SİYASAL İLETİŞİM - Ünite 5: Siyasal İletişimde Seçmenlerin İknası Açısından Hitabet, Güzel Konuşma Teknikleri ve Beden Dili Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 5: Siyasal İletişimde Seçmenlerin İknası Açısından Hitabet, Güzel Konuşma Teknikleri ve Beden Dili

Ünite 5: Siyasal İletişimde Seçmenlerin İknası Açısından Hitabet, Güzel Konuşma Teknikleri ve Beden Dili

Giriş

Siyasal iletişim temelde politikacıların farklı niteliklere sahip, karma yapıdaki seçmen kitlelerini kendi felsefe ve ideolojileri bağlamında ikna etmesi amacına dayanmaktadır. Siyasette katılımcılığın sağlanması ve gerçekçi temsillere dayandırılabilmesi için hitap edilen toplum bireylerini tanımak ve takip etmek önemlidir. Seçmen ne kadar tanınırsa tanınsın ve onların sorunlarıyla ne derece ilgilenirse ilgilensin, mesajlarını ikna edici ve anlaşılır bir nitelikte oluşmadığı ve etkili bir biçimde sunmadığı sürece rakipleri arasında başarı grafiğini yükseltmesi pek de mümkün olmayacaktır.

Siyasal İletişimde Hitabet

İdeolojik felsefelerini herkesin anlayabileceği açık ifadeler ile aktarması gereken politik aktörler, bununla birlikte söz ve sesin etkileyiciliğinden de sıklıkla yararlanmaktadır ki, buna hitabet ya da güzel konuşma sanatı denmektedir. Güzel konuşma sanatı, özellikle kitle iletişim teknolojilerinin gelişimine bağlı olarak politik parti, lider ve adaylar arasındaki rekabetin de önde gelen mücadele yöntemleri içinde sayılmaya başlanmıştır.

Siyasal İletişim Açısından Hitabet ve Dil Sanatına Kavramsal Bakış

Hitabet sanatı, veriler, gerçekler ve hisleri uygun oranlar içinde yoğurarak dinleyicilere sunabilmektedir. Bu ise, sıkı bir hazırlık, istek, doğru düşünme ve kelimeleri yerinde kullanabilmekle mümkün olmaktadır. Politik kesimlerde çoğunlukla iki hata yapılmaktadır. Bunlardan birincisi, seçmenlerin gerçekleştirilmesi kesin olmayan konu ve planlamalar bağlamında ikna edilmeye çalışılması, ikincisi ise hitabet ve söz söyleme sanatında aşırıya kaçılması sebebiyle anlatıların seçmen açısından daha da karmaşıklaşmasıdır. Hitabetin ve konuşma sanatının gereklerini iyi bir şekilde yerine getiren bir politikacı, hem sözün akıcılığı hem de ses tonu ve vurgulamaları ile dinleyicilerin dikkatini çekmekle kalmamakta, aynı zamanda dağılan dikkatleri anında toplama yeteneğine sahip olması gerektiğini bilmektedir. Seçmen nezdinde samimiyet algısının yaratılabilmesi koşullarından biri, iletişim sürecinde politik aktörlerin ben demek yerine biz ifadelerini kullanarak, seçmenleri siyasal sürecin bir ortağı konumuna yükseltmesi olarak gösterilebilmektedir.

Politikacı Açısından Hitabet ve Etkili Konuşmanın Temel Unsurları

Politik konuşmacıya gerçeklere ilişkin gelişmeler hakkında hedef kitlesini anlaşılır biçimde bilgilendirmesi imkanı sağlarken, aynı zamanda da hedef kitlenin duygularını ve coşkularını harekete geçirmesine olanak tanıması sayesinde ortak duygusal bir paydada birleşmenin yolunu açmaktadır. Hedef kitlenin sosyo-demografik, ekonomik, eğitim düzeyi ve psikolojik nitelikleriyle ilgili kesin ayrımlar ortaya koyabilecek geniş araştırmalar yapılmalıdır. Politik liderin ve adayın konuşma için seçilen ortamın ve teknik yapının niteliklerini öğrenmesi ve buna bağlı olarak en uygun ses tonu ve vurgulama pratikleri gerçekleştirmesi gerekir. Politik konuşmacı seçmenlerle kapalı ve küçük bir ortamda iletişim kuruyorsa, o zaman daha alçak bir ses tonu kullanmalı ve tonlamadaki ani iniş çıkışlardan uzak durmalıdır. Politik aktör oldukça kalabalık bir ortamda konuşmasını icra ediyorsa, o zaman sesinin tonunu herkesin duyabileceği bir yükseklikte ayarlamalıdır. Hızlı konuşma, konuşmacı için konusuna hakim olmadığı, topluluk önünde konuşma deneyimine sahip olmadığı ve bu nedenlerden dolayı heyecanlandığı izlenimi oluşturabilmektedir. Politik konuşmada etkileyicilik açısından dikkate alınması gereken bir başka unsur ise beden dili ve bu unsur ile söz, ses ve vurgulamalar arasındaki uyumun sağlanması hakkındadır. En önemli konu da konuşmacının gerçekçi olması ve konuşmasını gerçek öğelere dayandırmasıyla ilgilidir. Durumun sahici tasviri; güvenilir, inanılır, güven verici, doğru, dürüst ve sadık olarak nitelendirilir.

Hitabet ve etkili konuşmanın verimliliğini arttırmaya yönelik göz önünde bulundurulması gereken diğer unsurlar da şu şekilde sıralanabilir :

  • Seçmenlerine hitap ederken onların yetiştiği kültürel yapının öğelerinden beslenmeli,

  • Dinleyicileri de aktif hale getirmeli,

  • Gerçeklere dayalı öğelerden beslenmeli,

  • Dinleyicilerin dikkatini çekebilmeli,

  • Kurulan cümlelerin uzun ve dolaylı olmamasına dikkat etmeli,

  • Süslü anlatımdan uzak durmalı,

  • Dinleyicileri mutlu edecek ve gururlanmasını sağlayacak nitelikte olmalı,

  • Topluluk karşısında konuşmaktan çekinmemeli, sahne korkusu yaşamamalı, taşınan heyecan yerinde ve dengeli olmalı,

  • Giyim kuşama dikkat edilmeli,

  • İsimlerin, sıfatların yer ve tarih bilgilerinin doğru olduğundan emin olunmalıdır.

Etkili Bir Hitap İçin Topluluk Önünde Konuşabilmenin Önemi

Topluluk karşısında heyecanlanmadan başarılı bir şekilde konuşma gerçekleştirmek, kitleleri anlatılanlar konusunda ikna etmek, etkilemek ve bu yönde bir kamuoyu oluşmasını sağlamak için atılması gereken en önemli adım söz konusu konuşma ile ilgili hazırlık ve pratik yapmaktır. Hazırlıksız yapılan bir konuşmanın hemen fark edileceği unutulmamalıdır ve bu durum dinleyicide, konuşmacının konuya ve hitap ettiği kitlelere gereken önemi ve özeni göstermediği algısı yaratabilir.

Topluluk karşısında konuşmanın vereceği heyecanı az da olsa yenmeye ve herkesi etkileyecek ve ikna edecek bir iletişim etkinliği yerine getirmeye yardımcı olabilecek hususları şu şekilde aktarmak mümkündür:

  • Hitap edeceği topluluğa ne vermek, ne anlatmak istediğini sormalı ve konuşmanın ana teması belirlenmelidir,

  • Hedef kitlenin hangi özelliklere sahip olduğu, hangi bilgileri duymak istediği ve hassasiyet duydukları konuların neler olduğu araştırılmalıdır,

  • Önce ana hatlarıyla yazıya dökülmeli, ardından konuşmanın ayrıntıları üzerinde çalışılmalıdır,

  • Konuşmanın ayrıntılarını oluşturan unsurlar genellikle tanık göstermek, örneklendirmek, geçmişle bağlantı kurmak, gerçekçi olgular üzerinden karşılaştırmalarda bulunmak ve soru cümlelerine yer vermek şeklindedir.

  • Yazıya döküldükten sonra metin bazı noktalar açısından incelenmelidir.

  • Konuşmadaki ifadelerde ben yerine biz sözcüklerinin kullanılmasına dikkat edilmelidir, ama, fakat gibi sözcüklerin kullanılmamasına dikkat edilmelidir.

  • Vurgulamak istediği noktaların metinde altını çizmesi, sunumda dikkat dağınıklığını önler.

Gerekli hazırlıklar yapıldıktan sonra heyecanın giderilmesine ve etkili bir hitabetin yerine getirilmesine yönelik girişimlere geçilmelidir. Bunun için;

  • Konuşmacı; hedef kitlem ile bütünleşmeye hazırım ve onlarla iletişim kurmak için yeterli motivasyona sahibim demelidir.

  • Konuşmayı gerçekleştireceği yerde ve söz konusu topluluğun karşısında hayal etmesi ve düşünsel olarak bu fikre kendini alıştırması,

  • Konuşmacının, hazırladığı yazılı metni yüksek sesle okuyarak gerekli vurgu ve tonlama çalışmasına geçmesi gerekmektedir.

  • Konuşmacının artık yavaş yavaş elindeki metinden bağımsızlaşmasına yönelik çalışmalara geçmesi gerekmektedir.

  • Metindeki konulara karşı hakimiyet kurabilmiş olan konuşmacı duru pozisyon ve konuşmanın akışına göre en uygun bedel dili işaretlerini çalışmaya başlamalı.

  • Pratikler ardından konuşmacının gerçek sunumun küçük bir uygulaması olarak bir grup önünde sunumu gerçekleştirmesi önerilebilir.

Etkili Politik Sunum İçin Mikrofon Önünde Konuşabilme

Mikrofonun her zaman konuşmaya ciddi bir hava kazandırdığı bilinen bir gerçektik. Mikrofonun konuşmaya kattığı ciddiyet, dinleyicilerin sürece ilişkin beklentilerini de yükseltmektedir. Politikacı mikrofon karşısında sesinin tiz mi, pes mi çıktığını tahmin etmeli ve ortamın akustiği hakkında da bilgi sahibi olmalıdır. Politikacıların aradaki mesafeyi ayarlaması konusunda mikrofonla kendi arasında uzaklık yaratması kadar mikrofonu kendilerine çok yakın, hatta ağzını ve yüzünü kapatacak kadar yakın tutması da yapılan bir hatadır. Mikrofon karşısında başarılı bir konuşma gerçekleştirmenin en ince ayrıntılarından biri anlatın esnasında uzun duraklamalarda bulunulması ve “ııı”, “eee” gibi duraklama harflerinin sık sık kullanılması ile ilgili husustur. Konuşma esnasında, mikrofon ile aradaki mesafeye ilişkin göz önüne alınması gereken başka bir konu da “p,ç,t” gibi sert çıkan harflerin yumuşak bir telaffuzla söylenmesi ile alakalıdır.

Siyasal İletişimin Etkileyiciliğini ve Seçmenlerin İknasını Arttırmada Beden Dili ve İşaretlerin Önemi

Seçilen beden dili işaretlerinin, aksesuarların ve renklerin taşıdığı anlamların politik konuşmacı tarafından bilinmesi ve bunların doğru, yerinde ve ölçülü kullanılması gerekmektedir. Yerinde olmayan, gerçeklerle özleşmeyen ve aşırıya kaçan kullanımların, söylemlerin inandırıcılığını azaltmaya neden olduğu, bir süre sonra dinleyici dikkatlerini dağıtmaya başladığı ve konuşmasının gitgide bir şov haline dönüştüğü hatırdan çıkarılmamalıdır.

Etkili Bir Siyasal İletişim İçin Beden İşaretleri ve Taşıdığı Anlamlar

Beden işaretleri olarak yüzde oluşan jest ve mimikler yanında, konuşmacı ve dinleyici arasında gerçekleşen iletişim süreci boyunca duruş, el ve kolların hareketleri, parmakların kullanımı, tokalaşma biçimleri, kafa ve boyun hareketleri, oturuş biçimlerinin her biri karşı tarafa farklı mesajlar gönderirken, aynı zamanda etkili konuşma için gerçekleştirilen çabanın neticesini de etkilemektedir. Politikacıların seçmenlerle karşılaştığı sırada genellikle bir eliyle tokalaşırken diğer elini de omuza götürmesi şeklinde tokalaştığı görülmektedir. Politikacının bu eğilim ile yaratmak istediği algı birlik, bütünlük, samimiyet ve dostluk ile ilgilidir.

Adab-ı Muaşeret çerçevesinde tokalaşma ile ilgili dikkat edilmesi gereken bir takım hususlar bulunmaktadır:

  • Tokalaşırken, diğer elle de kol ya da omuzun tutulması bedensel teması arttırmaktadır ve bu durum bazen karşı taraftaki kişiyi rahatsız edebilmektedir.

  • El sıkışma eylemini ilk başlatan otorite ya da mevkideki kişilerdir.

  • Kadın ve erkekler arasında tokalaşma için ilk eğilimi kadının göstermesi beklenmelidir.

  • Tokalaşmanın süresi kısa tutulmalıdır.

Beden dili olarak özellikle ikili konuşmalarda en sık kullanılan organlardan biri baş ve boyundur. Baş hareketleri özellikle dinleyenin konuşmacıyı ne kadar önemsediğini, iletişim eylemine ne kadar motive ve istekli olduğunu, söylenenlerle ne derece ilgilendiğini yansıtmaktadır. El ve kol hareketlerinin ölçülü kullanılması ve anlatılanlarla bir denge bütünlüğü sağlaması gerekmektedir. El ve parmakların işaretleri ise politikacının anlattıklarında ne kadar kararlı ve mücadeleye ne kadar hazır olduğunu yansıtırken, konuşmanın seyrine göre uyarı ve güvensizlik taşıdığı noktaları dinleyicilere aktarması açısından da sözün tamamlayıcısı olarak konuşmada önemli bir yer tutmaktadır. Ellerimizle yapmamamız gerekenler şu şekilde sıralanabilir:

  • Yüzüklerle, saatle, ataçlarla, düğmelerle, kol düğmeleriyle, kalemlerle, tırnakla vs. oynamak,

  • Yüze, saça, ceplere, sıraya, masaya dokunmak ve hafif hafif vurmak,

  • Sandalyenin arkasına, notlara, konuşma yapılan kürsünün yanına tutunmak,

  • Vücudun herhangi bir yerini kaşımak

  • Vücudun arkasında, ceplerde, kucakta, kolları birbirine kavuşturarak veya üzerlerine oturarak saklamak,

  • Dinleyicileri işaret etmek, umutsuzca ovuşturmak veya istekle ovuşturmak.

Topluluk Karşısındaki Konuşmalarda Kaçınılması Gereken Olumsuz Beden İşaretleri ve Anlamları

Sözel göstergeler, çoğu zaman duygu ve tutkuları tam olarak açığa vurmada yetersiz kalırlar. Bu nedenle görsel göstergeler, hem sözcüklerin anlamlarını vurgularlar, hem de sözlü olarak söyleyemediğimiz duyguları ve coşkuları dile getirip dışa vururlar. Konuşma sırasında elini sürekli olarak saçlarına götürmesi, yüzünde gezdirmesi, ağzını kapatması, boynunu kaşıması ve parmaklarıyla ensesini sıvazlaması politik imaj ve seçmen güvenilirliğinin kazanılmasına olumsuz yönde etkileyen ve kullanılması tavsiye edilmeyen beden işaretleridir. Konuşmacının konuşma sırasında sürekli elleriyle oynaması, bir eliyle diğerini kaşıması, iki elinin parmaklarını birbirleriyle kanca oluşturacak şekilde kenetlemesi, öz güven eksikliğinin bulunmasına işaret eder. Başın öne eğilmesi, boynun bükülmesi ve omuzların düşürülmesi politik konuşmacının mücadeleden yıldığı ve teslimiyetçi bir psikolojik güdüye büründüğünü göstermektedir. Politik aktörün konuşması sırasında sürekli olarak ceketinin düğmeleriyle ve kravatıyla oynaması, gömleğinin yakasını çekiştirmesi konuşmadan sıkıldığı anlamına gelmektedir.

Seçmenlerin İknasında Görsel Göstergeler Olarak Giyim ve Renklerin Rolü ve Önemi

Genellikle canlı renkler seçen kişiler o gün çok neşeli, uyumlu ve iletişime motive bir imaj sunarken, soluk, mat ve cansız renkler seçen kişiler ise karşı tarafta içe kapanık, mutsuz, karamsar ya da sinirli olduğu izlenimi uyandırmaktadır. Siyasal iletişim ve kampanya çalışmalarında politik aktörler, liderlik vasıflarını seçmenlere en iyi biçimce ancak giyim ve duruşlarıyla anlatabileceklerini düşünmektedir. Politikacıların genellikle siyah, lacivert veya mavi renklerde takım elbiseler tercih ettiği görülmektedir. Siyah renk gücü, otoriteyi ve kişinin mücadeleye hazır olduğunu yansıtırken, mavi renk masumiyeti, barışı, huzuru ve güveni temsil etmektedir. Lacivert ise sorumluluk, bağlılık, kendine güven ve disiplin mesajları vermektedir.