim sırasında her şey kontrol altında olmalıdır. Panik ya da özensizlik her tür üretim sürecini etkilemekle birlikte sayısal fotoğraf sürecinde görece daha yıkıcı olabilmektedir. Filmli makinelerdeki kontrollerin üzerine sayısal fotoğraf makinelerinde beyaz ayarı, format, ISO ve çözünürlük gibi ayarlar getirilmiştir. Çekim amacı ve çekim koşulları doğrultusunda fotoğrafın keskinlik, kontrast, parlaklık, doygunluk gibi özelliklerinin nasıl olması gerektiği doğru seçilmeye çalışırken makineyi tanıma ve deneyim çok yararlı olacaktır. Hemen her sayısal fotoğraf makinesi JPEG formatında fotoğraf kaydeder. Kimi sayısal fotoğraf makineleri ise RAW (ham, bitmemiş) ve TIFF formatlarında da fotoğraf çekebilmektedir. RAW ham bir formattır, TIFF ise sıkıştırılmamış bir formattır. TIFF formatı JPEG’in sıkıştırılmamış hali olarak düşünülebilir. RAW ise henüz bitmemiş olduğu için çekim sonrasında birçok değişikliği fotoğrafın görüntü kalitesini kayba uğratmadan yapmaya izin verir. Format açısından en iyi sonuç RAW olarak çekilmiş fotoğrafın düzeltmeleri yapıldıktan sonra TIFF olarak kaydedilmesiyle elde edilir. Ortam ışığının renk ısısı (Kelvin değeri) fotoğrafta renklerin nasıl temsil edileceğini önemli oranda etkiler. Makine üzerinde doğru beyaz ayarı (White Balance) seçilerek çıkabilecek sorunlar engellenir.

Sayısal olarak fotoğraf üretildikten sonra işlenebilir ya da olduğu gibi kullanılabilir. Fotoğraf, sayısal fotoğraf makinesiyle üretilmiş ya da tarayıcıyla sayısallaştırılmış olsun, fotoğraf işleme yazılımları kullanılarak işlenebilir. Fotoğraf işleme yazılımları kullanılarak fotoğraf üzerinde yapılan bir değişiklik bilgisayar monitöründe izlendiğinde olması gerektiği gibi göründüğü halde, başka bir monitörde, televizyon ekranında, yansıtım aracında izlendiğinde ya da kâğıda basıldığında hiç istenmeyen bir sonuçla karşılaşılabilir. Fotoğraf, çekimi izleyen aşamada sayısal olarak işlendikten sonra taşınabilir bellek, taşınabilir sabit disk, CD/DVD, hafıza kartı ya da internet aracılığıyla taşınabilir ya da saklanabilir.